01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 ŞUBAT 2003 SAU CUMHURİYET SAYFA JV LJ L J 1. U İY [email protected] 15 Şair Tuna Kiremitçi, okurlannm karşısma hüznü, aşkı ve yaşamı anlatan ilk romanıyla çıktı Gitmeye ve kahnaya dairVEINA ÇALÎPİS Tuna Kiremitçi, Git Kendini Çok Sevdinneden ile (Doğan Ki- tap) romana, içerigi kadar adıyla da iddialı bir gınş yaptı. Roman, çocu- ğumın ölümünün verdiğı acıyla git- tiği, ılk gençlik yıllaruıın geçtiği Es- kişehir'deki evinde kenduıi bulmaya çalışan Arda'nın yaşamını ele alıyor. Her gecenin sonunda aydmlık var misali, Arda yaşadığı o zor günler- den kendini kurtarmaya çalışırken karştsına birden ilk aşkı çıkıyor. Ve konu daha da çıkmaz bir hal alıyor. Bu kez de yenı bir sorgu başlıyor: Gitmek mi gerek. malmak mı? -Romana yöneüşinizi neye bağ- lıyorsunuz? TUNA KİREVIİTÇt - Her za- man roman yazmak gibi bir hayalim vardı. Beni romana götüren iki şey var; uzvtn yıllardan ben uğraştığım şiir ve üniversitede aldığım sinema eğitimi. Özellikk modem şiir bir dil disiplini kazandırdı. Yazdığım her kelimenin hesabuıı kendime verme- yi öğretti. Sinema eğitimiyse hem görsel dili kullanmada, hem de insan gerçeğini dramatıkyapı içinde anlat- ma konusunda bir takım ipuçlan edinmemi sağladı. Şiir ve sinema i- ki elimden tutupbeni romanm eşıği- ne kadar getirdiler, 'Kendi kuşağımın romanr -Şiirlerinizde Oktay Rifat ve tkinci Yeni'nin izlerine rastlıyo- ruz. Yaa için kimleri örnek alıyor- sunuz? KÎREMİTÇİ-Sevdiğim yazarlar Orban Kemah Ahmet Hamdi Tan- pınar, Reşat ISuri Güntekin, Fla- ubert, Hemingway ve Kafka. tyi tanıdığım insanlan anlarmaya, onla- n temel insanlık durumlan içinde göstermeye ve çok da emin olmadı- ğım konularda büyük laf etmemeye çahşıyorum. Bu konularda Orhan Kemal okumuş olmamın katkılan olduğunu düşünüyonım. - Tanıdığım insanlan yazmayı tercih ediyorum dediniz. Bu roma- nınızdaki kahramanlarıı» ne ka- dan gerçek, ne kadan kurgu? INI OK SEVDİRMEDEN 'N KİREMİTÇİ B KİREMtTÇt-Otobıyografik bir roman değil, ama yarattığım karak- terlerin çoğunda benden bir şeyler var. Çoğu hayatta tanığım insanların bileşiminden kaynaklanıyor. - Modern kurguyla klasik bir te- ma... KİREMtTÇİ- Klasik romanlan ve anlatılan çok severim. Bu tür ki- taplar insanı ve insanın iç dünyasını çok iyi anlatıyor. Bunun yanı sıra modern romanınbize getirmiş oldu- ğu birtakım farklı anlatım tekrükle- ri var. Klasik romanminsancılhğı ve modern romanın oyunculuğu bir ara- ya geldiği zaman ılginç şeylerin or- taya çıktığını düşünüyonım. -Bir erkeğin bir kadını kendi gö- zünden anlatması zor bir şey. Fa- kat son günlerde erkek yazarlar bunu çok sık yapmaya başladdar... KtREMtTÇİ- O İcadar da zor ol- duğunu düşünmüyorum. Yeterince derine bakarsak erkek ya da kadını birbirine bağlayan ortak birtakım noktalar var. Mesela, hayat karşısın- daki güçlüklerimiz, zayıflıklanmız, yaptığımız aptallıklar, korkulanmız. Bir erkeğin bir kadını anlatması çok zevkli. ir erkeğin bir kadını anlatmasının zor olduğunu düşünmüyorum. Yeterince derine bakarsak erkekya da kadını birbirine bağlayan ortak birtakım noktalar var. Mesela, hayat karşısındaki güçlüklerimiz, zayıflıklanmız, yaptığımız aptallıklar, korkularımız. Bir erkeğin bir kadını anlatması çok zevkli. Empati yeteneğimin olduğunu dü- şünüyonım. Başlarda bir kadını an- latmak biraz korkutucuydu belki, a- ma belli bir yerden sonra çok zor da değildi; sadece bir kadını değil, bir insanı anlattım. -Bu roman, bir tür, elden kuş gi- bi uçup giden gençliğin romanı olarak da nitelenebilir mi? KİREMİTÇİ- Evet. Benim ken- di kuşağım üzerine bu roman... Gençliğin yavaş yavaş ellerinden uçup gittiğini gösteriyor. Hissediyor. Bu her kuşak için dramatik bir şey. -Neden sevmesini ve gitmesini bilenler için? KtREMİTÇÎ- Her ikisini yap- mak da büyük cesaret gerektiriyor. Bu romanı ikisine de cesaret edebi- lecek bir arkadaşımla konuşur gibi yazmak istedim. Çünkü bu cesarete sahip msanlarla konuşmak güzel bir şey. -Arda büyük acılar sonunda gençliğinin geçtiği eve dönüp ken- disiyle besaplaşıyor. Her travma yaşamın sorgulayışını mı getiri- yor? KİREMÎTÇt-Çok emin değilim. însan başını bir taşa çarptıktan son- ra veya büyük travmanın ardmdan hayatını gözden geçirmek ister. Bu zannedıyorum ınsani bir refleks, tam tersi de olabilir. Bu kendi kişiliğimi- ze, hayata bakışımıza göre değişen bir şey bence. Yaşadıklarımızdan kaçamayız -"Senden başkası zarar veremez sana" diyorsunuz. Bu söz biraz da insanın en büyük düşmanının kendisi olabileceğini mi gösteri- yor? KÎREMtTÇİ-Sonuçta insan ken- dini bildiği sürece belli bir yere ka- dar kendini yaralayabilir. tçimizde yaşadığımız bazı şeyler var; zaafla- runız, çelişkiler, kararsızhklar gibi. tnsan olduğumuz için de bunlardan kaçmak gibi bir seçeneğimiz yok. -Bir söyleşinizde "Okumaktan hoşlandığım bir roman yazmak is- tedim" demiştiniz. Edebiyat bu kadar birevsel mi? KİREMİTÇt-Hep derler ya okurlan düşünerek yazmak lazım. Okurlan düşünerek, kendimin de o okurlardanbiri olduğumu hesaba ka- tarak yazdım. Kitabevine girip satm aldığımda okuyabileceğim bir şey yazmak istedim. Şunu düşündüm, bu kitabı okuyacak insanlardan da- ha zeki değilim. Dolayısıyla onlara ukalalık yapamam, büyük sözler söyleyemem, bir şey dayatamam. Sadece bir insanlık durumunu eli yü- zü düzgün bir şekilde anlatmaya ça- hşabilirim. Ben de bunu yaptım. 11 Eylııl 1973te tanklar ve savaş uçaklarıyla yıkılan başkanlık sarayından sonra. sıra ozan Pablo Neruda'ya gelmişti Şilili ozanlar Pinochet'i unutmuyor ENGİN AŞK1N Birçok Güney Amerika ken- tinin en büyük caddeleri gibi, Şili'de Santiago kentinin "Pro- videncia" adlı zenginler sem- tindeki "Avenida 11 de Septi- embre -11 Eylül Caddesi" de simgesel bir anlam taşır. Made- ni paralann üstünde de görülen "11 EylüT yazısı, Henry Kis- singer'in sahnelediği Pinochet darbesini "onurlandırmak" amacıyla tasarlanmıştır. Şilili darbecilerin deyişiyle, "Ülke- nin lazdlardan anndığı, kur- tuluş gününün adıdır 11 Ey- lül^ Askerler ve Neruda... Amerika'nın 11 Eylül'ünü çağnştıran bu yazı, şimdi için- de sosyalist iktidann başırun oturduğu "La Moneda" adlı başkanlık sarayının yerle bir edilişini de anımsatır. 11 Eylül 1973'te sabaha karşı tanklann vc savaş uçaklannın, intihar e- den Dr. Salvador Allende ile birlikte yok ettiği başkanlık sa- rayından sonra,. sıra ozan Pablo Ne- ruda'ya gelmişti. IslaNegraadasmdayaşayan Neru- da'nın, Büyük Okyanus'un dalgala- rının kucakladığı bir kayanın üstün- deki evini basan askerler, ozanı tar- taklayarak sokağa attıktan sonra, bin- lerce kitabınbulunduğu evini de dar- madağın ettiler. Nenıda'nın yıllardır biriktirdiği değerli eşyayı yagmala- yan Şilili subaylar çeiirip gittiklerin- de evin durumu, başkanlık sarayın- dan farksızdı. Evinin yağmalanma- sından çok kısa bir süre sonra, ozan ıldızlarla kaplı gökyüzünde dolasıp duran helikopterden, Neruda 'nın resimleri de dökülüyor alana. Çocuklar koşuşuyor, topladıkları resimleri annelerine götürüyorlar. Belleklerden çıkmayan Pinochet ise, adaletin karşısında hesap vermeden yasamayı sürdürüyor sonsuzluğa göçmüştü. Neruda bugün ona saygıyla bağlı olan halkrndan yine ilgi görüyor. Evi- ni bir müzeye çeviren şimdiki hükü- met, yağmadan geriye kalan eşyala- nn sergüendiği müzeyle, büyük oza- nı onurlandınrken, Isla Negra Kato- lik Şili'nin kutsal bir tapınağına dö- nüştü. Tatil günleri yüzlerce ziyaret- çisi olan Isla Negra, 1973 darbesirün ardından yabancı ülkelere kaçmak zorunda kalan Şilililerin de uğradığı bir yer şimdi. Çoğu Avrupa ve Kana- da'da yaşamakta olan sürgün Şililile- rin, ellerinde beyaz zambaklarla, Ne- ruda'nun evine gelişi sık raslananbir görüntüdür. Ozanın tutkun olduğu Santiago, darbeden 30 yıl sonra yepyeni bir coşkuyu, yurt ve şiir sevdasını sim- geleyen bir kent oldu. Her cuma ak- şamı başkanlık sarayı "La Mone- da M mn bulunduğu "Plaza de la Constitucion - Anayasa Alanı"nrn çevresinde, büyük bir şiir şenliği ya- pılıyor ve Şilili ozanlar, başka Güney Amerikah ozanlarla buluşuyor. Anayasa alanında... Başkanlık Sarayı'nın ve çevredeki öteki yapılann pencerelerine çıkan ozanlar, ışıklann sarmaladığı bir gö- rünümde on binlercekişiye şiir okur- ken, ışıldaklarım alana yönelten bü- yük bir helikopterden bınlerce minik kâğıt yağıyor. Kitap kurtlanrun, okunan bölümü belirlemek için kullandığı küçük kartlardır bunlar. Sırası gelip pence- relere gelen ozanlar, şiir okumaya başlar başladığında, "Anayasa Ala- nı"nın dört bir yanına asılan yüksel- teçlerden de müziğin görkemi duyu- luyor. Latin Amerikan kökenli, kla- sik, çağcıl bir müzikle şiirin birlikte- liği birçok insanın sessizce ağlama- sına neden oluyor "Anayasa Ala- nı"nda. 27 yıl önce darbenin başla- dığı yerde, şiiri bir başkaldın simge- sine dönüştüren ozanlan bağnna ba- sıyor Şili halkı. Her ozan okuduğu şiir sonrası, "Pinochet, seniunutmadık" sözle- rini söylerken, binlerce ağızdanpro- testo çığlıklan duyuluyor. Yıldızlarla kaplı gökyüzünde dola- şıp duran helikopterden, Nenıda'nın resimleri de dökülüyor alana. Çocuk- lar koşuşuyor, topladıklan resimleri annelerine götürüyorlar. Bellekler- den çıkmayan Pinochet ise, adaletin karşısında hesap vermeden yaşama- yı sürdürüyor. Varsıllann, işadamlannın, subay- lann oluşturduğu oligarşi bir yanda, ortadirek ve yoksullar öbür yanda, Şilibölünmüş bir toplum olmayı sür- dürüyor eskisi gibi. Yaşam da sürüp gidiyor ama ada- let bekleyen yarah yüreklerin sızısı hiç dinmiyor. Santiago'daki şiir iz- lencelerinin yapıldığı alanda, yine düzinelerce yeşil giysili polis oluyor. Ama o acımasız polisler değilbunlar. Pinochet'nin saldırgan polislerinin çoktan emekli olduğunu anımsıyor bellekler.Nenıda, Gabriela Mistral ve şiirin diğer büyük adlan özgürce yankılanıyor "Anayasa Alanı". Üç ev satın alındı, on ikisi için görüşmeler sürüyor Niğde tarihi yenileniyor MEHMET GOKKAYA NtĞDE - Niğde Valiliği Hizmetlenni Geliştırme Derneği ve îl Özel îdaresi'nin işbirliği ile hazırlanan Niğde'deki tarihi değeriere sahip koruma altındaki evleri kurtarmaprojesi Vali Refik Aslan Öztürk'ün öncülüğünde yaşama geçiriliyor. Restorasyon için 3 ev satın alındı, 12'süıin sahipleriyle görüşmeler sü- rüyor. Niğde'deki tarihi değere sahip eski evleri eski do- kusunauygun restorasyonyaptırarakturizme kazan- dırmak için Niğde Valiliği ve îl Özel tdaresi'nin ça- lışmalan hız kazandı. Özellikle Sungurbey Mahal- lesi Cullaz Sokak'ta yoğunlaşan eski evlerin 15 ta- nesine koruma kurulunun onayvyla uygun proje ha- zırlanmasıyla ev sahipleriyle yapılan görüşmelerde üç evin satın alındığı, on iki evin sahipleriyle de gö- rüşmelerin sürdüğünübelirten Vali Refik Aslan Oz- türk. "Eski evlerin dokusunu koruyarak, koruma kurulunun onayıyla Sungurbey Mahallesi, Cullaz Sokak'takileri turizme yönelik çarşı durumuna getireceğiz. Sivil mimarinin son örnekleri olan eserleri koruma>i amaçlayan projemiz var. Kapa- dok\a bölgesinde olan Niğde'nin turizm pastasın- dan gerekli payı alnıasını sağlamayı hedefledik. Projemize uygun 15 evden 3' ünü satın aldık. 12'sinin sahipleriyle pazarlığımız sürüyor. Sat- mazlarsa kamulaştırmayı düşünüyoruz" dedi. SondönemTÜPktilmlen • Kültür Servisi - Banş Manço Kültür Merkezi evsahipliği yaptığı pek çok etkinliğe bir yenisini daha ekledi. Merkezde her perşembe günü son dönem Türk fılmleri gösterileri yapılacak. Bu hafta 19.15'te Nuri Bilge Ceylan'ın 'Mayıs Sıkıntısı' ve 27 Şubat saat 19.15'te Ömer Vargı'nın yönettiği 'Her Şey Çok Güzel Olacak' filmleri gösterilecek. (0 216 418 16 46) Çocuklardan karîkatür şöleni • ANKARA (AA) - Karikatür Vakfi ile TRT, 7-17 yaşlan arasuıdaki çocuk ve gençlerin katılacağı uluslararası bir karikatür yanşması düzenledi. Etkinliğin 25. yıh dolayısıyla düzenlenen '7-17 Uluslararası Kankatür Yanşması', 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı uluslararası düzeyde kutlamayı, bayram sevincini dünya çocuklanyla paylaşmayı, kardeşlik, sevgi, dostluk bağlanm geliştirmeyi ve onlan banşçıl bir geleceğe hazırlamayı hedefliyor. Konusu serbest olan yanşmada, bilgısayar ortamında tasarlanmış karikatürler CD ROM'a kaydedilerek postayla ya da JPEG formatında 30Ö dpi çözünülürlükte internet üzennden gönderilebilecek. En çok 3 yapıtla katılınabilecek yanşma için karikatürlerin arkasına ad, soyad, doğum tarihi, okul ve adreslerini yazılması gerekiyor. Karikatürler 15 Mart 2003 tarihinde kadar '7-17 Karikatür Yanşması- PK: 364 06443 Yenişehir- Ankara' adresine ya da internet üzerinden '"infoî7- 17.org' elektronik posta adresine gönderebilecek. Yanşmada, büyük ödül 1000 dolar olarak belirlenirken, dört yanşmacıya da 5OO'er dolarhk başan ödülleri venlecek. Jolie geleceğin dünyasında • Kültür Servisi - Oyuncu kadrosuyla dikkat çeken 'Geleceğin Dünyası The Vvbrld of Tomorrow' adlı bılim-kurgu filmine oyuncu Angelina Jolie de| katıldı. Kerry Conron'ınilk yönetmenlik denemesi olan filmde Jolie'nin yanı sıra Jude Law ve G\V7neth Paltrovv rol alıyor. Film, büyük savaş öncesine uzanarak, olaylann bilinmeyen yönlerini ortaya çıkarmayı amaçhyor. BiralahPikasmdankültüre • İSTANBUL (AA) - Şışh Beledıyesi, tarihi Bomontı Bira Fabrikası'nı Kültür Merkezi haline getirmeyi planlıyor. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sangül, Kültür Merkezi projesini, fabnka önünde gerçekleştinlen basın toplantısıyla açıkladı. Sangül, 100 yıllık tarihi Bomonti Bira Fabrikası'mn tsviçreli Bomontı kardeşler tarafindan kurulduğunu ve 1938'de Tekel'e de\Tedildiğini hatırlatarak, 12 yıldır da kaderine terk edildiğini kaydetti. Halen mülkiyeti Özelleştirme Idaresı Başkanlığıında (ÖtB) olan fabrika binasmı kültür merkezi haline getirmek için gerekli başvurulan yaptıklannı ifade eden Sangül, projenin de tamamlanmak üzere olduğunu dile getirdi. Binayı 49 yılhğına kiralamak istediklerini ıfade eden Sangül. burayı, içerisinde tiyatro ve sinema salonlan olan, kostüm ve dekor imalathaneleri ile resim ve seramik atölyelerinın yer aldığı bir merkez, öte yandan 1000-1500 öğrencimn eğitim görebileceği bir konservatuvar haline getirmek istediklerini anlattı. Konservatuvar fikrinin sanatçı Yıldız Kenter'den geldığını kaydeden Sangül, böylece Kenter'in rüyasımn da gerçek olacağım anlattı. Toplantıya katılan Yıldız Kenter ise, 1986'dan bu yana konser\'atuvar için bina aradıklarrnı, gençlerin halen Kadıköy'deki eski hal binasında eğitim gördüğünü söyledi. Sanat Işliği Tıyatrosu'ndan löref • Kültür Servisi - Sanat Işliği Tiyatrosu, Turgut Özakman'ınyazdığı 'Töre' adlı oyunun galasını 24 Şubat Pazartesi günü saat 20.30'da Atatürk Fen Lisesi Tiyatro Salonu'nda yapacak. Cenan Çamyurdu'nun sahneye koyduğu oyun, iki düşman aile arasındaki kan davasım konu alıyor. Oyunda, Cenan Çamyurdu'nun yanı sıra Berna Bozkurt. Nalan Çelikel, Sıbel Seyhan, Özlem Eryoldaş, Emre Saka, Halil Ergin, Lale Etili, Güneş Kozal, Derya Aslan, trem Tok, Çağlar Tüfekçi rol alıyor. (0 216 414 03 32) BUGUN • AKMde 15 30da 'Hansel ve Gretel' operası. (0 212 251 10 23) • CEMAL REŞtT REY'de 19.30 da Elisabeta Kazakova (keman) ve Marina Kapitanova'nın (piyano) konseri. (0 212 232 98 30) • AKSANAT'ta 20.00'de Sanat Güncesi kapsamında 'Git Azıcık tstanbul tste' adlı Sunay Akın ve Ergüder Yoldaş'ın (piyano) ortak etkinlıği. (0 212 252 35 03) • YAPI KREDİ KÜLTÜR SANAT MERKEZİ SERMET ÇtFTER SALONU'nda 18.30'da Ahmet Oktay'm yöneteceği 'Ayinler' adlı söyleşi. (0 212 252 47 00) • ATATÜRK KİTAPLIĞIında 18 OO'de Dücane Cündioğlu ile mantık atölyesi. (0 212 249 09 45) • MUAMMER KARACA TtYATROSU'nda 18.00'de 'llber Ortayh ile Tarih Yolculuğu'. (0 212 317 77 49) • NARDİS'te 'Friends Latin Band' konseri (0 212 244 63 27)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear