Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 ŞUBAT 2003 RAZARTESİ CUMHURİYET SAYF
Jl*JVİ_fil \JJYUL ekonomi@cumhuriyetcom.tr
ŞİRKETLER
NESTLE'nin
çocuklara yönelik
ürünleri Nesquik,
Chocapic ve Kangus
paketJerinde 'Define
Gezegeni" filminin
sahnelerinden oluşan
hareketli çıkartmalar ve
sıhirli kartlar var.
• MOTOROLA; yeni
yıla, daha net ve
itesintisiz görüşme
jlanağı sunan ve cep
telefonJannın şebeke
sorunu yaşadığı yerlerde
de kullanılabüen M8989
modeliyle girdi.
• NIVEA; Hair Care
Sryling Sprey serisi
normaJ, ekstra güçJü ve
hacim veren sprey
çeşitleriyle saçlara zarar
vermeden, gün boyu saç
şekJini koruyor.
• ORIFLAME;
Sevgililer Günü'nde,
çekici kadmlar için
"Divine" ve seçkin
erkekleriçin "De
marco" parfiimleriyle
sevgilileri
yakınlaştınyor.
• DHL;214ülkede
sadece ithalatçılara özgü
sunduğu hızlı ve güvenJi
"Import Express"
hizmetiyle Türk
ekonomisine de ivme
kazandıracak.
• ffiM; sayısal
doküman yönetiminde
yeni kuşak teknoloji
olarak kabuJ edilen ve
farkJı dijital
dokümanlann tek bir
merkezden etkin
yönetimine olanak
saglayan "Dijital Içerik
Yönetimi" alanında
yılın şirketi seçildi.
• VESTEL;
maksimum özelliJdere
sahip, insan sağlığına ve
doğaya zarar vermeyen
su bazlı özel boyalar
kullanarak ürettiği yeni
2003 model 0NYX TV
serisini iç ve dış pazara
aynı anda sundu.
• CANON; dijital
kamera, yazıcı, fotokopi
ve faks makineleri gibi
ürünJeriyle katılacağı
programla UEFA
Avrupa Şampiyonası
2004'ün yeni resmi
sponsoru ilan edildi.
• SARAR devam eden
soğuk ve yağışh havalara
karşın "Çarpıcı Rahatlık"
kavramıyla 'yaz'ı getirdi.
Bu rahatlık, kumaşından
dikimine, kesiminden
modeline kadar her
noktada hissediliyor.
• Y:\PIKRED1
SİGORTA; "Acente
Değişim Modeli" adıyla
îceatelerin ikili ya da
içlû gruplar halinde tek
;atı alûnda toplanmasını
çeren projeyle ofısler
ıçmaya hazırlanıyor.
6KDNOHİ J
f93â- Gölcük'te yeni bir
ersane kurulmasına iiişkin
;arun kabul edildi.
flea-Türkiye'deilkdefa
v şçi sendikası 'emekli
ylıgı' tesis etti.
Hükümet üyeleriyle 1.5 saati aşan görüşmede heyet, daha önce veriJen taahhütleri hatırlattı
IMF aülistihdamısorduANKARA (Cumhuri-
yet Bûrosu) - Devlet Ba-
kanı ve Başbakan Yardım-
cısı Mehmet AJö Şahin
IMF performans loiten
olan kamudaki atıl istih-
dam ile ilgili olarak, emekliliği gelmiş
kamu işçilerinin emekli edilmesi y.oluna
gideceklerini söyledi. Şahin, kamuda şu
anda 10 bin dolayında emekliliği gelmiş
kamu işçisi bulunduğunu vurguladı.
Başbakan Yardımcısı Şahin dün, Baş-
bakanlık Merkez Binası 'ndaki makamın-
da, Uluslararası Para Forıu (IMF) Türki-
ye Masası Şefi Juha Kahkonen başkan-
lığındaki heyeti kabul etti. Görüşmede
• Görüşmeler hakkında açıklamada bulunan Başbakan
Yardımcısı Şahin, emekliliği gelmiş 10 bin kamu işçisi
olduğunun altını çizerek 45 bin kamu işçisinin emekli
edilmesi gerektiğini söyledi.
atıl istihdam sorunu ile Vakıfbank'ın
özelleştirilmesi konuşuldu.
IMF'ye verilen taahhütlere göre geçen
yıl ekim ayı sonuna kadar yaklaşık 45 bin
kamu işçisinin işine son verilmesi gere-
kiyordu. Hükümetin bu konuda açıkladı-
ğı son rakam 30 bin civannda.
Görüşme sonrası Başbakanlık'tan ay-
nlırken gazetecilerin sorulannı yanıtla-
yan Şahin, atıl istihdam ile ilgili olarak
"Kuşkusuz o hedefîn ge-
risindeyiz, Kamuda çan-
şan işçilerin emekliliği
gelmiş olanlannın emek-
li edilmesi ile bu konuda
mesafe abnabileceğini dii-
şünüyoruz. Emekliliği gelmiş 10 bin ka-
dar işçi var. Bunlar emekli olurlar, emek-
Kliği gelmemiş olanlan da sokağa atama-
yız" dedi. Şahin bu konuda son tarihin 30
Haziran 2003 olduğunu, bu zamana ka-
dar hedeflerinin tutturulması gerektiğini
söyledi. Şahin, Vakıfbank'ın özelleştiril-
mesi ile ilgili olarak da yol haritasını be-
lirleyecek bir komisyon kurulduğunu
sözlerine ekledi.
Alışveriş gündemine oturan Sevgililer Günü, bayramı gölgede bıraktı
LHİiıinıler sevgfliler için
• Ne bayram ne de sömestr tatili...
Alışveriş dünyası Sevgililer Gü-
nü'ne odaklandı. Hazır giyimden,
turizme, beyaz eşyadan, telekomü-
nikasyona kadar her alanda bir kam-
panya enflasyonu yaşanıyor.
LEYLAÇEVİK
Kurban Bayramı ile okullardaki yanyıl
tatilinin çakışması, kentlerden kaçış fırsa-
tı tarurken alışverişe SevgililerGünü dam-
gasını vurdu. Otellerden pastanelere, gi-
yim mağazalanndan beyaz eşya sahcıla-
nna kadar pek çok alandaki kampanyala-
nn hedefi bayramdan çok Sevgililer Gü-
nü alışverişi oldu.
Son yıllarda popülerliği giderek
artan Sevgiler Günü, alışveriş dün-
yasına buyıl da renkli günler yaşat-
maya hazırlanıyor. Kampanyalan-
nı genelde küçük ev aletleri üzeri-
ne konumlandıran beyaz eşya fir-
malan begerüye göre farklı alterna-
tifler sunuyor. Profılo ve Bosch na-
renciye sıkacağı ile kahve makine-
si gibi ürünlerle kahvaltı sürprizi
önerirken Simens romantik bir ak-
şam koktelyi hazırlamak için blen-
der tavsiye ediyor.
Şu sıralar sezon sonu indirimle-
ruıe çokça rastladığımız giyim ma-
ğazaian da Sevgililer Günü için
ekstra kampanyalar başlath. 1-15
Şubat tarihleri arasında 100 milyon
ve üzeri alışverişlerde 6 taksit im-
kânı sunan Tiffany, müşterilerine
aynca bir kozmetik seti hediye edi-
yor. Benetton'un kış koleksiyonun-
da yer alan ve aşkın saflığını yansı-
tan beyaz ürünler yüzde 50'ye va-
ran indirimlerle sevgililerin beğeni-
sine sunuluyor. Erkekgiyim marka-
sı Mithat Selection, Sevgililer Gü-
nü nedeniyle alışveriş yapan herke-
se fular hediye ederken Levi's ma-
ğazalannda ise yüzde 35'e varan
indirim imkânı bulunuyor. Indirim
dönemini uzatan Koton'da ise Sev-
gililer Günü'nde, Çingene kıyafeti
içindeki kadınlar kırmızı gül sata-
cak. Ayakkabı Dünyası mağazala-
n, anlaşmalı kredi kartlan ile 4 tak-
sit imkânının yanı sıra yüzde elli
indirim sağlıyor. Hotiç ise Sevgiler
Günü için iki çift ayakkabı alan ilk
50 müştensine ayakkabı dolabı he-
diye ediyor. Oteller ve restoranlar da Sevgi-
ler Günü pastasından pay almak için kam-
panya kervanına kahlanlar arasında. Hotel
Dedeman Istanbul Roof Bar'ın Sevgililer
Günü Partisi'nin kişi başı fiyatı 60, konak-
lama paketi ise 190 milyon lira.
Sevgıliler Günü'nü Fethiye Lykia
World'de geçirmeyi tercih edecek çiftler de
odalanndaki şarap vegül ile karşılanacak. 14
Şubat'ta McDonald's restoranlanndan her-
hangi bir mönü alan tüm çiftlere değişik
renklerde kolaılu mumJar armağan ediliyor.
Sanal âlemin alışveriş sitelerinde de hare-
ketli günler yaşanıyor.
Sevgililer Günü hediyesini l -14 Şubat ta-
rihleri arasında Mynet.com'da yer alan alış-
veriş bölümünden seçen bir çift Swissotel
The Bosphorus Istanbul 'da Mynet.com tara-
findan konuk edilecek. Mynet.com aynca
kampanyasını alışveriş çekleri vererek de çe-
şitlendiriyor.
İç çamasırında patlama
Estore.com'un Iş Geliştirme Müdürü Can
Gânay, en çok satan ürünlerin çiçek ve cep
telefonu olduğunu söyledi. Iç çamaşın satış-
lannda ise bir patlama yaşandığını kayde-
den Günay, geçen hafta sonunda 200 parça
iç çamaşın satıldığını dile getirdi. Hepsibu-
rada.com'un Genel Müdür Yardımcısı Kaan
Dönmez, de çiçek satışlannda normal za-
manlara oranla yüzde 200 artış yaşandığını
ifade etti.
Tiffam. sevgililer için 1-15 Şubat'ta 100 miryon lira ve üzerinde alışveriş yapanlara 6 taksit
olanağı sağlarken, Mithat Selection ve Levi's mağazalannda yüzde35'e varan indirim yapılryor.
Kemai Derviş:
Gelişme
tehlike
altında
ANKARA (ANKA)-
Eski Devlet Bakanı
veCHP Istanbul
Milletvekili Kemal
Derviş, suskunluğunu
CHP milletvekillerine
dağıtmak üzere
hazırladığı
"Ekonomflc Durnm"
raporuyla bozdu.
"Ekonomik
geKşmenin birçok
alanda çok ciddi
tehlikelerie karşı
karşrya"
bulunduğunu belirten
Derviş, hükümetin
ekonomik
politikalanna ağır
eleştirilerde bulundu.
Derviş, "Yalanı,
sorumsuznığu,
voJsuzhıgu sosyal
potia'ka veya halkçıhk
maskesiyie vatandaşa
sunma zamanı geçti.
tktidann bo anlayışla
çahşması 2002 yıhnda
eJdeedUen
kajannnbn tehlikeye
sokmak, TûrkiyvVlen
hızft büjiimey'i
esirgemek anlannna
gefir"dedi.
"Ekonomik geMşme
süreci birçok alanda
ckkütehlikelertekarşı
karşıj-adır'' denilen
raporda, hükümetin
çelişkili tutumunun
belediye seçimlerine
iiişkin hedeflerle
bağlantısı olup
olmadığı sorusunu
akla getirdiği
behrtildi.
Raporda aynca,
"olmazsa olmaz"
koşu] olarak
gösterilen güvenin
pekişmesinin, kamu
dengesini koruyan ve
bankacıhk sektörünü
sağhğa kavuşturmaya
yönelik politikalann
kararlılıida
uygulanmasına bağlı
bulundugu da ifade
edildi.
ANKARAPAZARI
YAKlP KEPENEK
'Sananan Tasappuf
Iktidardaki AKP Meclis Grubu'nun, her bakanlığın
ça/ışmalannı ayn ayn ele alacağı açıkianm/ş bulunu-
yor. Bu kapsamda yapılan ilk toplannda, nedense,
Küftür Bakanlfğı'nın çalışmaları ele al/nmışt/r. Kültür
Bakani Hüseyin Çelik'in, 28 Ocak günkü grup top-
fantısında, bakanhğın çalışmalarını açıklarken basın-
da yerakjığına göre, "sanatçı kadrofannın şişkin ol-
masından yakınmış" yeni düzenlemeler yaparak ki-
mı "tasarruflara gideceğini" vurgulamıştır.
Bakanın bu sözleri, ülkemizde gene) olarak sağcı
kesimin, özel olarak da AKP'nin, kültür ve sanat an-
layışını gözler önüne seriyor.
Bakınız nasıl?
Ülkemizin kültür ve sanat yaşamına Cumhuriyet
Aydınlanması'nın damgasını vurduğu ve 1950'tere
dek uzanan çeyrek yüzyılda, toplumsal ve ekonomik
gelişme anlayışı, bütüncül birözellik taşıyorcfu. Geliş-
me, yalnızçelik, beton, dokuma ve kâğrtüretimiyte de-
ğil, bunlar kadar önemli olarak, insanımızın nfteliğinin
yükseltilmesi; eğitim, bilim, kültür ve sanatın güçlen-
dirilmesi ile olanaklı sayılıyordu. Maddi ya da fizik-
seJ yatnmlar kadar, belki onlardan da önemli ola-
rak maddi olmayan ya da insana yatınm da çok
önemsenmekteydi.
Toplumun çağdaşlaşmaanın tohumlannı atan bu
politikanın kimi somut ömeklerine değınilmelidir. Al-
man faşizmınden kaçmakzorunda kalan bilim insan-
larının da büyük katkısıyla üniversrtenin kurulması,
Yazı Devrimi, o yıllarda görevteri kültüru de içeren Mil-
li Eğitim Bakanlığı'nın yurüttüğü, dünya klasiklerinin
çevirisi çabası kültür ve sanat atılımlannın altyapısjnı
oluşturuyordu. Atatürk Dil ve Tarih kurumlarının oluş-
tuaılması; dokuz sanat dalında bireyin yaratcı ye-
teneklerini getiştirmeyi amaçlayan Halkevlen ve
Halk Odalan'nın açılması; kırsal kesimde üretkenliği,
yaratıcılığı ve çağdaş dönüşümleri gerçekleştirmeye
yönelik olarak Köy Enstitüleri'nin açılması; Devlet
Konservatuvarı ve Devlet Opera, Bale ve Tiyatro-
su'nun kurulması; Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkest-
rası'nın yeniden yapılandınlması; müziktenresme,de-
ğişik sanat alanlarında yetenekli gençlerin eğrtimine
ayn birönem verilmesi, bunlann eğitim için yurtdışı-
na gönderrlmeleri; sanatın devlet tarafından her ba-
kımdan desteklenmesi o dönemin maddi olmayan
yatnmlannın eşsiz ömekleridir.
• • •
Ülkeyi' yöneten sağcı iktıdarlar, 1950'den başlaya-
rak Cumhuriyet Aydınlanması'na karşı bir yıkım süre-
cine girdiler adım adım, bu kültür atılımlarını yıktılar;
1950'lerin başında, Halkevlen ve Odalan'yla, Köy Ens-
titüleri kapatıfdı; kültür ve sanata aynlan parasal kay-
naklar azaltıldı; 12 Eylül rejimi, tören Atatürkçülüğü-
nün ötesini görmeyen körlüğüyle Dil ve Tarih kurum-
lannı kapattı. Daha sonraki yıllarda, bir sağcı beledi-
ye başkanı, "6öy/e sanatın içine tükûrürûm" sözte-
riyle adım kültür tarihine yazdırdı; kimi sağcı siyaset
ve basın mensupları, sürekli olarak, Devlet Opera ve
Balesi ile ilgili harcamalann çok gereksiz olduğu-
nu, çünkü bu hizmetJerden toplumun çok küçük
bir azınlığının yarariandığını; opera ve baleye grt-
mek isteyenlerin yurtdışına gönderilmesinrn da-
ha ucuza geleceğini vurgulartar. Yıllardır yönetımle-
re egemen olan bu gönüş, ülkenin kültür ve sanat or-
tamını olabildiğince yozlaştırdı; ulaşım ve erişim ola-
naklan genişlemesi, kültür ve sanatın yeterince yay-
gınlaşıp gelişmesini sağlamadı. Kökenini bu görüşten
alan ve kendisini "Mûslüman-muhafazakâr" olarak ta-
nımlayan AKP'nin, kültür ve sanat anlayışının böyle
olacağı, çok açıktı; başından beri beffiydj. Daha doğ-
rusu bilinmeliydi.
Buna karşın, ne yazık ki seçimtefden önce ve son-
ra, çoğu sayıda sanatçı, yazar ve düşünür, geniş halk
kitlelerinin gözündeAKP'yi, "değişimin öncüsü", ya
da "solcu", daha "ilerici, çağdaş, açılımcı ve de-
mokrat", giderek "devrimcr
B
göstermek; heryönüy-
le sevimli kılmak için özel bir çaba harcadılar ve
harcıyoriar. Umanz, toplum için çok geç olmadan
uyanırlar; gerçekleri görürter; bakanlığı da uyanriar.
Hükümet, yıllardır önemsenmeyen küftür ve sanat
konusunu tam anlamıyla savsaklarken dünyada tam
da tersine bir gidiş vardır. Günümüzde, artık, eko-
nomik gelişmenin yalnız fiziksel yatınmlaria gerçek-
leşemediği bilincine vanlmış; bilim ve teknoloji, emek
ve fiziksel sermayenin yanında yeni bir üretim etme-
ni olarak yeralmıştır. Toplumun bilim ve teknoloji ala-
nındaki yeteriiliği de kültür ve sanat aJanındaki geliş-
rneterin doğum yeridir; doğrudan ve dolaylı, bir so-
nucudur. Olumlu birtutumla bir bilim ve teknoloji ba-
kanlığı kurma girişiminde bulunacağı açıklanan hükü-
metin, küftür ve sanat alanında tasarrufa yönelmesi,
toplumun geleceğinin kararblması anlamınagele-
cektir. Buna izin verilmemelidir.
• • •
Bayramınızı kutlar, esenlikler dilerim.
yakup@metu.edu.tr
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLULONDRA ergın.yikJizoglu « biueyonder.co.uk
Bugün, Türkiye'yi, maddi ve manevi ma-
liyeti çok yüksek olacak bir savaşa sokma-
ya hazırlananlar, büyük bir bilmişlikle, "Uzun
dönemli çıkarfanmız öyle gerektiriyor"
diyoriar. Ama. ya bu "uzun dönemli çıkar-
lar" aslında yoksa? Ya bu sav, Türkiye'yi yö-
netenlerin ABD'nin iradesi karşısında ikti-
darsızlığını, kendi kısa dönemli hesaplarını
gizleyecek bir "fanteziden" öte bir şey de-
ğilse?
Bu "uzun dönemli çıkanmız..." savını ile-
ri sürenler, uzun dönemde, ABD'nin impa-
ratoriuğunu, özel olarak da bizim bölgede
yeni bir düzen "kuracağımızı" varsayıyor-
lar. Ama hem tarih, tüm imparatorfuklann, di-
ğer bir deyişle dışındakileri sürekli egemen-
liği aJtına alarak genişlemeyı amaçlayan sü-
reçlerin enınde sonunda çökmeye mahkûm
olduğunu gösteriyor, hem de aylardır med-
ya, ABD'nin "terorizme karşı uluslararası
mücadele" adı altında başlattığı sürecin te-
rorizmı azaltmadığını, Afganistan'da hâlâbir
düzen kuramadığını, dünyada ve ABD'de
yaşamı daha güvenlikli kılmadığını, aksine
ABD'ye karşı tepkileri daha da arttıran sü-
reçlen hareke geçirdiğini gösteriyor.
Bunlar ABD'nin, tüm göz kamaştıncı as-
keri, mali gücüne rağmen, kalkıştığı impa-
ratoriuk hamlesini sürdürecek ekonomik ve
askeri kaynaklara sahip olmadığının kanrtı.
Bu daha başlangıçta böyleyse, imparator-
luk projesinin de, bu açıklan karşılayacak
bırgetiriyi hemen yaratamadığı takdirde ge-
leceğinin pariak olmadığı kolaylıkla söylene-
bilir.
Dünya sistemi giderek patlak bir diş ma-
cunu tüpüne benzemeye başladı: ABD sık-
'Uzun dönemli çıkarlar mı' dediniz?
tıkça, tüp olmadık yerierinden fışkırtarak pis-
lik çıkanyor. örneğin, ABD ekonomisi
1930'lardan bu yana ilk kez bir deflasyonla
örtüşmeye başlayan bir resesyonun eşiğin-
de. Bütçe açığı, cari açık, rekor düzeyde
seyrediyor; borsa yerlerde sürünüyor, bir
kredı köpüğü şişmeye devam ediyor. Eski-
den savaş beklentisi dolan güçlendirirdi..
şimdi düşürüyor. ABD, ekonomisini ancak
Avrupa'dan, özellikle de Asya'dan aldığı
borçlarla finanse edebiliyor. Bu koşullarda
Bush hükümeti, Kongre'ye2.2trilyon dolar-
lık, rekor düzeyde aç/k bir bütçe önerisi su-
nuyor. Bütçe açığ/nın arkasında da "her
şeyden önce terorizme karşı mücadele-
nin acil gereksinimleri, vatan savunma-
sı ve ekonomik büyüme (en zengin kesi-
me vergi indirimi yoluyla transfer-E.Y.) var"
(New York Times 3/02). Eskiden savaş har-
camaları ekonomiyi canlandınrdı şimdi ma-
li dengeleri daha da bozuyor. Sizce bu, yük-
selmekte olan bir imparatorlukadayının eko-
nomisine benziyor rnu?
ABD, Avrupa Birliği sürecini de dinamit-
liyor. Halbuki AB yakın zamana kadar, bü-
yük güçler arasında uzun bir banş dönemi-
nin yapıtaşlarından bıri, ABD'nin en yakın
müttefikiydi. Üstel/k hementüm ekonomist-
lerin üzerinde anlaştığı gibi ABD arhk dün-
ya ekonomisini peşinden çekemiyorsa, su-
nacağı taleple ve sermayeyle dünya ekono-
misindeki deflasyonist basıncı azaltarak,
Batı'nın üstünlüğünü sürdürme göreviAvru-
pa Birliği'ne düşüyor. Bunu gerçekleştire-
bilmesi için ise AB'nin ekonomik ve siyasi
olarak güçlenmesi gerekiyor, dağılması de-
ğil. Aksi takdirde...
Uzakdoğu Asya
Aksi takdirde, dünyanın büyüme merke-
zi, dolayısıyla hegemonyacı üretme kayna-
ğı Uzakdoğu'ya kaymak durumunda. Ve bu
sürecin başladığını gösteren ilginç gelişme-
lerde var. Birincisi "Saf/"ekonomileri kapa-
site fazlası/talep yetmezliği sorunuyla bo-
ğuşurken, Çin ekonomisi büyümeye, ihracat
yoluyla, Batı'nın talep yetmezliği sorununu
daha da ağırlaştırmaya, dünyanın en çok
yabancı sermaye çeken ekonomisi olmaya,
yeni altyapı yatınmlarıyla genişlemeye, de-
rinleşmeye devam ediyor.
Ikincisi, The Economist'in de adeta diş-
lerini gıcırdatarak kabul etmek zorunda kal-
dığı gibi Asya'da birtoparianma var. Ama bu,
ekonomik hikâyenin yalnızca yarısı. Diğer
yansı daha ilginç. IMF modeli uyguland/ğı
yerlerde bugün dünya ekonomisinin gerek-
sinimi olan yeni yatmmlan ve talebi canlan-
dırmak yerine ekonomileri yangın yerıne çe-
virerek artık iflas ettiğıni kanıtlarken, Morgan
Stanley Dean VVitter ekonomistlerinin bir
süredir dikkat çektiğı gibi, Asya'da yeni bir
ekonomik model şekilleniyor. İki yıl önce
Tayland'da, Başbakan Taksin'in uygulama-
ya koyduğu bu model iç talebi canlandırma-
yı, sermaye yaratılmasını hızlandırmayı ba-
şararak, ekonomiye istikrar getirme şansı-
na sahip olduğunu gösterdi (Modelin bir
özeti için: Daniel Lian, Asia Pacifıc: Pheno-
menon, Global Economic Forum,
06/02/03). Bu model dış yatınma, çokulus-
lu şirketierin (ÇUŞ) kitlesel üretim plat-
formlanna dayalı ihracat yerine, yerli üre-
tim kaynaklanna, "yerel ekonomik etkin-
liklere" öncelik vermeyi, kırsal nufusun üre-
tim kapasitesini değerlendirmeyi amaçlıyor.
Böylece ekonomitümüyle dış talebe ve kay-
nağa bağlı olmaktan, iç talebe ve iç kaynak-
lara öncelik veren bir yönde yeniden yapı-
landınlıyor.
Bu, adeta küreselleşme karşıtı model so-
nuç veriyor, daha önemlisi, Filipinler örne-
ğinde olduğu gibi, giderek diğer ülkelerde de
benimseniyor. Filipinler'de hükümet bir adım
daha atarak bankaları lüks tüketime, kapa-
s/te fazlasına sahip dev işletmelere kredi ver-
mekten caydıracak, kaynaklan sermaye ve
talep üretme kapasitesine sahip olan orta ve
küçük işletmelere, yerli üreticiye yönlendire-
cek tedbirier alıyor; ÇUŞ'lere verilen teşvik-
leri tasfiye ediyor. Böylece ABD modelinin
dışında bir ekonomik büyüme modeli dev-
reye giriyor.
Ve siyaset
Bu arada ABD'nin etkisinin sınırlannı
zoriayan iki önemli gelişme daha yaşanı-
yor. Birincisi Venezüella'da Chavez, ran-
tiye sınrfının muhalefetine karşı çok ilginç
bir silah geliştirdi: Chavez geçen hafta
"Darbecilere tek bir dolar yok"(Libera-
tion 06/02) sloganıyla, döviz hareketlerini
denetleyecek bir yasa çıkararak, sıkışınca
parasını dışarı kaçıran mali oligarşinin en
önemli silahını elinden aldı. Küreselleşme-
ciliğe, ABD'nin 20 yıldır savunduğu her şe-
ye aykın olan bu adımlara karşı ABD se-
yirci kalmaktan başka bir şey yapamıyor.
Belki de "Hele şu Irak'ı halledeyim.. son-
ra" diye düşünüyor.
Bu yönde düşünen birileri daha var. On-
lar da Kuzey Kore'de.. Irak'tan sonra sıra-
nın kendilerine geleceği inancıyla, hızla
nükleer silah stoklannı büyütüyoriar, hem
de, ABD'nin bölgede birikmeye başlayan
güçlerine yönelik "Daha fazla yaklaşma..
'önleyici vuruş yapanm'. Sonra.. topye-
kûn savaş" tehdidiyle. Bu sırada bölge-
de Çin, Rusya ve Japonya, imparatorluk
adayının gerçek gücünü ölçmek için ge-
lişmeleri dikkatle izliyorfar.
özetle, ABD'nin dünyayı denetim altın
almakta büyük zoriuk çektiğini, bu zorluk-
lann da giderek artacağını söyleyebiliriz.
Bu gün Türkiye'yi yönetenler, "uzun dö-
nemli çıkar" savıyla ABD'nin eteğine ya-
pışmayı seçiyoriar.
Peki, yann bu etekler tutuşmaya başla-
yınca ne olacak? Bunu şimdiden düşün-
mek zorundayız.. çünkü bu irak macerası
hem kısa dönemde büyük bir maiiyet ge-
tirecek hem de uzun dönemde türlü bela-
lar...