22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 ŞUBAT 2003 CUMARTESİ HABERLER DLTVYADA BUGUN ALİSİBMEN Bakmayıver Hacı! Yaşar Yağcı, Fatihli bir kuaför. Adriana Ka- rembeau ise dünyaca ünfü bir model. Bu iki kişinin dünyalarının kesişmesine olanak yoktu, eğer, reklam ve moda dünyasında "top" diye adlandırlan modelin bikinili ve iç gıcıklayı- cı fotoğrafı, bir mayo firmasının Atatürk Hava- limanı'nda bulunan panosunda yer almasaydı. Yaşar Bey, hacca giden yakınlarını geçirmek için geldiği havalirnanında bu panoyu görmüş ve hemen resmin hac dönemi boyunca oradan kaldırılması için imza toplamaya başlamış. Daha önce de, umreye gidenlerin tepkisini çekmiş pano ve umre döneminde bir süre üs- tü kapatılmış. llk bakışta demokratik bir tepki gibi görünü- yordavranış. "Hiç değilse diyorsunuz kendikendinize, gö- zü dönmüşler. resme saldınp yırtmamışlar ve- ya üzerine boya atmamışlar." Böyle düşünmek doğru mu dersiniz? Laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nde hac ve umre dönemiyle öbür zamanlarda de- ğişik reklamlar sergilenecek, değişik ölçütler kullanılacak olursa, bu iş nereye varır? Hacı veya hacı adayı efendi, günlük yaşamı- mızın ne yazık ki, bir parçası olan reklamların nasıl olacağını kendi ölçütlerine göre saptayıp, bize de kabul mu ettirecek? • • • Reklam, tüketiciyi bir malı almaya çağıran, hatta kışkırtan, zaman zaman yapay talep ya- ratmayaçalışan, sistemin zorunlu unsurlanndan, hatta can damariarından biridir ve bana göre de başımızın belasıdır. Ama reklam, tüketicinin eğilimine yanıt ver- mek zorunda olduğu için demokratiktir ve top- luluğun istemlerine duyariıdır. Reklamı beğenmeyen tüketici, reklamcı ve- ya üreticifirmayıuyarabilir. Onlarda uyannın he- def kitlelerinden geldiği kanısındaysalar ona göre davranır, gerekiyorsa değiştirirler. Eğer reklam, genel ahlaka ve edebe aykırı ise, gerçeklerin tersini yansıtıyor veya gençler, çocuklar üzerinöe olumsuz etkiler yapıyorsa, gerekli yerlere başvuru yapılır. Son dönemde kurulmuş olan Reklam özde- netim Kurulu da bu yönde atılmış, olumlu bir adımdır. Ama burada ince bir nokta var. Türkiye'de hac ve umre dönemleri için ayn, diğer dönemler için ayn ölçütler mi geçerli ola- caktır ? Belirli bir grup, reklamlann da kendi dünya gö- rüşüne uygun olması için yasaklama yöntem- lerine başvurma hakkına sahip midir? Benim de beğenmediğim, hatta tüylerimi di- ken diken eden, gazete, hele hele televizyon ve duvar reklamları var. Ama onlara ya bakmıyo- rum ya da zaping yapıp geçiyorum. Hacı Efendi de öyle yaprnak durumundadır. Yöksa Türkiye'de her yayının, her reklamın onun meşrebine uygun hale getirilmesi diye bir zorunluluk yok. • • • Hacı Efendi, sahte şeyhi görmezden gelebi- liyor. Tabii sahte şeyh ne demekse. Şeyhin sahte- si ve bir de Türk Standartlan Enstitüsü ölçütle- rine uygunu yani sahicisi mi var? Sahte Şeyh Efendi yakalanana, foyası meydana çıkana ka- darsahici de sonra birden sahte mi oluyor? Her neyse. Hacı Efendi onu görmüyor, Hacı Efendi zali- min savaşına yardakçılık girişimlerini görmez- den geliyor, Hacı Efendi açlığın ve sefaletin far- kında değil, işçinin nemasının kesilmesine al- dırmıyor, Islamcı kisvesi altında insanlann sö- ğüşlenmesini görmüyor da bikinili reklamı gö- rüyor. Hacı Efendi, bütün Türkiye'nin düzenini, gi- yim kuşamını kendine göre değiştirmek istiyor. Ne hakla? Mazereti hazırdır. Bunlar Türk örf ve âdetleri- ne uymuyormuş. Insanını satmak, aç bırakmak, elin keferesi- nin masum çocukları bombalamasına alet ol- mak, nüfusunun yarısını yoksulluk, sekizde bi- rini açlık sının altında yaşatmak, insanlaraçken milyarlan şatafatlı tanıtmalara akıtmak, rüşvet irtikâp, riya Türk örf ve âdetlerine uyuyor da, bi- kinili avrat mı uymuyor? Güldürme beni Hacı Efendi? Reklam panosunu beğenmiyorsan, kafanı çe- virip bakmayıverirsin, tıpkı birçok gerçeğe ka- fanı çevirip bakmadığın gibü... Hayata Dönüş operasyonu davası Yargıç değişikliğine avukatlann isyanı İstanbul Haber Ser- vö-Hayata Dönüş ope- rasyonunun ardından "cezacvi idaresine kar- şı silahh isyan çıkardık- lan" iddia edilen 167 sanığın yargılanmala- rma devam edildi. Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapı- lan duruşmaya, sanıklar Mehmet Yaman, Erol Ankan,SevgiDağa,Ha- cer Ankan ve Özlenı B- han katıldı. Daha önce mahkemede ifade ver- meyen sanıklann dinlen- diği duruşmada avukat- lar dava açıldığından bu yana her duruşmaya ay- n bir yargıcın girdiğini belirterek a doğalhâkhn ilkesi" gereği dosyada hangi yargıcın karar ve- receğini bilme haklan olduğunu söylediler. Sa- nıklann birarada bulun- mamalannın mahkeme- lerin "fizfld yetersizlik- lerinden" kaynaklandı- ğını belirten avukatlar, yargılamanın daha bü- yük biryerde yapılması- nı istediler. Mahkeme, daha bü- yük bir yer bulunması ve operasyonla ilgüi tüm video kasetlerin getirtil- mesine kararvererek du- ruşmayı erteledi. Panzertazminafla da ezecekİçişleri Bakanlığı, Mersin'de geçen yıl Mehmet Şen isimli yurttaşın ezilerek öldüğü Ne\ruz gösterilerine katılan 175 kişiye devlet malına maddi zarar verdikleri gerekçesiyle dava açtı NAZMİAKDAĞ MERStN-Mersin'de geçen yıl dü- zenlenen Nevruz kutlamalan sırasın- da, biryurttaşın altında kalarak yaşa- mnıı yitirdiği panzerde 10 milyar li- ralık hasar oluşturduklan gerekçe- siyle 175 kişi hakkında tazminat da- vası açıldı. içişleri Bakanlığf nın ise panzerin ezdiği MehmetŞen'in yakın- lannın tazminat istemini reddettiği, ai- lenin ekonomik sıkıntı nedeniyle da- va da açamadığı öğrenildi. 21 Mart 2002 "de Mersin'de düzen- lenen Nevruzgösterisinde çıkan olay- lar nedeniyle katılımcılarla polis ara- sında yaşanan tartışma çatışmaya dö- nüşmüş, Mehmet Şen isimli yurttaş cami duvan ile panzer arasında sıkı- şarak yaşamını yitirmişti. 10 ay sonra tazminat »stefll Olayla ilgüi dava Adana DGM ile Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi 'nde devam ediyor. Ancak Hazine avukat- lan, olaydan 10 ay sonra Nevruz gös- terilerine katıldıklan saptanan 175 kişiye, 06 A 0479 plakalı polis pan- zerinde hasara neden olduklan ge- rekçesiyle Mersin 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tazminat istemiyle dava açtı. Davalılara gönderilen da- va dilekçesinde Ankara Emniyet Mü- dürlüğü'nden Nevruz olaylannı ön- lemek için tatviye olarak Mersin'e ulaştmlan panzere olay günü gösteri yapan ve kimlikJeri saptanan kişile- rin taş, sert cisimler ve molotof kok- teylleri ile saldırdığı savunuldu. Ya- zıda. "panzerin bu yüzden hasar gör- düğii ve devJetin resmi aracuıa zarar verildiğp ileri sürüldü. 10 milyar 127 mllyon llra Avukatlar, olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte 10 milyan geçen zarann ödenmesini, aynca 127 miJyon lira tespit masrafının da karşılanma- sını istediler. Haklannda dava açılan yurttaşlann avukatı Kadir Ankan, mahkemeye verdikleri yanıt dilekçe- sinde: "İddia edfldjği gibi panzere Irî- min zarar verdiği açık ve net bir şekil- de beffi değıL Ülke kamuoyuna Mer- sin \evruz olaylan olarak geçen ve on binlerinkaold^alaıılanla,güvenlik gö- revtflerikiıniyakaladıysa panzereonun zarar ventiğini iddia ediyor. Bu man- nk hukuk manûğryla bağdaşmıyor. Gerçekte panzeıie ügifi bir zarar söz konusuv sa güvenlik güçleri teknoloji- yi de kullanarak zarar verenleri tespit ederek haklarmda da\a açman ve za- ran onlardan talep etmeüdir." dedi. Dava açamadılar Ankan, panzerin ezdiği vatanda- şm ailesi adına tazminat istemiyle İçişleri Bakanlığı'na başvurduğu- nu, ancak u Mahkeme karan olma- dan tazminatödemeyiz" yanıtmı al- dığmı söyledi. Ankan, Şen'in aile- sinin ise ekonomik sıkıntı nedeniy- le harç parası bulamadığı için İçiş- leri Bakanlığı aleyhine tazminat da- vası açamadıklanna dikkat çekti. MuammerAksoy'u özlemle andık Şeriatçdar tarafindan 31 Ocak 1990 tarihinde evinin önûnde silahh saldın sonucu katiedilen, ADD kurucu üyesi Prof. Muammer Aksoj öldürülüşünün 13. yıhnda ailesi, arkadaşlan ve hukukçular tarafindan özJemle anıldı. Aksoy için dün saat 12JO'da Cebeci Mezarhğı'ndaki gömütü başuıda tören düzenlendL CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Akso\ 'un 13 \ıl önce aramızdan alındığını betirterek "Acısı hâlâ dinnıedL Onu her geçen gün özlemle arryor ve anıyoruz" dedi Törene, ADD Genel Başkam Haül fbrahim Şahin, Türkiye Barolar Birüği Başkanı Özdemir Özok, Ankara Barosu Başkanı Semih Giiner, Mülkiyeliler Birliği Başkanı Füsun Çiçekoğlu Oralalp, CHP Genel Sekreter > ardımcılan Algan Hacaloğhı ve Bülent Baratalı iİe emekli Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, Yenimahalle Belediye Başkanı Tuncay AJemdaroğlu, Cunıhumet Kaduılan Derneği Geneİ Başkanı Şenal Sanhan, sivil toplum kuruiuşlan temsilcikri ve çok sayıda yurttaş kabkü. (Fotoğraf: KEREM GEZER) ALEMDAR YALÇIN: BtÜMSEL ÇAUŞMALAR1DEĞERLENDlRDÎK 'Alevi Zirvesi' savunması ADALET VE DEMOKRASİHAFTASI Mumcu ve Aksoy toplumsal belleğimiz ANKARA (Cumhuri- yetBürosu)- Uğur Mum- cu Araştırmacı Gazeteci- Uk Vakfi (um:ag) ve Cum- huriyet Gazetesi öncülü- ğünde düzenlenen Adalet ve Demokrasi Haftası et- idnlikleri, "izSûrerken" belgeselinin gösterimi ile sona erdi. Mumcu'nun teröre bakışuu ortaya koyan yazılan, konuş- malan ve araş- tırmalarından yola çıkarak hazırlanan "lz Sürerken" bel- geselinin gös- terimi dün ak- şam Şinasi ' Sahnesi'nde gerçekJeş- tirildi. Etldnlüder çerçe- vesinde Türkiye Barolar Birliği, Ankara Barosu ve Türk Hukuk Kuru- mu'nca düzenlenen "Mi- lefvekili Dokunulmazlığı ve Yolsuzluklar" konulu açık oturum da dün ger- çekleştirildi. Açık oturu- mu yöneten Ankara Ba- rosu Başkanı Semih Gü- • Ankara Barosu Başkanı Güner, Mumcu ve Aksoy'un Cumhuriyet devriminin namus çizgileri olduğunu söyledi. ner, Aksoy ve Mum- cu'nun; Cumhuriyet dev- rimlerinin ve ulusal ba- ğımsızlığın kararh savu- nuculan, halkçı ve yurt- sever kişiler olduklannı belirtti. Güner, "Onlar, Cumhuriyet devTİminin namus çizgisrvdiler. So- rumluluğumuzun bihn- cindeyiz. Aksoy vt Mumcu, top- lumsal befleği- mizdir, unut- turmayacagız" dedi. Adalet ve Demokrasi Haftası çerçe- vesinde, Radyo _ Ekindeönceki " akşam Çanka- ya Belediyesi Çağdaş Sa- natlar Merkezi'nde dü- zenlediği etkuüikle Mum- cu sevenlerine özel bir gece yaşattı. Devlet Ti- yatrosu sanatçılannın şi- irleri eşliğinde Grup Çığ birkonserdüzenledi. Tan- go Türk'ün dans gösteri- sinin ardından sahne alan Tolga Çandar da bir rür- kü dinletisi sundu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazi Üniversitesi Türk Kultürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi'nin Ankara'da 10 Ocak'ta düzen- lediği ve kamuoyuna "Atevi Zirvesi" olarak yansıyantop- lantı tartışma yarattı. Merkezin müdürii mmmmm AJemdar Yalçm, bu- nun Bilim Kuru- lu'nun rutin toplan- tısı olduğunu söyler- ken 24 Aralık 2002'deki toplantı- da "AleviHkle'' ilgi- kurulduğunu söyledi. Bu alanda tek merkez olan ku- rumda Bilim Kurulu'nun 6 ayda birtoplantı yaptığını be- lirten Yalçm şunlan söyledi: u Bu toplantuun 8. ayağı geçen gün Gölbaşı'nda ger- çekJeştiriJdL Bu, kamuo>Tina li konulann görüşüldüğü or- taya çıktı. w Aİe\i şûrası toplama yet- knnizyok" diyen Yalçm, ku- rumun Alevilik-Bektaşiliği "sanat tarihi, müzik, halkbi- lim, tarih. sos>al antropoloji, köy vaşamı ve din" boyutuy- la incelemek üzere 1987"de • Hacı Bektaş Veli Araştırma Merkezi Müdürü Yalçın 10 Ocak'ta düzenledikleri toplantınm rutin olduğunu söyiedi. Yalçın, Devlet Bakanı Aydın'ı bilim adamı olduğu için davet ettiklerini ileri sürdü. — " — muoyuna yansıöldı." Gazi Üniversitesi Türk Kül- türü ve Hacı Bektaş Veli Araş- tırma Merkezi'nin kuruluş Toplantıya "öğretim üyeli- ği ve bilim adamı kimliği ne- deniyle Diyanetten sorumhı Deviet Bakanı Mehmet Ay- dın'ı" da davet ettiklerini be- lirten Yalçın şöyle konuştu: "Aydm,flkbaşta srvasi Idm- Uğj nedenrvleyanhş aniaşüa- bileceği için toplan- tıva katümak iste- medi Biz onu bilim adamı kimBğhie ça- ğmlığınıızı söyleyin- ce geldi, ancak da- ha sonra olay ka- farklı Alevi Zirvesi olarak yansıdı. Biümsel çahşmalan değer- iendirmeküzere rutin olarak toplandık. Tunceli ve Malat- ya'daki çahşmalanmızı. Hz. Hüseyin, AJi gibi cenklerin ve inançlann din Idtaplanna ahnm^<ı boyutlannı tarüşı- yorduk." amacı, "Türk tarihi, Türk kühürii ve Türk inanç birb- ği bakunından, Hacı Bektaş Veli'yi bürünm leortaya koy- mak" olarak tammlamyor. JJlYiNETtSLERlBASKAMMEHMlJNURlYILMAZDtAM'nANTm Din akımlan mercek altında ANKARA (CumhuriyetBü- rosu) - Diyanet'ten sorumlu De\iet Bakanı MehmetAydın, kurumu yeniden yapılandırma- ya hazırlanırken görevden al- mak istediği Diyanet Işleri Baş- kanı Mehmet Nuri Ydmaz da- ha hızlı davrandı. Yılmaz, Diyanet'te i ^ — küresel dünyadaki tüm dinsel gelişmele- rin ve bunlann sosyal, ekonomik ve siyasi et- kilerinin araşönlaca- ğı Diyanet Araştirma Merkezi'nı (DİAM) AM'da çahşacak bazı perso- nel, başta Vatikan olmak üze- re Ortodoks, Protestan ve Ka- tolik din merkezlerine egitim al- mak üzere de gönderilecekler. Kuruluş çalışmalan A\Tasya Stratejik Araşürma Merkezi (ASAM) Başkanı Prof. Ümit • Diyanet'te üç dinden Uzakdoğu dinlerine, misyonerlik ve Avrasya kültürüne kadar birçok konunun incelenmesini kapsayan Diyanet Araştırma Merkezi kuruldu. kurdu. Uzakdoğu dinlerinden misyonerhk çalışmalanna ka- dar dünyadaki tüm din akım- lannı mercek altına alacak Dl- AM, türban, imam hatip lise- leri ve irticai etkinhkleri biüm- sel perspektifte araşnracak. Dl- AM, Islam dünyasında bu alan- da ilk ve tek kurum olacak. Dl- Ozdağtarafindan yürütülen Dl- AM, dün düzenlenen bir top- lantıyla tanıtıldı. Bir süredir DiyanetBaşkanı Mehmet Nu- ri Yılmaz ile arasında soğuk rüzgârlar esen Devlet Bakanı Mehmet Aydın, tanıtım top- lantısına katılmadı. DİAM'ınkuruluşunun Dev- let Bakanı Aydın'ın "Diyanet lşleri Başkanbğı'nı yeniden va- pdandırma görüşlerinin'" öne çıktığı bir dönemde gerçekleş- tirilmesi de dikkat çekti. Araşurmalannı devletveözel kurumlara sunacakDÎAM, Di- yanet lşleri Başkanlıgı 'nda "ça- > ğuıgerekleruıe uygun personelin'' yetiştiril- mesinde ve eğitim programlannın hazır- lanmasında öncü ola- cak. DÎAM'ın bün- yesinde 13 araştırma ~ mmmm — grubu oluşturulması planlandı. Diyanet lşleri Baş- kanı Yılmaz, Türkiye'nin Islam alemine sırtını çeviremeyece- ğini \Tirgulayarak "Türldye, yüzlerce ydhk tarihi tecrübesi- ni ve cumhuriyede birlikte ge- Bstirdiği model sistemini,Islam dünyasmuı istifadesine açmak dunununda" dedi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.conr Avrupa Birliği üyesi 8 ülkenin li- derierinin "Irak'a karşı ABD'nin ar- kasındayız" şeklindeki açıklaması, bir süredir devam eden bir çatışma- yı gün yüzüne çıkardı. Hatırlarsanız geçen senenin sonuna doğru yapı- lan Almanya'daki genel seçimler, sa- vaşın geleceği üzerinde tayin edici bir etki yapmıştı. Seçimlere çok az bir zaman kala iktidardaki Sosyal Demokrat Yeşiller koalisyonu, muha- lefetteki Hıristiyan Birliği Partisi'nden kamuoyu yoklamalannda çok geri- de görünüyordu. Tam bu günlerde Irak krizi patlak verdi. İktidardaki Sosyal Demokrat Par- ti'nin lideri Başbakan Gerhard Schröder, savaşa kesinlikle karşı çı- kacaklannı açıkladı. Seçim kampan- yası boyunca savaş aleyhtan bir pro- paganda çizgisi izledi. Hıristiyan De- mokratlar ise Bush'a yakın mesaj- lar verdiler. Schröder'in savaş aleyh- tan söylemi bir anda kamuoyu yok- AB ile ABD Çatışması mı? lamalannı altüst etti, Alman halkı tu- tum değiştirdi ve Schröder'e destek vermeyi kararlaştırdı. Bir anda seçi- min havası değişti. Kamuoyu yüzde onluk bir saf değiştirme içine girdi. Bu sayede Schröder, ortağı Yeşil- ler'le birlikte az farkla da olsa iktida- n yeniden kazandı. Alman halkı ba- nşı tercih etmişti. • • • Almanya'daki seçimler AB üyesi ül- kelerideetkiledi. Daha önceABD kar- şısında teslimiyeti seçen birçok AB ülkesi barış yanlısı bir tavır içine gir- di. Bunun tipik örneği Fransa idi. Al- manya'nın karariı davranması ABD müdahalesinin ertelenmesine neden oldu. BM Güvenlik Konseyi'nde de bu eğilim ağır bastığı için inceleme komisyonlan Irak'a gittiler. İnceleme Komisyonu'nun 27 Ocak'taki rapo- ru ilişkileri yeniden gerilimli bir nok- taya getirdi. ABD, Güvenlik Konse- yi karannı bir müdahale için kullan- mak istiyor. Böyle bir girişimi ger- çekleştirebilmek için AB'nin deste- ğine ihtiyacı olduğu da bir gerçek. AB'nin belkemiği sayılan Almanya ve Fransa, Irak müdahalesine ve sa- vaşa sıcak bakmadıklarını, birlikte açıklama yaparak dile getirdiler. Al- manya daha da ileri gitti, Güvenlik Konseyi karar alsa bile Irak'a karşı sa- vaşa katılmayacağını vuıguladı. Bush ise savaş istiyordu ve bunu hemen yapmak istiyordu. Ülkenin içine düş- tügü ekonomik kriz, sırtını dayadığı savaş tekellerı onu savaşa itiyordu. ABD bütün gücüyle bastınnca AB içinde ciddi bir çatlak çıktı. Ingilte- re'nin öncülüğünde Italya, Ispanya gi- bi önemli ülkelerin liderleri ABD'yle birlikte hareket edeceklerini belirtti- ler. Bu açıklama, Almanya ve Fran- sa'ya karşı bir tavır anlamına da ge- liyor. ABD ile AB'nin iki büyük ülke- si arasındaki gerilim sonunda AB içinde bir çatlağa neden oldu. Şu andan sonra Fransa ve Almanya'nın nasıl bir hamle yapacaklan önem ka- zandı. Bu noktada önemli bir unsurda Av- rupa'daki kamuoyu. Ingiltere'deya- pılan yoklamalar savaşa karşı yüz- de 75-80 bir eğilim olduğuna işaret ediyor. Bu rakam Ispanya'da yüzde 80'lerin üstünde. Avrupa'da ise or- talama yüzde 70 civarında bir savaş karşıtı eğilim olduğu biliniyor. Işte bu kamuoyu muhalefetine rağmen AB üyesi ülkelerin liderieri ABD yanında saf tutuyorlar. Böyle bir tablonun önümüzdeki dönemde yeni gerilim- ler üretmesi de kaçınılmaz. Bir yanda ABD'nin dünya çapın- daki büyük gücü, ekonomik ağıriığı, öte yanda ise halkların savaş aleyh- tan eğilimleri. Bu çatışmanın birucun- da ABD, öteki ucunda ise Almanya yer alıyor. önümüzdeki yıllara, sa- vaşın getireceği yeniden yapılanma- lara, bu çelişme büyük etki yapa- cak. • • • ABD ile AB'nin aynı şey oiduğunu söyleyen ve düşünenlere de belki bu çatışmalar biranlam ifade edebilir. AB içinde ciddi bir demokrasi ve banş birikimi olduğu bir gerçek. Yüzyılla- nn tecrübesinden ve mücadelesin- den süzülerek geten bu birikimi önem- semek ve siyaset yaparken dikkate almak gerekiyor. Savaş tamtamlan arasında ilginç bir gerilime tanık oluyoruz. Uzun za- mandan beri Batı içinde bu kadar açık bir çatışma yaşanmamıştı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear