01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 ARALIK 2003 PA^AR CUMHURİYET SAYFA J\_ \j J_j J. U J \ kurtur(acumhuriyet.com.tr 15 KULE CANBAZI SUNAYAKDN "Ne sihirdir ne keramet...T" T"arry Kellar, gazete ilanındaki adre- ğ—i segeçkalmanıntela^ıylahızhadım- Â J. larla yürümektedir. Hayır, ona veril- rau'ş, yetişmek zorunda olduğu bir randevu yoktur. On bir yaşındaki KelLar, ünlü sihirbaz Harris Hughes'in kendisin* asistan olarak bir çocuk aradığını bildiren ilanı, gazetede çıktığı günden çok sonra görîir. Böyle bir işin birçok çocuğun rüyasını süsl ediğini ve birinin mutlaka sihirbazm yanında eğitime başladığı- n ı düşünse de şansını dencrnede kararlıdır. Hızlı adımlarla yürümesi de zaten yok deni- lecek kadar az olan şansını çoğaltmak içindir. Harris Hughes'in, gösterilcrden kazandığı paralarla aldığı muhteşem evın bahçe kapısı tam karşısında durmaktadır. Demir kapıyı açarken hızlı yürümekten dolayı sıklaşan kalp atışına bir de heyecanın ritmi eklenir. Görkemli eve doğru yürürken siyah, sevim- li bir köpek çıkar karşısına. Onu görmekten mutludur, eğilir ve tüyleriai okşamaya baş- lar. Köpek de, Harry Kellar'in sıcak dokunuş- lanna kayıtsız kalmaz ve yere uzanır. Tam o sırada bir ses yankılanırbahçede: "İş için mi geldin?" Sesin sahibi Harris Hughes'tir. Sert görü- nüşü, top sakalı ve elindeki içkı bardağıyla evin taraçasında durmaktadır ünlü sihirbaz. Kellar, öylesine korkar ki yutkunarak başuıı "evet" anlamında sallar. Çocuğun bu duru- muna gülen sihirbaz, "Işe alandın, içeri gel" diyerek kaybolur gözden. Kellar eve girdiğin- de, iş başvurusu için gelen rüm çocuklara bahçedeki köpeğin havladıgını, sihirbazın köpeğin sevgiyle karşıladığı ilk çocuğu asis- tan olarak seçmeye karar verdiğini öğrenir! Slhlrbazlık sanatının Incellklerl Her sihirbazın bu büyülü dünyaya adım atı- şı Harry Kellar gibi olrnaz elbette. Ama, bu konuda anlatacağımız ilginç öykülerin kah- ramanlarından biri de Jean Eugene Ro- bert'tir. Bir saatçinin yanında çırak olarak çalışan Robert, günlerden bir gün, mesleğiy- le ilgili bir kitap almak için kitapçıdan içeri girer. Çıktığında, bir kitap taşımaktadır kol- tuğunun altında. Genç adam eve geldiğinde aldığı kitabın saat tamiriyle ilgisi olmadığı- nı anlar. Yanlışlıkla sihirbazlık sanatının ın- celiklerini anlatan bir kitap almıştır. Değiş- tirmeye kararlı olduğu kitabı mum ışığı altın- da okumaya başlar... Sihirbaz Jean Eugene Robert "Houdin" adlı bir kadınla tanışır ve evlenir. Gösteri afiş- lerinde adı artık "Robert Houdin" olarak yazmaktadır. Sakın ola ki, bu sihirbazı Har- ry Houdini ile kanştırmayın! Hayatını be- yazperdede Tony Curtis'in canlandırdığı Asıl adı "Eric Weiss" olan Harry Houdini, sihirbazlık numaralarına altı yaşındayken başlar. Bir çilingirin yanına çırak olarak verildiğinde bir yandan hünerini artırmak için kitaplar okumakta, öbür yandan kilitlerin sırnnı öğrenmektedir. Eric Weiss, kendinden önce yaşamış olan Robert Houdin'in numaralannı kitaplardan okuduğunda öylesine hayran kalır ki adını "Harry Houdini" olarak değiştirir. Ünlü sihirbazı yıllar sonra beyazperdede Tony Curtis canlandınr. Harry Houdini, kansının adını afişlere taşı- yan Robert Houdin'in ölümünden dört yıl sonra, 1875'te gelir dünyaya. Asıl adı "Eric VVeiss" olan Harry Houdini. sihirbazhk nu- maralanna altı yaşındayken başlar. Bir çilin- girin yanına çırak olarak verildiğinde bir yan- dan hünerini artırmak için kitaplar okumak- ta, öbür yandan kilitlerin sırnnı öğrenmekte- dir. Eric Weiss, kendinden önce yaşamış olan Robert Houdin'in numaralannı kitaplardan okuduğunda öylesine hayran kalır ki adını "Harry Houdini" olarak değiştirir. Houdi- ni, kardeşi Theo'yla birlikte yaptığv gösteri- lerde kelepçeleri ve içine girdiği para kasa- lannı açtıkça, kafesten kurtulmuş bir kuşun kanat çırpışına benzer alkış sesleri yükselir izleyicilerden. Tabii bu arada kasalan da pa- ra dolmaktadır! Tony Curtis'in filminde Houdini'nin ha- yatı trajedik bir şekilde son bulur. Ünlü sihir- baz içi su dolu bir cam kulübeye elleri kelep- çeyle bağlı olarak baş aşağı sarkıtılır. Zaman ilerledikçe bir şeylerin de ters gittiği anlaşı- lır. Houdini ellerini çözemez ve bogularak ölür... Bir sihirbazın tehlikeli bir numara ya- parken sahnede ölmesi sinema için elbette iyi finaldır. Oysa işin aslı hiç de öyle değil- dir: Houdini, soyunma odasında kann kasla- nnın çok güçlü olduğunu, sert yumruklar kar- şısında kılının bile kıpırdamayacağını övüne- rek anlatır. Orada bulunan bir öğrenci yum- ruklanna karşı bunu yapamayacağını söyler Houdini'ye. Iddia üzerine Houdini, genç ada- mın kamına üç sert yumruk atmasına izin ve- rir. Aldığı darbeler sonucunda sihirbazın apandisiti patlar ve birkaç gün içinde son ne- fesini verir! Slhlr dünyasının ünlü IRIIIsl Siegfried Fischbacker, günler süren de- niz yolculuğundan sıkılmamalan için yolcu- lara gemide gösteriler düzenleyen sıradan bir sihirbazdır. Sihirbazlar tarihini bilenleriniz, adını andığımız insanın tanınmış bir sihirbaz olduğunu bilip, "sıradan" sözcüğüne karşı çıkmışlardır. Oyleyse ne olur da Fischbacker üne kavuşur? Biryolculuk sırasında Fischbacker'm yap- tığı numaralar Roy Horn'un ilgisini çeker. Roy Horn, bizim Türk filmlerinde olduğu gi- bi ona gazinosunda iş mi teklif eder?.. Ha- yır!.. Roy Horn aynı gemide çalışan bir ka- marottur. Horn, tavşanlan yok ettiği gibi ke- disi Cheeta'yı dakaybedip geri getirmeyi de- nemesini ister sihirbaz arkadaşından. Fisch- backer, Horn'un evinde denediği ve başardı- ğı bu gösteriyi gemide de yapmak ister. Ya- par da... Ne var ki, bu numara Horn'un ko- vulmasına neden olur. Çünkü mürettabahn gemiye hayvan getirmesi yasaktrr! Fisch- backer, Horn'u asistan olarak yanına alın- ca, sihir dünyasının ünlü ikilisi doğmuş olur. Işi öylesine büyütürler ki, kafesteki bir kaplanı, hatta bir arslanı bile binler- ce insanın gözü önünde yok edip geri ge- tirirler. •Slhlr diye bir $ey yok Ml* Bazılannızın "Sihir var mıdır?" diye sor- duğunu duyar gibiyim. Ben bu konuda sözü şair dostum Hakan Savh'nın dizelerine bı- rakıyorum: sirkin arslanı ölmüş kristal bir tabut için sihirbaza bakıyor herkes ama diyor sihirbaz, siz de biliyorsunuz sihir diye bir şey yok ki! Sihir yoksa, sihirbazlann marifetindeki sır nedir? Oyleyse kalkın bir başka ünlü sihirbaz, David Copperfield'in yanına gidelim. Pek çok insan Copperfield'in sihirbazlık konu- sunda antika eşya ve kitap topladığını ve bun- lardan bir müze kurduğunu bilmez. Koleksi- yonda, sihirbaz VVhymanın Abraham Lin- coln'un elinden geçirmeyi başardığı bozuk paralardan, Houdini'nin eşyalan ve ses kay- dının olduğu tek plağa kadar binlerce eşya, doküman bulunuyor. Bu muhteşem birikimi görenler, sihirbazlık mesleğinin nasıl yoğun bir çalışma gerektirdiğini, bir emek işi oldu- ğunu oracıkta kavrarlar. îşin kolayına kaçmak îsteyen sihirbaz sev- dalılanna da içine girdiği para kasalanndan dışarıya nasıl çıktığmı soran gazeteciye Ho- udini'nin verdiği yanıtı yazalrm: "Unutma ki, para kasalan dışardan açılmamak için yapılır. Bense hep içerdeyim!" RTALAN' SERGİSİBU.İKŞAMKADKÖY'DEAÇILIYOR Sanatçılar yine sokağa çıktıKültür Senisi - Ka- dıköy Kadife Sokak, bu akşam açılacak olan, sokağı ve sokaktaki ya- pılan kuşatacak 'Art- Alan' başlıklı sergiye ev sahipliği yapıyor. Küra- törlüğünü Seda Ya- vuz'un üstlendiği ve re- sim, heykel, performans, video, yerleştirme gibi farklı disiplinleri bir ara- ya getiren sergi, 'Kav- ramsal boyutta, sokak nasıl tanımlanır' sorusunun yanıtını ararken yaşadığımız sokaklarda birik- rirdiklerimizi belleğimizde yer etme- si için yoklama. 'arda kalmış' olana bakma gerekliliğini ele alıyor. Merih Akoğul, Aslı Erdoğan, Nu- rettin Erkan, Kaan Çay- damlı, Ege Madra, Be- tül Merkan, Denizhan Özer, Arzu Parten, Ari Alpert, Özgül Arslan, Serdal Bekar, Erim Bik- kul, Selim Çatkın, Gül- han Çifdalöz, Neşe Ço- ğal, Hasan E. Dipşar, Fi- dan Doğan, Eray Düz- günsoy, Işıl Eke, Yase- min Erdin, Başak Gü- naçan, Tarkan Güveli, M. Fakih Kademoğlu, tlker Kaynak, Başak Pi- rim, Enif Yavuz, Volga Yıldız'ın katıldığı sergi- de sokak, bar, sanat mer- kezi, Cafe gibi farklı yer- ler de sergi alanı olacak. Açılışta çeşitli perfor- manslann da gerçekleşti- rileceği sergide, sokataki tüm yapılann tuvaletle- rinde artık olanın fotoğ- raflannı, sokaklann ses- siz duvarlannı dile getir- mek isteyen metinleri, so- kağın tüketilişine ve yasağı çağnştıran yapısına gön- dermede bulunan barikat- lan, kostüm değiştirerek sokakta zaman geçiren çe- şitli kimliklerin canlandı- nldığı performanslan, tü- ketilmişliğin çağnşımlar- la doldurulduğu bir çöp yığımnı, ince işlenmiş ka- davra imgesiyle sokağın insan bedeninde salınışı- nı, ezberletilmişçesine kunılan diyalog ve monologlardan oluşan konuşma balonlannı görerek kendi sokağınıza dönmeniz müm- kün... (Sergi 7 Ocak 'a kadar Kadife So- kak'ta. Bilgi için Kargart: 0 216 449 17 25) Selim Çatkın'ın video*işinden bir görüntü. Zeki Demirkubuz'un yönertiği "Bekleme Odası' en iyi film, en iyi kadın oyuncu ve en iyi yardımcı kadın oyuncu olmak üzere toplam üç dalda ödüle değer görüldü. 14. Orhon Murat Arıburnu Ödülleri sahiplerini buldu En iyifilmBekleme Odası Kültür Servisi - Şair ve sine- macı Orhon Murat Arıburnu anısına meslektaşı Hüseyin Alemdar'ın kişisel çabalanyla verilmekte olan geleneksel Arı- burnu Ödülleri'nin on dördün- cüsü sahiplerini buldu. 'Şiir Kitabı', 'Yayımlanma- mış Şiir Kitabı', 'Uzun Met- rajlı Film', 'Uzun Metrajh Film Senaryosu' ve 'Kısa Met- rajh Film' dallarında verilen ödüllerin sahipleri ve Seçiciler Kurulu şöyle: Şiir Kitabı: Orhan Alkaya, Sürey>a Berfe, Salih Bolat, Abdfilkadir Budak, Hüseyin Haydar'ın oluşturduğu Seçici- ler Kurulu bu dalda ödüle değer yapıt bulamadı. Yayımlanmamış Şiir Kitabı: Kitap bütünlüğü taşıyan dosya- lardan birine verilen ödülübu yıl Hüseyin Köse'nin 'Mahvedici Melek' adlı dosyası aldı. Dos- ya Hera Şiir Kitaphğı'nca yıl so- nunda yayımlanacak. Seçiciler Kurulu Hüseyin Alemdar, Me- tin Cengiz, Turgay Kantürk, Hüseyin Peker ve Mehmet Mümtaz Tuzcu'dan oluşuyor- du. Uzun Metrajlı Film: Bu dal- daki Seçiciler Kurulu'nda Sev- da Aktolga, Mehmet Dinler, Celal Hafifbilek, Metin Kaçan ve Alin Taşcıyan yer alıyordu. ödül kazanan film, yönetmen ve oyuncular 2002 ve 2003 yapımı filmler arasından üç filmle birlikte, yö- netmen ve oyunculuk ödüllerini kazananlann belirlendiği, ödül kazanan filmlerin bir önceki yı- lın filmleriyle, gerekli izinler alınarak 'Arıburnu Ödüllü Filmler Haftası' adı altında Is- tanbul, Ankara ve Izmir'deki an- laşmalı salonlarda seyirciye üc- retsiz sunulduğu bu dalda şu ki- şi ve yapıtlar ödüle değer görül- dü. En iyi film: 'Bekleme Odası' (Zeki Demirkubuz); Derya Ar- baş Özel Ödülü: 'Karşılaşma' (Ömer Kavur); Mehmet Emin Toprak Ödülü: 'Çamur' (Der- viş Zaim); En îyi Yönetmen: Ömer Kavur (Karşılaşma); En iyi Kadın Oyuncu: Nurhayat Kavrak (Bekleme Odası); En iyi Erkek Oyuncu: Uğur Polat (Karşılaşma); En tyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Hasan Mulla- oğlu (Metropol Kâbusu); En iyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Ni- lüfer Açıkalın (Bekleme Oda- sı). Uzun Metrajb Film Senar- yosu: Özgün senaryolar arasın- dan seçilecek olan çalışmalar- dan birine verilen ödülü Yeliz Altun'un Belki Bir Gün' adlı özgün senaryosu kazandı. Ödül, kazanan yapıtın 20 kutu negatif, 20 saat montaj çahşması hakkıy- la desteklenmesi ve 2004'te se- naryo sahibinin de katılımıyla fihne alınması. Seçiciler Kuru- lu: Muzaffer Hiçdurmaz, Hü- seyin Kuzu, Menderes Saman- çılar, Erdoğan Tokatü ve Ümit Ünal'dan oluştu. (Avnntılı bilgi için: 0 212 245 67 87/251 29 61f ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Kara Çarşaf Derken... Daha mı çoğaldılar? Bana mı öyle geliyor? Hep varlardı da benim mi dikkatimi çekmiyor- du? Terör haberleriyle birlikte görüntüleri med- yada daha mı çok kullanılır oldu? Kara çarşaflıiardan söz ediyorum. Farklı modelleri var: Çoğu saçı başı örtmekle kalmıyor, tepeden aşağı alnı ve kaşları da örtü- yor, gözlerin yarısına kadâr iniyor, yanakları ve elbet boynu gizledikten sonra (bilmez misiniz, kadınların boyunları ha bire 'şehvet şehvet' di- ye sinyal verir) dudakların üzerinde kapanıyor. Ancak bu dudak üzerinde kapanmada galiba sorun var. Şimdi kış, rüzgârfalan... Kimileri ka- ra çarşafın uçlarını ağzının içine iyice, sıkı sıkı- ya tıkıştırıyor ki uçmasın. Çarşafın girdiği ağız- da söze kelama yer kalmaz elbet... Ama gelin görün ki burun açıkta, kara çarşaf nasıl örtülür- se örtülsün, burun hep açıkta kalıyor... Kadın be- deninde 'tahrik edici' diye değerlendirilmeyen tek şey burun olsa gerek... Bir kez Yemen'deydim. (Tamam, burun mese- lesine bağlayacağım...) O zaman iki Yemen var- dı. Sovyet destekli Komünist Yemen ve Ameri- kan destekli Islami Yemen. Ben ikincisindey- dim... Karşıdan gelen bir grup insan gördüğümde, burada erkekler de mi kara çarşafa bürünüyor diye şaşırdım. Hepsi bıyıklıydı... Sonra yaklaş- tıklarındadurumu kavradım. Karaçarşaflı kadın- lardı. Ancak burun ve dudakları örtmek için bi- ri dikey, biri yatay iki bölümden oluşan (baş aşa- ğı dönmüş T gibi) siyah demirden küçük mas- keleri vardı. Bu maskeler küçük bir siyah çubu- ğa bağlanmıştı ve kadınlar siyah eldivenli elle- riyle bunları yüzlerinin önünde tutuyordu. (Ade- ta 'Comedia dell Arte maskeleri' gibi.) Henüz Türkiye'de bu modeli görmedim. Ama neden olmasın? Demokratik bir ülkeyiz, değil mi... Hani hâlâ kadın burnundan tahrik olan var- sa diye, ayrıntıları verdim... Sahi bir zamanlar bir kıyafet kanunumuz var- dı, ne oldu? ••• Geçen hafta buradan hem Başbakan'ın, hem Meclis Başkanfnın önüne geçilemeyen 'namus temizleme cinayeti', 'töre cinayeti' adı altında kadınlara yönelik katliamları lanetlemelerini is- temiştim. Elbet, böyle bir şey olmadı, herhangi bir ya- nıt gelmedi. Ve iki gün önce gazetelerde yine bir haber: Yine Diyarbakır'da... Bu kez 27 yaşındaki dört çocuk anası ve sekiz aylık hamile Zozan öldü- rüldü. (Bu kez diyorum çünkü geçen hafta öl- dürülen Kadriye 16-17 yaşındaydı.) Tabanca- sıyla cinayeti işleyen kayınbiraderteslim olmuş ve emniyete 'namusumuzu temizledim' demiş. Eh, namus 'temizlendiğine' göre nasılsa ce- za yasasındaki 'tahrik indiriminden' yararlanır! • •• Bu haberi okuduğum gün 5 Aralık'tı. 69 yıl önce 5 Aralık'ta Türkiye'de kadınlar, seçme ve seçilme hakkını elde etmişlerdi. On- ca yılda kadınlar açısından nereden nereye gel- diğimizi, daha doğrusu gelemediğimizi okudu- nuz. Yine aynı gün mutlaka bir başka haberi de okudunuz: Kuran kurslarına teşvik! Yaz kursları, akşam kursları, yatılı kurslar der- ken hükümetin Kuran kurslannı yaygmlaştıracak düzenlemeleri nasıl bir bir hayata geçirdiğini okudunuz. Şu anki durumu çok daha vahimleştirecek ka- rarlar bunlar: Türkiye'de okul çağındaki her 100 erkek çocuktan 21 'i; her 100 kız çocuktan 32'si okula kayıtlı değildir. Okuma yazması olmayan kadınlann oranı kimi Güneydoğu illerimizdeyüz- de 80'leri bulmaktadır? Ve okumayı sürdürüyorum: TÜSlAD'ın 'Ka- dın-ErkekEşitliğine Doğru Yürüyüş' başlıklı çok geniş kapsamlı raporundan: "Dikkat çekici bir özellik, ortaöğretimdeki kız öğrenci dağılımının, ilköğretime kıyasla katılım sayı ve oranındaki düşüştür. Mesleki teknik or- taöğretim kurumlan, cinsiyet ayınmının belirgin biçimde arttığı kurumlardır. Mesleki teknik eği- timde sıra dışı olan bir gelişme, din eğitiminde- ki kadın yoğunluğudur. Yüzde 50.25 7e bu okul- lardaki kız öğrenci katılımı, erkek öğrencilerin önüne geçmiştir." Evet, ne diyorduk... Kara çarşaflılar... Dahamı çoğaldılar? Yoksa bana mı öyle geliyor? Ne der- siniz? zeynep ' zeyneporal.com Faks:(0 212 Oyun değil, yaşamöyküsü • Kültür Servisi - Sahneye adım atışımn 50. yılını kutlayan Müjdat Gezen'in yazdığı ve yönettiği tek kişilik oyunu 'îtiraf Ediyorum' izleyiciyle bugün saat 18.30'da Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde yeniden buluşuyor. 'Oyun değil yaşam öyküsü' olarak tamtılan oyun, sanatçının çocukluğundan çocuğuna, sahne hayatına başladığı yıllardan yakın dostlan ile yaşadıklanna kadar uzanıyor. 'îtiraf Ediyorum' 13 Aralık Cumartesi günü saat 21.00'deve 14 Aralık Pazar günü 15.30'da Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde izlenebilir. (0 216 348 80 72) BUGUN • AKM KONSER SALONU'nda 20.00'de Onur Akın'ın konseri. (0 212 251 56 00) M CRR'de 'VIII. Uluslararası Mistik Müzik Festivali' kapsamında 19.30'da Ahmet Özhan'ın genel yönetmenliğini yaptığı Mevle\i Ayini / Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu'nun konseri. (0 212 232 98 30) • BİLGİ ÜNİVERSİTESİDOLAPDERE KAMPUSU'nda 'Avusturya Filmleri' kapsamında 14.00'te 'Blue Moon', 16.30'da 'Ikarus', 19.00'da 'Nogo', 21.30'da 'Suzie Washington' fümlerinin gösterimi. (0 212 293 5010) * ' 4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear