25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Z 3 ARALIK 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER AHLAKARANIYOR TURHAN SELÇUK İ Q T TJLBlAÎLî İSTANBÜL 2FEKDÎSİ ABDÜLCAKBAZ 1 ' IN EASÎ.KÜLADE MACERALAHI Erdoğan'ın başkanlığı döneminde, irticai faaliyetler nedeniyle soruşturma geçiren 52 kişi işe alınmış Belediye'de IslamcıkadrolaşmaMtYASE İLKNUR Başbakan Recep Tayyip Er- doğan'ın Istanbul Büyükşehır Belediye başkanlığı dönemin- de belediyesi bünyesinde ts- lamcı kadrolaşmaya gittiği Içiş- leri Bakanlığı müfettişlerince kanıtlandı. Istanbul Büyükşe- hir Belediyesi'ne bağlı 17 şir- kette irticai faaliyetler nede- niyle geçmışte haklannda so- ruşturma yapılmış 52 kişinin istihdam edildigi ortaya çıktı. Içişleri Bakanlığı Mülkiye mü- fettişlerince yapılan inceleme- ler sonucunda Istanbul Büyük- şehir Belediyesı'nin iştirakı durumunda bulunan 17 şirke- tin kapsam dışı olarak göre\' ya- pan ve irticai faaliyetlere ka- tılmış 52 personelden 14'ünü Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) ka- ranyla ordudan atılmış subay ve astsubaylar oluşturuyor. •şerlat fetvası' Müfettışlenn ınceleme so- nuçlanna göre, belediyede işe yerleştirilen kadroda ÎBDA-C, Islami Hareket, tslami Çağn, Müslüman Gençlik ve Hizbul- lah'la ilışkili isimler de yer alı- yor. Raporda ismı geçen 5 ki- şi hakkında mahkûmiyet kara- n bulunuyor. Cezalannı ta- mamladıktan sonra Erdoğan tarafindan belediye ıştiraklerin- de istihdam edilen bu kişiler- denitorgayTaş'ın, 1982'deşe- riat esasına dayalı bir düzen kurulması amacıyla fetva ver- mek suretiyle adam öldürme- ye azmettirmek ve 6136 ve 1402 sayılı kanuna muhalefet- ten yakalanıp hüküm giydiği ve 1991 'de şarth tahlıye edıldığı. Mehmet Sadık Taktak ın Ga- zıantep Emniyet Müdürlü- ğü'nce yasadışı tBDA-C ör- güt üyesi olmak suçundan ve Bolvadin Ağır Ceza Mahkeme- sı'nce gıyabi tevkifli olarak aranması nedeniyle 22.6.2000 tarihmde yakalanıp tstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca rutukJandığı ve mahkûm ola- rak cezasının uygulandığı bil- _ stanbul Büyükşehir Belediyesı'nin ıştiraki olan 17 şirketin kapsam W dışı görev yapan personeli hakkında îçişleri Bakanlığı müfettişlerince m yapılan inceleme sonucunda YAŞ karanyla ordudan atılmış 14 subay -A. ve astsubay dışında irticai faaliyetler nedeniyle poliste kaydı bulunan 31 kişinin istihdam edildigi ortaya çıktı. Belediye şirketlerinde işe alınanlar arasında ÎBDA-C, Hizbullah, Islami Çağn, Islami Hareket ve Müslüman Gençlik örgütleriyle ilişkili kişiler de bulunuyor. gileri de raporda yer alıyor. Mahkûm olan diğer üç kişi- den Beyazıt Heivacıoğlu, Nus- ret Battal ve Mehmet Ağır- man'ın ise başörtüsü karannı protesto, tslami bildiri dağıt- mak gjbi suçlardan mahkûm ol- duğu belirtiliyor. Usulsüz ödemeler Raporda aynca o tarihte Ula- şım AŞ Genel Müdürlüğü gö- revinde bulunan ve halen THY Genel Müdürü olarak görev yapan Abdurrahman Gündoğ- du, BlMTAŞ Genel Müdürü Nejat Yancı. Ağaç AŞ Genel Müdürü Ahmet Erorhan ile Spor AŞ Genel Müdürü Ay- han Bölükbaşı'nın kapatılan RP'ye yandaş şırketlere usul- süz ödeme yapmak, RP ilçe yöneticilerine şirket araçlannın tahsis etmek, telefon faturala- rıru ödemek ve başka şirketle- re reklam adı alunda kaynak ak- tarmak suretiyle başında buhın- duklan şirketleri zarara uğrat- maktan dolayı haklannda so- ruşturma açıldığı bilgilerine yer veriliyor. Bu dört kişi, ay- m zamanda Islami kadrolaş- maya göz yummakla da suç- lanıyor. Hepsl üst düzeyde Rapora göre kamu kurum- lannda görev alması sakınca- lı 52 kişiden 7 sinin belediye iştiraklerinde genel müdür. ge- nel müdür yardımcısı ve fab- rika müdürü gibi üst görevle- re getirildiği görülüyor. Son MGK toplantısında irticai fa- liyetler ve disiplinsızlik nede- niyle orduyla ilişkisi kesilmek istenen askeri personel hak- kındaki karara muhalefet şer- hi koyan Erdoğan'ın belediye başkanlığı döneminde YAŞ ka- ranyla orduyla ilişkisi kesil- miş 14 kişiden 9'u belediye iş- tiraklerinde istihdam edilmiş. îştiraklerde görev verilen YAŞ karanyla 1997 yıhnda or- dudan atılmış 9 kişiden AK Biiyükdalı ile Halil tbrahim Arikan ISFALT AŞ'de avu- kat olarak işe alınmış ancak daha sonra iş akitleri feshedil- miş. Aynı yıl YAŞ karanyla ordudan atılan Mustafa Oz- türk KlPTAŞ AŞ'de lojistık müdürü, Mustafa Kaya, Ula- şım AŞ'de personel şefi, Ha- kan Üzmezoğlu tramvay şefı, AKİhsanÇorbacı büro perso- neli, Yılmaz Çelik tSBAK AŞ 'de kalite-güvence uzmanı, TahirKarataş BELBtM AŞ'de teknık eleman, Nejat Özden ise Halk Ekmek AŞ'de sevkı- yat şefı olarak görevlendirümiş. ESKÎ MÜDÜRÜ, ŞtMDİ THY'NÎN BAŞINDA En gözde kurum UlaşımAŞ Geçmişte irticai faaliyetlere katılmakla suçlanan ısimlerin en çok Ulaşım AŞ'de görevlendirildıkleri görülüyor. AKP iktidan döneminde THY Genel Müdürlüğü görevine getirilen Abdurrahman Gündoğdu'nun genel müdür olarak görev yaptığı Ulaşım AŞ'de, raporda ismi geçen 11 kişi mühendis. şef, danışman ve teknik eleman olarak görev yapıyor. Bu 11 kişiye başında bulunduğu şirkette işe alan genel müdür Abdurrahman Gündoğdu hakkında da şu bilgilere yer veriliyor: "1994 tarihinden itibaren Ulaşım AŞ'de sırasıyla genel müdür yardımcısı ve gend müdür olarak görev yapar, şirket ana sözieşmesjne aykın olarak şirket dışında birçok personel çauşünlması. şirkete ahnan otomobilleri şirket işlerinde çahşmayan kişikre tahsis ederek şirket zaranna yol açüğu yapünlan genel müdürlük binasına bilirkişi raporunda belirrildiği gibi fazla ve usulsüz ödemede bulunduğu ve bu hususlarda hakkında tstanbul Cumhuriyet BaşsavcıhğTna tevdi raporu düzenlendiği. yine Alba> raklar Holding'in bir şirketi olan Metro-Tem ile \apılan temizük sözleşmesinde aksine hüküm olmasına rağmen erken ödemeler yapürarak şirketi zarara uğrattığı, 1997 vıhnda iki adet Opel Vectra araç ve 2000 yıhnda deprem seti Istanbul Büyükşehir Beledhesine hibe edümiş, 1995 yıhndan 2001 >ıh sonuna kadar 10 adet vönetîm Abdurrahman Gündoğdu. kuruhı karanyla tstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kuİübü'ne 643 miİyar TL. tutaruıda reklam gideri aduıa kaynak aktanlmış, Istanbul Büyükşehir Bdedhesinden Idralanan helikopterin sadece beledhelere yüzde 50 indirimk hizmet vermesi karar alûna ahnmışken kapanlan Refah Paıüsi'ne de >1izde 50 indûim uygulanarak yine şirketi zarara uğratmış, 2000 vıhnda şirket yönetim kurulu üyesi denerek genel sekreter \'arduncısı Mahmut Kuş'un Nispetiye Caddesi'nde bulunan lojmanı, 1996-97 >ıUannda Başkanhk konutunun tamir ve tefrişi sağlanmış, şirketin reklam işlerinin fiktif olarak Kanal 7 ve onun bağhsı Yurt Haber Ajansı'na verilerek zarara uğraülnuş, sonuç olarak ödenmiş sermayesi faizle birtikte 128.706.000 Amerikan Dolan olan şirketin net aktif değeri 72^00.000 Amerikan Dolan'm gerilemiş, bir diğer deyişle yapünlan her 1 Amerikan Dolan'nın 56 sent sesivesine düşmesine neden ENTERNET /MEHMET SUCU mehmetfa cumhuriyet.com.tr Irak'ta Saddam Hüseyin in yaka- lanmasının ardından propaganda sa- vaşı da iyice hız kazandı. Bir hafta bo- yunca devrik Irak liderinin bir çukurda saklandığı ve ihbar üzerine yakalandı- ğ bilgisi beyinlerimize kazıldı durdu. A3D marıreçli haberlerde o koskoca ti- rsnın, muhaliflerini tir tir titreden ada- mn karanlık izbe bir çukurda neredey- se tek başına yakalandığını öğrendik! Hatta askerler tarafindan darmadağın edilmiş kulübe irisi çiftlik evinin içinde- k görüntülerde de reçel, hurma, pilav gbi sıradan besinlerle yetinmek zo- runda kalan Saddam Hüseyin'in pis rrutfağını ve Isa peygamberin resmi- nn bulunduğu takvimi de "kazara" ek- nnayansıyan görüntülerde izledik. Son oarak da Saddam Hüseyin'in kendisi- n ele geçiren askerlere tükürdüğünü, onlann da buna karşılık kendisini yum- akladıklarını okuduk. Duvarlardan birinde asılı duran can- yeleği de görüntülere şöyle bir takılıp geç- t Ev, Dide Nehri'nin kıyisındaydıya, an- leşılan Saddam çaresiz kalırsayüzerek kaçacaktı herhalde. Hepimiz, Baas Partisi rejimi döne- minde nehirleri kilornetrelerce yüzerek ffiçtiği resmi parti propagandalannın taş malzemesi olan Saddam Hüseyin. aılaşılan kendinı güvence altına almak iâemiş diye düşündük. Ama hiçbirimiz Irak liderinin artık geçmişte ka- Propaganda Savaşları lan nehirde yüzen Baas partisinin pro- paganda görüntülerini anımsamadık. Bir zamanlann bu güçlü üçüncü dün- ya liderinin yakalandıktan sonraki saçı sakalı birbirine kanşmış Robinson Cru- ose benzeri görüntüleri ABD'li komu- tan tarafindan basın mensuplanna gös- terilirken devrik liderin yakalandığı sıra- da hiçbir direnişte bulunmadığı vurgu- landı. Ancak TV'ye yansıyan Saddam Hüseyin'in alnında ilginç yaralar göze çarpıyordu. Kim bilir belki de çukurdan çıkarken daracık kapakta kafasını sa- ğa sola çarpmıştı. önemli bir aynntı da- ha TV'lere yansıyan Saddam Hüseyin görüntülerinde pek dikkat çekmiyordu. Hırpani bir kılıkta kameralann karşısına geçirilen Saddam Hüseyin'in tımaklan manikürden geçmişçesine tertemizdi. Bütün bu görüntülerin üzerinden bir- kaç gün geçtikten sonra ABD kaynak- lı başka haberler de yağmaya başladı. Bu haberler ashnda bir önceki ha- berlerle yer yer çelişiyordu. Saddam Hüseyin'in yanında kişisel bakım ürün- leri de ele geçirilmişti. Lacoste Pour Homme AfterShave, doğaJ sabun, Do- ve kremli şampuan, nemlendirici krem, Lacoste stick deodaranttan oluşan ki- şisel bakım seti, bir gün önce perperi- şan görüntüleri ekrana yansıyan ada- mın aslında lüksünden vazgeçmediği- ni anımsatıyordu. Bu kişisel bakım se- tini yanında taşıyan adam, bu izbe yer- de bize anlatıldığı gibi mi saklanıyordu sorusunu yine çoğumuz sormadık. Her- halde mezar gibi bir delikte saklanan Saddam Hüseyin, burada Dove şam- puanla yıkanıyor, sonra uzanmadan ön- ce nemlendirici kremlerini sürüyor, tıraş olduktan sonra After Shave kullanıyor- du (her ne kadar sakallannı aylardır kes- 'www.damarhastaliklapimepkezi.com'Türkiye'nin llk Da- mar Hastalıklan Mer- kezi'ni 1993'tekuran Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Do- ğan'ın intemet sitesi konu ile ilgilenenlerin ziyaretini bek- liyor. Prof. Doğan www.darnartiastalikJerimerkezi.corn isimli s'ıtesini bize şöyie anlattı: "Biz kalp-damar cerrahlan biraz megaloman oluruz. Hastanın kalbini durdurur, ameliyat ile tamir eder, son- ra yine çalıştınnz. Yani damaria uğraşacak vaktimizyok- tur. öyle olunca da bazı genel cerrahlaryetkileri olma- dığı halde damarameliyatlan yaparlar. Çünkü ortada bir- çok sahipsiz damar hastası vardır. Geçen on yılda bin- lerce damarhastası gördük bu merkezde ve onlan sağ- lıklanna kavuştur- maya çalıştık. Artık kalp hastalanna da bakıyoruz. Çünkü bu işi çalıştığımız hastanelerde zaten yapıyoruz. Damar hastalannın, varislehn yanında bir de nereye gideceğini bilemeyen, yaralı, kangrenli ayaklar- la kapı kapı dolaşan diyabetii hastalar var bizim sahip çıkmaya çalıştığımız. Güvenilir bir merkez olunca tele- fonla sorulargelmeye başladı Türkiye'nin heryerinden. Ama merkezde çalışan benim dışımda iki kalp-damar cerrahı ve birkardiyolog arkadaşımın bu telefonlara ce- vap verecek vakti olmadığından bir web sayfası yapa- lım ve 7 gün 24 saat insanlar, hiçbir ücret ödemeden, sorulanna yanıt arayabilsinler diye düşündük." mediği belli olsa da). İyice temizlenen ve kişisel bakımını yapan Saddam Hü- seyin, herhalde daha sonra geceliğini giyip mezarına giriyor ve ABD askerie- rini bekliyordu. Bir atasözümüz "Insan aklı nisyan ile maluldür" der. Günümüz Türkçesine "Insan aktı unutmakla sakattır" diye çevrilebilecek olan deyim belki de ne ka- dar doğru olduğunu bu olayla kanıtlıyor. ABD kaynaklı haberler bize "Saddam Hüseyin 7 yakaladık hem de çok peri- şan bir halde ele geçirdik, bize dı'ren- medi bile, izbe birmezarda saklanıyor- du, kendi lüksünden vazgeçmemişti" mesajlannı veriyorve "Savaş suçlusu ola- rakyargılanacak" diyor. Bu noktadabir soru dahasoımak gerekiyor. ABD, Irak'ı işgal ederken büyük bir direnişle karşı- laşmadı. Saddam Hüseyin'e bağlı as- kerler savaş alanında çocuklan öldür- medi. Pazaryerterini bombalamadı. Si- vil halka ateş açmadı. O zaman hangi savaş suçundan bahsediyoruz. Eğer Halepçe katliamından veya mu- haliflere uygulanan baskılardan söz edi- yorsak bunlar savaş suçlan değil, insan- lık suçlandır. Irak'ta bir savaş suçlusu aranacak- sa akıllı bombalarta pazar yerlerindekı sivil halkı vuranlar veya çocuklara ateş açanlar aranmalı. Belki de savaş esir- lerini propaganda aracı olarak kulla- nanlar yargılanmalı. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Gittikçe Artan 'Ahlaksız Baskı' VVashington'ın Kıbrıs için taraflann görüşme ma- sasına oturması için öne sürdüğü takvimin son ta- rihinin 28 Ocak 2004 olduğunu, Beyaz Saray'da bir tür embeddet gazetecilik yaptığı anlaşılan Yase- min Çongar'ın dünkü yazısı ortaya koyuyor. 28 Ocak, Başkan Bush'un Başbakan Erdoğan'ı ka- bul edeceği tarih. O görüşme, iki ülke arasındaki ilişkilerin baş başa biçimlendirilmesi için yapılacak. Ancak Çongar'ın, dünkü yazısında ortaya konulan temel öğe Kıbns için Denktaş ile Papadopulos'un Annan Planı için masa başı yapmış olmaları ya da en azından hangi tarihte bir araya geleceklerini saptamaları gerekiyor. Oysa Denktaş dün, gaze- tecilerin "Türkiye Annan Planı zeminindekj görüş- melere devam edilmesiyönünde bir kararalırsa ma- saya oturacak mısınız" sorusu karşısında "son nok- tayı" koyan kesin yanıtını veriyor: "Annan Planı'nı görüşmek için masaya oturmak, bu planı Kıbns Türk- lerine yaptığı haksızlıklarla referanduma sunmak- tır." KKTC Cumhurbaşkanı ile Ankara'nın Kıbns so- runu üzerindeki çözüm arayışları üstündeki görüş- leri hiç bu kadar taban tabanazıtlaşmamıştı. Ama, sorunun çözümünde BM Genel Sekreteri'nin adı- nı taşıyan planının esas alınmasında ısrarlı olan Er- doğan hükümeti, Denktaş'ın dünkü sözlerini -en azın- dan sıcağı sıcağına- yanıtlamak yerine öyle anla- şılıyor ki, süre kazanma yolunu seçecektir. Süre kazanmanın yöntemi olarak da Cumhurbaşkanı Sezer'in ev sahipliğini yapacağı söylenilen biryu- vartak masa toplantısının beklenilmesi esas alına- bilir. önce, Denktaş'ın -çoğu bilinse de- dünkü açık- lamasından bazı ana başlıklan yinelemekte yarar var. "Planı referanduma sunmak haritasını kabul etmek demektir." Bir ay kadar önce Gazi Magusa'da Yakın Doğu Üniversitesi'ndeki yönetim odalanndan birisinde, planı ele alan yetkili bir kişi beni pencereye götü- rerek kampusta bazı binaların Annan Planı saye- sinde Rum tarafında bırakılacağını, bazı binaları ise adeta ikiye bölen bir çizim yapılmış olduğunu söyiedi. Sonra ekledi: "Adadaki Türkaskerlerinin banndığı binalarda ay- nı biçimde ortadan kaldınlıyor. Böylesine maharet- li bir çizimi BM Genel Sekreteri'nin gerçekleştir- mesi için kadastro tekniği ile donanmış bir ekibi adaya göndermesi gerekirdi. Işte biz buradayız ve o türbirekibin geldiğini görmedik, duymadık. Za- ten gereği de yok. Çünkü çizimi Rum tarafının yaptığı apaçık ortada. Söz yine Denktaş'ta. "Planın kabulü ile adada kalacak 6 bin Türk as- kerin BM'nin kontrolü altında bulunması ve Türki- ye AB'ye girdiğinde bunların da adadan çıkması- nın öngörüldüğü birplan.." Bülent Ecevrt in 18Aralık'taverdiğidemeçte, bir kez daha vurguladığı gibi, Doğu Akdeniz'in güven- liği, öylece Yunanistan'a bırakılmış olmayacak mı- dır böytelikle? Acaba bugünkü Türk hükümeti, özel- likledış politikave ülkenin stratejik savunması üze- rindeki deneyimleri çok iyi bilinen eski başbakanın bu sözleri için ne tür bir değerlendirme yapmakta- dır? AB'ye değil, haksızlığa karşı olmak "Rumlann AB'ye başvurulan Türkiye'nin Kıbns üzerinden haklannı kaidırmak ve adadaki Türkle- rin çırçıplak kalmasını sağlamak amacıyla yapılmış bir hiledir." Denktaş bu sözlerini, Türkiyenin AB'ye girmesi- ni önlemek gibi bir amaç taşıdıkları biçiminde yo- rumlanmasını da "ne haddimize" diye yanıtlıyor. KKTC Cumhurbaşkanı'nın dünkü açıklamalan- nın Türkiye'de bilinen lobi tarafindan nasıl ağır suç- lamalara uğrayacağını elbette şaşırmadan izleye- ceğiz. O lobi, tıpkı adadaki eşdeğerleri gibi, 14 Ara- lık seçimlerini salt kendi görmek istedikleri biçim- de yorumlamayı sürdüreceklerdir. O seçimlerin, KKTC seçim sistemindeki ilginç abartmalı hüküm- lere karşın elbette birinci partisi olan CTP'yi henüz hükümet kurmayönünde bir milimlik bir mesafe al- dırtmadığını unutmadan söyleyelim. KKTC seç- meni, kimilerininiddialannıntersine 14 Aralık'ta An- nan Planı'na evet oyu için sandığa gitti ise sandık sonuçlannda yüzde 51.09'luk bir oy plan için Cum- hurbaşkanı gibi düşünenlerce verilmiştir. Dün Kıb- nslı bir Türk gazeteci, Neşe Düzel ile Radikal'de- ki söyleşisinde yan çanak kokan bir soruyu yanıt- layarak "Denktaş'ın yakını Türkiye'den bazı gaze- teci, politikacı, diplomat ve profesöıiere de sırf yönetimi tutuyor diye, Rum evlerinin verildiğini duyduğunu" söylüyordu. Bugünkü KKTC yöneti- mini tutmak karşılığında o yönetimden ulufe ola- rak gazeteci, politikacı, diplomat gibi kişilerin ha ta- şınmaz mal alması, ha başka türlü çıkar sağlamış olduklannı Metin Münir gibi deneyimli bir gazete- ci hem duyduğunu söyleyecek, hem de kendi de- yimi ile "gidip araştırmamış olacak." Şayet Metin Münir bu açıklamasında samimi ise böylesine çar- pıcı bir duyumu belgelemediği için gazeteciliğin- den kuşku duymak gerekiyor. Değilse, bildiklerini söylememekle bence çok ayıp ediyor. Oylesine kar- maşık bir yanıtı, çanak soru gibi yöneten meslek- taşımız da söyleşisini sekiz sütunluk bir "Bazı ga- zetecilere Rum malı verildi" başlığı altında bir ikin- ci başlıkla oylesine güçlendirmek istemiş ki, gaze- tedeki fotoğrafına baktım. Acaba elindeki soru kâ- ğıdı mı, yoksa çamur torbası mı ayırt edemedim. Neşe Hanım gibi eski bir gazeteci, haftada bir de olsa kapısını çaldığı gazetenin bağlı olduğunu ilan ettiği medya yayın ilkelerini bir zahmet okuyuver- se... Ahlaksız baskılar giderek hem çoğalıyor hem de artıyor. Faks: 0212- 677 07 62 obirgit@e-kolay.net TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ BASIN MÜZESİ Sanat Galerisi'nde 6 ayn sergi salonuyla sanatseverierin, Küttür-Sanat Etkinlikteri'nde 13 ayn seminerieri ile gelişmek isteyenlerin ve diğer birimleri ile herkesin yeni dönemde de hizmetindedir. Aynntlı bilgi için: Baan Müzesi, Divanyolu Cad. No: 84 34410 - Çemberlitaş/lstanbul Tel: (0212) 513 84 58 - 511 08 75 Faks: (0212) 513 84 57 Web: www.tgc.org.tr E-Posta: basinmuzesiwtgc.org.tr TR-H 106485 No'lu pasaportumu yitirdun Geçersızdir. HAŞlMAĞCA Nufus cuzdammı kaybettun Hükümsüzdür BEKİR PAŞAHAN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear