25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 ARALIK 2003 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Önce Saddam mı, Bush mu? "Zevkten dört kö- şeolduk" demişes- ki Başkan Bush! Oğul Bush da İğ- renç bir tiran. Artık ondan bıktım. Fare deliğinden çıkartıl- dığını, başında bit- lerin ayıklandığını gördüm" diye sevincini belirtmiş... işin aslı astan daha belli değil!.. Saddam, o bodnjmda mı yakalandı, yoksa önce ele geçirilip oraya mı kondu? Bir özel düzenleme mi yapıldı? Adama esrar mı içtirildi? Bütün bunlar karışık!.. Bakın eski ABD Dışişleri Bakanı Bayan Marga- ret "Ladin de yakalanmış olabilir, seçim öncesi ortaya çıkartılırsa, hiç şaşmayın" demiyor mu? ABD'nın CIA'nın karmaştk işleri!... Başkan Ken- nedy'nin öldürülme olayını türlü oyunlarla örtbas edenler, öldüreni deöldürten, onu öldüreni de or- tadan kaJdıran, cinayetin tüm tanıklarını bir bir yok eden bir anlayış, bir tertip!.. Saddam diktatörmüş, öyleydi. Ya Şili'de Pi- nochet neydi,Panama'daNoriega,Asya'da,Gü- neyAmerika'da ABD dostu diktatörier ne?.. Sad- dam otuz yıl ayakta kaldıysa ona kim yardım et- ti? Avrupa, Amerika büyükleri her açıdan, paray- la pulla, silahla destek vermedi mi? Onu Iran'a sal- dırtan kimlerdi? En ağır silahlan kim sağladı? Ko- laylıkla milyariarca dolar verenler bugün ona en ağır saldınlan yapanlar değil mi? Şimdi görüyo- ruz, Irak'ın borçlannı silmeye kalkışanlar daha dü- ne kadarSaddam'ın dostlanydı... ABD'nin azılı Sa- vunma Bakanı birkaç yıl önce Bağdat'a gelip ken- di petrol çıkariarı için pazarlıklar yapmamış mıy- dı? Saddam bağımsız bir devtetin seçimle, hatta hal- koylamasıylaişbaşınagelmişbirdevletbaşkanı!.. Nasıl seçilmişse seçilmiş, ama seçilmiş!. Clinton sekizyıl boyunca Saddam'a dokunmamış. 'Bu ül- kede kitle imha silahlan var, üstüneyürümeli' de- memiş!. Ama Bush oğlu Bush, babasının öcünü alırcasına on binlerce askeri, topu tüfeği, tankı uça- ğı ile gelmiş, Irak halkmın tepesine binmiş, bin- lerce ölü.. yıkılan, yok edilen bir uy- garlık, kentler, ka- sabalarköyler!.. Ne Birteşmiş Mif- letler var yanında, ne de Avrupa Bir- liği!..Tekbaşınabir kovboy çökmüş Irak'ın üstüne!.. Hergün askerleri öldürülüyor, her gün bombalar patlıyor. Birkaç ayda, kaç ABD as- keri öldü diye hesap çıkaranlar, bir de kaç bin Irak- lı öldürüldü diyedüşünselerya!.. Kaççocuk, kaç kadın, kaç yaşlı!.. Saddam'dan hesap sormaya kalkışacaklarmış! Yargıcı, savcısı, celladı kendin- den bir adalet olur mu? Belki savunma avukatını da kendileri atarlar?.. Bir yanlışlıklar güldürüsü diyeceğim ama bun- ca acı, zulüm, acımasızlık, haksızlık, çirkinlik, ayıp arasındagüldürünün yerini, soytanlık, palyaçoluk almıyormu? Seyredenlerezehrracısı duygularya- şatan birdurum!.. Geçen günkü yazımda Saddam'ın yakalanma- sı, hatta öldürülmesi Irak'taki direnişi durdura- maz, demiştim. Görüyoruz ki, bu direniş günden güne yoğunlaşmakta... Bir de o yapay mahkeme, o yanlı duruşmalar başlarsa, Irak başkaldınsı kat kat güçlenecektir. Bizim ABD'den de daha ABD'ci basın, TV yo- rumculan, Mütareke yazaıiannı sollayan ünlü-ün- süz yazarcıklar, ne denli konuyu saptırsalar, ne den- li kendi hesaplanna uygun görüşlerte kamuoyu- nu yanıltmaya kalkışsalar da boştur... Gerçekler her zaman yalanlan bastıracaktır. Dürüst yazarlık örneği veren Umur Talu "Sabah'ta çıkan yazısında Saddam'ın ilk sor- gusunda neier diyebileceğini düşlemiş!.. Bir kur- gu, ama gerçekleri ayna gibi yansıtıyor... örneğin kendisine sorulan soruya Saddam'ın verdiği yanıt! "Beni kim azdırdı. Tetiği çeken ben, ama bana silahı ve cüreti kim verdi?" Birieşmiş Milletler, dünyazorbaJannı yargılayacak bir mahkeme kursa karştsına ilk çıkartılacak kişilerin başında Saddam'dan önce Bush gelmez mi? Vergideki Çıkmazın Boyutlan Faruk YALÇINERMsatçı C umhuriyetimizin 80. yıhnı kutlarken IMF buyruğu ile Türk gelir yönetimi yeniden yapılandınlıyor. Bu kurumun bitmeyen "gözden geçirme- leri"nden 7"ncisinin önkoşulu da vergi yö- netiminin iyileştirilmesi olarak sunuluyor. Yanlış anlaşılmasın; Türkiye'nin çağ- daş bir gelir (vergi) yönetimine kavuştu- rulması, örıcelikle IMF'nin alacaklannın gûvenceye bağlanması yönünden önem taşıyor. Vergilerini toplayamayan bir devletin borçlannı ödeyemeyeceğini biliyor IMF. Borçlarımızın büyüklügü. yaşanan eko- nomik bunalımlarla birleşince: "verdikle- ri paralaruı hortumlarla Isviçre bankala- nna aktankuğmı gören IMFpatronlan; ÜJ- ke ekonomisinde köklü yapısal düzeltim- lere yol açabifccek davatraalara gjriştijer." Kredileri dilimleyip herparçasını belirli ya- salann çıkanlması koşulu ile vermeye baş- ladılar. Clkemizin bu duruma düşürülme- sinin nelere mal olacağı Üeride anlaşılacak- tır. Ancak, şu gerçeği de görmemizde ya- rar vardır; 80. yılında TC devletinin tüm kurumlannın yeniden yapılandınlması ya- şamsal bir gerekliliktir. "Her alanda dağ gibi sorunlar biriktiren toplumumuz, arük sıgamadjğı kabuğunu kırarak çağdaş bir ekonotnikvedemokratik örgütienmeyi ba- şarmandır." Onun içüıdir ki, gerçekten de ilkel ya- pıdaki Türk vergi yönetiminin AB ülkele- ANTIBAKTERIYEL, KOKUSUZ, SU BAZLI ASIÇOCUK BOYASI... FİLLİ BOYA'DAN. Filli Boya'dan, çocuk odalarına özel boya: Yavru Filli Boya. Antibakteriyel, kokusuz ve su bazlı bir ürün olan Yavru Filli Boya, hem çocuklara sağlıklı bir büyüme ortamı sunuyor hem de çocuk odalarını eğlenceli bir oyun alanına dönüştürüyor. Yavru Filli Boya, canlı renkleri, Disney karakterleriyle süslü duvar bordürleri, boyama şablonları ve duvar çıkartmalarıyla, Disney'in sihirli dünyasını çocukların odalarına taşıyor. Yavru Filli Boya sağlıklıdır. Yavru Filli Boya, su bazlı ve kokusuzdur. Bakteri üremesini önleyen antibakteriyel yapısıyla hijyeniktir. • Yavru Filli Boya silinebilir. Yavru Filli Boya, silinebilir, kolay temizlenir. • Yavru Filli Boya dayanıklıdır. Sararmaz, kabarma ve dökülme yapmaz. Yavru Filli Boya kolay uygulanır. Kolay sürülen ve hızlı kuruyan Yavru Filli Boya'nın özel duvar bordürlerini, boyama şablonlarmı ve duvar çıkartmalarını kolayca uygulayabilirsiniz. CAPAROL Aynntılı bilgl için: 444 1 222 • www.filliboya.com.tr BUTUN TURKIYEDE, FİLLİ BOYA BAYILERIND rindeki gibi gelişmiş bir örgütsel yapıya ka- vuşrurulması IMF'den önce bizim sorunu- muz olmalıydı. Ne yazık ki olmamıştır. "Türkiye'de hiçbir konuda vergi yöneti- mininyeniden yapılandınhnasmda okluğun- cakaübürokratikdirençgösterümemiştir!" Güçsüz bir vergi örgütünün büyümek is- teyen sermayenin işine geldiği doğrudur. Ancak, sermaye birikimi belirli büyüklü- ğe eriştiğinde devlet ekonomiyi kayıt al- tına almak zorundadır ki vergisini topla- yabilsin. Değilse, kurumlaşarak yasal çerçeve ka- zanmış büyük sermayeye de köstek olacak- tır kayıt dışı ekonomik yapı. "Kazançlan denedenemeyen girişünciler vergi de öde- meyeceklerinden piyasanın işleyişi bozula- cak; yeterince toplanamayan vergiler ne- deniyle arünlan vergi oranlan, sürekli ka- yıth vergi yükümlüsünün canını yakacak; bu durunı beliıü bir sürecin sonunda ülke ekonomisini baltalayan, gelişmeyi engefle- yen, yolsuzluklan akmdıran (teşvik) bir iş- lev kazanacakür." "Kazançlar üzerinden gelir ya da ku- rumlar vergisi alınamadıgından. halkın tü- ketim maJIaruu edinirken ödediği dolavb vergilerin sürekli arünlması gündeme ge- lecek; dahası, yeni tüketim vergileri yara- biacak, bu kısırdöngü gittikçe bü> üyecek- tir." Türkiye'de olan da budur! Gelir ve kurumlar vergilerinin toplam vergi gelirin- deki payı yüzde yirmilere doğru inmekte- dir. Bu gidişle dolaylı vergilerden başka ver- gi kalmayacaktır. IMF'den gelen her yenı kaynak isteği tüketim ver- gileri ile karşılanmakta- dır. Anayasamızın 73. maddesındekı "herkesin kazancı ölçüsünde vergi ödeyeceğine" ilişkin dü- zenleme yok sayılmakta; halk acımasızca vergilen- dirilmektedir. Oysa bu ülkede bir Ma- liye Bakanlıgı, onun da "anlı şanta n bürokratlan vardu"! Anayasanın buy- ruğunu yerine getirerek herkesin ekonomik gücü oranında vergilendiril- mesini sağlamakla gö- revlidirler. Ancak karşı- rruzdaki, Batı ve OECD ülkelerinin en başansız Maliye Bakanlıgı'dır. "Salt sryasal yeğlemeler ya da siyasetçinin nitelik- sizfigi ile açıklanabüir bir dunım değildir bu." Tür- kiyedeki "siyasalyakla- şun değişse bile Batüı de- mokrasikrin temel da>a- naklanndan biri olan çağ- daş vergilendirme düze- ni -hukuk devletinin ku- raOanna bağb katanmak koşulu ile- daha yıllarca kurulamavacaktır.'' Çün- kü Maliye Bakanlıgı ge- rek örgütsel yapısı. ge- rekse yönetim anlayışı bakımından toplumsal ve ekonomik gelişmenin el- li yıl gerisinde kalmıştır. Vergilendirme sorun- lan bu denli artmışken Maliye Bakanlıgı ne yap- maktadır? Yüzyıllar ön- cesinin -Osmanlı kalıtı- merkeziyetçi il defterdar- hklan düzeni ile vergi toplar görünmektedir. Baskıcı, buyurgan, seç- kinci, aynmcı yönetim anlayışını sürdüren mali- ye müfettişi. hesap uz- manı kökenb bir avuç bü- rokratın yetmiş bin kişi- nin çahştığı bakanlık mer- kez ve taşra örgütüne ka- yıtsız, koşulsuz. sınavsız, sorgusuz, kesin egemen- liğini vurgulayan ve bu olguyu hukuk devletine, insan haklarına aykın bi- çimde yasalaştıran örgüt yapısıyla değişime diren- mektedir. "Yapüklan iş avıu olduğu halde yapay sanlarla (merkezi-yereL müfettiş, uznıan, kontro- lör, denetmen) birbirin- den avTÜmış: altta kalanm enıeğinin sömürüldüğü; yereLyönetsel, shasal bas- kılara açık, kırtasiyeye boğubnuş, bağunlı vergi denetçileri ve denetimi; bina, araç-gereç, örgüt- lenme, yönetim sorunla- n nedeniyle işlemeyen, ö- kanmış vergi daireleri ile kendini yenileme olanağı- nı,yeteneguıi vitirmiş bir gefir>önetimi Türkiye'nin \ergUendirmedeki en bü- yük çıkmazjdır." Yannki yazımızda bu konuyu tarhşmayı sürdü- receğiz. ;*. » I C H PENCERE Ummetçiliğe Karşı UlusalcılıkL Bir dost sordu: - Allahaşkına, Avrupa'da büyükağırlık taşıyan merkez sağ partilere Türkiye'de ne oldu?.. Yer yanldı da içine mi girdiler?.. Merkez sağ deyince akla ne geliyor?.. Doğru Yol ve ANAP... Ikisi de Meclis dışındadır. Ülkemizde dinciler merkez sağı solladılar ve dış- ladılar... Nasıl oldu bu?.. • Başbakan Adnan Menderes'in iki gözdesi vardı: Saidi Nursi.. Necip Fazıl.. 1950 seçimlerinde "27yıllık CHPzulmüne ha- yır" diyerek iktidara geçenler de CHP'li idiler; Celal Bayar Cumhurbaşkanı oldu, Adnan Men- deres Başbakanlık koltuğuna oturdu; ama, bu ba- şarıyı dincilere göz kırparak kazanmışlardı. Dincilik "sözde merkez sağ partiler"\r\ şemsi- yesi altında gelişti; Demokrat Parti'de Menderes, Adalet Partisi'nde Demirel, ANAP'taTurgut Özal bir yandan laik Cumhuriyeti idare ederken, öte yandan Islamcılara -daha açık deyişle ümmet- çilere- her türlü gelişme olanağını sağladılar. Islamcılar da palazlandıkça palazlandılar; öy- le bir gün geldi ki, artık merkez sağ partilerin şemsiyesine gerek kalmadı... Doğrudan iktidara geçtiler. • Eskiden dinci, merkez sağın yedeğindeydi.. Şimdi merkez sağ dincinin yedeğindedir. AKP'nin yapısına bakıldığı zaman bu gerçek apaçık görülür. Merkez sağın büyük bir bölümü iktidann nimet- lerinden yararlanmak için AKP'ye aşılandı; dı- şarda kalanlar ise boşlukta çırpınıyorlar... Doğru Yol çabalıyor. ANAP söndü.. Neden böyle oldu?.. Avrupa'da türban olayı göçmen Müslümanla- rın sorunudur; Avrupalı dinciliği tarihe gömmüş, üstüne de 'mazi' etiketini yapıştırmıştır; oralar- da merkez sağ ile merkez solun siyasal ayrılık- ları ancak ekonomik görüşlerinde vurgulanır. Türkiye'de ise dincilik güncel sorun.. Islamcılık iktidarda.. Ama ekonomide aynm yok.. Ülke sağcısıyla, solcusuyla, dincisiyle IMF'nin saptad/ğı tek ekonomik program üzerinde birieş- miş... Acayip birdurum!.. • Siyasal çatışma ise çağdışı bir planda sürüyor, Avrupa'nın geçmişteki din kavgalarını yaşıyoruz; oysa ülke elden çıktı çıkacak; tehlikeler bizi boğ- du boğacak... AKP'nin gözleri dincilik tutkusuyla körleşmiş; bu amaca ulaşabilmek için devletle çatışmasını sürdürüyor... Nelerle uğraşıyor?.. Üniversiteler, TÜBİTAK, Kuran kursları, asker, Cumhurbaşkanı, bürokrasi, yargı, imam okulla- rı, yesaire... Ülke iç ve dış tehlikelerle karşı karşıya iken ulusalcılar ümmetçilere karşı birleşemiyorlar; ço- ğunun aklı geçmişteki sağ-sol kavgasına takılı kal- mış; duygulannın olumsuz mirasını aşamıyorlar.. Ummetçiliğe karşı ulusalcılığı harekete geçire- meyen bir Türkiye'de hiç kimsenin geleceğe umutla bakmaya hakkı yoktur. CUMHURİYET KİTAP KULUBU ARALIK 2003 ETKİNLİKLERİ RatipTahJr Burak, Mim Uykusuz, NecmiRıza, YaJçın Çetin, TonffliçYaşaf, Turhan Setçuk, Femrfı Doğan, Güngör Kabakçıoğlu, TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI Çağdaşı Çizerlerden Gülmece Ustamtz AZİZ NESİN KARİKATÜRLERİ SERGİSf Nesin Vakfı ile Karikatür ve Mizah Müzesi'nin katkılanyla Açılış ve kokteyl: 23 Aralık Salı (bugün) Saat:18.00 Yer: Cumhuriyet Kitap Kulübü, Istıklal Cad. Zambak Sok. No:4 D:1-2 Beyoğlu/ istanbul Tel: 0212/2523881-82 Semih PûfDV, Kafeteryamız pazar dahil her gün saat: 10.00-21.00 arası açıktır. CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ ARALIK AYI ETKİNLİKLERİ (6) Cumartesi Söyleşileri "Avrupa'dan Türkîye'ye Bakış" pmf. Dr. Erol MANİSAL! (27Aralık 2003 Cumartesi Saat: 15.00) Krtap İmzası: Prof. Dr. Erol MANİSALI Yer: Cumhuriyet Kitap Kulübü Istiklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2 Beyoğlu/İSTANBUL Tel: 0212 252 38 81-82 Etkinlikler Koop-C tarafından düzenlenmektedir. Vcretsiz ve herkese açıktır. Kafeteryamız pazar dahıl her gun saat 10 00 • 21.00 arası açıktır
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear