23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe
İzmir Ekonomi Üniversitesi

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 ARALIK 2003 PA2ARTESİ HABERLER ANAP Genel Başkanı Nas, laik devletin Sünni eğitimi dayatmasının yanhş olduğunu söyledi 'AKP'nin duruşu ümmetçi'MUSTAFAÇAKIR ANK\RA - ANAP Genel Başkanı Nesrin Nas, devletin din eğitimini 20- runlu tutamayacağını belirterek "Din eğitimi seçmeti obmahdır.Isteyen alır, is- temeyen almaz. Siz laik bir devlet tanı- nu yapıp sünni eğitimi dayatamazsı- mz" dedi. Hükümetin imam hatiplile- re iş olanağı yaratmak içın Kuran kurs- lan düzenlemesi getirdiğine dikkat çe- ken Nas, AKP'nin "ümmetçi" bir du- ruş sergilediğini vurguladı. ANAP kongresınde genel başkanlı- ğa seçilen Nesrin Nas, Cumhuriyet'in sorulannı yanıtladı. Nas'a yönelttığı- miz sorular ve yanıtlan şöyle: - ANAP son kongreini bir otel salo- nunda gerçekleştirdi. Bu erimenin ne- deninedir? -ANAP 1983'tenbuyana 1991 se- çimlen hariç hep böyle azalan bırtrend izlemiş. Yani ANAP'ın sıkıntılı bir dö- nemde olduğu, toplumdaki değişimi çok iyi okuyamadığı, çağdaşlık çizgi- sini geleceğe akıtamadığı doğrudur. Ancak gelişmiş dünyaya baktığımız zaman siyasette propaganda çeşitleri- nin çok değiştiğini görüyoruz. Aslın- • ANAP kongresinde genel başkanlığa seçilen Nesrin Nas. Cumhuri- yet'in sorulannı yanıtladı. Devletin din eğitimini zorunlu tutmaması gerektığini belirten ANAP lideri Nas, 'Din eğitimi seçmeli olmahdır' diye konuştu. Hükümetin imam hatiplilere iş olanağı yaratmak için Kuran kurslan düzenlemesi getirdiğine dikkat çeken ANAP Genel Başkanı Nesrin Nas, AKP'nin 'ümmetçi' bir duruş sergilediğini vurguladı. da ANAP, farkında olmadan bilinçli bir biçimde değil ancak zorunluluktan dolayı ayağını çok doğru bir yere bas- tı. Artık bu tür gösterilenn sonu geldi. 'Türban sorunu ciddi bir engeP - Hükümetin türban konusundaki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? - Türkıye'de başörtüsü sorunu tnut- laka toplumsal uzlaşma ıle çözülmesı gereken bir sorundur. Bu sorun eğiri- min yeniden yapılanmasının önünde çok ciddi bir engel olarak duruyor. Ka- dınlara karşı bir aynmcılığa dönüşüyor. Türban demiyorum bakın çünkü 0 bir siyasal simgedir. Kadınlann yüzde 65'inin başının örtülü olduğunu düşü- nürsek, bu durum kadının sosyal ya- şamdan, eğitimden dışlanmasının bir unsuru haline geldi. AKP kadının ba- şının başörtülü olduğunda insan hak ve özgürlüklerine sığınıyor. Ama kadı- nın başının açıkJığı söz konusu oldu- ğunda günah ve sevap kavramlarıyla yaklaşıyor. Günah ve sevap kavramla- nyla yaklaştığı zaman benim haklan- ma tecavüz ediyor. Benim insan ola- rak özgürlüğümü kısıtlamaya gidiyor. Allah ile benim arama giriyor. - Kuran kurslan düzenlemesine ba- kışuıız nedir? - Devlet din eğitimi verebilir ve ver- mekte zorundadır, Ama devlet din eği- timini zorunlu tutamaz Devletin zo- runlu din eğitimi, devletin laik tanımı ıle çelişir. Siz laik bir devlet tanımı ya- pıp sünni eğitimi dayatamazsınız. Şu anda bızım din derslenmizdeki eğitım sünni eğıtimdir. Biz tüm inançlara eşıt mesafede olmak ama nüfusumuzun çoğunluğunun da sünni müslümanlar olduğunu dikkate alarak ona göre bir dın eğitimi planlaması yapmalıyız. An- cak bunu mutlaka seçimlik hale getir- mek zorundasınız. Bunu yaparsanız Kuran kurslan tartışması da biter. An- cak kurslann imam hatipli öğrencile- re iş bulma amacı taşıması herkesi ya- ralar. Hükümet kararsızfak gösterdT Hükümet aynı kararsızlığı teröre iliş- kin görüşünde de ortaya koymuştur. Başbakan terörün, radikal îslamcı te- rör olduğunu bir türlü ağzına alamamış- tır. Ancak orda daha önemli bir şey var. Başbakan radikal Islamcı terör di- yemezken. teröristlerin Türkiye Cum- hunyen yurttaşı olduklanru açıklamak- ta hıçbir sakınca görmemiştir. Onu ağ- zıma almaktan utanıyorum dememiş- tir. Yani satır arasında Öylesine üm- metçi bir duruş varki. - Yerel seçimlere Yüce Dhan gölgesi altinda gireeeksiniz. Ne yapmajı düşfi- nüyorsunuz? - Sadece ANAP değil DSP ve MHP de aynı şekilde. Hükümet zamanlama- yı öyle oluşturdu ki bizi Yüce Divan gölgesi altinda yerel seçimlere götür- mek istiyor. ANAP şu anda belediye- lerde iktidarda olan bir partı. Bu neden- le AKP'nin en fazla dikkatini çeken par- ti, hedefindeki partı ANAP'tır. - D\ P ile birleşme fikrine nasıl bala- yorsunuz? - ANAP'ın yeni dünya paradigma- lannı doğru okuyarak yepyeni politi- kalar ortaya koyması gerektiği bir sü- reci tek başına yaşaması gerektiğine ina- nıyorum. Yerel düzeyde, illerbazında, il başkanlanmrz. belediye başkanlan- mız ışbırlığıne gıdebılırler. - Hükümetin dokunulmazhklar ko- nusundaki tutumunu nasıl değerlendi- riyorsumız? - Hükümet bu konuda inandıncılı- ğını yitirdi. Bir gün önce diğer siyasi- leri Meclis aracılığıyla yargıya gön- deriyorsunuz, 24 saat sonra yargıya güvenmediğiniz için dokunulmazlık- lar kalkmasın diyorsunuz. CHP LİDERİ BAYKAL 'Eğitim vesiyaset dinselleşirse barışolmaz' • Parti içinde türban konsunda yükselen farklı seslere yanıt veren Deniz Baykal, 'Din siyaset ilişkisi konusunda çok hassas olunmah' dedi. Baykal, Türkiye'nin bugün bulunduğu yere din ve siyaseti aynştırarak geldiğini söyledi. ANKARA (Cumhu- riyetBürosu)-CHP Ge- nel Başkanı Deniz Bay- kal, parti içinde türban konusunda yükselen farklı seslere. "Eğitim dinselleşirse banş ve hu- zur mümkünobnaz" ya- nıtını verdi. CHP lideri Baykal, dün TRT-l'de "Adres Ankara" prog- ramında yerel seçimlere yönelik ciddi hazırlıkla- n olduğunu, sosyal de- mokrat belediyeciliğin anayasasım şekülendir- diklerini kaydetti. Bay- kal, "Tüm belediye baş- kanlan her yıl servet be- yamndabuluna- caklar. Belediye nıedisi toplanb- lan halka açık olacak. thaleler aleni yapılacak. Şimdi adaylan- nuzı şekillendirme çaba- sına gu-mekteyiz" diye konuştu. Türban konusunda parti içinden farklı ses- lerin yükseldiğinin anım- satılması üzerine Bay- kal, CHP'nin demokra- tik bir parti olduğunu, ülke sorunlan karşısın- da herkesın düşüncesini ortaya koyabileceğini kaydetti. Ancak CHP'nin ilkeleri bulun- duğuna işaret eden Bay- kal şunlan söyledi: "Si- yasettek başınayapürru- yor. Söylediğimiz sözler, gidiyor dalgalanryor, on- dan sonra bazüannuz eleniyor, bazılanmız ayakta kahyor. CHP ola- rak ortaya koyduğumuz çerçeve bu sınaviardan başanyla geçerek ayak- ta kalmıştır. Başanlı ol- duğu Fransaoiaymdagö- rüldü. Din-siyaset ilişki- si konusunda çok hassas ohınmak. Eğjtimi, huku- ku, siyaseti dinselleştir- diğiniz zaman oradaki yaşamın banş içinde ol- ması mümkün değil." Türkiye'nin din ile si- yaseti aynştırarak bu- lunduğu yere geldiğini anlatan Baykal, "Biam aydınlartmı/ kimseyi üz- meyelim, herkes dilediği gibi yap- sın diye bazı açı- tanlargösteri\w- lar. Ama bu açı- lımların ülkeyi nereye götürebi- leeeği hesaba kaülnuyor. Demokrasi bizim züıin- lerimizin dogmalarla iş- gal edilmediği.teokratik düşüncelerin zihnimiz- den aynşünidığı ortam- da mümkündür'" dedi. AKP'nin dokunul- mazlıklan kaldırma gi- bi bir niyeti olmadığını belırten Baykal, "Bubir toksin üretijDr,ortam gi- derek kirienhor. Bunun temizlenmesi lazım" dedi. Baykal. "Yargıya gü\enmedikierinisö>1ü- yorlar. 70 milyon adına olunca güvenrvorsun da kendi davan olunca nrye güvenmiyorsun?" dedi. Beyoğhı Mis Sokak'ta düzenknengösteride 'Tecrite ha>ır' sloganbnaokh. (Fotoğraf: ÖZLEM ÜL\'EMLİ) Istanbul'da yapılan eylemlerde 13 kişi gözaltına alındı 4 Hayata Dönüş' protesto edildi lST4NBUUADANA(Cumhuri>'et) -Tutuklu ve Hükümlü Yakmlan Birliği, aralarında De- ri-Iş, Belediye-lş 2 No'lu Şube, Belediye-tş tETT Şubesı, Tüm Bel-Sen ve Eğitim-Sen gi- bi kuruluşlardan temsilcilerin de bulunduğu bir grupla 3 yıl önce 19 Aralık'ta cezaevlerine düzenlenen ve 32 kişinin yaşamını yitirdiği operasyonlan protesto ^_^_^_^__^^ etti. Taksim Gümüşsu- yu'nda cezae\'lerindeki tecrit uygulamalannı kınayan TAYAD üye- tına alındı. Beyoğ- lu'ndaki Mis Sokak'ta — ^ — ^ — ^ — — dün toplanan yaklaşık 50 kişilik grup, üzerin- de "19Arahk'ıunurmadırn, unutturniavacagız- TUYAB" yazılı pankart açarak "İçeride dışa- nda hücreien parçala" ve "Tecrite hayır" slo- ganlan attı. Üzerinde, "HayataDönüş" adlı 19 Aralık operasyonlannda hayatını kaybedenle- rin resimleri bulunan ve "Tecrite hayır" yazılı • 32 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan cezaevi operasyonlan sivil toplum örgütleri tarafından protesto edildi. dövizlertaşıyangrup, tt 19Arahk2000günüül- kemiz tarihine utançla anuacak kara bir sayfa daha ekfcndi'' dedi. Yapılan açıklamada, "Ta- butluk görevi üsdenen F tipleriyle yetinme>«n devlet, tabuduklann mezara konmas anlanu- nagelenyüksekgüvenliklihapishaneleriuşaet- mektedir'' denildi. Gümüşsuyu'ndaki parkm ya- ^ ^ ^ _ ^ ^ _ _ _ _ ^ _ kınında toplanan TA- YAD üyelen, "Sansüre, tecrite son" yazılı pan- kart açti. Olay yerioe gelen polis, gösterici- lerden 13'ünü gözaltı- na aldı. Adana'da yak- 1 laşık 700 kişinin katıl- dığı mitıngde, Abdullah Ocalan'ın ön plana çıktiğı gözlendi. Mitingte bir konuşma yapan ÇHD Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin KÎhç, "AKP hükümeti, şu anda ulkedeki kötii gküşl, ozae\1erirHkkiohınısuztuklancokrvibdrvorarna 3 ma>munlanoynamakomınve dışardald yan- daşlannın işine getiyBr" dedi. Kultur Bakanlıgı desteklesin' Bardakoğlu Alevileri istemiyor • Bardakoğlu, Diyanet'in Aleviliği dışlayan söylemlerini değiştireceklerini belirtirken Alevi dedelerine Kültür Bakanlıgı tarafından sahip çıkılmasının mümkün olduğunu söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Diya- net tşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Diya- net'in Aleviliği dışlayan söylemlerini de- ğiştireceklerini belirtirken Aleviliğin ku- "umda temsil edilmesi gibi bir düşünce- eri olmadığım söyledi. Bardakoğlu, "Alevi dedeİerinin Dhanet'te din göre\1isi olmasından ziyade, Nakşi $e>1ıleri ile Mevfcvi dedekrtyie birlikte Türk kültü- rünü yaşatan önemli şahsiyetier olarak, Kültür Bakanlığı'nca desteklenebüeceğini ve sahip çıküabileceğinin mümkün oldu- ğunu düsünüvorum" dedi. Bardakoğlu, dün Kanal 7 televizyonunda Kuran Kurs- lan Yönetmeliği ve Alevilikle ilgili soru- lan yanıtladı. Diyanet'in bir devlet kuru- luşu olduğunu, bu nedenle de bir mezhe- bi desteklemediğini ileri süren Barda- koğlu, Diyanet'in Sünni politikalar izle- yerek Alevi karşıthğı izleme yönünde bir eğilimi bulunmadığını söyledi. Barda- koğlu, "Diyanet'in Aleviliği dışlayan bir söylemi olabilir ama bunu artık düzenle- yeceğiz'' diye konuştu. Alevilik Anadohı'da bir kültürdür Diyanet'in artık ahlak merkezli bir din- darlık anlayışını temsil ettiğini ileri süren Ali Bardakoğlu, şunlan söyledi: "Aleviler bizim Müslüman kardeşlerimiz- dir. İslam içinde me\ cut bulunan bir tari- kat olabilir. Mezhep saymak zordur. Ale- \ilik Anadolu'daki bir kültürdür. İslam dini ders kitaplannı buna göre dizayn et- memiz, derslerin yeniden gözden geçiril- mesi ve Diyanet'in din anlanmı ve hizme- tinin de onlan kuşatacak şekilde olmab- dır. Biz ışığı doğru tutahm, kim yararla- nırsa ona hizmete hazmzT 'Yönetmelik değjştirildi' Kuran Kurslan Yönetmeliği'nin geri çe- kilmediği yönündeki tartışmalara da de- ğinen Bardakoğlu, "Bu değişiküklerin bepsi, noktası virgülüne kadar eski haline dönüştürüldü"dedi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Gazetenin logosunun altinda bu cümle yer alıyor. önceki gece Kadı- köy'de Ortaklarevi'nde iran gezimizi an- latan bir söyleşi sonrası, "Şok" isımlı bir gazeteyi izleyicilerden birisi verdi. Bir gazeteci olarak bu gazeteyi hıç görmediğimi itiraf ediyorum. Sonra meraklanıp baktım: Satışfiyatı 150 bin lira. Satışı 90 binin üzerinde. En çok satan gazeteler sıralamasında 16. sı- rada. Bu gazetenin haber verme tarzının, bildiğimiz "sayfa güzeli" basan gaze- telerimizden farkı yok. Bol bol çıplak manken fotoğrafı, bu fotoğrafların ba- sılma gerekçesini oluşturan haberler bu gazetenin karaktennı oluşturuyor. Üst manşetinde astroloji üzerine ha- zırlanmış bir yazı dizisinin anonsu yer alıyor. Logonun yanında "Ciddi ilişki- lerdeseks veparanın önemiyok" baş- lıklı bir haber dikkat çekiyor. Yan man- şette futbolcu Ahmet Dursun'un kü- çük bir fotoğrafının yanında manken Türkiye'nin En Samimi Haber Gazetesi' Şebnem Schaefer'ın çıplak büyük bir resmini görüyoruz. Hemen onun al- tinda Tuğba Özay'ın seksi bir resmi- nin yanında "Soyuluyoruz" başlığını gö- rüyoruz. Birinci sayfanın dikkat çeken diğer iki haberinden birisi popstaryanşma- sındaki Banş'ın "Banş da soyundu" çıplak fotoğraflı haberi, diğeri ise "Bur- sa'da travesti alarmı". Bütün bu an- lamsız girişleri neden yaptığımı, bu gazeteden ne istediğimi merak ediyor olabilirsiniz. Merakınızıgidereyim: Her yani çıplak kadın fotoğraflanyla kaplı olan gazetenin manşeti sanki bu ha- berlere bir kontrast gıbıydi. işte Şok isımli gazetemizin, şok baş- lığı: "Besmele Mucizesi". Haberinüst başlığı şöyle: "Bilim adamlan, dua et- meden kesilen etlerde, mikrop vebak- teri bulunduğunu tespit etti." Spotta ise şunlar yer alıyor: 30 profesör, 3 yıl— lık araştırma sonunda şu açıklamayı ya- pıtı: "Besmele ile kesilen hayvanın eti daha sağlıklı." Haberin devamını da siz- lerle paylaşmak istiyorum: "Bilim adamlan 'besmele' ile kesilen hayvan etiyle besmelesiz kesilen hayvan eti üzerinde yaptıklan araştıırnalar so- nunda, besmelenin tıbbi bir mucize- sini keşfettiklerini açıkladılar. Suri- ye'nin çeşitli üniversitelehnde, farklı alanlarda uzman olan 30 profesör- den oluşan bir araştırma grubu, baş- kentŞam'da 3 sene boyunca, besme- leyle kesilen hayvan etleri arasındaki farkı ortaya çıkarmak için iaboratuvar ortamında deneyler yaptı. Deneyler sonunda, bilim dünyasında ses geti- recek ve büyükyankı uyandıracak çar- pıcı tezler öne sürdü." Haberimiz "Tıpta bilimsel bir dev- rim" başlığıyla devam ediyor: "Araş- tırmacılar, hayvan ve kuş kesimlerin- de İslam dinine göre gerekli olan' Bis- millahi Allahu Ekber 1 sözünün, kesilen etlerüzehnde etkilen olduğunu ilerisür- dü. Bilim adamlan İaboratuvar orta- mında yapılan deneylerde, besmele- siz kesilen sığır, küçükbaş ve kuşlann et dokulannda pıhtılaşmış kan, ço- ğalmaya müsait bakteri ve mikroplar tespit ettiklerini açıklarken besmele ile kesilen hayvan et dokulannda ise kan, mikrop ve bakterilere rastlanma- dığını ifade ettiler." Laikliği savunan, bilimin ve aklın ışı- ğında "şeriata" karşı olduğunu söyle- yen gazetecilerimızin halka manşetten sunduğu haber böyle. Daha önce ne- ler yazdıklarını bilmiyorum, çünkü bu gazeteyi ılk kez okudum. Bu habere ne denebilir ki: Acaba, Suriye'de bu et- leri yiyen insanlar, besmelesiz hayvan kesen Batı'daki insanlardan daha mı sağlıklı? Yaş ortalamaları mı daha yük- sek, yoksa Batılılara göre daha mı az hastalanıyorlar? Türkiye'de "şeriat"la mücadele et- tiğini söyleyenler acaba bu tür haber- lerle nasıl bir toplumsal ruh halı yarat- tıklarını düşünüyorlar? Bir yanda çıp- lak manken fotoğrafları, öte yanda Al- lahu Ekberdiyerek kesilen hayvanın eti- nin daha sağlıklı olduğunu iddia eden bilimsel dayanaklı haberler(l). Tam bi- zim durumumuzu yansıtıyor. Zaman zaman bir ikiyüzlülük deni- zinde boğulduğum hissine kapılıp bu- nalıyorum. Bu haberi yapan muhabır, sayfanın manşetıne çıkaran yayın mü- dürü, gerçekten bunu ne için yapıyor? Halkımızın hoşuna gıder ve mutlu eder diye mi? Belki de Türkiye'de samimi haber ga- zetesi çıkarmak böyle bir şey... Biz bir türlü bu çıplak gerçeğı göremiyoruz... 2000TJ YILLARDA ERDAL ATABEK Yaşama Müdahale Etmek... İnsan kendi yaşamını değiştirebilir mi? Yoksa yaşam mı insanı değiştirir? Bu iki soru bütün yaşamımız boyunca karşılaş- tığımız ikilemdir. Temelde sorunun her ikisi de belirii ölçülerde doğrudur. Kimi durumlarda 'kişi kendi yaşamını değiştirir'. Kimi durumlarda da 'yaşananlar kişiyi değişti- rir'. Hangisinin daha etkin olacağını "ınsanın kişiliği', 'içindeyetiştiği kültür', 'toplumunun sosyal değer- leri' belirler. 'Bağımsız ve girişimci kişilik', yaşama müdaha- le ederek kendi yaşamını belirlemeye çalışır. 'Ba- ğımlı ve bekleyici kişilik' ise kendi yaşamının be- lirlenmesini seçer. 'Bireyyetiştiren, birey değerierine dayalı kültür- ler', yaşama müdahale eden insanlar yetiştirir. 'Topluluk üyesi olmaya öncelik veren kültürler' ise kendi yaşamının düzenlenmesini bekleyen insan- lar yetiştirir. 'Kişinin yaptıklanna değer veren toplumlar', ki- şilerin yaşama müdahale etmesini değerii bulur. 'Ki- şinin kabul ediciliğine değer veren toplumlar' ise kişilerin yazgısının başkaları tarafından belirten- mesini doğal karşılar. Bu tanımlara bakarsak başka toplumlarda olup bitenlerle kendi toplumumuzda olup bitenler ara- sındaki farklan daha iyi anlayabiliriz. Italya'da bir 'televizyon izleme boykotu' yaşan- dı. 'Esterni' adındaki örgüt, italyanlan 12 Aralık'tan 15 Aralık'a kadar üç gün televizyon yayınlarını boy- kot etmeye yönelik bir çağrı yaptı. Çağnnın nede- ni ise televizyon programlannın çok kötü olması, bu nedenle televizyon yöneticilerine uyarıda bu- lunma gereksinimi ıdi. Çağnya uyan 400 bin dola- yında Italyan, televizyonlarını kapayarak evlerinin dışında müze, park gibi yerferi gezmeye zaman ayır- dılar. Sinemalar, tiyatrolar, resim galenleri, resto- ranlar, kafeler, barlarboykotçulann seçenekleri ol- du. Birçok işletme de uzaktan kumandası ile ge- lenlere indirim yapacağını açıkladı. Daha önce Mi- lano çevresinde bu eylemi düzenleyen 'Esterni' bu kez bütün italya çapında eylemi genişletti. Bizde de televizyon yayınlanndan yakınan pek çok kişi var. Yakınıyoruz, söyleniyoruz, eleştiriyo- ruz ama iş toplu bir boykot yapmaya gelince pek oralı olmuyoruz. Bizim görece başanlı olduğumuz kitle eylemi 'Sürekli aydınlık için bir dakika karan- lık' eylemi oldu. Ama günlük yaşama müdahale et- meye pek alışık değiliz, pek istekli de değiliz. Sen- dikal örgütlerin, meslek kuruluşlannın bu tür dü- zenlemeleri de 12 Eylül 1980 döneminden sonra sınırlandırıldı. Ama gönüllü kuruluşlann bu tür boy- kotları toplumumuzda pek tanınmıyor. Daha önce de 'bisikletlerin direnişi' olarak Ame- rika'daki 'kritik kitle hareketi'n\ yazmıştım. Toplu olarak bisikletlerin otoyola çıkışına ve arabalann ha- reketlerini yavaşlatmaya yönelik bir kitle eylemi idi. örgütsüz, lidersiz, kendiliğinden başlayıp yü- rütülen bir kitlesel boykottu. İşte, bizim toplumumuzda, bizim kültürümüzde eksik olan budur. Biz, yakındığımız, eleştirdiğimtz konularda hep 'birilerinin çıkıp bizim için işleri halletmesini' beki- yen bir kültürde yetişiyoruz, bu kültürde yaşıyoruz. 'Kadercilik, boyun eğicilik, herşeye razı olucu- luk, hep başkasından bekleyicilik' en önemli ek- sikliğimizdir. Böyle yetişen, böyle yaşayan, böylesinin doğru olduğuna inanan insanlar topluluğundan atılımlar, değıştirmeler, yaşama müdahale etmeler beklene- mez. Atatürk'ün kültürümüzde en çok değiştirmek is- tedıği nitelik buydu. Dikkat edilirse, Atatürk'ün her konuşmasında, eği- tımle, kültürle ilgili her yönlendirişinde bu doğrul- tuda uyanlar, bu doğrultuda hedefler vardır. Oysa bugün, gene kaderciliğe, ezberciliğe, ge- ne anlamadığına inanmaya yönelik kültür gericili- ğinin bütün işaretleri birbiri arkasından ortaya çı- kıyor. Dikkat etmemiz gerekiyor, geleceğin en büyük tehlikesi budur. e-mail: erdalatak ' superonline.com Fax: 0 212 513 90 98 Erdoğanın Denizli planı 'Arkadaş yasası' TBMM'den geçti ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Deniz- li'de 22 belediye ve 25 köyün mahalleye dönüş- türülerek Denizli Bele- diyesi'nekaöJmasını içe- ren yasa önerisi TBNfM Genel Kurulu'nda dün sabaha karşı kabul edil- di. Denizli Belediyesi için oy kullanacak AKP seçmeni sayısmı arttır- mayı hedefleyen yasa- nın, Başbakan Recep Ta>yip Erdoğan'ın okul arkadâşıru seçtirmek için hazırlandığı savlan tar- tışma yarattı. AKP Denizli millet- vekilleri Osman .\uri FV liz, Mehmet Salih Erdo- ğan, MehmetYüksekte- pe ile Ümmet Kando- ğan'ın hazırladığı yasa, Pamukkale'nin de ara- lanndabulunduğu 22 be- lediye ve 25 köyün tüzel kışıliklerinin kaldınla- rak Denizli'ye bağlan- masını düzenliyor. Tar- tışmalı yasa nedeniyle genel kurulun çalışma- sı dün saat 05.30'a kadar uzadı. AKP Denizli millet- vekillerini bile seçmen- lerine karşı zor durum- da bırakan yasa önerisi- nin Erdoğan'ın okul ar- kadaşı için özel olarak hazırlandığı iddia edili- yor. Denizli Tekstil ve Konfeksiyon îhracatçı- Ian Birliği Başkanı Ni- hat Zeybekci'nin Erdo- gan'ın arkadaşı olduğu ve 28 Mart'ta AKP'den aday gösterilmesine ke- sin gözüyle bakıldığı öğ- renildi. Genel kurulda konu- şan CHP Denizli millet- vekili MehmetUğurNeş- şar, Zeybekci 'nın Erdo- ğan'a yakınlığıyla tanın- dığına dikkat çekti. "Yok- sa bu proje Nihat beyin projesi mi" diye soran Neşşar, AKP örgürünün tepkisine işaret ederek "Şimdi, çok merak edi- yorum; konudan Nihat beyin haberi var, CHP mületvekillerinin haberi \ar, sayın rektörümün haberi var; ama acaba AKP örgütünün haberi var mı? " diye sordu.
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear