22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 2 ARALIK 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Hangi sol? CHP Milletvekili Zülfü Livaneli. par- tili arkadaşlarına mektup yazarak Za- man gazetesine "CHP, sol vurgusunu bırakmalı" demediğini savunmuş... Livaneli'nin, Zaman gazetesinin 1 Aralık 2003 tarihli sayısında yayımla- nan söyleşisinde, konuya ilişkin tırnak içindeki -yani ağzından çıktığı gibi ya- zılmış- sözleri şöyledir: "Benim önerdiğim şuydu: Türkiye'yi kutuplaşmalardan kurtarıp demokra- tik bir ortamda, özgüriüklerie AB'ye sokmak. Parti bu ideolojiyi benimse- meli, buna doğru yürümeli. Katiyen sol değıl. özgürlükçü, demokrat, Tür- kiye 'de bütün kesimlerin kardeşçe ya- şamasını öneren ve AB'ye yönelen bir yapı. Partinin kurtuluşu burada. Solun ne anlam içerdiğini artık kimse söyle- yemez. Solne demek, hangisol? Kam- boçya 'da bırmilyon kişiyi öldüren Pol Pot solu mu, Tony Blairgibi Irak'ta sa- vaşan sol mu? Solu bana kimse anla- tamaz artık. Sol dedikten sonra soru işaretleri başlıyor. CHP geçen süre içerisinde Kürt ve din hareketlerine karşı Türk milliyetçiliği ve cumhuriyet refleksine kaydı. AKP, AB'ye daha çok sahip çıktıkça, CHP de rejirn koruma refleksine daha çok giriyor." Hangi Zülfü üvaneli? CHP'li millet- vekillerine gönderdiği mektupta, "Bu ülkedeki sol kuşaklar biraz da benim bestelerimle, kitaplanm ve filmlerim- le yetişmiştir. Solu temsil eden biris- me nasılolurda 'solu bırakma' suçla- ması yapılabilir?" diyecek kadar "sol- da iddialı" Livaneli mi? Yoksa, Zaman gazetesine yaptığı açıklamalarda, kim- senin kendisine solu anlatamayaca- ğından, solun ne anlam içerdiğini ar- tık kimsenin söyleyemeyeceğinden emin, sol dedikten sonra soru işaret- lerinin başladığını ifade eden "katiyen so/"cu Livaneli mi? Hangisi? ISIK KANSU Didik didik edilen tasarıHer ne kadar Başbakanlık MüsteşanÖmerDinçer, "üni- versitelere sorduk, sivil top- lum örgütlerinden görüş aldık" dese de, AKP'nin Kamu Yöne- timi Temel Kanunu Tasansı ne- redeyse kimseye danışılma- dan hazııianmıştır. Dinçer'in tasan hazırlanırken danıştıklan bellidir TOBB,TÜSİAD,SorosVak- fı bağlantılı Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TE- SEV), yine TESEV'de yönetici olanlann kurduğu, görev yap- tığı Bilgi Üniversitesi... Cumhuriyet'in temel ilke ve kurum- lannı hedef alan tasan ile ilgili son gün- lerdeyağmurgibi konferans, sempoz- yum, açık oturum düzenleniyor. Tasa- nnın amaçlan, Türkiye'yi hangi nokta- ya sürükleyeceği madde madde, fık- ra fıkra didikleniyor, tartışılıyor, genel- likle de çok ağır eleştirilere uğruyor. 1 Bizim bildiğimiz kadanyla SBF TMMOB, Türkiye Barolar Birlığı, inönü Üniversi- tesi ayn ayn bilimsel toplantılar düzen- lediler. Eskişehir'deAtatürkçü Düşün- ce Demeği'nin düzenlediği açık oturum- da aynı konu gündeme geldi. Ulusal Gü- venlik ve StratejikAraştırmalar Derne- ği de, "Devletin Yeniden Yapılanma- sı" başlıklı bir sempozyum ger- çekleştirmeye karar verdi. Her toplantıda, her sempoz- yumda, konuya ilişkin hazırianan her bildiri ya da makalede, ta- sannın bir açığı, yanlışı ya da eksik tarafı bulunuyor. Omeğin, SBF oğretım üyesi Dr. Onur Ka- rahanoğullan, tasanyı irdeler- ken şu saptamayı yapmış: "Ta- san ile esas olarak kamu gücü kullanımı ve kamuyükümlülük- lehne tabi olmakla beliıienen 'genel idare esaslan'na göreye- rine getihlen kamu hizmetleri de tamamen özel sektöre gör- dürülebilecektir. Hatta uç bir örnek düşündüğümüzde, devletin egemen- likyetkisinin açıkça kullanıldığı güven- lik hizmetlerinin (kolluk) üretilmesi ko- nusunda da bir istisna yoktur. Öme- ğin, merkezi idare kamu düzenini sağ- lamak için özelgüvenlik şirketlerinden yararlanabilecektir." Kıbns Türk Kültür Der- neği Başkanı Ahmet Gök- san, seçimlerden sonra KKTC'deki tüm partilere gönderdiği mektupta şu öneriyi yaptı: "Kısır çekişme ve tartış- malaria kaybedecekzama- nımızın olmadığının bilin- cindeyiz. Bugüne değin Iyi niyetli öneri geleceğe yönelik ortak planlanmızı yapamadığı- mız veya yapmak gereğini duymadığımız birüst kuru- kıta/aoluşturarak çalışma- lara başlamalryız. TDm öne- rilerin tartışılacağı bu üst kurulda Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'ninyasatılma- sı ortak hedefımiz olduğu açıklanmalıdır, Anavatanı- mız Türkiye'nin etkin ga- rantisinin devam edeceği ve bu hedefımizden vaç- geçmenin hiçbir koşulda olanakiı olmadığı tüm dûn- yaya birkez daha duyunıl- malıdır." Ahmet Göksan, çok iyi niyetli. "KKTC'nin yasatıl- ması ortak hedefı"nde bu- luşma dileği, kimilerinin su- ratlannın asılmasına yeter de artar bile... Nazi kamplanndan... Üretken yazar Öner Yağcı, harıl harıl çalışıyor. Sahafları dolaşıyor, kütüphanelerin raflarından unutulmuş ciltleri çıkarıyor, geçmişte okuduklannı tazeliyor. Sonunda ortaya bir kanlı tarihin yazın alanına nasıl yansıdığı çıkacak... öner Yağcı'nın bir kannca gibi toparlayıp yazmak istediği çalışmanın adı, "Edebiyat Nazi Kamplarını Unutmadı" olacak. 200'den fazla kitap ve kaynağa dayanan çalışmasının aşamalarını heyecanla anlatırken Yağcı, "öğrendikçe merakım arttı ve iki sonuca ulaştım" dedi. Sonuçlardan ilki, 12 Eylül döneminde Yağcı'nın da Mamak Cezaevi'nde tanık olduğu uygulamalaria, toplama kamplarındaki yöntemlerin birbirine çok benzemesiymiş. Ikincisı de, Ortadoğu'da yaşananlar ile Israil'in şiddete dayalı politikasının yol açtığı Filistin dramının Nazilerin Yahudilere uyguladıklan insanlık dışı davranışlaria örtüşmesi... Yağcı, bu ikisinin yanında bir başka gerçekliğe de çentık atma olanağı bulmuş: "Nazilerin Ocak 1933'te Almanya'da nasıl iktidara geldiklerini araştırdım. Dünyada ve ülkemizde yasananlara çok benziyordu tarihsel gidiş. Bush'un ve AKP'nin iktidara gelişi ya da getirilişi ile Nazilerin iktidara gelişi ya da getirilişi aynı aymazlığın, aynı umarsızhğın, aynı politikasızlığın sonucuydu." Yağcı, yerinde bir şey yapıyor. Aklına sağlık... ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞÎPAL SSK 2003 Yıb Zamlar, Maaşlar, Avanslar: (1) SSK (Alt Sınır Aylığı) 15 Ocak 2003 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 4784 sa- yılı Yasa ile: A) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası, B) 2925 sayılı Tanm Işçileri Sosyal Sigortalar Yasası, C) 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diger Bağımsız Ça- hşanlar Sosyal Sigortalar Yasası (Kısa adı Bağ-Kur Yasası): D) 2926 sayılı Tanmda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Yasası"nagöre, "getirveyaayhk almakta olan- lara 1.12003-31.12.2003 tarihleri arasmda genel bütçeden kar- şılanmak üzere almakta olduklan aylık veya geürierine ilave ola- rak sosyal destek ödemesi v apılır. Sosyal destek ödemesinin nıik- tan ile usul ve esaslanm beürlemeye ve bu ödemeleri" yukanda sayılan sosyal güvenlik yasalan "uyannca aytakve geür tutar- lanna göre aylar itibanyla farklılaşörmaya Bakanlar Kurulu" yetkili kılınmıştır. Bakanlar Kurulu bu yetkiyi kullanarak ve 1 Ocak 2003 ile 31 Aralık 2003 dönemi için 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'na göre emekli, malul, dul ve yetim aylığı almakta olanlara ayda 75 milyon lira "sosyal destek ödemesi" adı altında maaş zam- lanndan kesılmek üzere avans niteliğinde bir ek ödeme yapıl- masına karar vermiştir. SSK gelir ve aylıklan "bir önceki ayın" TÜFE oranlanna gö- re yapılmaktadır. Aralık 2003 gelir veaylıklannayansıyan TÜ- FE, Kasım 2003 ayına ait olan % 1.60 (binde on altı) olarak açık- lanmıştır. Kasım 2003 ayına ait bu TÜFE ile SSK emeklilenne ödenen Aralık 2003 "yaşhük alt suur a\ hklarT 308 milyon lira olmuş- tur. Yi 2003 Ocak Şubat M<rt Nisan Mavts Hazıran Tanmuz Ağustos EyU Bcm Kastm Aralık SSK: va%1.60 %2.60 %2.30 %3.10 %2.10 %1.60 %0.20 %0.00 %0.20 %1.90 %1.40 %1.60 EN AZ (ALT SINIR) YAŞLILIK Maaş (2)Toptam Zamnn Maaş 4.037.784 ı 261.089.286 6.666.381 267.755.667 6.050.510 273.806.177 8.342.6(0 282.148.779 5.826.634 287.975.413 4.532.567 292.507.980 575.636 293.083.616 0 293.083.616 576.787 293660.403 5.490,438 299.150.841 4.122.452 303.273.293 4.777.333 308.050.625 ŞDestek Odemesi 70.962.216 64.295.835 58.245.324 49.902.723 44.076.088 39,543.522 38.967.886 38.967.886 38.391.099 32.900.661 28.778.209 24.000.876 Avansk Odenme 332.051502 332.051.502 332.051.502 332.051.502 332.051.502 332.051,502 332.051.502 332.051.502 332.051.502 332.051.502 332.051.502 332.051.502 fflMaaşTÜFE'slwönce((ia^â*r 04.69O.OOOTL-S Y Zamnçmös KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak ı turk.net HARBt SEMİH POROY semihporoyi" yahoo.com HAYAT EPİK TtYATROSU MLSTAFA BÎ Böylece, sosyal destek ödemesi olarak verilen 75 milyon li- ralık a\anstan 2003 yılmda 51 milyonu geri alınmış olacak ve 2004 yılına alt sınır aylığı alan SSK emeklileri 24 milyon lira borçlu girecektir. Yeni bir düzenleme yapılmazsa Ocak 2004'te ayhklar (sıfır enflasyona göre) 24 milyon eksilerek 332 milyon liradan 308 milyon liraya düşecektir. Bu da SSK emekli, dul ve yetimlerine verilecek "en güzelye- ni yü armağanı"dır. yOKSULLUK BUYUOUKCE AILELER ÇARE OLARAK ÇOCUKLARINI OKULDAN UNICEF OİYOR Kİ:"KALiaNMAK İSTEYEN KIZ COCUKLAKLbiI OKUTUfl'... OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGENÇ k_urgenc(g yahoo.com Mehmet Faraç KOTULER 1VIAHALLESİ "Kanlı topraklarda bir Urfa destanı..." M , ,.,. • I KÖTULED MAHALLE6I #>& ~ &ttik ınsc Aâh ttni rn TARİHTE BUGÜN MÜ\ITAZARIKA\ 9îtm& • \ I—y /^P*^\ \\ 22 Arahk incic.mumtaz-arikan.com Tüm kitapçılarda GUnizi Yayıncılık 0.212 512 11 72 EçvpTE JSGALCİLER SÜI/EY$'TBN ÇIKIYORL 1356'DA 8UGU*J,SUVEY$ KANALI'Nt İŞSAL ALT7AJDA Timu İUŞIÜZ e FBAfJSZ AS/CE£ KETL£BİM&G' 7WSt£TİUŞIÜZ ı/e FBAfJSlZ Tİ. MAZİBAU AYıHPA CUMHURgAŞICAHI SEÇİUUlÇ OLAhl CE- MAL ABDÜL YE KAKAR. VERMİŞrİ, Bu KAISARA BATl ULIC£LEgJNl>eN çefrrU repKJLEe. set-M/ç, INGILTEES ve F/ZAMSA &e DAHA t>fl İLBtii G/D£-/ZEK/ SÜI/£yÇKAMALl'UA i i?6ALen»içri. ANCAK,BUç ç , UZJJKl SÜRMBUİÇ, AtoEEİZA BİRISÇİK OEVLETLERİ VE BıtSLefM/Ç tAİU£7lBeDBH GELEN İ , İUGİLTEee ı/E F&GfJSA, KUMETLE- ZiAJİ SÜI/EYf KANALl'NMU ÇEKJ4£k: ZOHUNDA KALMiÇn. ZAYtF- MlSIR OZGuOUHUH CAYCMRtCI- UĞI OLMAfCSIZtU GEeÇEtUSÇEAI ÇstJLıÇ, NA - Stg'lN POLİTlK. ZAPBRİ OLABAK D£&6Rl£HPİ&l&Etm. SAGNAK NİLGUN CERRAHOGLU Strasbourg'dan Nâzım Geçti... "...Subaşında durmuşuz/çınar, ben, kedi, güneş birde ömrümüz./Suda suretimiz çıkıyor/çınann, be- nim, kedinin, güneşin bir de ömrümüzün./Suyun şavkı vuruyorbize./Çınara, bana, kediye, güneşebir de ömrümüze. Su başında durmuşuz./ önce kedi gidecek/kay- bolacak suda sureti./Sonra ben gideceğim/kaybo- lacak suda suretim./Sonra çınar gidecek/kaybola- cak suda sureti./Sonra su gidecek/güneş kala- cakjsonra o da gidecek. Su başında durmuşuz/çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrûmüz./Su serin,/ çınar ulu, ben şiir yazıyo- rumjkedi uyukluyor,/ güneş sıcakjçok şüküryaşı- yoruz. Suyun şavkı vuruyor bizel çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze." "Strasbourg Türk Sinema Günleri"nde hüzün var- dı bu yıl. Strasbourg izleyicisinin heyecanla bekle- diği festivale hayat veren önemli ve kıdemli bir Ye- şilçam emekçisi; Stepan Melikyan'ın öldüğünü öğ- rendim önce. Onunla her yıl burada buluşurduk. Ti- pik bir Istanbul beyefendısi, bir Istanbul Ermenisıy- di. Fazla konuşmazdı. Kendisinden hiç söz etmez- di. Festivalin el kitapçığında anısına atfedilen bölüm- de, 15 yıllık şenliğin tüm film kopyalarının Fransa'ya taşınması, çeviri ve altyazı işlemlerinın hep onun emeğiyle bezenmiş olduğunu keşfettim. "Strasbo- urglularia Türk sinemacılan arasındaki yakınlaşma- yı yıllar boyu Melikyan 'ın bu zanaatı sağladı" diyor- du krtapçık. Nâzım Hikmet'ten 'Masailann Masalı' alınmış bu hüzün mısralarının yanında... Strasbourg benim için bu yıl "Nâzım Hikmet"\e öz- deşleşti. Türkiye'de kaçırdığım Nâzım belgeselini Strasbourg'da görmek fırsatını buldum. Belgesel -inanılmaz-, Türk ve Fransız seyircıyi kolektif ağlat- mayı başardı. Can Dündar'ın Nâzım Hikmet yılı için hazırladığı dört saatlik dizi yabancı seyirci için iki sa- ate ındirgenmişti. Ama "özet versiyonda " da hüzün- den iskonto yapılmamış, yapılamamıştı. Perde inip, tarihi "Odyseesınemasının" küçükyıldızlaıiaaydın- lanan tavandaki ışıkları yandığında herkes derin bir iç çekme modundaydı. Genç bir Fransız kızın, ya- nındaki arkadaşına salondan çıkarken yaptığı ilk yo- rum, "Bu adamın hayatını hiç bilmiyordum. Ne ha- zin!" sözleri oldu. 'Köprüyü geçmek' Nâzım Hikmet'le ilk kez karşılaşanlann ünlü şair- le yan yana getirdikleri ilk sıfat bu: "hazin". Kendi he- sabıma ben karizmatik şairin aynı zamanda modern anlamda "büyük bir iletişimci" olduğunu bu belge- sel sayesinde keşfettim. Nâzım Hikmet Vakfı yöne- ticilerı şairin yaşamı boyu gittiği her yerde belgeleri açtırmış; bulunduğu ülkelerde izini sürerek arşivler- den görüntülerini bir bir bulup çıkartmış. Yapıtın bir araya getirilmesi ve ortaya çıkması bir büyük ortak çaba ve katkının eseri yani. Nâzım'ın Azerbaycan'da verdiği o söylev mese- Ia... Azerbaycan arşivlerinden özenle taranıp ayık- lanmış. Ünlü şairin Azerilere yaptığı konuşma bugü- nün değme iletişimcilerine taş çıkartacak nitelikte. Azeri vurgu ve referanslanyla son derecede doğal ve mükemmel bir "iletişim köprüsü" örneği sunu- yor. Nâzım'ın yıllara meydan okuyan efsanesinde şairliği, sıradışı yaşamı ve karizmasının yanında bu olağanüstü iletişimciliğinin" de azımsanmayacak payı olmalı. Strasbourg şenliğinin her yıl bir ana teması olur. Bu yılkı tema "köprüyü geçmek"ti. "Köprüyle" kas- tediten Strasbourglu izleyici ile bugünün türkiyesi ara- smda "köprü" kurmak ve Avrupa düşünü gerçek- leştirmek isteyen Türkiye'den kesitler sunmak. Tür- kiye'nin dışa en kapalı olduğu yıllarda bile ünü sınır- lar ötesine taşan ve gerçek anlamda uluslararası bir şahsiyet olan Nâzım'ın yaşamını Strasbourg'a taşı- maktaki nedenlerden biri de bu. Programdaki diğer fılmler arasında Cannes'da Jü- ri Büyük ödülü'nü kazanan "Uzak", Antalya Film Festivali'nde En İyi Film Ödülü'nü alan "Karşılaşma" ve gene Antalya'da Tank Akan'a En İyi Aktör Ödü- lü'nü kazandıran "Gülüm", "Abdülhamit'in Düşüşü", "O Şimdi Asker", "Rus Gelin", "Gönderilmemiş Mektuplar" gibi geçen sezonun en çok konuşulan, en ilgi çekici filmleri vardı. Bazıları ülkelerinden ömür boyu uzak kalan gur- betçılerin bu filmleri izlerken duyduklan heyecan ve coşkuyu görmelisiniz. Yalnız Strasbourg değil; sınır ötesi Alman kentlerinden de gelen Türk işçileri yıllar öncesinde arkada bırakmış olduklan Türkiye gerçe- ğini bu festival sayesinde buluyor, keşfediyor ve mo- dern Türkiye ile bağlarını tazeliyor. "Türk Sinema Günleri"nm kurduğu en anlamlı "köprü" de bu... BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Doğum sı- rasında temiz- lığe dikkat edılmemesı yüzünden lo- ğusanın tutul- duğu ateşh hastalık. 2/Bi- linç... tkinıce- lik arasındaki bağıntı. 3/ Yabancı... Yurdumuzun batıdakı en uç nokta- sı olan ve Gökçe- ada'da yer alan bunın. 4/ Küba kökenli bir dans ve müzik... Şarap mahzeni. 5/Pokerde, sırayla birbirini izle- yen. renkleri farkh beş 6 I karta verilen ad... Bar- 7 | yum elementının sim- gesi. 6/ Izmir'in Sel- çuk ilçesindeki ünlü antik kent.. Osmanlılarda gece bekçisı. 7/Bir bağ- laç... tçıne türlü şeylerkonulankapaklı kap. 8/"Ha- yır" anlamında kullanılan söz... Tütsüyle kurutul- muşu oldukça sürümlü olan bir balık. 9/ Ingiliz or- dusunun seçme birliklenni oluşturan Nepal halkı. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Gebelikte kımi yemeklerden tiksinip olmayacak şeyler için aşın istek duymak. 2/ Uzun tüylü bir süs köpeği... Yurdumuzun sulak alanlannda kışlayan bir ördek cınsı. 3/ Bir gösterme sıfah... Bir sanayi kuruluşumuzunkısayazılışı... Müstahkem yer. 4/Gi- rişik bezeme. 5/Birilimız... Mersin'üı Silifke ilçe- sinde antik bir kent. 6/ Yayla ya da bahçe kulübesi... Dinlence. 7/Asya'dabirülke .. Erkekördek. 8/Sarp geçit... Yunanistan'ınplakaişareti. 9/Göçücübalık- , lann Akderuz'den Karadeniz'e çıkm*sı. ı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear