25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 0 ARALIK 2003 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER AHU\K ARANIYOR TURHAN SELÇUK DİMST TABİATLI ÎSTANBUL ABDÜLCANBAZ' H A K İ K U İ A D E MACERALAEI itf X Yİ FıLÂN BÎLMENl AMA, tKÎSİNİM Doğudan eroin, esrar, morfin, batıdan ise sentetik uyuşturucular ve kimyasallar giriyor Uyıışturucudada köprüyüz• Üretici konumundaki Afganistan, Iran ve Pakistan ile tüketicilerin çoğunlukta bulunduğu AvTupa ve Amerika kıtası arasmdaki uyuşturucu güzergâhında yer alan Türkiye'de de tüm dünyada olduğu gibi 16-30 yaş grubundaki gençler büyük risk altında... ALPERTURGÜT Türkiye, uyuşturucu üretilen Afganistan, Iran ve Pakistan ile tüketici konumundaki A\Tupa ve Amerika kıtası arasmdaki uyuşturucu güzergâ- hında yer alıyor. Türkiye'ye doğudan eroin, es- rar, morfin ve afyon sakızı, batıdan ise sentetik uyuşturucular ile kimyasallann girdiğine dikkat çekiliyor. Uzmanlar. son yıllarda sentetik uyuş- turucunun eroin ve kokainin yerini aldığını vur- guluyorlar. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçak- çılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Baş- kanlığı, uyuşturucuyabaşlamayaşının tüm dün- yada olduğu gibi Türkiye'de de 16-30 yaş gru- bunda yoğunlaştığını ifade ediyor. Türkiye'de bugüne dek çok sayıda yabancı uyuşturucu tacıri, satıcısı ve kuryesi gözalhna alınırken Avrupa'da da bırçok Türk, uyuşturu- cu kaçakçılığına kanştığı için rutuklandı. Tür- kiye'ye gjren eroinin Afganistan, Bulgaristan, Iran, Pakistan, Lübnan ve Ürdün kaynaklı olduğu be- lirtiliyor. Uyuşturucu trafiğinde kilit illerin ise îstanbul, tzmir, Ankara. Adana. Samsun, Antak- ya, Balıkesir, Adapazan, Izmit, Mersin, Diyar- bakır, Şanhurfa, Gaziantep, Kahramanmaraş, Antakya ve Bolu olduğu savlanıyor. Esrann hammaddesi olan hintkeneviri çoğunlukla do- ğal ortamda kendiliğinden yetişebiliyor. Şanlı- urfa, Yozgat, Edirne ve Kahramanmaraş'ın da aralannda bulunduğu çok sayıda ilde her yıl ya- pılan baskınlarda yüz binlerce kök hintkenevi- ri ele geçiriliyor. Uyuşturucu hap tehllkesl... Güvenlik güçleri son dönemde özellikle genç- ler arasında revaçta olan uyuşturucu haplan bü- yiteç altına aldı. Her yıl piyasa değeri trilyon- larca lirayı bulan yüz binlerce ecstasy ve capta- gon hapı ele geçiriliyor. Ancak sentetik uyuştu- nıcu çılgınlığının önüne geçilemiyor. Capta- gon"un büyük bölümü Arap ülkelerine sevk edi- lrken ecstasy. maddi durumlan iyi olan ailele- rn çocuklannın tercihi... Polis, uyuşturucu şebekelerinın, LSD emdi- rimiş pullarla Türkiye'de yeni pazar açmaya ça- liîtığıru belirtiyor. Emniyet yetkılilen, uyuştu- ncu haplarla ilgili olarak "Cinsel uyancı özelH- ğ bulunan bu haplar, uyuşturucu madde içeri- w. Bu hapiar.hem genci»0 zehirfiyorhem deuzun Vıdede bilindiğinin tersine cinsel yaşamı öktürü- \«r" dediler. Eczacılar, "rivotriT. "akmeton" gi- b antidepresan ilaçlann da uyuşturucu hap kap- sırmnda olduğunu söylüyorlar. Bu ilaçlann ye- şl reçetesiz verilmediğini belirten uzmanlar, sm zamanlarda sahte yeşil reçetelerin arttığına dkkat çekiyorlar. Cümrükçüler göz açtırmıyor Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü'nün s*n 5 yılda yaptığı operasyonlarda: 2.5 ton ero- iı, 235.3 kilogram esrar, 185.2 kilogram afyon, 7>.9 ton asetik anhidrit ve 2 milyon 614 bin 732 alet sentetik uyuşturucu ele geçirildi. Edirne gimrüklerinde yıl başından bu yana geçen yıl- lıa oranla büyük bir artışla 792 kilo eroin, 88 klo esrar. 322 kilo uyuşturucu nitelikte capta- pn ve 27 bin 802 adet ecstasy hap yakalandı. Evlere uyuşturucu servisl Ankara'da kullanıcılardan telefonla sipariş aarak evlere uyuşturucu dağıttığı belirlenen bir sbeke ortaya çıkanldı. Satıcılann sorgulaması snucunda, şebeke üyelerinin cep telefonuyla si- priş aldıklan, içicilerin adreslerine uyuşturu- a dağıtımı yaptıklan anlaşıldı. Özel eğitimlı köpekler, muşturucunun yeri- nn bulunmasında, zulalann deşifre edilmesin- e büyük rol oynuyor. Yetkıliler, X-Ray cihazı T. görevli uzman personel dışında narkotik kö- sklennin de araçların aranmasında ve uyuştu- ııcu başta olmak üzere tüm kaçak eşyalann ele sçirilmesini sağladığını belirtiyorlar ÖCRENCİLER HEDEFTE Çetelerin tercihi okul önleri ~W Tyuşturucu sahcılannın en önemli m I hedeflerini üniversite ve lise ^ y öğrencilen oluşturuyor. Emniyet ekipleri, okul önlerinde gençlere uyuşturucu pazarlamak isteyen çetelere göz açtırmamaya çalışıyor. Bugüne dek öğrenci gençliği tuzağa düşürmek isteyen çok sayıda uyuşturucu satıcısı gözalhna alındı. Uyuşturucu satıcılannın, bar ve kafeler dışında üniversite kantinlerinde dahi hap pazarlamaya çahştığı öne sürülüyor. Uzmanlar, son 2 yıldır uyuşturucu hap ve esrar satışının öğrenciler arasında çok sıradan hale geldiğini iddia ediyor. Resmi yetkililerin dahi bağımlılık yapan ve ölümlere yol açan uyuşturuculann, kullanım yaşının 16'dan 1 l'e kadar düştüğünü söylemesi tehlikenin geldiği noktayı gösteriyor. Türkiye'de lise öğrencilen arasında yapılan bir araştırmaya göre, esrar kullanma oranı 1991 'de yüzde 1 'den az iken 1995'te yüzde 4'e yükseldiği, tiner ve uçucu madde kullananlann oranımn ise yüzde 8 civannda olduğu kaydediliyor. Izmir Narkotik Şube yetkilileri ise uyuşrurucunun, gitar, tngilizce kurslannda, internet sitelerinde tanıtıldığını söylüyorlar. BM'nin verilerine göre, uyuşturucu kullanımı dünya çapında da giderek artıyor 185 milyon kişi bağımlıünya'da 147 miryonu esrar, 33 milyonu amfetamin tü- rü uyancılar. 13 milyonu kokain ve 13 milyonu afyon köken- li uyuşturucu olmak üzere toplam 185 milyon uyuşturucu kullanıcısı- nın bulunduğu ifade ediliyor. BM Uyuşturucu Dairesi. Afganistan kö- kenli uyuşrurucunun tran ve Pakis- tan "da yakalanma oranınm son yıl- larda yüzde 30 azalmasına karşın, Or- ta Asya'da yüzde 90 arttığını kayde- diyor. Uyuşturucunun hedef aldığı ül- kelerden bazılan şunlar: İran: 1979'daki yönetun değı- şıkliğinden bu yana 3300 resmı gö- revli uyuşturucu ile mücadelede ha- yatını kaybetn. Ülkede uyuşturucu kullanan 2 milyon kişiden 1 milyon 200 bini bağımlı... Ülkede uyuş- turucudan ölenle- rın sa- yısı geçen yıllara oranla yüzde 44 artarak 1834'eçıktı Özbekistan: Ülkede geçen yıl 8 bin 716 uyuştu- rucu kaçakçılığı olayı tespit edildi. Özbek yetkililer, 1.9 hektar büyük- lüğündeki alanda yasadışı ekimi ya- pılan haşhaşın da imha edildiğini belirttiler. KirgiZİStan: Bu yılın 11 ayın- da 3 ton uyuşturucu madde ele ge- çirildi. Meksi- ka:Dün- yanın en büyük kokain üreticile- nnden Meksika'da uyuşturucuyla mücadelede kullanılan 2 helikopter, silahh kişilerce düşü- rüldü. Olayda 5 kişi hayatını kaybet- ti. Tayland: Hükümet, bu yıl 1612 uyuşturucu satıcısı ve kaçakçısının öldürüldüğünüaçıkladı. Tayland'da uyuşturucu kaçakçılığına karşı baş- latılan kampanya sırasında 26 bin 249 kişi de gözaltına alındı. Myanmar: Dünyada Afganis- tan dan sonra en fazla afyon ve ero- in üreten ikınci ülke. Ülkenin sonyıl- larda yasadışı uyuşturucu hap satı- şında ise ön sıralarda yer aldığı bil- diriliyor. KOİOmbİya: Düzenlenen bir operasyonda. kokain üretilen yakla- şık 100 laboratuvar imha edildi. ABD: Yasadışı uyuşturucu kulla- nanlann sayısının 19.5 milyon oldu- ğu. bunlardan 14.6 milyonunun ma- rihuana, 2 milyonunun kokain, 1.2 milyonunun ise ecstasy ve diğer ilaç- lan aldıklan belirlendi. HOİIanda: Polis, ülkenin ikı ay- n yennde kokain elde edilen labo- ratuvarlar ortaya çıkardı. On çapraz bağ yırtılmalan en çok halı sahada maç yapanlarda görülüyor Halı sahada maç, dizlere zarar VURALAHI Menisküs günümüzün sporcu hastalığında gündemde hep tutulurken, diz yapısında ko- lektif çahştığı ön çapraz bağlar pek dikkate altnmaz. "Oysa" diyor Erciyes Universitesi Tıp Fakültesi Orteıpedi ve Travmatoloji Bl. Öğ- retim Üyesi Doç. Dr. Sinan Karaoğlu, u Ön çapraz bağ yırtümalan halı sahada maç ya- panlarda sıkhkla bu olgular görübnektedir. Bu- nun dışında ön çapraz bağ yırtılmalannın, günlük yaşamını aktif geçiren herkeste gö- riilmekle birükte daha çok sporcularda bu tat- sız ola>' yaşanmaktadır... Ön çapraz bağı, diz- de birbirine geçen ve bacağın alt kısmı ile üst kısmını birbirine bağlayan oynar kemiklerin, yani uylukve kaval kemiklerinin birbirinden ayniarak sağa-sola ve\a öne-arka>a çıkmast- nı engeDeyen bağJanfar"diye konuşuyor. Bağ yırtılmalarında korumanın belli kurallan ol- madığını, ancak olanaklıysa dize yük bindi- ren ters hareketlerden kaçınıunası gerektiği- ni vurgulayan Karaoğlu. şu bilgılen veriyor: "Tenis, kayak ve daha birçok spor dah ile il- gili kişilerde sıkça rastlanan bu rahatsıznk en çok da futbolcularda görülmektedir. Özellik- le halı sahada maç yapanlar, düzenli bir spor programı uygulamayanlar, haftanm bir günü bir saat bo> unca arataksız koşarak hab saha- da yaptıklan futbol maçlanyla, diz bölgesini ahşık olmadıklan bir tempoya sokarak yor- maktadniar. Bu yanhş tutunı da ön çapraz bağ yırülmalannı hanrlamaktadır" Karaoğlu, ön çapraz bağ hasannın günü- müzde farklı tedavi yöntemleriyle giderildi- ğini söylüyor: "Öncelikli olarak ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Sonuç ahnmazsa en geHşmiş teknik olan artroskopik cerrahiye başvuruhır. Ameliyattan bir gün sonra ayağa kalkan has- ta günlük yaşamına döner." GÖRÜŞ M.K. BHADRAKUMAR Eski Hindistan Büyükelçisi Güncistan'ın Kadife Devrimi Eduard Şevardnadze dünya politikasında, önem- li bir farkla da olsa, Josef Stalin'den sonra Gürcistan toprakiannın en ünlü oğluydu. Şayet muazzam Sov- yet devletini Stalin inşa ettiyse, Şevardnadze dağılma- sında "temel" bir rol oynadı. Şevardnadze, Michael Gorbaçov'un perestroikave glastnost'unun uluslararası ilişkilerdeki zafer koşucu- suydu. Gorbaçov döneminde Kremlin koridoıiannda kilit ajan olarak ikili rolü, Sovyetter Birliği'nin çöküşü- nü ve Varşova Paktı'nın dağılmasını hızlandındı ve "De- mir Perde "nin açılmasını gündeme getirdi. Şevardnad- ze'nin uğruna kurnazca çahştığı perestroika için, ken- disi farklı bir sonuç öngörmüş olmasına rağmen; Gor- baçov ona güvendi. 1988'de Doğu Almanya'da Gor- baçov ve Doğu Almanya lideri Erich Honeckar ara- sında düzenlenen; Berlin Duvan'nı yıkarak Soğuk Sa- vaş'ın bittiğini ilan eden tarihi zirve toplantısında kilit kahraman yine oydu. Elbette Batı, Şevardnadze'ye taptı ve "Şevvy" diye tezahüratlar yaptı. O da bu cümbüşe kapıldı, ama ne yazık ki bunun sonsuza dek sürecegini sandı. Şevardnadze 1992 yılından itibaren on yıllık bir sü- re boyunca Batı'nın, özellikle de Amerikalılann sevgi- lisiydi. Şevardnadze, VVashington'ın, Hazar Havza- sı'nın hidrokarbon rezervleri üzerinde oturan Gürcis- tan gibi stratejiyi saran topraklarda Amerikan çıkaria- nnın güvenilir bekçisi olduğu yönündeki hesaplann- dan kazanımlar edindi. O sırada Amerikalılar da hem Çariık Rusyası'nın hem de Bolşevik Rusya'nın yegâ- ne etki alanı olan Kafkaslar'da bir ayaklannı basabile- cekleri stratejik bir yer edinmek istiyortardı. Şevardnadze, ChurchiH'vari tonlarda Amerikan çı- karianna hizmete devam etti. Rusya'nın Çeçenistan'ı kontrol etmesini güçleştirdi; Orta Asya Cumhuriyetle- ri arasından Amerikan yanlısı olanlarla birleşerek adı GUUAM olan bir güvenlik ittifakı kurmak suretiyle Rus- ya liderliğini karikatürize etti; Orta Asya Cumhuriyet- leri arasına ihtilaf tohumlan ekmekten yorulmadı; Af- ganistan'daki Taliban gibi, Hazar petrol rezervlerini Rusya ve Iran topraklannı dışında bırakarak çıkarmak için Amerikalılar tarafından oluşturulmuş "çoklu boru hattı stratejisi"nin hayata geçirilmesi için Gürcistan'ı önerdi; Gürcistan'ı NATO üyeliğine yaklaştırdı ve Ha- zar Bölgesı'nde Amerikan askeri rjersonelinin ilk var- lığını Gürcistan topraklannda göstermesini sağladı. Ama bu heyecan verici, çakıl taşlı yolun bir yerinde, dünya sahnesinde küçük bir ülke için, boyundan bü- yük roller oynarken, Şevardnadze'nin deneyimli ayak- lan yerden kesildi. İyi idareci olmayı ihmal etti. Gürcis- tan gitgide rüşvet, nüfuz kayırma, sahtekârlık ve ka- nunsuzluk içine düştü. Ve bu, onun nihai hatası oldu. Bir politikacının, gücünü önünde sonunda kendi hal- kından aJacağı gerçeğini önemsemedi. VVashington'un desteğinin hep sürecegini zannetti. Washington son aylarda "Şevvy'l istifaya ikna etmeleri için eski Dışiş- leri Bakanı James Baker da dahil olmak üzere Tıflis'e bir sürü elçi gönderdi. Üzerinde anlaşma sağlanabi- lecek çok sayıda emeklilik formülleri gorüşüldü. An- cak o tavsiyeleri dinlemedi. Öyle bir an geldi ki Was- hington, Şevardnadze'nin iktidardan zoria indirilmesi gerektiği sonucuna vardı. Bu arada Amerika tarafından, Gürcistan için genç bir lideriik yetiştiriliyordu. VVashington uzun dönem stratejik çıkariannı güvence altına almak için ileriye dönük projeleri olmasını haklı gösteriyordu. Gürcis- tan'daki gelişmeler, Afganistan ya da Irak'taki "rejim değişiklikleri"n\n 21. yüzyılda Amerikan hâkimiyetinin oluşturulmasının tek yolu olmadığını kanıtladı. VVas- hington tarafından benimsenen taktik -"tarafsız göz- lemciler" ile izlenen seçimlerin dışında bıraktığı kişiler aracılığıyla siyasi mühendislik-, 2000 yılında Slobo- dan Miloşeviç'i indirmekte kullanılanın aynıydı. Be- yaz Rusya'daki uygulamasında başansız olmuş sayıl- sa da kudreti zarar görmedi. Azerbaycan ve Arnavut- luk'taki yakın zamanlarda yapılan seçimlerde, bu tak- tikler uygulanmadı, hatta meşhur Orta Asya referan- dumlannda bile. Belli ki VVashington öncelikle hangi ülkenin demokrasi olgunluğuna eriştiğini ölçüyordu. Şevardnadze'nin en büyük düşmanlan bile onu anti- demokratik ya da otoriter olmakla suçlayamazlardı. Ay- nı zamanda, Orta Asya liderierinin birçoğu gibi, ezici olabilmek için, köktendindlik ya da "terorizm" gibi hayalet kavramlar geliştirdiği de asla söylenemezdi. Ama yine de Gürcistan'da "rejim değişikliği" VVas- hington için öncelikli bir yer edindi. Bütün bunlar, Orta Asya'da meydana gelen ilk "re- jim değişikliği" anlamına geliyordu. Gelişmeleri tartış- mak üzere, 25 Kasım'da Kiev'de Orta Asya Cumhu- riyetleri Dışişleri Bakanlan olağanüstü bir toplantı dü- zenlediler. Bu toplantının ardından, Rusya Dışişleri Ba- kanı Igor Ivanov, Amerika'yı eleştirdiğini pek de giz- lemeden, Şevardnadze'nin düşürülmesindeki "dış baskı"ya ve Orta Asya Cumhuriyetleri'nin "içişlerine müdahale girişimleri"ne atıfta bulundu. Daha önce Pufn de Tıflis'teki olaylan "tetikleyen" dış güçlerin karmaşanın yaratacağı kötüye gidişten sorumlu ola- caklan konusunda uyanda bulunmuştu. Rusya, Putin kontrolündekı dengeli dış politikasıy- la Amerikalılan doğrudan eleştirmekten kaçınacaktır. Ancak Gürcistan'ın durumunun, güç çatışmalan, böl- gecilik, aynmcılık gibi unsuriann fakiriik ve sosyal çö- küş gerçekleriyle çakıştığı bu dönemeçte; Kafkas- lar'daki tarihi tecrübelerinin Rusya'ya doğa) bir avan- taj sağlayacağı açıkça görülüyor. Şeverdnadze'nin ye- rini alan yeni Gürcistan liderieri, Amerikan üniversite- leri mezunlanndan oluşuyor. Ancak siyasi tercübeleri yok. People's Daily'nin yazdığı gibi, "sadece 39 ya- şında olan bu kadın politikacı" Şevardnadze'nin ye- rine geçti. Eduard Şevardnadze 1948'de, daha yirmi yaşın- dayken Komünist Parti'ye üye oluşuyla başlayan, 55 yılı aşan olayfı siyasi kariyerinin günbatımına doğru yü- rüyor. Şevardnadze, "Evime dönmek istiyorum. Ya- zacağım çok şey var" diye söz vererek ofısinden ay- nldı. Şüphesiz üzerinde düşüneceği çok şey vardır. KGB'nin en üst kadrolannda hiçbir yanlış adım at- maksızın çalıştığı onyıllann annmış deneyimiyle, hem Moskova'nın hem de VVashington'un kendisini yanın- da ıstediği 1992'de, bütün kozlannı Amerika lehine kul- landı. "Şevvy", yazarak, Gorbaçov döneminin hâlâ eksik kalmış sayfalannı geieceğin tarihçileri için açık- lığa kavuşturabilir. Ama Sovyetler Biriiği'nin aniden yı- kılmasına yol açan şeyleri, yani gördüklerini, duyduk- lannı ve yaptıklannı glasnost (açıklık-netlik) ile yazabi- lecek mi? Tıflis'te sahneye konan "kadife devrim" sanki ah- lakçı bir tiyatro oyunu gibi. Kafkaslar'ın kontrolü için Şoğuk Savaş stilinde verilen bir dışlama mücadelesi. Öğreticiliği aşikâr. Tarihin sona erdiğini düşünen her- kese bir uyandırma çağnsı gibi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Bizim GHKte Ülke sorunlanna ilişkin raporlanyla. araştırmalanyla, köşe yazılanyla. tarafsız haberleriyle sivıl toplumlann gazetesi. Düzenli okumak için abone olun. Tel; 0.21Z 51108 75
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear