22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 ARALIK 2003 ÇARŞAMBA HABERLERIN DEVAMI TURKIYE ••stanbul Edime Kocaeh Canakkale tzmir K/anisa Aydın Denizlı K PB K K Y K Y Y 4 3 8 3 6 3 5 10 Sinop Y 11 Adana Samsun Y 16 Mersin Y 8 Trabzon Giresun _Y 19 Diyarbakır Y Y 18 Şanlıurfa Ankara K 6 Mardin Eskişehır K 1 Siirt Konya _5 Hakkâri 8 Van Zonguldak K 5 Antalya Y 12 Kars Butjn bolgetenmız parçalı ve çok bulutlu, Trakya dışında :um yurt yağışlı geçecek Mai^ıara'nn guneydoğusu, Batı Karadenız ın >Ç *esJmle- i IçEge IçAnaddu'nunku- zeytıatısı ıle Doğu Anado- lu 'nun doğusunaa karta kan- şık yağrnur ve rar yağış alan dıgeryerterdeyağmurşeklın- ceolacak Hava&cakJığıyur- oun batı kesımlennde azala- cak.dığer yerieröe ooemlı tnr değışıklık olmayacak. DIS MERKEZLER Oslo K 6 Berlin 5 Moskova K 0 Helsınkı Stockholrn Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn K B PB B Y PB B -2 4 8 9 6 7 7 Münıh B 3 Zürrh Budapeşte Madnd Vîyana Belçjrad Sofya Roma Atina PB B K K K B Y 1 9 2 3 -1 11 7 PB 2 Şam Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflıs Kahire B B PB PB B PB PB 17 -5 7 17 7 9 21 Y 15 Parçalı DukJtlu v Bulı-tlu k Çok ooiutiu Yağmurtu turuftulü C r U N C E L Cl IVEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfadu Talat uzlaşmamayı ilke edinmiş bir izlenim veri- yor. Bir ara "konfederasyon" sözcüğünü kullanan Cumhurbaşkanı Denktaş'a hücum ediyor. Dışişleri Bakanı Gül'ün 1 Mayıs 2004'e kadar çözüm bulunmasına işaret ettiği bir sırada Denk- taş'ın konfederasyon formülünü öne sürmesini Denktaş'la, Denktaş'la birlikte hareket eden öteki partilerle uzJaşmayı olanaksız kıldığını söylüyor. Talat, ne istiyor nereye götürmeye çalışıyor olay- lan? Açıklamalannı dinledikçe içinden çıkılmaz bir durumla karşılaşıyor insan. 25 milletvekilli muhalefet cephesinin, ancak kar- şı bloktan birparti ile uzlaşması durumunda -Denk- taş'ın aradığı nitefikte- güvenoyu alabilecek bir ko- aJisyon kurabilmesi yegâne çıkış olmasına karşın; Talat, DP Genel Başkanı Serdar Oenktaş ile bir- likteliğe de soğuk bakıyor. DP ile koalisyonu olanaklı görüyor, velakin "par- ti olarak buna sıcak bakmadıklannı" söylüyor. Iki ay içinde erken seçimin gündeme gelmesi olasılığına karşı. AB'ye girmek için zamanın daral- dığını, "bu darzamanda sonucu belirsiz bir seçime girmenin yanlış olacağını" öne sürüyor. Tek başına hükümet kuramıyor. DP ile koalisyon istemez görünüyor. Erken seçime karşı. Dört par- tinin katılacağı milli bir hükümete karşı çıkacağı dünden belli. Talat'ın, örneğin dışardan destek alarak azınlık hükümeti kurmasına yeşil ışığı kim yakacak? Eroğ- \u ile Serdar Denktaş mı? Talat'ın AB'den, ABD'den gelen telkinler, telc ba- şına iktidara gelemediği için hayıflanan Güney Rumlan ve Atina'nın etkisinde "davayı satacağına inanan" Derviş Eroğlu ile oğul Denktaş mı dışar- dan destek verecek? Güldürmeyin insanı! • • • Ulusal bir savaş veriyor Kıbns Türkleri. KKTC ol- makla olmamak arasında. Böyle birdurumda "Ulu- sal Savaşta" Türk halkının her türlü ayınmcılığı bir yana atarak gösterdiği birlik ve beraberliği örnek alarak KKTC'deki partilerin milli bir hükümette bir araya gelmeleri ideal bir çözüm diye nitelenebilir. Şayet Annan Planı temelinde görüşmelere baş- lanması ilke olarak kabul edilse; böyle bir hükümet- le KKTC'nin varlığını ön planda tutan, ancak kabul edilebilir ya da edilmez maddeleri saptayan ortak hedeflerde görüşmelere başlanabilir. Aman efendim nerede bu olanağı kullanacak, dile getirecek siyaset erdemi nerede? Ara ki bula- sın! Oysa, Talat kendinden başkasını tanımayan, uzlaşmadan uzak davranışlardan vazgeçmedikçe Batı âleminin şapka çıkaracağı böylesi bir formül sadece düşlere konu olabilir. • • • Talat, CNN'deki programda siyasal tartışmaJan gündemde tutmaya çaba gösterirken; görüşlerine hak verecegini sandığı AKP merkezinden birisiyle görüştü. Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan, Ta- lat'ın bozguna uğrayanlara özgü bir yüz ifadesiyle dinlediği konuşmasına, Annan Planı üzerinde açık ortamlarda tartışmalaryapılmasını doğru bulmadı- ğını söyleyerek başladı. Sorun, masaya oturmak, ama masadan kalkmamak. Kabul edilecek ya da edilmeyecek önerilerin kamuoyu önünde tartışıl- ması elimizi güçsüzleştirir. Mercan, "Talat'ın yaklaşımını doğru bulmuyo- rum. Fazla oy aldı, pekâlâ. Ama şununla bununla uzlaşmam, Denktaş'la konuşmam diyen tavnnı doğru bulmuyorum" dedi. Ver kurtulculara, Talat'a çok aykın düşen bir gö- rüş daha söyledi Murat Mercan; 1 Mayıs 2004 ta- rihi olmazsa olmaz koşul değildir. Türk tarafının iyi niyetle masaya oturması ve Rumlann da ödün ver- mesidir asıl olan, diyor. Bu gerçekçi saptamalar Talat'a aykın geliyor. O kafa, nato mermer nato kafa! Kafasını takmış Denk- taş'a, tek başına iktidar düşüne. Tek silahı masa- ya otuaırmuşuz, Rumlar uzlaşmazlık çıkanrtarsa dünyaya anlatırmışız! Doğası gereği sergilediği görüşlerden geri adım atmazsa; bu Talat'la ne birliktelik sağlanabilir, ne tşbiriiği yapılabilir ne de sonuç alınabilir! SÖYLEŞİ / ATTİÛİLHAN '... Kıbrıs/lrak Tek Cephe!..' • BaştarafiArka Sayfada "... Rus Devleti, Kıbns ve Kuzey Irak'ın tek cephe haline geldiğini; Kuzey Irak'ta bir kukla devletin, tüm Avrasya için biiyük tehdit oluş- turduğunu ve bu tehdi- din, ancak Rusya ve Türkiye'nin de dahil ol- duğu, bölge ittifakıyla bertaraf edilebileceğini saptıyor. Burada Türki- ye direnişinin büyiik önem taşıdığı; Türki- ye'nin Kıbns'taki konu- munun zayıflamasının Kuzey Irak'taki direnişi de zaafa uğratacağı gö- rülüyor..." "... Milli Güvenlik Konseyi üyesi bir yetki- li, Kıbns Rum ve Türk kesimlerinin, ABD bas- kısıyla birteştirilmesine karşı olduklannı belirtti; birieşik bir Kıbns'ın ar- tak Rusya'nın ve Avras- ya'nın çıkarlanna aykın oiduğunu vurguladı. Aynı şekilde üst düzey bir diplomat, prensip olarak, 'Kıbrıs'ta iki hal- tan birlikte yaşamalan- na taraftar olduklannı, ancak hayal kurulma- ması gerektiğini ve bu ikj halkın birlikte yaşa- maya zorlanarak, olum- suz gelişmelere zemin hazırlanmasını, doğru bulmadıklarını' vurgu- layarak şunları belirtti: '-... tabii çözüm aran- malı, belki federasyon, belki konfederasyon olabilir; ama taraflar bunu yapamıyorsa, bu- günkü fiili durumu ka- bul etmek gerekir!'..." (Aydmlık, 30 Kasım 2003). Türkiye'nin, jeo/politik düzeyde dahil olduğu, Avrasya Platformu'na, sosyal ve siyasal düzey- de de dahil olması; aca- ba, Orta Asya Türk Cumhuriyetileri'nden başlayarak, Rusya, Çin ve Hindistan ın KKTC'yi 'tanıması' gibi son dere- ceönemli, -durumu tepe- den tımağa değiştirecek- bir sonucu, sağlar mıydı, sağlamaz mıydı? Hele bir düşünün! Gâzi'nin 1920'li yıllarda tespıt etti- ği, Anadolu'nun -ger- çekçi ve sahici- savunma stratejisine dönmüş olur muyduk, olmaz mıydık? llahi, ben ne söylüyo- rum, tamburum ne çalı- yor. Erdoğan'ın istemi üzerine İmar Bankası tasansından bonozedelere ödeme çıkanldı Şirkete var yurttaşa yok• Baştarafı 1. Sayfada yarattı. Tasannın genel kurul- da görüşülmesi sırasında söz alan CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, hükümetin başta bonozedeleri de ödeme kapsa- mına aldığı halde son anda Başbakan Recep Tayyip Er- doğan'ın ekonomiden sorum- lu Devlet Bakanı Ali Baba- can'a verdiği talimatla bu ka- ranndan vazgeçtiğini söyleye- rek "Madem bonozedelere paralarını ödemeyecektiniz, niye bu insanların umutla- rıyla oynuyorsunuz?" diye konuştu. Hükümetin bono sahiplerine ödeme yapılmasını da içeren yasa tasansı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan değiş- meden geçmesine karşın geçen hafta AKPli milletvekillennce verilen "bonozedelere ödeme yapılmamasına" yönelik önergelerden dolayı genel ku- rulda ertelenmişti. Önceki gün, geçen haftaki önergeden habe- ri olmadığını söyleyen ve "Başbakanımız bu konuda mağdur olandan yana, tasa- nnın değişeceğini sanmıyo- rum" diyen AKP Grup Baş- kanvekili Sadullah Ergin'in de dünkü önergede imzasının bulunması dikkati çekti. TBMM Genel Kurulu'nda konuşan Ali Babacan, "İmar Bankası olayı Türkiye'nin değil, dünyanın en büyiik hır- sızlık, yolsuzluk olavıdır " de- di. Imarbank'ta 3 türyoisuzluk yapıldığını belirten Babacan, "Birincisi, çok küçük bir res- mi bilanço aslında büyiik bir mevduat. Ikincisi ruhsatı ol- madığı balde, izinsiz olduğu halde bono satışı. Üçüncüsü de vergi. Yani kayıt dışında tutulan mevduatın stopaj ve diğer vergiJeri de yapılmamış durumda" diye konuştu. Bilim olimpiyatlannda ödül düzenlenen uluslararası yarışmalar ile TÜBİTAK tarafından gerçeldeştirilen Ulusal Bilim Olimpiyatı'nda dere- ceye giren öğrencilere ödüllleri verildi. Törene Milli Eğitim Bakanı Hüse- yin Çelik, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın oğlu Ramazan Akdağ, TÜBİTAK Başkanvekili Tuğrul Tankut, ilköğretim okulu öğrencileri ile veliler katıl- dı. Ulusal bilim olimpivatlarında 'matematik' dahnda altın madalya kaza- nan Bakan Akdağ'ın oğlu Ramazan Akdağ'a ödülünü babası verdi. (AA) Emec sanığının Radikalde yazısı yayımlandı Baytap siddcîiyazdıHaber Merkezi - Radikal gazetesı pazar ekinde, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç'in öldü- rülmesinden sorumlu tutulan Islami Hareket Örgütü üyelerinden Ekrem Baytap'ın "Şiddet sarmahnda amaç ve ahlak erozyonu" başhkJı bıryazısı yayımlandı. Radikal-2'ninyaym yönet- meni Tuğrul Eryılmaz, Istanbul'daki bombalı saldınlann ardından kaleme alınan ve "inıan, yaşam, akıl ve ah- Iak"ın ele alındığı yazıyı tarnşmaların ardından sayfaya koyduîdarını söyledi. Eryılmaz, "Yazı bir tür yapılanlara karşı çıkma mesajı gibiydi. Önyargı- larınıı aşmak zorunda kaldım" dedi. Hızbullah'ın temellerinin atıldığı Batman'da Cem Kitabevi'nin sahibi olan Ekrem Baytap, Çetin Emeç, Turan Dursun ve Iranlı rejim muhalifi Ali Akbar Gorbani">i öldüren İslami Ha- reket Örgütü'nün üyesi olmak suçun- dan cezaevinde. Örgütün 8 yöneticisi çeşitli cezalara çarptınldı. Ekrem Bay- tap'ın da aralann- hem misyonun meşruiyetini hem ey- lemin karakterini hem de amacın ni- teliğini belirler, etkiler, etkiüyor. Öf- ke ve merhamet duyguları misyonla- rın niteliğini beürlediği gibi, misyon sahiplerinin karakterlerini, davranış değerlerini veeylemlerinin meşruiyet mantığını da etkiler, etkiliyor.... Hak- ları gasp edilen, kiiçiimsenen. değer verilmeyen. zulme uğrayan, yanlızlı- ğa itilen insanların geliştirdikleri da- va mücadelesi öfke ile beslenir. Kin \e intikamla vücut bulur... Haksızlığa ve zulme uğrama konumundan kay- naklanan insanların oluşturduğu misyonlarda ise genellikle öfkeyle beslenen düşünce biçimi hâkimdir. Böylesi ortamlarda bireyler intikam alma duygusuyla büyür, intikamla hayat bulur... Eğer Ariel Şaron'a olan öfke kişiyi Şaronlaştıracaksa o vakit kötülüğe öfke duymanjn, uğruna bedel ödenen iyilik değerlerinin ne aniamı kalır... ... Bir evlem da bulunduğu 7 sanığa verilen ce- zalar ise Yargıtay 9. Ceza Daire- si'ncebozuldu. BoluFTipiCe- zaevi'nde yatan Ekrem Baytap'ın, İstanburdaki bombalı saldınla- nn ardından kale- me aldığı yazısı, geçen pazar ya- yımlanan Radi- kal-2'nin 4. say- fasında yer aldı. Baytap'ın öfke ve merhameti sorgula- yan yazısında ilginç saptamalar var. Baytap'ın felsefık bir yaklaşunJa kale- me aldığı, hem kendisine yönelik uygu- lamalara sitem içeren hem de fstan- bul'daki eylemleri irdeleyen yazısı özet- le şöyle: "... Bütün misyonların temelinde, insanlığa ve yaşama yönelik iyi amaç- lar vardır. Doğayi ve çevreyi amaç edînen hareketlerin temelinde de in- sanlık için daha güzel bir dünya, da- ha sağüklı bir yaşam biçimi amaçla- nır. Pozitivist düşünce yöntemi ve de- ğer yargılanyla misyon oiuşturanla- nn da hedefleri arasında daha güzel ve daha müreffeh bir yaşam arzusu yatar. ... Dini misyonun temeli ahlaktır. Yanlış karşısında sükut etmemek ah- lakın bir ilkesiyse adil olmak da ah- lakın bir başka temel ilkesidir. ... Öfke ve merhamet, sevgi ve kin öfkeyle besleni- yor ve intikam hırsıvla yapılı- yorsa ahlaki de- ğerlerden ve adaletten yok- sun kalır. Çünkü öfke ile ahlak, in- tikam ve adalet bir arada ban- namaz... Eğer bir eylem adil degilse kişiyi za- limleştirir... Mazlum olsa bi- le... Mağduriye- ti öfke ve intikam duygusuyla telafi etmeye çalışmak, klşivi ahlaktan ve ölçüden uzaklaştınr. Ve bazen de mazlumu zalim, zalimı de mağdur konumuna düşürür..." Radikal Gazetesi Yazıışleri Müdürü Yeşim Denizel, yazının yayımlanma nedeniyle ilgili olarak "Ben o adamı tanımıyorum. Tuğrul uygun görmüş ko.vmuş" demekle yetindi. Radikal-2'nin Yayın Yönetmeni Tuğ- rul Eryılmaz, genellikle cezaevlerin- den gelen yazılan yayımlamadığmı söyledi. Baytap'ın yazısını "bir tür ya- pılanlara karşı çıkma mesajı olarak algıladığını" belirten Er>nlmaz, şöyle konuştu: "Tarnşmalı bir vazıydı. Son anda koyduk. Yazıda mağdur olmuş, maz- lum olmuş bir insanın mesajı vardı sanki... Yazıda bir pişmanlık vardı... Yani önyargılarımı aşmak zorunda kaldım. Ben inisivatifimi kullandını." 'BlR DAHA GÖRMEYEYİM' ErdoğanMan Imarzede azan ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) Başba- kan Recep Tayyip Er- doğan, Imarbank öde- meleri konusunda Dev- let Bakanı Ali Baba- can 'ı zor durumda bıra- kan milletvekillerini "Bilen de konuşuyor, bilmeyen de... Yaptığı- nız çok çirkin bir hare- ket. Böyle hareketleri bir daha görmeyevim" sözleriyle azarladı. Imarbank düzenleme- sinin tartışıldığı AKP grup toplantısının bası- na kapalı bölümünde bazı milletvekillerinin Ali Babacan'ı eleştir- melerine Erdoğan tepki gösterdi. Alınan bilgiye göre Babacan, el konu- lan bankanın resmi ka- yıtlannm yüzde 90'ına hâlâ ulaşamadıklarını söyledi. Toplanan paralann yasadışı kullanıhp mev- duat sahibinin mağdur edilmesinde devletin de sorumluluğu bulundu- ğuna dikkat çeken Ba- bacan, devletin iigili bi- rimlerinin bu usulsüzlü- ğü önceden haber ver- mediklerini belirtti. Ba- bacan, Irak savaşında bankalardaki mevduatın toplu halde çekilmeme- sinin de devlet güvence- sinden kaynaklandığına dikkat çekti. Cem Uzan'Ia görûşmeye tepki Daha sonra Babacan'ı eleştiren milletvekilleri, bazı bakanlann Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan ile görüşme- sine de tepki gösterdi. Bunun üzerine milletve- killerini uyaran Erdo- ğan, "Bu sorunları Ali Babacan çıkarmadı, göreve geldiğinde ku- cağında buldu. O da çözüm bulmaya çalışı- yor. Biz Cem Uzan'a değil, 380 bin vatanda- şa ödeme yapacağız. Benim devletimin ka- sasına, hazinesine pa- ra girecekse ben her- kesle görüşürüm, gö- rüştürürüm" diye ko- nuştu. Berlusconi'nin çabası sonuç vermedi Italya'da medya yasasına veto Dış Haberler Servisi - îtalya Cumhurbaşkanı Carlo Azeglio Ciampi. ttalya'da kısaca "Gasparri Yasası" olarak adlandınlan ve 3 Arahk'ta senatodan çıkan yasayı onaylamayarak yeniden incelenmek üzere parlamentoya geri gönderdi. Başbakan Silvio Berlusconi liderliğindeki koalisyonun hazırladığı yasa, ttalya'da muhalefetüı şiddetli tepkısine neden olmuştu. Bir kişinin ikiden fazla ulusal kanala sahip olması konusunda sınırlamayı kaldırmayı amaçlayan yasa özellikle medya imparatoru Başbakan Berlusconi'yi yakından ilgilendiriyordu. Yasanm basındaki çoğulculuk ilkesini ve ifade özgürlüğünü engelleyeceğini ileri süren muhalefet, Ciampi'yi yasayı veto etmeye çağırmıştı. Anayasal hakkını kullanan Ciampi, yasanın "medyada mütehakkim durumlara yol açabileceğini" ifade etti. 'Siyasi adım olarak yorumlanır' Başbakan Berlusconi, önceki gün, Quirinale Sarayı 'nda Cumhurbaşkanı Ciampi ile göriişmüş, ancak görüşmenin aynnhlanna ilişkin bilgi vermemişti. Italyan basmına yansıyan bilgilere göre, Gasparri Yasası'nın da ele alındığı görüşmede zaman zaman gergin anlar yaşandı. Ciampi'nin Gasparri Yasasf nı iade edeceğini belirtmesi üzerine, Berlusconi'nin, '*Sajin Cumhurbaşkanım, bunun sizin kararınız olduğuna inanmam zor. Bu, siyasi bir adım olarak yorumlanacaktır" dediği ileri sürüldü. Hfikfimet tekrar gönderebilir Yasanın tek bir yayıncıya basın sektöründeki gelir ve kaynaklann yüzde 20'sine sahip olmasına olanak tanınmasının, rekabeti zedeleyici tekelleşmelere yol açabileceğine dikkat çekiliyor. ttalya'nın en zengin adamı olan Berlusconi şu an doğrudan ve dolaylı olarak Italya'nın televizyon kanallannın yüzde doksanına sahip. Muhalefet, söz konusu yasayla Berlusconi'nin daha çok gazete ve dergi yönetimini ele geçirmesinden ve devlet kanalı RAI'nin yönetiminde daha fazla söz sahibi olmasından korkuyor. Yasanın yürürlüğe girmesi için cumhurbaşkanının ımzası gerekli ancak hükümet yasayı değiştirmeden tekrar onaylarsa Ciampi onaylamak zorunda kalacak. DUYURU Türkiye Işçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanlığı'ndan Konfederasyonumuzun 3-7 Aralık 2003 tarihinde Ankara'da yapılan 19. Olağan Genel Kurulu sonucunda zorunlu organlara seçilen yöneticilerin adı, soyadı, meslek ve sanatları ile ikamet- gâhları aşağıda açıklanmaktadır. Aynı Genel Kurul sonucunda TÜRK-İŞ Ana Tüzüğü'nün; - "Üyelik Aidatı" başlıklı 21. maddesinin değiştirilmesine, (a), (b), (c) ve (d) fıkralarının aynı kalmasına; - "Eğitim ve Grev Fonu" başlıklı 23. maddesinin "Eğitim, Örgütlenme ve Grev Fonu" olarak değiştirilmesine ve (e) fıkrasının eklenmesine, karar verilmiştir. TÜRK-İŞ 19. Olağan Genel Kurulu'nda Zorunlu Organlara Seçilen Yöneticiler: Yönetim Kurulu Asil Ûyeleri Genel Başkan Genel Sekreter Genel Mali Sekreter Genel Eğitim Sekreteri Adı-Soyadı Salih KIUÇ Mustafa KUMLU Ergün Atalay Mustafa TÜRKEL Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Çetin ALTUN Denetim Kurulu Asil Üyeleri Disiplin Kurulu Asil Üyeleri Mecit HAZIR HasanAKMEHMET Birol GÖK i. Sabri KESKİN Mesleği Iş Etütçüsü Teknisyen Tesviyeci Işçi Iş Etütçüsü Tesviyeci Elektrik tekn. Şoför Tarım Işçisi Ikametgâh Adresi MesneviSok. 28/11 A. Ayrancı - Ankara Karakursunlar Mah. 29. Cad. Eko sitesi A 2/8 Çiğdem - Ankara BayındırSokakNo:10 Yenişehir - Ankara BayındırSokakNo:10 Yenişehir - Ankara Altınşehir Sitesi Dicle Cad. No: 28 Beysunkent - Ankara Topçu Mah. Emlakbank Bloklan A 14 Blok No: 14 Elvankent-Ankara Esat Cad. No: 43 Küçükesat-Ankara özveren Sokak No: 19 Maltepe-Ankara Bankacı Sokak No: 10 Kocatepe-Ankara ErdinçÇAKIR Kaynakçı 3. Cadde48. Sokak No: 14/3 Bahçelievler-Ankara HabibKARAKUŞ Otelci 124. Sokak No: 16/6 Poligon-lzmir Şükrü AKARDAŞ Denizci Şair Arşi Cad. Hande Sok. Doğanbey Apt. No: 4/11 Göztepe-lstanbul Ahmet TATAR Işçi Sakarya Mah. Gülçimen Sok. No: 20 Kayseri 2821 Sayılı Sendikalar Yasası'nın 9. maddesi uyarınca ilan olunur. TÜRK-İŞ YÖNETİM KURULU
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear