24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9 EKİM 2003 PERŞEMBE 8 Istanbul HABERLERtN DEVAMI TOJRKİYE Y 18 Sir»op Edırne Y 20 Kocaelı Y 19 Çanakkale Y 20 Izmır Y 22 Manısa Y 24 Aydın Y 25 Denızlı Y 23 Zonguldak Y 16 An*alya Sa»nsun Traibzon Gir=esun Ankara Est-cişehır Kowıya Sıvvas Y PB PB Y Y Y PB 28 29 30 19 19 25 25 Y 22 Adana PB 30 Y 25 Kars Mersın Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkân Van PB B PB B B B B 28 30 32 28 30 27 20 PB 21 Yurdun kuzey ve batı kesımlerı parçalı ve çokDulutlu. Marmara, Ege, Batı Akdenız, Iç Anadolu'nun batısı ıle Batı ve Orta Karade- nızsağanakyağışlı, dı- ger yerler parçalı ve az bulutlü geçecek. Ha- va sıcaklıgı yurdun ıç ve batı kesımlerınde hıssedılır derecede azalacak MERKEZLER Oslo Helsınki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB PB PB PB PB PB Y B 11 10 11 18 17 18 20 13 Münih Y 14 Zürıh Berlın Budapeşte Madrıd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atına Y Y PB Y Y Y PB PB 14 12 23 10 17 18 23 25 Y 14 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahıre Y B B PB PB PB PB B 13 21 9 22 27 8 19 33 B 34 Ş Parçalı bu/utıu Buiutfu t Çok bolutlu Yagmurlu Karlı > Gok gumltulu G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada ama- Irak'taki istikrar Gücü adı altındaki işgal- ci Amerika ve Ingiltere* ye katılan 3. devlet Tür- kiye oluyor. Avusturya basını Meclis'ten izin tezkeresini yorumlarken Türkiye'yw işgalci üçüncü devlet olarak tanımladı. AB ise ulusal kararımız olduğu için Irak'a as- ker göndermemizi doğsrudan yorumlamadı. Bush'un elbette ete-klerinde ziller çalacak. Türkiye BM kararını b>eklemedi. Uluslararası meşruiyeti sallamadı. RTE, neredeyse Kasımpa- şalı edası ve diliyle BN/I neymiş diyecek nokta- da. AKP grubunun kapal» toplantısında BM'yi ta- nımlıyor: "Adı var kend* yok". Nedenini açıklıyor: "frak'ta savaşı engellerdi, engelleyemedi". Ya, uluslararası meş-ruiyet arayışına bakışı: "Bizmeşru diyorsak, bır iş meşrudur" diye özet- liyor. RTE'nin "biz" de-diği TBMM değil, AKP grubu. 368 üyeli AKP grubunu TBMM saymak? Bir zamandı; bir başbakan vardı, bir de tek ba- şına iktidar. Başbakan ve parti genel başkanı grubuna, "Siz hilafeti bfle getirirsiniz" diye ses- lenmişti. RTE benzeri tehlikeli bir yolun başlangıcında mıacaba? • • * • • AKP'nin "gizli oturuırr" anlayışı da hayli deği- şik. Muhalefetin tezkere görüşmelerinin gizli oturumda yapılmasına karşı çıkışını onaylama- yan AKP Grup Başkan\/ekili Haluk Ipek, "içer- de konuşulanlann şu artda dışarıda da konuşul- duğunu" söyledikten sonra, iktidar mantığını sergileyen bir saptama yaptı: "Yani" dedi, "muhalefetin iddia ettiğigibigiz- li oturum yaparak milletten gizlenen birşeyyok". Şeffaflığın AKP'ce tanımına ne dersiniz? • -*•• öyle ama, Dışişleri Bakanı Gül, örneğin dışa- rıda gönderilecek asker miktarını ağzına almı- yor, içeride, kapalı grupta bülbül. Iki tugaydan söz ediyor. Asker sayısı azalır çoğalır, diyor. Kapalı grupta ABD'nin önerdiği üç bölgenin sınırlarını çizerek açıklıyor. Dışarıda "değeriendirmelere devam ettiklerinden" söz ediyor. Kapalı kutu. Birbirini tutmaz davranışlara karşın; grup adı- na, AKP adına Haluk Ipek çıkmış ekrana; mil- letten saklımız gizlimiz yok, ha içerde söylenen- ler ha dışarıda konuşulanlar aynı demeye gelen irdelemeler yapıyor. Bu tutumla, acaba milleti mi, medyayı mı, kim- leri kandırdığını sanıyorlar. Dışarıda içeride -kapalı grup toplantılarında- AKP kodamanlarının değinmediği, değinmek- ten kaçındığı "gerçeği" AKP'nin ilk Dışişleri Ba- kanı, şimdilerde AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış açıklayıverdi. Irak'a gidecek Türk birliklerinin karşılaşacak- ları risklerin askeri merkezlerde değerlendirildi- ğini söyledi. "Zayiat olmaması için herkes elinden geleni yapacaktır" dedikten sonra, evet sonra: "Ama zayiat olursa sürpriz olmamalı" dedi. Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in açıkladığına göre, hükümet, tezkere Meclis'e gelmeden önce anketler aracılığıyla "toplumsal eğilimleh saptamış". Oysa, çeşitli anketler toplumsal eğilimlerin yüzde 80'lerde asker göndermeye karşı oldu- ğunu gösterdi. Hükümet anketinde halkın asker göndermeye olumlu baktığı söylenebilir mi? Za- ten sonuçlar hükümeti destekler yönde olsay- dı tezkereden önce hemen açıklanırdı. Bir kez daha anlaşıldı: Gerçekler halktan giz- leniyor. Hükümet "bukalemun siyaseti" izliyor vesse- lam! Yargıtay 'domuzbağmı' bozdu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Ankara 1 No'lu DGM'ce Hizbullah davasında verilen, 3 sanığın idam, 24 sanığın 4 yıl 6'şar ay, 3 sanığın 15'er yıl. 2 sanığın da 3'er yıl ağır hapis cezasına çarptınlmasına ilişkin mahkûmiyet karannı bozdu. Daire bozma karanna. şeriat devletinin önünde engel olarak gördüğü kişileri 'domuzbağı' ile öldüren örgüt üyelerinin bazılannın Topluma Kazandırma Yasası'ndan yararlanma istekJeri, ek savunma hakkı verilmemesi ve eksik soruşturmayı gerekçe gösterdi. MB'de danışman ataması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Merkez Bankası Başkan Yardımcılığrna Devlet Bakanı Ali Babacan'ın danışmanı Erdem Başçı atandı. Edinilen bilgiye göre, emekliye aynlan Aykut Ekzen'in yerine getirilen Yardımcı Doç. Başçı"nın atama kararnamesini Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in onayladığı bildirildi. Yaşar Topçu DYP'ye katıldı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Bayındırhk ve Iskân Bakanı ve ANAP Sinop Milletvekili Yaşar Topçu DYP'ye katıldı. Topçu ile bazı belediye başkanlannın katıhmı nedeniyle dün DYP Genel Merkezi"nde tören düzenlendi. Topçu burada yaptığı konuşmada, Türkiye "de iki köklü partinin bulunduğunu, bunlann CHP ve DYP olduğunu söyledi. Diğerlerinin denendiğini ve bir süre sonra eridiğini belirten Topçu, AKP'nin de aynı akıbete uğrayacağına inandığını kaydetti. Daha sonra Ağar partiye katılanlara rozetlerini taktı. Ifade özgürlüğü ve takıyyeSABtH KANADOĞLU (Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı) Çağdaş demokrasilerin belirgin nitelik- lerinden biri çoğulculuktur. Çoğulculuk ise aynm yapmadan her düşünceye özgürlük demektir. Kuşkusuz bu özgürlük de düşün- ceyi açıklama, aşılama ve örgütlenme öz- gürlüğünü içermektedir. Ancak çağdaş demokrasiler, bu özgürlü- ğün sınırsız kullanılmasından doğacak so- nuçlan göz ardı edemez. Demokrasiyi teh- likeye düşürecek, varlığını sona erdirecek bu "düşünce özgürlüğü" kavramı olamaz ve demokrasilerin "kendilerini koruma hakları" yadsınamaz. Bu nedenledir ki "İnsan Haklarının ve Ana Hürriyetlerin Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi (AİHS)"nın 10'uncu maddesinde "ffade özgürlüğü" başlığı al- tında "Herkes görüşlerini açıklama, an- latım özgürlüğüne sahiptir" temel ilkesi belirlendikten sonra, bu özgürlüğün kulla- rulmasının görev ve sorumluluk yüklediği vurgulanarak "ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün. kamu güvenliğinin, ka- mu düzeninin korunması, suç işlenmesi- nin önlenmesi, sağlığın ya da ahlakın, başkalarının ün ve haklarının korunma- sı. gizli haberlerin açıklanmasınm engel- lenmesi ya da yargı erkinin üstünlüğü- nün ve yansızlığının sağlanması için de- mokratik bir toplumda zorunlu önlem- ler niteliğinde olmak üzere, yasayla ko- şullara, sınırlamalara ve yaptırımlara bağlanabileceği" kabul edilmiştir. ••• Avrupa Insan Haklan Mahkemesi Bü- yük Dairesi'nın 13.02.2003 günlü "Refah Partisi ve diğerleri - Türkiye" davasının karannda siyasi partilerimiz ve siyasi ya- şamımız için örnek alınacak saptamalar y- er almaktadır. Anılan kararda; modern Av- rupa tanhınde de görüldüğü gibi siyasi par- tiler şeklınde örgütlenen totaliter hareket- lerin, demokratık rejim içinde güçlendık- ten sonra, demokrasiden kurtulmak isteye- bilme olasılığı içinde bulunabilecekleri vurgulanmaktadır. Aynca, hiç kimsenin demokratik bir top- lumun ideallerini ve değerlerini zayıflat- mak ya da yok etmek amacıyla sözleşme hükümlerine de dayanamayacağı belirtil- mektedir. Sözleşmeye taraf bir devlette, eylemlen şeriatı yerleştirme amacı taşıyan bir siyasi parti, sözleşmenin bütününe hâkim olan "demokratik idealle" bağdaşmaz. Zira si- yasi partılerin de tabi olduğu sözleşmenin ll'inci maddesinde yer alan "Dernek Kurma ve Toplantı Özgürlüğü"ne de benzer nedenlerle sınırlamalar getirilebi- lir. Anayasamızda da demokratik siyasi ya- şamın vazgeçilmez öğeleri olduğu belirti- len siyasi partilerin, anayasa ve yasa hü- kümleri içerisinde faaliyetlerini sürdüre- cekleri esası kabul edilmiştir. Sınırlamalar ise anayasanın 68/4'üncü maddesinde sa- yılarak gösterilmiştir. Bu maddeye göre: "Siyasi partilerin tü- zük, program ve eylemlen; devletin ba- ğımsızlığına, ülkesi ile milletiyle bölün- mez bütünlüğüne, insan haklanna, eşit- lik ve hukuk devleti ilkelerine, tnillet ege- menliğine, demokratik, laik Cumhuri- yet ilkelerine aykırı olamaz, sınıf veya zümre diktatörlüğünü savunmayı ve yer- leştirmeyi amaçlayamaz, suç işlenmesi- ni teş\ik edemez." Bu koşullann hangisi eleştirilebilir ve ifade özgürlüğüne engel olarak gösterile- bilir? Bu koşullar, çağdaş ve ulusal bir dev- letin var olma koşullandır. Bu koşullara karşı, ıfade özgürlüğü adına propagandayı ve örgütlenmeyi savunmak; ulusal varlığı- mızı, Cumhunyetimizin temel nitelikleri- ni ve demokrasimizi tehlikeye düşürmeye çağn çıkarmak değil midir? ••• Üzülerek belirtmeliyim ki, Avrupa Bir- liğı'ne uyum gerekçesi altında AÎHS'nin 10 2'ncı maddesı göz ardı edilerek devle- tin bölünmez bütünlüğüne karşı propagan- dayı yaptınma bağlayan Terörle Mücade- le Yasası'nın 8'inci maddesini, çağdaş ce- za hukuku anlayışına uygun biçimde dü- zeltmek yerine, tamamen kaldırma yanlı- şına gidılmış ve ulusal bütünlüğümüz her türlü bölücü ve yıkıcı propaganda saldın- sına karşı savunmasız bırakılmıştır. Aynı yanlışın yinelenmesi tehlikesi gün- demdedir. Ifade özgürlüğünün önünde en- geller olduğu ileri sürülerek bunun siya- setçileri "takıyye" yapmaya zorladığın- dan bahisle, engellerin(l) kaldınlması is- tenmektedir. Bu istek siyasetçilerin "ta- kıyye"den kurtanlması adına yapılmakta- dır" Günümüzdeki anlamı, bağlı olduğu dile yerleşme nedeni ve zorunluluğu ne olursa olsun "takıyye" sözcüğünün Türkçemize ve giderek siyasal yaşamımıza egemerdiği büyük bir talihsizliktir. ••• Çağdaş demokrasilerde açıklık, içtenlik ve doğruluk geçerlidir. tkiyüzlülüğe, içten- sizliğe, art ve gizli hesaplara yer yoktur. Anayasada ifade özgürlüğüne engeller ol- duğunu ileri sürerek kaldınlmasını isteyen- lerin, bu engellerin neler olduğunu takıy- ye yapmadan açıklamalan gerekmektedir. Açıklamalıdırlar ki, siyasi partilerimizi ve siyasetçilerimizi "takıyyeci" yapan; devletimizin bağımsızlığı mı, bölünmez bütünlüğü mü, insan haklan mı, eşitlik ve hukuk devleti ılkeleri mi, yoksa demok- ratik ve laik Cumhuriyet ilkeleri midir? Öğ- renelim... 6 Yok edici' Kalifornîya valisi I Baştarafı 1. Sayfada vis'in görevde kalıp kalmama- sı için oy kullandı. İlk aşama- da, yüzde 54'ü "Davis gitsin" diyen seçmenler, daha sonra "Davis görevinden alınırsa kim vali olmah" sorusuna 135 aday arasından yanıt aradı. Re- ferandum sürecinde, eyaletin içinde bulunduğu enerji krizi ile borçlanndan sorumlu tutu- lan Davis hakkında referandum yapılması için gerekli sayıda imza toplandı. Yaklaşık bir bu- çuk ay önce de defalarca dün- ya vücut şampiyonu seçilen ve daha sonra Hollywood'da "Terminatör" filmleriyle ün kazanan Avusturya asıllı Schwarzenegger, Cumhuriyet- çi Parti 'den aday olarak kısa sü- rede anketlerde öne geçti. Seçim sonuçlannın, 2004 Kasımı'nda yapılacak başkan- lık seçimleri öncesinde De- mokratlan sıkıntıya soktuğu belirtiliyor. Schvvarzenegger, eşi Maria Shriver ile yaptığı teşekkür ko- nuşmasında. "California hal- Vali seçilen Schwarzenegger, Terminatör (solda) ve Conan filmleriyle üne kavuştu. kına bana duyduğu güven- den dolayı teşekkür ederinı. Görevimi başaracağım ve halkın valisi olacağım" dedi. Seçimi kaybeden Gray Davis ise "Sizlerle çok güzel günler geçirdik, ama bugün halk başka birinin hizmetinden yana tercih kullandı" diye ko- nuştu. Seçimlerde, Demokrat Vali Yardımcısı Cruz Bustamante, yüzde 31.8 ile ikinci sırada yer aldı. Çıkardığı dergi ve çektiği filmlerle "porno kralı" olarak tanınan Larr> r Fljnt 8 bin, por- no yıldızı IVIary Carey de 5 binden fazla oy aldı. AKP'nin emeklilikle 'kadrolaşma' girişimi yine Anayasa Mahkemesi'nden döndü Zorunlu emekliliğe geçit yokANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Anayasa Mahkemesi. memurlann zorunlu emeklilik yaşını 65 'ten 61" e indiren ve ha- len çalışanlar için de kademeli emeklilik öngören yasayı, oy- çokluğuyla iptal etti ve yürürlü- ğünü durdurdu. Yüksek Mahke- me'nin bu karanyla yürürlükte memurlann zorunlu emeklilik yaşına ilişkin bir düzenleme bu- lunmaması nedeniyle yasal boş- luk doğdu. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç, ak- saklıklann giderilebilmesi için hükumetin yeni bir düzenleme yapması gerektiğini vurguladı. Gerekçeli kararda yer verile- cek "65 yaşını doldurmayan- lar yönünden" ifadesıyle 65 ya- şını dolduranlara emeklilik yolu- nun açılmasına olanak tamnma- ya çalışılacağı, ancak bunun da uygulamada sorun yaratacağı belirtildi. Anayasa Mahkemesi, CHP'nin mahkeme gündemine taşıdığı, memurlann zorunlu emeklilik yaşını 65'ten 61'e in- diren düzenlemenin yürürlüğü- nün durdurulması ve ıptali iste- mini dünkü toplantısında sonuç- landırdı. Haşim Kılıç. yasanın memur- lann zonınlu emeklilik yaşını 65"ten 61'e indiren hükmün oyçokluğu ile iptal edildiğini bil- dirdi. Yasanın halen çalışanlar için kademeli emeklilik madde- sinin de oyçokluğu ile anayasa- ya aykın bulunarak iptaline ka- rar verildiğini kaydeden Kılıç, iptal edilen her iki hükmün de yürürlüğünün durdurulmasına oybirliği ıle karar verildiğini söyledi. İptal edilen kademeli geçiş, 61 yaşını dolduranlar ile 65 yaş ara- sında olanlann 3 aydan 6 aya ka- dar süreyle, 61 yaşını doldurma- lanna 1 ay ile 5 ay kalanlann ise 1 aydan 5 aya kadar değişen sü- reyle görevde kaldıktan sonra emekli olmalannı öngörüyordu. Kılıç, yasanın yürürlüğe gir- diği tarihte makam tazminatı ödenmesini gerektiren görevler- de bulunanlardan emekliye sevk edilenler hakkında 2 yıllık süre aranmayacağına ilişkin fıkranın da Anayasa Mahkemesi 'nin Ku- ruluş veYargılama Usulleri Hak- kında Kanun'un 29. maddesine göre uygulama olanağı kalma- dığından iptalinin kararlaştınl- dığını belirtti. Haşim Kılıç, CHP'nin 4839 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Daır Ka- nun'un bazı maddelerinin iptali istemiyle açılan davayı da sonuç- landırdıklannı bildirdi. Memur maaşlanndan yapılan emeklilik kesintisini yüzde 1 oranında arttıran düzenlemenin iptal isteminin reddedildığini bildıren Kılıç, yasanın memurla- nn zorunlu emeklilik yaşını 65"ten 61'e indiren maddesinin iptal isteminin ise sonraki 4919 sayılı yasa ile değiştirildiği için "karar verilmesine yer olma- dığına" karar verildiğini kaydet- ti. Kılıç, emekli, dul ve yetimle- rin ayhklanndan yüzde bir ora- nında sağlık katkı payı kesihne- sine ilişkin hükmün de iptaline karar verildiğini söyledi. 'AKFye tokat' CHP Grup Başkanvekili Ha- luk Koç, dün düzenlediği basın toplantısında AKP'nin yasama faaliyetlerinde yeni bir hukuk to- kadı yediğini belirterek iktida- nn kamu görevlilerine "tam bir trajedi, korku fılmi gibi bir sü- reç" yaşattığını söyledi. tktida- nn, takıyye yasal düzenlemeler- le kadrolaşma amacına ulaşmak istediğinı anlatan Koç. "AKP artık 'eş dost kapitalizmi' anla- yışından vazgeçmelidir" dedi. GÜNDEM MLSTAFA BALBAY ankcum@ttnetnet.tr Rasid Dostum-Atta Muhammed ganistan'ın kuzeyinde Ozbek General Raşid Dostum ile Tacik ko- mutan Atta Muham- med e bağlı güçler arasında başlayan ça- tışmada 60 kişinin öl- düğü bildirildi. Cat'Ş- malann, Mezarı Şe- rif e giden yol üzerin- de meydana geldiği be- lirtildi. Atta Muhammed 'in lideri olduğu Cemiyet- i Islami grubunun söz- cüsü General Abdül Sabur. tank, top ve di- ğer silahlann kullanıl- dığı çatışmalarda 60 kişinin öldüğünü du- yururken Dostum'a nın. Mezarı Şerif'in dış mahallelerinde top- landığını söyledi. Cemaat-i Islami'nin bir başka sözcüsü Eş- ref Nedim ise Feryab eyaletindeki Maymana kentinde de çatışmalar olduğunu açıkladı. Çatışmalar nedeniy- ie bölgedeki halkın pa- nik yaşadığı ve tüm dükkânlann kapalı ol- duğunu bildirildi. Afganistan'daki BM sözcüsü ise kuzeydeki çatışmalara ilişkin haberleri araştırdık- larını, henüz ayrıntılı bilgi sahibi olmadık- lannı söyledi. • Baştarafı 1. Sayfada yeri tariflerine göre, rakam 15-16 bine kadar çı- kabilir. Bu durumda Türkiye, Irak'ta ABD'den sonra en fazla güç bulunduran ülke haline gelebilir. ABD Savunma Bakanlığı'nın bir hafta önceki verileri- ne göre, Irak'taki yabancı askerlerin sayısı ve ül- keleri şöyle: ABD 127 bin, Ingiltere 11 bin, Italya 2 bin 754, Polonya2 bin 500, Ukrayna 1650, Ispanya 1300, Hollanda 1198, Romanya 783, Güney Kore 657, Bulgaristan 485, Danimarka 409, Honduras 370, El Salvador360, Çek Cumhuriyeti 317, Dominik Cumhuriyeti 302, Macaristan 300, Azerbaycan 151, Norveç 150, Litvanya 150, Nikaragua 115, Moğolistan 100, Litvanya 100, Filipinler 97, Slo- vakya 85, Arnavutluk 72, Gürcistan 70, Estonya 43, Makedonya 31, Kazakistan 29, Yeni Zelanda 9. Durumu iyi irdelemek için dökümü ayrıntılı ver- dik... Ingiltere dışında ABD'nin işgaline omuz veren ülkelerin gönderdiği asker sayısına baktığımızda, büyük ölçüde "bayrakgösterme" ve uluslararası alanda "ABD'nin yanında görûnme" amacına da- yandığını söyleyebiliriz... Türkiye'den istenen asker sayısı, ABD-lngilte- re dışındaki tüm ülkelerin gönderdiği askere ya- kın. Bu nedenle, "Türkiye, Irak'ta askeri olan 30 ülkeden biridir" denemez. Şu denebilir: Türkiye, Irak'ta ABD-lngiltere'nin yanına gelen 3. önemli güçtür! Olaya böyle bakınca, Meclis'in aldığı kararın önemi ve uluslararası etkisi daha iyi anlaşılacak- tır... AKP, tezkereyi blok oyla Meclis'ten çıkarırken tarihimizde ilk kez, uluslararası hukuk ikinci pla- na itildi. BM kararının şart olmadığı görüşünden J hareket edildi. Başbakan Recep Tayyip Erdo- • ğan, Türkiye'nin asker göndermesinin uluslara- • rası alandaki meşruluğuna ilişkin soruya şu yanı- ı tı verdi: ' "Biz, meşru diyorsak meşrudur!" Konuya böyle bakınca söyleyecek başka bir şey kalmıyor. VVashington, Erdoğan'ın bu yakla- şımından etkilenmiş olmalı ki, Ankara'da tezkere oylamasının sonuçlandığı saatlerde, ABD yöne- timi de BM'yi karar için zorlamamayı gündemine aldı! 8.5 hükümeti! Hükumetin altına imza attığı tezkere ile, Du- bai'de altına imza attığı 8.5 milyar dolarlık kredi- nin koşulları arasındadailginç benzerliklervar. Bu benzerlikler bazı çelişkileri de beraberinde geti- riyor. Türkiye, 8.5 milyar dolarlık kredi anlaşmasının şartları arasında yer alan, "K.lrak'a girmeme" ko- şulunu kabul ederken Irak'a asker gönderme ge- rekçelerinin arasına "K. Irak'ın teröristlerden te- mizlenmesini" de koydu. Biz K.lrak'a girmeyeceğimize göre, demek ki bölgenin teröristlerden temizlenmesi işini ABD'ye havale ettik. ABD bu işi ne kadar yapacak, soru- su hâlâ çengelli duruyor. Bu konuda değişik söy- lentilervar. önümüzdeki günlerde terörörgütü P- KK/KADEK'in, ABD'nin bölge politikalarının bir parçası olduğuna ilişkin bilgiler gelirse, şaşırma- yacağız! Son olarak AKP'nin bütün gücüyle bu kararın arkasında durmasına değinelim... 1 Mart tezke- resinde AKP içindeki Güneydoğu kökenli millet- vekilleriyle radikal dinci unsurlaretkili olmuştu. Bu kez tezkerenin arkasında tümünün yer aldığını görüyoruz. Bu bir yandan AKP'nin gücü ise bir yandan da ABD'nin gücüdür! AKP yönetiminin 12 Ekim'deki kongreyi de kul- landığını, "Tezkerede bizi üzenleri biz de kongre- de üzeriz, partiyönetiminden uzak tutarız" mesa- jı verdiğini de vurgulayalım... Sonuç olarak kararı AKP alsa da, sonuçları tüm Türkiye ile ilgili. Bütün dileğimiz, Irak bataklığın- dan en az zararla dönülmesi... Afganistan 'da komutanlann güç kavgası: 60 ölü • Mesan Şerif yakmlannda meydana gelen çatışmada tank ve top gibi silahlann da kullanıldığı bildirildi. Feryab eyaletindeki Maymana kentinde de çatışmalar olduğunu açıkladı. KÂBİL (AA) - Af- bağlı yüzlerce savaşçı-
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear