24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24 EKİM 2003 CUMA 14 J v U L l LJrt. kultur@cumhuriyet.com.tr Kalıntılar cenneti Roma'da tarihin korunmasına özen gösterilirken Roma Antakyası bu ilgiden yoksun Roma -Antakya hattındaERHAN KARAESMEN Feilini'nın o nefis 'Roma' belgese- Iınde, bir raetro hattı yapımında ıki taraftan ılerleyip ortada buluşmayı planlayan tünel kazı ekiplerınin gül- dürü ve hüzün dolu macerası çok tat- lı anlatılmıştır. Tünelcilik geleneğın- de iki taraftan llerleyen kazı ekiplen ortada bir yerde buluştuğunda büyük şenlık başlar. Ancak, Roma tünelin- de iki taraftan llerleyen ekıpler orta- da buluşamaz. Çünkü, orada büyük bir dehlize vanlır. Tarihi kolonlar. ıkı ta- raftan du\ arlar dolu büyük bir yeral- tı mekânına, hatta bir küçük tanhi kentsel dokuya ulaşılmıştır. Tünel ka- zıcılan ışlerini bırakır. Tünel projesi durdurulur. Arkeologlar dehlize dolu- şurlar. Metroya yenı bir güzergâh aran- maya başlanır. Roma kaluıtılar cennetidir. Bılınen ve henüz bilinmeyen kalıntılarla do- ludur ortahk. Beyaz taşlar sürekli ona- nlır, bırbınne birleştınlırdurur, benim 43 yıllık kadım sevgilım bu alımlı beldede. Bu çok eşelenmış tarihsel doku ıçınde her şeyın bilındiğı sanı- lır. Ama, dıkkat çekmeyen bir köşe- de sıkışmış kalmış bir yığın nesne var hâlâ. Ornek olarak, tanhı merkezın ucundaki ana arterlere sırtı dönük. kimsenin dikkat etmedığı, unutulmuş bir bazilika kalıntısı onanma ve res- torasyona alınıyor. Şimdilik sadece uzmanlar farkmda. Ama, bir süre son- ra yoğun bir ilgi odağı oluşturacak ınsanlar için. Bir başka Roma Roma sadece eski ve ortaçağlann izlerinı taşımaz. Yenıçag öncesı fe- odalitesinın artçı güçleri, Katolik ki- lisesi hepsı birlıkte Rönesans hamu- ru içınde buluşurken, kızılımsı pem- be tuğlalı bir başka Roma'ya tanıklık etmişlerdir. Rönesans'ın ve barok dö- nemin kubbeleri eski Roma'nın beyaz- lığı ile yenisinin pembeliği arasından geçerek ve çeşme-havuz cümbüşü- nün çe\Tesinden dolanarak yükselirler. En yeni ise Roma'da, en azından Ro- ma'nın merkezinde mevcut değildir. elangelo'nun Musa heykeli Antakya MüzesFndeki mozaOderden R.avenna ya da Ayasofya-Kariye- Fethiye üçgeninin Bizans mozaikleri Antakya'dakilerin eline su bile dökemez. Evrensel bir mucizedir Antakya Müzesi. Ancak, ülkemizdeki ilgisizlikten, bakımsızlıktan kınlıp dökülen tüm arkeoloji müzelerinin tepesindeki kara bulutlardan nasibini burası da alıyor gibi. Teknik kuramsal çalışmalar da yeni- nın gelıştinlmesinden çok, eskinin korunarak yenıleştırilmesine yöne- liktır. Otuz-kırk yıl öncesinin ünlü mima- n ve akademisyeni Roma kökenli bir dost, **Yatau, şu İtalya çizmesinde hep onanmla ve eskiyi yeniye uydurmak- la uğraşük. Derslerde öğrencilere öğ- retiyoruz; ama kendim yeni, gıcır bir şey vapamadım gjtti" dıye hayıflanır- dı. Tanhı Roma'nın şiirsellik dolu so- kaklannda kırk küsur yıldır hep a>TU yaşama lezzetini alarak dolaşırken "iyi ki eskiyi yeniye bunca ustalıkla yaklaşürmışlar" düşüncesi kafamda dolanırdurur. Roma Üniversıtesı Mü- hendislik Fakültesı binasının, hafıf onanm ve düzenlemeden geçmiş, ama o büyüleyıcı Rönesans atmosferini korumuş avlulannda, koridorlannda dolaşırken de aynı takdir duygusu içi- nizi kaplar. Fakülte binasının yanı ba- şındaki San Pietro in VTncoli bazili- kasına günde sadece birkaç saat giri- lebilir. Çünkü, ıçerde müthiş bir ona- nm işı yürür. Azıcık, ortaçağ yapısı binanın kendisine de el dokundurulur. Ama, asıl iş, ıçerdekı Mkhelangeloım- zalı o de\asa Musa heykelinin onan- mıdır. Uluslararası büyük ilgi çekip malı destek de bulmuş olan bu ona- nm ışı artık kolaylanırken ttalyan ona- nm uzmanlan bu kez de bir başka ün- lü de\ yapıtın, Floransa'dakı Davut heykelinin onanmına girişiyorlar. Küçük Roma: Antakya Roma'ya son dönemlerde sıklaşan geliş gidişlerimızden bın. Roma ru- hunu dennlemesıne algılamış aydın ve dost insan Bedrettin Cömert'in hun- harca katledilışının 25. yılına rastla- mıştı. Biraz da rahmetli Bedrettin'ın gözüyle bakarak dolanmıştım Ro- ma'da ve yakın çevresınde. Üzerinden bıraz geçmiş olmakla birlikte Bedret- tin'in anısını hüzünle ve saygıyla anı- yorum. Roma'dan, Anadolu topraklan üze- nndeki Küçük Roma Antakya'ya ge- çiyorum. Bir süredir yolumu düşüre- memiştim. Son Roma duraklamalan- nın hemen arkasından on beş yıllık bir özlemi gidererek, bu benzersiz belde- ye de uzanma şansım oldu. Askeri gücü yüksek,fiituhatçıruhu sürekli di- ri ve tepeden hrnağa mühendis Roma- lı çok yere gıtmiş ve oralara o kendi olağanüstü yapım gücünün izlerini bırakmıştu-. Antakya, o koca imparatorluğun Roma'dan sonraki en büyük ikinci kenti olma statüsünü yüzyıllarboyun- ca taşıdığı halde derin tarihi iz örne- ği kalıntılarla dolu değildir. Savaşçı kavimlerin yol üstü ana uğrak yeri oluşuyla uğradığı yıkımların yanı sı- ra. depremlenn de tahrip odağını oluş- turmuştur, Antakya. Ancak, bir baş- ka ız kalmıştır Romalılıktan. Antak- ya, iki yüz bını bıle bulmayan nüfu- suyla, alabildığine metropolıtan karak- tere sahıp bir kentçıktır. Bunda Arap- Osmanlı kültür kanşımının, daha son- ralardaki Fransız varlığının ek etkile- ri olduğu da düşünülebilır. Ancak, kentın dolaylannda el değmemiş bir küçük cennet doğa içınde kaybolmuş, kimselerin bilmediği köprü ile men- fez arası zarif kemerli bir Roma ya- pısının çevresinde dolanırken, ilk ön- ce Romalı Antakya'ya bir saygı su- nuşu yapıyorsunuz. Kent içindeki ta- rihi bir imalathaneden ince bir koru- macı yenileştirmecilik dikkatiyle ote- le dönüştürülmüş bınalann avlusun- dan geçerken Osmanlı Antakyası gö- zünüzde yüceleşiyor. Duvar komşu- su tarihi camı ve kilisenın uzun ortak cepheleri önünde dolanırken ve tari- hi çarşıda durakladığınızda çok kişi- likli bir ortaçağ kentsel doku örneği- ni izliyorsunuz. Tüm bu gözlemlere güngörmüş An- takya ınsanının kentıne sahıp ve say- gılı davranışlan da ekJenmeli. Yöre- deki insan ilişkilerinde öne çıkan ri- yasız kibarlık, kentlilik görgüsü otuz beş yıl önce Antakya'yı ilk keşfedı- şimde de beni etkilemiştı. Alevi ge- leneğindeki uyanıklığm ve çağına ya- kınlığın izleri de bir biçimde yansıyor bu toplumsal davTanış biçimine. Ama, kökenleri yine de Romalı eski An- takya'ya dayanıyor olmalı. Bir an önce onanma geçllmell Roma Antakyası ile ilgili son söz elbette mozaıkler olacak. Ravenna ya da Ayasofya-Kariye-Fethiye üçgeni- nin Bizans mozaikleri Antakya'daki- lenn eline su bile dökemez. E\Tensel bir mucizedir Antakya Müzesi. An- cak, ülkemizdeki ilgisizlikten, bakım- sızlıktan kınlıp dökülen tüm arkeolo- ji müzelerinin tepesindeki kara bu- lutlardan nasibini burası da alıyor gı- bi. Sergileme mekânlannın, kamu- laştınlacak komşu arsa ve bınalara doğru genişleyip yenıden düzenlen- mesini ve mevcut binadakı onanm ış- lenne de bir an önce geçılmesini dı- leyelim. Türkiye adına 'Uzak 'fîlminin yarışacağı 25. Uluslararası Akdeniz Film Festivali bugün başlıyor Beyazperdeyeyansıyan Lübnan GÖKNIR GÜNDOĞAN R4RİS - Montpellier'de bu yıl yirmı beşincı- si düzenlenen l luslararası Akdeniz Film Fes- tivali bugün başlıyor. Ana teması 'Lübnan' ola- rak behrlenen ve 1 Kasım'a dek sürecek olan festivalde Akdeniz'in görsel tarihi 256 filmle gözler önüne serilecek. Festivalde, Lübnanlı genç yönetmenlerin uzun. kısa metraj, belgesel ve deneysel film ça- lışmalanna, kendilerinin de konuk olacağı su- numlara yer verilecek. Beyrut'un 1990'danbu yana ıçinde bulunduğu savaş sonrası yeniden yapılanma süreci de sanatçılann eleştirel süz- gecinden geçerek beyazperdeve yansıyacak. Ziad Doueiri'nin 'Doğu Beyrut'uyla başlaya- cak olan program, Ghassan Salhab, Akram Za- atari. DanieDe Arbid gibi isimlerle sürecek. 2003 Cannes Film Festivali'nde 'GrandPrbt' ve oyunculann başanlı yorumlanndan dolayı 'Prix d'interpretation'u kazanan Nuri Bilge Ceyian'ın 'üzak' adlı fiimi, Uluslararası Ak- deniz Film Festivali'nde Türkiye adına yanşa- cak Ömer Kavur'un bir Macar- Türk ortak ya- pımı olan 'Karşdaşma' adlı filmiyle, EthemÖz- güven'm 'Küçük GöT adlı deneysel çalışması Türkiye'yi yanşma dışı kategorilerde temsil edecek yapıtlar. Festivalin 'Palmares' ödülünün verileceği ka- panış gecesinde Ferzan Ozpetekin 'La finest- radifronte'(Karşı Pencere) filmi gösterilecek. 25. Festıval'de, büyük usta Federico Fellini, ünlü İtalyan komedyen Toto. sıra dışı yönetmen FranciscoRegueiro, Fransa'da farklı çizgısiyle büyük beğeni toplamış Robert Guediguian ve filmlerini bırer müzikal ya da şiirsel partisyon olarak değerlendirebileceğimiz Gerard Co- uranfın fılmleri de gösterilecek. 'CabiriaGecekrinde' fılminın gösteriminden önce, bir caz konseri yer alıyor. Nino Rota-Fel- lini konserinde, Fellinı'nin filmlerındekı mü- zikler seslendirilecek. Francis Ford Coppola'nın 'The Godfather / Baba' üçlemesinin dokuz saat sürecek göste- rimi ise Kültür Sarayımn Opera Berlioz salo- nunda gerçekleştirilecek. İspanya, Italya, Tunus, Israil, Fas, Filistin, Yunanistan. Lübnan. Fransa, Slovenya, Mısır, Cezayir, Bosna-Hersek, Sırbistan ve Türkiye gi- bi Akdeniz ülkelerinin yanı sıra festivalde, Bul- garistan, Belçika, Portekiz. Macaristan. Ro- manya, Kanada, Ermenistan, Amerika gibi ül- kelerin de filmleri yer alıyor. Festival kapsamında usta yönetmen FeUini'nin 'Cabiria Gecelerinde' filmi de gösterilecek. ...Türkiye, kendisi bir saldınya uğramadıkça, hiçbır a&keri serüvene kanşmamalıdır. Hem karışmarnalıdır, hem bu tür savaşlarda ABD'nin yararlandığı bir araç olmamalıdu... Uğur Mumcu Cumhunvet 14 Ocak 1993 Bütün Yazdarı Dizisi um:ag kitapları Yer: Bilkent Üniversitesi / Konser Salonu Saat: 09.00-17.00 Giriş Ücretsiz ı 24 Bûn 2003 Saat 19 30 Camriesf 25 Ekfaı 2003 Saat 11 00 A.K.M. BLVLK SAION' Şef Antonio Plrolll Solistler Otilya Maria Aydın (Soprano) Aylln Ateş (Mez/o-SopraTio) Turgat îpefc (Tenorj Cünpş Gflrie (Bas) Sıırp Vartanants Korosu Karo Şef! Adru«iuı Krikor Halacyan YAZI ODASI SELİM İLERİ Musahipzade Celal Üzerine Musahipzade Celal'in oyunlarını çok severim. Oyunlarıylatanışmarn nıcezaman öncesinde. Is- tanbui ŞehırTıyatrosu ndan ayrılan Gönül Ülkü'yle Gazanfer Özcan kendı tıyatrolarını kurmuşlardı. İlk eser, Musahipzade'nın Mum Söndü'sü. Bir akşam Mum Söndü'yü seyretmeye gittik. An- nemle babam, Gönül Hanım'la Gazanfer Bey'in ko- yu hayranlarıydılar. Mum Sondü'nün temsıli beni büyüledi. Perde arasında, seyircıye şerbet ikram edilmişti. Onu da unutmam. Böyle bir ikramla ilk kez karşıîa- şıyordum. Mum Söndü'den sonra, değişik sezonlarda, yıl- lan şimdi hatırlayamıyorum, Bir Kavuk Devrildi'yi, Ka- fes Arkasında'yı, istanbul Efendisi'ni de seyrettim. llkgençliğimde Ankara Yokuşu'na dadanmıştım. Kitabevlerinin camekânlanna dalıp giderdim. Işte Ka- naat Kitabevi'nin -bu tarihi bina bugün bomboş- ca- mekânında Musahipzade'nın toplu eserı duruyor- du! Bütün oyunlan iki cıltte toplanmış. Yıllar önce yayımlanan eserler, basım tarihi 1936. Ikınci sayfada ne yazıyor, okumak ister misiniz? "Sahne hayatımızda canlı ve orijinal -'orijinel' di- ye yazılmış - bir hareket uyandıran bu piyeslerin 18 kitaptan ibaret serisine 7 lira mukabilinde şimdiden abone yapılır. Her kitabın adi kâğıtlısı 40 kuruştur ve bunun da abonesi 6 liradır." Kim bılir kimler abone olmuştu? Musahipzade Celal'in oyunlannı bir çırpıda oku- muştum. Gerçi dili yeryerenıkonu ağdalıydı. Bılme- diğim, hıç işitmedığım Osmanlıca sözcükler. Söz- lüğe de bakmıyordum. Ote yandan, bu eserlerin tuhaf bir çekiciliği var- dı: Tarihten günümüze nice gönderme. Yazar, geç- miş zamanı sankı yaşamışçasına, tadını çıkara çı- kara tıyatroya dönüştürmüştü. Kişilerini tanımlarken, daha ilk adımda, geçmiş za- manı kuruveriyordu. Sözgelimi, Kafes Arkasında'nın Hacı Davut Ağa'sı bakın nasıl tanıtılıyor: "Kadın aleyhtan. Elliyaşında. Şişman, tostopar- lak, topsakalllıbiradam. Ustünde çubuklu ipek ku- maştan mintan. Elifi şalvar. Belinde şal kuşak, di- vit. Kısa salta, üzehnde kırmızı sof cübbe. Başın- da çuha külah, üzerinde ucu sarkık beyaz sank. Ayağında çedik, pabuç." Tiyatro tarihçileri, Musahipzade Celal'in eserlerin- de kurgunun cılızlığına değiniyorlar. Belki öyle. Gel- gelelim bu oyunların geçmiş zaman dünyamızı ya- şatma, belgeleme çabasını da gözden ırak tutma- mak gerekiyor. Necatigil'ın saptayımıyla, on seki- zinci yüzyıl halk hayatını Musahipzade'nin emegiy- le gözümüzün önüne getirebiliyoruz. Azımsanacak bir emek değil bu. önceki hafta cumartesı günü, Üsküdar Şehir Tı- yatrosu'nda Pazartesi-Perşembe'yi seyrettim. Mu- sahipzade Celal'in bu eseri, 1932-33 sezonunda oynanmış ilk kez. Bugün yetmiş yaşında. Ama hiç mi hiç yaşlanmamış. Yönetmen Engin Gürmen'le dramaturg Tarık Günersel, Pazartesi-Perşembe'yi bugünün seyir- cisinin isteklerı doğrultusunda değerlendirmişler. Çok da başanlı olmuşlar. Eser, Gürmen'in sevimli 'çağ atlatışıyla' handıyse günümüze kadar uzanıyor. Sah- te yükselişler ortamı, on sekizinci, on dokuzuncu yüz- yıl derken, adetaÖzal dönemınden esintilertaşıyor. Pazartesi-Perşembe'nın başrolünü, geleneksel tiyatromuzuolancagönüldenliğiyleyaşatanRaufAI- tıntak canlandınyor. Sezai Aydın, Nejat Birecik, Ayşin Atav gıbı deneyımli, usta oyuncularla birlik- te genç bir kadro Pazartesı-Perşembe'nin gerçek- ten beğeniyle ızlenmesıni sağlamış. Nilgün Gürkan'ın kıvrak, ışlevsel dekor tasarımı- nı, Aysel Doğan'ın havai fişek gösterisi gibi rengâ- renk, oyunun ruhuna yatkın kostümlerini anmadan gpçemeyeceğım. İstanbul Şehir Tiyatrolan'nın Musahipzade'yi gü- nümüz seyircisine sunması, bence bir vefa ömeği. Öneriler: Kitap I Onur Caymaz, Ezilmiş Leylaklar Kitabı, Doğan Kitap. Sergi / Semiha Berksoy Odası. Resim ve Heykel Müzesi. Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü • ANKARA (Cumhumet Bürosu) - Şair Turgay Fişekçi, "Kumral Gökkuşağı" adlı kitabıyla kazandığı Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü'nü bugün düzenlenecek bir törenJe alacak. Ankara Sanat Tiyatrosu'nda bugün saat 18.30'da başlayacak olan törende Alı Seçkiner Alıcı, Müslim Çelık ve Bahar Gökler, Ceyhun Atuf Kansu'dan "sevgi. banş ve bağımsızhk" temalı şiirler okuyacakiar. Mutlu Sereli'nin sunacağı törende Turgay Fişekçi'ye ödülünü Kansu'nun eşi Muzaffer Kansu \erecek. Türk Tabipler Birliği'nin katkılanyla düzenJenen törende Nurgül Ateş, Turgay Fişekçi'nin sanatı ve şiiri üzerine bir değerlendirme yapacak, Rengim Oda Korosu da bir dinleti sunacak. R Ü L T Ü R İ Ç İ Z İ K K Â M Î L M A S A R A C I » V I I •»«%#«• .GAZETECILİK mtiiiıCU v* K F ı*ww.uma8 org t SPOMSOllAtl Cumhurty^l
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear