24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 EKİM 2003 CUMA 8 Istanbul HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Y 19 Sinop Edirne Y 17 Samsun Y 20 Adana PB 29 Y 20 Kocaeli Y 19 Trabzon Y 19 Çanakkale Y 19 Giresun Y 18 Izmır Y 24 Ankara PB 21 Manısa Y 24 Eskışehır PB 20 Aydın Y 26 Konya B 21 Denızli PB 24 Sıvas PB 23 Zonguldak Y 18 Antalya B 27 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Siırt Hakkâri Van PB B B B B Y Y 26 28 28 26 26 20 18 Y 18 Marmara, kıyı Ege, Ka- radenız kıyıları ıle Doğu Anadolu'nun doğusu yağmur yer yer sağa- nak yağışlı. dığer yerter az bulutlu ve açık geçe- cek. Hava sıcaklığında onemlıbırdeğışıklıkoi- mayacak Ruzgâr gu- ney ve batı yonterden orta yurdun bat kesım- lennde kuvvetli olarak esecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn B B B PB PB PB PB PB 6 9 7 16 12 13 14 10 Berlın PB 2 Moskova B Budapeşte B 11 Aşkabat Madrıd Y 16 Astana Viyana B 10 Taşkent B 20 B B 20 Belgrad B 13 Bakû Y 26 Sofya Y 9 Bışkek B Roma B 19 Tiflis Atına Y 22 Kahıre Münıh PB 14 Zürih B 12 Şam B 29 Tahran ov fi f**\ Parçaıı Duiutlu Sısiı , Bulutlu ^ Çok bulutlu Yafjmuriu Karlı Sulu kar , Gök gürultülû G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada devlet yapısı içinde birliğin, beraberliğin sağlan- ması son derece zor olan bir ülkede çarşaflama dö- nemi başlar. Bugün olduğu gibi. Yarınlarda olaca- ğı gıbi. Hayli ilginç bir süreçten geçiliyor. Hükümet ön- ce can sonra canan demedi. önce canan (ABD) sonra can (Türkiye) dedi. Asker gönderme kararıy- la pazarlıkta elinin güçleneceğine, teknik görüş- melerin hemen başlayacağına inandı. Ne çare, ev- deki hesap çarşıya uymadı. Hükümet, geçici yönetimde veya Kuzey Irak'ta- ki Türk askeri karşıtı seslerin Amerika höt deyince kesileceğini sandı. Oysa tersi gerçekleşiyor. Arap ülkeleri asker göndermemize karşı bir tavır sergiliyor. Kuzey Kürtleri ise "Besle kargayı, oysun gözünü" rolünü pekâlâ başarıyla oynuyorlar. Şii lider El Sadr da, Müslüman Türk askerini is- temediklerini açıklıyor. Bu durum karşısında; Amerika, Türkiye ile teknik görüşmeleri askıyaalıyor. Bush'un Irak politikasın- dan sorumlu has danışmanı Condoleezza Rice, - Dışişleri Bakanı Povvell'ın Bağdat'ta söylediğini yi- neleyen- bir demeç veriyor: "Hassas bir durum- dan" söz ediyor ve "Taraflarla görüşmeler sürüyor, nasıl sonuç vereceğini göreceğiz" diyor. Hükümet, asker göndermeye ABD'nin engel ol- maolasılığından mı memnun, yoksagayri memnun mu, bilinmiyor. Şaşkın! • • • Neden? Koskoca Amerika bu, işgal etmiş ülke- yi, ne derse emret diyecek geçici bir yönetim kur- muş. Tezkere tamam, asker en geç kasım ayı ba- şında Bağdat'ın kuzeyinde görev başında... diye düşündü, hâlâ böyle düşünüyor hükümet. ABD neden duraksıyor? Kuzeyden orta Irak'a kadar kafalar karışık. Askerin geçiş güzergâhı ko- nusunda Kuzey Irak Kürtlerini ikna edemiyor. Kürtler Türk birliklerine saldırırız, demeyi sürdü- rüyorlar. Genelkurmay Ikinci Başkanı Orgeneral Başbuğ, okkalı bir karşıhk veriyor: "Yanıtını alırlar!" Garip olan şu: Amerika basınında Orgeneral Baş- buğ'un bu yanıtını sankı sıcak çatışmayı Türkiye kışkırtıyormuş gibi yorumlamaya çabalayan kimı yazılar dikkati çekiyor. Amerika himayesinde erkekliği kabaran peşmer- gelerle Türkiye'yi tehdit eden, dün kapımızdakı ya- laka aşiret reislerine Orgeneral Başbuğ başka tür- lü nasıl bir yanıt verecekti? ABD, Türk askerinin geçişi sırasında Kuzey Irak'taki olaysız düzenin bozulmasını istemiyor. ABD iki arada bir derede. Yukarı tükürse bıyık (Kürt aşiretleri) aşağı tükürse Türk birliklerine işgal- ci muamelesi yapacağını ve vuracağını açıklayan Sünni Araplar, Şii Araplar? Kara kara düşündürü- yor Amerika'yı... • • • Kara kara başka düşünmeyen yok mu? Elbette var: Dışişleri Bakanı Gül. Söylediklerini dinle izle, gül gülebildiğin kadar. Diyor ki ta Malezya'da; se- farete baskın bizi etkilemez! Anlaşılan Bakan, Irak'tan gelen bir dizi tepkiyi önemsemiyor. ABD'nin her dediğinı yapacağına ve yaptıracağınagüveniyorsahâlâ... Yandı gülüm ke- ten helvam. Oysa ortam da hayli kaygan, hayli oy- nak. Bizimkiler asker göndermekte duraksıyorlardı. Amerika kararınızı bir an önce verin diye bastırıyor- du. Amerika bugünlerdeTürk askeri üzerinde durak- sıyor. Türkiye ise, teknik görüşmelere bir an önce başlayıp bir an evvel Irak'ta göreve başlamakta ıs- rar ediyor, bastırıyor. Ne getireceği ne götüreceği bilinmeyen bir oyu- nun içinde hükümet. KamuYönetimiiçin askeringörüşü alımlı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Hükü- met. Genelkurmay Baş- kanlığı'nın uyansı üze- rine KamuYönetimi Te- mel Yasa ve Kamu Mali Yönetim yasa tasanlan- nı TBMM'ye sevk et- meden önce Genelkur- may tkinci Başkanı Or- general tlker Baş- buğ'un görüşlerini aldı. Kamu Yönetimi Temel YasaTasansı'nı hazırla- yan Başbakanlık Başda- nışmam Ömer Dinçer dün Genelkurmay Baş- kanlığı'na gıderek Baş- buğ ile bir araya geldi. "Bakanlıldann taş- ra teşkilatının kaldı- rılmasından merkezi idarenin görev ve yet- kilerinin belirlenmesi- ne, merkezi yetkilerin yerel yönetimlere dev- redilmesine ve dene- tim esaslarına" kadar tüm sistemi değiştiren Kamu Yönetimi Temel Yasa Taslağı'na son nokta konulamadı. Hü- kümet, önce yasanın teşkilatlanmaya ilişkin hükümlerine dahil etti- ği, "Genelkurmay Başkanhğı, MGK Ge- nel Sekreterliği ve MİT Müsteşarlığı"nı, Genelkurmay Başkanh- ğı'nın son dakika uyan- sı ile tasandan çıkarmış ve Meclis"e sevkini er- telemişti. • •• IU cezalandırüıyorM Baştarafı 1. Sayfada gün içerisinde boşaltıl- ması istedi. Maliye Bakanlığı'nm ulusal ve uluslararası birçok sempozyuma ev sahipliği yapan sosyal tesisleri,YÖKYasaTa- sansı'nın gündemde ol- duğu şu günlerde sat- mayı düşünmesinin an- lamlı olduğunu vurgu- layan IÜ Rektör Yar- dımcısı Prof. Dr. Nur Serter, "Bu karar her yönüyle kabul edile- mez" dedi. AKP hükümetinin Is- tanbul Üniversitesi'ni sindirmek, baskı altına almak için bu yönde bir karar aldığını ifade e- den Serter, hukuki yol- lara başvuracaklannı söyledi. Serter, "Bura- sı tarihi eser konu- nıunda. Ayrıca 5 bin 500 öğretim üyesi bu- lunan önversitenin İs- tanbui'daki tek sosyal tesisi. Atatürk zama- nında bize tahsis edi- len tesis için 1997 yı- lında da benzer bir gi- rişimde bulunuldu. Ancak sonuç alınama- dı. Karara itiraz ede- ceğiz" diye konuştu. IKO'de Osmanlı'ya suçlama PUTRAJAYA (Cumhuriyet) - Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed. tslam dünyasının bugünkü geri kalmışlığını eleş- tirirken son Müslüman dünya gücü olarak tanımladığı Osmanlı İmparatorluğu'nu da "entelektüel rönesansı gerçekleştireme- mekle" suçladı. Muhammed, Osmanlılann "dar pantolon ve fes İslama uygun mu, camilerin aydınlatılmasında elektrik kul- lanılmalı mı" gibi ufak işlerle uğraştığını söyledi. Muhammed, 1.3 milyarlık Islam dünyasının birkaç milyonluk Israil tarafından yenilgiye uğratılamayacağını da belirtirken "Mutlaka bir yol olmalı" dedi. Ülkesinde 23 yıldır iktidarda olan ve îsla- mın modernize edilmesini içeren görüşlere sahip olan Muhammed, tKÖ Zirvesi'nin açı- lışında yaptığı konuşmada, Islam dünyasına ciddi eleştirilerde bulundu. Islamın ilk başlarda matematikte, bilımde en ileri din olduğunu anlatan Muhammed, ancak tslamın sadece dınbilimle ilgilenme- si gerektığinı öne süren Islam bilginleri ne- deniyle bu ilerlemenin durduğunu kaydetti. Muhammed, Osmanlı Imparatorluğu dönemine de vurgu yaparken şu görüşleri iletti: "Osmanlılann ilk başanları ente- lektüel rönesansla tamamlanamadı. Bu- nun yerine, dar pantolon ve şapka İsla- ma uygun mudur, matbaaya izin veril- meli mi ya da camilerde elektrik kulla- nılmalı mı gibi küçük konularla ilgilen- diler. Müslümanlar, Sanayi Devrimi'ni tamamen kaçırdılar. Bu gerileme, İngi- liz ve Fransızların Türklere karşı isyan- lan kışkırtmaları sonucunda son Müs- lüman dünya gücü Osmanlılann yıkıl- ması ve yerine Avrupalı ülkelerin sö- mürgelerinin kurulmasına kadar sür- dü. Bu sömürgeler ancak 2. Dünya Sa- vaşı'nın ardından bağımsız olabildiler." Muhammed, "Eski silahiar ve atlar, bizi artık korumaz. Bizim silahlara, roketlere, bomba ve savaş uçaklarına, tank ve savaş gemilerine gereksinmemiz var" dedi. SezerMen reform çağrısı I Baştarafı 1. Sayfada ye katılan Sezer, Ma- lezya Kralı Tuanku Syed Siraceddin'ın öğle yemeği yemek için davet ettiği tek li- der olma özelliğini de kazandı. Pakıstan Cumhurbaşkanı Per- vez Müşerref ile dün görüşen bugün de Pu- tin ile bir araya gelme- si beklenen Sezer, zır- vede yaptığı konuşma- da şu mesajlan verdi: İKÖ'nün güveni- llrlik sorunu: üye sayısı ve üyelerinin nü- fuslan bakımından dünyamn temsil niteli- ği en yüksek kuruluş- lanndan biri olan örgü- tümüz, oynaması gere- ken rolü tam anlamıy- la oynayabilmekte mi- dir? Aldığımız kararlar. yaptığı- mız öneriler, gösterdiğimiz tep- kiler arzuladığımız sonuçları vermekte midir? Bu sorulan bü- tünüyle olumlu yanıtlamakta zorlandığımız bir gerçektir. Ev ödevini yapmalıyız: Bu durumda yapmamız gere- ken hem üye ülkeler hem örgüt olarak kendi bahçemizi gözden geçirmek, ev ödevimizi yerine getirmektir. Kendi değerlerimi- zi yitirmeden, çağın gerisinde kalmamanın hatta çağı yönlen- direbilmenin yöntemlerini bir- lıkte bulmamız gerektiğine ina- nıyoruz. Rüzgârı arkasına alan- lat: Ciddi bir yenilenme ve re- form süreciyle bunu sağlayabi- leceğimizi düşünüyoruz. Boyut- lan farklı da olsa reform rüzgâr- lan bugün hemen her ülkede ve her bölgesel ve uluslararası ku- ruluşta esmektedir. Bu rüzgân arkasına alanlar diğerlerinin önüne geçmekte, aralanndaki fark da giderek açılmaktadır. Temel terCİh: Temel bir tercihle karsı karşıyayız. Ya ev İKÖ'de konuşan Sezer daha sonra zirveye katılan liderlerle fotoğraf çekrirdi. ödevimizi yapmayarak bugün- lel olarak egemenlik giderek kü konumumuzla yetineceğiz ya da kendimizi sorgulayarak ce- sur kararlar alacak ve Islam dün- yasının çıtasını yükselteceğiz. Manevi değerlerimizin de bize cesur kararlar alma sorumlulu- ğunu yüklediğine inanıyoruz. Bunu yerine getirmek için ata- cağımız adımlar, İKÖ'nün kü- resel banşa, özgürlüğe, eşitliğe, demokrasiye, istikrara, uyuma, hoşgörüye ve gönence yapacağı yatınm olacaktır. Ortadoğu sorunu: ona- doğu bölgesi yeni bir dönemin eşiğindedir. İsrail-Filistin soru- nunun çözümü yolunda her iki tarafın da benimsenmiş Yol Ha- ritası uyannca atacağı adımlan hızlandırmasrnı ve çatışmalan, terörün ve şiddetin sona erdiril- mesi için etkin bir işbirliği yap- masını bekliyoruz. Egemenlik Irak'a dev- redilmeli: Irak en kısa süre ıçınde düzlüğe çıkmalı, Irak hal- kı tam egemenliğine bir an ön- ce kavuşmalıdır. Irak"ta asayiş ve istikrann sağlanmasına para- Irakhlara devTedilmelidir. Bu süreçte Irak'ın toprak bütünlü- ğünün ve siyasi birliğinin ko- runması bizim için vazgeçilmez ilkelerdir. Irak'ı meydana geti- ren bütün nüfus kesimlerinin bu temel ilkeler çerçevesinde ke- netlenmesi, Irak için olduğu ka- dar bu bölgenin istikran açısın- dan da önem taşımaktadır. Terorizm: Terorizmin dini ve ulusu yoktur. Uluslararası toplum bu alandaki savaşımını tam bir birlik içinde sürdürme- li, çıkış noktası ya da biçimi ne olursa olun terorizmin hiçbir tü- rünü hoş görmemelidir. KKTC'ye destek olun: Biz Kıbns Adası'na yönelik her türlü ambargonun kaldınlma- sından yanayız. Türkiye olarak bu alanda üzerimize düşeni yap- maya hazır olduğumuzu somut biçimde ortaya koymuş bulunu- yoruz. Dost ve kardeş ülkelerin de Kıbns Türk halkına ve attığı yapıcı adımlara destek vermesi- nin hakça ve kahcı bir kapsam- h çözümü kolaylaştıracağını dü- şünüyoruz. 1970'li yıllar- dan beri İKÖ'nün gözlem- ci üyesi olan KKTC haklı bir tam üyelik beklentisi ıçindedir. Annan'ın 'Kıbrıs' mesajı BM Genel Sekreteri Ko- fi Annan. Güvenlik Kon- seyi'nin Irak karar tasansı- nı çıkarma aşamasında ol- duğu için katılamadığı tKÖ Zirvesi'ne bir mesaj gön- derdi. Mesaj ında Kıbns so- rununa da değinen Annan, adada çözüm sağlanması- nın Türkiye 'nin Avrupa Birliği yolunu da kolaylaş- tıracağını söyledi. Annan, 57 tslam ülkesi liderine seslenirken Islam ülkeleri- nin bazı gerçekleri görme- si gerektiğini bildirdi. Ger- çeğin, süratle değişen dün- yada Islam toplumlannın çok geride kalması olduğunu belir- ten Annan, "Birçok Müslü- man arkadaşım, sizlerin ço- ğu, tslam dünyasında devlet sistemi ve dünya olaylannı iyi yönde etkileme gücünün zayıf olduğundan şikâyet ediyorsu- nuz" dedi. tKÖ'nün Irak konu- sunda çıkarmak istediği karar taslağı, Irak Geçici Yönetim Konseyi'nin istemi üzerine ge- ri çekildi. Konsey Başkanı Ayad AUawi dün IKÖ nezdin- de girişimde bulunarak Irak'm geleceğine ilişkin bir karar alm- mamasını istedi. Allawi, gazetecilere yaptığı açıklamada, Müslüman ülkeler- den gelecek yardım ve tav siye- leri memnuniyetle karşılayacak- lanm, ancak ülkenin geleceğine ilişkin müdahaleleri kabul etme- yeceklerini açıkladı. Edinilen bilgilere göre ÎKÖ de bunun üzerine karan geri çekti. Irak"la ilgili tKÖ düşüncelerinin bugün açıklanacak Putrajaya Bildirge- si'nde yer alması bekleniyor. İslaıııi zirvede İslami Mecca Cola şov PUTRAJAYA (Cumhuriyet) - ÎKÖ zir- vesi, daha çok Avrupa Birliği ve NATO zir- velerini izleyen Türk gazetecilerini alışık ol- madıklan bir ortamla karşı karşıya bıraktı. Çoğunluğu Arapça yapılan konuşmalann tercüme edilmemesi sorun yaratırken basın merkezinin sınırlı olanaklan da çalışmayı zorlaştıncı bir başka unsurdu. Zirve, Malezya'nın idari başkenti Putra- jaya kentindeki konferans merkezinde ger- çekleştiriliyor. ÎKÖ zir\f elerinin geleneksel gündemine koşut olarak konferans merke- zinde, Israil'in Filistinlilere dönük baskı po- litikasından örnekler gösteren sergiler yer aldı. israiFinboykot edilmesine ilişkin çağ- nlann yer aldığı sergilerde, multivizyon gösterileri aracılığıyla Filistin halkrna her türlü desteğin verilmesi de istendi. Zirvenin en önemli etkinliklerinden biri- ni de Mecca (Mekke) Cola gerçekleştirdi. Islam dünyasının Amerikan kola şirketleri- ne rakip olarak ürettiği Mecca Cola'nın ku- nıcusu Tevfik Matluki. bir basın toplantı- sı düzenleyerek "Mecca Kola Evrensel Bildirgesi"ni açıkladı. Gazetecilerin ba sın toplantısma büyük ilgi göstermesi dikkat çekti. Matluki, kolanın isminin Müslüman- lar için kutsal kent olan Mekke ile ilgisinin olmadığını bunun Amerikalılann katlettiği bir Kızılderili kabilesinin adı olduğunu da söyledi. Sadece bir içecek olmadıklanm, si- yasi bir söylemleri olduğunu da vurgulayan Matluki, gelirlerinin yüzde 20'sini Filistin- li çocuklara verdiklerini de anlattı. Matlu- ki, bir soru üzerine Türkiye'de de çok kola olduğunu, ancak sadece kendilerinin siyasi söylemi olduğunu bildirdi. Mecca Cola'nın kurucusu Ramazan'ın ardından Türk paza- nna girmeyi de planladıklannı iletti.Basının Mecca Kola'ya ilgi göstermesi gerekçele- rinden biri de gazetecilere "musluk suyu" dışında hiçbir içecek servisinin yapılmama- sıydı. Yerel usullerle yapılan yemekleri ye- memekte de zorlanan Türk gazetecileri, boş midelerle çalışmak zorunda kaldılar. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Gündemdeki konunun özü şu: AKP hükümeti, imam hatip lisesi mezunlarının sadece bu lisedeki eğitimin devamı nrteliğindeki yük- sekokullara değil, tümüne gidebilmesinin önünü da- ha da açacak 'küçük' bir yasal düzenleme yapmak ıstıyor! Bunu kamuoyu gündemine böyle taşısa fazla taraftar bulamayacak. Ne yapıyor? Girişte sözünü et- tiğimiz özel yöntemleri devreye sokuyor. Bu yön- temleri tek tek formülleştirmeye çalışalım... Bütün içinde kaybettirme: YOK Yasası'nın tümünü birden değiştirmek AKP gündeminin birinci maddesi değil. Ama asıl hedefe ulaşmak için çok kapsamlı bir hazırlık yapıyorsunuz. Hedefinizi de bunun içine küçücük bir-iki maddecik halinde sıkıştırıyorsunuz! Haklı arayışın arkasına sığınma: Yine aynı örnek- ten devam edersek, YÖK'ün uzun yıllar içinde giderek hantallaştığı, yeniden düzenlenmesi gereken bölümlerinin olduğu pek çok kişinin paylaştığı görüş. Asıl hedefi bu arayışın arkasına koyup üniversite çevrelerinin ve toplumun istediği bir işi yapıyormuş havasına giriyorsunuz! Başka mağdurian öne koyma: 8 yıllık kesintisiz temel eğitime geçışten sonra meslek liseleri mezun- lanyla ilgili genel bir tartışma vardı. Ancak o döne- min hükümetleri soruna kalıcı bir çözüm bulmadılar, bulamadılar. AKP, öteki meslek liselerini de yanına alıp bağırıyor: - Ben sadece imam hatipleri değil, yüzbinlerce mağduru temsil ediyorum! Aktrf masumluk! Uzlaşma arama: İlk bakışta hoş bir yaklaşım. Ne de olsa adı, uzlaşma. Ama, AKP bunu kendi yön- temine göre boyuyor. Bilinen uzlaşma, taraflann bir araya gelmesi ve farklı yaklaşımlann ucunu törpüleyıp ortak bir nokta bulmasıdır. AKP, uzlaşmadan şunu anlıyor: Benim istediğim iki maddeyi hiç dokunmadan taslağa koyalım, altına senin istediğin iki maddeyi de ekleyelim! Bunun adı uzlaşma değil, karmaşa olur. Tabana selam: AKP, kimi istemlerini şu aşamada yapamayacağını biliyor ama, tabanına selam verme gereği duyduğu için değişikliği gündeme getiriyor. Kamuoyu tartışıyor, kimi devlet kurumlan artılannı-ek- silerini rapor haline getirip gözler önüne seriyor. 01- mayınca tabanına sesleniyor: - Görüyorsun senin için her şeyi yapıyorum ama, bazen olmuyor. Sesini çıkarma! Ortamı gerip masumlan oynama: Bu çok ustalık isteyen bir yöntem. Zamanlaması ve seçilecek davranış biçimi çok önemli. İmam hatip bağlamında şöyle gelişti: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konunun bi- raz içinde biraz dışında kaldı. Yerine göre uzlaşmayı, yerine göre buzlaşmayı yeğledi. İmam hatipleri eleştirirken biraz doz aşımı olduğu anda hemen or- taya çıkıp seslendi: İmam hatiplere hakaret vaaar. Bunu yaptır- maaaam. O kişilerbu ülkenin evlatlan. Ben de imam hatip mezunuyum... Gerekirse mahkemeye gideceğim..." Böylece tartışmayı yaratan, tartışmanın mağduru durumuna geliyor! Askıya alma: Sık kullanılan bir yöntem. En sıcak örneği dün yaşandı. AKP'nin imam hatiplerte ilgili düzenlemesi TBMM Milli Eğitim Komisyonu'nda askıya alınmış da alt komisyona havale edilmiş de bi- raz ertelenmiş gibi gösterildi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik sabtrsız, acelesi var. Dün tasarı alt komisyona giderken şunlan söylüyordu: "Tasanyı çekmek gibi bir niyetimiz yok. ÖSS sis- temini değiştireceğiz ama, bunu yumuşak ya- pacağız." Değişikliğin yumuşağı serti nasıl olacak, zamanla göreceğiz... Tartışmayı kısııiaştırıp tepki kırma: önümüzde- ki günlerde de AKP'nin bu yöntemine tanık olacağız. Kamuoyunu tartışmadan bezdirecekler, 'yeferöe, bu tartışma bitsin de ne yapılacaksa yapılsın' dedirte- cekler... Ama tartışılan bugünümüz değil, geleceğimiz! ankcum@ttnet.net.tr Gül'den Giilen okuluna destek SERKAN DEMtRTAŞ KUALALUMPUR- Dünyanın birçok bölge- sinde okullar açan Fet- hullah Gülen destekçi- lerinin Malezya'da da "International Hori- zon School-Uluslara- rası Ufuk Okulu" is- miyle bir okul açtığı öğ- renildi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Okul Müdürü Turgay Kara- man'ın destek istemine olumlu yanıt verdi. Okulun açılması süre- cinde Türk Büyükelçili- ği'nin Milli Eğitim Ba- kanlığı'na başvurduğu, bakanlığın da müfredat- la ilgili bir sorun olma- dığı yanıtını verdiği öğ- renildi. Gül, Türki- ye'nin tanıtım sorununa ilişkin konuşurken de "Örneğin THY'nin Skylife dergisinde E- fes harabelerinin fo- toğrafları var. Bu Ma- lezyalıların ilgisini çekmez. Benim de ilgi- mi çekmez mesela" di- ye konuştu. Dışişleri Bakanı Gül, ÎKÖ Zirvesi için bulun- duğu Malezya'da bu ül- kede yaşayan Türklerle de önceki gün bir araya geldi. Gül, AKP hükü- metinin icraatına ilişkin kısa bir bilgi verdikten sonra Türk yurttaşlany- la sohbet etti. Sohbet sı- rasmda söz isteyen Uluslararası Ufuk Oku- lu Müdürü Turgay Ka- raman, Malezya'da bir okul açtıklannı gerekli izinleri aldıklarını an- cak ileride olabilecek sorunlann çözümü için de AKP hükümetinden destek istediklerini söy- ledi. Gül de, Karaman'a yanıt verirken 8 bin ki- lometre ötede okul aç- manın büyük başan ol- duğunu belirterek "Tebrik ederim. Yeter ki siz başarılı olun biz destekleriz" diye ko- nuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear