24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 EKİM 2003 ÇARŞAMBA CUMHURIYGT SAYFA 17 tasftyeetmş. I1*0 tek şu var: TayytfBörüşf Enktromk posta: denızsom«cumhuriyetcoın.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - CIA ajanlan, PKK milttanlan ile görüşüyormuş. "Davul dengi dengine dive calarmıs!" KatliamBurgazada yangını sırasında Bayraktepe Hiristos Kilisesi çevresinde alevlerden kurtarılan bir avuç çam fîdanı, ceviz, erik, vişne ve incir ağaçları görevliler tarafından kesildi. Bölgede bulunan 50 ton su kapasiteli sarnıcın içi molozla doldurularak üstü betonla kaplandı. Yaratılan boş alan helikopter pistine çevrildi ve buraya Burgazada yangınının sonuçlannı inceiemek üzere Başbakan indi! edyada yine şenlık var... Hümyet, Milliyet, Radikal, Posta, Tempo, Kanal D, CNN Türk gibi muhtelif gazete, dergi ve teievizyonla- nn sahibi Aydın Doğan'ın, Türkiye Iş Ban- kası'yla birlikte ortağı bulunduğu Petrol Ofisi'nin, özelleştirme idaresi Başkanlığı'na olan 271.2 trilyon liralık borcunun vadesi 2007 yılına ertelendi. Petrol Ofisi borcunun ertelenmesi üzerine, medya- nın karşı grubundaki Sabah gazetesi veryansın etme- ye başlayınca Doğan Şirketler Grubu Genel Koordi- natörü Tufan Darbaz, ertelenen borç nedeniyle ka- muyabiryükgetirilmediğini, Petrol Ofisi'nin kasasın- da 100 milyon dolar nakit, 70 milyon dolar değerin- de de menkul kıymet bulunduğunu açıkladı. Bugün alınması gereken paranın dört yıl sonra tah- sil edilmesinin ve paraların şirketin kasasında tutul- masının kamuya getirdiği kazanç Doğan grubunun yayınlanyla kamuoyuna duyuruldu. Darbaz, Hümyet gazetesinin kendisine ayırdığı say- Sistem fada Petrol Ofisi'nin tek sahibinin Aydın Doğan olma- dığını bildirdi; Iş Bankası ile Doğan Holding'in ortak olduklannı hatırlattı. Milliyet gazetesi de, Petrol Ofisi'nin tek borçlusu olarak Doğan Holding'i gösterenleri, Darbaz'ın ağzın- dan cehaletle suçladı. Ortalık yine toza dumana bulandı. Bu arada Sabah'ın ekonomi servisi müdürü Yavuz Semerci, her ne kadar "medya savaşı"nın cephele- rinden birinde yer alıyorsa da dün dört dörtlük bir ya- zı yazdı; çok kişinin unuttuğu Petrol Ofisi'nin özelleş- tirilmesindeki öyküyü anımsattı: 2000 yılında Petrol Ofisi'nin yüzde 51 hissesi Iş Bankası ve Doğan Holding ortaklığına 1.2 milyon do- lara satılıyor. Ardından devletin elindeki "altın hisse" kaldırılıyor... Peşinden, Petrol Ofisi'nin devletin elin- deki yüzde 25.8 hissesi 200 milyon dolara Iş-Doğan grubunca satın alınıyor. Buraya kadar Iş Bankası ve Doğan Holding, devlete borçlu olarak hisseleri top- lamış oluyor. 2002 yılında Petrol Ofisi ile Iş-Doğan birleşiyor. Bundan sonrasında Petrol Ofisi, devlete borçlu ko- numa geçiyor; sonra da borcunu erteletiyor... Semerci bugün gelinen noktayı şöyle anlatıyor: "Devlet, sattığı Petrol Ofisi hissesinin parasını, yi- ne sattığı şirket olan Petrol Ofisi'nden istiyor. Alama- yınca da sattığı şirkete vade yapıyor." Güzel iş... Bu işin adı tabii ki "medya savaşı" değil... Petrol-lş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öz- taşkın, "Soygun kelimesini kullanmak istemiyorum. Gelişmeler ortada. Bir hırsızlık sistemi oluşturulmuş ve gidiyor" diyor. Savaş, galiba "sistem" savaşı! OGSParalı otoyol ve köprülerden otomatik geçiş olanağı sağlayan cihazlar var ya... 30 ay garanti ile Ziraat Bankası şubelerinde satılıyor hani... Naci ve Serap Sivri çifti, 36 ay sonunda cihazın pili bitince anlamışlar ki, pit değiştirme olanağı yok. Cihazı atıp yenisini almak zorundasınız. Böylesi bir cihazı ülkemize kazandıran Karayollan Genel Müdüriüğü'nü, ithalatçı firma adına kutlamak gerek! Yüksek Yerilim Hatn erdincutku 1 yahoo.com Türk askeri "masa"da: Irak'taki leş kargalannın yemek masasında! Kadıköy'e büyük belediye hîzmetleri Istanbul Büyüksehir Belediyesi'nin, Istanbul'un en büyük ilçelerinden Kadıköy'e ve Kadıköyiülere uygun gördüğü dört "büyük" projeyi Ozgür Sarrfakıoğlu şöyle sıralıyor: "1 - Kadıköy Pis Su Arıtma Tesisi: Kadıköy sahilindeki parka yapılan bu antma tesisi sayesinde Kadıköylülerin gezebileceği bir park daha ortadan kaldınldı. 2- Kadıköy Tramvayı: Dünyanın en kısa tramvay hatlan arasına girecek bu hat Kadıköy trafiğini kilitlediği yetmezmiş gibi, hattın hâlâ ne işe yarayacağı da anlaşılamadı. 3- Moda Sahil-Çevre yolu: Istanbul'da şehirle deniz arasında otoyol geçmeyen tek semt Moda kalmış olduğundan onun da denizle bağının kopartılması gerekmekteydi. 4- Bağdat Caddesi Inşaat Alanı: Bağdat Caddesi'nde dört aydır süren ve ne oldugu tam anlaşılamayan bir inşaat tamamlanmak üzeredir. Bağdat Caddesi'nde yaklaşık 2 kilometre uzunluğunda ve iki taşıt şeridi ve bir yay yolu genişliğindeki bu inşaat alanının otopark olacağı söyleniyor. Ne olup bittiğini zaman içinde anlayacağız." Bir de Kadıköy Belediyesi'nin Kadıköy'de gerçekleştirdiği çok daha büyük bir proje var ki, bütün Kadıköytüler şapka çıkartıyor: Iskeleden balonla adam uçurmak! ÇED KÖŞESİ KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak 'i turk.net OKTAY EKİNCİ Dr. Güzelmansur'un Güzelliği Kentlerimizin tanhsel semt- Jerinde süregelen yıpranma ve çöküntünün önemli nedeni "terk edilmiş" olmalan... Özellikle yeni konut ve işye- ri olanaklan için, bu kültür zen- gini semtleryerine, adına "gefiş- me bölgeteri" denen "yayüma" alanlannın yeğlenmesı sonu- cunda, "künük değerlerimiz" sahıpsız kalıyor... Kentlerin çe- perleri karaktersiz bir yapılaş- mayla kuşatıhrken, "geçmişi- miz" yoksulluk ve işgalin tah- ribanyla baş başa bırakılıyor... Bu sürecin durdurulabilmesi için, Tarihi Kentier Birtigi'nın 25 - 27 Eylül 2003 günlennde- ki İzmir buluşmasında "planla- ma ve koruma" konusu da ele alındı... Belediye temsilcileri ve uz- manlann "örnekler" üzerinden yaptıkJan değerlendirmeler so- nucunda, ımar planlanndaki "eski mahaDeleri gözden çıkar- tan" ve çoğunlukla da "rantor- ganizasyonuna" yönelik anla- yışlarla düzenlenmiş "kentdışı yeni yerleşme alanlannı" artık sorgulamakgerektiği vurgulan- lerce özgün yapı "flgT bekJer- ken, Muğlalılann bunlan ona- np kullanmalan yerine, kent dı- şında "Muğla tipi" yeni e\ier in- şa etmelerinin; böylece dünya- nın hayran olduğu "insanaT bir dokuda uygarlığın birikimleriy- le yaşamak dururken, sıradan bir siteye sığınarak "izole" ol- manın nasıl bir "çağdaşuk" ol- duğuna siz karar verin... Hele ki Muğla 'da çevre derne- ği yöneticiliğinden gelen bir "doktor" belediye başkanının. hemşerilenni "tanhikentinsağ- lık ve şefkatine" yöneltmekye- nne, dağın bayınn ıssızlığında "yalnız vaşamalannT alkışla- masını ise anlamak mümkün değil... Antatya'nın doktoru Bu düşünceler aklımı kurca- larken, Antakya'da tanık oldu- ğum bir başka "doktordavraıu- ş " sadece yüreğimize su serp- mekJe kalmadı; umutlanmızı ta- zeledi. MimaıiarOdası'nın tarihi bı- nasında keyıfle toplandığımız- da, Belediye Başkanı İris Şen- ÇİZGİLİK KÂMİLMASARACl kamilmasaraci ı mynet.com Artık hastalann binanın eski bir fotoğrafi. dı... Buna koşut olarak "tarihi dokunun kuUanünıasını" özen- dirici ve "korumayıdagüvence- ye alan" kurallan içeren bir planJamanın önemi, "sonuç bfl- dirgesine" yansıtıldı... Muğla'dan bir 'refleks' Izmir'de bunlann vurgulandı- ğı oturumda, Muğla Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün'ün •'çekmcesini" bildirmesi ve ge- rekçe olarak da kentlerde yeni gelışme alanlanndan vazgeçil- mesi durumunda tarihi merke- zin bu kez yoğunluk baskısıyla tahrip olacağını söylemesi, aca- ba ne anJama geliyordu?.. Izleyen günlerde basındaki bir haberde, 40 bin nüfuslu Vfuğla'ya yeni "uydu kentterin" surulmaya başlandığını oku- vıınca, başkanın bu "refleksiııi'' cavramaya başladım... Beledıyece yaptınlan "nâzını plan"a uygun olarak gerçekle- >en proje, Muğla'ya 5 km. uzak- [ıktaki "Kafaca" düzlüğünde yeni ve "çağdaş"(!) bir kent ya- ratacakmış. Tarihin SÎT alanındaki yüz- türk geldı ve bizi unutulmaz bir "açıhştörenine" götürdü... Ken- tin genç ve çahşkan doktorlann- dan tsmail Güzelmansur. SİT alanı içindeki 200 yıllık bir An- takya evini restore ederek *mu- ayenehane" yapmıştı... Meslektaşlan, dostlan, kom- şulan ve Antakya'nın tanınmış insanlannın akuı akın "görme- yevekuüamay^" geldikJeri açı- hş nedeniyle tarihi bına çiçek- lerle süslenmiş, antik çağın "sü- tunlu caddesi" olan Kurtuluş Caddesi'ndeki gururlu duruşuy- la geçmişin tüm coşkusunu san- ki kente yeniden taşımıştı... Aynı zamanda fotoğraf sanat- çısı olarak da Antakya'ya sev- dalanmış bu "kent doktoruna" dedim ki; "Bu davTamşunz tari- hi terk edenlere ömek obun^" Dr. Güzelmansur"un yanıtı, Muğla'daki meslektaşlannın da kulağını çınlatacak türdendi: *Hem işyerlerimizi, hem e\1eri- üoizi farihle buluşturabilirsek, kende bbükte biz de yozlaşma- dan yaşayabiliriz»." Oekinci" cumhuriyet.coni.tr BULUT BEBEK NURAYÇIFTÇI bulutbebekfâ hotmail.com HAYAT EPİK TtYATROSU MUSTAFA BİLGJN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 15 Efdm wuncnuuntaz-arikan.com O/S/ CASUS MATA HARf.. t9f?'D£ 8U6ÜH UfiJLÜ KAOfN CASUS MA7H H ŞUNA PİZiLMrŞTİ. HOLLAMO4U 8f/S TÛCCAerN Kl- ZfYOI V£~<4SVL APf DA MAeGAGETHA 6££e7jeuıOA .AtoA Bü 6£RÇ£Ğİ UEP SAKftto/Ç, HİfılTti S>e O4A/SÖZ OLARAK 7AAJIT- 6EMÇ YAÇTA EVLEUİP istcoç Tİ. DAHA SONBA Sc>ÇAMMfÇ VE PA- IZJS 'E YEGLEŞMİŞrr. SEtlSÎ DAl/eAUfŞLA/eıytA eRtceKtE& eüyüı£YEM MATA HABİ, F-GANSIZ. ASK&EÎ YeTTCİÜLe&tYt-E ÇOK YA/C/tV İLİŞKİYE &İ&MEYİ SAÇA/SM/^n.r. PÜNYA SAVAÇl StgA- SfNOA, ALMAHLAR HESAeiMA CASUSLUK rAP. TIĞI AAJLAŞ/LDIĞI ZAMAU TUTUKLAAIfP YAeGl- LAAJMIÇT! AMA, VEePİĞİ 2A8AR ÇOte BİİYÜKTÜ.. PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Frankfurt Kitap Fuarı'ndan İzlenimler Geçen hafta beş gün Frankfurt'ta, Kitap Fu- an'ndaydım. Frankfurtlu tarihçiler Frankfurt Kitap Fuarı'nın kuruluş tarihini 15. yüzyıla kadar götürü- yoriar, buna gerekçe olarak da Johannes Guten- berg'in bir "Frankfurtlu" olmasını gösteriyorlar. Oysa 1440'lara doğru insanlığa ilk matbaayı arma- ğan eden Gutenberg'in Frankfurt'a oldukça yakın Mainz kentinde doğmuş ve orada yaşamış bir mü- cevher yontucusu olduğunu herkes biliyor. Fakat Frankfurt'un 17. yüzyıla kadar Avrupa'nın en önemli "kitap merkezi" olduğu doğru. Ne var ki kent, dönemin siyasal ve kültürel koşullarında bu özelliğini 18. yüzyılda başka bir Alman kentine, Leipzig'e kaptırmış. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Almanya ikiye bölünüp Leipzig Doğu'da kalınca Frankfurt yenıden öne çıkmış. 1949 yılında, 18 - 23 Eylül tarihleri arasında ünlü Paul Kilisesi'nde gerçekleştirilen 1. Frankfurt Kitap Fuan'na 205 Al- man Yayınevi katılmış. • • • 174 bin 124 metrekarelik bir alanda düzenlenen bu yılki Frankfurt Kitap Fuan'na ise 102 ülkeden 6 bin 638 yayınevi katıldı, yaklaşık 335 bin kitap ser- gilendi. 273 bin 229 ziyaretçi tarafından gezilen fu- arda düzenlenen yaklaşık 3 bin edebiyat ve tanı- tım etkinliğinin dörtte birinin konusu fuarın bu yıl- ki "Konuk Ülkesi" Rusya üzerineydi. Frankfurt Ki- tap Fuarı'nın Başkanı Volker Neumann'ın fuar sonunda yaptığı basın toplantısı son iki yıldır ge- rek katılımcı, gerekse ziyaretçi sayısındaki düşüş karşısında paniğe kapılan sektör yetkililerinin yü- reklerine biraz olsun su serpti. Neumann'a göre katılımcı sayısındaki yüzde 4'lük ve ziyaretçi sayı- sındaki yüzde 7.7'lik artış ilerisi için umut vericiy- di. Tüm bu olumlu gelişmelere karşın katılımcılar tarafından kullanılan sergi alanı yüzölçümü olarak geçen yıllann altında kalmış da olsa dünyanın en büyük sektörel etkinliği olan Kitap Fuarı'nın Frank- furt'a veda ederek Münih'e göçmesine ilişkin tar- tışmalar "şimdilik" kesilmiş görülüyor. Bilindiği gibi fuarı Münih'e taşıma önerisi ilk kez iki yıl önce fuara katılan yayınevlerinin sayısında- ki düşüşe bir önlem olarak ortaya atılmıştı. Bu öne- riyi getirenler, özellikle otel fiyatlarını göstererek Frankfurt'un son yıllarda başa çıkılamayacak ka- dar "pahalı" bir kent durumuna geldiğini ileri sür- müşlerdi. Gerçekten de "Euro"ya geçişle birlikte ikiye katlanan fıyatlar birçok katılımcının gözünü korkutmuş, buna bağlı olarak da örneğin geçen yıl 2001 yılına göre fuarda yer alan yayınevi sayısın- da 400'ün üzerinde bir eksilme görülmüştü. Bu yıl 6 bin 638 olarak gösterilen katılımcı yayınevi sa- yısınm geçen yıla göre saptanan yüzde 4'lük artı- şına karşın üç yıl öncesinin sayısına ulaşmadığını da bu arada vurgulamak gerekıyor. • • • Frankfurt Kitap Fuarı'nın önemi, büyüklüğün- den çok uluslararası ölçekte bir "yayın borsası" oluşturmasından ileri geliyor. Dünya yayıncıları, te- Irf ajanslan, yazariar, dağıtım kuruluşlan, büyük ki- tapevleri yılda bir kez Frankfurt'ta bir araya gele- rek yayın dünyasındaki "eğilimler"\, "doğrultular"\, "stratejiler"\ belirliyorlar. Yayıncılık sınır tanıma- yan, uluslararası bir sektör. Yazarlık da sınır tanı- mayan, uluslararası bir uğraş. Sözgelimi, Paul Co- elho Brezilyalı bir yazar. "Simyacı" adlı kitabı 56 dilde yayımlanmış ve bu dilleri konuşan milyonlar- ca dünyalı tarafından okunmuş. Bu kitap, tek tek okurlarının beğenilerinin ötesinde çok önemli bir "ekonomik değer" ifade ediyor. Telif, grafik, çevi- ri, kâğıt, baskı, dağıtım, vergi vb. harcamalar ile sa- tış gelirleri üst üste konulduğunda bu tek bir kitap milyonlarca dolarla ifade edilen bir "ciro" anlamı- nı taşıyor. Dolayısıyla tek bir kitapla yazarın ken- disi gibi uluslararası pazarda o kitabın telifini pa- zarlayan ajans da bir "servef" kazanabiliyor. Frankfurt Kitap Fuarı bu yıl ilginç tanıtım etkin- liklerine de sahne oldu. Bu etkinliklerde kitabın bir ekonomik deger ifade etmesinin, yazarını "ser- vef'e götüren bir "meta"ya indirgenmesinin ne kadar payı var, bilemiyorum ama Almanya'nın en ünlü yazan, 75'lik "delikanlı" Günter Grass'ın ye- ni kitabı "Son Danslar"\r\ tanıtımını yapmak için piste çıkıp dans üstüne dans ederek ter dökmesi ilginçti doğrusu... (e-posta: dkavukcuoglu » superonline.com) (Faks: 0212 - 234 68 73) BULMACA SEDAT YAŞAYAH 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/ Dızlere ka- dar inen dar vekısapanto- 2 lon. 2/ Oyun- da cezalı ço- cuk... Tarla, bahçe ya da mandırakapı- 6 sı. 3/Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum... Osmanlı- larda ilmiyenin giy- diği bir tür üstlük. 4/ Kışa dayanıklı sert 3 bir buğday. 5/ Telli 4 bir çalgı... ,\ruz öl- 5 çüsünden biri. 6/ 6 Giysilerin üstüne gi- yilen. önü açık bir 8 tür üstlük... Mısır'ın 9 plaka işareti. 7/Kızıldeniz'in kuzeyinde bir kör- fez... Derebeylik Japonyası'nda en aşağı sınıfı oluşturan halk. 8/ Tembellik. 9/ Kâğıtlan bir ara- da tutmaya yarar çengel... Doğu Karadeniz yöre- sine özgü bir tür tekne. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Atlas Okyanusu'nun kuzeyinde, Ingiliz kolo- nisi olan takımada. 2/Nine... Bir ilimiz. 3/Iskam- bildeki dört işaretten her birine verilen ad... Dar ve kalınca tahta. 4/ Çoban köpeğine halk arasın- da verilen ad. 5/ Utanma duygusu... Türk müzi- ğinde bir usul. 6/ Tırnak yöresinde oluşan ağnlı şiş... Bir gıdamaddesi. 7/Sarp geçit... Yunan abe- cesinde bir harf. 8/ îşsizlik, işlemezlik. 9/ Mersin yakınlannda kurulu petrol antım tesisi... Tavana yakın küçük pencere. r -'
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear