25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 31 OCAK 2OC3CU 8 HABERLERÎN DEVAMI ** G U N C E L CÜNEYT AKCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada yükelçiden vaatler, resmi sıfatı olmayan Richard Peari gibi şahinlerle VVashington'ın yerine, zamanı- na göre ustaca kullandığı Amerikan medyasından kimi zaman okşayan, öven, ktmt zaman terrditeden "dost baskılan". Kıbrıs yüzündeki genel gönjnüm: BM Genel Sek- reteri adına Lefkoşa-Atina-Ankara üçgeninde fır dö- nen De Soto'nun aba aftından sopa gösteren dav- ranışları... Irak savaşı nedeniyle su üstüne fazla çık- mayan ABD ve Ingiltere'den "nazik uyanlar"... Yu- nanistan'dan bir an önce Kıbns'ı Rum adasına dö- nüştürecek Annan planını kabule zorlayan "dosta- ne ilişkiler" çerçevesinde megola-idea'ya hizmet... son olarakAB... Yazgımız olmak ya da olmamak. Irak ve Kıbns sorununda, baskılara direnme noktasında başarı sağlayarak ulusal kimlik, ulusal yararlaraçısından ya kendi hizmetinde olacak. Ya da olaylann akıntısına kapılarak ulaştığı kınl- gan noktada uluslararası baskıya boyun eğecek; geleceğimizi Atlantik ötesi ve Batı'ya -bir kez daha- teslim edecek! önceki MGK kararlarına göre; Türkiye, Irak'a sa- vaş açılabilmesi için 1441 sayılı karara ek yeni bir BM kararını gerekii gördü. MGK'nin bugünkü toplantısında Irak savaşı se- naryolarıyla ABD'nin durmadan yeni öğelerle yine- lediği savaş çılgınlığı masaya yatırılıyor. Bu tutumu- muzda değişiklik olup olmadığı bugünkü toplantı- dan sonra anlaşılacak. Şu günlerde hükümetin (devletin) görüşlerinde değişiklik olduğunu veya olmadığını gösteren bir söylem, bir açıklama duymadık. Bir başka yanıt bekleyen soru: Hükümet, ABD baskılarına dayanamayarak yeni bir BM kararına gerek görmeden TBMM'den "Tûrkiye'de yabancı askerbulundurmak, sınırdışına askergöndermekiz- ni" almaya girişecek mi? Hükümet ABD'nin savaş dayatmalanna "hayır" diyebilir mi? Güldüımeyin insanı. * • • Gelen "yabancı" kendi yarartan doğrultusunda bir şeyler söyleyip gidiyor. örneğin Rum "muhibbi" De Soto, resmi (Dışişleri Bakanlığı), gayri resmi (RTE) gibi etken kaynaklara Güney Kıbns lehine "denge kurduğunu" söylediği Annan planında -taraflar ka- bul ederse- "ufak tefek değişiklikler" yapılabilece- ğini söylüyor. Ama Dışişleri Sözcüsü Yusuf Butuç; "mûzakere burada değil, Kıbns'ta yürûtülüyor" dedi. Kesin bir dille De Soto'lara anımsattı; "Annan planı ikinci re- vizyonundaki içeriği itibarıyla kabul edilemez." Rumlara koşut ses getirmeye çalışan Mehmet Ali Talat ise Ankara'da kapı kapı dolaşıyor, boyun- dan büyük tehditlerde bulunuyor. Der ki; çözüm ol- mazsa 28 Şubat'a kadar, Ada'da "sivil itaatsizlik", yani toplumsal isyan devinimleri gündeme gelirmiş! Kimi gözler dönmüş Kuzey Kıbns'ta... • • • Ne ölçüde doğrudur, daha sonraki günler bugün söylenenler ne yönde içerik değiştirir, bilmek de kestirmek de elbette olanaksız. örneğin AB'nin Ge- nişlemeden Sorumlu -RTE'yegöre- "memurv"Gün- ter Verheugen, Ankara'ya gelirken, Rumlann kula- ğına kar suyu kaçıracak açıklamalar yapmış. "28 Şubat'a kadar sonuç alınamazsa Kuzeyi bir- liğe almak için (tabii içeriğinin ne olduğu bilinmiyor) 'mûzakere yapılmaksızın' çalışmalar yapılacağmı" duyurmuş. Bu örnek, direnmenin getireceği sonuçlara so- mut bir örnek değil mi? Son gelişmelerin ışığında Denktaş ne diyor: "Eğer anlaşma olmazsa Türkiye ile birtikte KKTC'nin daha iyiyegitmesiiçin 'gerekenlerin yapılacağmı' görece- ğiz." RTE'lere, M. A. Talat'lara vb.'lerine karşın... SÖYLEŞİ ATTİLAILHAN '...Bir Dokun, BinÂhlşit...' • Baştarafı Arka Sayfada ...ööretmen, kendlnl gellytfrmlyor...' "...bu arada meslekdaşlanmın da beni hayal kı- nklığına uğrattığını söylemeliyim: sürekli, beklen- tiler içinde olan; ancak, elindekinin bir kuruşunu dahi, kendini geliştirmeye harcamayan; vaktinin çoğunu 'öğretmenevi' demeye dilim varmıyor, kahvelerde kâğıt oynayarak geçiren, öğrencryi ha- raca bağlarcasına 'özelders' veren: Bana gore Tes- bit/3: öğrencıyi yetiştirecek olan öğretim kadrosu, ye- terince donanmış ve mesleğinin muhteviyâtını kavra- mışdeğildir..." "...geleceğimize, yâni çocukianmıza gelecek olursak; herhalde onlar, bu işten en zararfı çıkan- lar: yukselen değer paranın peşine, av köpekleri gibi saldığımız. Sürekli bir yanş halindeki. Kendi- ni bulamamış. Her şeyini kaybetmişçesine kor- kak, her şeye koiayca sahip olmak istercesine, acımasız. Bana göre Tesbit/4: toplumsal çöküşün neticesinde çocuklanmız, daha yeşermeden çürüyen tohumlar gibi çaresizdir. Şimdi bana göre sizden ro- manınızın özetini isteyen, okuduğunu anlayamayan üniversiteli çocuklara şaşmalı mı?.." Kırılma noktası'nı ne zaman yaşadık? (Genç edebiyat öğretmeninin, mektubunda sözü- nü ettiği 'trende rastladığınız öğnetmen hanım' sözü, beni kaptığı gibi '40Karanlığı'nda ve öncesinde, Ana- dolu trenlerinde ('Basmane /Afyon / Ulukışla / Kur- talan' ya da hayır, 'Islahiye /Adana/ Ulukışla/Kay- seri/Ankara / Eskişehir/ Haydarpaşa' ya da 'Ana- dofu Ekspresi', 'Doğu Ekspresi' vs.) üçüncü mev- kilerin ahşap kottuklarına dağılmış, rastladığım ve unu- tamadığırn, hangi 'öğretmenler'e götûrüyor Manisa Istasyonu'ndan binmiş o gencecik 'öğretmen ha- nım', uzak ve tenha bir köye tayin edilmişti, geleceğe fütursuz bakıyordu; adeta, savaşa gidert bir nefer gi- bidir, 'mes'uliyetini müdrik', kimlere, neleri, neden öğreteceğinin, fevkâlade bilincindedir: 'Özgür ve tam bağımsız' bir ülkede, 'Ulusal Oemokratik Dev- rim'in, 'yurttaşlannı'! Tam olarak, 'kınlma noktası'm ne zaman yaşadık, meraktayım: 1940'ta mı, 1950'de mi, 1960ta mı? Bil- diğiniz gibi, 'Cumhuriyet Maarifi' artık 'yurttaş' ye- fiştirmiyor; şimdi, Mustafa'nın anlattığı o kaygısız ve sorumsuz öğretmen kesimi, hanl hanl, 'ecnebi mal- an'na tüketici yetiştrmekle meşguldürler. Gaze- eleri, radyolan, televizyonlan ile Media, onlan; on- arsa, yurt çocuklannı, grttikçe daha uzak, gittik- e daha yabancı, grttikçe daha tüketici' bir yan- şlığa götürüyorlar. Buna tanıklık eden, bir başka iğretmen mektubunu' da, sizinle paylaşmak istiyo- ım. Gönül: Kuzeyden cephe lehimize BÜLENT SARIOGLU ANKARA - Milli Savun- ma Bakanı Vecdi Gönül, TB- MM Milli Savunma Komis- yonu üyelerine Irak'la ilgili gelişmeler konusunda bilgi verdi. Gönül'ûn, ABD'nin kuzeyden cephe açmaması durumunda Kuzey Irak'taki boşluk ve kuzeye kaçacak I- rak askerleri nedeniyle Türki- ye'nin büyük sorun yaşayaca- ğına dikkat çektiği öğrenildi. Gönül, dün bazı yasa tasa- nlanyla ilgili görüşmenin ar- dından milletvekillerinin iste- mi üzerine komisyon üyele- riyle basına kapalı bir toplan- tı yaptı. Gönül, ABD askeri- ninTürkiye 'nin destek ölçüsü ve savaş koalisyonuna katılıp katılmavacağryla ilgili fcarar- lann, bugün Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında verileceğini bildirdi. Edinilen bilgiyegöre Gönül, ana hatla- nyla şu bilgileri verdi: Saddam gidecek: AB- D'nin politikasma göre, sa- vaşla veya banşla, ama mut- laka Saddam Hüseyin gide- cek. Saddam Hüseyin, Irak'ın başında olduğu sürece ABD savaşta kararlı. Aba altından sopa: ABD, güneyden kayıplannı azaltmak, daha az masraf yap- mak, operasyonu daha kısa sürede bitirmek ve Irak aske- rinin kuzeye kaçışuu önlemek için kuzeyden cephe açmakta ısrarlı. Amerika, askerlerini Diyafbakır ve Incirlüreindî^ rip, karayoluyla Irak'a geçir- mek istiyor. Bunun için de Meclis karan gerekii. ABD karar almamız için zorluyor ve ekonomik gerekçelerle aba altından sopa gösteriyor. ABO kÜSer: Türkiye, Amerikan askerinin geçişine izin vermezse deABD savaşı gerçekleştirecek, harekât gü- neyden olacak, gerekirse ha- va indirme operasyonu ile as- kerlerini paraşütle Kuzey I- rak'a indirebilir. Ama bu, da- ha fazla zaman ve kaynak ih- tiyacı gerektirir. Bu durumda daha çok kayıplan olacağını ve harekâtın uzun süreceğini düşünüyorlar. Böyle bir ihti- tnalde Türkiye'yc mülteci akını daha yogun olur. ABD kamuoyu da Türkiye'ye kü- ser, iki ülke ilişkileri açısın- dan sıkıntılı bir sürece girilir. Kisa SÜrecelf; Geniş bir koalisyon olursa ve Türkiye de buna destek verirse ABD, Bosna'da olduğu gibi havadan nokta hedefleri vurarak sava- şı az kayıpla kısa zamanda bi- tirmek istiyor. Karar Meclls'ln. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a girmesi gerekirse bunu Afganistan'la ilgili Meclis ka- ranna bagh olarak da yapabi- liriz, ancak biz bu yolu tercih etmeyeceğiz. Böyle bir ihti- malde mutlaka yeni bir karar Meclis'e gelecek. Güvenlîk önlemleri arttırıldı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - ABD'nin I- rak'a olası askeri harekâ- tı öncesinde önlem alma- ya başlayan Türk SilahJı Ku\"vetlen 'nın (TSK) Irak sınınna yakın bölgede ko- nuşlu bulunan 2. Or- du'nun teçhizat. maJzeme ve kadro eksıkliklerinı gi- dermek için çalışmaya başladığı bildirildi. Bu kapsamda daha önce Irak sınınna yakın bölgede gö- rev yapan bazı kritik per- sonelin geçici görevlen- dirme ile 2. Ordu emrine \ r erilmesinin gündemege- lebilecefi bildirildi. Nor- mal barış zamanında bir- liklerin yüzde 60-70 dü- zeyinde bulunan kadro durumunun bu dönemde tamamlanmasının normal olduğu vurgulandı. Türkiye-Irak sımnnda gerekii önlemi almak için harekete geçen ve Van'ın Başkale ilçesi Albayrak bölgesi, Hakkâri'nin Yük- sekova ve Şemdinli ilçe- lennin Derecik bölgesi, Çukurca ilçesinin Üzüm- NATO yardımı Yakış: Henüz erken ANKARA (Cumburiyet Bürosu) - Dışişleri Bakanı Vasar Yakış, Türkiye'nin NATO'dan Irak konusunda savunma yardımı isteyeceği haberlerine açıklık getirdi. Türkiye'nin müttefikleriyle değerlendirmelerinin sürdüğunü vurgulayan Yakış, "JVasıl hareket edeceğimiz bu istişarelere göre belirlenecek" dedi. Italya Dışişleri Bakanı Franco Frattini de Yakış ile görüşmesinin ardından bu konudaki sorulan yanıtlarken "Bunu göriişmedik. Hassas bir konu, öncelikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde değerlendirilmesi lazım" diyekonuştu. ABD'nin Türkiye'ye savunma desteğini de içeren önerileri NATO'da halen sonuca bağlanamadı. Özellikle Fransa ve Almanya'nın operasyona karşı çıkan tutumlan NATO'dan karar çıkmasmı engelliyor. TÜRKİYE SAVASI KABULLENDİ LONDRA(ANKA) - Türk Silah- lı Kuvvetleri "nin sınır bölgesine tak- viye yapılacağmı açıklaması, îngıliz basınında yankı buldu. Financial Ti- mes gazetesi, açıklamayı, Türki- ye'nin şiddetle karşı çıktığı savaşı ar- tık kabullendiğinin ilk somut işareti olarak yorumlarken The Guardian, Türkiye'nin tutumunun muğlak ol- maya devam ettığini sa\-undu. Finan- cial Times gazetesi, "Tfirkiye sava- şa hazırlık olarak doğuya kuvvet gönderiyor" başlıklı haber yoru- munda, TSK'nin konuya iJişkin açık- lamasını "Türkiye'nin şiddetle karşı çıktığı savaşı artık kabullen- diğinin ilk somut işareti" olarak nı- telendirdi. Karann Başbakan Abdul- lah Gül ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilnıi Özkök arasında yapılan görüşmenin ardmdan açık- landığma dikkat çeken gazete, hafta- larca ABD'nin Türkiye'nin harekâ- ta destek verip vermeyeceğini açık- Jaması konusunda ısrarlı olduğunu ancak Gül hükümetinin zaman ka- zanmaya çalıştığını, her türlü diplo- matik yolu tükehnek ıstediğini kay- detti. Türkiye'nin kuvvetlerini Irak sını- nna kaydu-dığmı belirten The Guar- dian gazetesi ise Ankara'nin ABD kuvvetlerinin üslerine konuşlandınl- masına izin verip vermeyeceği kara- nnı henüz vermediğini ancak Genel- kurmay tarafindan yapılan açıklama- nın, askeri hazırhklann hızlandığı- nın göstergesi olduğunu kaydetti. cük bölgesi ile Şırnak'm Uludere ve Cizre ilçeleri- nin Irak sınınna yakın bölgelerine asker kaydı- ran TSK, "ihtimaliyat hazıruğı" kapsamında 2. Ordu'nun eksıkliklerinı gideriyor. îlk aşamada ordunun malzeme ve teçhizat eksi- ğinin tamamlanmasr için harekete geçilirken, nor- mal banş zamanında yüz- de 60-70 doluluk oranm- da bulunan kadrolann da tamamlanması yoluna gı- dıleceği öğrenildi. Bu kapsamda daha önce 2. Ordu'ya bağlı birliklerde ve Hakkâri, Şırnak, Mar- din gibi bölgelerde daha önceden görev yapan de- neyimli bazı subay ve ast- subaylann geçici olarak görevlendirilebileceği kaydedildi. AJman önlemler kapsa- mında birliklerin teçhizat, malzeme ve kadro eksik- liklerini gidermek ama- cıyla terörle mücadelede görev almış, bölge coğraf- yasını tanıyan subay ve astsubaylann 2. Ordu'ya bağlı birliklerde görevlen- dirilebileceği kaydedildi. Bölgede OHAL'ın kal- dınlmasıyla iç bölgelere çektırilen askeri birlikle- nn sınır bölgelere kaydı- nîma çalışmalanna hız verilirken VanAsayış Böl- ge Komutanhğı, Kayseri Hava îndirme Komutanlı- ğı 'na bağlı birlikler ile 18. SınırKomutanlığı'na bağ- lı seyyar birlikler ve 3. Or- du'ya bağlı birlikler de Van üzerinden Ştmak'a kaydınldı. TSK'nin Irak sınınnda- ki bırlikleri takviye etme karannın bu aşamadan sonra zorunlu olduğu, ABD'nin Kurban Bayra- mı'ndan sonra planladığı asken harekât için fazla zaman kalmadığına dik- kat çekildi. Harekât sırasında Tür- kiye- Irak sınınna yönele- bilecek mülteci akını için de sınırda ve sınır ötesin- de TSK'nin önlem alması- nın zorunlu olduğuna dik- kat çekiliyor. AOL Time VVarner'defci görcvini bırakacak olan Turner ile Jane Fonda'nın evüliği birkaç yıl önce bitmişti. Ted Turneristifa ediyor Ekooomi Servisi - AOL Time Warner'in Başkan Yardımcısı Ted Turner'm şirketten mayıs ayında aynlacağım açıklaması büyük yankı uyandırdı. Dünyanın en bü- yük medya şirketinin geçen yıla ait zarannı 98 milyar dolar olarak açıklamasmı takiben yasanan ge- lişmeler farklı yorumlan berabe- nnde getirdi. CNN kanalnun kurucusu olan ve AOL'un yüzde 3.4'Iük hissesi- ne sahip olan Turner'ın ıstifasmı şirketin ABD tarihıne "rekor" olarak geçen zaranna bağlayan çevreler, Turner'ın kendüıi hayır işlerine adayacağı yönündeki açık- lamalannı pek inadıncı bulmamış gözüküyorlar. Turner'ın aynlmasıyla, medya tarihinin en büyük birieşmesine imza atan isimlerin temel mimar- lan AOL yönetiminden kopmuş olacak. "20. yüzyılın ikoniarın- dan biri" olarak gösterilen Tur- ner, kendi adını verdiği kablolu te- levizyon ağı Turner Broadcasting ve haber televızyonu CNN'i kura- rak ABD'deki en büyük bağımsız televizyon patronu ounayı başar- dıktan sonra CNN'i 1996 yılında Time Warner grubuna satmıştı. Tıme Warner grubunun 106 mil- yar dolarlık bir anlaşmayla AOL çatısı aJtına geçmesinin ardından, AOL'un kuruculanndan ve birleş- mede büyük etkisi olan Steve Ca- se ve TedTurner başkan ve başkan yardımcısı olarak yeni birleşimin başına geçmişlerdi. TimeWarner ile birleşen AOL'un piyasa değeri birara 150milyar dolarakadarçık- mış ancak internet şirketlerini et- kileyen knzüı ardından 15 milyar dolarseviyelerinegerilemişti. Şir- ketinrekorzarannda, internet sek- töriindeki iştiraki olan America Online ve kablolu televizyon işti- raklerinin değer düşüşüne ayırdı- ğı yakJaşık 45 milyar dolann önemli rol oynadıği belirtiliyor. Kıbns sorunu haritaya odaklandı• Baştarafı 1. Sayfada cağını ve kesinlikle taviz olarak venlmeyeceğıni söylemesi üzeri- ne alternatifharitalann gündeme geldiğini. Karpaz'a karşılık 4 de- ğişik alternahfüzerindeduruldu- ğunu bildirdi. Politis'e göre, top- rak ayarlamasını öngören harita- nın sahıl şeridınin orantılara gö- re düzenlendiğini, bu nedenle Karpaz'ın Rum kontrolüne veril- mesinin zorunlu olduğunu söyle- yen De Soto, Türk taraftnın di- renmesi halinde ağırlıklı olarak Alsancak ve Lapta bölgelerinin isteneceğini ıfade etti. Politis, toprakla ilgili son kara- nn bugün verileceğini iddia ede- rek Karpaz'a karşılık düşünülen 4 alternatifi şu şekilde açıkladı: 1 - Kithrea (Değirmenlik), Nea Horio (Minareliköy), Trahoni (Demirhan), Voni l Gökhan) köy- lerinin iadesi. 2- Limnia (Mormenekşe). Ayos Sergios (Yeni Boğaziçi), Stilli (Mutluyaka), Engomi (Tuz- Ia), Prastıo (Dörrv'ol), Gaydura- des (Korkuteli) ve Pirga (Pirhan) köylerinin iadesi. 3-Annan'ın A Haritası'nda ön- görüldüğü gibi Limnia (Morme- nekşe), Prastio (Dörtyol), Stilli (Mutluyaka) ve Pirga (Pirhan) köylerinin iadesi. 4- Lapta ve Karava (Alsancak) köylerinin iadesi. Toprak kavgası endlse verlci Güney Kjbns'ın Fileieftheros gazetesi de dünkü manşet habe- rinde, De Soto ile Erdoğan ara- smdaki görüşmenin aynntılanm irdeledi. "Erdoğan,DeSoto'yla toprak konusunu ayrmtılı şe- kilde göriişrü. Haritaiarla Oyun-Hatlar değişiyor, fakat oranlar aynı kalıyor" başlıklı haberde, görüşmelerin toprak ko- nusuna kilitlendiğini ve AKP li- derinin Karpaz'ın yanı sıra Lap- ta veAlsancak köylerinin iadesi- ne karşı çıktığı iddia edildi. Ha- bere göre, Ankara ziyareti önce- sinde Rum lideri Glafkos KJeri- des'Ie harita konusunu görüsen De Soto, yapılabilecek değişik- likler konusunda nabız yokladı. G Ü N P E M MLSTAFAB.4LB • Baştarafı 1. Sayfada şandığını görüyoruz. Recep Tayyip Erdoğan I- binesiyleAbdullah Gül'ün başbakanlığıncakil- bine arasında büyük farklılıklar var. Erdoöan E veriyor, hükümet "şu aşamada zor" diyor. G- çekleşmeyince de Erdoğan bozuluyor: "Arkadaşlara bunu ne yapın edin mutlaka iayı geçirin, dedim..." Bu kez hükümetten yanıt geliyor "Evet, bu konu gündemde ama, şu aşamda r kaynak sorunu var..." Son olarak nemalann ödenmesi tartışmasndaJ diyalog yaşandı. Yakında Erdoğan'la Gül'ü, ıWid- la muhalefeti paylaşmış görürsek, şaşmamak ge- kiri Eskiden bütçe tartışmalan sırasında en çokşuı- nım kullanılırdı: Bütçe yama tutmuyor! Artık yama devrini geçtik, butçenin iki ucu bir m- ya getirilemiyor. Günlerdir toplanıp dağılan Yüksk Planlama Kurulu (YPK) işin içinden çıkamadı. Çaa- yi satışta buldu. Acaba neyi hemen satarsak, bt- çeye gelir kaydederiz arayışındalar. Yakında YPK'in açılımı şu olacak: Yüksek Pazariama Kurulu! ûzelleştirme tartışmalannın alevlendiği yıllana, sıkı özelleştirmeciler şunu söylerdi: Biz bütçeye gelir kaydedilsin diye özelleştirne yapmıyoruz. Bu kurumlann daha iyi çalışması, ca- ha verimli olması için böyle bir politikayı benımsi^o- ruz! Bugün o ruh da gitmiş, AKP'yle beraber, özelhş- tirme "nekadarpara kazanınz" arayışına dönmüş cu- rumda. Ucu sivri kaynak kalemi: 2am! Yeniden bütçeye dönersek... Hükümet, temel ge- lirkaynağı olan "vergi toplama" iş/ni, "vergiaffetme- ye" dönüştürünce, 2CKJ3 bütçesinin gelir kalemne koyacak madde bulmakta zorlanıyor. Şu aşamada açıklayamasalarda çare diye bulduk- lan gelir kaleminin ucu sivri: Zam... Yani dolaylı ve en adaletsiz vergi. Siz, almanız gereken vergiden vazgeçin, hakknız olmayan dolaylı vergi kaleminin ucunu sivriltin! Zamlann kesmeyeceğini düşünmüş olmalılar ki, bugüne kadar bedelsiz verilen kimi sağlık hizmetle- rinden para alınması gündemde. Sağlık alanındaki sağlıksız durum gözler önünde. Pek çok hizmet kö- tüye kullanılıyor ve yolsuzluklardaki ana halkalardan birini sağlık sektörü oluşturuyor. Ancak bunun çare- si, sigortalılara verilen her hizmeti paralı hale getir- mek değil. Tam tersine bu yöntern, pek çok olum- suzluğu da beraberinde getirebilir. Yukarıda sıraladığımız bunca önlem içinde, kayıt dışındaki ekonominin kayıt altına alınması yok. Tam tersine kayıt dışının neredeyse yasal hale getirilme- si var. Cumhurbaşkanı'ndan dönen vergi affında ıs- rar edilmesi de bunun göstergesi. Hükümet katlarına da ulaştınlan, farklı kesimlerin hazırladığı raporlardaki ortak payda şu: Eğer kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınabilirse, yılda 10 milyar dolara yakın kaynak oluşturulabilir! Hükümet bu raporlan kayda almamış görünüyor! Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ab- düllatif Şener, IMF reçetesı deyince akla "acı ilaç" geldiği için, kendi hükümetlerinin farklı olacağını söy- lemiş ve şu vurguyu yapmıştı: - Bizim reçete tatlı olacak! önce tatlı reçete sözü verdiler, sonra ekonominin turşusunu kurdular. Artık ekonomide yepyeni bir mö- nümüz var: AKP usulü turşu tatlısı! ankcum@ttnetnettr Papandreu: Süreç hızlanmalı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - A B Dö- nem Başkanı Yunanis- tan'm Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, An- kara"dan Kıbns çözüm sürecini hızlandırması- nı istedi. Papandreu, Kıbns'ta sağlanacak çözümün, ikili ilişkiler ve Türkiye'nin A B sü- recini hızlandıracağı mesajmı verdi. Cum- hurbaşkanı Abmet Necdet Sezer ise kabul ettiği Papandreu'ya, AB 'nin Türkiye'ye kar- şı yükümlülüİderini anımsattı. AB ile Kopenhag Zir- vesi sonrasında en üst düzey temas olacak troyka toplantısı için Türkiye'ye gelen Pa- pandreu, dün Kıbns ve Irak konulannda önem- lı mesajlar verdi. Türki- ye ziyaretinin ilk gü- nünde ikili temaslara ağu"lık veren Papand- reu, önce Dışişleri Ba- kanı YaşarYakış ile bir araya geldi. Ardından Cumhurbaşkanı Sezer ve Başbakan Abdullah Gül tarafindan kabul edıien Papandreu, A K P Jideri Recep Tayyip Erdoğan'ı da zıyaret etti. Yakış ile Papandreu başkanlığında iki ülke heyetleri arasında ger- çeİdeştirilen görüşme- lerde ağırlıklı olarak Kıbns konusu ele alın- dı. Daha sonra gazete- cilere açıklama yapan Dışişleri Bakanı Yakış, "Tfirkiye ve Yunanis- tan'm sorunlarını çö- zöp parlak bir gelece- ğe müştereken iJerle- yeceklerine inanıyo- nım"dedi. Gazetecilerin 28 Şu- bat'a kadarKıbns'ta bir çözüm olup olmayaca- ğına ilişkin sorusu üze- rine Papandreu da Kıb- ns konusunun, Türkiye ileYunanistan arasmda- ki ilişkileri uzun yıllar- dır zor duruma soktu- ğunu belirterek iki ülke arasındaki yakınlaşma ve ortakAB vizyonu da göz önünde bulundu- rulduğunda, çözüm yo- lunda önemli nrsatlar olduğunu söyledi. sezerden anınisatnta Cumhurbaşkanı Se- zer, Papandreu ile gö- rüşmesinde, AB'nin Türkiye'ye karşı üstlen- diği yükümlülükleri ye- rine getirmesi gerekti- ğini bildirdi. AB devlet ve hükümet başkanla- nnın Kopenhag Zirve- si'nde Türkiye konu- sunda aldıkJan karann, Ankara'nın beklentile- rinin gerisinde kaldığı- nı vurgulayan Sezer, AB'den Türkiye'nin üyelik sürecinde at- makta olduğu köklü adunlan iyi değerlen- dirmesi ve kamuoyla- rau Türkiye'nin iiyeli- ği için hazırlamalannı istedi. Bugün gerçekleştin- lecek troyka toplaJitısı için Ankara'ya gelen îfalya Dışişlen BaJcanı Franco Frattini de Ya- kış ile görüşmesinin ar- dından Türkiye'nınt AB üyeliği konusuna kesin destek ve kararlılıklan- nı vurguladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear