25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 2003 PAZARTESİ HABERLER Erdoğan'a af TBMOTde • ANKARA (ANKA)- TBMM'de çarşamba günü, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a milletvekıli olma yolunu açan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafindan veto edilen "Basın ve Cezalann Ertelenmesine Dair Yasa'da Değişıklik Yapılmasına Ilişkin Yasa" görüşülecek. Genel Kurul'da aynca gündemde bulunan 10 uluslararası sözleşmenin onaylanmasına ilişkin yasa tasanlannın ele alınması bekleniyor. operasyonu • MALATYA (Cumhuriyet) - Malatya'da Gaffar Okkan suikastı tetikçüerine yataklık eden biri kadın 9 Hizbullahçı yakalandı. Sanıklann, suikastın ardından tetikçileri üslerinden alarak Elazığ'daki örgüt evine yerleştirdikleri belirtiîdi. Emniyet yetkilileri, Elazığ'da 3 polis memurunun şehit edilmesi eylemine de katılan sanıklardan birinin yurtdışına kaçma hazırhğında olduğunu ifade etti. Kazım Karabekir • KARS(AA)-Kurtuluş Savaşı'nın önde gelen komutanlanndan Kazım Karabekir, ölümünün 55'inci yılında Kars'ta anıldı. 1920-1923 yıllan Doğu Cephesi Komutanlığı yapan Kazım Karabekir için Gar binası önündeki Kazım Karabekir Anıtı önünde tören düzenledi. Anma törenleri kapsamında 28 Ocak'ta da Kafkas Üniversitesi'nde konferans düzenlenecek. Öcatan'ın birab'dan naki • ANKARA (ANKA)- TBMM Insan Haklannı tnceleme Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, tmrairya Komisyon olarak düzenleyecekleri inceleme gezisinde "Abdullah Öcalan'ın başka cezaevine nakledilmesi" önerisini de değerlendırmeye alacaklannı bildirdi. Imrah'da şartlann söylendiği gibi kötü olmadığını bildiklerini anlatan Elkatmış, Güneydoğu'daki cezaevleriyle ilgili şikâyetlerin yüzde 99'unun doğru olmadığını söyledi. Erdoğan, hükümetten şikâyetçi vekillere 'Başbakanlığımı bekleyin' mesajı verdi KabinekavgasıbaşladıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-AKP Genel Başkanı Re- cep Tay^Erdoğanın''Siirt'ten adayolacağuu" açıklaması üze- rine, 58. hükümetin kabine üye- lerinden şikâyetçi olan AKP milletvekilleri, beklentilerini "59. hükümete" erteledi. AKP Genel Başkanı Erdo- ğan'ın Davos'a gitmeden önce 20' şerli gruplarhalinde kabul et- tiği milletvekillerine verdiği me- sajlar, grupta yeni beklentilere neden oldu. Seçmenlerini ba- kanlarla görüştürememekten. istemlerinin dikkate alrnmama- sından ve hükümette koordinas- yonsuzluktan yakınan milletve- killerine Erdoğan'ın "Sabredin. Vaatierimiagerçekleştirmekiçin • Milletvekillerine Siirt'ten aday olacağını açıklayan Tayyip Erdoğan, kabineden yakınanlara 'Sabredin' dedi. 59. hükümetin kuruluşuyla Bakanlar Kurulu'nun da önemli ölçüde yenilenmesi bekleniyor. Siirt seçimi için seferber olan AKP, oyunu arttırmak için iisteyi tümden yenilemeyi' de değerlendiriyor. önümüzdezamanımız var" de- diği öğrenildi. Siirt'ten aday ola- cağını milletvekillerine kesin dille açıklayan Erdoğan, bu kent- te önceki seçimde DEHAP'ın üstünlüğüne karşın yenilenen seçimde 3 milletvekilliğini ala- bileceklerini söyledi .Erdoğan'ın söylemı bazı milletvekillerince -Başbakanhğunı bekkyin mesa- jı" olarak yorumlandı. Siirt seçimi için bütün bölge milletvekillerinin görevli ola- cağını bildiren Tayyip Erdo- ğan'ın, 9Mart'akadarbirkaçkez seçim bölgesine gitmesi tasar- lanıyor. Ancak bundan önce AKP Siirt tl Başkanhğı, seç- menlerle iki tur görüşme gerçek- leştirecek. 3 Kasım seçiminde- ki yüzde 17'lik oy oranını ide- al bulmayan AKP yönetimi, 3 adayın tamamını yenilemeyi de değerlendiriyor. îkinci ve üçün- cü sıradaki adaylardan Öner GüKeşfl ve Öner Ergençin de "ikna edümeye çahşılacağT be- lirtildi. YSK'nin takvimıne gö- re, yenilenen seçimde adaylık- tan çekilmek için 31 Ocak tari- hi son gün olaraktanındı. Aday- lıktan çekilecek AKP'lilerin di- lekçelerini 31 Ocak akşamında vermesi bekleniyor. Genel merkezdeki toplantı- larda birçok bakandan yakınan milletvekillerinin "memnunol- duklan" kabine üyeleri ise Baş- bakan Yardımcısı AbdüllatifŞe- ner ile Bayındırlık ve tskân Ba- kanı Zeki Ergezen oldu. Erdoğan'ın Siirt'ten seçilme- si durumunda, mazbatasmı al- masının ardından bir hafta için- de Başbakan Abdullah Gül'ün istifasını Çankaya Köşkü'ne sun- ması hesaplamyor. Bu olasılık- ta, AKP 50 gün sonra 59. hükü- metin kurulmasını bekliyor. 'Suya sabuna dokunmaym' ANKA'nın haberine göre de Erdoğan'ın talimatı üzerine par- ti yönetimi millervekillerini, Meclis Genel Kurulu'ndaki ko- nuşmalannda gerilimi arttıra- cak "Suya sabunadokunanaçık- lamalardan kaçınmalarT uya- nsında bulundu. Erdoğan'ın milletvekilleriyle Irak konusu- nu da değerlendinrken banş gi- rişimlerine önemli ölçüde de- ğindiği, ancak savaşın kaçınıl- mazlığıyla ilgili mesajlar verdi- ği öğrenildi. 3. Olağanüstü Kongre ÖDP'nin yeni genel başkanı Kozanoğlu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- UftıkUras'ın yeniden genel başkan adayı olmadığı ÖDP3. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde Hayri Kozanoğlu. 8 e n e l başkanlığa, tek aday olan Hayri Kozanoğlu seçildi. ÖDP 3. Olağanüstü Büyük Kongresi, dün Dedeman Büyük Anadolu Otel'de toplandı. Uras'ın, "3 Kasım seçim sonuçlanndaki sorumluhığu nedenryle'' genel başkanlık görevinden aynlacağını açıklaması üzerine toplanan kongrede 1067 delege oy kullandı. Hayri Kozanoğlu, geçerli oylann 1035'ini alarak ÖDP Genel Başkanlığı'na seçildi. Kongrede aynca. Parti Meclisi ve Merkez Disiplin Kurulu üyelikleri de belirlendi. Ufuk Uras, kongrede yaptığı konuşmada, "Bundan sonra geminin kazaa, makine dairesinde çahşarak fikri, politik, ideolojik ve örgütsel rönesans ile yenilenmemizi gerçekleştirme çabamıza daha yararn olacağıma inanıyorum" dedi. KozanoğlıTnun özgeçmişi ODTÜ Endüstri Mühendısliği bölümünden mezun olan Kozanoğlu, 1981-1988 yıllan arasında Marmara Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olarak çalıştı. 1988- 1990 yıllan arasında Türk Eximbank'ta Enformasyon Müdürü ve Araştırma Koordinatörü olarak görev yaptı. Marmara Üniversitesi İngilizce Iktisat Bölümü'nde 1992 yılından beri doçent unvanı ile görev yapan Kozanoğlu'nun "Yuppieler, Prensier ve Bizim Kuşak" adlı bir kitabı bulunuyor. iki Gazi'ninAtatürk'ün Gaziantep'e geUşinin 7a yıldönûmü törenlerie kutiandL Demokrasi MeydanTndaki Atatürk Anıü'na çetenk konubnası. saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nm okunmasıyla başlayan törene, De\1et Bakanı Kürşad Tüzmen de kaükh. Törene katılan Vaii Erhan Tanju, Gaziantep mflletveküleri, Garnizon Konıutanı Tuğgeneral Necdet Sezginer, Büyükşehir Beiediye Başkanveküi Bahaettin Bozgeyik ve öğrenciler. yürüyerek Atatürk'ün halka hitap ettiği Atatürk Bulvan'ndaki tarihi binaya geldfler. Erhan Tanju, burada, "Bağunsızbk mücadetesinde başanh olan Gaziantep'm sanayi ve tkarette hızla ilerlediğini" söyiedL Tanju, özel ve anlamb günlerin, geçnüşm muhâsebesi yapıbp gelecegin planlanması bakunmdan önemM oİduğunu vurguladL (AA) Adalet Bakanı, cezaevlerini yasayla boşaltmanın çözüm olmadığını söyledi: Af baştan sona adaletsizlik Cemil Çiçek. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-Adalet Bakanı Cemil Çi- çek, 57. hükümet döneminde çıkanlan aftan yararlananlann çoğunun yeniden cezaevine döndüklerini söyledi. Yaşamı boyunca affa karşı olduğunu belirten Çiçek, "Af demekye- rine of demeyi tercih ederim. Af baştan sona bir adaletsizlik- tir" dedi. Anadolu Ajansı'na açıkla- malarda bulunan Adalet Baka- nı Çiçek, cezaevlerinde 60 bin civannda tutuklu ve hükümlü bulunduğunu söyledi. Bakan Çiçek, 57. hükümet döneminde çıkan aftan yarar- lanan pek çok kişinin cezaevi- ne geri döndüğüne dikkat çe- kerek, affa şiddetle karşı oldu- ğunu bildirdi. Çiçek, hayatı bo- yunca hiçbir affa olumlu bak- madığını belirtti. Hangi konu- da olursa olsun her affın baş- tan sona bir adaletsizlik oldu- ğunu ifade eden Çiçek, şunla- n söyledi: "Affın hiçbir izahı yoktur. Onun için de burada bulundu- ğum süre içinde bu kelimeleri telaffuz etmeyecek bir dönemi geçirmiş olacağız inşallah. Ka- ti suretteben aflara olumhı bak- mıyorum. Hele hele kişi huku- kuna taalhık eden noktada af- fa hiçbir zaman taraftar deği- Bm. Fikri meselelerden dolayı Türkiye Avrupa Birfiği bağla- mında baa açınmlar yapıyor. Orada kişi hukuku ile ilgili bir zedetenme söz konusu değiL Be- nim söylediğim daha çok kişi hukukuna taalluk eden nokta- lardır." NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.com Serdar Denktaş, Rauf Denktaş'ın oğlu. Kuzey KıbnsTürkCumhuriyeti'nin Turizm ve Çevre Bakanı. Hükümet or- tağı Demokrat Parti'nin genel başka- nı. Yani Kıbrts'taki iktidann önemli söz- cülerinden birisi. Serdar Denktaş, mu- halif değil. Bu nedenle onun saptama- lannı birilerinin deyimiyle "ver-kurtul" şeklinde tanımlamak doğru olmaz. Aktüel dergisinden Selçuk Tepeli, Serdar Denktaş'la görüşmüş. Kıbns'ı anlamak bakımından oğul Denktaş'ın görüşleri yararlı olabilir. "Annan Pla- nı" konusunda ne düşündüklerine ba- kalım: "Bu şekliyle imzalanamayaca- ğını söylüyonım. Cevaplanması gere- ken epey madde var. Kazanımlanmız olduğu gibi gelecekte siyasi eşitliği ortadan kaldırabilecek tehlikeli mad- delerde mevcut. Bazı arkadaşlanmız, planın bu haliyle imzalanabileceğini söylüyoriar." Tepeli sofuyor 'Partide mi, KKTC'de mi?" Oğul Denktaş'ın cevabı ilginç: "Kıbns'ta! Partide Üe bir grup böyle düşünüyor olabilir." Aslında Serdar Denktaş'ın planla ilgili çalışmalar ko- nusunda söyledikleri daha da dikkat Serdar Denktaş'ın Görüşleri çekici: "Planla ilgiliherhangi bir çalış- ma var mı" sorusuna tek kelimeyle cevap veriyor: "Hayır" "Çözüme ha- zırlık için Türkiye'den bir talep ya da ses var mı?" Bu soruya verdiği cevap ise şaşırtıcı: "Bu konuda ne Türki- ye'de, ne burada en ufak bir hazırlık var." Şimdi bu sözleri bir muhalif söyle- se birileri kalkıp, "Kasıtlı olarak böy- le konuşuyor" diyebilir. Ama bir ikti- dar mensubu, iktidar partilerinden bi- risinin lideri diyor ki "Annan planı ve çözüm konusunda ne Kıbns'ın Türk kesiminde ne de Türkiye'de bir ha- zırlık var." 0 zaman, bu işin çözül- mesini isteyen bir irade ortada yok. Zaten Rauf Denktaş'ın açıklamaları, başından bu yana izlediği tutumu, hiçbir şekilde bir çözüme ulaşılama- yacağı yönünde. Zaman zaman "6u- nu biz de istemiyoruz, Rumlar da is- temiyor" diyor. Zaman zaman "Bu plan Adanın Rumlann eline geçme- si anlamına gelir" yönünde değer- lendirmeler yapıyor. Söylediklerinde bir tutarlılık görmek de mümkün de- ğil. Tek tutarlı olduğu taraf, hiçbir şe- kilde çözüme yanaşmak niyetinde ol- madığı. Serdar Denktaş'ın da açıkça söyle- diği gibi Türk tarafı Kıbns'ın iki tarafı- nı bir araya getirebilecek bir çözüme ulaşmasını istemiyor. Mümtaz Soy- sal'ın, Ismail Cem'in zaman zaman ifade ettiği gibi var olan duaımun ka- bul edilmesi bir devlet politikası. Bu- nun Türkiye ile entegrasyon anlamına geldiğini de saklamıyorlar. Kıbns'ın Rum kesiminde de var olan durumun aynen korunmasını isteyen bir güçlü eğilim olduğunu biliyoruz. Rum kesimi, AB üyeliğine geçebilmek amacıyla daha uzlaşmacı bir görüntü vermeyi tercih etti. Çünkü Annan pla- nı, onlann yıllardır tek başlanna Kıb- ns'ı temsil olanaklannı ellerinden alı- yor, Türkleri eşit ortak haline getiriyor. Işte bunu içlerine sindiremiyorlar. Bu nedenle Denktaş'ın "çözümsüzlük" tutumunu sempatiyle izliyorlar. Kleri- des'in "Rauf kalsın" demesi acaba böyle bir ihtiyacın ürünü mü? ••• Buraya kadar her şey çok net, Tür- kiye ve Denktaş çözüm istemiyor, statükoyu aynen korumak istiyor. Pe- ki bu mümkün mü, işler bu şekilde gö- türülebilir mi? Serdar Denktaş'ın bu konudaki değerlendirmeleri de önem- li: "(Çözüm) olmayacaksa bile, ...ha- zırlığa ihtiyaç var. Statükonun aynen devam edeceğini düşünüyorsak, ya- nılırız. Mevcut düzen devam ede- mez. Isyan çıkar burada, birbirimize düşeriz. Halkın büyük çoğunluğu, aman çözüm olsun diyorsa; bunda düzensizlik, sosyaladaletsizlik, adam kayırmacılık ve partizanlığın etkisi bü- yük. KuzeyKıbns 'ın geçtiği en zor dö- nem bu. Annan belgesini istediğiniz kadar iyileştinn, çözüm sonrasına ha- zır değilseniz fark etmez. Biz zaten kaybettik. Çünkü ne yapacağımtzı bilmiyoruz." Oğul Denktaş'ın Türkiye'nin garan- tileri ve bu konuda Deniz Baykal'ın değerlendirmeleri konusundaki sap- tamalan da iki tarafın olaylara ne ka- dar farklı gözden baktıklarını çarpıcı şekilde dile getiriyor. Tepeli soruyor: "Deniz Baykal'ın 'Çözüm olmazsa 200 bin kişiyi besleyemeyecek ülke de- ğiliz' demesi, Kıbns'ta büyük tepki yarattı. Ne düşünüyorsunuz?" Ser- dar Denktaş'ın cevabı, belki de Tür- kiye'nin Kıbnslılan hiç anlamadığı ce- vabını yüze vuruyor: "Denizi bitiren mantığın devamı bu. ..Göreceğiz ki hem hükümetin, hem Türkiye'nin eko- nomik ve siyasal yaklaşımlan yanlış- tı. Buradaki insanlara kendi kimlikle- rini de yaşayabilme yönünde fırsat tanınmalıydı. 200 bin kişiyi besleriz mantığı doğru değil; yem atıp besle- yeceğiniz civciv değil bu insanlar. Kendi ürettiğini satabilme, birpaza- ra açılabilme imkânı verilseydi, bugün bu noktada olmazdık." Kıbns'ta çözümsüzlüğü çözüm ola- rak gören Türkiye'dekiler, biraz da içeriden bu görüşleri anlamaya çalış- salar iyi olacak. Zaman doluyor. 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Ölümsüz Değerler... Toplumumuzdaki 'değerler kaybı' son yıllann en önemli konusu olduğu halde çok konuşulmama- sı, irdelenmemesi, tartışılmaması belki bu kaybın bir parçasını oluşturuyor. 'Değerler kaybı' nedir ve ne demektir? Her 24 Ocak'ta andığımız Uğur Mumcu'nun simgelediği değerler nelerdir? Bunlann başında 'bilinçlilik' gelmektedir. 'Bilinçlilik', bilgi sahibi olmak değil, bilginin ne olduğunu düşünerek, bilginin kimin işine yaradı- ğını düşünerek, bilgiyle nereye varmak istediğini bilerek işlenmiş, özümsenmiş bilgi sahibi olmak- tır. Böyle olduğu zaman, 'bilgi sahibi olunarak 1İ- kir sahibi olunur'. Bilinçlilik 'sorumluluk' yaratır. 'Sommluluk', kendi üzerine düşen görevin ne ol- duğunu bilmek, bu görevi yapmayı istemektir. So- rumluluk, neye karşı, kime karşı, neden dolayı so- rumlu olduğunu bilerek, bilincin aynlmaz bir par- çasını oluşturur. Sorumsuz kişilerin aynı zamanda bilinçsiz olması rastlantı değildir. Bilinçlilik ve sorumluluk birlikte dürüstlüğü ya- ratır. 'Dürüst olmak', yaşamın her dönemecinde sı- nanması gereken, kişiyi zorlayacak koşulların aşıl- masını gerektiren bir özelliktir ama kişiye özdeğer, özsaygı ve özgüven olarak yeni güçler kazandınr. , Bilinçlilik, sorumluluk vedürüstlük, insana 'ken- dine saygı duyarak çalışmayı' öğretir. İnsanlar zoıia da çahştınlabilir ama bu çalışmadan güç de- ğil, yorgunluk ve bıkkınlık doğar. Ancak bilinçli, so- rumlu, dürüst insan çalışmayı sever ve çahşarak güç kazanmayı başanr. Bilinçlilik, sorumluluk, dürüstlükveçalışkanlık in- sana cesaret sahibi olmayı öğretir. Ancak bu değerler toplamıyla kazanılan cesa- ret, gerçek cesarettir. Bu değerler olmadan cesaret gibi görünen dav- ranışlar, kişinin zayıflığını örtmeye yarayan cüret ve küstahlıktır. llk ciddi engelde bu cüret ve küstah- lık panikle sonuçlanır. Işte gerçek değerler bunlardır. Bilinçlilik, sorumluluk, dürüstlük, çalışkanlık ve cesaret. Gerçekte aydın olmanın da insan olmanın da de- ğerieri bunlardır. Uğur Mumcu'nun kaybının unutulmaması, bu değerlerin sürdürülmesi isteğinden doğmaktadır. Çünkü, bu değerler 'ölümsüz değerier'dir. Olümsüz değerieri simgeleyen insanlar da ölüm- süzdür. Ama bu değerler çok az insanda bütünleşmiş- tir. Uğur Mumcu bu değerleri kendisinde bütünleş- tiren insanlanmızdan birisi idi. Onun yaşatılması da bu değeriere sahip çıkılma- sıyla olacaktır. Tarihin bütün büyük insanlan bu evrensel değer- lerin simgeleridir. Yalnız bizim değil, dünyanın bütün değerii insan- lan da değerierini bu kaynaktan almıştır. Bilinçli olmak. Sorumluluk sahibi olmak. Dürüst olmak. Çalışkan olmak. Cesaret sahibi olmak. İnsanlan toplumlannın öncüsü yapan da budur. Doğrulan dile getirmenin yolu da budur. Bilinçli tembeller ya da bilinçsiz çalışkanlar onun için eksiktirler ve yanlışlardan kurtulamazlar. So- rumluluk duyan korkaklar ile dürüst olmayan ce- suriar da sorunların kaynağı oluriar. Bu değeriere birlikte sahip olmak. Bu değerlerin kültürünü yeniden yaratmak zo- rundayız. Aile içinde, okullarda, toplumun her kesiminde bu 'değerler kü/fürü'nü yaratmakla yükümlüyüz. Değerleri yaşatamazsak UğurMar asıl o zaman ölür. Durmus'a TÜRKSEV davası Usulsüzlük başmı ağntacak FARUKKIRrAY YALOVA-CHPYalo- va Milletvekili Muhar- remtnce, eski Sağlık Ba- kanı Osman Durmuş hakkında Termal Kaplı- calan'nı TÜRKSEV ara- cılığıylahukuksuzca işlet- tiği gerekçesiyle "göre- viniködhekullanmak ve çıkar sağlamak" suçun- dan da\a açacak. Atatürk'ün vasiyeti üzerine 26 Haziran 1939 yılında çıkanlan yasayla koruma altına alınan Ya- lova Termal Kaplıcala- n'nı 1 yıldanbuyanabaş- kanlığmı Durmuş'un vap- tığı TÜRKSEV Vakfıış- letiyor. Muharrem înce ve sivil toplum örgütleri- nin Durmuş aleyhine aç- tığı dava sonucunda Bur- sa 2. Idare Mahkemesî yürütmeyi durdurma ka- ran verdi. Bunun üzeri- ne Durmuş da bir üst mahkemeye itiraz etti Ince, davanın sonuç- lanmasuıı beklediklenni belirterek "TBMM'de SağhkBakanı Recep Ak- dağ'ın yanıtlaması iste— mrvieverdiğnn soru öner— gemleTÜRKSEVinja- sal ounayan yollarla fer— mal Kaphcalan'nı işletti— ği açjğa çıkü" dedi. Vak- fin, Termal Kaphcalan'rL» işletmesine karşın Sağlık: Bakanlığı na kira ödeme— diğine dikkat çeken In— ce, Durmuş aleyhine "gö— revi kötüye kullanmak ve- çıkarsağbamak" suçlarm— dan ceza ve tazminat da— vası açacağını belirtti. SHP Genel Başkanı Karayalçın: Solun en büyük sorunu birleşemem^ İstanbul Haber Servi- si - SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Türk solunun en büyük soru- nunun "birleşememe'' ol- duğunu belirterek "ttti- fakyapma\-anlann sonu- nu hep birlikte gördük. Umanm herkes sorunun ka\nağını çok i\i algılar ve bundan sonra böyle davranmaz" dedi. SHP lideri Karayalçın dünSHPBağcüarilçeör- gütünün açılış kanlarak yeni üyelere ro— zetlerini taktı. Karayal— çın ilçe örgütünün önün— de bir kamyonette yaptı— ğı konuşmada, dün Be— yazıt Meydanı'nda ger— çekleştirilen "Savaşa Ha— yır" mitinginde halkırKm "savaşa hayır" diye ba— ğırdığjnı belirterek "&•• savaşıistemiyoruz,bu a — vaş bizim savaşunız ğü" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear