25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 OCAK 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishaba cumhuriyet.com.tr 11 Casus uçağı Kore'de düştü • SEUL(AA)-Güney Kore'nin başkenti Seul'ün güneyindeki Hwasong bölgesinde, U-2 tipi bir Amerikan casus uçağı düştü, uçağın pilotu kazadan kurtuldu. Güney Koreli askeri yetkililerin açıklamasına göre kazada yerdeki üç Güney Koreli köylü hafif yaralandı. Pilorun, kendisini uçaktan fırlatarak kurtulduğu belirtildi. Güney Kore televizyonu YTN ve Yonhap ajansı ise mürettebattan bir kişinin öldüğünü, bir kişinin de kurtulduğunu duyurdular, ancak bu haber askeri yetkililer tarafından dogrulanmadı. FMdtşi SahHi'nde anlaşmaya isyan • ABtDJAN-Fildışı Sahili'ndeki iç savaşı sona erdirmek için önceki gün imzalanan iktidar paylaşımı anlaşmasına karşı çıkanlar ayaklanırken, Devlet Başkanı Laurent Gbagbo sükûnet çağnsında bulundu. Fildişi Sahili'ne banş getirme çabalan çerçevesinde, Gbagbo, siyasi rakipleri ve isyancı liderleriyle iktidan paylaşmayı kabul etmişti. Fransa'nın dayattığını söyledikleri banş anlaşmasına karşı çıkan on binlerce kişi, ticari başkent Abidjan'da barikatlar kurdu, lastik yaktı ve kent merkezine yürüdü. Isyancılara çok fazla taviz verildiğini savunan banş anlaşması karşıtlan, Fransa Büyükelçiliği'ne saldırarak vize bölümünü yakmaya kalkıştılar. Sanforıfdan • WASHESGTON (ANKA)-ABD'nin Güney Carolina eyaletinde göreve yeni gelen Vali Mark Sanford, Atatürk'ü öven konuşması nedeniyle Ermeni ve Rum lobilerinden gelen tepkiler karşısında geri adım attı. Sanford, Güney Carolina valiliği görevini devralmasının ardından, eyaletin yönetim yapısının değiştirilmesi konusunda geçen hafta yaptığı, Atatürk'ü örnek gösteren ve öven konuşması nedeniyle Ermeni ve Yunan lobilerinin tepkisini çekmişti. Lobilerin, yerel basında ortaya koyduklan tepkiler nedeniyle geri adım atan Sanford, konuşmasından ötürü özür diledi. Başmüfettiş terör kurbanı • KATMANDU(AA)- Nepal'in başkenti Katmandu'da terörle mücadele şubesi şefı ile kansı ve konıma görevlisinin, kimliği belirsiz kişilerce açılan ateş sonucu öldüğü bildirildi. Polis yetkilileri. Nepal Silahlı Polis Gücü'nde başmüfettiş olarak çalışan Krişna Mohan Şrestha'nın, eşi ve koruma görevlisi ile birlikte sabah yürüyüşüne çıktığı sırada silahlı kişilerin ateşine hedef olduğunu belirttiler. Olayın sorumluluğunu henüz üstlenen olmadı. Ancak polis yetkilileri, Şrestha'nın, ülkedeki Maocu ayaklanmayla mücadele etmekle görevli olduğuna dikkati çektiler. Dışişleri Bakanı Powell, Davos'ta, 'Vurma hakkımız saklı, zaman daralıyor' dedi ABD ergeçvuracak• Irak için kritik bir hafta başlıyor. BM silah denetçileri raporlannı Güvenlik Konseyi'ne bugün açıklayacak. Bush yarınki ulusa sesleniş konuşmasında savaş ilan etmeyecek, ancak konuşmasının tonu rapora göre değişecek. Dış Haberler Servisi - Irak için kri- tik bir haftaya girilirken ABD Dışiş- leri Bakanı Cobn PoweD, savaş mesa- jı verdi. Povvell. îsviçre'nin Davos ken- tinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nda yaptığı konuşmada Irak'taki durumun devam etmesine izin verilmemesi gerektiğini söyledi. Amerikalı Bakan, "Irak'atekbaşnnı- zaya da gönüllü ülkderin kaülacagı bir koalisyonla vurma hakkımızı sakta tu- tuyoruz" dedi. Bağdat yönetiminin geçen ay BM 'ye yaptığı silah bildirimiyle ilgili olarak, bu ülkenin "sflah bildirimi sınavında" başansız olduğunu savunan Powell, "Bu 12 bin sayfadan oluşan beigenin büyüklüğüyle gerçeklerin saklanmak istendiğini" söyledi. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüse- yin'i El Kaide örgütüyle ilişki içinde olmakla suçlayan Povvell, "Ne kadar çok beklersek, bu diktatörün terörist gruplarla, özeUikk de El Kaide ile açık flişkisi olduğunu, bu gruplara silah sağ- ladığını görmek için o kadar çok şan- smnzolur" diye konuştu. Povvell, Bağ- dat yönetimi ve El Kaide arasındaki iliş- kiyle ilgili aynntı vermedi. Irak konusunda "zamanın azaMığı- nı" belirten Colin Povvell, "Alt hafta- hk denetiemeler sonrasında dünya ka- muoyu hâlâ baa sorulara yanıt istiyor" dıyerek Irak'ın sakladığını iddia ettiği silahlan ve sorulan şöyle sıraladı: 1996 öncesinde aldığî on binlerce ton Botilinyum ve Şarbon virüsünü nasıl ve nerede yok etti; Sadece 16 tanesi bulunan 30 bin kimyasal silah başlı- ğına ne oldu; Biyolojik silah yapımın- da kullanılan 3 ton bakteri nereye git- ti; Biyolojik laboratuvarlara dönüşen minibüsler nerede; Irak neden hâlâ Uranyum almaya çalışıyor. ABD Dışişleri Bakanı, sorunun, de- netçilere daha fazla zaman verilmesi değil, Saddam Hüseyin'in doğrulan söylemesi olduğunu ifade etti. Blalr süre verllmeslnden vana tngiltere Başbakanı Tony Blair ise dün yaptığı açıklamada Birleşmiş Mil- letler Güvenlik Konseyi'ne bugün ra- porlannı sunması beklenen denetçi- lere, istedikleri zamanın tanınması ge- rektiğini söyledi. 2005te Flllstin devletl Povvell, Filistın ve Kuzey Kore ko- nulannda da açıklamalarda bulundu. Bir Filistin devletinin kurulmasının 2005'te mümkün olduğunu söyleyen Povvell, T ü m taraflaruı çaba sarf et- mesrvie demokrafik. ayakta kalabile- Pmvell "Sadece 16 tanesi butunan 30 bin künyasal silah başhğına ne oldu" diye sordu. Tehdl lükleer silahla önlenecek M Dış Haberier Servisi - Washington yönetimi Irak'a yönelik söylemini sertleştirirken ABD'nin Irak'a karşı savaşta nükleer silah kuüanabileceği öne sürüldü. Los Angeles Times gazetesinin haberinde, "Pentagon'dald savaş planlamacdannın. savaşta nükleer silah kullanma olasıhgryla ilgili hazniüdannı sessiz sedasız sürdürdükfcri" savına yer verildi. Nükleer silahlann Irak'ın silah depolaruun yok edihnesi amacıyla kullanılabileceğini yazan gazete, savaşın mart başında, iki gün sürecek Cruise füzesi saldınsıyla başlayacağını ve bu saldında yüzlerce füze kullanılacağım öne sürdü. Haberde, "Pentagon kaynaklarma göre nükleer saktırı olasıhğmın az olmasma karşm, askeri yetkililer, bu silahlann düşmanı etkfciz hale gefirmek için ya da Irak'ın kirnvasal ve biyolojik silah kullanmasına misilleme amacryla kullanüabileceğine dikkat çekiyorlar'' denildi. cek bir Filistin'in kurubnası 2005'te mümkündür" dedi. ABDnin Kuzey Kore'ye saldırma ni- yeti bulunmadığını, "ancaktüm secenek- lerinmasadabulunduğunu* söyleyen Po- vvell, Kuzey Kore ile nükleer programı- na son vermesi konusunda görüşmeler yapmaya hazır olduklannıbelirtti. Raporda kesln sonuç vok BM silah denetçileri, Irak'ta yap- tıklan incelemeler sonucunda Güven- lik Konseyi'ne bugün rapor sunacak. ABD'de yayımlanan Washington Post gazetesi, silah denetçilerinin başkanı HansBlix'ın. raporda, silah program- lanyla ilgili olarak önemli sorulann Irak tarafından cevaplanmadığıru belirtece- ğini yazdı. Gazetenin, adını açıklama- dığı BM kaynaklanna dayanarak ver- diği haberde, Irakh yetkililerin açık- lanacak bir kimyasal, biyolojik ya da nükleer silah programlan bulunmadı- ğı şeklindeki tutumlanru pek değiştir- medikleri için, Blix'in, denetçilerin gerekli bilgiye ulaşmalan konusunda Bağdat'ın aktif işbirliği yapmadığını söyleyeceği belirtildi. Blix'in bugün sunacağı rapor, ABD yönetimiyle Irak lideri Saddam Hüse- yin arasındaki çatışma açısından dönüm El Baradey'in (sağdaki) Irak konusunda Hans BhVten daha az eleştiret olacağı bildiriliyor. El Baradey'in, yanıtianmamış sorular olduğunu ve Irak'ın nükleer silah kapasitesini yeniden ohışturmaya çalışmadığıru kanıtlamak için daha çok zamana ihtrvaç olduğunu söyleyeceği öne sürüİüyor. (Fotoğraflar: AP) noktası olacak. Ancak raporun, Irak'ın silahsızlanma konusundaki yükümlü- lüklenni süreklı ıhlal ettiği yönünde sert bir görüş bildirmesıni isteyen Ame- rikan yönetiminin ısteklerini tatmin et- meyeceği de haberde belirtildi. Hans Blix ile Uluslararası Atom Enerjisi Ku- rumu Başkanı Vluhammed El Bare- dey' nin sunacaklan raporda, "siyah ya dabeyaz" gıbi kesin sonuçlara yer ver- meyecekleri ya da "maddi bir ÜuaTden söz etmeyecekleri belırtıliyor. Bush ulusa seslenlvor ABD Başkanı George Bush'un, yann yapacağı, yıllık "Birngin Dunımu" ko- nuşmasında. ağırlığı Irak'a karşı alına- bilecek önlemlere vereceği, ancak savaş karan açıklamayacağı belirtildi. Was- hington Times gazetesi, Bush'un Kong- re'de yapacağı ulusa sesleniş konuşma- sında kullanacağı "tonun", Blıx'ın ya- yımlayacağı rapordaki bulgulara bağlı olduğunu yazdı. ABD yönetiminin üst düzey bir yetkilisi, gazeteye yaptığı açık- lamada, a Başkan, Irak'ın oluşturduğu tehdidivurgulayacak, buna karşı önlem almaya kararh olduğunu anlatacak, an- cak mevcut koşuSarda savaş Oanının za- manı gelmedT dedi. Kıbrıs ve Irak için anahtar MGK Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış ile Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman'ın bugünden itibaren adada yapacaklan temaslar, Güvenlik Kurulu'nun karannı etkileyecek AYHAN ŞİMŞEK ANKARA - Irak ve Kıbns konula- nnda kritik bir haftaya girilirken Milli Güvenlik Kurulu (MGK) ocak ayı ola- ğan toplantısında önemli kararlara dam- gasını vuracak. Cuma günü gerçekleş- ririlecek MGK'de ilk ele alınacak ko- nu, ABD'nin Türkiye'den Irak operas- yonuna ilişkin taleplerine istediği yanıt olacak. Kıbns konusunda da AKP lıde- ri Recep Tayyip Erdoğanın eleştirileri ve KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denk- taş'ın istifa restinin ardından ortaya çı- kan sıkıntılı durum gündeme gelecek. Dışişleri Bakanı Yaşar Yakıs ile Ka- ra Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ay- taç Yalman'ın bugünden itibaren ada- da yapacaklan temaslar, MGK'nin ka- rannı etkileyecek. 31 Ocak Cuma günü gerçekleştirile- cek MGK"nin öncelikli konusunu ABD'nin olası Irak operasyonu oluşru- racak. Başbakan AbduDah Gül'ün Da- vos'ta ABD Dışişleri Bakanı Colin Po- wefl'la görüşmesi, ABD'den gelen me- sajlar ve bölge ülkeleriyle yapılan temas- lann sonuçlan masaya yatınlacak. ABD'nin Türkiye'den taleplerine bir an önce karar vermesini istemesi ve bu ko- nuda hafta başında Ankara üzerinde baskısuıı arttırması bekleniyor. BM si- lah denetçilerinin şefi Hans Btis'in bu- gün açıklayacağı raporda, denetimler için ek süre istemesi Ankara'yı biraz daha rahatlatabilecek. Türkıye, banşçıl çözüm için çabala- nnı sürdürmeyi benimserken ABD'nin kararhlığı karşısında operasyona dönük hazırlıklanru ilerletmeyi planlıyor. Ku- rulun askeri kanadınuv her olasıhğa kar- şı, Meclis'ten yurtdışına asker gönder- me ve ülkede yabancı asker bulundur- ma yetkisi alınmasına ilişkin çalışma- lara başlamasını isteyeceği belirtiliyor. Yalman ve Yakış'ın ziyareli AKP liderliği ile KKTC Cumhurbaş- kanı RaufDenktaş arasında basına yan- sıyan görüş aynlıklannın, askerlerde büyük rahatsızlığa neden olduğu kayde- düiyor. Yalman' m bugün adaya yapaca- ğı ziyaret, MGK öncesinde büyük önem taşıyor. Yalman'ın temaslan sırasında, AKP liderlığınden gelen eleştirilere kar- şı Denktaş'ın çözüm çabalanna destek veren açıklamalarda bulunması bekle- niyor.Yakış da Yalman ile aynı dönem- de adada önemli temaslarda bulunacak. Yakış, KKTC'ye hareketinden önce Atatürk Ha\alimanı"nda gazetecılerin sorulannı yanıtladı. Erdoğan ile KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş arasında ba- sına yansıyan tartışmalann hatırlatıl- ması üzenne Yakış, "Biz KKTC makam- lan ik basın ve medya aracıhğryla gö- rüşmeyiz. Biz birbirimize mesajımızı doğrudan doğruya iletiriz. Onun için gidrvorum. Orada mesajımı doğrudan ileteceğim. Medj'ajı aracı olarak kul- lanmanuz doğru değfl'" dedi. Yakış, Tür- kiye'nin Kıbns konusundaki görüşü- nün ne olduğunun sorulması üzerine deu Kıbns hâlâ Türkry e için milli dava- dır" diye konuştu. Savaşta halkın canlı kalkan olarak kullanılacağı öne sürüldü Saddam V çocuk askerler koruyacak MURATİLEM ATtNA - Irak Devlet Başkanı Sad- dam Hüseyin'in, ABD'nin olası saldı- nsuıa karşı çocuk askerler eğittiği öne sürülürken Şii muhalifler de Irak lide- rinin halkını canlı kalkan olarak kul- lanacağını iddia etti. Yunan basınına yansıyan ve Weekly Defence dergi- sinde yer alan habere göre, savaş eği- timi verilen ve yaşlan 10 ile 15 ara- sında değişen yaklaşık 23 bin çocuk görev beklemeye başladı. Karşılann- da çocuk askerler bulanAmerikan as- kerlerini psikolojik olarak etkilemek ve ABD'yi uluslararası kamuoyu önün- de zordurumdabırakmak amacryla eği- tilen çocuklann arasındakızlar da bu- lunuyor. 1991 Körfez Savaşı'ndanson- ra çıkanlan yasayla, 15 yaşına kadar olan çocuklar gönüllü oûnalan duru- munda, 15-18 yaş arasuıdaki çocuk- lar ise yasal olarak askere alınabiliyor. 12 yıltfar eğitiliyortar Bağdat, 12 yıldan bu yana çocuk askerler yetiştiriyor. Her gün şiddet ıçeren fiimler izlettınlen çocuklann ilk aşamada beyinleri yıkanıyor. Eği- timin sonraki aşaması yakın dövüş ve yakın silahlı çarpışma konulannı içe- riyor. Çocuklara, hafif piyade ve kü- çük çaplı silahlan kullanmalan öğre- tüiyor. Başta Bağdat olmak üzere bü- yük şehirlerin korunması amaçlanarak verilen eğitimi tamamlayan çocuklar, gerilla savaşında uzman hale geliyor. Siyasi eğitim de verilen çocuklar, Sad- dam Hüseyin'in fedaileri haline geti- rüiyor. Habere göre, 23 bin çocuktan 8 bin'i Saddam Hüseyin ve Bağdat'ı korumakla görevlendırildi. BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Arayış İçinde İnsanlar... Insanlar büyük bir rahatsızlık içindeler. Konuş- ma yapmak üzere gittiğim yerlerde çaresizlikleri- ni dile getiriyorlar. öğrenciler, işçiler, memurlar, işa- damlan hepsi aynı. Bir karamsarlık hâkim. 3 Kaam öncesindeki koalisyon dönemlerinde de karamsarlık vardı. Beraberinde büyük iktisadi krız- leryaşandı. 3 Kasım sonrasında karamsarlık ve ça- resizlik biraz daha farklı boyutta. Aydın, Atatürk- çü, halkçı ve ulusalcı kesimler hükümetin Türkiye'yi belirsiz bir tünelin içine sokacağı kaygısını ve ka- ramsariığını taşıyorlar. Kafalar çok kanşık - Bunlar Atatürk düşüncelerine karşı, dini ağır- lıklı yeni bir yapılanmaya mı gidecekler? Kafalar- da bu soru var. - Ulusal konularda "tavizci bir tutumun" sergi- lenmeye başlanması başka sorulan da gündeme getirmeye başlamış. Kıbns konusunda, neden bu kadar dış güçlerin etkisi altındalar? Hani bunlar mu- hafazakârdı? O haide AB çevrelerine neden her- kesten daha sıcak bakıyorlar? - Bu bir aldatmaca ise o zaman "her konuda" kuşku duymamız gerekmez mi? Bu tür sorular, AKP'ye oy veren vermeyen bü- tün çevrelerin kafasında. Askerin eğitim, Kıbns ve AB gibi konularda AKP liderieri ile görüşlerinin "uyuşmazlığının" kamuoyu önünde ortaya konma- ya başlaması, aydın ve Atatürkçü çevrelerin "şüp- helenni" daha da güçlendiriyor. Art arda sorular so- rulmaya başlanıyor; - Türkiye nereye gidiyor? Veya, Türkiye nereye götürülüyor? - Hemen arkasından, biz ne yapabiliriz, bir şey- ler yapmamız gerekiyor, nasıl örgütlenecegiz so- rulan sıralanıyor. Her gün 20-25 telefon geliyor; sorular hep aynı; Erol Hoca ne yapacağız? Elimiz, kolumuz bağlı oturacak mıyız? Çıkış yolumuz ne? Türkiye içer- den ve dışardan felakete mi sürükleniyor? Hangi partilerte, hangi sivil toplum örgütleri ile bütünle- şelim? Birbirlerini hiç tanımayan, aralannda hiç konuş- mamış insanların ortak bir düşüncesi var; bir şey- ler yapmamız gerekiyor diyorlar. Ancak neyin, na- sıl yapılacağını bilmiyorlar; işte bu konuda çare- sizler. Çünkü hep önleri tıkanmış... önleri hem tıkanmış; ayrı ayn partıler kurulmuş ama hemen hemen hepsi de beiirii iç ve dış ben- zer odaklann denetiminde olmuşlar. örneğin, - Içerdeki "gayri milli" büyük sermaye çevreleri bu partileri yönlendirmiş, denetimleri altına almış- lar. - Dışardan "icazet alarak" yeni partiler kurulmuş. Göbekleri dışanya bağlı kalmış. Bunlar bazen, "d/ş güçlerin içerdeki temsilcileri olarak kurulmuşlar", bazen de "içerde ulusalcı güçlere karşı dış des- tek sağlamak için" işbirliği yapmak zorunda kal- mışlar. - Bölücü partiler ve onlara destek veren çevre- lerde işin cabası... Insanlar bu tersliklerin ve çürümenin de farkın- dalar. Ancak, farkında olmalan yeterli değil; ne ya- pacağız, ne yapmamız gerekiyor sorusunu, karşı- laştığım herkes soruyor. Insanlar öylesine koşullandınlmışlar ki "kendi örgütienmeleri ile her şeyin başlaması gerektiği- ni göremez duruma getirilmişler", Herkes bir kur- tancı bekliyor. Atatürk'lerin her zaman çıkamaya- cağını, insanlann "biraraya gelerek" siyasal, ikti- sadi, hukuki, kültürel güç kazanacağını düşünemez hale getirilmişler. Politik reflekslerı köreltilmiş. Birsömürge zihniyeti, "birzihnen devşirilme or- tamı yaratılmış"... Kimler, nasıl yaratmışlar? - Bunda belki, Türkiye'nin, Türklerin ve Osman- lı Devleti'nin dün de bugün de "Doğu ile Batı ara- sındaki kesişme noktalannda" bulunmuş olmala- nnın etkisi var. Dini ve kültürel olarak, iktisadi ve siyasi olarak "Batı'dan etkilenen bir Doğu'lu" ve- ya "Doğu'nun Batı'daki bir uzantısı" olmanın ya- rartığı çelişkiler var. - Belki Tanzimat felsefesinin, arkasından çöken Osmanh'nın Avrupa (ve Batı) karşısındaki ezikliği- nin tortulan bu birikimleri meydana getirmiş bulu- nuyor. - Ya da, Atatürk'ün ölümünden sonraAtatürk'ün yaratmak istediği "sentezin" aksatılmasıvetekta- raflı bir Batı bağımlılığına dönüşmesi bu sonucu do- ğurmuş bulunuyor. - Bu faktörlerin içinde veya paralelinde yer alan sanayileşememe, ulusal burjuvazi yaratamama meseleleri bu gelişmelerin hem sebebi hem de sonuçlan olarak değeıiendirilebilir. Insanlar yine de kıpır kıpır.. bir şeyler bulma, bir şeylere omuz verme arayışı içine nihayet girmeye başlamışlar. Kim bilir belki de, özellikle Özal'olık ve soğuk savaş sonrasında, geniş halk kitlelerinin zararına, - bazı büyük sermaye çevrelerinin dış güçlerile işbiriiği yaparak faaliyetlerini arttırmalan; - iç ve dış tekellerin ve ÇUŞ'nin, işçinin, merru- run, çiftçinin "çıkarlan aleyhine baskılannın büyü- mesi" - bu kıpırdanmalann ve hareketlenmenin yaygn- laşmasına yol açıyor. ınsanlar gerçekten bir arayış içindeler; çünkü, dar bir çevre dışında herkes, yani 70 milyon insan ıa- rar görüyor, acı çekiyor; toplum uluslararası ilişxi- lerinde "aşağılanıyor"; Batı karşısında "birsömur- ge konumunda tutuluyor". Bir noktadan sonra insanlann sabrı taşmaya başlıyor; Başkalanndan yardım beklemek yeme kendilerinin inisiyatif almalan gerçeği ile karşı kır- şıya kalıyorlar. Kendilerinden başka çare olmadığını, çarenin kendi güçlerine dayanması gerektiğini görüyorar. Ve bunu araştınyorlar... www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali KULU ASLtYE HUKUK HÂKİMLtĞİ'NDEN 2002 824 Kon>a ılı Kulu ılçesı Kemalı\e Mahallesı Havuzyoh. mevkıı, 80 ada. 42 nolu parsel Durmuş çocuklan A\şe Duıçer ve ıştırakçılen adına kayıtli olup. 12 04 2002 tan- hınde davacı Meram Elektnk Dağıtım AŞ Genel Müdür- lüğü'nce 100 m2'sı kamulaştınlmış olup, da\alılann ad- reslen tespıt edılemedığınden \e bu nedenle de pazarlıt görüşmelen vapılamadığmdan ılgılı ıdarece Kulu Aslıye Hukuk Mahkemesrnın 2002 824 Esas nolu dosvası ile kamulaştırma bedehnin tespıtı \e tescıl da\ası açıldıg ılan olunur Basın: 3373
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear