25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 OCAK 2003 PERŞEMBE HABERLER Yüksek Askeri Şûra kararlanyla TSK'den uzaklaştınlan subaylar da beldeye yerleşmiş Ordudanatılan Akfirat'taOKTAYAPAYDEV Tuzla ilçesinin Akftrat beldesinde ortaya çıkartılan "EdepTarikaü" ola- yuıın perde arkasındaki gerçekler her gûn biraz daha aralanıyor. Yapılan soruşrurmalar sonucunda, çeşitli dönemleTde Türk Silahlı Kuv- vetleri'nden YAŞ kararlanyla atılan ya da emekli edilen kimi ordu men- suplannın da Akfirat beldesinde yer- leştiği ortaya çıktı. Belediye Başka- nı AB Osman Soyhı'nun yarbayken emekli olup buraya yerleşmesinden sonra 12 yıl hem köy. hem belediye döneminde muhtarlık yapan Durmuş Karasoyun emekli astsubay olduğu anlaşıldı. Bu arada soruşturmayı yü- rüten tstanbul DGM Başsavcılığı'nın, ANAP'h Belediye Başkanı Ali Osman Soylu ile halen muhtarlık görevini yürüten Sadık Savaş'ın ifadelerini al- dığı öğrenildi. Akfirat Beldesi'ni "Şeriatköyü'> ha- • Belediye Başkanı Ali Osman Soylu'nun yarbayken emekli olup buraya yerleşmesinden sonra 12 yıl hem köy, hem belediye döneminde muhtarlık yapan Durmuş Karasoy'un emekli astsubay olduğu anlaşıldı. Soruşturmayı yürüten Istanbul DGM Başsavcılığı'nın, ANAP'h Belediye Başkanı Ali Osman Soylu ile halen muhtarlık görevini yürüten Sadık Savaş'm ifadelerini aldığı öğrenildi. line dönüştüren imamYaşar Yümaz ın işgal ettiği belediye arazisindeki "Kü- mes" adını verdiği alandaki binalann yıkımı için Kaymakamlık, Tuzla Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvurdu. Ceza- evinde bulunan tarikat elebaşısı Ya- şar Yılmaz' ın işgalinde bulunan 50 dö- nümlük köy ortak mülkiyeti ve bele- diye arazisinde çok sayıda ev bulun- duğu saptandı. Yaşar Yümaz'ın 'cennet'i Öte yandan, Tuzla llçe Kaymaka- mıMustafa Guni'nin köy merasında bulunan bu kaçak yapılarla ilgili ola- rak 6 ay önce yıkım karan aldırdığı, ancak yıkımın belediye tarafindan gerçekleştirilemediği öne sürüldü. Koruması altına aldığı ve imam ni- kâhı kıydığı kadınlarla köy ortasın- da adeta bir "cennef yaratan imam Yaşar Yılmaz'ın, çiftliğindeki hay- vanlar arasında bulunan iki devenin, 3 yıl önce bir müridi tarafindan geti- rildiği ortaya çıktı. Jandarma tarafin- dan yapılan çalışmalarda, imam Yıl- maz'ın evinin bulunduğu alanı ade- ta özel bir hayvanat bahçesine dö- nüştürdüğü anlaşıldı. "Kûmes" adı verilen ve jandarma tarafindan kim- senin yaklaştınlmadığı malikânelerin bulunduğu alanda yapılan sayrmda şu hayvanlar bulundu: "6dev«kuşu,50yeşabaşördek,6ge- yik, 30 denizfi horozu ve tavuğu, 1 şa- bin, 3 inek, 7 merinos koyunu, 2 adet tavuskuşu." 'Baskı yapıyordu' Yaşar Yümaz'ın üişkilerinin ve kur- duğu EdepTarikaü'nın ortaya çıkma- sını sağlayan EŞ'ninbabası Üstön Ş., Yılmaz'ın evlerinin inşaatı sırasında kendileriyle beraber çalıştığını be- lirtti. tmam Yılmaz'ın kızını Abdul- lah Karasoy'la evlendireceğini söy- lediğini, ancak kızını kendisine gös- termediğini iddiaedenÜstûn Ş., "Kı- zım eşiylebirbuçuksenebir araya gd- mediğmi, ayn odalarda yatbğmı an- lattL Yıtanaz, daha sonra da kızın ni- kâhııu kendiüzerine aldL Bunun üze- rine şikâyet ettik Bana susmam için Dolayoba'daiki daireverdL Karşı çık- tım. Beni tehdit edip 6 ay boyunca adamlanna dövdürdü" dedi. Beldede sessiz bekleyiş Tarikat olayının ortaya çıkmasından sonrajandarmatarafindan abluka al- tına alınan Akfirat beldesindeki ger- gin bekleyiş ise sürûyor. Jandarma- lann 24 saat devriye görevi yaptığı köyde hâlâ gazete satılmıyor, kadın- lann yabancı gördüklerinde yol de- ğiştirdikleri, evlerinin pencere önle- rinden içeri kaçtıklan dikkat çekiyor. Jandarmanın, DGM savcılığı tara- findan yürütûlen soruşturma kapsa- mında beldede çalışmalannı bir süre daha devam ettireceği bildirildi. Yet- kililer, imam Yaşar Yılmaz'ın yaptır- dığı kamu alanı üzerindeki binalarla ilgili karann ise önûmüzdeki gûnler içinde verüeceğini ifade ettiler. 'Şeyh' baskısı sürüyor MLU câaM %Juu*mjG» GAZİ MUSIAFA PAŞA Yıkım kararına karşın külliyede \ ~ "~ inşaat çahşması yeniden başladı Jandarmanın aldığı önlemlere karşın Akfirat'ta kimse konuşmak istemiyor Orhanlı'da 'Dergâh Plaza' Bayındırlık Bakanhğı ve mahkemelerin, kaçak yapıldığı gerekçesiyle yıkım karan aldığı, Adıyaman Menzfl Tarikauna ait, Tuzla Orhanlı Belde Belediyesi'ne bağlı Tepeören Köyü'ndeki külliyede inşaat çahşması yeniden başladı. Külliyeyi Orhanlf nın ANAP'h Belde Belediye Başkanı Cemfl Ekşi'nin, yasal olmamasına rağmen plan tadüatı yaparak ruhsatlandırdığı ortaya çıktı. Tuzla CHP llçe Başkanı Tekin Ağırman, "Bu küffivenin, planlan bakanhkça iptal edümesine, Jandarma Komutannğı'nın düzenlediği raporlara rağmen. yasadışı biçimde ruhsaüandınlması kanunlar önünde açıkça suçtur. Ancak bunu nedense yetkililer görmezden gelmektedir'' dedi. Söz konusu arazınin ilk planlan Tuzla Belediyesi tarafindan, "Sosyal, dini ve kültürel tesis yapdabiBr" notuyla Adıyaman Menzil grubuna verihnişti. Adıyaman Menzil grubu da arazide külliye inşaatına başlamıştı. • Tuzla Orhanlı Belde Belediyesi'ne bağlı Tepeören Köyü'ndeki külliyede inşaat çahşması yeniden başladı. Yıkım karan olan külliyeyi, ANAP'h Orhanlı Belde Belediye Başkanı Cemil Ekşi'nin, yasal olmamasına rağmen plan tadilatı yaparak ruhsatlandırdığı *> ortaya çıktı. Ancak inşaatın, Tuzla tlçe Jandarma Komutanlığı tarafindan yapılan denetimlerde kaçak olduğu ortaya çıktı. Aynı yerdeki değişik parsellere tecavüzlü olarak yapımı süren külliye ile ilgili Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı Teknik Uygulama ve Araşurma Genel Müdürlüğü 19.02.2001 tarihli yazısıyla bölge planlannın tümünü iptal etti. Bakanlık yazısmda, "tlçe Jandarma Komutantağı'nın Tuzla Kaymakamhk Makanu'na yaptığı yaoşmalardan anİaşılacağı üzere Tuzla. Tepeören Köyü 5 pafta 1838 parselde imar mevzuaüna aykın inşaata başlandığı ve kabasının brarihniş olduğu bfldirumiş, söz konusu inşaaüa ilgili Tuzla Belediyesi'nce yapı tatil tutanağı düzenlendiği görütanüştOr. Söz konusu inşaabn 'Külhye inşaatı', 'Dergâh Plaza" olarak yapıkhğına dair kknalar da yer almaktadır" denildi. Bakanlık yazısının sonuç bölümünde tüm planlann iptal edildiği belirtilerek, külliyenin yıkılması istendi. CHP Tuzla llçe Başkanı Tekin Ağırman, Külliye'nin Tepeören'in Akfirat ve Orhanlı Belde belediyeleri arasındaki çekişmeler sonrasında, Orhanlı Belediyesi'nce yasadışı olarak yeniden plan tadilahyla ruhsatlandınldığıru ortaya çıkardı. • Öğrenciler, belde merkezindeki Gazi Mustafa Paşa îlköğretim Okulu'na gitmek için şeyh baskısı nedeniyle türbanla evlerinden çıkıyor, okula yaklaşınca başlanndaki türbanı çıkanp okula öyle giriyor. (Fotoğraflar: OKTAY APAYDIN) Tuzla Akfırat'taki "Edep Tarikaü" elebaşısı imam Yaşar Yılmaz'ın tutuklanmasına karşın beldedeki müritleri aracıhğıyla yaptığı baskısı sürüyor. Öğrenciler, belde merkezindeki Gazi Mustafa Paşa Îlköğretim Okulu'na gitmek için şeyh baskısı nedeniyle türbanla evlerinden çıkıyor, okula yaklaşınca başlanndaki türbanı çıkanp okula öyle giriyor. "Şeyh" baskısı nedeniyle jandarmanın aldığı bütün önlemlere karşın kimse konuşmak istemiyor. Vatandaşlar, "Bize hiçbir şey sormayın, yapılanlar ortada. Herkes cezasım bulacak" demekle yetiniyor. Şeyhin çocuk merakı 25 yıllık bir süreçte Akfirat beldesını kendi kurallarına göre yöneten Yılmaz'm, yapılan operasyonlarda "küçük yaştaki çocuklara ayn bir Ugbi olduğu" ortaya çıktı. Jandarma ve DGM'nin 8 ayı aşkın bir süredir Akfırat'ı ve gelişmeleri düzenü olarak izlediği, operasyonlann sürdüğü belirtildi. Çocuklann çoğu biryaşmda Yıhnaz'm 9 imam nikâhlı kansının olduğu, Gebze'deki evinde ele geçinldığınde yanında bulunan T.Ç.'den bir yaşında çocuğu bulunduğu da belirlendi. Yılmaz'ın operasyon sırasında yakalanan imam nikâhlı kanlanndan birisinin ise gözaltına alınmadan 2 gün önce doğum yaptığı belirlendi. Yıhnaz'ın kanlanndan olan çocuklann büyük çoğunluğunun ise 1-2 yaş grubunda olduğu ortaya çıktı. VECtHİ 1ÎMUROĞLU Kasım 2002 seçimlerinin beklenen sonucu gerçekleşti ve AKP iktidar ol- du. AKP'nin ilk marifetleri de toplu- mu germeye başladı. Otellerin bekle- me bölümlerinde, bakanlıklann mer- divenlerinde gösteri namazlan kılmak ve kadınlann başörtüleriyle kamu ku- rumlannda görev yapmalanna ışık yakmak, toplumun bunca sorunu var- ken öne çıktı. Bu şeriatçı tutum, bir du- rumun yansımasıdır: AKP, hiçbir za- man>'aşamageçiremeyeceğisözlerver- miştir halka."Yoklukİar,yoksuDuldar ve yoteuzhıklar ortadan kaldınlacak- ör" dediler. Daha ilk adımda. yolsuz- luklar, milletvekili dokunuhnazlıkla- nnın kaldınknası sözünden vazgeçi- lerek korumaya alındı. Emekçilerin yoksulluklannın giderihnesi, "tşGû- vencesi Yasası"nın değiştirilmesinin gündeme getirilmesiyle, bir başka ba- hara kaldı. Bu yasanın ilk ağızda ele alınması, AKP'nin emekçiye bakış açısını açık seçik belirtiyor. Kuşku- Şeıiatın sîmgesi türban suz, AKP'nin emekçiye bakış açısı, îs- lamcının bakışı açısıdır. Islamın emek kavramından anladı- ğı, Tann'ya ibadettir. Emek (amel), dinsel içeriği olan bir kavramdır Ku- ran'da. Ömeğin, Âl-i Imran suresinin 195. ayetinde, Tann şöyle buyuruyor kullanna: "Tannlan, yakanlarmı ka- bul edip bildirdi ki, erkekya da kadın, sizdenemekveren kimsenin emeğinibo- şaçıkarma>-acağım kuşkusuz. Birbiri- nizden oluşmaktasuuz. Göçenlerin, yurtianndan sürülenlerin, benim yo- lumda işkence görenlerin. savaşlarm ve öienleringünahlanıu, elbettebağış- layacağım ve elbette onlan, albndan ırmaklarakan cennerkre km^cağım." Görüldüğü gjbi, emek (amel), altından ırmaklar akan cennetlerle karşılanacak- tır. Kuşkusuz, karşılığın en güzeli Tan- n katındadır! Ve de bu kata çıkmak, ölümden sonra dirilişte olacaktır. Bir Islamcı iktidann emeğe başka tür- lü bakması olanaksızdır. Emekçi, gö- nence cennetlerde kavuşacaktır. AKP iktidannın başörtüsü (türban), göste- ri namazı, imam hatip okullan gibi sorunlan hemen gündeme getirmesi- nin nedeni açıktır. Toplumu gerecek, toplumun tüm ilerici kurumlanyla kar- şı karşıya gelecek ve sonunda. "Bizdü- zeltecektik her şeyl, toplumu gtiDük güüstanhk yapacakük, ama bu Tan- n'nın belası Atatürkçüler bırakmadı- lar" diye efelenecekler. Örtünme ile ilgili ayetler, benim bil- diğimce beş tanedir. A'râf suresinin 26. ve 27. ayetleri, Nur suresinin 31. ve 60. ayetleri ve Ahzab suresinin 59. ayeti. A'râf suresinin 26. ayeti Ade- moğullannın avret yerlerini (cinsel or- ganlannın bölgesi) örtecek giysiler giymelerini buyuruyor. 27. ayet ilginç- tir. Şeytan, anamızla babamızı cen- netten çıkardığı zaman, cinsel organ- lannı, kendileri görüp tanısmlar diye (demek cennette farbnda değiller- miş), giysilerini yırtmış. Tann, bize böyle bir hakaret yaptırmayacakmış! Şeytanlar, inanmayanlara, Tann tara- findan dost edilmiştir. Nur suresinin 31. ayeti, doğrudan başörtüsüyle ilgilidir. Tann, elçisine, ina- nan kadınlara gözlerini haramdan sa- kınmalannı söylemesini buyuruyor. 60. ayet, kadınhk durumundan kesümiş (aybaşı ohnayan) kadınlann, zıynetle- rini göstennemekkoşuluyla, giysileri- ni çıkarabileceklerini buyuruyor. Ah- zâb suresinin 59. ayeti, biraz da Mu- hammet'e özel. a Eypeygamber,eş|e- rine, kuknna w inananlarm kadınla- rma söyle, dışan çıknklannda, dışan- \-a özgü giysOergh sinler.Bu onlaruı ta- nınıp incinmemeİerini dahahi sağlar" diye uyanyor elçisini. Başörtüsüyle ilgili ayetler, açıkça, saçlan değil, ta- kılan gizlemeyi öngörüyor. Sumerler, fuhşa tapınaklarda izin vermiştir. Rahibeler, resmi olarak fu- huş yaparlardı. Bunlann gelirleri tapı- nağa bırakıhrdı. Namuslu kadınlardan ayui edümeleri için, yüzlerini örtme- leri zonmluydu *• ^.Ortünmeyenlerce- zalandınlırdı. Tarihsel durum bu, din- sel durum açık. Buna karşın, Türk top- lumunu germek niye? Başörtüsünü ve dinsel giyimi, Kuran kurslannı, imam hatip okullannı gündemde tutanlar, ke- sinhkle toplumsal sömürüyü gidebildi- ğince sürdürmek isteyenlerdir. Demok- rat geçinenler, buna karşın, 'Hûrban da türban'' demeyi sürdürüp bununbir insan hakta olduğunu, hâlâ savunacak- lar mı? Yazık Atatürk'ün emeğine! Muazzez îlmiye Çığ, Kuran, încilve Te\rat 'ın Sumerler'dekiKökeni, Kay- nak Yavmlan, s.29, 1995 Istanbul PERŞEMBE ORHAN BURSALI Siyaset ve Adalet Bir hafta içinde üst üste iki duruşma! Pek inanıla- cak gibi değil, sanki Amerikan mahkemelerinin yar- gılama hızı!.. Sevinelim mi? Yo, o kadar acele etmeyelim, hatta n'oluyor diye merak edelim: Yargılananlar AKP lideri ve Istanbul Belediye Başkanlığı döneminden arkadaşlan. "Ada- let", üç-beş ay sonraya ancak verilebilen duruşma günü için sanıklara torpil geçmiş! Zaten var mı yok mu belli olmayan eşitlik ilkesini bozmuş. Erdoğan ve diğer sanıklar, üstelik tutuksuz; peki tutuklu ola- rak duruşma günlerini aylarca bekleyen onbinleri? Yalçın Bayer'in dünkü köşesinden (Hürriyet) öğ- reniyoruz ki R.T. Erdoğan, Istanbul 3. Ağır Ceza Mah- kemesi Reisi Şefik Mutiu'nun kızı Hamdiye Mut- lu'yı avukat olarak tutmuş. Avukatlan arasında, yi- ne Istanbul Ağır Ceza Mahkemesi reisliklerinden emekli iki avukat daha var: Azmi Ulu ve Yavuz Ab- basoğlu. Yasal olarak, bu duruma bir engel yok.. gibi. Ama a) etik açısından? b) adalet mekanizması ve bireyleri arasındaki sıkı ilişkiler açısından? Dava sonuna bakın: Yargılanan Albayraklar 1 yıl boyunca devletten ihale alamaz yasağı alıyor. Yar- gılanan 11 sanık mahkûm oluyor, ancak amirduru- munda bulunanlar, "deiil yetersizliği"nden beraat ediyor... Acaba Erdoğan mahkûm edilebilir miydi?! • • • Ülkemizde adalete güven ne durumda?.. Anayasa hukukçusu Prof. Hayrettin Ökçesiz, "Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Arkivi" dergisinde- ki yazısmda (HFSA, sayı 5, Haziran 2002), 1990 ve sonrası çeşitli kurum ve kuruluşlann yaptıklan kamu- oyu yoklamalannı özetliyor ve hukuk bilimi ile ülke- mizdeki hukuk sorunlannın temellerine gönderme- (er yapıyon 9 Eylül Üniversitesi kaynaklı raporagore, halkın yüz- de 73 - 77 arası, bağımsız olmadığı ve iyi işlemedi- ği gerekçeleriyle yargıya güvenmiyor (1997). Istan- bul Barosu'nun Aralık 1999'da kendi üyeleri arasın- daki soruşturmaya göre, avukatların yüzde 41 'i yar- gıya güvenmiyor. TESEV'in 2001 araştırmasmda, "mahkeme - hukuk sistemi", güven skalasında sa- dece yüzde 42 güvente 14 kuruluş arasında 7. sıra- da... Çetin Aşçıoğlu, Yargıtay Onursal Üyesi'dir ve Cumhuriyet Bilim Teknik'in yazarıdır. Derginin 11 Ocak 2003 tarihli 825. sayısında yayımlanan "Birey- ler Türk yargısına neden güvenmiyor?" başlıklı en- fes yazısmda diyordu: "Tannya dua edin; siziyargıç kimliğini kazanmamış veya kaybetmiş, memuriaş- mış biryargıç önüne çıkarmasın!" Aşçıoğlu saptamalannı sıralıyor. Ülkemizde yargıç özgürlüğü yerine memur kimliği yeğlenmiştir. Yargıç bağımsızlığı Anayasa buyruğudur, ancak yargıçlann yer ve görev güvencesi yoktur. Oysa, bunlar evren- sel hukukun olmazsa olmaz koşullandır. Yargıçlann yazgısı, politik katkılı Hâkimler Kurulu'nun iki duda- ğı arasındadır. "Başına buytvkluk, politik, dinsel inançlar, bölgecilik, bireysel dostluklar ve beklenti- ler, yozlaşmış alanda" yaşayıp gider. Yargıçlan denetleyenler de, üstelik, Adalet Baka- nı'nın atadığı müfettişler... Aşçıoğlu, bir başka yazısında (HFSA, sayı 5, "Yar- gıç kimliği yozlaşırsa"), şahit olduğu bir olayı büyük bir kınama ile anlatıyor Aşçıoğlu, Adana Havaalanı'nda uçaktan iner, 30- 40 kişi alanda tek sıra olmuş beklemektedir. Adatet Bakanı Hikmet Sami Türk de uçaktan iner ve top- luluğa doğru yürür. "Hızla, karşısında ip gibi dizilmiş topluluğun arkasına dolaşınca, toplulukaskeriere taş çıkartacak bir düzen içinde, geh dönerek saygı du- ruşunu sürdürdü." Peki bu "ip gibi dizilen" topluluk üyeleri kimlerdir? Karşılayıcılann hepsi yargıçlardır! İki gün sonra, yargıçlar bu defa uğurlamak için yi- ne alandadır. Üstelik, sis nedeniyle uçak kalkmayın- ca, beş saat orada beklerler! Bir yargıç, Aşçıoğlu'na şöyle der "Bizim bağım- sızlığımız sadece yasalarda yazılıdır, birileriyle ters düştüğümüz anda ne olacağımız bilinmez..." • • • Şimdi başa dönelim ve soralım: Dün beraat kara- n veren, küçük memurian da hafifçe cezalandıran yar- gıçlar, acaba, yarının Başbakanı rolünde ortalıkta dolaşan Erdoğan'ı mahkûm edebilirler miydi? Adalet Bakanı kim? Müfettişler kime bağlı? Hâkim- ler ve Savcılar Yüksek Kurulu bağımsız mı? Yargıç özgürtüğü nerede? Onlar yargıç mı yoksaAdalet Ba- kanlığı memuru mu? "Türk Adaletini" her zaman iliklerinde yaşayan, belki de hayatının en büyük deneyimlerini bu konu- da edinen Türk milleti (çünkü yüzde 75'i davalı ve davacı) güvensizliğini açıklarken haksız mı? Peki Türk milleti haksızsa, eski Yargıtay Başkanı Mehmet Uygun'un şu sözü unutuldu mu: "Vıcdanı ile cüzdanı arasına sıkışan hâkimin ka- rannın tam ve sağlıklı olacağını düşünmek, insan ak- lına ve doğasına ters düşer..." Kokuşmuş düzenin, kokuşmuş siyasetin en büyük ihtiyaci, kokuşmuş bir adalet mekanizma- sıdır! Başka söyleyecek söz mü var? obursaliCgcumhuriyet.com.tr İhtiyati tedbir karan kalktı İrtica çiftliği yıkılacak tstanbul Haber Ser- visi - Tuzla Akfirat'ta ortaya çıkartılan Edep tarikatı lideri şeyh Ya- şar Yümaz'a ait çiftli- ğin de yer aldığı mera- daki yapılar üzerine ko- nulan ihtiyati tedbir ka- ran, mahkemece kal- dınldı. Yıkımı engelle- yen ihtiyati tedbir ka- rarının kaldınlmasıy- la, YaşarYılmaz'ın kul- landığı yapılar yıkıla- bilecek. Tuzla Kaymakamlı- ğı'nın, daha önce Ha- zine arazisi üzerinde olduğu gerekçesiyle yı- kım karan verilen me- radaki yapılar için Ak- firat Belde Belediye- si'nce aldınlan ihtiya- ti tedbirin kaldınhnası istemi, Tuzla Asliye Hukuk Mahkemesi'nce karara bağlandı. Duruşmaya katılan Tuzla Kaymakamı Mustafa Guni, adliye çıkışmda gazetecilere yaptığı açıklamada, söz konusu çiftliğin yıkı- mını gerçekJeştirilece- ğini, çiftlikteki hayvan- lann da en kısa sürede ilgili yerlere gönderile- ceğini söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear