Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 21OCAK2003SAL
8 HABERLERİN DEVAMI
GUNCEL CITS'EYT ARCAYİTREK
• Baştarafı 1. Sayfada
siz.
Varsa yoksa ABD'nin dayatmalanna asker-si-
vil Türk otoritelerinin olumlu yanıt vermesi. Ya
ötesi? Türkiye'nin kaygıları daha sonra hesapla-
nır, bir ölçüde karşılanır!
Orneğin aylardır savaşın Türkiye'ye ekonomik
açıdan vuracağı darbenin faturasını bir tiiriü çı-
karmak istemiyorlar. Hükümet, TOBB gibi kuru-
luşlar bu kez zararın ilk yılda 40,10 yılda 100 mil-
yar dolar olacağını hesap ediyor.
ABD, ağzımıza 3.5 milyar dolarlık bir parmak
bal çalarak -büyük bölümü kredi cinsinden- yar-
dımla yetinmemizi istiyor.
Savaş ha oldu ha olacak havası esiyor:
Amerikalılarla hükümet arasında zararı sapta-
ma toplantılan hâlâ sonuçsuz.
Körfez Savaşı'nda öngörüşfe hareket ettiği söy-
lenen, (karga masalında olduğu gibi) ABD gak
dese su, guk dese yiyecek verecek_kadar Baba
Bush'la ilişki içinde olan rahmetli Özal, yardım
faslı görüşmelerinde "hele savaşa desteğinizîesir-
gemeyin, savaş sonrası kolayyy" diyerek bizi uyu-
tan Amerika'dan zırnık yardım alamadığımız bir
politika sürdürdü.
Cümle âlem biliyor ki; ancak üçün birini aldık.
Zamanın Genelkurmay Başkanı emekli Orgene-
ral Doğan Güreş, bir demecinde "Amerikalılann
sözlü vaatlerine inandık, savaş sonrası vaat edi-
lenleri alamadık" dedi.
Maymunun gözü açıldı mı, ne? ABD'yle aylar-
dır süregelen müzakerelere karşın, rakamsal uz-
laşmaya varamadığımızı geçende muhalefet par-
tileri liderlerine söyleyen Başbakan, "bu kezyar-
dımı sözlü değil 'yazıl' bir anlaşmaya' bağlayaca-
ğımızdan" söz etti.
Yardimın miktarı yok ama ABD'nin savaşa ver-
memizi istediği türlü çeşit destek her gün piya-
sada. Ya Genelkurmay başkanlan, asker temsil-
cileri ya da içimizden biriymiş gibi o kuruluş se-
nin bu kurum benim kapı kapı dolaşarak Was-
hington'ı memnun etmemizi sağlayacak olanak-
lara çalışan büyükelçi Robert Pearson gibi dip-
lomatlarla ABD sürekli istim üstünde.
• • •
Doğrusu hükümetimizi de dayatmalara karşı
başarısız görmek zor.
Başbakan açıkladı: Bir mektupla dayatmalan-
na üç günde olumlu yanıt isteyen Başkan Bush'a
3 günlük hükümet soğuk davranınca 80-100 bin
asker konuşlandırmaktan vazgeçmiş, rakamı 15
bine indirmiş!
Sert çıkmaya gerek yok. Terbiye sınınnı aşan
Amerika yönetimine aynı tonda, aynı sertlikte ya-
nıt verecek yerde, -Başbakan'ın dediğine göre-
"soğukbakmak" demek ki; sonuç almaya yetiyor
da artıyor bile! Tepkinin dozu bu kadar basit!
ABD Genelkurmay Başkanı Richard Myers'in
Ankara ziyareti öncesi yeni bir tartışma açıldı. Iki
ülkenin askerleri arasındaki görüşmelerde "kar-
şılıklı beklentiler" ele alınacak, vanlan sonuçlara
göre Irak'a kuzeyden cephe, 15 bin asker soru-
nu ya da Türkiye'nin savaşa katılımın ölçeği or-
taya çıkacaktı.
Oysa, "beklentilen" yeni baştan ele almaya ge-
rek var mı? Günlerdir söyleniyor, yazılıyor. AB-
D'nin derdi Türk topraklanna alabildiğince yerleş-
mek, Türkiye olanaklannı olabildigirtce kullanmak?
Amaç; savaş hızlı ve masrafı, zayiatı az olsun.
Ya bizim Kuzey Irak kaygılarımız? Kerkük-Mu-
sul hattıyla ilgili kuşkulanmız. Yeniden harekete
geçen PKK konusundaki sıkıntılarımız?
Kaygı mı dersiniz, kuşku mu yoksa sıkıntı mı;
her neyse, bunlardan söz edildiğinde ABD'nin
yanıtı belirsiz. Kuzey Irak'ta Kürt aşiretlerini, P-
KK'yi denetim altına almak için bir güvenlik şeri-
di oluşturma isteğimize makul olmayan gerekçe-
lerle olumsuz yanıt veriyorlar.
Dertleri başka. Her isteği yerine getirmeyi bir
görev bilen rahmetli özal'ın (veya bir benzerinin)
"iş başında olmamasınıABD açısından talihsizlik"
sayıyorlar.
Oysa, Türkiye için ne büyük talih!
AL GÖZÜM SEYREYLE
IŞIL ÖZGENTÜRK
Palton KadarKonuş!
I BaştarafiArka Sayfada
ladı. Az ötede de bir po-
lis duruyor, o da hiç ora-
yı değil, belli ki içinden
genç adamın davranışını
onaylıyor. Kadın bağır-
masıyla kaldı.
Söz paltodan açıldı,
nerelere geldi. Murat
Bardakçı'nın palto hikâ-
yelerinden birkaçını bu-
raya aktaracağımı söyle-
mıştim, işte bir tanesi:
Makber şairi ve Türk
edebiyatmın Şair-i
Azam unvanını taşıyan
Abdülhak Hamid, şöh-
retınin zirvesinde ama
beş parasızdır. Asıl mes-
leği diplomatlıktır ama
azledilmişrir. Viyana'da
sürünmektedir. Giyim
kuşamı berbattır, devTİn
en meşhur terzisi Pol'e
yıllar önce diktirdiğı si-
lah paltosu yeşile dön-
müştür.
Istanbul 'daki hayran-
Jan ise edebiyat dergiJe-
rinde Hamid için methi-
yeler düzmekte, özel sa-
yılar çıkartmakta, şain
yere göğe koyamamak-
tadırlar. Ama bu edebi
çabalar bir türlü maddı-
yata dönememekte, şa-
irin açlığına deva olama-
maktadır.
Hamid, işte bu tezatlar
içerisinde çektiği sefale-
ti anlatan "Şair-i
Azam" başlıklı meşhur
şiirini yazar. Şiirde
" Vaktıyle bütün Pol'de
yapılmışsa da heyba-
aat!/Cümlesi sol-
muş/Vaktiyle siyah,
şioıdi fakat yemyeşil ol-
muş/Bir paltosu var-
dır"der. Görüyorsunuz,
paltonun Türk şiirine ne
kadar önemli bir katkısı
olmuş.
Bir de ressam Fikret
Mualla'nın palto hikâ-
yesi var, tam Fikret Mu-
alla'ya uygun bir hikâ-
ye. Ressam, 1930'luyıl-
İarda bir gün üzerinde
mükellef bir paltoyla
Bostancı taraflanndaki
pahalı balıkçılardan bi-
rine gider. Masaya pal-
tosuyla otururve garson-
lara sofirayı donatmalan-
nı söyler. Garsonlar tanı-
madüklan ressamın pal-
tosuna bakıp ne kadar
bahşiş alacaİdan hayali-
ne dalmışlardır, istakoz-
Ian, karidesleri ve balık-
lann en pahahlannı peş-
peşe getirmektedirler.
Derken yemek biter,
hesap gelir ve ressam
pusulaya bakmadan gar-
sonlara döner. "Valia-
hi" der, "değil size ve-
recek param, ayağıma
giyecek donum bile
yok." Garsonlar inan-
mazlar, hesaba karşılık
pahalı paltosunu isterler.
Fikret Mualla paltonun
düğmelerini çözüp gar-
sonlara döner, içinde ha-
kikaten hiçbir şey yok-
tur.
Evet, sevgili okurlar,
pek çok palto hikâyesi
duydunuz, peki sizin
paltonuz kaç para?
seyreyteisilayahoo.com
Yığınak banş içinmiş!• Baştarafı 1. Sayfada
BM'nin çalışmalanna
destek vermek, bölgede
istikrar ve banşı sağla-
mak olduğunu savundu.
Pazar günü akşam sa-
atlerinde Ankara'ya ge-
len Orgeneral Myers, Oz-
kök ile akşam yemeği ye-
di. Yaklaşık 2.5 saat sü-
ren yemekte, ABD'nin I-
rak'a yönelik olası aske-
ri harekâtı sırasında iki
ülke arasındaki işbirliği
konuJan değerlendirildi.
Myers, dün sabah saat-
lerinde Arutkabir'i ziya-
retinin ardından Genel-
kurmay Karargâhı'nda
Özkök ile bir araya geldi.
Genelkurmay'da yapılan
görüşmelerde Myers'e,
ABD'nin Irak'la ilgili is-
temlerinin azaltılması ge-
rektiği mesajı verildi.
ABD istemlerinin tama-
muun karşılanamayacağı
belirtilen görüşmelerde,
bunun Türkiye için bazı
noktalarda sıkıntı yarata-
bileceği dile getirildi. Gö-
rüşmede, Irak'a yönelik
harekâtın uluslararası ya-
sallığı konusu da günde-
me geldi. Değerlendir-
melerin sonucunda, ulus-
lararası yasallık sorunu-
nun aşılması amacıyla
NATO'dan karar çıkanl-
ması için Türkiye ve
BOYC1 VE JONES DA ANKARA'YA GELİYOR
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Ankara, ABD Genelkurmay Başka-
nı Orgeneral Richard Myers'in ar-
dından îngiltere Genelkurmay Başka-
nı Amiral SirMichael Boyce'u da ko-
nuk etmeye hazırlanıyor. Boyce'un ar-
dından NATO Avrupa Müttefîk Kuv-
vetier Komutanljğı 'na yeni atanan Or-
general James Jones da Ankara'ya
geiecek.
Boyce perşembe günü Türkiye'ye
geliyor. Boyce, 2 gün sürecek ziyare-
ti çerçevesinde ilk olarak încirlik Üs-
sü'ne giderek üsteki tngiliz birlikleri-
ni ziyaret edecek. Boyce daha sonra
Ankara'ya geçecek ve Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Özkök'le bir ara-
ya geiecek. Boyce ile yapılacak görüş-
melerde ikiü ilişkilerin yaru sıra Irak
konusuda aynntılı olarak ele ahnacak.
ABD'nin yanında operasyona kaOJa-
cak olan îngiltere de Türk üs ve li-
manlanm kullanmak istiyor.
Boyce'un ardından NATO Avrupa
Müttefîk Kuvvetler Komutanı Orge-
neral Jones da Ankara'da olacak. Jo-
nes'un, yeni atandığı görevi nedeniy-
le tanışmak için geleceği kaydedildi.
Jones ile yapılacak temaslarda olası
bir saldında NATO'nun Türkiye'yi
korumak amacıyla alabileceği önlem-
ler de ele alınacak.
ABD'nin birlikte çalış-
ması yönünde ilke karan
alındı. Genelkurmay'dan
görüşmeye ilişkin yapı-
lan açıklamada, Türk-
Amerikan askeri ilişkile-
ri, savunma sanayi proje-
leri ve bölgedeki geliş-
meler üzerinde duruldu-
gubildirildi. ABD, Irak'a
yönelik askeri harekât sı-
rasnıda 8 üs ve 3 limanı
kullanmayı, bir bölümü
Kuzey Irak'ta olmak ko-
şuluyla 80 bin askerin ko-
nuşlandınlmasına izin
verihnesini istiyor.
Türkiye'den aynlma-
dan önce Esenboğa Ha-
vaalanı'nda sorulan ya-
nıtlayan Myers, Özkök'le
yaptıklan görüşmenin
olumlu bir havada geçti-
ğini söyledi.
Türkiye her zaman
işblrliğlne açık'
Myers, görüşmelerde
Türkiye, ABD ve bölgeyi
ilgilendiren konular ile
terorizmle mücadeleyi
ele aldıklannı anlattı.
Bölgedeki gelişmeleri
nasıl değerlendirdikleri-
ne ilişkin soru üzerine
Myers, "Öncelikle şunu
açıkça beiirtmek iste-
rim ki, ABD Başka-
nı'nın savaşa yönelik aJ-
mış olduğu bir karar
söz konusu değildir" de-
di. Myers, Türkiye ile
herhangi bir işbirliği ek-
sikliği bulunmadığuıı be-
lirtirken "Türkiye her
zaman işbirliğine açık
olrnuşrur, Türk Silahlı
Kuvvetleri ile bu işbirli-
ğinin ayrıntıları görii-
şülmektedir" diye ko-
nuştu.
ABD'nin bölgeye as-
ker ve mühimmat yığma
nedeninin BM'nin çalış-
malanna destek vermek
ve ABD'nin kararlılığını
göstermek olduğunu an-
latan Myers, şöyle konuş-
ru: "Ankara'dan geç-
mişte birçok Amerikalı-
nın yaptığı gibi aynlıyo-
rum. Türkiye ile çok
önemli stratejik ortak-
lığımız söz konusudur.
Aynı şekilde bölgeye iliş-
kin paylaştığımız viz-
yonların da aynı oldu-
ğuna eminim."
Yakın gelecekte bölge-
ye daha fazla asker ko-
nuşlandınlıp konuşlandı-
rılmayacağına ilişkin so-
ru üzerine Myers, çalış-
malann sürdüğünü ve
yonım yapmak istemedi-
ğini dile getirdi. BM'nin
Irak'tan beklentilerini
açık olarak dile gefirdiği-
ni belirten Myers, "Sa-
vaşın olmaması Irak'a
bağlı. Başkanın da söy-
lediği gibi eğer güç kul-
lanılması gerekirse bu-
nu kullanmaktan çe-
kinmeyeceğiz. Ancak
bunun, şu an için tercih
edilen yol olmadığını
söylemek istiyorum"
dedi. Myers, ABD yöne-
timinin Türk hükümetine
herhangi bir sabırsızlık
mesajı iletmediğini belir-
terek "Buradan aynlır-
ken de Türkiye'nin çok
önemli bir stratejik po-
zisyonu olmaya devam
edeceğine ikna olmuş
şekilde ayrdıyonun" di-
ye konuştu.
Davos'ta sürpriz buluşma
Erdoğan
Powell'la
görüşecek
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - AKP Genel Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan, Dünya
Ekonomik Forumu için
gideceği Davos'ta ABD
Dışişleri Bakanı Colin Powell
ile bir araya geiecek.
Erdoğan'la görüşme isteminin
birkaç hafta önce ABD
Dışişleri Bakanı'ndan geldiği,
ancak görüşmenin yeri ve
zamanı konusunda tarih
belirlenemediği öğrenildi.
Davos gezisine ilişkin randevu
ise önceki gün AKP Genel
Merkezi'ne giden ABD'nin
Ankara Büyükelçisi Robert
Pearson tarafindan Tayyip
Erdoğan'a ilerildi. ABD'nin
Irak operasyonuna dönük
baskısının yoğunlaştığı
dönemde ABD Dışişleri
Bakanı'nın Erdoğan'la
görüşmek için ısrarlı olması
dikkat çekti. Povvell'ın,
ABD'nin istemleri konusunda
Erdoğan'dan "karar sürecinin
hızlandınlmastnın
istemesine
kesin gözüyle bakılıyor.
23-28 Ocaİc tarihleri arasmdaki
Davos toplantılan sırasında
yapılacak görüşmeye Başbakan
Abdullah Gül ile Devlet
Bakanı Ali Babacan ve
Dışişleri Bakanı Yaşar Yakışın
da katıknası bekleniyor.
İngiliz David Hood, ürolojiyle ilgili rahatsızhğı nedeniyle Kemer'de ameliyat edildi.
IngilizhastayaKemer morali
GÜRSU KUNT
ANTALYA - fngiliz hükü-
metince "Dünyanın en iyi
hastaneleri" arasında yeraldı-
ğı belirtilen Antalya'daki Ke-
mer Yaşam Hastanesi ilk Ingı-
liz hastasmı ameliyata aldı.
Havalimanında karşılanan 57
yaşmdaki David Hood, ürolo-
jiyle ilgili rahatsızhğının teda-
visi için ameliyat edildi. Teda-
vi ve ameliyat için yaklaşık 2
milyon hastasını suada bekle-
ten tngiltere, bu konuda söz-
leşme ımzaladığı 11 ülkenin
hastanelerine hasta gönderme-
ye başladı.
KemerYaşam Hastanesi 'nin
ilk îngiliz hastası David Hood
ve eşi Jolie Hood havaalanın-
da karşılandı. Biryapı denetim
şirketinde kontronörlük yapan
Hood, 5 yıi önce Fethiye'de ta-
til yaptığını anlattı. Ameliyatın
ardından Kemer'de tatil yapa-
cak olan Hood, "Bu aslında
bizim için ildnci bir balayı ol-
du. Hem sağiığımı bulacağım
hem de tatil beJdesi Kemer'i
tanımış olacağım" diye ko-
nuştu. Hood, hastanedeki ba-
kım süresinden sonra, oteline
yerleştirilecek ve tedavi süresi
bitiminde yine havalimanına
uğurlanacak. Hood, tedavi ol-
mak üzere Türkiye'ye gelen
ikinci hasta özelliğini de taşı-
yor. îngiltere Ulusal Sağlık
Servisi 'y\c yaklaşık 1.5 yıl ön-
ce başlayan proje görüşmesi-
nin 10 yıllık bağlayıcı niteliği
olduğunu belirten Kemer Ya-
şam Hastanesi Başhekimi Ce-
mal Özkan, "Kemer ruristik
bir özelliğe sahip. 1996 yılın-
dan bu yana Kemer'de tatil
yapan çok sayıda hastayı te-
davi etmemiz ve tngiltere'de-
ki sağlık sigortalannın böl-
gedeki anlaşmalı hastanesi
olmamız, sözleşme imzala-
nırken bizim referansımız ol-
du. Aynca anlaşma öncesi in-
celeme yapmak üzere gelen
ekip, Kemer'in sıcakiklimin-
den de etkilendi" dedi.
Gülen'in cihat hazırlığı
• Baştarafı 1. Sayfada
okudu. Keleş, Türkiye Cumhuri-
yeri Devleri'nin Mustafa Kemal
Atatürk'ün önderliğinde kurul-
duğunu, ancak devlet yapısını
değiştirmek amacıyla zaman
içinde bazı yurtdışı oluşumlann,
yurriçi işbirlikçilerle bazen silah-
lı bazen de silahsız hareket ettik-
lerini söyledi.
Amaçları islam devletr
Dini oluşumlann, sistemin
"yanlış işleyen, aksayan" bö-
lümleri üzerinde durdukianm,
bunlara ilişkin iddialann söylem
düzeyinde kahnadığını anlatan
Keleş, devleti oluşturan birimle-
rin ele geçirilmeye çalışıldığmı,
memurlarla doğrudan bağlanrı-
ya girildiğini vurguladı. Mütala-
asmda Nurculuğun tarihi gelişi-
mini anlatan Keleş, Fethullah
Gülen grubunun amacımn,
"Anayasal sistemi değişrirerek,
yerine İslami esaslara dayalı
bir devlet kurma" olarak değer-
lendirildiğini kaydetti. Keleş,
"Fethullah Gülen grubu, ılım-
lı İslam adı altında, demokra-
tik kurallan kullanarak devle-
tin kummsal temellerini değiş-
tirmeyi amaçlamaktadır" de-
di. Gülen grubunun yapılanma-
sı, yurriçi ve yurtdışı faaliyetleri
ile konuya ilişkin raporlara mü-
talaasında yer verdiğini anlatan
Savcı Keleş, yapılanmanuı "ör-
gütsel yönünü" değerlendirdi.
Hamza Keleş, yurtiçi ve yurtdı-
şında tarikat, cemaat ya da grup
gibi değişik adlar altında yapı-
laniann anayasal düzeni değiş-
tirmeyi amaçladığını, bu neden-
le oluşumun örgüt, çalışmalan-
nın da örgütsel faaliyet olduğu-
nu belirtti. Keleş, 3713 sayılı ya-
sanın 7/1. maddesindeki şartlann
oluştuğunu söyledi. Devletin,
hangi amaca yönelik olursa ol-
sun suç örgütleriyle mücadele
edeceğini bildiren DGM Savcısı
Keleş, Türk ceza yargılamasın-
da, sistemi değiştirmeye yönelik
yıkıcı faaliyetlerin "terör örgü-
tü eylemi" olarak değerlendiril-
diğini söyledi. Savcı Keleş, Fet-
hullah Gülen örgütünün laik, de-
mokratik ve sosyal hukuk devle-
ti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni
yıkmayı amaçladığını, bu amaç
doğrultusunda, tebliğ ve cemaat
aşamalan ile yanlılanm hareke-
te geçirdiğini dile getirdi. Tebliğ
ve cemaat aşamasından sonra ci-
hat aşamasına geçileceğini anla-
tan Keleş, cihadın mücadeleyi
içerdiğini ve hukuksal anlamda
"terör" kavramı içinde değer-
lendirildiğini vurguladı.
irtica potanslyel tehdlt'
"Irtica,Türkiye Cumhuriye-
ti Devleti için potansivel bir
tehlikedir" diyen Keleş, Gülen
grubunun da oldukça sabırlı ve
tedbirli davranarak muhteme! bir
cihada hazırlandığını \Tirguladi.
Keleş, yapılanmanın, halk ara-
sında manevi baskı ve tehdit
oluşturduğunu kaydetti. Sanık
avukatlannın, sisteme karşı ör-
gütlenmelerinin söz konusu ol-
madığını, iddialann somut deli-
le dayanmadığmı ileri sürdülde-
rini anımsatan Keleş, ancak tüm
delillerdeğerlendirildiğinde, sis-
temi değiştirmeye yönelik faali-
yetlerin görüleceğini bildirdi.
Savcı Keleş, Fethullah Gülen'in,
3713 sayılı Terörle MücadeleYa-
sası'nın "terör tanımı" başlık-
lı 1. maddesine dikkat çekerek,
ayru yasanın "terör örgütleri"
hükmünü içeren 7. maddesinin
1. fıkrasının birinci cümlesine
göre, 5 yıldan 10 yıla kadar ağır
hapis cezasma mahkûm edilme-
sini istedi. Savcı Keleş, Gülen
hakkında "gıyabi tutuklama"
karan verilmesini de talep etti.
Gülen'in avukatı Abdülkadir
Aksoy, mütalaaya katılmadıkia-
nnı, esas hakkındaki savunma-
lannı hazırlamak için süre iste-
dikJerini söyledi. Aksoy, müvek-
kilinin tedavi içinABD'de bulun-
duğunu, rutuklamamn şartlannın
oluşmadığmı öne sürerek, gıya-
bi tutuklama isteminin reddini
talep etti. Mahkeme Başkam Hü-
seyin Eken, sanık avukatlanna
esas hakkındaki savunmalannı
hazırlamalan için süre verilme-
sine ve yargılamarun geldiği aşa-
ma itibanyla gıyabi tutuklama is-
teminin reddine karar verildiği-
ni belirterek duruşmayı erteledi.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
masına ve zeminlemesine işaret etmişti. Hafta so-
nunda Ankara'da yapılan TOBB zirvesinde de da-
ha çok kapalı kapılar ardında konuşuldu ama, dı-
şa yansıyan haberlerin özeti şuydu:
Durumumuz kötü, geleceğimiz parlak!
Alışık olduğumuz bir görüntü. Krizli dönemlerin
her hükümetinde bu oyun sahneye konur.
TOBB zirvesinde ekonominin röntgeninin çekil-
diği vurgulandı. Biz bu röntgen filminin sonuçla-
rına girmeden, ekonomi yönetiminin emarını çe-
kelim:
Son dönemde sesini yükseltenlerin çoğu sana-
yici ve ticaret adamı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
Coşkun'sa ortada yok. Nedenini araştırdık; Ba-
kan'a konuşma yasağı getirilmiş. Halim selim soh-
betler et ama, demeç verme, demişler. Tabii sö-
zümüz Sayın Coşkun'dan dışarı, hükümetin işi
zor. Ağız tutmakla ipleri tutmak arasında gidip ge-
liyorlar.
Bakanlar Kurulu toplantılannı destansı bir dille
kamuoyuna duyuran Başbakan Yardımcısı Ab-
düllatif Şener, her fırsatta ekonominin kendisin-
den sorulduğunu vurguluyor. Dünya Bankası ve
IMF ile ilişkilerin zemininden de o sorumlu. Hazi-
ne ve Merkez Bankası'ndan sorumlu Devlet Ba-
kanı Ali Babacan da başlangıçta bu ilişkilerden
sorumlu görünüyordu. Hükümetin yeniliklerini du-
yuruyordu. Son günlerde Gül'le Erdoğan'a refa-
kat etme işlevinin öne geçtiğini görüyoruz.
Bir de Maliye Bakanı Kemal Unakıtan var. Ke-
mal Bey'in adı vergi affıyla özdeşleşti. öteki ko-
nular onu pek ilgilendirmiyor gibi... Kendisini ba-
zı konularia ilgilenmeye davet etmek gerekebilir
ama, her davete icabet etmeyeceğini duyurduğu
için, geçelim...
Dış ticaretin başında ise Kürşad Saddam Tüz-
men var. Tann baba Kürşat Bey'e ufuk açıklığı
vermiş gidiyor. Yakında, Gana, Gambiya, togo,
Sierra Leone ile ekonomik ilişkilerimizin patlama
yapacağını sanıyoruz.
Hazırlıklı olma-hazırlık okuma!
Abdullah Gül sürekli "Birinci önceliğimizekono-
mi" demeçleri verip ipleri toplama gereğini du-
yuyor. Son zirvelere katılmasının, dün sadece
ekonomi ağırlıklı basın sohbeti düzenlemesinin
nedeni bu.
Bir de AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Er-
doğan var. Ekonominin en üst noktasında o var
desek abartma olmaz. Yalanlanmayan haberlere
göre, Maliye Bakanı'na, "Halksenideğilbeniseç-
ti, şunlar şunlar olacak" deyip, yapıcı önerilerde
bulunmuş. Asgari ücreti beğenmediğini de açık-
ça ifade etmişti.
Topladığımız zaman ekonomiyle 4 bakan, 1
başbakan yardımcısı, 1 Başbakan, 1 genel baş-
kan ilgili...
Bu kadar yoğun bakımla ekonomi yoğun ba-
kımdan çıkar mû
İş âlemi, bu soruya hemen yanıt vemneme hava-
sında görünüyor. Her kesimden açılan kredinin bir-
kaç ay daha süreceği anlaşılıyor. Biz de yeri gel-
dikçe her hükümete 100 günlük kredi açı/dığını
vurgulamıştık. Ancak AKP hükümetinin 100 günün
yansına geldikten sonra, iş âlemiyle zirve yapıp,
"Bize birazzaman tanıyın" demesi, başta bastık-
ları, "Her konuda hazıriıklıyız" havasıyla çelişiyor.
Zaten arkadaşlar hava basmaktan gaz basma-
ya fırsat bulamamıştı!
Gelinen noktada bu "hazıriıklıyız" sözunü şöy-
le yorumlamak gerekiyor:
Hazırlık okumalryız...
Hazırlık sınıfları genellikle bir yıl sürer. Zaten
Gül'le Erdoğan da "Bize bir yıl süre tanıyın" de-
meye başladılar.
Konunun kara mizahı bir yana, ekonomi verile-
ri umut verici görünmüyor. Gül, 2003 yılı bütçesi-
nin rakamlannı görünce, "Neyapın edin biraz da-
ha kısın" demiş. Bürokratlarşaşkın, nereden kı-
sacaklannı arıyorlar... Dileriz hükümet, sürekli sü-
reler isterken işi "sureler"e bırakmaz!
ankcum@ttnetnettr
CHP lideri Oeniz Baykal:
Dünyaya yeni
sosyalist seçenek
• Baştarafı 1. Sayfada
ma'da başlayan Sosya-
list Enternasyonal top-
lantılanna katılan Bay-
kal, dün Türk gazeteci-
lere yaptığı değerlendir-
mede, açılış konuşmala-
nnda "küreselleşme"
ve "Irak krizinin" ön
plana çıktığım söyledi.
"Sosyalist Enternas-
yonal'in gündeminde
dünyada son 10-15 yıl-
da yaşanan gelişmeler
karşısmda bir tavır ta-
kınma konusu var" di-
yen CHP lideri, küresel-
leşmenin çok hızlı ge-
lişmesi, teknolojide iler-
leme ve ekonomik poli-
tikada evrenselleşmenin
yeni birekonomikprog-
ram ortaya çıkardığını,
bunun da sonucunda ge-
lir dağılımında adalet-
sizlik ve işsizlik gibi bü-
yük sorunlann doğdu-
ğunu ifade etti. Dünya-
da artık uluslararası bir
çare arayışı içine giril-
diğinin altım çizen Bay-
kal, "Küreselleşme
uluslararası bir süreç,
ama bunu çözmek de
uluslararası yaklaşım-
la olacak. Bunun ilk
adımı da Sosyalist En-
ternasyonal" dedi.
Baykal, sosyal anlayı-
şın yaygınlaştınlması,
işsizh'ğin sorun olmak-
tan çıkanlması, gelir da-
ğılımının düzeltilmesi
ve ekonomik uyumun
gerçekleştirilmesinin
temel konular olduğunu
dile getirdi. Ekonomik
bakımdan güçlü olan
çevrelerin öncülük etti-
ği Davos ve küreselleş-
meye tepki olan Porto
Alegre oluşumlanna
değinen Baykal, "Bu
ikisinin dışında sosya-
listlerin öncülüğünde
bir çalışma yapılacak
ve böylece dünyaya ye-
ni bir seçenek daha su-
nulacak" dedi.
Peres kar$ı çıktı
Baykal Irak'la ilgili
olarak da Sosyalist En-
ternasyonal'e katılan li-
derlerin de "savaşın
kaçınılamaz olmama-
sı gerektiği'' görüşünü
savunduklannı belirtti.
Baykal, önceki akşam
birlikte yemek yediği
sosyalist liderlerin, Irak
krizi konusunda
ABD'ye karşı çok sert
tavır takındığını, ancak
Israil Işçi Partisi lideri
Şimon Peres'in, Sos-
yalist Enternasyonal
toplanhsı sonuç bildiri-
sinde, Irak kriziyle ilgi-
li tepkinin yumuşatıl-
masını istediğini kay-
detti. Baykal, Peres'in
Israil 'deki genel seçim-
ler öncesinde zor du-
rumda kalmamak için
böyle bir tutum takındı-
ğını belirtti.