25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2SEVLÜL2002 PAZARTESİ + CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15 11 Eylül'de yaşama veda eden Kim Hunter 1951 'de yardımcı kadın oyuncu Oscar'ım almıştı tella tramvaydan indi...ASLI SELÇUK 12 Kasım 1922'de Detroit'te do- ğan Donald Cale ve Grace Lind'in kızlan Janet Cole, sahne adıyla Kim Hunter lise öğrenimini Miami Beach 'te yaptı. ABD'nin ünlü tiyat- ro\e sinema oyunculannın yetiştiği Actor's Studio'da okuyan Hunter, daha 17 yaşındayken profesyonel olarak sahneye çıktı. 1939'un Ka- sım ayında Miami'de sahnelenen "Penny YVise"ta Hunter, Penny baş- rolüyle izleyicinin karşısındadır. llk sinema deneyimini 1943 'te " Yedin- ci Kurban"da küçük bütçeli bir kor- ku-gerilim filminde yaşar. Ardından yine B tipi bir çalışma olan "Yaban- cılar Evlenince"de (1944) Robert Mitchum'la karşılıklı oynarlar. In- giliz yönetmen Michael Powell, Kim'i -tipik Amerikan kızı- diye ta- nımlayarak seçer. "Ölüm Kalım Savaşı" (1946) filminde David Ni- ven'la birlikte başrolde oynatır. Ti- yatroya dört yıllık bir ara veren Kim Hunter'sa, yeniden Broadway'e dö- ner. Duygularla dolu bir öykü Tennessee VVilliamsın ölümsüz yapıtmdan ünlü tıyatro ve sinema yönetmeni Elia Kazan'ın 1947'de New York'taki Ethel Barrymore Ti- yatrosu'nda sahnelediği "thtiras Tramvayı"nda Stella Kowalski olarak izleyicilerin karşısına çıkar. Oyun arkadaşlan Marlon Brando ve Jessica Tandy'dir. Oyun hem eleştirmenlerce hem de tiyatro me- raklılannca çok beğenilir, beş yıl bo- yunca sahnede kalır. thtiras Tramva- yı'ndan ve Marlon Brando'dan ise şöyle söz eder Hunter: "Marlon, ya- şamımda birlikte çalıştığım en iyi aktör" diyor. "Tennessee Williams da çok etkili bir oyun yazmış kuş- kusuz. Sinemaya oyunun anca bir bölümü aktarıldı, çiinkii film 1951'de çekildi, eşcinsellik kavra- mıysa o yıllann Amerika'sında bir tabuydu. Eğer oyunu izlemediyse- 'Lhtiras Tramvayı' ile beş yıl boyunca sahnede kalan Kim Hunter, 1968 yapımı Franklin J. Schaffher'ın 'Maymunlar Cehennemi' filminde de psikolog Dr. Zira rolündeydi. Yapılması saatler süren ağır maymun makyajıyla oynayan sanatçı, Roddy McDovveiria birlikte çok sempatik bir maymun çifti canlandırmıştı. niz Blanche'ın filmde aniatılan eş- cinsel kocasının ölümünden ötü- rü duyduğu kuvvetli suçluluk duygusunu pek anlayamazsınız". Elia Kazan'ın yönetiminde Kim Hunter, Stella Kovvalski yorumuyla en başanlı yardımcı kadın oyuncu Oscar'ım kazanır. "Kazan'ın filmi siyah-beyaz çeknıesi bence çok ye- rinde bir seçinıdi. Çünkü thtiras Tramvayı, duygularla dolu bir öy- kü. Duygular da bence siyah-be- yaz filmlerde çok daha belirgin olarak ortaya çıkıyorlar. Renkler ise insanın dikkatinin görüntüye odaklanmasmı dağıtıyor. Bence renkler gözü, siyah-beyaz da yüre- ği etkiliyor" diyor Hunter. Ihtiras* Tramvayı ile 1947-1951 yılları boyunca sahnede kalan Hun- ter, sinemada çalışmaz. Hiçbir ko- münist çalışmaya katılmamasına karşın senatör McCarthy nın iz sür- düğü günlerde Kim Hunter'ın adı kara listeye alınır. Nedenlerin en ba- şında insan haklannın kuv\'etli bir savunucusu olan Hunter'ın 1949'da New York'ta gerçekleştirilen Dünya Banş Konferansı'na destek vermesi gelir. Üstelik bir de 5O'li yıllarda ca- dı kazanlarının kurulup kaynatıldığı Amerikasında. 1962'de New York Yüksek Mahkemesi'nde "Red Channels" adlı kitabın yayımcılan- na karşı yaptığı tanıklıkla haksız ye- re suçlanan pek çok oyuncu. yazar arkadaşının komünist ilişkilerden aklanmasını da sağlamıştır. 'Dr. Zira iyi yazılmış bir roldü' Bu olaylann ardından değişik TV ve sinema filmlerinde ancak yan rol- leralabilen Kim Hunter. 1968 yapı- mı Franklin J. Schaffner'ın "Pla- net of the Apes"te (Maymunlar Ce- hennemi) psikolog Dr. Zira'da görü- nür. Ağır ve uzun saatler alan may- mun makyajıyla oynayan Hunter, Roddy McDoYvall'la birlikte çok sempatik bir maymun çiftı canlandı- nr. "Dr. Zira karakterini gerçek- ten sevdim. İyi yazılmış, iyi betim- lenmiş bir roldü. Yalnız makyajla- rımızın yapılması ve çıkarılması çok uzun sürüyordu. Yıllar sonra, Maymunlar Cehennemi'nin bir gösteriminde Charlton Heston'la karşılaştım, beni makyajsız tanı- yamadı. thtiras Tramvayı nasıl kendi türünün bir klasiği olduysa, Maymunlar Cehennemi de bilim- kurgu sinemasının kült filmi, kla- siği oldu" diye söz ediyor bu dene- yiminden Hunter. Ardından gelen iki devam filmin- de de "Beneath the Planet of the Apes" (1970) ve "Escape from the Planet of the Apes"te de (1971) rol alır. 1968'de Frank Perry'nin yö- nettiği "Yüzücü"de Burt Lancas- ter'la birlikte oynar. Marlon Brando, Robert Mitchum, David Niven, Burt Lancaster, Charlton Heston, Vivien Leigh gibi yıldız oyuncularla kame- ra karşısına geçen Kim Hunter, Amerikan sinemasının yetiştirdiği genç kuşak oyuncularla da bir araya gelmiştir. "Farkü kuşaklardan ge- len oyuncuları kıyaslamak çok zor. Benim zamanımda çok az iyi oyuncu vardı. Şimdi ise çok sayı- da iyi oyuncu yetişiyor. Günümüz filmlerinde fazla şiddet ve fazla seks var. Öylesine fazla ki bunun insanları nasıl etkileyeceğine önem verilmiyor, dikkat edilmi- yor" diye günümüz Amerikan sine- masıyla ilgili düşüncelerini açıklı- yor Hunter. 'Oyuncululc güç bir meslek' Oyunculuğun ise güç bir meslek olduğunu belirtiyor: "Liseyi bitirir bitirmez oyunculuğa başladım. tlk topluluğuma katıldım. Her şey ba- sitti, ortada bir sorun yoktu. Öiya- loglarınızı ezberliyordunuz, işini- zi öğreniyordunuz. Daha çok şey öğrenmeye başlayınca, yazarın mesajına kendi yorumunuzu kata- rak karakteri gerçek kılıp oluştur- mak giderek zorlaşmaya başladı. Sonunda kendinizden çok fazla şey beklemeye başlıyorsunuz, her şey daha da zorlaşıyor. Bu işe bir kez girdikten ve kendiniz için en iyi saydığınızı bulduktan sonra, olabildiğince çalışmayı sürdürme- nizse en iyisi". Iki kez evlenen iki çocuk sahibi ünlü oyuncu, 11 Eylül 2002'de New York, Greenwich Village'ta geçirdi- ği kalp krizi sonucu yaşama veda et- ti. thtiras Tramvayı oyunu ve filmin- de Stella Kovvalski rolünü olağanüs- tü bir başanyla canlandıran insan hakları savunucusu Kim Hunter. tramvaydan bugünlerde indi; fakat filmin siyah-beyaz pelikülünde ya- şamasını sürdürüyor. Yeni bir salon: Tiyatro Kedi Olumune Suçlu'yla açılacakKültür Servisi - Gencay Gürün ve Hakan Alöner bu kez Profilo Kültür Merkezi'nüı çatısı altında bir araya geldiler. Gencay Gürün'ün Genel Sanat Yönetmenliğini yaptığı Tiyatro İstanbul'un Profilo'daki salonunun yanına yeni bir mekân olan Tiyatro Kedi eklendi. Hakan Altıner'in kurduğu tiyatro, 1 Kasım Cuma akşamı yeni oyunu Ölümüne Suçlu ile perdelerini açıyûr. Richard Harris'in yazdığı. Füsun Günersel'in dilimize çevirdiği ve Hakan Hakan Altıner'in yönettiği 0)111, psikolojik bir gerilim. Altrnerın yönetmenliğini yaptığı oyun, psikolojik bir gerilim. Londra'da iki sezon kapalı gişe oynayan oyunun başrollerınde Devlet Tiyatrosu'nun iki oyuncusu yer alıyor: Arsen Gürzap, Ayda Aksel ile Şehir Tiyatrolan'nın geçen sezondaki Gercl Sanat Yönetmeni Şükrü Türen. Oyuıun yapımcılığı tpek Kadılar Altıner'e ait. Figen Soysalın dekorlannı yaptığı oyunda kostimler Sadık Kızılağaç ımzalı. Oym, evli sevgilisiyle bir kaçamak geceine hazırlanırken erkeğinin dirdsiyonda kalp krizi sonucu ölmesinin ardııdan yaşamı bir kâbusa dönen Julia ile ona yarcmcı otrnaya çalışan kuralcı psüalog Anne'nin, kendisine garip bir tutkıyla bağlı asıstanı Gary ve ölen sevflisinin kansı Margaret'in etrafmda ördiıcleri duvarlardan kurtulmaya çalımasını konu ediyor.'Ölümüne Suçlu' kasn ayı boyunca perşembe, cuma, cumartesi ve ruzar günleri sahnelenecek. (0 2 2 287 68 77) Unlü ressamlann yapıtlannın yer aldığı sergi Rahmi Koç Müzesi salonlannda .üratörlüğünü Haldun Dostoğlu'nun, mimari tasanmını Ahmet Özgüner'in yaptığı 'Mavi Sergi'; saltanat kayıklan, takalan, koylan, balıklan ve maviliği ile Türk resminde deniz imgesini kullanmış yapıtlan bir araya getiriyor. Bütün denizler mavi mi? LEVENT ÇALIKOĞLU Koç Kültür Sanat Tanıtım'uı ilk sergi etkin- liği olan "Mavi Sergi-Türk Resminde De- niz ve Ressamlan" adlı etkinlik, saltanat ka- yıklan, takalan, koylan, balıklan ve maviliği ile Türk resminde deniz imgesini kullanmış yapıtlan bir araya getiriyor. Rahmi Koç Mü- zesi salonlannda açılan sergi 3 Kasım'a ka- dar izlenebilir. Kendisüıi ağırhklı olarak tstanbul ve çev- resine hapsermiş Türk resmi için manzara ay- n bir önem ifade ediyor. Yeditepeh bu coğraf- yanın ana motiflerinden olan deniz ise bu ge- lişimin seyrini çözmek isteyenlerin başvura- bilecekleri özel bir imge. Koç Kültür Sanat Tanıtım'ın ilk sergi etkinliği olan "Mavi Ser- gi" adlı etkinlik, Türk resmini ilk günden bu yana ilgilendiren temel bir imge üzerinden bu gelişimin durak ve kalkış noktalannı bir ara- ya getiriyor. Birbirinden farldı üslup ve boya- ma sorunsallanyla örülü yaklaşık 62 yapıt üzerinden. izlenebilir geçmişi bir buçuk asn bulan bir gelişimin, derya karşısmdaki tavn- nı özetlemeye soyunuyor. Türk peyzaj geleneği için deniz vazgeçil- mez bir imge. tstanbul'u resimlemeye kalkan ressamlann ondan söz etmemesi, tuvallerin- deki boşluğu onla doldurmaması, boyanın mavisi ile denizin mavisini karşı karşıya ge- tirmemesi olanaksız. Kendisini büyük ölçüde manzaraya bağlayan, çıkış noktalannda doğa- yı model benimseyen Türk resminin deniz ile kurduğu diyaloğun seyrini takip etmekle pek çok noktaya vanlabilir. Sergıde yer alan fark- lı dönemlere ait yapıtlar bize bu gelişimin na- sıl aktığını. ressamlanmızın manzarayı nasıl algıladığını, Istanbul coğrafyasında denizi hangi tepeden ve hangi sahilden izlediklerini, sergiledikleri üslup oyunlan karşısında deni- zin mavisinin açıktan koyuya nasıl renk değiş- tirdiğini örneklendiriyor. Bu izlekleri takip ederek Türk resminin manzaraya içkin çete- lesini çıkarabilir. manzara doğa ikileminın ne- rede başlayıp nerede bittiğini tartışabiliriz. 'Bak, seyret ve zevk aF Örneğin D Grubu'na ve müstakillerin bir- kaç üyesine gelesiye kadar Türk resmi man- zarayı, dolayısıyla içinde banndırdığı denizi. sadece bir temaşa nesnesi olarak görmüş. De- nizi ve onun çevresindeki yaşamı belgelemek, belgelenenden bır haz almak. ortaya estetik bir doğa parçası çıkarmak bırincil amaç olmuş. Bu birebir temsilin kaynağı ise Osmanlı Sa- rayı tarafından desteklenen azınlık sanatçıla- nna kadar uzanıyor. Ayvazovsky ve onu takip eden Zakaryan. Civanyan, Çıracıyan gibi Ermeni asıllı sanatçılar, tstanbul Boğazfna ve Haliç'e özel bir ilgiyle yaklaşmışlar. 1830 yılında kurulan Bahriye Okulu üyelerinin re- simlerinde de haklı olarak denize karşı doğal bir ilgi var. Fakat Diyarbakırlı Tahsin'e gele- siye kadar -kaldı ki Tahsin hem Diyarbakırlı hem de Harbiye Okulu çıkışlıdır- denizi, Ay- vazovsky şiirselliğinde ele alan bir Türk res- samın adını saymak mümkün değil. Ancak Tahsin'in resimlerinde coşan, köpüren, insa- noğlunu yutacak kadar kabaran denize karşı özel bir ilginin varlığından söz edebiliyoruz. tstanbul'u empresyonist ışık oyunlanyla keşfedeceğini düşünen Çalh kuşağı ressam- lan için ise deniz, koylan, iskeleleri, balıkçı- sı ve vapurlan ile dolu bir seyır nesnesidir. Re- sim yapma zevkinin önceliğı. denizi, rengâ- renk ış\k oyunlan arasında kaybolan estetik bir objeye dönüştürmüştür. Hikmet Onat'ın mavnalan konu alan resimlerindeki optik yan- sımalar ne anlam ifade ediyorsa Vecih Bere- ketoğlu'nun Kurbağalı Dere çalışmalan için de deniz aynı önceliğe sahiptir. Deniz "bak, seyret ve zevk al"ın açık bir karşılığıdır. Mavi Sergi, denizi farklı hissiyatlarla ku- caklayan daha pek çok örneği kapsıyor. Ne- dim Günsür'den Ferruh Başağa'ya, Nuri tyem'den Özer Kabaşa. Mübin Orhon'dan Mehmet Güleryüz'e, Fikret Mualla'dan Ömer Uluç'a kadar bedenini ve gönlünü de- nize açmış ressamlann yapıtlan üzerinden yu- kanda bahsi geçen pek çok konuyu aydınlat- maya çalışıyor. Küratörlüğünü Haldun Dostoğlu'nun, mi- man tasanmını Ahmet Özgüner'in yaptığı sergi, modern bir sergileme anlayışı ve kon- septi ile meraklısına takip edebileceği seyir zevki yüksek bir deneyim sunuyor. •J -II rlarlem'de125.Cadde' • Kültür Servisi - Arzu Şenyurt'un 'Harlem'de 125. Cadde' başlıklı dia gösterisi 26 Eylül Perşembe günü saat 19.30'da ÎFSAK Nurettin Erkılıç Gösteri Salonu'nda yapılacak. Şenyurt Harlem'de çektiği bu fotoğraflannı şöyle tanımlıyor: "Ağustos 2001 'de, New York Harlem'de 125. Cadde'de, yaklaşık bir saatlik bir zaman diliminde Metro'da başlayıp caddeden gelip geçen insanlann görüntülenmesinden oluşan fotoğraflar. Bir performans! Sadece bir rulo film, hepsi bu!". Bir saat içinde metro aralığından çekilen bu fotoğraflara yansıyan insanlann çoğu fotoğraflanmn çekildiklerinden bile habersizlerdi. tnsanlann en doğal hallerinin yer aldığı bu çalışma Harlem'i farklı bir açıdan ele alıyor. Şenyurt bu kısa zamanda çektiği fotoğraflan belgesel niteliği taşıyan bir performans çalışması olarak değerlendiriyor. (0 212 292 42 01) TÜPkiye 'Attair' dergisinde • Kültür Servisi - Barcelona'da yayımlanan ve tspanya'nın saygın dergileri arasında yer alan 'Altair', eylül-ekim sayısını Türkiye'ye ayırdı. 'Türkiye-Doğu'nun Çağnsı' adıyla ve 'Efsaneler Clkesi' başyazısıyla sayfa girişi yapılan derginin kapak ve yazı fotoğraflan fotoğraf sanatçısı tbrahim Zaman'a ait. r Dergide Türkiye, şu başlıklar altında inceleniyor: tki Kıtaya Oturmuş Ülke, Van Gölü Civan Yerleşimleri, Geçmişin Doruktan, tslam Felsefesinde Müzik ve Dans, Kapadokya: Taş Fantezileri, Dağcıhk ve Yürüyüş, Caligrafi: Türk tslam Hat Sanatı, Türk Hamamı ve Patrikhaneler. Dergide aynca Ara Gülerin 'Allah ve Kadın' başlıklı fotoğrafi da bulunuyor. Bursa'da tiyatro festivali • BURSA (AA) - 7. Uluslararası Bursa Çocuk ve Gençlik Tiyatrolan Festivali, 5-11 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Bursa Büyükşehir Belediyesi ile Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı (BKSTV) tarafından düzenlenen festivalde, Türkiye, Fransa, Danimarka ve Yunanistan'dan 11 topluluğun gösterileri yer alacak. Türkiye'den BKSTV Tiyatro topluluğunun yanı sıra Oteki Tiyatro, Tiyatro Tempo, Tiyatro Pembe Kurba|a, Mahşer-i Cümbüş ve Hacettepe Universitesi Modern Dans Ana Sanat Dalı topluluğunun katıldığı festivalde, Fransa'dan Lita Cox, Danimarka'dan Dansk Rakkerpak ve Batida, Yunanistan'dan da Theatro Neon adlı topluluklar izleyiciyle buluşacaklar. Festivalde gösterimler, Tayyare Kültür Merkezi, Çocuk Sanat Evi, Zafer Plaza, Adile Naşit Tiyarrosu ve Orhangazi Parkı'nda gerçekleştirilecek. KOMEDİ FİLMLERİ FESTİVALİ • BEYOĞLL StNEMASI'nda 14.00'te Salaklar Sofrası, 16.30'da Her şey Çok Güzel Olacak, 19.00'da Aydan da Parlak, 21.15 te Mozart Kardeşler. (0 212 251 32 40) • SÎ3VEMA TÜRSAK-LEVENT'te 14.00'te Rochefort'un Genç Hanımlan, 16.30'da Genç Hanımlar 25 Yaşındayken, 19.00'da Bingo, 21.15'te Şansırİ Böylesi' (0212 25167 20) M ALMAN KÜLTÜR MERKEZt'nde 14.00'te Üç Kafadarlar, 16.30'da Vizontele, 19.00'da tşteEğlence (0 212 249 20 09) M FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZt'nde 14.00'te Lola, 16.30'da Toto ve Kadınlar, 19.00'da Cherbourg Şemsiyeleri. (0212 252 61 55)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear