Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
'22 EYLÜL 2002 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKÖNÖMFekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
2ŞİRKETLERDEN
ECZACIBAŞI GİRÎŞtM
FAZARLAMA, Jordan
T~42 adlı yeni diş
firçasını tanıtmak
amacıyla "Yoga
Günleri" düzenliyor.
Organızasyon
kapsamında yer alan
yoga-fıt etkinliği
ftrçanın esnekiiğinin
vurgulaması amacını
ta-şıyor.
COCACOLA,
profesyonel ve amatör
sporcuJan izotonik spor
içeceği Povverade ile
buluşturuyor.
Içerdıği karbonhidrat
sayesinde yorgunluğu
geciktiren Povverade,
egzersiz sırasında
vücudun kaybefriği
sıvıyı hızla gen
kazandınyor.
GtMA, 46. kuruluş.
yıldönümü nedeniyle
özel bir kampanya
başlattı. Kampanya
çerçevesinde her gün
farkJı üriin çeşitlen,
piyasadaki en hesaplı
fıyatlarla müşterilere
sunulacak.
BANVtT, Türk
mutfağının geleneksel
lezzetlerini sofralara
taşımak amacıyla
kadınbudu köfteyi üriin
portfbvüne ekledi.
YAPI kREDİ
VVORLDCARD, üye
işyerleri ağına dünya
elektronik devlerinden
Sony'yi de dahil etti.
Televizyon, DVD veya
videolardan herhangı
birini Worldcard'la
alanlar, kazandıkJan
hediye puanlanyla
herhangi bir Sony
ürününü hediye
alabiliyorlar.
POLtSAN, çocukJar için
su bazlı lortasiye
malzemeleri üretti.
Bağımlılık yapmayan,
zehırsiz ürünler arasında
yapıştıncı, tutkal ve
boya çeşitleri bulunuyor.
VAILLANT, ISO9001
kalite standardına sahip
tesislerde üretilen
Prothenn kombiyi
tüketici beğenisine
sundu. Elektronik
kumanda sistemine sahip
kombilerde, ısı ihtiyacı
sürekli kontrol ediliyor.
PENTÎVVORLD
nağazalannda indirim
günleri başladı. İç
amaşırlannda yüzde
0. mayo ve bikinilerde
üzde 5O'ye varan
ıdirimler uygulanıyor.
>IVAN, Fenerbahçe
ükrii Saracoğlu
tadfnınyenilen
laraton tribününde
ıcalara ve kombine
let sahiplerine hizmet
Mmeye başladı. Divan
ad Restaurant, geniş
önüsüyle sporseverlere
rüı seçenekler
•ıuyor.
Yüzde 25 zam hazırlığı olan ekmek için TÜKODER tekrar Rekabet Kurulu'nun kapısını çalacak
Ekmeğede serbestlikistemi•Enerjiden tarıma
telekomünikasyona kadar
hemen hemen her alanda
serbest piyasa ekonomisinin
kurumlannı tam anlamıyla
çalışır hale getirmek ve
rekabeti sağlamak gerekçesiyle
yasal düzenlemeler yapmayı
sürdüren Türkiye'de, sokaktaki
herkesi ilgilendiren ekmekte ise
rekabet sağlanamıyor.
FATMAKOŞAR
Türkiye Fınncılar Federasyonu'nun
yüzde 25 zam önerisinin ardından ek-
mek fıyatıyla ilgili tartışmalar alevlen-
di. Enerjıden tanma, telekomünikasyo-
na kadar hemen hemen bütün alanJarda
serbestpiyasa ekonomisinin kurumlan-
nı tam anlamıyla çalışır hale getirmek ve
rakebeti sağlamak gerekçesiyle Mec-
Jıs'ın "gece- gündüz vasalar çıkarmak-
la uğraşüğr Türkiye'de, 7'den 70'e nü-
fusun her kesimini ilgilendiren ekmek
fiyatlan ise yıllardır, üzerine "benzer
cümleJerle taröşma yapılan bir sorun"
olmayı sürdürüyor.
Tüketicinin ve Rekabetin Korunması
Yasası'na karşın fiyat açıklamayı sür-
düren Türkiye Fınncılar Federasyonu
ile 1997'de Rekabet Kurulu'na giderek
firıncı kooperatiflerine ceza yağdırtan
Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKO-
DER) bu yılki tartışmada da karşı kar-
şıya. Federasyonun **tavsiye karanna"
göre ekmek 1 Ekim'den itibaren yüzde
25 zamiı satılmaya başlanacak. Bu ala-
nı düzenleyen yasalan inceleyerek Re-
kabet Kurulu'na sunulmak üzere bir
dosya hazırlayan TÜKODER'in Başka-
nı Mehmet Sevim'e göre, finncıiarın
odalan fiyat açıklayamaz, ekmeğin de
fiyatı serbest piyasada, rekabet koşulla-
nnda oluşmalı.
TUTDCI esnaf değü"
Kredi kartlannda bankalann uygula-
dığı fahiş temerrüt faizine karşı eylem-
leri, köprü zammını geri aldırması, do-
ğalgazda sayaç bakım bedeli gibi fatu-
rayr şişiren sabit kalemlerin kaldınlma-
sı gibi kazanımlarla anımsanan TÜKO-
DER, finncılann "teşebbüs birnğp oluş-
turduğu gerekçesiyle Rekabet Kuru-
lu'na gitmeye hazırlanıyor. 1 Ekim'de
finncılann "söz birliğiyle" uygulama-
ya koyacağı yüzde 25 zammı durdur-
mayı amaçlayan TÜKODER, daha ön-
ce de Rekabet Kurulu'na gitmişti.
Rekabet Yasası 'nın 4. maddesini ihlal
ettikleri iddiasıyla finncılann meslek ör-
Bazı illerde bir kg ekmeğin
satış fiyatı
tı
Adana
Afyon
A£n
Ankara
Antalya
Bılecik
Bo!u
Bursa
Diyarbakır
Haav
Içel
tstanbal
Izmir
Kocaelı
Konva
Malarya
Manisa
K.Maraş
Mardin
Muğla
Ordu
Samsun
Sinop
Tuncelı
Karaman
(2001)
Eylûl
750.000
750000
600.000
1.000.000
1.000.000
600.000
1.000.000
571.429
600 000
750.000
750.000
1.000.000
600.000
769 231
750 000
789.474
800.000
750.000
600000
600 000
666 667
600.000
600.000
600.000
750.000
(2002)
Ağustos
952.381
1000.000
800.000
1.000.000
1.000.000
800.000
1.000.000
1.000.000
1000.000
1000 000
1.000.000
1.000.000
800.000
1.000.000
875.000
1000.000
800.000
1.000.000
909.091
800.000
800.000
800.000
833 333
1.000 000
1.000.000
Fryatin maliyet dışında. rekabet ve üretinı şartianna, takbe göre değiştnesi, betediyeJerin ekmek ürettiğj ya da finn sayısı fazla
olan illerde arüşuı sı/urb kalması TÜKODER'in başvurusunun önem taşıdığuu ortaya koyuyor.
Tüketiciyigözetmeyen23 bin oykaybedecek
Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜ-
KODER) seçime katılacak siyasi par-
tilere, rüketici haklanna duyarlı dav-
ranmalan konusunda taahhütname im-
zalatmaya hazırlanıyor. Taahhütname-
nin ilk maddesınde, ekonomık krizle
birlikte yansı temel gereksinimlerini
karşılayamayacak duruma düşen tüke-
ticiler için özel önlemler alınması ön-
görülecek.
Türkiye genelinde 41 şubesi ve 23
bin üyesi olan TÜKODER, taahhütna-
meyi imzalamayanlara oy vermeyin
çağınsında bulunacak. Taahhütname,
resmi verilere göre de nüftısun yansı-
nın yoksulluk sınınnda yaşadığını Tür-
kiye'de kamusal hizmetlerin "bütçe
yamama aracı olarak verilmesi yerine
kamu yaran gözetilerek tüketiciye su-
nulması" talebi yer alacak.
Taahhürnamede özetle şu talepler
yer alacak:
%/ Ekonomik krizden etkilenerek te-
mel gereksinimlerini sağlayamayan tü-
keticiler için özel önlemler alınması.
• Tüketicinin sağhk ve güvenligi-
nin korunması için kamusal denetim-
lerin aralıksız ve tam yapılması.
t/ Tüketicinin seçme hakkını kul-
lanmasuıı engelleyen tek taraflı söz-
leşmelerin kaldınlması ve bütün alan-
larda rekabetin sağlanması.
• Rekabet Kurulu, Enerji Piyasası
Denetleme Kurulu gibi kurullarda tü-
keticinin temsil edilmesinin önünün
açılması.
• Reklam Kurulu'nun özerk hale
getirilmesi.
• Eğitim hakkının kullanımının
sağlanması.Tüketici eğiriminin milli
eğitim müfredatına alınması.
• Doğru bilgilendirme yapılması.
Bakanlann radyasyonlu çay içme, hor-
monlu çilek yeme ilkelliğinden vaz-
geçmesi.
gütlerini şikâyet edecek oiarr TÜKO-
DER'in Başkanı Sevim, finncılann 507
Sayılı esnaf ve zanatkârlarla ilgili yasa-
ya sığınarak fiyat açıklayabildiğini be-
lirterek "Oysa finncılann büyük Jasmı
arnkbu yasadaki tanıma uymuyor. Bizim
en önemli dayanaklanmızdan biribuola-
cak. Fınncı rüccarstmfindan değerlendi-
riKr ve ticaret odaianna kayrt ediürse so-
run ortadan kalkacak" dedi. Sevim, Sa-
nayi ve Ticaret Bakanhğı ile valiliklere
de başvuru yapacaklannı anlatttı.
TÜKODER'in 1997'de yaptığı baş-
vurunun ardından çok sayıda finacı ko-
operatifine 23'er milyar liralıkparace-
zalan veren Rekabet Kurulu'nun bu se-
ferki başvuruyu daha hızh sonlandırma-
sı için çağn yapan Sevim, "Kurulun,
Reha^et Kurulu'na dönuşmemesini
umuyonız" dedi. Sevim, başvurulannı,
Rekabetin Korunması Yasası yanı sıra
Türk Ticaret Kanunu, Esnaf Yasası ve
Vergi Usul Yasası'yla gerekçelendire-
ceklerini söyledi.
Mirzaoğlu:
Rekabet
koşulları
sağlanmalı
GURSUKUNT
ANTALYA - Devlet Bakam
Ranıazan Mirzaoğlu, sürdürü-
iebilir ihracatın sağlanması
için, Türk sanayisinin rekabet
gücünü engelleyen koşullann
ortadan kaldınlması gerektiği-
ni söyledi. Mirzaoğlu, "Türk
Mah" imajırun mutlaka yerleş-
mesi gerektiğini \airguladi.
Turizm Ekonomi Bilimsel
Araştırma Tanıtma Merke-
zi'nin (TEBlAT) düzenlediği
4. Ekonomi Zirvesi dün sona
erdi "thracatta Yapısal Geöş-
me Beklentileri" konulu oturu-
mun açış konuşmasını yapan
Devlet Bakanı Ramazan Mir-
zaoğlu, Türkiye'nin, dışa açık
ve rekabetçi bir yapı içerisinde,
dünya ekonomisiyle bütünle-
şebilmesinin şart olduğunu be-
lirtti. Otomotiv Sanayicileri
Derneği (OSD) Başkanı Alilh-
san Ükbaharda oturumda Tür-
kiye'nin en geç 10 yı] içerisin-
de 100 milyar dolar ihracat he-
define ulaşmak için çok ciddi
önlemler almak zorunda oldu-
ğunu belirtti. Türkiye'nin, son
10 yılda birçok krizle karşılaş-
ması nedeniyle ekonomik so-
runlannı düzene oturtamadığı-
nı ifade eden tlkbahar, "Türki-
ye'de, ciddi biryönetim sorunu
vardır. Temel sorunlar çözül-
medikçe ihracatın da istenilen
düze\1ere ulaşabilmesi müm-
kün depdü*" diye konuştu.
Hkbahar, 1998'de27binolan
motorlu araçlar ihracatının 4
yılın sonunda 450 bine ulaşa-
cağını belirtti.
DUNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGÎN YILDIZOĞLU LONDRA erginy(5 tr.net
Bu, genel konsensüse uyma-
yan saptama size çok radikal ge-
lebilir. Ama ne yazık ki doğru. Ha-
tırlar mısınız bir zamanlar "Yeni
Ekonomi" vardı, ondan önce de
"Asya Mucizesi" ve "yükselen
piyasalar"...
Küreselleşme olarak sunu/an
süreç, 1980'in başında çevre ül-
kelerde borç krizine, merkez ül-
kelerde de gerileyen kâr oranla-
nna saplanmış sermayeyi kurtar-
mak için başlatılan devlet eliyle
serbest piyasa yaratma politika-
lanna bağlı olarak yaşanan mali
genişlemeden başka bir şey de-
ğil. Bu yüzden bugün küreselleş-
me bitti derken insan toplulukla-
nnın dünya üzerinde kurageldık-
leri iletişim ve ulaşım ağlannın,
kültürel ve ekonomik bağlann
gelişmesinin duracağını söyle-
miyoruz. 1980 öncesine de geri
dönmeyeceğiz. Olan oldu ve
şimdi başka bir yerdeyiz, burası
da bugün tarn bir bataklık.
Büyüklere masallar?
Çok uzak olmayan bir geç-
mişte, herkes yepyeni bir dün-
yaya yelken açtığına inanıyor-
muş. Bilge kişiler, örneğin Ocak
2000'de FED Başkanı Greens-
pan, The Economic Club of
New York'ta çok seçkin birdin-
leyici kitlesine "Ameıikan eko-
nomisi, yeni teknolojikbuluşlar-
da yüzyılda bir kez görülen bir
hızlanma yaşıyor, bu da üret-
kenliği, üretimı, şirket kâriannı
ve hisse senetleri fiyatlannı,
geçtiğimız kuşaklarda, belkide
tarihte, bugüne kadar gıç gö-
rülmeyen yeni doruklara taşı-
yor" (FED'in köpüğü nasıl ve ne-
den şişirdiğine ilişkin parlak bir
yazı için Nick Beams, "The
Küreselleşme Bitti, Dünya Ekonomisi Bataklıkta
Stock Market Bubble and Mr,
Greenspan", www.wsws.org,
13 Eylül 2002) dıyormuş. O za-
man "Bu yeni ekonomi tezı bir
fantezidir, ekonominin yasalan
öyle kolay kolay değişmez, he-
le yeni teknolojik gelişme oldu
diye yeni bir ekonomi olmaz,
bunlarsizın gözünüzü boyuyor"
diyenler dokuz köyden ve hatta
Dünya Bankası'ndan kovulu-
yormuş. Derken. 2000 sonun-
da ABD ekonomisi, hemen ar-
dından da dünya ekonomisi sert
bir biçimde frene basmış. Tek-
noloji hisse senetlerindeki gerı-
leme çöküşe dönüşmüş, Nas-
daq bir daha toparlanamamış.
Dow Jones borsa indeksiyle
dünyanın belli başlı indekslerini,
"yeniekonomi" fantezisıni satın
alan şirketlerın kâğrtlannı daha
ağnlı bir gelecek bekliyormuş:
Kan kaybından yavaş yavaş öl-
mek. 11 Eylül'de büyük felaket
geldiğinde. ABD ekonomisi
martayından beri resesyonday-
mış, resesyon dünyada yayılı-
yormuş. 2001 yılında biraz to-
parfanır gibi olmuşlar. Ama to-
parlanmanın tadı yokmuş. Eko-
nomik büyüme dünyanın her
yerinde genel tarihsel trendlerin
çok altında kalıyor, işsizlik, öze/-
likle uzun süreli işsizlik artıyor-
muş. Bu arada da "yeni ekono-
minin" en tepe/erinden başla-
yarak hızla yayılan bir mali skan-
dallar dalgası başlamış. Meğer-
se 1990'lardakı büyük "boom"
da o kadar büyük bir "boom"
değilmiş, dev şirketler, hatta
ABD devletınin resmi kurumla-
n, yabancı yatırımcıları şirketle-
rine, ABD ekonomisine yatınm
yapmaya ikna etmek için ger-
çekleri "biracıcık" çarpıtmışlar.
Ama sonunda onlarhapse girer-
ken ABD ekonomisi borç
müptelası, dünyanın gerisi de
ABD rüketici ta/ebinin müp-
telası olmuş. Çünkü neo-libe-
ral politıkalar her yerde iç talebi
kısıncaABDtüketicisinden baş-
ka alıcı ve yatınm alanı pek kal-
mamışmış. Ama ABD'nin borç-
lan da "biniaşmış", artık eskisi
kadar borç bulamamaya başla-
mış. Tüketici de artık eskisi gibi
tüketemiyor. Cari açık ve bütçe
açığı büyümeye devam ediyor-
muş. Durum yavaş yavaş "mad-
de bağımlılan maddeyibulama-
yınca" ne olursa ona benzeme-
ye başlamış.
Cerçeğe dönüş
Dünya basınında geçen hafta:
"ABD'de sanayı üretiminde
beklenmedik bir düşüş". "Kimi
kötümserler iki dıpli resesyon
tehlikesinden söz ediyorlarama
esas tehlike küresel deflasyon."
"ABD, Avrupa ve Japonya'da
büyüme tarihseltrendlerin altın-
da". "Japonya Merkez Bankası
ülkenin malisıstemınikurtarmak
amacıyla, bankalann alacaklan-
na karşılık tuttuklan hisse senet-
lerini satın alıyor". "Bunun için
milyarca dolar harcayacak''.
"Yatınmcı Japon MerkezBanka-
sının hazine kâğıtlan ıhalesini
boykot etti". "Nikkei, Yen düş-
tü". "Almanya Resesyonun eşi-
ğinde". Prof. Krugman'a göre
ABD ekonomısinde durum
1990'larin başındaki ekonomik
krizi anımsatırken, yönetim ne
yapacağını bilmiyor. "Ekonomik
yavaşlama, borsalardaki gerile-
melerAvrupa IstıkrarPaktı, do-
layısıyla Avrupa Biriiği süreci
üzerinde büyük basınç yaratı-
yor". Morgan Stanley'in Asya
analistine göre ASEAN bölgesi-
ne ilişkin "ekonomik canlanma"
tezlerinin sağlam bir temeli yok.
Birleşmiş Milletler (UNCTAD)
Dünya Yatırım Raporu'nu yayım-
ladı. Küresel yabancı sermaye
yatınmları (YSY) akışı %50 geri-
leyerek 2000 yılında 1,492 milyar
dolardan 2001 'de 735 milyar do-
lara düşmüş. YSY girişi Avru-
pa'da %60, ABD'de %59 ora-
nında gerilerken Hon-Kong, Ar-
jantın, Brezilya'ya ya giden YSY
toplam 57 milyar dolar azalmış.
Borsalar haftayı büyük düşüşler-
le kapadılar. Ama en önemlisi,
Dow Jones 8000'in FT-100'de
4000'in altına düştü.
Morgan Stanley'in baş ekono-
misti Stephen Roach'un analiz-
lerinde de işaret ettiği gibi, dün-
ya ekonomisinde durum söyle:
1990'larda ABD ekonomisinde
oluşan köpukler teker teker pat-
lıyor. ABD ekonomisi bir "köpük
sonrası döneme" girdi. Diğer bir
deyışle 1990'larda bınkmiş, aşı-
rı borçlanma, fazla kapasite te-
mizlenene tasarruflar arttırılana
kadar güçlü bir ekonomik büyü-
me olasılığı yok. Bu köpüklerin
temızlenmesı için sıkı malıye ve
para politikalan gerekiyor. Ancak
bunlar kaçınılmaz olarak deflas-
yonist eğilimleri güçlendirecek.
Deflasyonu engellemek için eko-
nomiyi canlandıncı politıkalar uy-
gulanırsa bu kez köpukler büyü-
meye devam ederek daha son-
ra çok daha sert bir patlamaya
zemin hazırtayacak.
Bu madatyonun öbüryüzünde
de dünya ekonomisinin ABD
merkezli birbüyümedenklemine
(diğer adı küreselleşme) takılmış
olması var. ABD ekonomisinde
köpük sonrası fazlayı temizle-
mek için disiplin uygulanırsa
dünyanın geri kalanında deflas-
yonist eğilimler hızla derinleşe-
cek ister istemez. Hatta Avru-
pa'da ekonomik tansiyon yük-
selerek istikrar paktının çökme-
sine bile neden olabilir. Doların
% 15-20 oranında devalüe edil-
mesi gibi bir üçüncü yol var. Bu
hemABD ekonomisirideki fazla-
lan hızla temizleyebilir, hem de
dünyanın geri kalanını ABD mer-
kezli büyümeden koparak, ken-
di iç talebine dayanmaya, diğer
bir deyişle küreselleşmeyi des-
tekleyen neo-liberal politikalan
terk etmeye zorlayabilir. Ama bu
da insanın için rahatlatamıyor
çünkü bu süreçte de ABD'ye
akan yabancı sermaye (ABD'nin
borçlanma kaynakları-
) tümüyle kuruyabilir, uluslarara-
sı mali piyasalardaki gerileme
çöküşe dönüşebilir, Japon Yeni
hızla değerienerek bir başka
ekonomik krize yol açabilir. Bu
aradaticaret savaşlannın hızlan-
ması olasılığı var.
Bütün işaretler ABD merkezli
büyüme sürecinin, küresel mali
genişlemenin, bunu destekleyen
neo-liberal politikalann sonuna
gelindiğini, ancak özellikle
ABD'nin ulüslararası siyasi ve
ekonomik çıkarlarından dolayı
alternatif politikalann geliştirile-
mediğini gösteriyor. Dünya eko-
nomisi tam anlamıyla bir batak-
lığa saplanmış durumda.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Büyüme Yeteneği
Yılın ikinci üç ayına ilişkin ekonomik büyüme ve-
rileri DİE tarafından geçen günlerde yayımlandı.
Daha önce de ilk üç aylık veriler yayımlanmıştı.
Böylelikle 2002 yılının ilk yarısında ulusal gelirin de-
ğişimi ıncelenebilir.
Yılın ilk altı ayında, ekonominin, beklentilerin
üstünde bir büyüme gerçekleştirdiği söylenebilir.
IMF'ye verilen en son (30 Temmuz tarihli) niyet mek-
tubunda, 2002 yılhnm büyüme oranının yüzde üç
olacağı öngörülmektedir. İlk altı ayda yurtiçi üre-
tim yüzde 5.2; katkılı ulusal gelir (GSMH) de yüz-
de 4.7 arttığına göre, ekonomik büyüme, yılın ilk ya-
nsında, umulanın üzerindedir. İlk bakışta bu bir ba-
şarıdır.
Ancak büyümenin içeriğine ya da dayanaklanna
bakıldığında, ekonominin güçlü bir büyüme yete-
neği kazandığını söylemek güçleşiyor. Ulusal orta-
\amanın üstünde büyüyen sektörier, sırasıyla, yüz-
de 8.8 ile dışalım vergileri; yüzde 7.7 ile sanayi;
yüzde 6.9 ile ticaret ve yüzde 5.3 ile serbest
mes/eklerdir. Tarımdaki yüzde 1.9 büyüme de ıç
açıcı sayılamaz.
Buna karşılık, yılın ilk yarısında, mali kuruluşlar
ve inşaat sektörleri çok aşırı sayılabilecek oranda
küçülmüşlerdır.
Bankacılık, sigortacılık şirketlen, borsa ve döviz
işlemleri yapan kuruluşlaria Tanm Kredi Koopera-
tifleri, mali kuruluşlar olarak tanımlanır. Mali kuru-
luşlar, yılın ilk altı ayında, ağır bir bunalım yılı olan
geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8.5 oranın-
da küçülmüştür. Yani bu sektörün gelir yöntemiy-
le hesaplanan katma değerinde geçen yılın ay-
nı dönemine göre yuzde 8.5 bir azalma vardır. Üs-
telik mali kuruluşların küçülme, üç aylık eğilimler
göz önüne alınırsa, eksi yüzde 7.4'ten eksi yüzde
9.6'ya düşmekte, yani giderek ağırlaşmaktadır. Oy-
sa parasal işlemler, bir ekonominin canlılığının
önemli göstergelenndendir. Mali kuruluşların, ge-
çen yıla göre giderek daha da zayıflamış olması, ge-
lecekte onanmı güç sorunlar yaratabilir.
İnşaat sektörü de geçen yılın ilk altı ayına göre,
yüzde 4.2'lik bir küçülme gösteriyor. Üç aylık oran-
lar dıkkate alınırsa, burada da giderek ağırlaşan bir
bunalım vardır; sektör kendini topariayamıyor. Bu
durum, önemli bir toplumsal konu olan konut üre-
timi ya da sunumu açısından, olumsuz bir gidişi
gösteriyor. İnşaat sektörü, alıcı olarak da çok önem-
lidir; üretimi için gerekli inşaat malzemesini çok bü-
yük ölçüde yerfi üreticilerden satın alıyor. Bu neden-
le sektörün kuçülmesı, inşaat malzemesi üreten
çok sayıda işyennin çalışamaması ve bu sektörde
de işsızliğin artması anlamına geliyor.
Ekonominin büyümesinde en önemli itıci güç,
sabit sermaye yatırımlarıdır. Sabit sermaye ya-
tınmları, arsa-bina ve makine yatınmlanndan olu-
şur. DİE verilen, "gayri safi", yani aşınma ve eski-
me payını da içeren, sabit sermaye yatınmlannın,
2002'nin ilk altı ayında, geçen yılın aynı dönemine
göre yüzde 11.8 azaldığını gösteriyor. Asıl korku-
tucu nokta budur. Gerçi, bu yılın ilk üç ayındaki aşı-
n küçülme, ıkincı üç ayda durmuş görünmektedir.
Ancak, Türkiye'nin yabancı doğrudan yatırımlan "
çekme konusundakt başarısızhğının bir göstergesj
olarak yine son günlerde açıklanan veriler, ekono-
minin, büyüme yeteneğini henüz kazanamadığını
kanıtlıyor.
Ekonomideki canlanma, esas olarak, dışsatım-
dan kaynaklanıyor. Yılın ilk altı ayında, dışsatım
yüzde 6.4 oranında büyümüştür. Sanayi üretimin-
deki artışın ana nedeni de dışsatım artışıdır.
Bu köşede daha önce de vurgulandığı gibi, Tür-
kiye çıkışlı ürünler dış pazarlarda, yalnızca ucuz iş-
çiliğe dayanan bir fiyat rekabeti ile satılabiliyor.
Ucuz işgücüne dayalı dış rekabet, sürekli ve istik-
raıiı bir dışsatım olanağı vermez; geçicidir. Türki-
ye'nin dışsatımını, kalıcı ve istikrarlı bir biçimde art-
tırması, bir taraftan başta enerji ve faiz olmak üze-
re üretim girdilerinin maliyetini düşürmesine, diğer
taraftan da orta dönemde ürün kalitesini arttıncı
teknolojik yenilik politikalannı uygulamaya koyma-
sına baglıdır.
yakup@metu.edu.tr
Küba'yla
tican işbîrüği
CANHAaOĞLU
ESKİŞEHtR - Tür-
kiye iie Küba arasında-
ki ticari iJişkiler geliş-
tiriliyor. Süsler Daya-
nıklı Tüketim Malze-
meleri Fabrikası Kü-
ba"da bir fabrika aça-
cak.
Eskişehirli sanayici-
ler de şubat aymda Ha-
vana'ya ticari bir gezi
düzenleyecek.
Eskişehir'de incele-
melerde bulunan Küba
Türkiye Büyükelçisi
Miguel Lamazares. Te-
pebaşı Belediye Baş-
kanı Ahmet Ataç'ı zi-
yaret etti.
Lamazares'le birlik-
te Tepebaşı Belediyesi
Encümen Salonu'nda
toplantı düzenleyen
Başkan Ataç, Kü-
ba'nın başkenti Hava-
na'ya bağlı Boyeros
Belediyesi ile bir süre
önce imzaladıklan
"Kardeş Şehir" anlaş-
masıyla başlayan dost-
luk sürecinin ekono-
mik alanda da sürdü-
rülmesi için çaba har-
cadıklannı söyledi.
Lamarzares, toplan-
tının arduıdan Küba'ya
yatınm yapacak olan
Süsler Soba ve Daya-
nıldı Tüketim Malze-
meleri Fabrikası'm
gezdi. Fabrika sahibi
Metin Sûrer ise Kü-
ba'da fınn üretimi ko-
nusunda montaj tesisi
kuracaklannı belirtti.
Görüşmelerin olum-
lu geçtiğiru anlatan Sü-
rer, "Küba'da kuUam}-
mayan Ruslardan ka-
lan bir fabrika varmış.
Bu fabrikada montaj
üretim ik çalışmalan-
mıza başlavacağtz" di-
ye konuştu.