25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
'22 EYLÜL 2002 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKÖNÖMFekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 2ŞİRKETLERDEN ECZACIBAŞI GİRÎŞtM FAZARLAMA, Jordan T~42 adlı yeni diş firçasını tanıtmak amacıyla "Yoga Günleri" düzenliyor. Organızasyon kapsamında yer alan yoga-fıt etkinliği ftrçanın esnekiiğinin vurgulaması amacını ta-şıyor. COCACOLA, profesyonel ve amatör sporcuJan izotonik spor içeceği Povverade ile buluşturuyor. Içerdıği karbonhidrat sayesinde yorgunluğu geciktiren Povverade, egzersiz sırasında vücudun kaybefriği sıvıyı hızla gen kazandınyor. GtMA, 46. kuruluş. yıldönümü nedeniyle özel bir kampanya başlattı. Kampanya çerçevesinde her gün farkJı üriin çeşitlen, piyasadaki en hesaplı fıyatlarla müşterilere sunulacak. BANVtT, Türk mutfağının geleneksel lezzetlerini sofralara taşımak amacıyla kadınbudu köfteyi üriin portfbvüne ekledi. YAPI kREDİ VVORLDCARD, üye işyerleri ağına dünya elektronik devlerinden Sony'yi de dahil etti. Televizyon, DVD veya videolardan herhangı birini Worldcard'la alanlar, kazandıkJan hediye puanlanyla herhangi bir Sony ürününü hediye alabiliyorlar. POLtSAN, çocukJar için su bazlı lortasiye malzemeleri üretti. Bağımlılık yapmayan, zehırsiz ürünler arasında yapıştıncı, tutkal ve boya çeşitleri bulunuyor. VAILLANT, ISO9001 kalite standardına sahip tesislerde üretilen Prothenn kombiyi tüketici beğenisine sundu. Elektronik kumanda sistemine sahip kombilerde, ısı ihtiyacı sürekli kontrol ediliyor. PENTÎVVORLD nağazalannda indirim günleri başladı. İç amaşırlannda yüzde 0. mayo ve bikinilerde üzde 5O'ye varan ıdirimler uygulanıyor. >IVAN, Fenerbahçe ükrii Saracoğlu tadfnınyenilen laraton tribününde ıcalara ve kombine let sahiplerine hizmet Mmeye başladı. Divan ad Restaurant, geniş önüsüyle sporseverlere rüı seçenekler •ıuyor. Yüzde 25 zam hazırlığı olan ekmek için TÜKODER tekrar Rekabet Kurulu'nun kapısını çalacak Ekmeğede serbestlikistemi•Enerjiden tarıma telekomünikasyona kadar hemen hemen her alanda serbest piyasa ekonomisinin kurumlannı tam anlamıyla çalışır hale getirmek ve rekabeti sağlamak gerekçesiyle yasal düzenlemeler yapmayı sürdüren Türkiye'de, sokaktaki herkesi ilgilendiren ekmekte ise rekabet sağlanamıyor. FATMAKOŞAR Türkiye Fınncılar Federasyonu'nun yüzde 25 zam önerisinin ardından ek- mek fıyatıyla ilgili tartışmalar alevlen- di. Enerjıden tanma, telekomünikasyo- na kadar hemen hemen bütün alanJarda serbestpiyasa ekonomisinin kurumlan- nı tam anlamıyla çalışır hale getirmek ve rakebeti sağlamak gerekçesiyle Mec- Jıs'ın "gece- gündüz vasalar çıkarmak- la uğraşüğr Türkiye'de, 7'den 70'e nü- fusun her kesimini ilgilendiren ekmek fiyatlan ise yıllardır, üzerine "benzer cümleJerle taröşma yapılan bir sorun" olmayı sürdürüyor. Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Yasası'na karşın fiyat açıklamayı sür- düren Türkiye Fınncılar Federasyonu ile 1997'de Rekabet Kurulu'na giderek firıncı kooperatiflerine ceza yağdırtan Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKO- DER) bu yılki tartışmada da karşı kar- şıya. Federasyonun **tavsiye karanna" göre ekmek 1 Ekim'den itibaren yüzde 25 zamiı satılmaya başlanacak. Bu ala- nı düzenleyen yasalan inceleyerek Re- kabet Kurulu'na sunulmak üzere bir dosya hazırlayan TÜKODER'in Başka- nı Mehmet Sevim'e göre, finncıiarın odalan fiyat açıklayamaz, ekmeğin de fiyatı serbest piyasada, rekabet koşulla- nnda oluşmalı. TUTDCI esnaf değü" Kredi kartlannda bankalann uygula- dığı fahiş temerrüt faizine karşı eylem- leri, köprü zammını geri aldırması, do- ğalgazda sayaç bakım bedeli gibi fatu- rayr şişiren sabit kalemlerin kaldınlma- sı gibi kazanımlarla anımsanan TÜKO- DER, finncılann "teşebbüs birnğp oluş- turduğu gerekçesiyle Rekabet Kuru- lu'na gitmeye hazırlanıyor. 1 Ekim'de finncılann "söz birliğiyle" uygulama- ya koyacağı yüzde 25 zammı durdur- mayı amaçlayan TÜKODER, daha ön- ce de Rekabet Kurulu'na gitmişti. Rekabet Yasası 'nın 4. maddesini ihlal ettikleri iddiasıyla finncılann meslek ör- Bazı illerde bir kg ekmeğin satış fiyatı tı Adana Afyon A£n Ankara Antalya Bılecik Bo!u Bursa Diyarbakır Haav Içel tstanbal Izmir Kocaelı Konva Malarya Manisa K.Maraş Mardin Muğla Ordu Samsun Sinop Tuncelı Karaman (2001) Eylûl 750.000 750000 600.000 1.000.000 1.000.000 600.000 1.000.000 571.429 600 000 750.000 750.000 1.000.000 600.000 769 231 750 000 789.474 800.000 750.000 600000 600 000 666 667 600.000 600.000 600.000 750.000 (2002) Ağustos 952.381 1000.000 800.000 1.000.000 1.000.000 800.000 1.000.000 1.000.000 1000.000 1000 000 1.000.000 1.000.000 800.000 1.000.000 875.000 1000.000 800.000 1.000.000 909.091 800.000 800.000 800.000 833 333 1.000 000 1.000.000 Fryatin maliyet dışında. rekabet ve üretinı şartianna, takbe göre değiştnesi, betediyeJerin ekmek ürettiğj ya da finn sayısı fazla olan illerde arüşuı sı/urb kalması TÜKODER'in başvurusunun önem taşıdığuu ortaya koyuyor. Tüketiciyigözetmeyen23 bin oykaybedecek Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜ- KODER) seçime katılacak siyasi par- tilere, rüketici haklanna duyarlı dav- ranmalan konusunda taahhütname im- zalatmaya hazırlanıyor. Taahhütname- nin ilk maddesınde, ekonomık krizle birlikte yansı temel gereksinimlerini karşılayamayacak duruma düşen tüke- ticiler için özel önlemler alınması ön- görülecek. Türkiye genelinde 41 şubesi ve 23 bin üyesi olan TÜKODER, taahhütna- meyi imzalamayanlara oy vermeyin çağınsında bulunacak. Taahhütname, resmi verilere göre de nüftısun yansı- nın yoksulluk sınınnda yaşadığını Tür- kiye'de kamusal hizmetlerin "bütçe yamama aracı olarak verilmesi yerine kamu yaran gözetilerek tüketiciye su- nulması" talebi yer alacak. Taahhürnamede özetle şu talepler yer alacak: %/ Ekonomik krizden etkilenerek te- mel gereksinimlerini sağlayamayan tü- keticiler için özel önlemler alınması. • Tüketicinin sağhk ve güvenligi- nin korunması için kamusal denetim- lerin aralıksız ve tam yapılması. t/ Tüketicinin seçme hakkını kul- lanmasuıı engelleyen tek taraflı söz- leşmelerin kaldınlması ve bütün alan- larda rekabetin sağlanması. • Rekabet Kurulu, Enerji Piyasası Denetleme Kurulu gibi kurullarda tü- keticinin temsil edilmesinin önünün açılması. • Reklam Kurulu'nun özerk hale getirilmesi. • Eğitim hakkının kullanımının sağlanması.Tüketici eğiriminin milli eğitim müfredatına alınması. • Doğru bilgilendirme yapılması. Bakanlann radyasyonlu çay içme, hor- monlu çilek yeme ilkelliğinden vaz- geçmesi. gütlerini şikâyet edecek oiarr TÜKO- DER'in Başkanı Sevim, finncılann 507 Sayılı esnaf ve zanatkârlarla ilgili yasa- ya sığınarak fiyat açıklayabildiğini be- lirterek "Oysa finncılann büyük Jasmı arnkbu yasadaki tanıma uymuyor. Bizim en önemli dayanaklanmızdan biribuola- cak. Fınncı rüccarstmfindan değerlendi- riKr ve ticaret odaianna kayrt ediürse so- run ortadan kalkacak" dedi. Sevim, Sa- nayi ve Ticaret Bakanhğı ile valiliklere de başvuru yapacaklannı anlatttı. TÜKODER'in 1997'de yaptığı baş- vurunun ardından çok sayıda finacı ko- operatifine 23'er milyar liralıkparace- zalan veren Rekabet Kurulu'nun bu se- ferki başvuruyu daha hızh sonlandırma- sı için çağn yapan Sevim, "Kurulun, Reha^et Kurulu'na dönuşmemesini umuyonız" dedi. Sevim, başvurulannı, Rekabetin Korunması Yasası yanı sıra Türk Ticaret Kanunu, Esnaf Yasası ve Vergi Usul Yasası'yla gerekçelendire- ceklerini söyledi. Mirzaoğlu: Rekabet koşulları sağlanmalı GURSUKUNT ANTALYA - Devlet Bakam Ranıazan Mirzaoğlu, sürdürü- iebilir ihracatın sağlanması için, Türk sanayisinin rekabet gücünü engelleyen koşullann ortadan kaldınlması gerektiği- ni söyledi. Mirzaoğlu, "Türk Mah" imajırun mutlaka yerleş- mesi gerektiğini \airguladi. Turizm Ekonomi Bilimsel Araştırma Tanıtma Merke- zi'nin (TEBlAT) düzenlediği 4. Ekonomi Zirvesi dün sona erdi "thracatta Yapısal Geöş- me Beklentileri" konulu oturu- mun açış konuşmasını yapan Devlet Bakanı Ramazan Mir- zaoğlu, Türkiye'nin, dışa açık ve rekabetçi bir yapı içerisinde, dünya ekonomisiyle bütünle- şebilmesinin şart olduğunu be- lirtti. Otomotiv Sanayicileri Derneği (OSD) Başkanı Alilh- san Ükbaharda oturumda Tür- kiye'nin en geç 10 yı] içerisin- de 100 milyar dolar ihracat he- define ulaşmak için çok ciddi önlemler almak zorunda oldu- ğunu belirtti. Türkiye'nin, son 10 yılda birçok krizle karşılaş- ması nedeniyle ekonomik so- runlannı düzene oturtamadığı- nı ifade eden tlkbahar, "Türki- ye'de, ciddi biryönetim sorunu vardır. Temel sorunlar çözül- medikçe ihracatın da istenilen düze\1ere ulaşabilmesi müm- kün depdü*" diye konuştu. Hkbahar, 1998'de27binolan motorlu araçlar ihracatının 4 yılın sonunda 450 bine ulaşa- cağını belirtti. DUNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGÎN YILDIZOĞLU LONDRA erginy(5 tr.net Bu, genel konsensüse uyma- yan saptama size çok radikal ge- lebilir. Ama ne yazık ki doğru. Ha- tırlar mısınız bir zamanlar "Yeni Ekonomi" vardı, ondan önce de "Asya Mucizesi" ve "yükselen piyasalar"... Küreselleşme olarak sunu/an süreç, 1980'in başında çevre ül- kelerde borç krizine, merkez ül- kelerde de gerileyen kâr oranla- nna saplanmış sermayeyi kurtar- mak için başlatılan devlet eliyle serbest piyasa yaratma politika- lanna bağlı olarak yaşanan mali genişlemeden başka bir şey de- ğil. Bu yüzden bugün küreselleş- me bitti derken insan toplulukla- nnın dünya üzerinde kurageldık- leri iletişim ve ulaşım ağlannın, kültürel ve ekonomik bağlann gelişmesinin duracağını söyle- miyoruz. 1980 öncesine de geri dönmeyeceğiz. Olan oldu ve şimdi başka bir yerdeyiz, burası da bugün tarn bir bataklık. Büyüklere masallar? Çok uzak olmayan bir geç- mişte, herkes yepyeni bir dün- yaya yelken açtığına inanıyor- muş. Bilge kişiler, örneğin Ocak 2000'de FED Başkanı Greens- pan, The Economic Club of New York'ta çok seçkin birdin- leyici kitlesine "Ameıikan eko- nomisi, yeni teknolojikbuluşlar- da yüzyılda bir kez görülen bir hızlanma yaşıyor, bu da üret- kenliği, üretimı, şirket kâriannı ve hisse senetleri fiyatlannı, geçtiğimız kuşaklarda, belkide tarihte, bugüne kadar gıç gö- rülmeyen yeni doruklara taşı- yor" (FED'in köpüğü nasıl ve ne- den şişirdiğine ilişkin parlak bir yazı için Nick Beams, "The Küreselleşme Bitti, Dünya Ekonomisi Bataklıkta Stock Market Bubble and Mr, Greenspan", www.wsws.org, 13 Eylül 2002) dıyormuş. O za- man "Bu yeni ekonomi tezı bir fantezidir, ekonominin yasalan öyle kolay kolay değişmez, he- le yeni teknolojik gelişme oldu diye yeni bir ekonomi olmaz, bunlarsizın gözünüzü boyuyor" diyenler dokuz köyden ve hatta Dünya Bankası'ndan kovulu- yormuş. Derken. 2000 sonun- da ABD ekonomisi, hemen ar- dından da dünya ekonomisi sert bir biçimde frene basmış. Tek- noloji hisse senetlerindeki gerı- leme çöküşe dönüşmüş, Nas- daq bir daha toparlanamamış. Dow Jones borsa indeksiyle dünyanın belli başlı indekslerini, "yeniekonomi" fantezisıni satın alan şirketlerın kâğrtlannı daha ağnlı bir gelecek bekliyormuş: Kan kaybından yavaş yavaş öl- mek. 11 Eylül'de büyük felaket geldiğinde. ABD ekonomisi martayından beri resesyonday- mış, resesyon dünyada yayılı- yormuş. 2001 yılında biraz to- parfanır gibi olmuşlar. Ama to- parlanmanın tadı yokmuş. Eko- nomik büyüme dünyanın her yerinde genel tarihsel trendlerin çok altında kalıyor, işsizlik, öze/- likle uzun süreli işsizlik artıyor- muş. Bu arada da "yeni ekono- minin" en tepe/erinden başla- yarak hızla yayılan bir mali skan- dallar dalgası başlamış. Meğer- se 1990'lardakı büyük "boom" da o kadar büyük bir "boom" değilmiş, dev şirketler, hatta ABD devletınin resmi kurumla- n, yabancı yatırımcıları şirketle- rine, ABD ekonomisine yatınm yapmaya ikna etmek için ger- çekleri "biracıcık" çarpıtmışlar. Ama sonunda onlarhapse girer- ken ABD ekonomisi borç müptelası, dünyanın gerisi de ABD rüketici ta/ebinin müp- telası olmuş. Çünkü neo-libe- ral politıkalar her yerde iç talebi kısıncaABDtüketicisinden baş- ka alıcı ve yatınm alanı pek kal- mamışmış. Ama ABD'nin borç- lan da "biniaşmış", artık eskisi kadar borç bulamamaya başla- mış. Tüketici de artık eskisi gibi tüketemiyor. Cari açık ve bütçe açığı büyümeye devam ediyor- muş. Durum yavaş yavaş "mad- de bağımlılan maddeyibulama- yınca" ne olursa ona benzeme- ye başlamış. Cerçeğe dönüş Dünya basınında geçen hafta: "ABD'de sanayı üretiminde beklenmedik bir düşüş". "Kimi kötümserler iki dıpli resesyon tehlikesinden söz ediyorlarama esas tehlike küresel deflasyon." "ABD, Avrupa ve Japonya'da büyüme tarihseltrendlerin altın- da". "Japonya Merkez Bankası ülkenin malisıstemınikurtarmak amacıyla, bankalann alacaklan- na karşılık tuttuklan hisse senet- lerini satın alıyor". "Bunun için milyarca dolar harcayacak''. "Yatınmcı Japon MerkezBanka- sının hazine kâğıtlan ıhalesini boykot etti". "Nikkei, Yen düş- tü". "Almanya Resesyonun eşi- ğinde". Prof. Krugman'a göre ABD ekonomısinde durum 1990'larin başındaki ekonomik krizi anımsatırken, yönetim ne yapacağını bilmiyor. "Ekonomik yavaşlama, borsalardaki gerile- melerAvrupa IstıkrarPaktı, do- layısıyla Avrupa Biriiği süreci üzerinde büyük basınç yaratı- yor". Morgan Stanley'in Asya analistine göre ASEAN bölgesi- ne ilişkin "ekonomik canlanma" tezlerinin sağlam bir temeli yok. Birleşmiş Milletler (UNCTAD) Dünya Yatırım Raporu'nu yayım- ladı. Küresel yabancı sermaye yatınmları (YSY) akışı %50 geri- leyerek 2000 yılında 1,492 milyar dolardan 2001 'de 735 milyar do- lara düşmüş. YSY girişi Avru- pa'da %60, ABD'de %59 ora- nında gerilerken Hon-Kong, Ar- jantın, Brezilya'ya ya giden YSY toplam 57 milyar dolar azalmış. Borsalar haftayı büyük düşüşler- le kapadılar. Ama en önemlisi, Dow Jones 8000'in FT-100'de 4000'in altına düştü. Morgan Stanley'in baş ekono- misti Stephen Roach'un analiz- lerinde de işaret ettiği gibi, dün- ya ekonomisinde durum söyle: 1990'larda ABD ekonomisinde oluşan köpukler teker teker pat- lıyor. ABD ekonomisi bir "köpük sonrası döneme" girdi. Diğer bir deyışle 1990'larda bınkmiş, aşı- rı borçlanma, fazla kapasite te- mizlenene tasarruflar arttırılana kadar güçlü bir ekonomik büyü- me olasılığı yok. Bu köpüklerin temızlenmesı için sıkı malıye ve para politikalan gerekiyor. Ancak bunlar kaçınılmaz olarak deflas- yonist eğilimleri güçlendirecek. Deflasyonu engellemek için eko- nomiyi canlandıncı politıkalar uy- gulanırsa bu kez köpukler büyü- meye devam ederek daha son- ra çok daha sert bir patlamaya zemin hazırtayacak. Bu madatyonun öbüryüzünde de dünya ekonomisinin ABD merkezli birbüyümedenklemine (diğer adı küreselleşme) takılmış olması var. ABD ekonomisinde köpük sonrası fazlayı temizle- mek için disiplin uygulanırsa dünyanın geri kalanında deflas- yonist eğilimler hızla derinleşe- cek ister istemez. Hatta Avru- pa'da ekonomik tansiyon yük- selerek istikrar paktının çökme- sine bile neden olabilir. Doların % 15-20 oranında devalüe edil- mesi gibi bir üçüncü yol var. Bu hemABD ekonomisirideki fazla- lan hızla temizleyebilir, hem de dünyanın geri kalanını ABD mer- kezli büyümeden koparak, ken- di iç talebine dayanmaya, diğer bir deyişle küreselleşmeyi des- tekleyen neo-liberal politikalan terk etmeye zorlayabilir. Ama bu da insanın için rahatlatamıyor çünkü bu süreçte de ABD'ye akan yabancı sermaye (ABD'nin borçlanma kaynakları- ) tümüyle kuruyabilir, uluslarara- sı mali piyasalardaki gerileme çöküşe dönüşebilir, Japon Yeni hızla değerienerek bir başka ekonomik krize yol açabilir. Bu aradaticaret savaşlannın hızlan- ması olasılığı var. Bütün işaretler ABD merkezli büyüme sürecinin, küresel mali genişlemenin, bunu destekleyen neo-liberal politikalann sonuna gelindiğini, ancak özellikle ABD'nin ulüslararası siyasi ve ekonomik çıkarlarından dolayı alternatif politikalann geliştirile- mediğini gösteriyor. Dünya eko- nomisi tam anlamıyla bir batak- lığa saplanmış durumda. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Büyüme Yeteneği Yılın ikinci üç ayına ilişkin ekonomik büyüme ve- rileri DİE tarafından geçen günlerde yayımlandı. Daha önce de ilk üç aylık veriler yayımlanmıştı. Böylelikle 2002 yılının ilk yarısında ulusal gelirin de- ğişimi ıncelenebilir. Yılın ilk altı ayında, ekonominin, beklentilerin üstünde bir büyüme gerçekleştirdiği söylenebilir. IMF'ye verilen en son (30 Temmuz tarihli) niyet mek- tubunda, 2002 yılhnm büyüme oranının yüzde üç olacağı öngörülmektedir. İlk altı ayda yurtiçi üre- tim yüzde 5.2; katkılı ulusal gelir (GSMH) de yüz- de 4.7 arttığına göre, ekonomik büyüme, yılın ilk ya- nsında, umulanın üzerindedir. İlk bakışta bu bir ba- şarıdır. Ancak büyümenin içeriğine ya da dayanaklanna bakıldığında, ekonominin güçlü bir büyüme yete- neği kazandığını söylemek güçleşiyor. Ulusal orta- \amanın üstünde büyüyen sektörier, sırasıyla, yüz- de 8.8 ile dışalım vergileri; yüzde 7.7 ile sanayi; yüzde 6.9 ile ticaret ve yüzde 5.3 ile serbest mes/eklerdir. Tarımdaki yüzde 1.9 büyüme de ıç açıcı sayılamaz. Buna karşılık, yılın ilk yarısında, mali kuruluşlar ve inşaat sektörleri çok aşırı sayılabilecek oranda küçülmüşlerdır. Bankacılık, sigortacılık şirketlen, borsa ve döviz işlemleri yapan kuruluşlaria Tanm Kredi Koopera- tifleri, mali kuruluşlar olarak tanımlanır. Mali kuru- luşlar, yılın ilk altı ayında, ağır bir bunalım yılı olan geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8.5 oranın- da küçülmüştür. Yani bu sektörün gelir yöntemiy- le hesaplanan katma değerinde geçen yılın ay- nı dönemine göre yuzde 8.5 bir azalma vardır. Üs- telik mali kuruluşların küçülme, üç aylık eğilimler göz önüne alınırsa, eksi yüzde 7.4'ten eksi yüzde 9.6'ya düşmekte, yani giderek ağırlaşmaktadır. Oy- sa parasal işlemler, bir ekonominin canlılığının önemli göstergelenndendir. Mali kuruluşların, ge- çen yıla göre giderek daha da zayıflamış olması, ge- lecekte onanmı güç sorunlar yaratabilir. İnşaat sektörü de geçen yılın ilk altı ayına göre, yüzde 4.2'lik bir küçülme gösteriyor. Üç aylık oran- lar dıkkate alınırsa, burada da giderek ağırlaşan bir bunalım vardır; sektör kendini topariayamıyor. Bu durum, önemli bir toplumsal konu olan konut üre- timi ya da sunumu açısından, olumsuz bir gidişi gösteriyor. İnşaat sektörü, alıcı olarak da çok önem- lidir; üretimi için gerekli inşaat malzemesini çok bü- yük ölçüde yerfi üreticilerden satın alıyor. Bu neden- le sektörün kuçülmesı, inşaat malzemesi üreten çok sayıda işyennin çalışamaması ve bu sektörde de işsızliğin artması anlamına geliyor. Ekonominin büyümesinde en önemli itıci güç, sabit sermaye yatırımlarıdır. Sabit sermaye ya- tınmları, arsa-bina ve makine yatınmlanndan olu- şur. DİE verilen, "gayri safi", yani aşınma ve eski- me payını da içeren, sabit sermaye yatınmlannın, 2002'nin ilk altı ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11.8 azaldığını gösteriyor. Asıl korku- tucu nokta budur. Gerçi, bu yılın ilk üç ayındaki aşı- n küçülme, ıkincı üç ayda durmuş görünmektedir. Ancak, Türkiye'nin yabancı doğrudan yatırımlan " çekme konusundakt başarısızhğının bir göstergesj olarak yine son günlerde açıklanan veriler, ekono- minin, büyüme yeteneğini henüz kazanamadığını kanıtlıyor. Ekonomideki canlanma, esas olarak, dışsatım- dan kaynaklanıyor. Yılın ilk altı ayında, dışsatım yüzde 6.4 oranında büyümüştür. Sanayi üretimin- deki artışın ana nedeni de dışsatım artışıdır. Bu köşede daha önce de vurgulandığı gibi, Tür- kiye çıkışlı ürünler dış pazarlarda, yalnızca ucuz iş- çiliğe dayanan bir fiyat rekabeti ile satılabiliyor. Ucuz işgücüne dayalı dış rekabet, sürekli ve istik- raıiı bir dışsatım olanağı vermez; geçicidir. Türki- ye'nin dışsatımını, kalıcı ve istikrarlı bir biçimde art- tırması, bir taraftan başta enerji ve faiz olmak üze- re üretim girdilerinin maliyetini düşürmesine, diğer taraftan da orta dönemde ürün kalitesini arttıncı teknolojik yenilik politikalannı uygulamaya koyma- sına baglıdır. yakup@metu.edu.tr Küba'yla tican işbîrüği CANHAaOĞLU ESKİŞEHtR - Tür- kiye iie Küba arasında- ki ticari iJişkiler geliş- tiriliyor. Süsler Daya- nıklı Tüketim Malze- meleri Fabrikası Kü- ba"da bir fabrika aça- cak. Eskişehirli sanayici- ler de şubat aymda Ha- vana'ya ticari bir gezi düzenleyecek. Eskişehir'de incele- melerde bulunan Küba Türkiye Büyükelçisi Miguel Lamazares. Te- pebaşı Belediye Baş- kanı Ahmet Ataç'ı zi- yaret etti. Lamazares'le birlik- te Tepebaşı Belediyesi Encümen Salonu'nda toplantı düzenleyen Başkan Ataç, Kü- ba'nın başkenti Hava- na'ya bağlı Boyeros Belediyesi ile bir süre önce imzaladıklan "Kardeş Şehir" anlaş- masıyla başlayan dost- luk sürecinin ekono- mik alanda da sürdü- rülmesi için çaba har- cadıklannı söyledi. Lamarzares, toplan- tının arduıdan Küba'ya yatınm yapacak olan Süsler Soba ve Daya- nıldı Tüketim Malze- meleri Fabrikası'm gezdi. Fabrika sahibi Metin Sûrer ise Kü- ba'da fınn üretimi ko- nusunda montaj tesisi kuracaklannı belirtti. Görüşmelerin olum- lu geçtiğiru anlatan Sü- rer, "Küba'da kuUam}- mayan Ruslardan ka- lan bir fabrika varmış. Bu fabrikada montaj üretim ik çalışmalan- mıza başlavacağtz" di- ye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear