23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-AYFA CUMHURİYET 8 TEMMUZ2002 PAZARTESİ HABERLER arışması • tstsuıbu] Haber Servisi- JNAP.Îstanbul tl laşkanlığı Gençlik follan, Avrupa Birliği'ni c ve yalın şekilde aJatacak bir slogan hJmak amacıyla yanşma cLzenledi. Yanşmanın tnıtımı için Bahçeşehir ŞlaJe Cafe'de basın tolantısı düzenleyen ^NAPlstanbuJÜ BLşkanJığı Gençlik Kollan BLşkanı Dr. Murat Ayna, aaaçlanrun, gençlerin öılerinde yeni ufiıkJar açacak Avrupa Birliği hackında en iyi sloganı üiîtmelerini sağlamak olhığunu belirttı. Yanşmanın son katılım taıhı 20 Ağustos olarak beirlendi. I^mifyonkîşi yeşil kart sahffli • ANKARA (AA) - Sağlık Bakanı Osman Dunnuş, DYP Denizli Milletvekili Mehmet Göziükaya'nın sorulannı yanıtlarken Tirkiye genelinde 12 miiyon 21 bin 827 kişinin yeşil kart sahibi olduğunu bildirdi. "Yeşil kart venlmesinde ve kullanımında bazı suiıstimaller olabilmekte" diyen Durmuş, 1 Ocak-31 Aralık2001 tarihleri arasmda yatarak ve ayakta tedavi gören toplam 4 miiyon 416 bin 939 yeşil kart sahibi hastaya 405 triiyon 376 milyar 786 miiyon 552 bin lira sağlık harcaması yapıldığını da bildirdi. Kaplancı operasyonu • KAYSERİ (Cumhuriyet) - Kayseri'de Hilafet Devleti-Islami Cemaatler Birliği/Anadolu Federe îslam Devleti (HD- tîCB/AFtD) adlı şeriatçı örgüte üye olduldan iddiasıyla gözabna alınan Çetin Kasap, Ekrem Aras, Orhan Kökoğlu, Mehmet Karakaya, E.Y. Mustafa Akyol, Mehmet Aktan, Neşet Demir ve Ali Öztürk çıkanldıkJan mahkemece tutuklandı. Kayseri Emniyet Müdiirü Bekir Tannkulu, Almanya'dan getirdikleri çok sayıda örgütsel belgeyle birlikte ele geçirilen sanıklann, örgütün Kayseri'deki altyapısını oluşturmaya çalıştıkJanru belirtti. Memur eylemi sona erdi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikalan Konfederasyonu'na (BASK)üyebirgrup memurun, kamu çalışanlannın maaşlanna yapılması öngörülen yüzde 5 oranındaki zammı protesto amacıyla yaptığı oturma eylemi sona erdi. BASK Genel Başkanı Resul Akay, Sıhhiye Abdi Ipekçi Parkı'nda önceki gün başlatılan oturma ve geceleme eyleminin ardtndan, akşam saatlerinde yaptığı açıklamada, eyleme katılan memurlara teşekkür etti. Eyleme katılanlar, Akay'ın açıklamasının ardından dağıldılar. KPSS tamamlandı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - flk defa memur atanacaklar için dûzenlenen Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) sona erdi. Dört oturumda dûzenlenen sınavın dün gerçekleştirilen üçüncü otunımu 9.30'da. dördüncü oturumu 14.30'dabaşladı. Süreleri 3.5'ar saat oİan sınavlarda adaylara, sabah ûturumda hukuk, iktisat, ışletme, maliye ve muhasebe; öğleden sonraki oturumda çalışma ekonomisi ve endûstri ilişkileri, ekonometri, ıstaüstik, kamu yönetimi üe uluslararası ilişkiler ılarlanndan sorular yönetildi. Sınav sonuçlan. >mav tarihinden itibaren 2 yü geçerli olacak. Seçim ittifakından yana olan SHP 'iç rahatsızlıklar' nedeniyle görüşmelerden geri çekildi HADEP'le birleşme sonuçsuzBAHAR TANRtSEVTR ANKARA - HADEP ile SHP arasın- daki birleşme çalışmalan olumsuz so- nuçlandı. Kurumsal birleşmeyi değıl, se- çim ittifakını savunan SHP'deki bazı *iç rahatsıdıklar" nedeniyle görüşmelerin tıkandığı öğrenildi. HADEP Genel Baş- kanı Murat Boziak, bir genelge yayım- layarak konu hakkında il başkanlaruıı bilgilendirirken görüşmelerin tıkanması SHP'nin Kürt kökenli genel sekreter yar- dımcısı Halfl Paydaş'ın ıstifasına neden oldu. AJınan bilgiye göre, SHP Genel Baş- kanı Murat Karayalçuı, geçen hafta pa- zartesi günü Erdal Inönü ile görüşrü. Bu görüşmeden sonra SHP Merkez Yürüt- me Kurulu (MYK) toplanırken burada Ka- rayalçın'ın HADEP'e yönelik ta\nnda • Erdal înönü ile görüşen SHP Genel Başkam Murat Karayalçın'ın HADEP'e yönelik tavn değişti. Görüşmelerin tıkanması, SHP'nin Kürt kökenli genel sekreter yardımcısı ve kurucu üyesi Halil Paydaş'ın istifasına neden oldu. bazı değişiklüder olması dikkat çekti. MYK salı günü de bir araya geldi. Bu- nun ardından HADEP ve SHP arasında görüşmeleryapıldı. HADEP Genel Baş- kanı Bozlak ise 4 Temmuz Perşembe gü- nü il örgütlerine yönelik olarak yayımla- dığı genelgede SHP ile bırlik çalışması- nın olumsuz sonuçlandığını bildirdi. Bozlak, genelgesinde SHP'nin kuru- luş sürecıne kahlarak ortak bir partinin oluşmasını arzuladıklannı ve görüşme- lere resmen başlayarak belli bir düzeye geldiklenni kaydetri, Kuruluştan sonra SHP'den gelen istek üzerine yeniden başlatılan görüşmelerin bu kez kurumsal çerçevede yürütüldüğü- nü vurgulayan Bozlak şu göruşleri dile getirdi: "Üzerinde hemfıkir oiunan nok- ta kurucular kuruluna yeniden girerek merkezi organlarda yer alarak kaühm yohınun açılmasrydı. Bununla birliktegö- rüşmderin kesjktiği noktada programave- terii katkı sunamadığımızdan var olan eksikKklerin bir dekiarasyonla giderilme- 9 ve kaûhmın diger rüm kesimlere açık ofanasıkonusundaprensipanlaşmasmava- rarak son nokîaya doğru çahşmayı getir- mişoJduk." Bu konuda 29 Hazıran 2002 tarihinde PM, il başkanlan ve belediye başkanla- n ortak toplantısı yapılarak çerçevenin su- nulduğu ve parti organlannın bu çalışma- ya onay verdiğini belirten Bozlak, "An- cak bu kararlar pratikleşmeden 4 Tem- muz2002 tarihindeyapılan son görüşme- de resmi olarak bazı iç rahatsızlıklardan kaynakh kaohmın sona erdiği SHP tara- findan bizeOetibniştir. Bu nedenleSHP ile olan birtik çahşmanuzsonaermiştir." de- dı. "SoJda Bn-Bk" çağrısı yapan Eşber Yağmurdereli'nin de bu hafta Ankara'ya gelerek Karayalçın ve Bozlak ile görü- şeceği öğrenildi. ERDAL KABATEPE: Birfırsat üçkez kaçmaz • ışadamlannca kurulan AB- Türkiye îşbirliği Derneği'nin başkam Kabatepe, 'TBMM'yi toplayıp gerekli adımlan atmazsak bize müzakere tarihi verilmesini bekleyemeyiz" dedi. BARIŞ DOSTER Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) üye olması, bu yönde de özel- lilde halkı bilgilendirmesı gerektiğine inanan bir grup işadamınca kurulan AB-Türkiye Işbirliğı Derneği (TUR- KAB), AB konusunda gerekJi adım- lan atmayan Meclis'i ve hükümeti eleştirdi. TURKAB Başkam ErdaJ Kabatepe, "Biz kendi kendimize Av- rupa standarrJannı yakalayamıyoruz. Ama bir şekilde AB'ye girersek o stan- dartlan vakalanz. Dernek olarak amacunız da AB'ye giremesek büe in- sammızın Avrupa standarrJannı bil- mesine ve yakalamasına yarduncı ol- mak" dedi. Yöneticilen arasında Selçuk Ma- nıflu, Talha Çamaş, Güngör Keşçi, kuruculan arasında Meral Gezğin Eriş ve Mehmet Dülger gibi ısimlerin olduğu TURKAB'ın amaçlan hak- kında bilgi veren Erdal Kabatepe, ön- celikle yurtiçine dönük çahştıklannı söyledi. AB üyeliği konusunda refe- randuma gidilmemesini "eksiklik" olarak niteleyen Kabatepe, "Üye ol- duk ama halkuruzı aydınlarmayı ih- mal ettik. AB'yi destekleyenlerin ço- ğunluğu bile bu işin avantaj ve riskle- rini bilmiyor'' dedi. Kabatepe, AB'ye tam üye olmak isteyen öteki adaylann Türkiye'ye şüpheyle baktıklannı, kendi üyelikJerinin de Türkiye yüzün- den gecikebileceğini düşündülderini savundu. 11 Eylül saldınlan, Afga- nistan'daki gelişmeler ve Irak lideri Saddam Hüseyin sayesinde Türki- ye'nin AB'ye bir kez daha tam üyelik firsatı yakaladığını anlatan Kabatepe, u Bir firsat üç kez kaçmaz. Bu son fir- saü da kaçuırsak ne olacağım bilemi- yorum. Biz TBMM'ji toplayıp, gerek- li adımlan atmazsak, bize müzakere tarihi verilmesini bekleyemeyiz'' dedi. Şahkulu Sultan \akfi'nda yapılan ve bir hafta süren "Anadolu ve AvdınJanma" konuhı ctkinlikkr, dün "Âşık Mahzuni Şerif Anma Programı"yla sona erdi. Etkinliğe yurttaşlann ilgisi büyük oldu. (Fotoğraf: tPEK YEZDANİ) Ünlü ozanı anma programında Ilhan Selçuk'a 'Aydınlanma Plaketi' verildi Mahzuni güzefliğnı doruğundaydı tstanbul HaberServisi -Şahkulu Sul- lanma" konulu etkin1ıkler. dün u Âşık otmasa sizler onuniçin burada toplan- tan Vakfi Eğitim-Kültür Kulübü tara- Mahzuni Şerif Anma Programı''yla mazdınız zaten" diye konuşru. Mah- ftndan dûzenlenen "4. GençlikGünle- bitirildi. Programdakonuşan tlhan Sel- zuni Şerif in güzellikJe çirkinliğin iki- ri"nde Gazetemiz tmtiyaz Sa- çuk, ınsanlığın bir bürün olduğunu ve lemi içinde güzelliğin doruğuna çık- hibi ve Yayın Kurulu Başkam tlhan Selçuk'a "Aydınlanma Plaked" venldı. Selçuk, Tür- Idye Kurtuluş Savaşı'nda ve ay- dınlanmanın mayasında en önemli katkıyı AJevilik ve Bek- taşiliğın yaptığını belirterek • Gazetemiz imtiyaz sahibi Selçuk, Kurtuluş Savaşı'nda ve aydınlanmanın mayasında en önemli katkıyı Alevi ve Bektaşilerin yaptığını söyledi. mış bir insan olduğunu anla- tan Ilhan Selçuk, şöyle de- vam etti: "Saza ve söze verilen emek bazen öyle bir noktaya gehr ki kendinden sonra da kuşak ku- şak kendisini anımsatacak bi- Bu da sizin için bir onurdur" dedi. bu bütün içinde güzel ınsanlann da çimde insanlann yüreğine işler. İşte Şahkulu Sultan V'akfı'nda yapılan bulunduğunu belirterek "MahzuniŞe- Mahzuni Şerifdeoyüzdenburadaanı- ve bir hafta süren "Anadolu ve Aydın- rif de güzdler güzeti bir insandı, öyle hyor." İHD, tutuklu yakınlanyla görüşmeyen Hikmet Sami Türk'ü eleştirdi Adalet Bakanı9 na randevu tepldsi • tHD Genel Başkam Öndül. demokrasinin bir gereği olarak Bakan Türk'ü tutuklu yakınlanyla görüşmeye çağırdı. ANKARA (ANKA) - Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün, tutuklu yakınlannın randevu ta- lebine ce\cip vermemesi, Insan Haklan Derneği'nin tepkisine neden oldu. Insan Haklan Der- neği Genel Başkam Hüsnü Ön- dül, "Demokrasüerde yurttaş- lar,karşüaştıklansorunlannçö- zümü için, deviet organlanna göriişve önerüerinifletmehak- kına sahiptir" diyerek, Adalet Bakanı'run tavnnı eleştirdi ve görüşme çağnsında bulundu. IHD Genel Merkezi'nde bir basın toplannsı düzenleyen Hüs- nü Öndül, tutukJu ailelerinin, F tipi cezaevlerine karşı başlat- tıklan imza kampanyası kap- sammda 100 bini aşkın imza toplandığını bildirdi. TutukJu yakınlannın imzalan ulaştır- mak üzere Adalet Bakanı'ndan 8 Temmuz 2002 tarihi için ran- devu talep ettığini belirten Ön- dül. Bakan'ın bu talebe yanıt vermediğini kaydetti. Basın toplantısına, "Şarna Sahverilme Yasası"ndan ser- best bırakılan ŞadiÖzpolat, çe- şitli sivil toplum örgütleri, sen- dika temsilcileri de karılarak destek verdi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcafislar@yahoo.com Metin Turan'ın gözlerini uzun aralıklarla birkaç kez bu köşede dile getirdim. Metin, ölüm oru- cu görüşmelerini yaptığımızda güzel yazısıyla konuşulanlan not ediyordu. 19 Aralık operasyo- nunu Bayrampaşa'da yaşadı. Operasyonda kimi yaşamını yi- tindi, kimi yandı, kimi kolundan, bacağından oldu. Operasyon Metin'i de gözlerinden vurdu. Ameliyat olması gerekiyordu. Cezaevi koşullarında ameliyat olması kolay değildi. Arada on- dan haberleralıyordum. Ameli- yatlannın başanlı geçtiği söylen- di. Sonra kör oldu dediler. Bir yıla yakın zamandır hiç haber çıkmadı. önceki gün yeni bir mektubu geldi. Adli Tıp Kurumu gözlerindeki görme sorunu nedeniyle tahliye edilmesi gerektiğini belirten bir rapor vermiş. Ancak bilinen bü- rokratik engeller onun da karşı- sına dikilmiş. Metin Turan'ın mek- tubunu özetleyerek aktanyorum: "Geçirdiğim ağır travmanın ardından, gözlerimdeki retina tabakasında zedelenme ve sınir yırtılmaları nedeniyle 2001 yılı başlannda görme yeteneğimi kaybettiğimi biliyorsun. Bürok- natikengeileriaşıp ameliyat ola- Metin Turan'ın Gözleri bilmem aylara yayılmış, senın açtığın pencereler sayesinde sesimiduyurabilmiş, biranlam- da zoru başararak -her ikisi de senin yazılannın ardından ger- çekleşen- ameliyatlanmı olabil- miştim." Metin bundan sonra karşılaş- tığı güçlükleri de şöyle anlatıyor: "Güzeldi, hâlâ umut vardı, ya- pılan müdahaleler belki sonuç verecek, az da olsa görebile- cektim. Sol gözümdeki mercek alınmış, mercekişlevı görebilme- si için göz içine silikon madde- sikonulmuş, siniryırtılmalangı- derilmeye çalışılmıştı. Buna rağ- men onda birlik bir görûş sağ- lanırken 'ömrü bir yıl' denilen si- likon, göz içinde parçacıklara aynlmaya, dahaaltinctayda baş- ladı. Gözüm tıbben ölüyor, sinir yırtılmalan da yeniden nükse- diyordu. Tüm bunlara, ameliyat sonrası sağgözdeh mercek ûze- rindeh' knlmalareklendi veödem oluşarak sağgözümde kalıcı bir karaltı meydana geldi." • • • "Biryıl içinde ikiağırameliyat geçirmiş, her seferinde başa dönmüştüm. Okuyamıyor, ya- zamıyor, yaşamsal pek çok ıh- tiyacımı dahi kendim karşılaya- mıyordum... Bu nedenle CMUK'nın 399. maddesinden yararianmakiçin Edime Cumhu- riyet Başsavcılığı'na başvurdum. Istanbul Adli Tıp Kurumu'nda (ATK)yapılan muayenenin ardın- dan, ATK 1.02.2002 tarihinde ameliyat edilmem dunjmunda cezamın üç ay süreyle ertelen- mesıne karar verdi. ATK. göz içindeki silikonun parçacıklara aynldığını, bu durumun ameli- yat gerektirdiğini belirtiyor ve ameliyat durumunda cezamın ertelenmesinı vurguluyordu. Karar doğrultusunda Istan- bul Cerrahpaşa Tıp Fakültesin- de 18.04.2002 tarihinde ameli- yatım gerçekleştı. Sol gözdeki silikon temızlenıpgözümeyapay birmercekyerieştmldi. VüzdeSO riskpayı olduğu ve ancak göze uyum sağlarsa sonuç alınacağı bizzat doktoharca söylenen bu müdahalenin ardından ATKka- ran doğnjltusunda tahliye edil- memgerekirken Edırne Cumhu- riyet Başsavcılığı kararı ışleme koymadı. Oysa tutuklu olarak yargılandığım davada, mahke- me heyeti ATK karannı dikkate almış, tutukluluğumu kaldırmış- tı. Hükümlü olduğum bir dava nedeniyle 8 yıldır cezaevinde- yim. özcesi bir engel yoktu. Ama başsavcılık böyle düşün- muyordu. Karara göre hemen ameliyat sonrası tahliye edil- mem gerekin\en narkozdan çı- kıp kendime geldikten sora ye- niden ketepçelendim ve o hal- de yeniden cezaevine getiril- dim. Nedenı sonra anlaşıldı. Baş- savcılık, ameliyat sonrası duru- mumu öğrenmek istiyor, rahat- sızlığımın ATK tarafından yeni- den kontrol edilmesini ve kara- nn gözden geçirilmesini talep ediyordu. 29 Nisan 2002 tarihin- de yenidenATK'yegötürütdüm. ATK, ilki6Haziran, ikincisi22 Ha- ziran 2002'de olmak üzere iki karar daha aldı. Alınan son ka- rarda eskikararyinelendi ve ce- zamın üç aysüreyle ertelenme- s/ne bir kez daha karar verildi. Buna rağmen başsavcılık ceza ertelememin 'nekahetgerekçe- siyle' olduğundan hareketleATK karannı işleme koymayarak 'ge- rekirse nekahet dönemi ceza- evi revirinde tamamlanır' kara- nyla tahliyemigerçekleştirmedi." ••• "18 Nisan 2002 'de başlayan üç aylık ceza ertelemesi, tüm bu bürokratik-anlaşılmaz-engel- ler nedeniyle tam 2.5 aygecik- miş durumda. Ben bu sürezar- fında üç kişilik bir odada, ya- şamsal ihtiyaçlanmı karşılamak- tan uzak, beklemekteyim. Ceza tehiri ve tahliye durumunda, ai- lemin olanaklanyla bir göz ihti- sas hastanesinde yeni ameli- yatlargeçireceğim, kalıcı bir te- davinin yollannı arayacağım or- tadayken uzman birheyetin ra- poru başsavcılık tarafından dik- kate alınmamıştır. Raporia sabit, görmüyorum..." Metin Turan'ın öyküsü kısaca bu. Cezaevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun, sağ otsun bu türden yazıların ardından mutla- ka açıklama yolluyor. Şimdi de muhtemelen "Bağımsız savcı karan" diyecektir. Ortada bağım- sız bir savcı kararı var. Ya tıp kararları ne olacak? Yargı. tıp kararlarını dınlemeyecek mi! 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Gurur Duymak... Ulusal futbol takımımızın başarısıyla "gurur du- yuyoruz". Çocuklarımızla "gurur duymak istiyoruz". Bizden birınin başarısı bize "gunjr veriyor". Amerika'da başarıya ulaşan bir Türk bizi "gurur- landınyor". Nedir "gurur duymak'"? Sevinmek, göğsü kabarmak, yücelmek, değer kazanmak, varlığını duyurmak, kendini kanıtlamış olmak, kim olduğunu anlatabilmek. Ama neden hep "birileriyle gurur duyuyonız"? Neden hep gurur duyacak "birilerini anyoruz"? Birilerinin bize kanat olup da yükselmemizi sağ- lamasını beklemek neyi anlatıyor? özgüven eksikliğini mi? Kendimizle gurur duyamayışımızı mı? Kendimizi geliştirme tembelliğim/zi mi? Hep başkasından bekleme alışkanlığımızı mı? "Onlaryapsın, ben sevıneyim" diyen hazırcılığı- mızı mı? Yoksa bunlann hepsinden bir parça bulunması mı? Bu denli yoğun "gururduyma gereksinmesi" he- pimize bir şey anlatmalı değil mi? "Benim gurur duymam gerekıyor, ille de gurur duymalıyım, bunun için de bizden bırileri, bize ya- kın birileriçıkıp birşeyleryapmalı" beklentisini oluş- turan nedir? "Gurur duyma"n\n karşıtı nedir? "Gururu kırıl- ma", "utanç duyma", "rezilolma" mıdır? Yetkin, olgunlaşmış kışılık sahibi birey, kendi yap- tıklarından gurur duyar ya da duymaz. "Ben şu yaptıklanmla gurur duyabılirim." "Henüzgurur duyabıleceğim birşeyyapmadım." "Hoşnut olabilirim ama gurur abartılı." Yetkin, olgunlaşmış kişilik sahibi bırey, kendi yap- tıklarını böyle değerlendirebilır. Kendinden başkasını beğenebilmek, değerlendi- rebilmek, övebilmek de yetkin olmanın, olgunlaş- mış olmanın belirtisidir. Ama sürekli olarak "başkalanyla gurur duymaya çalışmak" yeterince gelişememiş, yeterince olgun- laşamamış kişiliğin davranışıdır. Birisıyle özdeşleşme, ille de onunla birlikte ken- dini varolmuş hissetme "kimlikarayışı" içinde olan kişılerin tutumudur Öyle görünüyor ki, toplumumuzun "yetkin, ol- gun birey yetiştirememe hastalığı" sürüp gitmek- tedir. Bu denli yoğun "gurur duyma gereksinimi" birey olma yetersizliğimizin bir sonucu olmalıdır. öyle olduğu için de, bize "gurur verecek" başa- nyı elde edemezsek "rezil olduk" çukuruna düşmek- teyız. Bu denli duygusal çalkantı bütün yaşamımızı et- kilemektedir. "Gurur duymak" uçuşu ile "rezil olmak" düşüşü arasındaki yaşam, mutluluk vermekten çok korku ve kaygı yaratır. "Ya gurur duyamazsam" ile "ya rezil olursam" ikılemi içinde yaşamak aslında çok zordur, bu zor- luğu anlayamamak daha da zordur. öğrenmemiz gereken, kendimize doğru bakabil- mektir. Kendimize doğru, nesnel bakabilmek en büyük yaşam becerisidir. "Ben kimim?", "Neyapmak istiyorum?", "Neler için yaşamak istiyonjm ?", "Yaşamımın aniamı ne?" Doğru sorular bunlardır. "Nelen doğru yapıyorum ?", "Neleri yanlış yapı- yorum ?", "Doğnı veyanlışlanm gerçek doğnjlar ve yanlışlar mı?" Doğru sorular bunlardır. Kendimize doğru bakabilmek, başkalarına da doğru bakabilmenin anahtarı. Kendimizi anlayabilmek, başkalarını da anlaya- bılmenin yolu. Yetkin ve olgun birey olmak için önce kendimizi tanımamız gerekiyor. Ailelerimizin, okullanmızın. işyerlerimizin öncelik- le bılmesi gereken budur. Yoksa sürekli olarak gururumuzu pompalayacak kişileri arayıp durarak yaşarız. Bulamadığımız za- man da kendine değer vermemenin çöküntüsün- den kurtulamayız. Sevinırken düşünmeyiz, üzülürken düşünmeyiz, biz ne zaman düşüneceğiz acaba? e-mail:erdalatak'' superonline.com Faks:0212-513 90 98 USİAD: IMF yoksulluk getirir Ulkeye ulusal politika gerekli İstanbulHaber Servi- si - Ulusal Sanayici ve îşadamları Derneği (USIAD), IMF prog- ramiannın yoksulluktan başka bir şey getirmedi- ğinin iyice anlaşıldığuıı belirterek Türkiye'nin yeni akıl hocalanna, ya- bancı dalkavukluğuna değil, kendisine güve- nen ve ulusundan güç alan ulusal politikalara gereksinim duydugunu vurguJadı. USÎADGenel Başka- nı Kemal Özden, ulusla- rarası fînans kapitalin ve çokuluslu şirketlerin, IMF, Dünya Bankası gi- bi kuruluşlarla birlikte. "küresefleşme*' adı alnn- da ulusal ekonomileri çö- kerttığine dikkat çekti. Bu süreçte, ulusal ku- rumlann, hatta ulus dev- letlerin yok olmasının hızlandınlmak istendi- ğini belirten Özden, "Bu gküşe karşı, ulusal sana- vimizi ve ulusal paranu- n güçlendirmek, ulusaJ ekonomimianyaralanru sarmak ve halİan ortak gönençdüzeyini >ükselt- me mücadelesL uİusalba- ğmısıznk ve ulusal ege- mpnligimizi savunmak- tan geçer" diye konuşru. Özden, bu gerçegi biJen yurtsever işadamlannca kurulan UStAD'ın üye çoğunJuğunun KOBİ sa- hipleri olduğunu anlata- rak "IMF>e kafa tutan işadanu örgütü" olarak bilindikJerine işaret etti. Özden şöyle devam etti: ^Cumhuriyetimmnik 25vıhnda, bırakmızyeni rjorçlarla dışa bağuntah- ğı arttırmayı, Osman- h'nHidtşborcunu da öde- dikten sonra dış ticaret fazlası veren bir bütçe oluşrurabilmiş, Avru- pa'ya dahi uçak satan iabrikalarkurabimiş,ûl- ke sanavisini neredeyse smrdan tüm Anadolu 'ya yayabümiş, voklar ülke- sinden kendine yetebflen ve ihracat yapabilen bir ülkeyi yaratabilmişsek, yabanakuruluşlannka- pısında bekletilen değil, özel da\etierle Milletler Cemiyeti üyeüğine çağ- rdan bir iilke olmuşsak, son olarak Ulusal Futbol Takunımızm da kanrtla- dığı gibi biz istersek ya- rannz. Çare, Cumhuri- yetimian kurucusu Ata- türk'ünöndertiğindeuy- gulanan programdır."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear