Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ITEMMUZ 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI [email protected] 13
5İRKFTLERDEN
• SISLEY, yaz
koleksiyonuyla kadın
müşterilerine rahat ve
femınen çizgisiyle daha
özgür, erkek
müşterilerine ise resmi
ortamlarda bile hem
spor giyüıme hem şık
oLma olanağı sundu.
• SVVATCH'ın bu yıl
Istanbul'da 26-28
Haziran tarihlerinde
yaptığı Ortadoğu
Bölgesel Toplantısı"nda,
yeni ûrünler, pazarlama
stratejilen,
perakendecilik, lojistik,
yeni mağaza konsepti
ve kahlımcı ülkelerin
başan öyküleri ele
alındı.
• EMIRATES
Havayollan, 29
Haziran-30 Ağustos
tarihleri arasında
uygulanacak uygun
fiyat seçenekleri
hazırladı.
• UNTVERSAL
McCANN, Türkiye'nin
en büyük medya
planlama ve satın alma
ajansı olarak kutladığı
12. yıldönümünde,
alışılagelmiş medya
planlama ve satın alma
ajansı hizmet tanımını
değiştirmeyi amaçlayan
yeni yapılanmasını
açıkladı.
• ELtTEPE, dünyaya
Tûrk kahvesi içiriyor.
Merkezi Amsterdam'da
bulunan şirket, birinci
derecede Türk
kahvesine önem veriyor.
• LEE JEANS, özgür
ve rahat stiliyle çizgi
dışı olan 2002 Yaz
Koleksiyonu'yla
'ilk'leri Avrupa ile aynı
anda Türkiye'de de
sunuyor.
• ARtSTON'un dijital
buzdolabı Opera 70,
Tatil Fonksiyonu
sayesinde uzun süreli
kullanılmadığında
elektrik tüketimini en
aza indirerek çalışıyor.
Istanbul'da yapılacak yatınm danışma konseyi toplantısına dünyadaki dev şirketler katılacak
Yabancı patronlara çağrı•Türkiye, Dünya Bankası ve
IMF yetkilileri ile çok sayıda
ulusötesi şirketin temsilcilerini
ağırlamaya hazırlanıyor. Yabancı
sermaye tasansı yasalaşmadığı
için "tarihi bir fırsat kaçınldığı"
dile getirilirken araştırmalar,
Türkiye'nin dünyada "en liberal
mevzuata sahip" ülkeler arasında
yer aldığını gösteriyor.
Ekonomi Servisi - Türkiye,
Dünya Bankası ve IMF yetkili-
leri ile çok sayıda ulusötesi şir-
ketlerin temsilcilerini ağırla-
mak üzere son hazırlıklannı ya-
pıyor. Yabancı sermaye tasansı
yasalaşmadığı için "büyükpat-
ronlann önüne konulabilecek
hiçbir şey yok" görüşü yaygın-
laşıyor. Ancak Devlet Planlama
Teşkilatı'nın (DPT) araştırma-
lanna göre, Türkiye, dünyada
"en liberal mevzuata sahip" ül-
keler arasında yer alıyor.
18 Temmuz'da Istanbul'da
yapılacak olan ve Dünya Ban-
kası Başkanı James D. VVolfen-
sohn'un Türkiye için organıze
Türkiye sermayeyi çekemiyor
Mılyar dolar
Dünya
Cin
Meksika
Brezilya
trlanda
Polonya
Türkiye
1990
211
3.5
2.6
0.9
0.1
0.1
0.7
2000
1271
41
13
34
16
10
0.9
%artış
602
1171
500
3777
16300
10000
29
edilmesinde öncülük ettiği,
IMF Icra Direktörü Horst Köh-
ler'in katılması beklenen top-
lantıya, dünyadaki dev şirketle-
rin başkan ve CEO'lan davet
edildi.
Yabancı Sermaye Derneği
(YASED) Genel Sekreteri Ab-
durrahman Anman, 18 Tem-
muz'dald toplantıyla Türkiye'de
ortamm yatınmlar için iyi du-
rumda olduğu mesajını yaban-
cı yatınmcılara vermek istedik-
lerini, ancak toplantınm siyasi
ve ekonomik gelişmeleraçısın-
dan çok talihsiz bır zamana rast-
ladığını belirtti. Anman, "Mec-
Ks, yabancı sermaye yasasını ÇH
karmadan tafilegirdl Topland-
da, biç obnazsa 'bu yasayı çıkar-
dık' denmek istenryordu. Şu an-
da büyükpatronlann önüne ko-
vabileceğüniz hiçbir şey yok"
dedi.
Sorun başka~
DPT'nin uluslararası kuru-
luşlann verilerinden yararlana-
rak hazırladığı çalışma, asıl so-
runun ekonomik ve siyasi istik-
rarsızlık olduğunu ortaya koyu-
yor. DPT'nin "Doğnıdan Ya-
bancı SermayeYaünmlanÖzel
thtisas Komisyonu Rapo-
nTnda, "Bürokratikengeüerve
mevzuateksikliği nedeniyle ser-
maye akışı otaıuyor" yönünde-
ki genel kanının aksine, yatı-
nmlann yüksek enflasyon, alı-
nan kararlann tam olarak uygu-
lanamaması, siyasi istikrarsız-
lık gibi nedenlerle yapılmadı-
ğına dikkat çekiliyor.
DPT'nin raporuna göre,
1954'de 6224 sayılı kanun ile
dönemin en liberal Yabancı Ser-
maye Kanunu'nu uygulamaya
koyan Türkiye, 1980'liyıllarda
başlayan liberalizasyon politi-
kalan ve kambiyo mevzuatında
yapılan değişiklikler ile birlik-
te yüriirlüğe konulan yabancı
sermaye çerçeve kararlan dik-
kate alındığında, bu alanda en
liberal mevzuata sahip ülkeler
arasında yer alıyor.
Buna karşın Türkiye, doğru-
dan yatınm amaçlı yabancı ser-
mayeden en düşük payı alan ül-
keler arasında yer alıyor. Tür-
kiye'ye bu yılın ilk 3 ayında sa-
dece 55 milyon dolarlık yaban-
cı sermaye fiili girişi oldu. Ya-
bancı sermayeyi çekebilmek
için aralannda uluslararası tah-
kimın tanınması da olmak üze-
re birçok düzenleme yapan
velMF'ye sözler veren
Türkiye'ye 2001 yılınınilküç
ayında 1 milyar 817 milyon do-
larlık, 2000 yılının ilk çeyre-
ğinde ise 511 milyon dolarlık
giriş yaşanmıştı. Bu rakam
1999 yılının ilk üç ayında 203
milyon dolar, 1998 yılının aynı
döneminde 123 milyon dolarlık
ve 1997 yılında ise 143 milyon
dolar olmuştu.
Mali milat olacak mı?
YASED Genel Sekreteri An-
man, 18 Temmuz toplantısın-
dan umulan faydayı sağlamak
için ne genel ortam, ne yatınm
ortamını iyileştirme çalışmala-
n açısından vanlan noktanın iç
açıcı olmadığını belirterek "Bu
firsaü değerlendiremedik" de-
di. Anman, siyasi ve ekonomik
belirsizlikler karşısuıda yaban-
cı sermayenin tavnnın, gelece-
ğe dönük belli bir iyimserlik
muhafaza etse de, biraz daha
endişe taşıdığını belirterek, "Şu
anki durum itibarhie bakışla-
ruıın hiç de parlak olmadığını
söyleyebiürim" dedi.
Yıllık yüzde 7 büyüme beklenen sektörde üretimin, 1 milyar tonu aşması bekleniyor
Beyaz et üretimi dolu dizgin
• Bir önceki yıla göre
üretimde 200 bin ton
düşüş yaşanan beyaz et
sektörü gelecekten
umutlu. Banvit Genel
Müdür Yardımcısı Ömer
Görener, siyasi ve
ekonomik
belirsizliklerin ortadan
kalkmasıyla bu yıl
başlayan canlanmanın
devam edeceğini
savundu.
Ekonomi Servisi - Ekono-
mik durgunluk nedeniyle kdşi
başına tüketimin 12 kilodan 9
kiloya indiği beyaz et sektörü,
bu yıl nispi bir büyüme yaşı-
yor. Gelecek yıl yüzde 15 bü-
yüme beklenen sektörde üre-
timin 2010 yılında bugünkü-
nün iki katına çıkarak 1 mil-
yar 200 bin tona ulaşacağı tah-
min ediliyor. Beyaz et sektö-
ründe faaliyet gösteren Ban-
dırma Vitaminli Yem Sanayi
(Banvit) Genel Müdür Yar-
dımcısı Ömer Görener, Tür-
kiye'de gerekli siyasi ve mali
politikalann oluşturulmasıy-
la, sektörde görülmeye başla-
nan canlanma ve büyümenin
devam edeceğini savundu.
Türkiye'nin beyaz et tüketi-
mi olarak Avrupa Birliği'nin
çok gerisinde kaİdığmı, AB ül-
kelerinde tüketimin kişi başı
yıllık 20 kilogram olduğunu
vurgulayan Görener, beyaz et
sektörünün yaşanan devalüas-
yona hızlı adapte olabilen bir
Krizden etkilenerek geçen yü küçülen beyaz et sektöründe gelecek yıl yüzde 15 büyüme bekleniyor.
sektör olduğu için halen 600
bin ton olan üretimin artacağı-
na inandığını dile getirdi.
Banvit'in ortalama 35 yıllık
bir şirket olduğunu, 10 yıl ön-
ce hisselerinin yüzde 15'inin
halka açıldığım ve yıllık 75
milyon piliç kesim kapasite-
sine sahip bir şirket olduğunu
hatırlatan Görener, geçen yıl
hindi üretimine de başlandı-
ğım anlattı.
Hedeflerinin kârlı bir şekil-
de pazar paylannı arttırmak
olduğunu dile getiren Göre-
ner, Türkiye'nin en büyük so-
rununun standart ve denetim
olduğunu beliritti. Geçen yıl
bir Ingiliz şirkerinin Bandır-
ma tesislerini gezdikten sonra
yılda 3 bin ton pişmiş göğüs
eti anlaşması yapmak istedigi-
ni anlatan Görener. "Bir dizi
şart koştular, hepsi uyuyordu.
Ancak bir de Bu ürünü
AB"ye ihraç edebilmek için
AB izninin ohnası gerekir' de-
diler. Gerekli numaranın atan-
ması için devletin garanti ver-
mesi, daha doğrusu Türki-
ye'deki tüm piliç üreticilerinin
hijyen yönünden eşit kriterle-
re göre denedediğüıi beJgele-
mesi gerekiyordu. Bu yapıla-
madığı için ne yazık ki söz ko-
nusu işbirliğini gerçekleştire-
medik'' diye konuştu.
Görener, yatınm projeleri-
ni devam ettirerek AB 'ye ih-
racat yapar hale gelmeyi he-
deflediklerini de sözlerine
ekledi.
DUNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGIN YILDIZOĞLU LONDRA
Birtaraftan, IMF politikalannın uygulandı-
ğı ulkelerdeki kronik krizler, diğer taraftan
Enron'un çöküşüyle başlayan skandallar
zinciri, ABD tarafından sunulan ve IMF-
Dünya Bankası tarafından da dünyanın ge-
ri kalanında uygulatılan serbest piyasa mo-
deli üzerine tartışmaları. bu modelin teme-
lini oluşturan "Açgözlülük iyidir" prensibi-
neyönelikeleştirileriarttırdı. Bunlann yanı sı-
ra ABD'nin uluslararası hegemonyası, bu-
nun geleceği de zaman zaman imparator-
luk kavramlanna gönderme yapılarak tartı-
şılıyor. Bu bağlamda, geçen haftalarda
önemli uluslararası yayınlarda çıkan bazı ya-
zılan çok kısaca aktarmak istiyorum. Ügili
metinleri vveb'de bulabilirsiniz.
Açgözlülük hırsızlığa yol açtı
Dünya Bankası eski başekonomisti, No-
belödüllü Joseph Stiglrtz'in "Globalisation
and its Discontents" adlıkitabı IMFveDün-
ya Bankası politikalannın kapsamlı bir eleş-
tirisini sundu, büyük ilgi çekti. Financial Ti-
mes, kitabı tanıtan yazısında Stiglitz'in, ya-
ptsal uyum politikalannın başansızlığı, Rus-
ya'da serbest piyasa ekonomisine geçişte
uygulanan reform sürecinin iflası ve Asya kri-
zinde uygulanan politikalann geri tepmesiy-
le ilgili olarak IMF ve Dünya Bankası'na yö-
nelik eleştirilerini genel olarak haklı bulmuş-
tu. Geçen hafta Stiglitz'le tartışmak için dü-
zenlenen bir Dünya Bankası yemeğinde, IMF
Araştırma Bölümü Başkanı Keneth Rogoff,
teorik bir cevap vermek yerine, Stiglitz'e hiç
beklenmedik birsertlikte, kişitiğini hedef alan
birbiçimdesaldırdı. Stigliiz'i megalomanlık-
la suçladı, konuşmasını "Nobel ödüllü çok
parlak bir ekonomist olabilirsin ama siya-
setten anlamıyorsun" d'ıyerek kapattı (Finan-
cial Times ve Dünya Bankası web siteleri)
Stjglitz, daha sonra gazetecilere IMF'nin cid-
di bir tartışmaya niyeti olmadığının bir kez da-
ha ortaya çıktığını söyleyecekti. Hafta için-
İlginç Tartışmalar
de The Guardianda yayımlanan, ABD'de-
ki mali skandallarla, serbet piyasa ve dene-
timsizlik arasındaki ilişkiler üzerine yazısın-
dan, Joseph Stiglitz (The Guardian) bir ta-
raftan denetimsizliğin, diğer taraftan denet-
leme yapmakla sorumlu kurumlarla büyük
şirketler arasındaki organik çıkar ilişkilerinin,
şirket müdürlerinin, kısa dönemli çıkariannın
öne çıkanlmasının bu mali skandallara neden
olduğunu vurgulayarak serbest piyasa mo-
deline yönelik eleştirilerini dolaylı yoldan yi-
neledi.
ABD'de mekez sağ muhafazakârların
dergisi The New Republic'te yayımlanan
"Açgözlülük iyi değildir" (Greed isn't go-
od) başlıklı yazı şirket skandallannı ele alı-
yor ve Milton Friedman, Şikago Oku-
lu'ndan Garry Becker gibi serbet piyasa
teorisyeni ekonomistlerin, sağcı basının ön-
de gelen yorumculannın neden şessiz kal-
dığını soruyordu. Yazı, denetimsizlikten ya-
kınarak şirket müdürlerinin hisse senedi sa-
hiplerini değil kendilerini zengin etmeye ön-
cefik verdiğini, şirketler batarken bile 100
milyon dolarlık yıllık maaşlan almaya devam
ettiklerini vurguluyor, bu maaşlann meşru-
iyetini sorguluyor, yoneticileri hırsızlıkla suç-
luyordu. The American Prospect'in editö-
rü. Boston Globe ve Business Week ya-
zarianndan Robert Kuttner, Boston Glo-
be'daki "Mükemmel bir ekonomik fırbna
için öngörü" (Forecast for an Economic
Perfect Storm) (Boston Globe) yorumunda,
denetimsiz serbest piyasa deneyinin sonuç-
lanna değinerek günümüzde kapitalizmin
tüm çelişkilerinin birden ortaya çıkarak bir-
leşmeye başladığı bir "mükemmel ekono-
mik fırtına" hazırlanmakta olduğunu ileri
sürdü: Resesyon, enflasyon ve borsada çö-
küş. Bu fırtınanın oluşmasını engellemek için
Kuttner'e göre acilen "Piyasa hatayapmaz"
ideolojisinden vazgeçip piyasaları yeniden
düzenlemeye başlamak gerekiyordu.
ABD hegemonyası ne kadar sürebilir?
Bu soruya taban taban zrt iki cevap yo-
rumlandı geçen haftalarda. Council of Fo-
reign Relations tarafından çıkanlan Fore-
ign Affaires dergisinin temmuz/ağustos sa-
yısındaki. "Amerika'nın önderliğinin gele-
ceğine bir bakış" (American Primacy in
Prospect) yazısı, ABD'nin askeri, teknolojik
ve mali alanlardaki bugünkü rakipsiz üstün-
lüğünün ileri doğru projeksiyonunu yapıyor-
du. Söz konusu yorum, olası hegemonya ra-
kiplerinin, daha bu konuma yükselmeden
kendi komşulanyla kapışmak durumunda
kalabileceğine işaret ederek, ABD'nin je-
opolitik avantajına da dikkati çekerek hege-
monyasının sonsuza kadar sürebileceğini
söylüyordu. Yazının çıkardığı sonuç çok
abartılıydı ama, ABD'nin, askeri, teknolojik
ve mali üstünlüğünü gösteren endeksler de
bir o kadar çarpıcıydı.
Dünya Sistemi Çalışmalannın kurucu-
su, Prof. VVallerstein'in Foreign Policy'nin
2002 yaz sayısında yayımlanan "Kartal Ye-
re Çakıldı" (The Eagle Crash Landed) baş-
lıklı yazısı ise konuya 180 derecede farklı bir
açıdan yaklaşıyor, ABD'nin üstünlüğünü
gösteren endekslerin mutlak durumuna de-
ğil eğilimsel olarak zayıflamakta olmasına
dikkat çekiyordu. VVallerstein'e göre Viet-
nam Savaşı, 1968 devrimleri ve 1989 son-
rası konjonktürlerindeki gelişmeler ve niha-
yet 11 Eylül saldınsının engellenememiş ol-
ması ABD'nin hegemonik konumunun ge-
rilemesinin işaretleriydi. VVallerstein'e göre,
ABD potansiyel rakiplerinden askeri ve tek-
erginy(3 tr.net
nolojik olarak çok üstündü ama bu üstün-
lüğü, ne 1991 Körfez Savaşı'nda, ne Soma-
li'de kesin sonuç alacak bir yönde kullana-
mamış, kendisini 11 Eylül'den koruyama-
mıştı. Bugün gündemıne aldığı Irak işgali ise
askeri çevrelerde bir imkânsızlık olarak gö-
rülüyor, Ingiliz Genelkurmayı Blair'e benzer
yönde yorumlar sunuyordu. Nisan ayında
açıklanan yeni Japon süper bilgisayan da
ABD'nin teknolojik üstünlüğünün tehdit al-
tında olduğunun bir işaretiydi. Amerikan
Army College tarafından çıkanlan Parame-
ters'in 2002 yaz sayısındaki "Suçu Roma-
lılara Atınız: Pax Americana ve Hukuk Dû-
zeni" (Blame it on The Romans. Pax Ame-
ricana and the Rule of Law) başlıklı yazı
ABD'nin giderek Roma'yı andıran bir impa-
ratoriuk konumuna yükseldiğinı ve bu konu-
mun getirmekte olduğu, barış kurmak, sis-
temin düzenli işlemesini sağlamak gibi so-
rumluluklan ve görevleri, askeri açıdan irde-
liyor, uluslararası alanda karşı karşıya kalı-
nan hukuksal sorunlan gözden geçiriyordu.
Yazar, Kosova'daki NATO deneyimini tartı-
şıyor. banş sağlamak için ve hatta "ulus kur-
mak" için askeri müdahalenin koşullannı ve
zoriuklarını irdeliyor, sonunda, ABD'nin bu
alanlarda tek başına hareket etme kapasi-
tesi olmakla biriikte, tek başına başanlı ola-
mayacağı sonucuna vanyordu. The Econo-
mist'in hazırladığı "Amerika'nın dünyada-
ki rolü" (America's Role in the World) baş-
lıklı özel ekinde vardığı sonuç da benzer
yöndeydi. ABD bugün dünyada rakipsiz bir
üstünlüğe sahipti ama bunu. sistemin tümü-
nü düzenlemek açısından ne kadar başany-
la kullanacağı, bu düzenlemeyi terk başına
yapıp yapamayacağı henüz açıklığa kavuş-
muş değıldi. Ozetle ABD hegemonyasının
gelecegi ve dünya sisteminde bir "Pax
Americana" olasılığı, ABD'nin genel olarak
sermayenin devleti olup, onun uzun dö-
nemli çıkarlannı gözetip gözetemeyece-
ğine bağlı.
Bugün geliyor
Çin'den
heyet
çıkarması
ANKARA (AA) -
Çin'in 9 büyük firma-
sından 12 temsilci, ihra-
catçılarla görüşmek üze-
re bugün Istanbul'a ge-
liyor. Dış Ticaret Müs-
teşarlığı'nın (DTM) ko-
ordinatörlüğünde, fstan-
bul Maden ve Metaller
Ihracatçı Birlikleri (İM-
MİB) tarafından organi-
ze edilen alım heyeti
programı kapsamında.
Çin'den, 12 ithalatçı ya-
nında, Çin Dış Ticaret ve
Ekonomik Işbirliği Ba-
kanlığı'ndan (MOF-
TEC) da resmi bir heyet
gelecek. Çin alım heye-
ti, 8-10 Temmuz'da Is-
tanbul'da, Dış Ticaret
Kompleksi'nde ihracat-
çılar ile bir araya gele-
cek, Istanbul Ticaret
Odası ve bazı fabrikala-
n ziyaret edecek. Heyet,
11 Temmuz'da Anka-
ra'ya geçecek. 13 Tem-
muz'a kadar kalacak
olan heyet, Ankaralı ih-
racatçılar ile bir araya
gelecek, ATO ve
ASO'yu ziyaret edecek
ve bazı fabrikalan geze-
cek. Çin alım heyetinin,
otomotiv ve yan sanayii,
fındık, yün, deri ürünle-
ri, kimyasal ürünler, ba-
kır ve krom cevheri ile
ilgilendiği belirtiliyor.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Hükümetin Niteliği
Hükümet geçen hafta bir ikilem ile karşı karşıyay-
dı. Ya AB üyeliği konusunda gerekli somut adım-
ları atacak ya da bunu yapamayacaktı. Üst üste
toplantılar düğümü çözdü; AB üyeliği bir yana bı-
rakıldı. AB üyeliği mi, hükümet mi sorulanna ya-
nıt, hükümet diye verildi. Hükümet kesinlikle bo-
zulamaz anlayışı topluma dayatıldı.
Üç parti genel başkanının, ne olursaolsun hükü-
metin devam edeceği biçimindeki karariılığı, birtek
anlama gelir. Hükümet, bir MHP hükümeti özel-
liği kazanmıştır.
Neden mi?
Çünkü MHP'nin istedikleri yapılıyor. MHP, Mec-
lis'teki muhalefet partilerinin destegiyie AB sorunu-
na çözüm bulunmasını istiyor, hükümetin öbür or-
taklan da bunu kabul ediyor. Asıl çelişki burada-
dır. MHP, iktidann kadrolaşma ve bütçe kaynakla-
nnınkullanımı gibi getirilerinden tam olarak yarar-
lanmayı sürdürecek, ancak istemediği önemli ko-
nularda hükümerten ayrı davranabilecektir. Daha
fazlası var; AB konusunda Meclis'te aranacak mu-
halefet desteğinin derecesini de MHP saptaya-
cak; bu konuda MHP'nin "hassasiyeti" belirleyici
olacaktır. MHP'nin bu üstünlüğü nereden geliyor?
MHP üstünlüğünün iki nedeni olabilir. Birincisi, hü-
kümerteki öbür partiler de AB konusunda içten-
likli değildir; ikirciklidir; ikincisi de DSP ve ANAP
seçimden korkuyor; halktan kaçıyor.
Sonuç olarak, hükümet, AB üyeliği gibi ülke için
gerçekten yaşamsal bir sorunu çözümsüz bırakı-
yor. Bu davranışın bağışlanıryanı yoktur. Bu tutum,
aymazlıktan ya da sorumsuzluktan da öte bir bü-
yük yanlıştır; bir tarihsel cinayettir. Kısaca, hü-
kümetin siyasal maliyeti taşınamayacak kadar
artmıştır.
Ekonomi ise tarihe bırakılmayacak kadar yaşam-
saldır; burada her gün bir büyük cinayet işleniyor.
Hükümet, iç ve dış piyasalann kendisine güvenme-
diği gerçeğini görmek istemiyor. Bu görmeyişin
topluma maliyeti de çok yüksektir. Devletin borç-
lanma faizi oranı şimdilik 10-15 puan artmıştır. Bu
nedenle her gün toplumun sırtına trilyonlarca lira ek
faiz yükü biniyor. Aynca, dolann TL fiyatının artışın-
dan doğan ek borç yükü ve üretim maliyetlerinde-
ki artış var. Borsa, en düşük değerlerde dolaşıyor.
Ek olarak, başta Pamukbank olmak üzere, ucuz-
laştırılarak yabancılara satılan ve satılacak olan
sermaye varlıklarının kaybından doğan olumsuz-
luklar da göz önüne alınırsa, hükümetin ekonomik
maliyetinin siyasal maliyetinden hiç de az olmadı-
ğı sonucuna vanlabilir.
Gerçekte, hükümet, IMF'nin iyi öğrencisi olarak
verilen her ödevi yapryor. Yine de, başta IMF ol-
mak üzere sermaye sahipleri, hükümetten piyasa-
lara güven vermesini istiyor. Oysa, güvensizliğin
kaynağı hükümetin kendisidir. Yanıtlanması ge-
reken asıl soru şudur: Kendisi güvensizliğin kay-
nağı olan hükümet güvensizlik sorununu nasıl
çözüme kavuşturur?
Kavuşturamaz ve hükümet, siyasal ve ekonomik
maliyetiyle taşınamaz noktayı çoktan geçmiştir.
• • •
önceki hafta bu köşede hükümetin değişik top-
lum kesimleri ya da çıkar gruplarına eşit davranma-
yışı eleştiriliyordu. Bu konuda çok sayıda ileti gel-
di, örnekler verildi. Işte bunlardan ikisi.
Hükümet, gerek 570 sayılı KHK ve gerekse 631
sayılı KHK'ye dayalı 2002/3546 sayılı Bakanlar Ku-
rulu Kararnamesi ile yaptığı ek ödemelerden yani
tazminattan. iki yıl süreli yüksekögrenim gören
Milli Eğitim müfettişleri ve başmüfettişlerini ya-
rartandırmadı. Oysa iki yıl öğrenim gören müfet-
tişler de, daha uzun süre öğrenim gören müfettiş-
lerle aynı işi yapmış ya da yapmaktadıriar. Hükü-
metin bir an önce bu aynmcı tutumdan kurtulma-
sı gerekir.
Hiç kuşkusuz düzeltilmesi gereken benzer bir
ayınmcı uygulama da üniversite çalışanlan ara-
sında yapılandır. Hükümet, kimi doçent ve profe-
sörlerin maaşını arttırmış, buna karşılık, aynı işi da-
ha büyük bir özveri ve belki başan ile yapan doçent,
doktoralı ya da doktorasız araştırma görevlisi ve
asistanlarla üniversitelerin öbür çalışanlarını yani
destek personelini bu uygulamanın dışında bırak-
mıştır. Hükümet, bir toplumsal değer olarak eşitli-
ğin erdemini öğrencilerine ve topluma anlatacak
olan eğitim çalışanlan arasındaki eşitsizliği daha
da derinleştiriyor.
[email protected]
TOPRAK FACTORİNG
ANONİM ŞİRKETİ
YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN
ORTAKLARIMIZA BEDELSİZ HİSSE SENEDİ DAĞITIM DUYURUSU
Sermave Pıvasası Kunılu'nun sen I\
r
No:l5 teblıği gereğınce 2.681.469.630.000.-TL'si 200! vılına ait
kârdan karşılanması suretiyle çıkanlmış sermayemızın 5 472.387.000.000 - liradan 8.153 856.630.000.- lira-
ya aıttınlması ile ilgili ortaklamruza du>
r
unıdur.
Bu sermaye artımı nedenıyle çıkanlacak hisse senetleri Sermaye Pıyasası Kunılu'nca 19.06.2002 tarih ve
113 '804 sayı ile kayda alınmışür. Ancak kayda alma ortaklığımızın ve hisse senetlerinin kurul ve veya ka-
muca tekeffülü anlamına gelmez.
Hazine Müsteşarlığı tarafindan Sennaye Piyasası Kunılu'na iletilen. 06.06.2002 tarih ve 36849 sayılı ya-
zıda "Şirketin çıkanlmış sermavesının 5.472 387.0O0.O0O.-TL'dan 8.153.856.630.0OO.-TL'na arttmlması ne-
deni\le ihraç edilecek toplam 2.681.469.630.000.-TL nominal değerli hısse senetlerinin kurul kaydına alın-
masında, Tûrk Ticaret Kanunu ve Sermaye Piyasası mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, Factoring
Şirketlennin Kunıluş ve Çalışma Esaslan Hakkında Yönenneük hükümleri açısından bir sakınca bulunma-
maktadır" göriişüne yer verilmiştır.
Ortaklanmızın arttınlan sermayemizm 2001 yılına ait kârdan 2.681.469.630.0O0.-TL'lık kısmına karşılık
2001 yılı kâr payı kuponu karşılığında mevcut paylannın yüzde 49'u oranında bedelsiz hisse senedi ahna
haklan vardır. Sennaye arttınmı karşılığı A grubu pay sahipleri A grubu, B grubu pay sahiplen B grubu 4.
tertıp hisse senedi alacaklardır.
Bışvnrn Şekli
Ortaklannuz elindeki hisse senetlerinin 2001 yılı kâr payı kuponu ile biriikte 12 072002 - 31 '07 2002
tarihleri arasında aşağıda belirtilen adreslere müracaat ederek, bedelsiz olarak yeni hisse senetlerüıi alabilir-
ler. Bu tarihten sonra hisse senetlen şirket merkezınde dağıülacaktır.
Başvuru Yerleri
TOPR.4K FACTORİNG AŞ
Şirket Merkezi: Büyükdere Cad. No: 143 K:3 80280 EsentepelSTANBUL
Tel: 0212 340 24 00 Faks: 0212 340 24 99
TOPRAKBANK AŞ MERKEZ ŞLTBESİ
Büyükdere Cad. No: 143 80280 Esentepe İSTANBUL
Tel: 0212 340 15 55 Faks: 0212 340 15 98
TOPRAKBANK AŞ ETÎLER ŞUBESt = ^ ^
Tanburi Ali Efendi Sokak No:l 80630 Etıler'ÎSTANBLTL
Tel: 0212 265 54 14 Faks: 0212 265 57 58
İMKB TAKAS VE SAKLAMA BA.NKASI AŞ
Abide-i Hürriyet Cad. Mecidiyeköy Yolu Sokak No: 286 80260 Şişli/ISTANBUL
Tel: 0212 315 25 25 Faks. 0212 315 25 26
Bedelsiz hisse senedi dağıtım işlemleri herhangi bir süreyle sınırlı değildir.