Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 3 TEMMUZ 2002 ÇARŞAMBA
HABERLER
'Ecevit çekilmeli' çağnlaraıa Ordu Milletvekili Konyalı da katıldı. Özkan cephesindeki hareketlilik sürüyor
DSP'demuhalefetgenişKyor
DSP'li lcliden eleştirilere tepki:
Terbiye
sınırı aşıldı
ANKARA (Cumhuriyet
Mrosu) - DSP GenerBaşkan
Yardıracısı Tayfiın Içli,
Ecevitlere karşı yapılan
suçlamalann "tertriye
smıriannı aşüğuu" ileri
. _ sürdü. Içli, dün yaptığı
Tayfiın IçB acıklamada, gazetelerde yer
alan, Başbakan Büknt Ecevit ve eşi Rahşan
Ecevitile ilgili haberlere işaret ederek şunlan
kaydetti: "Aylaıthr devam eden ve terbiye
smıriannı aşan bu tür benzeri yan ve yorumlar,
geçmişte nasl bizieri vıkürmayıp Türkiye'nin
birinci partisi yapovsa, şimdi de mücadefe
azmimize güç katmışûr. Çıkarlan bozulan göç
odaklan, bölücfiler ve laiİdik karşrtı akımiann
eJ eie yürüttüJderi bu tûr kampaırçalar
ekonomik ve siyasi dengeieri altüst eimektedh"."
Içli, Ecevit'in başbakan olmasırun ötesinde
"gerçek bir gazetecP olduğunu belirterek,
Basın Konseyi'nin maksath yayınlara karşı
harekete geçmesini beklediklerini belirtti.
CHP Cenel Başkanı Baykal:
Erken seçim
kaçınılmaz
ANKARA (Cumburiyet
Bürosu) - CHP GenelBaşkanı
Deniz Baykal, lıderler
zirvesinden sonra yapüan
açıklamayı "PoJyannaohk
oynanıyor" diye
değeriendiriıken "Erken
seçim Türkiye'nin siyasi oetSk
kazanması açısından zorunhı hak gelirse
kaçuulmaz oinr" dedi. Baykal, dün bır
televizyon kanalında kaüldığı programda, AB
konusundaki adımlann, hükümetin 1 yü daha
görevde kalmasından çok dah'a önemli
olduğunu vurguladı. Türkiye'nin AB
konusunda hemen harekete geçmesini isteyen
Baykal, "Arök ekonomi de iyi gttmiyor.
Hükfimeti tutmak için hiçbir gerekçe kalmadT
dedi. Zirvede aluıan kararlann sorıinlann
çözümüne yarduncı olmadığuıa dikkat çeken
Baykal, "Faiz oranlan yfizde 70'in ahma
inmezse 1 mihar dolarhk ek yükü, hüküraetin
sebep okhığu beiirsiziik ortamı sonucu ödemek
zorunda kalacağo. Bunlan taşıyamayE" dedi.
Kutan hıikümete yüklendi:
Milletten
özür dilesinler
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - SP Genel Başkanı
Recai Kutan, 57. hükümetin
Türkiye yaranna bir şey
yapamayacağuu belirterek
Başbakan Bülent Ecevft'in bir
an önce hükümetten
Recai Kntan çekilmesini istedi. Kutan,
düzenlediği basın toplantısında "2003 Nisan'ı
ya da en geç eylülünde seçim ohır* dedi.
Hükümet ortaklannın AB'yi değil,
koltuklannı tercih ettiklerini belirten Recai
Kutan, "Halkm en son bekientisi 3 ortağın
miDetin önüne çüap özür dOeyerek Biz bu
işleri beceremedik, bizi bağışlayın,
hükümetten aynlıyoruz' demeteri Mflletin
yüzde 99'ununtalebibudur''dedi.
Deniz Bavkal
TUREYKÖSE
ANK\R\-DSP'de, Başbakan
Büknt Ecevit'ın çekilmesini is-
teyenlerin sayısı giderek artıyor.
Muhahflerin ardından, Başba-
kan Yardımcısı Hüsamettin Öz-
kan'a yakınlığı bılinen bazı mil-
letvekillerinin de önümüzdeki
günlerde "•çeküin" çağnsı yap-
maya hazırlandıklan bildirildi.
Ecevit'in sağlık durumu ile il-
gili haberler milletvekilleri ara-
sında üzüntüyle karşılandı. Par-
ti yöneticileri, Ecevit'in aç kal-
dığı ve yıkanmadığuıa ilişkin ha-
berlerle ilgili olarak "Kaburga-
sı kmk biri banyo yapabilir mi?
Seviye çok düşürüldü. Tabanı-
nıızdan çok büyük tepki geliyor,
bu tür yayınlaria ilgili olarak. Ha-
di biz yakuuz diye birtakım şey-
lerigörmihoruz. ortaklannuz ni-
yesussun? ANAPveMHP'den hiç
• Parti içi muhaliflerin ardından DSP'de "Ecevit çekilsin''
sesleri artmaya başladı. Başbakanm sağlığıyla ilgili
haberlere üzüldükJerini söyleyen bazı milletvekilleri, "Bir
an önce gereğini yapmalı" görüşünü dile getirdi.
ses çüayor mu? Çok üzülüyonız"
dedıler. Bazı milletvekillen bu
üzüntüyü paylaşırken bazılan da
"Herkesüzüİüyor.AmaBaşbakan
arük daha fazla kalamaz. Bir an
öncegereğiniyapmalı" dedi. Ku-
lislerde, Ecevıt'in Yüksek Aske-
ri Şûra'yı beklediği, şûra karar-
larını ımzaladıktan sonra bazı
önemli kararlar verebileceği söy-
lentileri yayıldı. Muhaliflerin ar-
dından, Ordu Milletvekilı Hasan
Fehmi Konyab da "Bir kaptan
olarak daha fazla oyunda kalnıa-
sı kendLsinede zarar veriyor. Son-
bahara kadar karar vermesini
umuyorum" diyerek Ecevit'in
çekılmesi gerektiğinı söyledi.
Adlannın yazılmasmı istemeyen
çok sayıda DSP'li milletvekili de
bu gerekliliği yineledi.
Ozkan'a yakın milletvekilleri
ise "Haberlere biz de çok üzüJü-
yoruz. Ancak genel merkez Öz-
kan'a açık savaş açö. Onu ezdir-
meyiz'" dediler. Bu ekipte yer alan
milletvekilleri, önümüzdeki gün-
lerde "Başbakan arük çekibne-
H" açıklamalan yapabilecekleri-
ni söylediler. TOBB'nin açıkla-
malannın değerlendirileceği ve
arkasından bazı milJetvekillerinin
görüşlerinı kamuoyuna açıkla-
yabilecekleri bildirildi.
Bazı milletvekilleri ise Ece-
vıt'ın sağlık sorunlannın görmez-
den gelinemeyeceğini, ancak
MHP lideri DevletBahçdi'ye baş-
bakanlık yolunun açılmaması ge-
rekriği görüşünü dile getirdi. Mu-
haliflerden kopan Sakarya Millet-
vekilı RamisSavaş, "Başbakan'a
saldıranlar yakmlannı, kendiyaş-
hhklannı düşünsün. RTUKYasa-
sı Meclis'te görüşulürken Başba-
kan'la karşılaştım, çok iyi gör-
düm, eşimin babasını bile haür-
ladı, diye yazanlar şündi saldın-
y»geçti.Adflofanakiazun.Başba-
kan'ın görevini birakmaması ge-
rektiğine inam>t>nım" dedı.
îstanbul Milletvekili ZaferGü-
ler de şu görüşleri dile getirdi:
"Sayuı Başbakan bir şeyde ısrar
ediyorsa. mudaka bir bildiği \-ar-
dır. Partide bir üst kurul var. On-
larda oturup taraşıyorlardn*her-
halde. Bu insanlar kendilerinden
fazla ülkelerini seven insanlar, bu-
nu kanıtladılar. Zamanı gelince
gerekeni yaparlar. Ne partiyi gö-
merler ne de ideoJojiyi."
tĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
Evdeki hijyen koşullannın Başbakan'ın sağlığı için yetersiz olduğu ileri sürüldü
Rahşan Ecevit'e
6
bakını' suçlaması
ANKAR4 (Cumhuriyet Büro-
su) -îstirahat süresinı Başbakan-
Uk Konutu yerine Oran Sıtesi'nde-
ki çalışma ofisınde geçiren Baş-
bakan Bülent Ecevit'in, eşı Rah-
şan Ecevit tarafından yeterince
bakılamadığı belirtilıyor. E\leri-
ne hiçbir yardımcı ve temizlıkçı
aimayan Rahşan Ecevit'in, Baş-
bakan Ecevit'in beden sağlığını
yeterince koruyamadığı ve evde-
ki hijyen koşullannı yeterii düzey-
de tutamadığı vurgulanıyor.
Ecevit'in yakın çe\Tesine yap-
tığı değerlendirmede ise, "Bu
tam bir zalimhktir. Eşim ve yar-
dınıcım Rahşan Hanım. benim
sağhmla yakından ilgilenmekte,
gerekli her şey i yapmaktadır. Bu-
na rağmen çıkanlan haberlersa-
dece bizi değil, Başkent Hastane-
si'ni de güç durumda bıı akryor*"
dediği kaydedildı.
Ece\ it. doktorlannın izin ver-
memesine karşın katıldığı ve 2
saat 50 dakika süren Lıderler Zir-
vesi'nin ardından dün de doktor
muayenesinden geçirildi. Prof.
Dr. TurgutZiJelibaşkanlığındaki
doktorlar heyeti, Ecevit'i yakla-
şık 40 dakika muayene ettikten
dımcı da almadığı için evin tele-
fonlanna bakıyor, bahçe düzen-
lemesi ve temizliğinin yanı sıra
DSP'li yöneticilerle örgütsel ça-
lışmalan yapmaya çalışıyor. Bu
nedenle evdeki hijyen koşullan-
nı sağlamakta güçlük çeken Rah-
şan Ecevit, Başbakan'ın ilaçlan-
• Emin Çölaşan Hürriyet Gazetesi'nde yer alan yazısında
Rahşan Ecevit'in Başbakan Ecevit'in bakımı için gerekli
hijyen koşullannı sağlayamadığmı ileri sürdü.
sonra açıklama yapmadan konut-
tan aynldı. 2 aydır Oran Site-
si'ndeki e\inde istirahat eden Baş-
bakan Bülent Ecevıt'in bakımıy-
Ia ilgili endişeler artıyor. E\in
bakımı ve temizliği için hiçbir
yardımcı kabul etmeyen Ecevit
çifti, günün 24 saatini tek başına
geçiriyor. Rahşan Ecevit eveyar-
nı ayarlamakta ve bakırrunı üst-
lenmekte de ağır kalıyor.
Hürriyet Gazetesi yazan Emin
Çölaşan'ın dünkü yazısma göre,
Ecevit'in özellikle 17 Mayıs'ta
Başkent Üniversitesi Hastane-
si'ne kaldınldığında, evde kaldı-
ğı 12 gün boyunca yeterince ba-
kılamadığı ortaya çıktı. Geçirdi-
ği bağırsak enfeksiyonu sonra-
sında evde geçirdiği süre boyun-
ca yıkanmadığı öğrenilen Ece-
vit'in Başkent Üniversitesi Has-
tanesi'nde özel solüsyonlu birja-
kuzide temizlendiği belirtiliyor.
Ecevit'in ellerinde görülen ve
yaşlıhktan oluştuğu zannedilen
kahverengi lekeler için de cilt uz-
manı tarafindan kirbirikinrisi sap-
tamasında bulunulduğu öğrenil-
di. Doktorun küçük bır kese kul-
lanarak cilt üzerindeki lekelerin
kolayca ortadan kaldınldığı ileri
sürüldü.
Her gün saat 07.30'da kalkan
Başbakan Ecevit, gazete kupür-
lerim okuduktan sonra öğle saat-
lerinde yeniden uyuyor. Kimi za-
man sabah kimi zaman da öğle-
den sonra evinin bahçesinde gü-
neşlenen Başbakan ayağını uza-
tarak dinleniyor.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Kuzey Kıbrıs'ta yerel seçımlerya-
pıldı. Seçim sonuçları nedenseTür-
kiyede pek ilgi çekmedi. Basın san-
ki Kıbns seçim sonuçlarını görmez-
dengeldi. Neoldu Kuzey Kıbrıs'ta?
Yerel seçimlerde muhalefet partisi
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ik-
tidardaki Ulusal Birlik Partisi'nden
(UBP) daha fazla oy aldı.
Korıs'ın üç önemli kenti Lefkoşa,
Maçpsa ve Girne'de yerel yönetim-
leri CTP kazandı.
Bu kentlerden yalnızca daha ön-
ce Magosa CTP yönetimindeydi.
Girre ve Lefkoşa ise UBP'nindi.
CTF ülke çapında oyların yüzde
33.98'inı alarak seçimlerden birinci
part çıktı.
Korıs'ta yapılan yerel seçimlerol-
duğj için bu seçimlerden çok fazla
sonıç çıkarmanın anlamsız olduğu
söylenebilir. Ancak seçimlerin yapıl-
dığı atmosferi unutmayalım. Denk-
taş .e Klerides, seçimlerin yapıldı-
ğı güilerde görüşmeleri sürdürüyor-
lardı
Korıs içinde bir kesim Denktaş'ın
uzlasmaz birçizgi izlediğinı söylüyor
Kıbns'taki Seçim Sonuçlan
ve görüşmeleri çıkmaza soktuğunu
belirtiyordu.
• • •
Kıbrıs'takı yerel seçimler yerel ol-
masına karşın yine de bir referandum
özelliği taşıyordu. Mehmet Ali Ta-
lat'ın liderliğını yaptığı CTP, seçim
kampanyasında şu sloganları kullan-
mıştı: "Çözüm kapıda! Açın. Avrupa
kapıda! Açın!" Her ne kadar yerel se-
çim de olsa CTP, Kıbns Türklerine Kıb-
rıs'ta banşçı çözüm istediğini söylü-
yor, bu çözüm için mücadele edecek-
leri mesajını veriyordu. Kıbrıs'ta ba-
rışçı bir çözüme ulaşmanın hem Kıb-
rıslı Türkleri hem de Türkiye'yı Avru-
pa Birliği'ne taşımak açısından önem-
li birkazançolacağını belirtiyordu. Bu
tartışmalar ışığında Kıbrıs'ta seçimler
önemliydi. Denktaş'ın Türkiye den ge-
len ıki tanınmış gazetecıye geçenler-
de "Biz AB ye girmekten yana üeğı-
liz. EğerAB'ye gırersekKıbns'ta Türk
kimliğı kaybolur" dediğini duyduğum-
da şaşırmamıştım. Çünku Denktaş AB
karşıtı danışmanlarıyla barış görüş-
melerinde ne yapabilirdi ki!
Seçimlerin hemen ardından Denk-
taş, seçim sonuçlannın politik kazanç
olarak değerlendırılmemesi gerektiği-
ni söylemiş ve CTP'nın "Türkiye ve
Denktaş fobisinden kurtulması"n\ is-
temışti. Denktaş'ın bu sözleri üzerine
Mehmet Ali Talat'la konuştum. Şun-
lan söyledi:
"Halkm sorunlannı umursamayan
ve halkımızın milli duygulan ile Türki-
ye sevgisinikullanarak siyasetyapma-
ya odaklanmış olan Cumhurbaşkanı
Denktaş'ın seçim değerlendirmesini
ve partimize yönelık üslubunu yadır-
gadık.
AByolunda ilerlemeye çalışan Tür-
kiye 'nin önünü kesecek ve Güney
Kıbns 'ı tek başına tüm Kıbns adına AB
üyesi yapacak politikalarıyla Kıbns
Türkhalkını ve Türkiye'yıbugünküsı-
kışık duruma sokan Denktaş'ın, tüm
politikalannı tekrargözden geçırme-
si artık bir zorunluluktur. Umarız hal-
kımızın bu seçimlerde bu yönde ver-
diği mesajı anlar.
Kıbns sorununda çok kritık biraşa-
mada bulunuyoruz. Artık kısırpolemik-
ler, bayrak ve hamaset üzerine de-
magoji yapma zamanı değildir. Elbir-
liği ile Kıbns sorununa çözüm ve çö-
zümle birtikte Avrupa Birliği üyelığinin
önünü açma zamanıdır. Yurtseverlik
buradadır."
Talat. Denktaş'a yönelik eleştirileri-
ni şöyle sürdurdü: "Yalan yanlışla, va-
tan, millet ve bayrakla, Ankara 'daki ba-
zı siyasilene bürokratlan etkilemeyeyö-
nelik hamasi tavırlarlayürüttüğü siya-
setisayın cumhurbaşkanının gözden
geçirmesini tavsiye ederiz.
Onu, halkımıza açık olmaya, halkı-
mıza açılmaya, halkımızın açıkça ter-
cih ettiği Avrupa değerlerini anlama-
ya ve bunlara uymaya çağınrız. Emin
olsun ki bundan zarar görmez. Ken-
disı de halkımız gıbi zarar değil yarar
görür... Halkını ve devletinı batıran bır
cumhurbaşkanı olarak tarihe geçe-
cek olan Sayın Denktaş'ın devletha-
maseti de tuhafoluyor."
•••
Geçen yaz Kıbns'a gittiğimde Kıbns'ta
işadamları. siyasi parti liderteri ve halk-
la yaptığım sohbetlerde, Kıbrıslıların
yüzde 90'a yakın çoğunluğunun AB'ye
ortak girecek bir çözümden yana olduk-
lannı görmüştüm. Seçim sonuçlan da
bunu bir anlamda doğruluyor.
Türkiye'yeegemen çevrefer, Kıbrıs'ta
çözüme yatkın bir tutum içinde değıl-
ler. Denktaş onlaradayanarak çözüm-
süzlükte ısrar ediyor. Buradaki tutum
çok açık: Türkiye'de AB'ye ve daha
açıkçası demokratikleşmeye karşı olan
kuvvetler, Kıbrıs'ı da bu amaçla kulla-
nıyorlar. Kıbns Türk halkının referan-
dum niteliğindeki bu oylan önemlidir.
Aynı şekilde Türkiye'de de demokrasi
yanlısı bir sol hareket benzer bir des-
teği sağlayabrlir Türkîye'deki însanfa-
rın da Kıbns Turklerinden farklı bir eği-
lim içinde olduğunu sanmıyorum,
• • •
Kıbns seçim sonuçları, Türkiye açı-
sından da dikkate alınacak sonuçlar
ıçeriyor.
GLOBALpOLtTÎKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
'Gerçekçi 01!
Olanaksızı İste'
Iki Musevi vatandaş Nazı Almanyası'nda, saklan-
dıklan tavan arasındalar... "Eğeryakalanırsak" diye
başlayan konuşma giderek şöyle bir noktaya gelır:
"Ikimesele var, bizdenya sabun yaparlarya da kâ-
ğıt. Sabun yapariarsa mesele yok. Kâğıt yaparlar-
sa iki mesele var. Ya defter kâğıdı ya tuvalet kâğı-
dı. Defterkâğıdı yapariarsa mesele yok. Tuvalet kâ-
ğıdı yapariarsa, işteo zaman..." Felaket karşısında
insan onurunu ironiyle korumaya çalışmak zor ama
övülesi bir durum...Bugünyaşananlarodöneme gö-
re sıradan... Ama yine de ABD'deki gelişmeler ba-
na bu fıkrayı hatırlattı.
Çok tehlikeli bir konjonktür
Kapitalizmin tarihi bize en istikrarsız ve tehlikeli kon-
jonktürlerin, hegemonyacı devletin gerileme süre-
cine girdiği dönemlerde oluştuğunu gösteriyor. Üs-
telik bu dönemler bir ekonomik kriz, buna tepki bir
mali genişleme, diğer bir deyişle küreselleşme dö-
nemine de karşılık geliyor. Yine böyle bir dönemden
geçiyoruz. ABD, ekonomik liderliği zayıfladıkça, he-
gemonyasını korumak için dayatma ve şiddete da-
ha çok başvuruyor. Bu da hegemonyanın gerileme-
ye başladığını gösteriyor. Daha önceki yazılanmda,
bu süreci çözümlerken ABD'nin 11 Eylül'den son-
ra hegemonyasını restore etmek için atağa kalktı-
ğını, hatta bir Pax Americana (imparatortuk) inşa
etmeye giriştiğine işaret etmıştım. Diğer bir deyiş-
le, bir mali genişlemenin, hegemonik gerilemenin ve
askeri yöntemlerin öne çıkmaya başlamasının ke-
siştiği, çok tehlikeli bir konjonktür oluştu.
Bu konjonktürün ortasında hegemonyacı ülkede
siyaseti ve ekonomiyi yöneten kadrolara bakınca ne
görüyoruz? Iki olasılık var. Ya bunlar ne yaptıklannı
bilmiyorlar. Ya da dünyanın geri kalanına karşı bir
komplo içındeler. Ne yazık ki her iki halde de duru-
mumuz tuvalet kâğıdınınkini anımsatıyor...
Beceriksiz mi, komplocu mu?
11 Eylül saldınsı son 10 yılın en önemli olaylann-
dan biri. Dünyayı sarstı veyeni birsüreç başlattı. Ama
bu olayın öncesine bakınca şunu görüyoruz: FBI, CIA,
Göçmenlik ve Vatandaşlık bürolan, Ulusal Güven-
lik Orgütü (NSA), Askeri Haberalma örgütü, sonra
Echalon (dev kulak) Camivor ve daha bilmediğimiz
bir sürü sistem, saldırıyı hazıriayanlan izlemekte ol-
malarına rağmen yakalayamadı, saldırıyı engelleye-
medi. Ya bu bürokratlar tam anlamıyla beceriksiz,
ne yaptıklarını bilmiyorlar. Ya da bu işte bir bit yeni-
ği var. Şimdi, bu kadrolar, tüm uluslararası nükleer
anlaşmalardan çıkıyorlar, aynı anda düşük verimli nük-
leer bombalan hizmete sokuyorlar, ilk kullanma hak-
kını kullanacaklannı söylüyolar, Irak'ı 200.000 asker-
le istila etmeyi tartışıyorlar, bu arada da dünyayı
"sonu belirsiz bir terorizme karşı savaş" süreci içi—
ne sürükleyip götürüyoriar. Bunlar ne yaptıklarını
bilmiyorsa felaket! Her an bir kaza ile süreç çığrın-
dan çıkabilir. Yok ne yaptıklarını biliyorlar ve bir
komplo içindeyseler bir başka felaket. Bu süreç gi-
derek tırmanacak, imparatorluk kurulana, "kara de-
liklerini" yok edene kadarsürecek... Bu tamamlan-
ması olanaksız bir süreç. Arada bır yerlerde kopa-
cak...
Enron'la başlayan skandallar dizisi, VVoldCom,
Xerox, GM ve benzerleriyle büyüyerek devam edi-
yor. Bu süreç iki şeyi ortaya koydu. Birincisi yıllardır
dünyaya ömek olarak sunulan ABD modelinin, üs-
tünlüğünün kanıtı performansı aslında kurgusal ve
küreselleşme olarak satılan mali genişleminin de te-
melinde bir hırsızlık ve dolandıncılık düzeni var. Ikin-
cisi, ABD ekonomisinin büyümesini ve teknolojik
yenilenmesini sağlayan yabancı sermaye yatınmla-
n, ABD ekonomisine ve kurumlarına güven sarsıl-
dığı için kurumaya başladı. Nasıl oldu da dünyanın
en saygın ekonomik denetim mekanizması, Borsa
Denetim Kurumu (Securities and Exchance Comis-
sion), Federal Reserve, Arthur Anderson, Meryll
Lynch vb... bu sahtekârtıkları zamanında tespit edip
halkı uyarmadılar, daha da önemlisi soygunu engel-
leyemediler. Ikincisi kendisini herhangi birdevletten
daha iyi denetleyeceği iddıa edilen piyasa mekaniz-
ması ne oldu da bunu başaramadı. Burada da iki
olasılık var, ya söz konusu kurumlar aslında bece-
riksiz kurumlar, ne yaptıklarını bilmiyorlar ve piyasa
mekanizması da kendi kendini denetleyemez. Ya da
karşımızda, söz konusu kurumlaria, yolsuzluklan
yapanlar arasında örülmüş bir komplo var. Piyasa
denen şey de aslında bu bir avuç dev şirketin de-
netiminde ABD'de ekonomik büyümeye ve tekno-
lojik-askerı yenilenmeye hizmet ettiği için bu sahte-
kârlığa göz yumdu. Birinci halde, bu kriz dünya eko-
nomisini kim bilir daha hangi çukurlara düşürecek?
Ikincisi, mali kaynaklan kurumaya başlayan ABD bu
açığı giderek daha çok askeri ve siyasi gücüne yas-
lanarak kapamaya çalışacak. Her ıki durumda da ka-
derimizin yolu tuvalet kâğıdınınkine yakın biryerier-
den geçiyor...
Bu koşullarda ne yapılabilir? 1968'de Pariste bir
üniversitenin duvarına yazılan bir slogan aklıma ge-
liyor: Gerçekçi ol! Olanaksızı iste. Bugün gerçek-
çi olup son 20 yıldır olanaksız olduğu söylenen şey-
leri talep etmek gerekiyor: Piyasa, toplumun. siya-
setin denetimi altına alınmahdır. Bireysel özgürlük-
ler toplumsal çıkariarı izlemek zorundadır! Yoksa
ortada ne toplum kalacak ne de siyasi özgürlükler...
AKP'li Cül'den, Ecevite ağır elestiri.
Şahitliği bile
kabul edilmez
ANKARA (AA) -
AKP Genel Başkan Yar-
dımcısı Abdullah Gül,
Başbakan Bülent Ece-
vit'in istifa etmesüıi is-
teyerek hükümet ortak-
lannın kendi aralannda
yeni bir hükümet kurup
başbakan çıkarabilecek-
lerini söyledi. Gül, "Bu
yaştakivebuhastahkJa-
ra yakalanan bir kişinin
neşahMğikabul edflîrne
ahşverişine imkân veri-
Br" dedı.
AKP Merkez Yürüt-
me Kurulu, Genel Baş-
kan Tayyip Erdoğan'ın
yurtdışında olması ne-
deniyle Abdullahı
Gül'ün başkanlığında,
dün parti genel merke-
zinde toplandı. Gül, top-
lantıdan önce gazeteci-
lere yaptığı açıklamada,
57. hükümeti başından
beri destekleyen çevre-
lerin de artık istifaya ça-
ğırdığını öne sürdü. Ece-
vit'in, "ne söyiediğinin
tarkmdaoimad^ını.mu-
hakeme yeteneğinden
yoksun" olduğunu iddia
eden Gül, hükümetin, ül-
kenin geleceğiyle oyna-
dığı görüşünü öne sürdü.