Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24 TEMMUZ 2002 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(â cumhuriyet.com.tr 15
ALLEGRO EVÎN ÎLYASOĞLU
Ece Ayhan veUsmanbaşGeçen hafta yitirdiğimız
şair Ece Ayhan'ın çağdaş
müzik dünyasına da koca-
man bir damga vurduğunu
bilir miydiniz? tlhan Us-
manbaş onun 'Bakışsız Bir
Kedi Kara' başhklı kitabın-
daki dizeleri 1970 yılında
ses ve piyano ortamı için bes-
telemişti.
Usmanbaş'a göre Türk şi-
irinin en bağımsız, en özgür
şairi Ece Ayhan'dır. Usman-
baş, 'Bakışsız Bir Kedi Ka-
ra'dakı dokuz şiırdekı imge-
leri, sentaksı ve çarpıtmalan
müzikie sadece seslerle de-
ğil, söyleniş ve çalınış biçim-
leriyle de yansıtır. Şarkıcıdan
piyanoya, piyanonun tuşla-
rmdan ağacına dek giden bir
dizi özgür yorum şekli orta-
ya çıkar. Ses ile piyano bir-
birlerinden iyice bağımsız fi-
kirler geliştınr. Çalgı ezgiye
eşlik edeceği yerde çoğun-
lukla metnı yalnız bırakan,
hatta dıkkatı başka yere çe-
ken bir piyano partisi yazıl-
mıştır. Şiirin özgür umursa-
mazlığı müziğin katı kuralla-
nnı baştan çıkartmıştır. Bu
dizi içindeki şiir-şarkılann
birkaçını bestecinın anlatımı
ile aktarahm:
'Bakışsız Bir Kedi Kara':
Metin ve müziğin ayrı plan-
larda devindiği bir uyarlama.
Sesteki ezgi, kendi başına
buyruk birtakım ezgisel öne-
riler arasından şarkıcının
söyleyiş sırasında özgür ola-
rak seçtiği kahplardan oluşur.
Bu kalıplar şiiri bir, ıki, üç,
dört ve daha fazla heceli söz-
cüklere böler; hece sayısına
göre yukan ya da aşağı ara-
lıklara kaydırmalar yapılabi-
lir. Piyanoya uyma zorunluğu
u.smanbaş'ın
'Bakışsız Bir
Kedi Kara'
adlı bestesinde
'söz'
Ece Ayhan'ın
şiirindeki gibi
maddi bağlardan
kurtuluyor,
müziğin kinetik
ve gizemsel
gücüyle şiir
bir kez daha
doğaüstü
ufuklara
yöneliyor.
da yoktur. Piyano aynı aralık
düzenlemelerini özgürce ya-
par. Bütünlük (aranıyorsa
eğer) bu kopuk parçalann
yan yana, art arda gelmesiy-
İe sağlanır. Bir ardiye odası-
nın, bir tavanarasının göze-
tilmeyen bütünlüğü gibi.
Firavun: Daha önceki par-
çanın çeşitlemesi. Ikı yeni
öğe var; fısıltı ile söylenen
bazı sözcüklerle sonda tek-
düze bir sese yakınlaştınlan
'se-vi-yo-rum' sözcügü. Bu
yeni ekler dizinin bu ıkinci
parçasında daha sonraki par-
çalara doğru bir yönelişi, giz-
Iı biçimde müzık ve metin
yaklaşmasını, başka türlü
söylersek, anlam aramayı,
metindeki genel anlam ile
müzikteki genel anlamı bir-
birine koşut duruma getirme-
ye doğru bir adım atış gibi
görmek gerek.
Kılıç: Metindeki cümleler
müziğin de cümleleri olmuş-
rur. Ne var ki sözcükler ol-
dukça eğilip büzülür, çarpıtı-
lır; anlaşılması güçleşir ama
müziksel bir içerik kazanır.
Piyano partisi bu genel uyu-
mu bozar: bozmasa bile onu
gözetmez. Bu 'görüntü'
öğesi müzik sanatının hem
dışındadır, hem içindedir;
çünkü müzik zaman ve uzay
boyutlannda, her ikisinde ay-
nı zamanda gerçekleşır (Eğer
şair ona büsbütün karşı çık-
mıyorsa şiir de bir seslendir-
me sanatı diye amlabilir.
Ama 'sözcük' ne zaman ken-
di kaynağı olan 'ses'ten
uzaklaştı, ne zaman tam bir
'im' oldu, bilinemez).
Mısrayım: Çok hızlı bir
konuşma. Kısa, blok piyano
akorlan. Doğal ki burada çar-
pıtma şiirin okunuşudur.
Eğer çarpıtma demezsek
şimdıye dek ağır olan parça-
lara karşılık hızlı bir parça ve
bu etki piyanodan değil met-
nin okunuşundan geliyor.
Sözcükler burada çalgısal
(vurumsal) bir işlev yükJen-
miş oluyor (Beckett tiyatro-
sunda söylev kimi kez böyle
bir işlev yüklenir). Ve belki,
genelde şarkıya uyarlanan
sözcükler daha fazla müzik-
leşmiş sayılabılir.
Kargabüken: Bu parçada
vurumsal öğe piyanoya geç-
miştir. Kapağı kapalıdır; el-
ler, parmaklar, tırnaklar de-
ğışik ahşap yerlere vurur ve
bu vurumsal öğe metnin etra-
fını çevirir. Metin ıse çok bi-
tevi, her heceye kaydırmalar-
la başlayan tellalvari bir ses-
leniş biçimiyle söylenir; ba-
zı sözcük sonlan yankılanır
gibi uzatıhr.
Iki tekerlekli at: Bu parça-
da piyano konuşmayı taklit
eder. (Sözcük müziğin atası
değil mi?) Pıyanist şarkıcının
konuşmasma mırıldanarak
yankı verir. Iç içe üç metin
vardır, birbiri üzerine çekil-
miş, fakat kaymış kopyalar
gibidir. Piyano metnin ritmi-
ni açığa vurur, piyanist çalgı-
cı olmaktan çıkar, bir aktör
olur.
Ev kanatsızlık: Bu kez
şarkıcı kendi sözlerini önce
ezgiyle sonra el çırparak söy-
lerken, piyanist hem tuşlarda
hem piyanonun ahşap bölme-
lerinde ritmik yankılarla ka-
tılır. Parçalarda, birinden
öbürüne görülen gelişme ge-
nelde müzik mantığının bir
sonucudur. Bir öğenin gide-
rek daha zengin biçimde ele
alınması geliştirim tekniği-
dir. Ne var ki buradaki geliş-
tirimin her basamağı müzi-
ğin sınırlannı biraz daha zor-
lamakta, onun dışına doğru
itilmektedir. Metin de gide-
rek yoğunlaşmış, daha baş
döndürücü olmuştur.
Ortodoks-ortodoks: As-
hnda son parçanın örümcek
ağını (labirent) geçebilmek
için müzik mantığının gerek-
tirdiğı bır duraklama anı. Bir
bakıma dizinin başından be-
n denenmiş aykınlıklar bir
durulmaya yönelmiş, dinle-
yicı ile banşıklığa dönüş-
müştür.
İpeka: Birbiri içinde devi-
nen ve sonunda buluşma
noktasına varan üç değişik
tempo, gerçek labirenti oluş-
turur.
Usmanbaş'ın bestesinde
'söz' Ece Ayhan'ın şiirinde-
ki gibi maddı bağlardan kur-
tuluyor, müziğin kinetik ve
gizemsel gücüyle şiir bır kez
daha doğaüstü ufuklara yö-
neliyor. Ozan-besteci arasın-
daki imgesel işbirliğinin ya-
pısal işbirliğine dönüşmesi-
nin de birer kanıtı bu yapıtlar.
Kavnak: 'Ölümsüz Deniz
Taşlanvdı-tlhan Usmanbaş'
Evin îlyasoğlu, Yapı Kredi
Yayınları, 1999.
[email protected]
Izmir FestivalVnin sonu
29 kişiden oluşan Orfeon, Uluslararası Koral Yanşma-
sında 'Oda Korolan' kategorisinde birincilik aldı.
Orfeon OdaKorvsu 'nun
Kanada başansı
Kültür Servisi - Şef
Elnara Kerimova
yönetimindeki Orfeon
Oda Korosu, Kültür
Bakanlığı'nın ana
sponsorluğu ve THY'nin
katkılan ile 2-7 Temmuz
tarihleri arasında
Kanada nın Powell River
kentinde katıldığı 10.
Kathaumixw
Uluslararası Koral
Yanşması'nda 'Oda
Korolan' kategonsinde
birinci oldu.
13 değişik meslek
grubundaki 29 kişiden
oluşan Orfeon, 13 ülkeden
34 koronun katıldığı
festivalde 'Oda
Korolan', 'Çağdaş
Korolar' ve 'Folklorik
Korolar' kategorilerinde
yanştı. Yanşma haricinde
üç özel konser veren
Orfeon, kapanış töreni
için oluşturulan dünya
korosu içinde yer almanın
yanı sıra yanşmada tüm
kategorilerde birincilik
kazanan korolar için
düzenlenen özel gala
konserinde de sahne aldı.
Kuzey Batı Amerika"daki
en büyük ve en önemli
koral etkinlik olan
'Kathaumixw' onuncu
yılını bazı ilklerle kutladı.
Bu yıl, ilk kez yanşma
haftası öncesinde organize
edilen 'Singing Week' ile
bir hafta boyunca
seminerlere, atölye
çalışmalanna ve
konserlere sahne olan
festival, aynı zamanda ilk
kez bir Türk korosunu
ağırladı.
2002 yılına dünyaca ünKi
'The Swingle Singers' ile
konser vererek başlayan
Orfeon Oda Korosu, kısa
bir süre önce ilk
albümünü yayımladı.
1994 yılında daha önce
çeşitli çoksesli korolarda
görev almış, birçok ulusal
ve uluslararası festival ve
yanşmalara katılmış,
çoksesli koro müziği ile
amatör olarak ilgilenen,
değişik meslek
gruplanndan kişilerce
kurulan Orfeon Oda
Korosu'nun temel amacı,
dünya koro müziği
literatürünün değişik
dönem ve coğrafyalara ait
son derece geniş
repertuvanndan seçkin
öraeklen, ulusal ve
uluslararası festival ve
yanşma organizasyonlan
dahil olmak üzere çeşitli
müzik etkinlikleri de
seslendirmek ve mümkün
olduğu kadar değişik
dinleyici topluluklanna
hitap etmek. Koronun
^pertuvan, çeşitli dillerde
söyledikleri ortaçağ,
rönesans, klasik, romantık
ve çağdaş dönem
müziklerinin yanı sıra
Türk Beşleri ve sonraki
kuşak Türk bestecilerinin
eserlerini de kapsayan bir
yelpazeyi içeryor.
ÖNDER KÜTAHYALI
16. Uluslararası Izmir Festi-
vali'nin "Türk Bestecileri
Konseri" başlıklı etkinliğinde
bariton Mesut tktu'nun Ser-
gey Gavrilov eşliğindeki resita-
lini dinledik. 11 Temmuz akşa-
mı Efes Celcus Kitaplığı'nda
sunduğu programında sanatçı,
Cemal Reşit Rey'den Cenan
Akın'a ve Muammer Sun'a
uzanan bestecilerimizin önce
şarkılannı, ardından da ses ve
piyano için düzenledikleri tür-
küleri söyledi.
Mesut tktu, bestecilerimizin
yapıtlanna inandıncı ve sanat-
severi mutlu kılan yorumlar ge-
tiriyor. lyi bir ses tekniği var ve
onu Türkçe metinlere başany-
la uyguluyor. Çağdaş Türk bes-
tecilerini tanımak; sanatçının önemli bir
misyonudur. Efes'te sunduğu program, bir
süre önce dinleti kaydı olarak televizyon-
da yayımlanmıştı; yakında CD'si de çıka-
cak. tktu son günlerde genç kuşak beste-
cilerimize yönelmiş ve onlan ses ve piya-
no için yazmaya özendirmişti.
Bu resitali dinlerken bestecilerimizin
sergilediği biçemin çeşitliliği üzerinde bir
kez daha düşündüm. Muammer Sun'un
Hayyam'dan bestelediği şarkıda ("Seni
sevdim diye"), herkesin kolayca anlaya-
bileceği bir müzik var. tlhan Usman-
baş'ın "Bakışsız Bir Kedi Kara" albü-
mündeki şarkılar ise yazıldığı dönemin ev-
rensel arayışlannı getiriyor. Çeşitlilik gü-
nümüzde de sürmektedir. Böylece çağdaş
Türk besteciliğüün bu festivalde bazı kom-
şulanmızdan dinlediğimiz örneklere kı-
Mesut tktu, 11 Temmuz'da Sergey Ga\Tİlov eşliğinde re-
sital verdi. Jose Carreras ise 20 Temmuz'da Efes'teydi.
yasla çok daha ileri bir noktada bulundu-
ğunu görmek, bizim için büyük mutluluk
oldu.
20 Temmuz akşamı ise Efes Büyük Ti-
yatro'da ünlü tenor Jose Carreras'ın din-
letisi vardı. Soprano tsabel Rey'in de ka-
tıldığı dinletide, Izmir"deki sanatçılarla
oluşturulan "Festival Orkestrası"nı Da-
vid Gimenez yönetti. Carreras, Strauss,
Tosti, Costa, Bellini, Lehar, Cardillo, Ji-
menez ve daha başka bestecilerden arya-
lar, napolitenler ve Ispanyol şarkılan söy-
ledi. Bazen müzik yazan bile sanattan ay-
n kalabiliyor. Ailemizle ilgili bir nedenle
bu dinletiden izlenimler aktaramadığım
için okurlannun beni bağışlayacağuıa ina-
nıyorum.
Carreras'ın dinletisiyle birlikte 16.
Uluslararası tzmir Festh-ali'rrin sonuna ge-
linmiş sayılır; çünkü 3-4 Ağustos akşam-
lan izlenecek olan "Efes Glad-
yatörleri"nin gösterisi konu-
muzun dışındadır.
Izmir festivallerindeki sıra
sayılan ile ters orantılı olarak
izleyıcı kitlenın niceliğinde
düşme olduğunu görmek üzü-
cüdür. Bilet ücretlennin fazla-
lığına Efes yolculuklannın gir-
dilerini de eklediğinizde bunun
nedeni kolayca anlaşılmaktadu-.
Uluslararası nitelikte bir festi-
val, kent halkına yeni bir soluk
getirir. Bu bakımdan, daha faz-
la sayıda izleyıciyı yararlandır-
mak amacıyla Acaba festivalin
zamanı degiştirilemez mi? Et-
kinliklerin büyük bölümü tz-
mir'de yapılamaz mı?
Öte yandan Izmir festivalleri-
nin gösterilenyle kentteki ope-
ra-bale temsilleri ve senfoni orkestrasının
dinletileri arasında, izleyici kitlenin sana-
ta yaklaşımı bakımından önemli, fakat ay-
nı zamanda üzücü bir aynm var. Çalan cep
telefonlan. yersiz alkışlar ve takdir anlamı-
na gelen ıshklar, en belirgin göstergelerdir.
Listeyi daha da uzatabiliriz. Böylece ken-
timizdeki müzik kurumlannda lise ve üni-
v ersite gençliğine yönelik olarak yapılma-
sı gereken yaygın eğitimin önemi belirgin
biçimde ortaya çıkmaktadır.
Koşullar ne kertede olumsuz olursa ol-
sun, bize her yıl bir festival armağan eden
"tzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vak-
fi"na (tKSEV) ve Sayın Başkan Filiz Ec-
zacıbaşı Sarper'e sanatse\erler adına te-
şekkürler sunanz. Aynı teşekkürü, basının
rahat çahşması için büyük çaba harcamış
olan Sayın Sirel Ekşi için de yinelemek is-
teriz.
67 yaşındaki ünlü sanatçı 10 yıldır savaştığı kansere yenik düştü
Caz şm-kıcısı Marion Montgomery öldü
Kendine özgü hüzünlü bir sesi vardı.
LONDRA (BBC) - Caz şarkıcısı Ma-
rion Montgomery, Berkshire'daki e^'in-
de, 67 yaşında yaşamını yitirdi. 10 yıldır
kanserle savaşan sanatçı, sigara içmediği
halde, çalıştığı gece kulüplerinde pasif
içici konumunda olduğu için bu hastalı-
ğa yakalandığı görüşündeydi.
Misissippi Natchez'de dünyaya gelen
Montgomery, son otuz yıldır yaşamını tn-
giltere'de sürdürüyordu. Sanatçı, 1965 yı-
lında müzikal yönetmeni ve besteci La-
urie Holloway ile yaşamını birleştirdi ve
tngıltere'ye yerleşti. Sanat çahşmalannı
burada sürdüren Montgomery'nin tanın-
masında yakın zamanda yaşama veda
eden bir başka yorumcunun, Peggy
Lee'nin büyük etkisi oldu. Aralannda
4-
Frank Sinatra ve Nat King Cole gibi
müzik dünyasından birçok dev ismin il-
gisini ve beğenisini kazandı. "Anything
Goes" ve "Lionel" adlı müzikallerde de
rol aldı.
"O, en iyilerden birisiydi ve o neden-
le zirvedeydi. Marion, çoğunlukla bir
caz yorumcusu olarak anılıvordu, fa-
kat, ashnda herhangi bir müzik türün-
de şarkı söyleyebilecek kadar sanatına
hâkim bir şarkıcıydı. Kendine özgü,
hüzünlü bir tarzı vardı."
Bu sözcükler, Montgomery'nin aynı
zamanda çalışma arkadaşı da olan, yakın
bir dostuna ait. Sanatçının eşi Holloway
ise duygulannı "O, müziğiyle yaşaya-
cak" diyerek ifade ediyor.
Charlie Chaplin şövaiye olamamış
• LONDRA
(AFP) - Charlie
Chaplin'e 1956
yılında tngiliz
hükümeti
tarafından
şövalyelik
unvam
verilmesinin
gündeme geldiği
ve birkaç
nedenden ötürü
daha sonra iptal
edildiği
açıklandı.
Sanatçının
komünizme
sıcak bakması nedeniyle ABD'den eleştiri
gelebilmesi olasılığı nedenlerden sadece biri.
Sinema tarihinin, yaşamı ve sanatıyla en
özgün kimliklerinden biri olan Chaplin'i,
tutucu tngiliz hükümeti 1956 yılı ekim ayında
adı geçen unvanla ödüllendirmek istemiş,
fakat Amerikan halkının tepkisini
alabilecekleri olasılığı bu kararın, tngiliz
yetkililerin önerisiyle durdurulmasına neden
olmuştu. Sol kanat yanlısı olarak bilinen
Chaplin'in 1952 yılında komünizm yanlılanna
yönelik yürütülen araştırmada adının geçmesi
de söz konusu. Sanatçı, Amerika'dan
aynlmasının ardından ülkeye girişi engellendi
ve tsviçre'ye yerleşti. Amerikan
kamuoyundan tepki alan diğer bir konu da
sanatçının 16 yaşındaki iki genç kızla (1918
yılında Mildred Harris'le ve 1924 yılında Lita
Grey'le) yaptığı evliliklerdi. Film
tarihçısi Kevin Brownlow, sanatçının 'Modern
Zamanlar' (1936) adlı filminin kapitalizmi
eleştiren bir yapım olmasının ve Chaplin'in
Amerikan vatandaşhğını reddetmesinin de
birçok kişiyi oldukça kızdırdığını hatırlattı.
FestivaUeri kaç kişi iztedi?
• Kültür Servisi - tstanbul Kültür ve
Sanat Vakfı'nın bir festival dönemi daha sona
erdi. tstanbul Kültür ve Sanat Vakfî'nın
2002 yılında düzenledıği festivallerin toplam
izleyici sayısı belli oldu. 21. Uluslararası
tstanbul Film Festivali'ni yaklaşık
102 bin kişi, 13. Uluslararası tstanbul Tiyatro
Festivali'ni 13 bin 585 kişi, 30. Uluslararası
tstanbul Müzik Festivali'ni 21 bin 348 kişi,
9. Uluslararası tstanbul Caz Festivali'ni
44 bin 13 kişi izledi.
Güneş sistemi seslerintfen müzik
• IOWA (AP) - NASA, Kronos Yaylı
Çalgılar Dörtlüsü lideri David
Harrington'dan, Iowa Üniversitesi'nden
astrofizikçi Donald Gurnettin güneş
sisteminden derleyerek kaydettiği sesleri
kullanarak bir oda müziği yapıtı
bestelemesini istedi. Harrington da bu
projeyi 30 yıldır birlikte çalıştıklan önde
gelen minimalist besteci Terry Riley'ye
götürdü. Proje karşısında çok heyecanlanan
Riley çalıştı ve ortaya yaylı çalgılar dörtlüsü
için 85 dakikalık "Sun Rings' admdaki yapıt
çıktı. Yapıtın prömiyeri Kronos Dörtlüsü
tarafından Ekim'de Iowa'da yapılacak ve bu
icra sırasında görsel yönetmen Willie
Williams da hazır bulunup izleyiciler Terry
Riley'nin müziğini dinlerken onlara, Jüpiter'e
doğru yolculuk yapan Voyager I ve II'nin
yolladığı uzay görüntülerini sunacak.
Evin Sanat Galertsi'nde yaz sergisi
• Kültür Servisi - Evin Sanat Galerisı
31 Ağustosa kadar yaz karması sergisini
sanatseverlerin beğenisıne sunmaya
devam edecek. Sergiye Nuri lyem, Nasip
tyem, Naile Akıncı, Nedret Sekban, Temür
Köran, trfan Okan, Mustafa Horasan, Ahmet
Umur Deniz ve Nesrin Sağlam eserleriyle
katılıyor. Sergi, 31 Ağustos'a kadar pazar
hariç her gün 11.00 - 19.00 saatleri arasında
görülebilir. Evin Sanat Galerisi: Hamam Sok.
Ertalay Apt. 12/1 Bebek / htanbul.
(0 212 265 81 58)
Güncel Türkçe Sözlük internette
• Kültür Servisi - Türk Dil Kurumu'nun
en önemli başvuru ka>ııağı 'Türkçe Sözlük',
internette ücretsiz olarak kullanıma açıldı.
1945'ten beri yayımlanan ve yüzlerce kişi
tarafından hazu-lanan Türkçe Sözlük'ün
internetteki sürümü 'Güncel Türkçe
Sözlük'te, kelimeler, birleşik kelimeler,
deyimler ve atasözlerinden oluşan
98 bin 861 kelime bulunuyor. Türk Dil
Kurumu'nun ağ sayfalanndaki http:
//www.tdk.gov.tr/sozluk. html adresinde
bulunan sözlüğün en önemli özelliği sürekli
güncelleştirilebilir olması. (0 312 468 07 83)
'Dünyalar Savaşı' beyazperdede
• Kültür Servisi - Tom Cruise ve Paula
VVagner'ın sahip olduklan CruiseAVagner
Productions, H.G. Wells'in bilimkurgu
dalında ilklere ınıza atan öyküsü
'Dünyalar Savaşı'nı beyazperdeye
aktarabilmek için Paramount Pictures ile
işbırliği yapacak. tki şirket, Wells'in ilk kez
1898 yılında basılan, büyük yankı uyandıran
'Marslılann Işgali' konulu öyküsünü 2003
yılında filme çekmek için kollan sıvadı.
Cruise'ün, 'Dünyalar Savaşı'nda
yapımcılığın yanı sıra başrolü de üstlenip
üstlenmeyeceği henüz biSnmiyor.