01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
_20 TEMMUZ 2002 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER XVI. Louis'nin kızı halâ kayıp • HILDBURGHAUSEN (AA) - thtilal sırasında kaybolan Fransa Kralı XVI. Louis ile Marie- Antointte'in iki kızından birinin Almanyanın doğusundaki Thuringe'deki bir ormanda gömülü olabileceğı ıddia ediliyor. Der Spiegel dergısi, Hilburghausen kasabasında yıllardır dilden dile dolaşan bu söylentı üzerine tanhçilerin DNA testi yapmak üzere kralın kızının gömüldüğü iddia edilen mezan açacaklanru ve söylentilerin gerçek olup olmadığının yakında ortaya çıkacağını yazdı. Kendi cenazesine • KLALA LUMPUR (AA)- Malezya'da. öldü sanılan bir adam. cenaze törenınden sonra evıne gelince herkesin dıli tutuldu. New Straits Times'ın haberine göre. Çe Muhammed Şamsul Abdülrahman adlı genç adam 10 gündür kayıptı ve köyü yakınında boğulmuş bir adamın çürümüş cesedi bulununca. cesedin kayıp adama ait olabileceğı düşünüldü. Muhammed'ın babası. cesedin özelliklerinin oğlununkileri tuttuğunu söyleyince. cenaze işlemlerine başlandı. Cenaze toprağa venldikten sonra köylüler ölü evine döndüler. Ancak bır süre sonra Çe Muhammed hiçbir şey olmamış gıbi eve gelince. cenaze evindekı ınsanlann şaşkınlıktan dillen tutuldu. Uyuştırucu kaçakçısı prens • NEVVYORK(AA)- Nayıf bin Sultan bin Favvaz el Şaalan adlı Suudi Arabıstan prenslerinden biri, Amerikan makamlan tarafından. diplomatik dokunulmazlığından yararlanarak özel uçağıv la 1999yılındaGüney Amerika'dan Avrupa'ya 2 ton kokaın kaçırmakla suçlandı. Prensın ujuşrurucunun parasını da Goya ve Foujita gibı ressamlann tablolanyla ödediği öne sürüldü. Prensle birlikte 1 Ispanvol ve 2 Kolombiyalı hakkında da soruşturma açıldı. Uyuşturucunun pi\asaya çıkması üzerine harekete geçen Ispanvol polısinın 190 kılo. Fransız polısınin ise 803 kilo kokaıni ele geçırmeyı başardığı ıfade edildi. Yaramaz kedinin yolculuğu • LONDRA(AA)- Ingiltere'de, Katar-Londra seferi yapan British Airvays'inyolcu uçağında taşıma kutusundan kaçarak uçağa gızlenen kedi. bu seferi 10 defa tekrarlayarak tam 100 bin kilometre yol katetti. Ingılız basınında yer alan habere göre. Jonathan Bovd ile Katie Deacon'a aıt "Ozzy" adlı kedı. uçakla 7 saat süren 5 bin kilometre mesafeli Kalar'dan Londra'va getırilırken uçakta kutusundan kaçarak gizlendi. Uçakta fark edılmediğı için, bu seferi 10 defa tekrarlayan Ozz\, böylece 100 bın kilometre yol katetmiş oldu. Avrupa Parlamentosu Başkanı Cox, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu değerlendirdi KrizAB üyeliğiniertelerNİLGÜN CERRAHOGLU BOLOGNA - Avrupa Parlamentosu Başkanı Pat Cox eski bir TV gazeteci- si. Diplomatik dil kullanmaya özen gös- terse de sonuçta meramıru gayet net an- latıyor. "Bu bir belirsizlik anı" diyor "kriz" için: "Betirsizlik, Türkiye'nin AB üyeüğinin önünii kapatmasa da er- teler!" tsmail Cem ve KemaJ Derviş'in yanı sıra Cumhurbaşkanı Sezer'i de Türkiye'nin "modernleşmesine değer- li katküan olan" isimler arasında sa- yan trlandalı liberal-demokrat Cox; "troika"ya ilişkin görüşlerinde Öz- kan'ın adını -dikkat çekici biçimde- anmıyor. Türk krizini beklemeyen Avrupa, yo- luna devam ediyorbu arada. Avrupa'nın geleceğini belirleyen Avrupa Konvan- siyonu'nu tanıtmak üzere Italya'ya ge- len Cox ile bu görüşmeyi Bologna Üni- versitesi'nde yaptık. AB ve AB adayı ülkelerde düzenlenen bir dizi konfe- ransla, A\Tupa Konvansiyonu'nu Avru- pa halklanna anlatmayı amaçlayan iru- siyatıfin Bologna ayağında ttalya'nın Başbakan Yardımcısı Gian Franco Fi- ni de vardı. Konvansiyonda Italyan hü- kümetini temsil eden Fini. Vatikan'ın özel önem atfettiği "Avrupa'nın Hıris- tiyan kökenleri" üzerinde uzun bir ko- nuşma yaptı. Bu nedenle, Avrupa'da geniş tartışmalara yol açan "Hnistiyan kimliğini'' de konuştuk Cox"la... - Türkrve"deki krizi nasıl değerlendi- riyorsunuz? KrizTürkiye'nin AB yolu- nu hepten kesebinr mi? - Bu aşın dramatik bir tanım olur. Knzın nasıl bir evnm göstereceğini, hangi evrelerden geçeceğini henüz bil- miyoruz çünkü. Ama tabu bu bir belir- sizlik anı. Belirsizlik, Türkiye'nin AB üyeliğinin önünü kapatmasa da erteler. Türk siyasetine saygı göstermek duru- mundayız. Seçim ne zaman olacak? Kim hükümette olacak 0 Baştan sona Türkiye 'yi ilgilendiren sorular bunlar... Krizin bir an önce rayına girmesini umuyorum. - Cem-Derviş-Özkan üçlüsüne nasıl vaklaşryorsunuz? - Ismail Cem'le çeşitli vesilelerle kar- " Krizin nasıl bir evrim göstereceğini, hangi e\Telerden geçeceğini henüz bilrniyoruz. Bu bir belirsizlik anı. Belirsizlik Türkiye'nin AB üyeliğinin önünü kapatmasa da erteler. Türk siyasetine saygı göstermek durumundayız. Seçim ne zaman olacak? Kim hükümette olacak? Baştan sona Türkiye'yi ilgilendiren sorular bunlar..." şılaştım. KemaJ Derviş'in icraatını ta- kip ettim. Cumhurbaşkanı Sezer'in de cumhuriyet için çok etkileyici bir fıgür olduğunu düşünüyorum. Modernleş- me yanlısı bu isimlerin Türkiye'yi AB'ye yaklaştırdığını ve harika örnek- ler teşkil ettiklerini düşünüyorum. Türk iç politikasuıa müdahale etmek ıste- mem, ama çok değerli, nitelikli buldu- ğum insanlar bunlar. - "Avrupa'nm Hıristiyan kinıliği ve köklerini" (Avrupa anayasasuıa tescil etme\i hedefleyen) bir tarüşmavar Kon- vansiyonda. Avrupa Konvansiyonu Baş- kan Yardımcısı Giuüano Amato "Hı- risthan kimliği'" savunuyor. Konvansi- yonda ttaryan hükümetinin temsikiliği- ni yapan, Başbakan Yardımcısı Gian Franco Fini de bu görüşte. Avrupa Par- lamentosu'nun yaklaşımı ne? Avru- pa'nın Müslüman vatandaşian üzerin- de böyle bir tammın ne etkisi olur? - Kültürel farklılıklara saygı göster- mek gerekir. Günümüz A\Tupası'nın değerlerınden bıri bu. Kültürel farklı- lıklara saygı, Avrupa'nın tarihi mirası- nı reddetmek anlamına gelmiyor. Av- rupa'nın, Hıristiyan ağırlıklı mirasına eğilmek isteyen insanlarla sorunu ola- maz. Tek şartla: Bunun dışlayıcı bir yaklaşım olmaması gerekiyor. Avru- pa'ya farklı hiç kimse katılmasa da, kültürel farkhhklar bugünün Avrupa- sı'nın ayırtedici özelliğine dönüşmüş du- rumda çünkü. - Avrupa Parlamentosu'nun görüşü ne? - Avrupa Parlamentosu (A\Tupa Kon- vansiyonu'ndan çıkması beklenen) Av- rupa Anayasası üzerinde konuya ilişkin resmi bir görüş belirtmedi henüz. An- cak tahminım, Avrupa Parlamento- su'ndaki çoğunluğun benim içgüdüsel olarak verdiğim yanıtı destekleyeceği şeklindedir. - Çoğunluk çok kültürtiitiiğü mü des* tekler? - Çok kültürlülüğü ve kültürel fark- lılıklan evet... Bu Avrupa'nın arkasın- daki belirgin ve uzun (Hıristiyan) bir ge- leneğin olduğu gerçeğini de ortadan kaldırmıyor. Teslim edilmesi ve saygı gösterilmesi gereken bir gerçek bu. çok kültürlülük; insanlann özgün "etos"la- nndan (ruhani ve ahlaki kimliklerin- den) vazgeçmeleri anlamına gelmiyor. Farklılıklara açık yürekli saygı anlamı- na geliyor sadece. - Konvansiyomı genelde nasıl değer- lendiriyorsunuz? Avrupa Parlamento- su'nun Avrupa Konvansiyonu'na bakı- şıne? - Taroşmanın büyük kısmı, mevcut an- laşmanın (Roma anlaşmasının) basitleş- tırilmesi ve anlaşmaya anayasal bir for- mat içinde ılave edilen belge üzerine odaklaşacak. Belgenin "Anayasal bir anlaşma" şeklinde mi olacağı, yoksa doğrudan doğruya "anayasa" olarak mı ilan edileceği tartışılacak. Konvan- siyonda bu konuda kesinleşmiş bir gö- rüş yok. A\nıpa Parlamentosu AB "ana- yasa"sım görmek istiyor ve klasik ana- yasalarda tarif edilen klasik değerler: Haklar, kurumsal tanımlar, demokratik bir düzende olması gereken denge ve kontrol mekanizmalannı bulmak istiyor. Metni kitlelere anlatabilmek ve mal edebilmek için bunun mümkün olan en sade ve anlaşılır dilde olması gerekiyor aynca. - Konvansiyondan teknik anlamda tam bir anayasa çıkmaması da olası mı? - Anayasa "kurucu bir metin" oldu- ğuna göre sonuçta bu sorunun cevabı neyi kurduğumuza bakar. Konvansiyon bir "Avrupa BirleşikDeMederi" değıl, Jac- ques Dalorsun tabiriyle bir "Birleşik De\1etferA\TupasT kurmayı hedefliyor. Dolayısıyla Brüksel'den Washington DC gibi yukardan asağıya örgütlenen bir federal sistem kurmayı amaçlamıyoruz. Yaratıcı bir sisteme ihtiyacunız var. Ben anayasa bilimcisi değilim. Uzmanlar konvansiyondan çıkan metni "anayasal anlaşma" ya da doğrudan "anayasa'' ola- rak tanımlayıp tanımlamayacaklan üze- rinde çalışıyorlar. Kendi hesabıma çıkan metni ben, en basit düzeyde okul çocuk- lartna anlatabilmek isterim. Metnin adın- dan çok içeriğinin günümüz Avrupa'sın- da anlaşılabiİır ve anlamlı olması önem taşıyor. 1944'te Hitler'e düzenlenen suikast girişimi tarihin en büyük aydın katliamına neden oldu Gerçekleşseydi tarih değişecektiBARIŞDOSTER Tarihte öyle adımlar, öyle ka- rarlar vardır ki bütün bir süre- ci, gidişatı, hatta tarihi değişti- rirler. 20 Temmuz 1944'de böy- le bir tarihtir. Alman diktatör Hitier ı öldürerek müttefikler- le banş yapmayı amaçladıkla- n savlanan muhaliflerinin, o döneme dek ortaya koyduklan en iddialı suikast girişimi, bu ta- rihte düzenlenmiştir. Ve bu gi- rişim, Hitler'in, 159 muhalifi- ni acımasız ve kanlı yöntemJer- le ortadan kaldırmasıyla sonuç- lanmıştır. Yani 20 Temmuz 1944, tarihteki en büyük asker, bürokrat, aydın, bilim adamı, sendikacı kıyımlanndan birine gerekçe oluşturmuştur. Ödnci Dünya Savaşı öncesin- de iktidan ele geçirerek dünya- ya dehşet saçan Almarrya'nın fa- şist diktatörii Hitler'e karşı, yük- sek rütbeli subay ve bürokrat- lar, bilim adamlan. sendikacı- lar ve aydınlarca verilen mü- cadelenin, "siyasal yoUardanr> amacına ulaşmayacağı anlaşı- lınca, Hitier'i ortadan kaldır- maya yönelik planlar gündeme geldi. Ve tüm güçleri elinde toplayan Hitler'e karşı, 1941 tfen itibaren suikast girişimleri dü- zenlenmeye başlandı. Ancak Hitier, her defasında kurtulma- yı başardı. Başansız gjrişimler îlk suikast girişimi, 4 Ağus- tos 1941 'de Hitler'in genel ka- rargâhında gerçekleştirilmek istendi. Ama muhalifleri koru- ma çemberini aşamadılar. İkinci ginşim, 1943 yılında Almanlann Stalingrad bozgu- nu sırasında neredeyse gerçek- leşecekti. Muhalifleri, Hitler'in uçağına 2 konyak şişesi içinde bomba koymayı başardılar. Fa- kat, uçağın çok yüksekten uç- ması nedeniyle, şişelerin tapa si- gortası çalışmadı ve girişim so- nuçsuz kaldı. 1943 yılındaki bir başka gi- rişimde muhalifleri, Hitler'i Kahramanlar Günü etkinlikle- rinde yapacağı konuşma sırasın- da öldürmeyı tasarladılar. Hit- Almama'nın faşist diktatörii Hitler'i siyasal yolla alt edeme>eceğini anlayan muhalifler savaş bo\unca diktatöre 10 kez suikast girişiminde bulundu. Hitier en ciddi tehükeji 20 Temmuz 1944'de >aşadı. Bu en iddialı girişim için, soylu bir aileden gelen Albaj \on Stauffenberg (Sağda) göre\ üstlendi. Amaçlan, HirJer'i devirdikten sonra yerine Feldmareşal VVitzleben'i (Solda) getirmekti. Ancak haberi alan Gestapo hepsini tutuklayarak işkence\ le öldürdü. ler'in yaklaşık 30 dakika ko- Temmuz 1944'teyaşadı.Buen nuşacağını öngören muhalifle- ri, Hitler'in sadece 8 dakika ko- nuşması nedeniyle, başansız oldular. Aynı yılın sonlanna doğru, ordu için üretim yapan bir binaya girdiğinde, yanına cepleri bomba dolu bir subayı intihar komandosu olarak soka- rak Hitler'i öldürmek isteyen karşıtlan, müttefıklerin bir gün önce binayı havadan bombala- malan nedeniyle amaçlanna ulaşamadılar. 20 Temmuz 1944 Resmi kayıtlara göre, savaş bo>-unca 10 kez suikast girişi- mine maruz kalan, 1943 yılı içinde en az 6 kez muhalifleri- nin elinden kurtulmayı başaran Hitier, en cıddı tehlikeyi 20 iddialı girişim için, soylu bir aileden gelen Albay Von Stauf- fenberg göre\ üstlendi. Amiral Canaris ile Kont Helmut von Moltke tarafından yönetilen ve aralannda Schacht, Belçika Va- lisi Von Falkenhausen, Mareşal Rommel, Von Beck, Fransa Va- lisi Karl Heinrich M>n Stnlpna- gel ve Von Hassel gibi asker ve devlet adamlan bulunan bir grup da albaya destek verdiler. Amaçlan, Hitler'i devirdikten sonra yerine Feldmareşal WHz- leben'i getirmekti. Ancak Ges- tapo bu girişimi haber aldı ve Kont Moltke, 1944 yılı Ocak ayında tutuklandı Kont Molt- ke'nin tutuklanmasına karşın, çalışmalannı yürüten arkadaş- lan, 1944 yılı Temmuz ayında Hitler'i ortadan kaldırmayı ka- rarlaştırdılar. Berlin'deki mu- haliflerin yardımıyla Hitler'in yakın çe\Tesine girmeyi başa- ran Albay Von Stauffenberg, Hitler'in Rastenburg'da bulu- nan karargâhındaki odasında, Mareşal Keitel'in yanında, Hit- ler'in çok yakınına oturmayı başardı. İçinde bomba bulunan çantasını da Hitier"den sadece 1 metre uzağa koydu. Plana gö- re Albay Stauffenberg, konuşa- cağı konu hakkında bilgi almak için telefona çağnldığını ya- vaşça Mareşal Keitel'in kulağı- na fısıldayacak. kendisi oda- dan çıktıktan sonra. saat tam 12.42'de de bomba patlayacak- tı. Plan ışledi. "Hitler'in öldü- ğünü gözleri>1e gören" Albay, plan gereği önceden hazır tutu- lan bir uçakla Berlin'e gitti. Oysa Hitier ölmemiş, yine ölümden dönmüştü. O karma- şa saatlerinde iktidar, muhalif- leriyle kendisi arasında gidip geldi ve son gülen yine Hitler oldu. O gece ve tüm Almanya radyolardan Hitler'in, "Bu kez suikastçiara hiç acmayacağınr şeklindeki açıklamasını dinle- di. Hitler dediğini yaptı. He- men bir mahkeme kurularak başına Ronald Freisler adlı çıl- gın bır Hitler hayranı getirildi. Müthış bir tutuklama kampan- yası başlatıldı. Gestapo kayıt- lanna göre 7 bin kişi tutuklan- dı. Ayaklanmanın başanlı olma- sı halinde müttefiklerle banş yapacak olan belediye başkan- lanndan Goardeter ve Feldma- reşal Witzleben Berlin'de ka- sap çengellerine asılarak işken- ceyle öldürüldüler. Bu idamlar filme de alınarak, aynı gece Hitler \e arkadaşlannca izlen- di. Hitler'in astırdığı 159 kişi arasında yüksek rütbeli komu- tanlar, kontlar, bilim ve din adamlan, sendikacılar vardı. Hitler ve Almanya'daki aşın sağ üzerine çalışmalar yapan. "Hitler'den TorunlarmaAhnan- ya'da Eski ve Yeni Sağ" kitabı- nın yazan, Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Efgan Canşen, Hitler'in o dönemde tek adam, adeta bir mit olduğu- nu vurguladı. "lOTemmuz'da- Id girişim amacına ulaşsaydı, müttefiklerle banş imzalamr mrydı bilinmez ama, Almama ve düma bu kadar büviik acı >a- şamazdı" diyen Çanşen, Hit- ler'in ölümünün Almanya'da büyük kargaşaya neden olaca- ğını belirtti. Hitler'in, partisi, askerleri ve halkın büyük bölümü tarafindan adeta kutsandığını. "tann" ye- rine konduğunu anlatan Çanşen, "Din adamlarından, bilim adamlanna toplumun hemen hemen her kesiminden destek alan Hitler, çok küçük, ciddiye alınmayan bir partiyi ele geçi- rerek,iktidar yapü. Tarihte söy- kdigi her şeyi yapan az sa>ida- ki Kderden biri olan Hider. prog- ramını uyguladı" dedı. Terorizmle mücadele Sevinen silah tacirleri oldu • Baştarafı 1. Sayfada Martin, perşembe günü açıkladığı ikinci dört aylık dönem he- saplannda, hisse başı- na kazancın, geçen 12 ay içinde yüzde 100'den fazla bir ar- tışla 34 pensten 78 pense yükseldiği gö- rülüyor. II. dört aylık dönemde net satışlan yüzde 11 artan Loc- keed Martin, yılın ilk altı ayında, ABD hü- kümetinden, sahil mu- hafaza için gemi, uçak ve telekomünikasyon sistemlen yapmak üze- re 11 milyar dolarlık 20 senelik kontrat da dahil olmak üzere top- lam 13 miryar dolarlık yeni sipariş almış. He- saplann açıklandığı gün Lockheed Mar- tin'in hisse senetleri yüzde 2.8 yükseldi. Washington Post'un bildirdiğine göre Loc- keed Martin geçen dö- nemde savaş uçağı si- parişlerinden de bü- yük kârlar elde etmiş. Wall Street Jour- nal' ın aktardığına gö- re ABD'nin en büyük iki deniz müteahhitlik firması Northorp Grumman Corp ve General Dynamics'in II. dört aylık dönem kazançları da Wall Street borsa analistle- rinin beklentilerinden daha yüksek çıktı. Ge- çen yıl Newsport News Shipbuilding şir- ketini sann alan, önem- li savunma ihalelerine imza atanNorthorp'un gelirleri 12 ayda yüz- de 20 artmış. Aynı dö- nemde gelirleri yüzde 19 artan General Dynamics'in satışlan, özellikle askeri sipa- rişler sayesinde yüzde 42 oranında yüksel- miş. General Dyna- mics, Pentagon için güvenlikli iletişim sis- temleri ve internet tar- zı aglar kuruyor. Silah sanayiinde et- kin Raytheon, L-3 Communications, United Defense ve Ve- ridian gibi şirketlerin de performanslannın iyileştiği ve mali kay- nak yaratma kapasite- lerinin belirgin bir bi- çünde arttığı bildirili- yor. Menill Lynch ana- listlerindenB>Ton Cal- bn "SavTinma şirket- lerinin halen sırada beklejtn siparislerinm yüksek oiması, sektö- riin genel olarak iyi bir yönde gittiğinin işare- tidir'' diyor. Diğer taraftan sivil sektörde sıkıntı çeken bazı şirketlerin bu za- rarlaruıı askeri alana kayarak elde ettikleri kontratlarla dengele- meye çalıştıklan gö- rülüyor. Boeing bu ge- lişmenin en çarpıcı ör- neklerinden biri. Bo- eing'in toplam satış- lan geçen 12 ayda yüz- de 11 düşerken, bunun içinde savaş uçağı ve fuze teknolojisi satış- lan yüzde 5.4, uzay ve iletişim sektörü satış- lan da yüzde 4 arttı. Buna karşılık Bo- eing'in ticari uçak sa- tışlanndan elde ettiği kazanç yüzde 18 ora- nında düşmüş. Avrupa'nın önde ge- len sanayicileri de bir- lik ülkelerinin hükü- metlerinden, aralann- da daha iyi bir eşgü- düm sağlayarak silah- lanma harcamalannı arthrmalanru istediler. 21. yüzyılda Stratejik Uzay Havacılık Göz- den Geçirme Raporu başlıklı bir çahşmada, Avrupa çapında silah- lanma politıkasının oluşturulmasının ge- reği vurgulandıktan sonra Avrupa çapında araştırma-geliştirme harcamalannın, şirket birleşmelerinin ve ye- ni ihalelerin eşgüdü- münü sağlayacak bir kurumun kunüması is- tendi. Sivil havacılık- la savunma arasında- ki bağlantıya işaret eden rapor, gelecek 20 yıl içinde en az 100 milyar dolarlık bir ya- tınm gerektiğini vur- guladı. Avrupa Uzay ve Havacılık Sanayi- cileri Birliği Başkanı Jean-Paul Bechat,srvil havacılık sektöriinde 11 Eylülden sonra gözlenen gerilemeye dikkat çektikten sonra bu gerilemenin "Sa- vımma harcamalann- daki artışlarla denge- knebileceğmi" söyle- dıveekledi: "Bizhü- kümetierden mali yar- dım değil görevlerini yapmabrnu Lsthoruz." ABD ve Avrupa'da hükümetlerin ve bü- yük şirketlerin karşı karşıya olduklan eko- nomik durgunluğu si- lahlanma harcamala- nnı arttırarak aşmaya, 11 Eylül'den sonra ohı- şan havayı kullanarak bu harcamalan teşvik etmeye çalıştıklan gö- rülüyor. Sanayi ana- listleri, bu sektörlerde Reagan döneminden bu yana ilk kez ciddi bir canlılık yaşandığını saptıyorlar. Chomsky'den Türk'e mektup Anarşizm çağdaş ve özgürlükçü bir akim tZMtR (Cumhuri- yetEgeBürosu)-K Uşak Anarsi Otonomu" im- zalı. "Kapitafizme ve Savaşa Hayır'' yazılı büdiriyi dağıtmalannın ardından, anarşi yarat- hklan gerekçesiyle DGM tarafuıdarrtutuk- lanan ve 4 ay hapis ya- tan 5 gence, Noam Chomsky'den destek geldi. Chomsky, halen tutuksuz yargılanan ve bu ayın 25'inde duruş- malan görülecek genç- ler için Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'e yazdığı yazıda, "Çağ- daşözgürlükçü düşün- ceninçokdeğeri ve say- gıdeğer akmılarmdan birisi olduğu gerçeğini inkâredemezsiniz''de- di. Çhomsky. "Savata- rafmdan yapdan suç- lamalann anarşizmin de\1et,özdmülkiyetve diğer kurumlarmyıkıl- masflia vurgu vapan ve bu amaçlara ulaşmak kan şiddetisavunan bir fefeefe olduğukonusun- da bilgUendirildim. İd- dia kısmen doğrudur. Anarşizm toplumsal, polttikv^ekonomikya- şamdaki hh erarşik ve otoriter kurumlara meydan okumaya vur- gu yapar. Anarşizmin kökenkriAydınlanma DevTİmi'ne ve klasikji- beraliznıe kadar uza- nır ve çağdaş biçimiy- le aralannda Thomas JefFerson'm da bulun- duğu Amerikan de- mokrasisinin kurucu- lanndan bazdan ara- sında bile haon sayıhr sempati buldnğu söy- lenebiHr". Anarşizmin geniş bir duşünce yelpazesini kapsadığını kaydeden Çhomsky, Özgür ve de- mokratik toplumlarda böylesi düşünceleri göz ardı etmenin yanlış ola- cağıru vurguladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear