Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 20 TEMMUZ 2002 CUMARTESİ
HABERLER
Harb-fe'ten
Cem'ejırotesto
• 4MC4RA (ANTCA) -
Tûrk Hart-tş Sendikası,
yeri ohışımun liJeri
İsmail CeTi'in ilıyseri
gezisinde senditanın
Kaysen Şıbe Baslcanı
Mustafa Cztürk" iLn soru
sonnasınu konırıalarca
engellenrresini, yazıh
bir açıklanayla protesto
etti. Tûrk Haıb-Is MYK
tarafından yapılan
açıklamadı, Ceırf in
Kayseri"deld basn
toplantısını seruücanın
şube bmasında
yaptığına cikkat <ekildi.
Cem'in konu^masının
tamamlannasınır
ardından Şube Başkanı
Öztürk'ün soru sermak
için konuşmasına
başladığı sxada
korumalar tarafn»ian
zor kullanıarak salon
dışına çıkanldıgı
belirtilen açıklamada,
"Çağdaşlıgı öne
çıkarmak dütşüncesinde
olanJar, bir sivil lcplum
örgütü başkanını
susturarak ne kadar
çağdaş oldukJannı
göstermişlerdir. Bütün
kesimJeri
kucaklayacaklannı
açıklayanlar, dahailk
günden sözlerinin
altında kalmışlardır"
denildi.
Zam enflasyona
bağlanıyop
• ANKARA (AA> -
Köprü ve otoyol zamlan
enflasyona baglanıyor.
EdiniJen bilgıye göre,
Tüketici derneklerinin
itirazi dikkate ahnarak
köprü ve otoyol zannlan,
bundan böyle yıllık
tüketici fiyat endeksi
(TÜFE) baz alınarak
arttınlacak. Karayollan
GeneJ Müdürlüğü
tarafından bu yönde
çalışmanın
tamamlanmasından
sonra, karayollannın
yapım, bakım ve işletme
maliyet hesaplan da
dikkate alınarak, TÜFE
baz alınarak yapılacak
yeni köprü ve otoyol
geçiş tarifesınin,
önümüzdeki günlerde
belirlenmesi bekleniyor.
TÜFE bazında bir yıllık
artışın dikkate ahnması
halinde, önceki tarife
üzerinden yapılacak
köprü otoyol geçiş
zammının yüzde 50
civannda olması
öngörülüyor.
TÜPk-lş 50
yaşında
• ANKARA (AA) -
Türkiye Işçi Sendikalan
Konfederasyonu'nun
(Türk-îş) 50'nci kuruluş
yıldönümü, 31
Temmuz'da Ankara'da
düzenlenecek törenle
kutlanacak. Kutlama
etkinlikleri
çerçevesinde, 31
Temmuz 1952 tarihinde
kurulan Türk-Iş'te
bugüne dek yönetim
kurulu görevinde
bulunan sendikacılar ile
konfederasyona bağlı
sendikalarda genel
Başkanhk görevini
üstlenmiş olanlara,
Türk-Iş Genel Başkanı
Bayram Meral ve
yönetim kurulu üyeleri
tarafindan gümüş plaket
verilecek, gümüş Türk-
îş rozeti takılacak.
Türkiye TUPU'
• fcSTANBUL(AA)-
Yeniden Müdafaa-i
Hukuk Hareketi
Derneği'nin, gençler
için düzenlediği
"Türkiye Tunı" başladı.
"Vatanı yeniden
keşfetme" amacıyla
organize edilen Anadolu
gezisi kapsamında, 5
genç öğretmen
Haydarpaşa Gan'ndan
Kütahya'ya, 6 üniversite
öğrencisi de Ankara'ya
uğurlandı. Gruplann, 1
ay boyunca 15 ayn şebıi
dolaşacaklan gezi
sonunda yapılacak
yanşmada, gördükleri
yerleri en iyi anlatan
gençlere çeşitli ödüller
verilecek.
Ecevit'in yeni prenslerinden Devlet Bakanı Tayfim İçli, yeni oluşumu topa tuttu
İçimizdenvurulduk• "fstifalar bizim tek yumruk olmamıza yol açtı" diyen
Tayfiın Içli, beklemedikleri isimlerin aynlışlannın ise
kendilerini üzdüğünü ifade etti. Yeni oluşumun liderleri
Hüsamettin Özkan ve tsmail Cem'e ağır eleştiriler
yönelten Içli, "Ideolojileri bile yok. Eğer bir partinin
ideolojisi yoksa o parti dostlar kulübüne dönüşür" dedi.
EBRU TOKTAR
ANKARA - Başbakan Büknt Ece-
vit'in rahatsızhğı sonrasında DSP'de
öne çıkan isimlerden biri olan "Rah-
şan Ecevit'in prenslerinden" yeni Dev-
let Bakanı Tayfiın İçH. yeni oluşuma,
DSP'deki 9 muhalıfe ve Hüsamettin
Ozkan'a sert eleştiriler yöneltti. DSP'den
art arda istifalann "çok önceden plan-
lanmış organize bir kundaklama hare-
keti" oldugunu savunan Içli, "yeni olu-
şumun" da kısa bir süre sonra bölüne-
bileceğıni iddia etti. Içli, yeni oluşumun
siyasi ideolojisini belirleyemediğini
belirterek "Bir gün 'Sosyal demokra-
si ekseninde olacağız", ertesi gûn 'Sol
bir parti olmayacağız' diyorlar. Sosyal
demokrasinin solobnadığmı mı iddia edi-
yoriar? Türbanı da siyasi araç olarak
kuflanmaya başiadılar. Demek ki daha
önce takryye yapıyorlardı" eleştirisini
yaptı.
Içli, Başbakan Ecevit'in "Siyasette
duygusaDıkolmaz" sözlerine atıfta bu-
lunduktan sonra DSP'deki "kundak-
lanma olayııun" kendılen açısından
sürpriz obnadığını, ancak "ban arka-
daşlann beklenmedik istifalaruun ken-
dilerini çok üzdüğünü'" söyledı. Öz-
kan'ı işaretederek "Şimditekyumruk
olduk. Kaybımız yok. Moralimiz iyi.
Çünkü halktan da örgütümüzden de çok
büyük destek görüyoruz. Dahaçokgüç-
leneceğiz, daha çok direneceğiz. Hiç
konduramadığımız isûnler vanh. Anıa
baa kişiler var ki onlann aynlması en
çok beni sevindirdi!" dedi.
Içli 'nin istifalann ardından yaşanan
süreçle ilgili bazı görüşleri şöyle:
Yeni oluşum:
İsmail Cem diyorki, "Sosyal demok-
rasi ekseninde bir partiyiz". Sonra ls-
temihan Talay. "Sol bir parti kurma-
yacağtz. Kendi kimliklerimizin dışında
ideolojide değil, programda buluşaca-
ğc" diyor. Yani sosyal demokrasinin sol
olmadığını mı ifade ediyorlar? Daha ku-
rulma aşamasında aralannda çatışma
var. Böyle birliktelilder bölünmeye ne-
den olur. Ideolojik anlamda DSP'den
neden aynldıklannı da söyleyemiyor-
lar. Eger bir partinin ideolojisi yoksa o
parti dostlar kulübüne dönüşür.
Bu oluşumyeni degil ki... 3.5 yıl baş-
bakan yardımcısı, bakan, Meclis baş-
kanvekıli, idare amiri ve Plan Bütçe
Komisyonu başkanı olarak görev aldı-
lar. O zaman neden DSP'ye ve hükü-
met icraatlanna yönelik eleştirilerini
söylemedıler? Hükümetin sorun çözü-
cüsü, çimentosu, gölge başbakanı de-
nen kişi neden eleştırilermi daha önce
yapmadı?
DTP, makul çoğunluk diyor, bunlar
çağdaş çoğunluk diyor. Bu söylemler
tutmaz, sözcüklerin başına "çağdaş"
sıfatlan eklenerek çağdaş olunmaz. Bir
siyasi parti, ilkeli-tutarlı olursa çoğun-
luğa hitap edebilir.
İsmail Cem:
5 yıldır Dışişleri Bakanı olan îsma-
il Cem yeni bir isim mi? Ama kendini
öyle lanse ediyor. Oysa önce SHP"de
Erdaltnönü'ye karşı savaşmıştı. O sa-
Devlet Bakanı İçli. "Hiç konduramadığımız isimler vanh. Bazı Idşiler var Id
onlann aynlması en çok beni sevindirdi" diyor. (Fotoğraf: KEREM GEZER)
Türbanı kullanacaklar
Yeni oluşumculan türbanı
kullanmakla suçlayan Içli, bu
konuda da şunlan söyledi:
"Târbanı sorun yapmayacağız''
diyorlar. Oysa türban siyasi bir
simge. DSP, inançlara saygılı bir
parti. Başörtüsü ile sorunu
olmadı. Şimdi inançlı kesimlerin
oyunu almak için böyle
vaşı kaybedince CHP'ye geçti. Baykal
ile yan yana oldu. 1995 "te DSP'ye geç-
ti. Yani yeni bir kimlik değil siyasi ta-
rihimizde. DSP'de çok etkin oldu ve isim
yaph.
DSP'nln kundaklanmasi:
Türkiye'de son dönemde yaşananlar,
siyasi parti tarihinde incelenmesi ge-
reken çok müthiş bir örnek. Siyaset bi-
limcileri bunu büyüteç altına almalı.
Neden sadece bize, DSP'ye böyle bir
saldırıda bulunuyorlar? DSP parla-
mento çalışmalannda yüzde 90 oran-
la en çok çalışan partiydi. DSP hak-
kında şaibeli hiçbir iddia yoktu. Peki
o zaman neden DSP, saf dışı bırakıl-
mak isteniyor? Ecevit'i çok seven,
göklere çıkaran birçok yazar, şimdi
terbiye sınırlannı aşan iddialarda bu-
lunuyor. Peki Sayuı Ecevit, bu rahat-
• Hüsamettin Özkan'ın Başbakan'ı yanlış yönlendirip
bilgilendirdiğini savunan İçli, Genel Kunıl'a gelen yasa
tasansı metinlerinde bilgileri dışında eklemeler yapıldığını
da ileri sürdü. İçli, Özkan'ı idam ve kültürel haklar
konusunda diğer partilerle yapılan görüşmeleri sabote
etmek ve kendileri dışında pazarlıklar yapmakla da suçladı.
nlanlara zehir zemberek açıklama ya-
panlar, sonra ayrılıyor. Bir bakan arka-
daşımız Ecevit'e yönelik saldınya tep-
ki gösteriyor, ertesi gün "Beni Engizis-
yon mahkemesine çıkardılar" diyor.
DSP İİ 9'lar:
Olağanüstü kurultayı zamanlama açı-
sından uygun bulmuyoruz. Bu arka-
daşlar, yönetımın değişmesini istiyor-
lar, ama aslında kendılerinin varlık ne-
deni olan iradeye eleştın yöneltiyor-
lar. Bu haksızlık! Oysa bu yapı, bu ör-
güt DSP'yi solun ve Türkiye'nın birin-
ci partisi yaptı! Tam DSP'ninçökertil-
diği, kundaklandığı birdönemde, 3 Ka-
sım'da erken seçim karan alınan bir
dönemde kurultay istiyorlar. Biz dışa
karşı mı, içe karşı mı mücadele edece-
ğiz? Çünkü kurultay sürecinde kırgın-
lık ve küskünlük yaratacak mücadele
ortamı oluşur. Bu durumda nasıl seçi-
me gireceğiz? Seçim 2004 Nisan'da
yapılsa, zaten partide yeniden yapılan-
ma olacak, kurultay olacaktı. DSP, öy-
le bir kundaklanma ve darbe hareketi-
ne maruz kaldı ki, ancak sa\Tinma du-
rumuna geçebıldik. Yani eviniz alttan
kundaklanmış, siz yatak odası takımı-
nı veya çalışma odasını değiştirmeye
kalkıyorsunuz! Ama bu arkadaşlar, se-
çime kadar sabrederse, zaten kurultay
süreci olacak.
Hüsamettin Özkan:
"Benden sonra gelen istifalar, benim
üıishatifîm dışında" diyor. Ama bu ha-
reketın çok önceden başladığı son de-
meçlerle ortaya çıkıyor. Nitekim isma-
il Cem, "Ben genel başkan oldum ama,
benden büyük başkan Sayuı Özkan" di-
yor. Bu da hareketin önceden başladı-
ğını ortaya koyuyor. Başbakan birçok
yasa sonrasında "İçime sindiremijo-
rum" dedi. Örneğin RTÜK Yasası'nda
bunu söyledi. Çünkü Başbakan kuşa-
tılmıştı, yanlış yönlendınliyor ve bil-
gilendiriliyordu. Genel Kurul'a gelen
yasa tasansı metinlerine bilgimiz dışın-
da eklemeler yapılıyordu!
Özkan-Ecevit soğukluğu konusun-
da yorum yapmak bana düşmez. Baş-
bakan'ın söylediği bir laf vardır, "Du-
yulmasını istemediğim bir şe\i akhm-
dandahigeçirmem". Başbakan söylen-
mesi gereken bir şey varsa, hiç çekin-
meden herkese söylerdi.
İdam, kültürel haklar gibi AB yasa-
lannın TBNtM'den çıkanlması için par-
tilerle 10-15 gün süren temasımız var-
dı. Partilerle anlaşıyorduk, sonra aynı
partiler, bazı koşullar ileri sürmeye baş-
ladı. Anladık ki görüşmelerimiz sabo-
te edilmiş! Bizim dışımızda pazarhk-
lar yapılmış! Bu konuda gazetelerde
çıkan haberler de tekzip edilmedi! Bun-
lann hepsi bir soru işareti!
DSP'yi bölme çabasını, işte bunu
anlamaİc mümkün değil. Kendi içi-
mizden vurulduk! Oysa bu konuda
çözüme ulaşılsaydı, erken seçim süre-
cinegirmeyecektik. Başbakan'a "Ge-
Kn birtikte çeküelim" demiş. Bu bir
spor kulubü mü! Neden birlikte çeki-
lecekler? DSP'ye saldıranlar, Ecevit'in
Kıbns. Irak politikasından mı rahatsız
oldular?
yapıyorlar. O zaman DSP'de
takıyye yaptılar. Merve Kavakçı.
TBMM'de türbanla yemin etmeye
çalışırken. gösterdikleri tepki
demek ki aldatmacaymış,
inanmadıklan halde takıyye
yapmışlar. Oysa siyasi bir
simgenin politika aracı yapılması
demokrasiye saldın.
sızlığına rağmen neden direndi, ne-
den direniyor? Neden direndiğıni ka-
muoyu bugünlerde ve gelecekte daha
iyi takdir edecektir. Bunun yanıtı ül-
ke sevgisi! Türkiye'nin ıçindeki ve
çevresindeki gelişmelen öngörebıl-
mesi.
DSP geçmişte de böyle olaylar ya-
şadı. 7 milletvekili ile geldi, 3 millet-
vekiline düştü, sonra 70 küsur millet-
vekili ile geldi, sonra birçok istifalar,
ihraçlar oldu. Sonra Türkiye 'nin birin-
ci partisi oldu. Aslında bu istifalar bi-
zim tek yumruk olmamıza yol açtı. O
dönemde bazı kişilerin içimizde bu-
lunmasından dolayı tepkı gösterenler,
sanıyorum DSP'yi daha iyi tahlil ede-
cekler.
Şuna üzülüyoruz: Hiç beklemediği-
miz arkadaşlanmız aynlıyor. 9 kaduı
milletvekili Ecevıt'e destek mesajı ve-
riyor, sonra istifa ediyor. Partiden ay-
Sema Pişkinsüt, ekonomik durumun baş sorumlulanndan birinin Özkan olduğunu savundu
Cem'e yalaşüraıınyorııın
TÜREYKÖSE
ANKARA - Toplumcu De-
mokratik Parti (TDP) Genel
Başkanı Sema Pişkinsüt,
tt
Ye-
ni oluşunıda ilke ve etik yok.
Saym Ecevit'in fîziksel rahat-
sıznğı nedeniyle sıkmüh olduğu
günlerde, bir kez daha miDet-
vekili olabilmek için ortaya çık-
ülar" dedi. Yeni oluşumun ön-
derlerinden Hüsamettin Öz-
kan'ın "ne demokrat, ne de sol-
cu" olduğunu vıu-gulayan Piş-
kinsüt, "Ozkan'la birtikte olu-
şunuCem'eyakışOranııyorum''
görüşünü dile getirdi. Pişkinsüt,
hükümetin düşürülmesi giri-
şimlerine destek vermeyecek-
lerini de söyledi.
DSP kurultayında konuşma-
sı engellenen ve oğlu tartakla-
nan Sema Pişkinsüt, partiden
koparak TDP'yi kurmuştu. Ye-
ni oluşumcularla "asla birtik-
te olamayacaklarnu" vurgula-
yan Pişkinsüt, "Kurultayda,
Cem dahil herkes ifade ve dü-
yorlar? tnandıncı olamazlar"
dedi. Pişkinsüt, şu değerlen-
dirmeleri yaptı:
"Saym Ecevit'in fiziksel ra-
hatsızhğı nedeniyle en sıkmtıh
olduğu günlerde, sadece bir kez
Özkan, yülarca el altuıdan hü-
kümeti yönetnıedi mi. başba-
kanhk yeddsini kullanmadı mı?
Bugünkü ekonomikdurumun,
geKnen noktaıun baş sorumlu-
lanndan biri değil midir? Hü-
• Yeni oluşumda ilke ve etik olmadığını ileri süren TDP
Genel Başkanı Pişkinsüt, " Yıllarca kendilerine sunulan
iktidarı kullandılar, partilerine dönük hiçbir uyanda
bulunmadılar. DSP'de ne yaptılar ki, şimdi 'yeni' diye
ortaya çıkacak hakkı kendilerinde bulabiliyorlar?" dedi.
şjinceoıgürlüğüne karşı oyknJ-
landı. Şimdi yeni oluşumcular-
la beraber olan MiUiEğitim Ba-
kanı da Küfrür Bakanı da Hü-
samettin Özkan da komışma-
mam yönündeoykuDandL Şim-
di hangi demokrasiden söz edi-
daha mflTefvekiK seçflebflme te-
laşına düşenler yeni oluşum di-
ye ortaya çıktılar. Yıllarca Ece-
vit'le birtikte hükümet içinde
yapılan bütün uygulamalar.
programlar ve eylemlerden bu
kişiler sorumhıdur. Hüsamettin
samettin Özkan ne demokrat-
nr ne de solcudur. Saym Cem'in
daha önce sola yapoğı katküa-
n değerlendirmek lazna Ancak
şimdi Özkan la birlikte oluşu-
nu Cem'e yakışbramıyorum."
Yeni oluşumun
a
etikveilke"
sorunlan olduğunu savunan
Pişkinsüt, sözlerini şöyle sür-
dürdü:
"Çıkar üişkilerine dayah.ye-
niden seçilme istegi çe\Tesinde
toparianan bir gnıp. Cem, yıl-
larcaparti rozeüyledolaşu. Yüz-
de 22'Jerdeki parti, jüzde 2-
3'lere düştü. Bunlara sesini ÇH
kardı mı? Hangi uyanda bulun-
du? Ne afta, ne vergide, hiçbir
önemli konuda sesini çıkarma-
dı. Yıllarca kendilerine sunu-
lan iktidan kullandılar.partile-
rine dönük hiçbir uyanda bu-
lunmadılar. Cem, Dışişleri'ni
de kendi özel uğraşısı gibi gör-
dü. Şimdi,yeni oluşum diye or-
taya çıkmalan hiç inandıncı
değil. DSP'de ne yaptılar ki,
'yeni' diyeortaya çıkacak hak-
kı kendilerinde bulabiliyorlar?''
CUMARTESİ
YAZELARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Ece Ayhan'ı Anarken...
Ece Ayhan'ı anmak beni 1960'lann ve yirmili yaş-
larımın ilk yıllarına. o yılların Ankarası'na ve Bur-
sası'na götürüyor... Bu anış, onunla sanıyorum ki
hepsi Istanbul'da ve bir elin parmaklarını geçme-
yecek sayıdaki karşılaşmalarımızla ilgili değil...
Bende çok iz bırakan karşılaşmamız, yanlış anım-
samıyorsam eğer 1969 ya da 70'te, "Genç Şair-
ler Savaş Açıyor" başlığıyla Ant dergisinde yayım-
lanan çıkışımızdan sonra, Ismet Özel ve benim Is-
tanbul Aksaray'daTÖSsalonundakişiirdinletimi-
ze gelişi ve bizi izlemesıdir... Bu belki daha da ön-
ceki bir tarihteydi. iyi anımsayamıyorum... Fakat
çok iyi anımsadığım, oraya sıradan bir izleyici gi-
bi gelip bizi izlemesi, ayrılırken de bir sonraki ku-
şağın kendi kuşağına "savaş" açan "öncü" şair-
lerine destekleyicı sözler söylemesi ya da oradan
bizlerde sıcak duygular bırakarak ayrılmış olma-
sıdır... Bir başka anım, yine Istanbul'da, bir arka-
daşının evindeki odasındadır... Belli belirsiz anım-
sadığımca Boğaz'ın Avrupa yakasında bir ev, yaz
mevsimı, dağınıkça bir bekâr odası, sigara üstü-
ne sigara yakan bir Ece Ayhan... Hangi yıllardı, ni-
ye oradaydım, neler konuştuk, başka kimler var-
dı, anımsayamıyorum. Ama iyi anımsadığım, onun
canlı, atak, azıcık müstehzı, ama hep kibar, hep
bir şeylerin peşinde, bir şeyierı araştıran, bir şey-
lerin beklentisindeki tedırgin kişiliğidir... "Ikinci Ye-
ni" şairleri içinde şiirleri belki en az benzeşen iki
şair de olsalar, bu kişiliği en çok Turgut Uyar'ın
kişiliğine yakın bulurdum...
• • •
Az sayıdaki karşılaşmalarımızın sıcak izlenimle-
rine karşın ölümü, beni şiirlerinin tadına ilk kez var-
dığım yıllara; sözünü ettiğım. Ece Ayhan'la henüz
kişisel olarak karşılaşmamış olduğumuz döneme
götürdü...Aklımda*M/srây/m"dendizelerleUlus'ta-
ki postaneden Kızılay'a doğru yürüdüğüm birgü-
nü çok iyi anımsıyorum... Dizeler şu anda da ez-
berimdedir: "Kaçtığı bilinmeyen birülkesinde cin-
lerpadişahının, biryeniyetme. Değiştirmiştiradı-
nı, saçlarmı kazıtmıştır. Soğuk bir tabanca yastı-
ğının altında, uyuyabilir ancak. Bir yelek giymiş-
tir dimi; kuşbilime çalışır, omuzunda simruğ ku-
şu, eskiden ötermiş..." Şiirin sonraki dizelerini de
yine ezberimden çıkarabilirim... Bir tehlıkeye yas-
lanan, ming izleyicilere yakalanan. uzun kirpikleri
bir kılıçla kesilen, eklemleri kırılan, ziftle bogulan,
damgalanan, ölümü büyük biralınla, alkışlayarak
karşılayan, unutmabenı mavisinden biryelkenliye
binen, saçlarmı uzatan, yalnızlığı seven o yeniyet-
me kimdir? Hamsin yellerinin estıği mısrâyim ne-
resi? Daha da öte, bütün bunlar ne demek? Ara-
dan şunca yıl geçtikten sonra bu gün, şu anda da
veözlemle biliyorum ki. o "yeniyetme" bizdık, biz-
lerdik... "Bir Gün Mutlaka"y\, "Partizan"\ yazmış
ya da yazacak olan şairler ve aynı genç kuşağın
başka şairleri, kuşakdaşları...
• • •
Yayım tarihi 1965olan "BakışsızBirKediKara"da
beni derinliğine etkilemiş bir başka şiir, kitaba adı-
nı veren şiirdir... O şiirdekı derin melankoli ve ka-
rabasan ortamı; şiirimizde belki de örneği bulun-
mayan kişiler- nesneler- mekânlar, mecazlardün-
yası, benim yüreğimde ve şiirimde de, bir yerler-
de hep saklı duruyor: "Gelir bir dalgın cambaz. Geç
saatlerin denizinden. Üfler lambayı. Uzanır ağla-
dığım yanıma. Danyalyalvaç için. Aşağıda birkör
kadın. Hısım. Sayıklar bir dilde bilmediğim. Göğ-
sünde aÇjir bir kelebek. İçinde kırık çekmeceler.
Içkiiçer Uzünç Teyze tavanarasında. Işlergergef.
Insancıl okullardan kovgun. Geçer sokaktan ba-
kışsız bir Kedi Kara. Çuvalında yeni ölmüş bir ço-
cuk. Kanatlan sığmamış. Bağırır Eskici Dede. Bir
korsan gemisi! Girmiş körfeze."
• • •
Ikinci Yeni'yle "savaş"ımızda "karşı" tarafın bi-
ze yönelttiği belki de en özlü eleştiri Ece Ayhan'dan-
dır: "Biranayasa değişikliğinin şiiri neden değiş-
tirmesi gerektiğini anlamıyorum." Bence tartış-
manın düğümlendiği nokta da tam olarak burası-
dır... Söz konusu olan, "bir anayasa değişikli-
ği"nöen daha fazla bir şeydi. Bununla birlikte bu-
günkü düşüncem, (Ece Ayhan'ın sözünü ettiği
1960 dönüşümü ve anayasasının ve daha da ge-
nellersek, toplumsal dönüşümlerin) şiir bakımın-
dan önemsenmesi ya da önemsenmemesinin, şi-
irsel oluşumları ve kuşakları bir tek bu ölçütle de-
ğerlendirmenin aynı ölçüde sınırlayıcı ve eksik ola-
cağıdır... Ece Ayhan'ın da bizlerin de çelişkisi tam
olarak bu noktadadır... Ama şiir ve tarihi biraz da
bu çelişkilerle oluşur... Kuşaklann çatışması, bu ça-
tışmada aşırılıklar ve yanlışlıklar kaçınılmaz ve do-
ğaldır. Fakat eninde sonunda, farklı kaynaklardan
kopan, farklı yataklarda akan nehirlerin aynı deniz-
de buluşması gibi gerçek şiiri ve şairi buluşturan
bir şiir okyanusu vardır... Farklı şiirdünyalan birbü-
tünü oluşturur ve ilintisiz görünen nice şiir birbiri-
nin içinde nefes alır... Hertürden "şematik" akılla,
yaftası ve tafrası ne olursa olsun tutucu ve sığ bir
beğeniyle kavranılması mümkün olmayan da bu-
dur.
"Cumartesi Yazılan"na iki hafta ara veriyonım.
Bu köşede yeniden buluşmak umuduyla. A.B.
ataol b(§ cumhuriyet.com.tr
Faks:(0212)513 85 95
TEŞEKKÜR
Eşim ve babamız Orhan Argüden'in
hastalığı süresince yakın ilgi ve destekleri
ile hep yanımızda olan I. Ü. Istanbul Tıp
Fakültesi Algoloji Bilim Dalı Başkanı
Sn. Prof. Dr. SERDAR ERDİNE
ve değerli ekibi ile I. Ü. Istanbul Tıp Fakültesi
Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretım Cyesi
Sn. Prof. Dr. YAVUZ BOZTAKÎOĞLU'na
sonsuz teşekkürlenmizi sunanz.
ARGÜDENAİLESÎ