25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16TEMMUZ2002SALI 14 J V U J _ J 1 LJ-K. kultur@cumhuriyet.com.tr TİYATRO DÜNYASINDAN DİKMEN GÜRÜN 'OidipusNerede?' Delphi'deAvrupa KûltürMerkezi Delphi'tıin Yönetim Ku- nlu Başkanı Prof. Vassilis KZarasmanis, 5-12 Ttmmuz 2002 tarihleri arasında Delphi'de kül- tirolımpıyatlan 2001-2004 kapsamında gerçek- lejtinlen Uluslararası Antik Yucan Tiyatrosu Bu- lujması'na 15'iaşkın ülkeden aJcademisyenlerin, sanatçılann. eleşrirmenlerin katıldığını belirtir- ken Tebaı Mitleri ve Tebai Kuşağı teması üzerin- de duruyordu. Bu kuşağın kahramanlan Oidipus, Aırigone, Kreon. Jokasta, Ismene Agave, Elekt- rave diğerleri... Bugün de insan ruhunun sonsuz dennliklerinde güçlerini koruyorlar. Jluslararası Istanbul Tiyatro Fesrivali'nin Av- rupa kültür Merkezi Delphi ile bu bağlamda or- tak bir proje gerçekleştirmesi önerisı, sanat yö- netmeni olan Bayan NicolopouJou'dan geçen yıl geldi. Festrval, öneriyi Şahika Tekand (Studio Oyuncuları) ile görüştü ve böylelıkle "Oidipus Nerede?" süreci başlamış oldu. Bılindiği gibi, Şahika Tekand'ın> 'KralOidipus''tragedyası üze- rine tasarladığı ve yorumladığı bu oyun, 13. Ulus- lararası Istanbul Tiyatro Festivali'nde perde aç- tıktan sonra 8 Temmuz 2002 'de Delphi 'de oynan- dı \ e büyük bir başan kazandı. -llusİararasj Antik Yunan Tryatrosu Buluşma- sı"ndaki bu patlama, Şahika Tekand ve ekip ar- kadaşlannı olduğu kadar kuşkusuz ortak yapım- cılan da mutlu kıldı. Çünkü Delphi, yukanda da belırttiğim gibi, dünyanın her yarundan akade- misyenlerin, yazar ve eleştırmenlerin, sanatçıla- nn katılımıyla gerçekleştirilen ve seminerlerde çağdaş tiyatronun hem sanatsal anlamda hem de pazar anlamında nabzının rutulduğu yerlerden biri Bu nedenle burada verilen sınav sadece Stu- dio Oyunculan adına değil Türkiye adına da ve- rilen iyi bir sınav olarak değeriendirilmelidir, di- ye düşünüyorum. Gösteriş yerine fonksiyonellik Şahika Tekand'la Delphi dönüşünde orada ya- şananlan ve de gelışmelerin öncesini, sonrasınj konuşuyoruz. - Bu proje üstüne Ukyapbğınuz konuşmayı çok iyi haürhyorum. Seni hem çok heyecanlandıran hem de biraz ürküten bir öneriydi - Bir an için, hatta günlerce her ıkı durumu da yaşadım, ama insan sakin olup sonucu değil de süreci önemserse, asıl olanın kendi doğru bildi- ği şekilde bir oyunu sahnelemek olduğu fikrini içine sindirirse doğrular kendıni gösteriyor. Ben de öyle yapmaya karar verdim. - "OidipusNerede?",yahıı çizgisiyle dikkat çe- ken bir çanşma. Bu yalmİığı diğer oyunlannda da yakalamak mümkün. - Yalınlık benım için hep önemli olmuştur. Bundan vazgeçmedim. Oyunu seyirci için gös- tenşli hale getirmek yerine oyunun unsurlannın fonksiyonel olmasına özen gösterdim. tlginçlik peşinde koşrnaksızın dürüstlükle kendi sahnele- me ve oyunculuk yoluma yoğunlaştım. Bu, ba- na her köşesine güvendiğim ve içindeki her şe- yin hesabını verebildiğim bir oyun kazandırdı. Bir başka şansım da antik Yunan tragedyasını çok sev- mem, uzun zamandır Studio'daki çağdaş sahne araştırmalan sırasında sık sık söz konusu olma- sıydı. iyi bildiğim bir alandı. Bilgi, en önemli yar- dımcım oldu. - Oyunu tamamen çağdaş bir yapı içine kur- man ve aynı zamanda antik Yunan ruhunu koru- nıan da etkiyi güçlendiren bir başka unsur. luslararası Antik Yunan Tiyatrosu Bu- luşması 'nda 'Oidipus Nerede? 'oyununu sahneleyen Studio Oyunculan 'na, aynı oyunla Japonya, Âtina, îspanya ve Kolombiya kapılarının da açılacak olması ve de pek çok ülkeden oyunucunun buraya gelerek atölye çalışmalarına katılmak istemesi güzel bir gelişme. - Evet, oyunu sahnelerken çağdaş biryapı kur- makla beraber, antik yüceliğini kaybetmemesi- ni istedım. Çünkü tragedyayı yirirmek bugün be- nim için hem ideolojik hem de sanatsal anlam- da çağdaş bir tarnşmayı işaret ediyordu. îlkesiz- lik, sorgulama yetisinin yitirilmesi. gösterişh ol- duktan sonra her yapılanın mubah kabul editme- si. hem ideolojik hem de sanatsal bir sorun ola- rak bu oyunun sahnelenmesinde önemli rol oy- nadı. Bu yapısıyla da hem Istanbul, hem Delp- hi'de büyük ses getirdi. - "Oidipus Nerede?"vi bir 'oyun' olarak de al- man da çok dikkat çekici bir yaklaşuiL - Ben herhangi bir metni ele aldığım zaman per- formansın kendisi olarak gerçek hale gelebilme- sini sağlamak için büfün rejilerimde bir oyun (game) yaratmaya çalışınm. Bu, ele aldığım oyun metninin kendisinden çıkardığım bir oyundur. "Kral Oidjpus" metni de dedektif hikâyesi gibi işleyen yapısıyla bana kare bulmaca, labirent, kö- rebe oyunlannı getirdi ve performansın kurallan bu oyunlarla şekillendi. Böyle olunca sahne üze- rindeki her şey kendisi olarakgerçek oldu. Bu hem etkiyi arttırdı hem de sahnede inanılmayacak hıç- bir şey kalmadı. Böyle olunca tiyatronun asıl ni- teliği, yani "canh" olma niteliği kendini göster- di ve her kesimden, her ülkeden seyirci tarafin- danbeğenitopladı. - Oyunda diH kuDamş biçiminden ve Delphi'de bu anlamda akhğın tepkiden söz eder misin ? - Dılı çok önemsedim ve antik Yunan plastiği- nin en önemli parçası olan sesi Türkçede antik Yu- nan müziğini elde edecek şekilde kullandım. Bu, Delphi'de en çok beğeni ve dikkat toplayan un- surlardan biri oldu. Dilin müziği biçim yaratırken her zaman anlanundan daha önemli oldu benim için. Burada da dil anlatmadı, söylenişiyle anla- mı yarattı. Böyle olunca da Yunanıstan'da bütün seyirciler, Türkçe bir metni nasıl olup da kelime- si kelimesine anladıklanna şaşırdıklannı söyle- diler. - Biraz da 8 Temmuz akşamındanve ertesigün- den, orada açdan kapılardan konuşalım. - Oyun tam 10 kere selam tekranyla ve ınanıl- maz bir seyirci tezahüratıyla bitti. Saatlerce sü- ren tebrikler, hatta kucaklaşmalar oldu. Atina bü- yükelçimiz de oradaydı, eşiyle birlikte ve en az bizler kadar heyacanlandı gördükleri karşısında. Oyunun ertesi günü yapılan semınerde, dünyanın çeşıtli yerlerinden gelen tiyatro adamlan oyunu tek tek analiz ettiler. Katılımcılardan, Prof. Hde- neAhrweiler. ki kendisi Avrupa Üniversitesi rek- törü, "Oyunun adı Oidipus Nerede? Ama, bu so- ruyu sormaya arük gerek yok, çünkü arbk biho- ruz; Türkiye'de" diyerek bize teşekkür erri. Şim- di adını hatırlayamadığım bir Yunanlı yönermen, "Adeta yüzyıhn ortalannda bir uçak kazası ol- muştuve moderntiyatrobu kazadaöbnüştü.Şim- di ise Tıuidye'nin bu oyunu ile kara kutu bulun- du" dedi.Gerçek olduğuna inanamayacağımız kadar etkileyici bir olaydı Delphi. Oyunculuk, sahneleme. sahne tasanmı ve metin üzerine uzun değerlendirmeler yapıldı. Bunlan anlahyorum, çünkü bizler burada beğendiğimizi birbirimize bi- le kolaylıkla söylemeyiz. Oğrendiğimiz üzere, hali hazırda Yunan basıru oyuna ve topluluğu- muza geniş yer veriyor. SevgOi Şahika Tekand, seni ve Studio Oyuncu- lan'nı kutJuvorum. 90 BlN KORSAN KİTAP Korsan 'a karşı mücadele Kültür Servisi - Korsan yayınla mücadele gelişiyor. Başta Ankara ve Istanbul olmak üzere Türkiye ça- pında EDÎSAIVIavukatlan. emniyet güçlerinin desteğiyle korsan yayın baskınlannı sistematik olarak sürdü- rüyor. Fikir ve Sanat Eserleri Kanu- nu'nda2001 yılında yapılan son de- ğişikliklerle kurulan EDtSAM (Tfde- biyat ve tlim Eserleri Sahipleri Mes- leİc Birliği) üyesi 32 yayınevinin kendi maddi olanaklanyla yaptıkla- n baskınlarda 1 Mart 2002 - 31 Ma- yıs 2002 arasmda 90.000 adet kor- san kitap ele geçirildi. 65 baskında 83 kişi hakkında dava açıldı. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre korsan yayını basmak veya imaline yardım etmek. satılmasına aracılık etmek, taşımak, yaymak, satmak, kiralamak, umuma arz et- mek ya da her hangi bir biçimde ti- caret konusu yaparak fayda sağla- mak 4-6 yıl ağır hapis ve 50-150 milyar TL. ağır para cezası ile ce- zalandınlıyor. Hukukçularkanunun uygulanmasında birtakım sorunlar- lakarşılaştıklannıbildiriyorlar. So- runlann başında, birçok yerde ko- nuyla ilgili devletgörevlilerinin ka- nunu bilmemesi geliyor. Bir diğer so- run ise mahkemelerin uzaması. Yar- gılamadabilirkişi görüşüne başvur- maksızın, birkitabın bandrolsüz ol- mamasından hareketle mahkeme- lerin daha hızh sonuçlandınlacağı be- lirtıliyor. Adara, ,\lfa, Altm,Arkadaş, Dhar- ma. Doğan, Dost, Dünya Epsilon, Espress/Metro, İletişim.İmge, lnla- lap. tş Bankasu Literatür, LM, Me- tis, Nobel Tıp, Om, Otopsi, Oxford, Ö^ün Medja, Özgiir, Pan, Pear- son. Remzi, Stüdyo İmge, Timaş, Türk-AJman Kitabe>i, YKY yayı- ne^lerinin katılımıyla oluşturulan gûç birliği sonucunda EDtSAM a\oı- katlannın 2001 yılmda yaptıkJan 63 baskında 55.000 kitap ve 56.000 ki- tap kapağı ele geçirildi. 1 Mart 2002- 31 Mayıs 2002 arasında yapılan 65 basbnda ise 90.000'in üzerinde kor- san kitaba el konuldu. sorumlular hakkında açılan davalar halen sürü- yör (EDİSAM: 0 212 520 09 75) Lütfî Kırdar'da Missouri coşkusu Caz müziğinin iki büyük ustası, basçı Charlie Haden ve Pat Metheny, 9. Istanbul Caz Festfvalinın şu ana kadarki en iyi konser performansla- nndan birini çıkardılar. Sıcak bir pa- zar gecesi, Lütfü Kırdar Spor ve Ser- gi Salonu'nu hınca hınç dolduran iki- li, 1997'de çıkardıklan 'Be>™dThe .Missouri Skj' albümlerinin ardından tam beş yıl sonra. ilk kez ve sadece bu festival için özel olarak bir araya geldi. 1970'ten beri sıkı dost Haden ile Metheny, 'Beyond the Missouri Sky'la ikili olarak ilk müzikal beraberlıkle- rini yaşadı. Iki müzısyenin Misso- uri'li olması, aynı ambiyansı soluma- sı ve doğup büyüdükleri topraklann insanca değerlerine sahip çıkmalan, yani aidiyet hissiyatı, ikisini bir ara- ya getiren faktörler; 'Beyond the Mis- souri Sky', gerçek bir sevgi, onur ve geçmişin insanlık değerlerini sahip- lenmenin hikâyesi. Ortak çalışma ol- masına rağmen, Haden'in üzerine kur- gulanmış olan albümün parçalannı baştan sona çaldı ikili. Kapıdaki iz- diham nedeniyie 10 dakika rötar ile başlayan konserde, Metheny yalnız Charlie Haden ve Pat Metheny, albümlerinin ardından tam beş yıl sonra Uk kez özel olarak bir araya geldi geldi sahneye; birisi özel yapım çift saplı arp gitarla (bu gitar tam bir New- Age enstrümanı) olmak üzere iki par- ça çaldı, ardından Haden'in katılma- sıyla birlikte ikili açılışı albümde ol- duğu gibi 4 Waltz For Ruth' ile yaptı. Haden, mesleğinin zirvesinde bir isim; kendisi de bütün çıplaklığı ile bu- nun farkında. Ne \ar ki. bu olağanüs- tü kendinden emin olma hali, onda za- man zaman coşku eksikliğine yol açı- yor. Vazifesini yapan müzisyen hava- sında başladı konsere: basının volü- mü de düşüktü. Metheny daha arzu- lu ve daha ön planda görünüyordu, Ha- den ile birlikte çalıyor olmasmdan duyduğu gurur her halinden hissedi- liyordu. O da artık orta yaşı ufaktan geride bırakıyor, hatta yaşlılık döne- minin ilk rakamlarına 'merhaba' de- miş olmanın sinyallerini veriyordu. Konserın ilerleyen dakıkalannda, sa- lonun muhteşem sevgi \e saygı dolu ilgisi, her iki müzisyeni de ayağa kal- dırdı, giderek duygu yoğunluğu arttı ikili ve dinleyiciler arasında. Haden babasının anısına çalınan 'The PreciousJewd'da Haden'in yap- tığı hüzün dolu solo göz yaşarttı; son- lara doğru ikisinin de keyfi (özellikle Haden) iyice yerindeydi. Kontrbasının kişiliği iyice öne çıktı. sololanrun ren- gi ve tonu her zamankinden daha bir yoğun hissedildi.Haden son parçadan önce bir kez mikrofona geldi ve ko- nuştu: Istanbul'un caz için çok büyük bir merkez olduğunu, gitar hero Met- heny ile tekrar yıllar sonra burada, bu seyirci karşısında olmaktan gurur ve mutluluk duyduğunu dile getirdi. Ve son parçayı anons ettı. Kansı için yap- tığı albüm harici bestelerden birini ça- lacaklardı; 'Blues For Ruth.' Bu par- ça için ilk kez Metheny de elektrik gi- tannı aldı ve her iki sanatçı bu parça- yı ayakta çaldı.Konserin sona erme- siyle alkışlarbitmek bılmedi; bu ıçten sevgi ve alaka karşısında tabii ki bis olacakrı. ikili tekrara, sahneyegeldi ve yıllar öncesinde beraberyapüklan 'Re- joicing' albümünün açıhşında yer alan unutulmaz güzellikteki Horace Sihier bestesi 'LondyWoman'ı çalarak tüm salonu bir kez daha mest etti. Oriji- nallerine sadık kalınarak yorumlanan parçalardan oluşan konserin, her açı- dan damak tadı yüksekti. 'Kübacazı've 'salsa'gecesi Gonzalo Rubalcaba bu akşam saat 19.00'da Lütfı Kırdar'da Afro - Cuban cazından örnekler sunarken. Oscar D'leon da Esma Sultan Yausı'nda saat 21.00 de kendine özgü salsa yorumlanyla müzikso'erlerin karşısında olacak. Kültür Servisi - Uluslararası tstanbul Caz Festivali bugün, 'Küba cazı'nrn günümüzdeki en özgün ve başanlı isimlerinden 'Gonzalo Rubalcaba Trio' konseri ve Oscar D'leon'un vokalde yer alacağı 'Salsa Gecesi V adlı konserle sürüyor. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda 19.00'da sahneye çıkacak olan 'Gonzalo Rubalcaba Trio', piyanoda Gonzalo RibaJcaba, akustik basta Carios Henriquez ve davoılda Ignacio Berroa'dan oluşuyor. Pıyanist ve besteci Gonzalo Rubalcaba, Afro-Cuban caz müziğinin en genç ve önemli temsilcilerinden biri. Sanatçı, kendine özgü tekniği ve yaratıcılığıyla, piyanonun senfonik özelliğini müziğine taşıyor. Afro-Cuban cazı, klasik müzik temalan, ritim ve harmoniyi buluşturan Rubalcaba, doğaçlama yeteneği ve klasikleşen besteleriyle başansını kanıtlamış bir isim. 2001 tarihli 'Supernova' albümü, daha önce çıkan üçü gibi caz ve Latin cazı dallarmda Grammy'ye aday gösterildi. Rubalcaba'nın akustik basta yer alan Carlos Henriques ve Afro-Cuban geleneğinin Amerikan cazmda dav'uldaki usta temsilcilerinden Ignacio Berroa'yla oluşturduğu üçlü, dünyada haklı bir üne sahip. Bugün Oscar D'leon'u ikinci kez İstanbullu müzikseverlerle buluşturacak olan 21.00'deki 'Salsa Gecesi I' adlı konsere, The Marmara Esma Sultan Yalısı ev sahipliği yapacak. Sanatçıya konserde, on iki kişiden oluşan topluluk eşlik edecek. Venezüellalı sanatçı, sesi ve kendine özgü 'salsa' yorumunun yani sıra kontrabas \irtüözü ve yapımcı olarak da müzik dünyasında yer ahyor. Altmıştan fazla kayıtlı albüme imza atan DTeon, yirmi yılı aşkm sahne deneyimine sahip. Yoğun müzik geçmişi ve doğaçlama yeteneğiyle sanatçı, bu konserde de dinleyiciye unutulmaz bir salsa gecesi yaşatacak. YAZT ODASI SELİM tLERİ Belgin Doruk Anılar: ıssız ve yağmurlu için Belgin Doruk'u' anımsamaya çalışıyorum. Değişmezse, bu söyleşı kitabının adı öyle ola- cak: Anılar; ıssız ve yağmurlu. Issız olan hayat, hayatım. Yağmurlu olan ruh dünyam... Belgin Doruk'u bugüne dek birkaç kez yazdım. Örnekse, Cihangir'e, Kumrulu Yokuş Sokağı'nda oturan annesıne, kuyruklu otomobille gelişini Gra- mofon Hâlâ Çalıyor'da yazdım. Geldiğı duyulmuştu. Mahallenin hanımlan, bizço- cuklarapartman kapısındabekleşiyorduk. Küçük- hanımefendı dizisine başlamamıştı ama, çok ün- lüydü Belgin Doruk. Türk sınemasının kentsoylu gençkızıydı. Siyah camlı gözlüklertakmış, apartman kapısın- dan çıktı. Herkes alkışlıyor; Belgin Hanım çekin- gen gülümsüyor, bir an önce beyaz arabaya bin- meye çalışıyordu. Yokuş aşağı, köşeyi dönünce- ye kadar, arkasına bakarak bize el salladı. Bu sahneyi unutamam. Belgin Hanım'la yıllar sonra tanıştım. Milliyetga- zetesi için "Yaşayan Kraliçeler" başlıklı bir röpor- taj dizisi hazırlıyordum. İlk güzelllik kraliçemiz Fe- riha Tevfik'ten 1985'e bir yolculuk. Dizide Belgin Doruk da olsun istiyordum. Ama Belgin Doruk'a ulaşmak handıyse ımkân- sızdı. Sinemayı bırakmıştı. Borç yüzünden sahneye çık- mayı, şarkı soylemeyi denemiş, ama daha ilk ge- ce bilincini sarsacak kertede bunalıma girmişti. Derken kaybolmuştu. Şişmanladığı, insan içine çıkmak, toplum hayatına katılmak istemediği söy- leniyordu. Yıllardır ortalıkta yoktu. Acı bir Greta Gar- bo efsanesı. Çolpan llhan ve Sadri Alışık yakın arkadaşla- rıydılar. Onlara baş vurmak nedense aklıma gel- memiş. "Yaşayan Kraliçeler" Belgin Doruk'suz başladı. iki üç gün sonra Cahit Uçuk aradı benı. Cahit Ha- nım'la tanışmıyorduk.Telefonumu Milliyet'ten bul- muş. Beni niye arıyor diyordum. Cahit Uçuk, "Belgin Doruk apartman komşum- dur, kızım gibidir. Onu anyormuşsunuz" dedi. Se- vinçten uçtum. Devam ediyordu Cahit Hanım: "Belgin şimdi yanımda, fakat çok heyecanlı. Telefonu benim açmamı, sizinle önce benim konuşmamı istedi." Dizi için röportajı Belgin Hanım'la telefonda ger- çekleştirebilmiştik. Yüz yüze görüşmek istemiyor- du, bana kendini göstermek ıstemiyordu. Konu- şurken bile tedirgindi. Hatırlıyorum'da onun için yazdıklarımı okumuş. Biraz da bu sevgiyle görüşmeyi kabul etmiş. Telefon arkadaşı olduk. Aylarca sürdü. Edebıyat- tan, özellikle Türk romanından söyleşiyorduk. Yet- kın bir roman okuruydu. Nihayet bir gün beni evi- ne davet etti; artık güvenmışti. Belgin Doruk'un sofrasını da Evimizin Tek Ista- kozu'nda yazdım. Sofrası zengin ve zevklı, çok za- rif bir ev sahibesiydi. Bunlan yazmak yetmedi. Ada, Her Yalnızlık Gi- bi'de Belgin Doruk'un hüzün dolu serüvenine bir kez daha döndüm. Sonbaharyapraklarına merha- met duyuşunu dilim döndüğünce anlatmaya ça- lıştım. Belgin Hanım'ı yitirmiştik. Daha özgürce •yazabiliyordum. Kimi kişilerin sizdekı izdüşümü sona ermiyor. Belgin Hanım benim için öyle. Anılar; ıssız ve yağ- murlu onsuz olmazdı. Bugün böyle starlaryok artık. Belki bundan son- ra da olmayacak. Belgin Doruk alçakgönüllü bir insandı. Geçmişindeki büyük ünu çoktan unut- muştu. Çocuk inceliğine kavuşmuştu. Bana, Peyami Safa'nın Server Bedi adıyla uyar- ladığı kocaman bir "Arsen Lüpen" hikâyeleri cildi armağan etmişti... Takvimde İz Bırakan: "Ben Casablanca'da öleceğim. ölmek için iyi bir yer." Hovvard Koch, Kazablanka, Aziz Çalış- lar'ın çevirisı, Can Yayınlan, 1994. 'Yaşan Ne Yaşar Ne Yaşamaz' Kültür Senisi - Umudum Tiyatro, 18 Temmuz 21.15 'te Darüşşafaka Çetin Berkmen Spor Tesisleri Açıkhava Tiyatrosu'nda Aziz Nesin'in 'Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz' adlı oyunuyla izleyicinin karşısına çıkacak. Oyunun yönetmenliğini de yapan Metin Zakoğlu. Banu Ergin, Tuncay Bayezıt, Bekir Erdemöz. Gülderen Geralı, Metin Yıldınm ve Eser Karahasanoğlu rolleri paylaşıyorlar. Müziği Timur Selçuk'a ait olan oyunun dekor ve kostümlerini Tuğba Zakoğlu gerçekleştirdi. (0 212 256 07 27) BUGÜN •GENÇLtKMERKEZİnde Belgesel Sinemacılar Birliği tarafından düzenlenen 'A>işığı BelgeseDeri' kapsamında 21.00'de Mihriban Tanık'm 'Anadolu'nun Solan Rengi Semahlar'. 21 50 de Kim Longiotto - Barrie VTnce'nin 'tran Usulü Boşanma' ve 23.30da Orhan Çalışır-Michael Enger'in 'Yüzünü Daha Önce Görmüştüm' adlı filmleri. (0 216 349 77 68) • ENKAAÇJKHA\ATt\'ATROSU'nda 21.15 'te Cem DavTanın 'Beyefendi' adlı tek kişilik oyunu. (0212 276 22 14) • BEYOĞLU SİNEMASInda Ferruh Doğan anısına Yaz Şenüği I' kapsamında Darren Aranofsky'nin yönetmenliğini yaptığı 'Pi'. (0 212 251 32 40) CAZ FESTıVALt'NDE BUGÜN • LÜTFİ KIRDAR'da 19.00'da Gonzalo Rubalcaba Trio'dan 'Küba Cazı Gecesi'. (0 216 454 15 55) • ESMA SULTAN YALISFnda 21 OO'de Oscar D'Leondan 'Salsa Gecesi I' (0 216 454 15 55)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear