Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 TEMMUZ 2002 CUMA CUMHURİYET SAY/
J V U . L J - 1 U J K kultur(gcumhuriyet.com.tr
Beylik Hollywood yapımlanndan aynlan usta işi bir yapım: Orada OlmayanAdant
zCoen damgası
SUNGU ÇAPAN
1949'da Kaliforniya'nın küçük
bir taşra kentinde, geveze kayınbi-
raderinin (Michael Badalucco)
dükkânmda berberlik yapan Ed
Crane (BiJJy Bob Thornton), gö-
rünürde fazlasıyla sakin ama ala-
bildigıne sıradan, yavan ve tekdü-
ze bir hayat sürer. Ağzında emzik
gibi sürekli yanan sigarası. sabit ve
boş bakışlanyla biitün gün makas
sallayan Ed, yaşama coşkusu sön-
müş, beklentisiz, umarsız, tatsız
tuzsuz bindir. Cstelik kansı Do-
ris'in (Frances McDormand), ev-
Ii patronu Dave'le (James Gandol-
fini) kaçamaklar yapışını da gör-
mezden gelir.
Günün bırinde keJini düzelttiği,
dolandıncıhğı yüzüne vurmuş, eş-
cirısel tavırlı, peruklu bir müşteri-
nin, üçkâğitçı Creighton ToJliver'in
(Jan PoJito) önerisiyle, donuk. sı-
kıcı hayatına bir çekidüzen verme
fırsatını yakaladığmı zanneder,
Bezgin Bekir kıhklı Ed. Pişkin ve
ağzı laf yapan Tolliver, "Bre ber-
ber gel seninle beraber bir kuru
temizlenıe işine girelim, köşeyi
dönelim" diyerek dönemin gözde
mesleklerinden kuru temizlemeci-
liğe atılmaya ikna eder Ed'i, yan
yanya ortaklık önererek. Ancak ön-
celikle nakit bir on bin dolar gerek-
mektedir. Kansının, evli arkadaşı
Dave'le ilişkisini bilen Ed'in Da-
ve'e bir şantaj mektubu yazarak sız-
dırdığı on bin doian kapan Tolliver
kayıplara kanşırken "boynuzlu ko-
ca" Ed'in sessiz, sakin hayatı,
elektrikJi sandalyede noktalanacak
rrajik bir sona dogru, kâbus gibi
karmakanşık bir hal alacaktır...
1984'te "Blood Simple'Ma bom-
ba gibi düştükleri Amerikan sine-
masında, genelde iki yılda bir ve
bağımsız tavırlannı koruyarak çek-
tikleri "Arizona Junior" (1987),
"Miller's Crossing" (1990),
"Barton Fink" (1991), "Fargo"
(1995), "The Big Lebowski"
(1997), "O Brother Where Art
Thou-Nerdesin Be Birader"
(1999) gibi özgün ve ilginç filmle-
riyle özel bir yer edinen Coen Kar-
deşler, her yaptıklannı merakla
beklediğimiz ve önemsediğimiz, sı-
radışı sinemacılardan.
Şantaj, ihanet, cinayet sarmalı
Zevkli görsel üslubu ve keskin
ironisinin yanı sıra çeşitli klasikle-
regöndermelerde bulunan, kara mi-
zahla şiddet öğesinin öne çıktıgı ve
1990'lardan itibaren, yüz akı ola-
geldiği bağımsız sinemanın da öte-
sine geçen Coen filmlerinden her-
hangi birini görmemiş ve gönül dü-
şûrmemiş bir sinemasever olabilir
mı günümüzde? Eğer hâlâ varsa bu-
gûn gösterime giren (şimdilik) son
Joel-Ethan Coen yapıtı "The Man
VVbo VVasn't There-Orada Olma-
yan Adam", Coen sinemasını ye-
tennce tanımak için harika bir fir-
sat
Son yıllarda, Minnesotalı ezik,
siinepe bir oto satıcısmın yüzüne
Filmde umarsız berberi oynayan 'dört kol çengi' Billy Bob Thornton son dönemin sivrilen isimlerinden.
The Man Who VVasn't
There / Yönetmen: Joel
Coen / Senaryo: Joel,
Ethan Coen / Kamera:
Roger Oeakins / Müzik:
Carter Bunvell /
Oyuncular: Billy Bob
Thornton, Frances
McDormand, James
Gandoffini,
Michael
Badalucco, Jan
Polrto, Scarlett
Johansson,
Katherine
Borovvrtz,
Richard
Jenkins /
ABD 2000
(Medyavizyon)
gözüne bulaştırdığı, zengin, aksi ka-
yınpederini sövüşleme girişimini
Orta Batı melankolisiyle bezeyerek
nakJeden "Fargo"da taşra hayatını,
Bowling rutkunu, birtakım gırgır,
acayip, ruhaftipleri eksen alan "Le-
bowski"de günümüzün renkli Los
Angeles'ını, country müziğini ve
hapisten kaçan 3 arkadaşın yükse-
liş öyküsünü "O Brother"da an-
lattıktan sonra; 2. Dünya Sava^ı'nı
bitiren atom bombasının dehşetiyle
Soğuk Savaş gerginliğinin damga-
ladığı 1940'İann Amerikasfna da-
hyorlar şimdi de. Hem de tutkunu
olduklan kara film türüne dönerek.
"Blood Simple"dan beri kara fil-
me yeni bir soluk getiren Coen'ler,
polisiye edebiyatın tanınmış yazar-
İanndan Dashiell Hammett'e ve
Raymond Chandler'e saygı niteli-
ğindeki "Miller's Crossing" ve
"The Big Lebowski"den sonra, tü-
rün bir başka demirbaş romancısı
James M. Cain'e adanmış "Ora-
da Olmayan Adam"Ia saf, katıksız
bir stii alıştırması daha imzalamış-
lar. Cain'in romanlanndan perdeye
uyarlanmış, "Mildred Pierce'in
Romanı" (Michael Curtiz, 1945),
"Ölüm Sigortası" (Billy Wilder,
1944), "Postacı Kapıyı tki Kez
Çalar" (Tay Garnett, 1946) gibi
1940'Iann kafa film klasiklerinden
yola çıkan yönetmen Joel'le yapım-
cı Ethan Coen'in, senaryosunu bir-
likte yazdıklan "Orada Olmayan
Adam", aynntılann da hakkını ve-
ren, yalın. akıcı ve ironik anlatımm-
dan siyah-beyaz görüntülerine, ba-
şanlı oyunculuğundan Beethoven-
Patetik sanat destekli müziğine ka-
dar, özellikJe merakhsının ağzına
parmak parmak bal çalarak 2 saat-
İik, keyifli bir seyir sunan, usta işi,
YENİ BASLA YANLAR... YENİ BASLAYANLAR
Benlm Adım Sam /1 Am Sam
Yönetmenliğini Jessie Nelson'ın yaptığı film,
bugün gösterime giriyor. Senaryosunu ise yine
Nelson ve Kristine Johnson'ın gerçekleştirdiği
filmde başrolleri Sean Penn. Michele Pfeiffer,
Oianne VVest, Dakota Fanning, Richard
SchifT.Loretta Devineve ve Laura Dern
paylaşıyorlar. Zihinsel özürlü Sam Dawson
(Sean Penn), sıra dışı kişiler olan dostlannjn
yardımlanyla küçük yaştaki kızı Lucy'yi
(Dakota Fanning) yetiştirmeye çahşmaktadır.
Lucy yedi yaşını doldurmasıyla zekâ açısuıdan
babasından ileri duruma geçer. Baba ile kızın
arasındaki bu yakın ve farklı ilişki, bir devlet
memurunun dikkatini çeker ve Lucy'nin çocuk
yetiştirme kurumunda bakılması için girişimde
bulunur. Sam, kızını kaybetmemek için
savaşmaya karar verir. Kanunlara ve sisteme
karşı olan savaşında, çok başanlı bir avukat
olan Rita Harrison (Michele Pfeiffer), Sam'in
yanında yer alacaktır. Fihnin yönetmenliği ve
senaristliğinin yanı sıra, yapımcılan arasında da
yer alan Jessie Nelson, sinemadaki kariyerine.
'Corrina' adh yapıtla başladj. 'Stepmom' ve
'The Story of Us', Nelson'ın yönetmen olarak
imza attığı yapımlardan. Nelson, 'Obie
Ödfilü'nü alan 'Maboa Mines' ve 'The
Tempest' adh tiyatro oyunlanyla bu alanda da
başansını kanıtlamış bir isim.
Film, zihinsel özürlü baba ile küçük kjzının ara-
sındald yakın ve farklı ilişkiyi konu alıyor.
yaman bir "neo-noir" tadı verdi bi-
ze, tam ve tipik Coen'van.
îçinde bulunduğu durum gitgide
kontrolden çıkmış, aidafılmış ve do-
landınlmış, sıradan taşra berberinin
ağzmdan anlarılan şantaj, ihanet, ci-
nayet sarmahna dolanmış öyküsü;
aşınlıkla ölçüfülük, güldürüyle
dram arasında salınan, alaycı ve ok-
kah bir suç ve ceza çeşitlemesine
dönüşüyor.
Coen'lerin gövde gösterısi
Sonuç "damardan kara film"
isteyenleri mest edebılir. Çok iyi ku-
rulmuş, çekilmiş ve oynanmış bu
umarsız berberin ikilemi deneme-
sinde, yönetmenliğiyle senaristliği-
nin yanı sıra oyunculuğuyla da son
dönemin sivrilen isimlerinden,
"dört kol çengi" BillyBob Thorn-
ton, bakışlan ve sigara içişiyle Bo-
gart'la aşık atan birperformans çı-
kanyor. Fihnin rollerine cuk otur-
muş öteki oyunculanndan da çok
iyi verim almasını bilmiş yönetmen
Joel Coen. Başta gözdesi ve kansı
Frances McDormand olmak üzere.
Piyanodan çok saksofon çalmaya
yatkın "Lolita" Birdy'yi oynayan
Scarlett Johansson la. kocasını
kaybedince Roswell'e düşen U-
FO'yu görecek kadar kafayı üşüten
Dave'in kansı Ann'i canlandıran
Katherine Borowitz de kısa rolle-
rinde çok iyiler.
Ortalığı kaplamış beylik Holly-
wood yapımlanndan aynlan "Ora-
da Olmayan Adam", büyük bütçe-
Ii, yıldızkadrolu "zihniyetlere", ti-
cari klişelere ve günün modalanna
meyletmeden, stüdyolann ağız ko-
kusunu çekmeden, yıllardır aynı
ekiple ödün vermeksizin çahşarak
kara film türünün ıcığını cıcığını çı-
karan Coen Kardeşlerin, kesinlikle
ilgisiz kalınamayacak, yeni, gör-
kemli gövde gösterisi. Zaman için-
de klasikleşecek bir "neo-noir" do-
ruğu ve yaz rehavetine bürürunüş
piyasada son haftalann kuşkusuz en
iyisi.
İZLEYİCİ CÖZÜYLE ERDAL ATABEK
Kusıırsuz cînayet îşlemeniıı psikolojisi
"Adun Adım Cinayet"filmindebilüıen bir
tera değişik versiyonuyla ele alınmış. "Ze-
kâ resfi olarak cinayet" diyebileceğimiz bu
tera bir cinayetin kusursuz işlenebileceği,
bö;ieceherkesten daha zeki ohnanın karutlan-
m&ma dayanır. Öyle bir cinayet işlenecektir
ki ys olayı araştıranlar bilerek bırakjlmış iz-
lerccinayeti planlayanın istediği sonuca ula-
şacakJardır. Bu tema kusursuz cinayet olarak
biljr ve genelde zekânın sınanmasıdır.
BJ fiimde, iki kolej öğrencsi, Richard ile
Josn, birbirlerine karakter ve kişilik olarak
liç ^enzemeyen iki arkadaş, böyle bir olayın
caiamanlan olurlar. Justin, felsefe ve edebi-
fafcmeraklıdır, şairleri ve filozoflan inceler.
'SK özgürlûktür, suç işlemek kurulu dü-
eiK başkaldırmaktır" düşüncesini olumla-
naradır. "Eğer suç işler ve pişman olmaz-
anE hayatınızı tam anlamıyla özgür ola-
a^ aşamış sa\ilırsınız." Böyle düşünür, a-
ıa ronu yaşama geçirecek gücü yoktur. Ar-
ıdö olduğu Richard ise zengin bir babanın
Şlılur. her şeyi vardır, çevresini etkileyen
;e_Jclere sahiptir, küstah, pervasız ve ken-
neıjûven sahibidir.
V;bu iki zeki arkadaş bir "kusursuz cina-
t"?lanı yaparlar. Hiçbir nedene baglanama-
ca,araştınldığı zaman sonuç ahnamayacak
bir kurban seçerler, istedikleri ipuçlannı ha-
zırlarlar, öyle ki olay yeri çok dikkatle araştı-
nldığı zaman düşülecek ruzak da hazırdır.
Üzerinde bütün aynntılann hesap edildiği bir
cinayet planı bu iki arkadaşın polislerden ve
cinayeti araştıraü dedektiflerden daha zeki ol-
dugunu ortaya koyacaktır.
"Bir suç işleyecek ve pişman olmayarak
özgürleşeceklerdir."
Ve bir gün, Kaliforniya'da bir sahil kasaba-
sında deniz kenannda bir genç kadının cese-
di bulunur. Polislerin ve dedektiflerin araştır-
malan ipuçlannı değerlendirerek çözüme gi-
den bir yol çizmektedir. Bu yol olası bir kati-
li işaret eönektedir. Ama bir kadın dedektif,
Cassie, bu yolun dışında bir başka yolun var-
lığını sezmektedir. Kimi zaman ipuçlannın dı-
şında sezgilere de güvenmek gerekir. Cassie,
kendi başından geçmiş bir olayın güdüleme-
siyle başİca bir yola yönelir, ama başta ortağı
Sam olmak üzere kendi şefinin bile karşı çık-
masıyla çatışmak zorunda kalır. Ortada birka-
til varken genç bir öğrenciden kuşkulanıp nü-
fuzlu babasıyla başım derde sokmak da ner-
den çıkmıştır? Olayın gerilimini yaratan çatış-
manın bir yanım da bu oluşturur. Sonrasını
filmde görmek gerekiyor.
Yönetmen Barlet Schroeder, alalhca dü-
Barlet Schroeder'in gerilim filminde Ryan Gosling ve Michael Pitt oldukça başanlı.
zenlenmiş bir senaryodan yola çıkarak birbi-
rinden farkJı karakterlerden oluşan birgerilim
filmi yapmayı başarmış. îki öğrencinin birbı-
rine zıt karakterleri, polis içindeki çatışmalar,
hafifçe sezdirilen smıf farklılıklan, sonuçta
ilgiyle izlenen bir filme ulaşmış. Casssie ro-
lünde Sandra Bullock iyi. Richard ve Justin
rollerinde Ryan Gosling ve Michael Pitt da-
ha başanlı. Zevkle izlenebilir, hele salon kli-
malı olursa...
KEDİ GOZU
VECDİSAYAR
Tcyon'ıJaVeniBipŞeyyok
Bu filmi daha önce de görmüştük. Ne konusu,
ne de kahramanlan yabancı bize. Ama, gene de
herseferinde aynı heyecanla oturuyoruz başına:
"Bakalım şimdi ne olacak?"
Hiç bıkmıyoruz bu "eski vizyon" filmlerden. Ay-
nı filmi defalarca izlemekten hoşlanan çocuklar
gibi naralar at/yoruz: "Vay canına, adama bak,
nasıl da çabuk çekti silahını", "Göz/ere bak göz-
lere, nasıl da intikam fışkırıyor".
Son günlerin en başanlı filminin "birHollywo-
odyapımı" olması şaşırtıcı değil elbet. Konusu
Avrupa'da geçiyor, kahramanlar safkan Türk, a-
ma bütün bunlar filmin Amerikan yapım/ olması-
na engel değil elbette.
Şu Amerikalılara hayranım; nasıl da biliyorlar
"g/£e"sı garantili film yapmayı. Hiçbir şey yapa-
mazlarsa, eski malları makyajlayıp yeni film diye
sürüyorlar piyasaya. Sen, filmin "eski vizyon" ol-
duğunu aniayana kadar, atı alan Üsküdar'ı geçi-
yor.
Sağdan, soldan, yandan, kenardan devşiril-
miş aktörferfe Öyle bir "casf" geliyor ki karşına,
eh bu kadar "star"\ olan film, mutlak "iyi bir film"
olmalıdiyorsun. Yani, şöyle insanı dertlerinden,
tasalarından kurtaracak, tatlı hayaller yaşatacak
cinsten... Fi/min başındaki "kötüadam"\n, filmin
sonunda "kurtarıcı"olarak ortaya çıkması da, fil-
min en heyecanlı yeri elbette.
Aksiyon film/erınin yanı sıra, komedilerde çok
moda şu günlerde. Hele, şu yakışıklı kovboyun
"Bu memleketin bir kurtancıya ihtiyacı var. O da
benim!" nutkunu çektiği yeni film var ya, işte ona
bayılıyonjm.
Yalnızca bir konudaki merakımı gıderemedim:
Filmin asıl oğlanı parti kuruyor ya, o partiye gir-
mek için kaç kupon toplamak gerekiyor, onu öğ-
renemedim. Bir de oy verenlere ikramiye olarak
bardak çanak verilip verilmeyeceğini...
"Peki, seyircinin heyecanını anladık - zekâ ya-
şını da zaten biliyorduk; sen asıl kedilerden ha-
ber ver. Kediler ne diyor bu işe" diye soracak
olursanız... Kediler, şu sıralar pek bir sessizler.
Yatırımcısından işletmecısine herkes bir şeyler
söylüyorbu "yenisinema"ak\m\ üstune; bizim-
kilerden tıs yok. Herhalde, bu filmlerin ne anlat-
tığını anlamaya çalışıyorlar hâlâ.
Biliyorsunuz, bu yeni akım filmlerin, eskilerden
en büyük farkı, kolayanlaşılmamalan. Nostaljiy-
le teknolojiyi bir güzel harmanlayıp, bir de filmi
sondan başa doğru sardırdın mı, eski maldan,
yeni başyapıt çıkartırsın ki, değme eleştirmenin
dudağı uçuklar. Ne sandınız? Postmodern çağ-
da yaşıyoruz... Sağı, solu belli filmi babam da ya-
par. Esas ustalık, sol gösterip sağ vurmakta de-
ğil mi?
Neyse ki bu ambalajı yeni kendısi eski film/eri
seyretmekten sıkılan ve özüyle sözü bir, herke-
sin anlayabileceği gerçekçi bir film yaratmak için
çırpınanlar da var...
•••
Pek çok kedinin göremediğini gören Eşber
Yağmurdereli bakın ne diyor: "En azyarımyüz-
yıllık soğuk savaş ortam/nda biçimlenen ve önü
açılan Türkiye sağı, demokratik geleneklerden
yoksun olduğu için, bütün aksiiddialanna karsın,
kendisini yenileme yeteneğine sahip görünmü-
yor" ... "Böylesi kritik biranda Türkiye solu on-
larcayıldırmaruzkaldığıbilinçliyıkımarağmen ül-
kenin geleceğinde ve yazgısında önemli bir rol
oynama olanağına sahip tek güçtür. Artık Türki-
ye solunun önünde üstüne düşen tarihsel so-
rumluluğu yerine getirmemesi için kendiyaratîı-
ğı engeller dışında hiçbir bahanesi olamaz"...
Yağmurdereli'nin çığlığı ("Solda Birlik" çağnsı)
duyulmasın diye ellerinden geleni yaptılar, ya-
pacaklar... Bunda şaşılacak bir şey yok. Şaşırtı-
cı olan, kedilerin suskunluğu...
vecdisayarm yahoo.com
Kadın gözüyle 11 Eylül
M Kültür Servisi - Enka Açıkhava Tiyatrosu
yann saat 21.15'te ABD Michigan'dan
gelecek bir tiyatro topluluguna ev sahipliği
yapacak. Sabancı Üniversitesi Sanat ve
Sosyal Bilimler Fakültesi'nin davetiyle
Türkiye'ye gelecek olan grubun Prof. Glenda
Dickerson yönetimindeki 'Kitchen Prayers'
adh çalışması ücretsiz olarak izlenebilecek.
Center for World Performance Srudies ve
The Project for Transforming Thru
Perfortning kapsamında gerçekleştirilen
çalışma, dramatize bir sunumla temel olarak
dünyada yaşanan terör olaylannın, özellikJe
11 Eylül saldınsının kadmlar ve çocuklar
üzerindeki etkisini 'kadın' gözüyle
anlarmayı hedefliyor. Yönetmen Dickerson'ın
bir amacı da Türkiye'deki kadınlar ve
akademisyenlerle bir araya gelerek onlann
izlenimlerini de oyuna aktarmak.
(Enka Vakfi: 0 212 276 22 14 -15)
BUGUN
• BAŞKA KÜLTÜREVt'nde 19.30'da
Michael Coconnis'in yönetmenliğini yaptığı
'Zorba'. (0 212 249 12 84)
• BEYOĞLU SİNEMASI nda 'Yaz Şenliği
'02 -1' kapsarrunda Guy Ritchie'nin
yönetmenliğini yaptığı 'Ateşten Kalbe
AkJİdan Dumana' (0 212 25132 40)
İS7W«ÜI CAZreSTttülÜTİIEBUGÜN
• CEMTL TOPÜZLU AÇIK HAVA
SAHNESt'nde 20.00'de Erik Truffaz
Ladyland Quartet ve Billy Cobham'ın
katılacağı 'Caz - Fusion' gecesi.
(0216454 15 55)
• MASLAK VENUE'de 22.00'de Stereo
MC's.Mat Cantor&Aston Harvey ve Dj
Style-ist konseri. (0 212 328 05 00)
• BABYLON'da 23.00'te Antibalas konseri.
(0 212 293 73 68)
• ROXY'de 23.00'te Marrin Reiter Trio
konseri. (0 212 245 66 81)