29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ 2002 CUMA 14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr G 4 Suede'm yeni albümü 'A New Morning' eylül aymda piyasaya çıkıyor eleceğeumutlabakıyorlarIVgLTEM FIRATLI "star.bul'un 30 kilometre dışında, Ömerli'de, H200C festıvalinin yapıldığı alandayız. Dört g ü ı süren festivalin son saatlerine yaklaşılıyor. Aıa sahnenın önünde binlerce kişi toplanmış. Saıtler 23.00'ü gösterdiginde Brit-pop'un 90'lı yıllardıki başanlı temsilcilerinden Suede, sah- nede yerini alıyor. Grup çalmaya başhyor ve Be- auafiılLoser'labirlıkte yıllardırhayali kurulan anlaryavaş yavaş gerçeğe dönüşüyor. Ardından She, Trash ve diğerleri geliyor. Grubun solisti BnrttAnderson'ın. "Şimdineçalalnn?TheVVTld Ones'a ne dersiniz?" ön ensı kalabahk tarafın- dan çığlıklarla kabul edıliyor. "Keşke şunu da çalsalar" dilekleri birer birer yenne geliyor. Anderson'ın yanı sıra RklıardOakes (gitar), Mat Osman(bass), Simon Gabert(davul) ve NeflCod- Hngten (keyboard) oluşan grup, yenı albüm- lerinden birkaç parçayı da konser sırasın- da çalmayı ihmal etmiyor. Yaşanan coş- ku karşısında grup bir daha gelme sö- zü vererek konseri bitiriyor... Bu konser Suede hayranlan kadar grup için de özel bir anlam taşıyor. 4 yj] aradan sonra çıkaracaklan yeni al- bümlerinin stüdyo çalışrnalannı bi- tiren grup, tanıtım turnesini bir anlamda bu konserle baş- lattı. Eylül ayında piya- saya sürülecek albüm Londra'da Townhouse stüdyolannda kaydedildi. Albüm 'A New Morning' adını taşıyor. Suede hay- ranlannın sabırsızhkla beklediği yeni albümle il- gili merak ettiklerimizi konser öncesınde görüş- tüğümüz grubun basçısı Mat Osman'a sorduk. -İstanbuTa gebneye na- sıl karar verdiniz? MAT OSMAN - Yeni albümümüzün kayıtlan- nı bitirdiğimiz için zaman açısından bize çok uygun- du. Zaten uzun süredir gelmek istiyorduk. Üç yıl önce gelecektik ama bü- yük deprem nedeniyle ge- lemedık. Aldığımız sayı- sız mektup ve e-posta'dan burada çok sayıda hayra- nımız olduğunu biliyor- duk. - Yeni aflbümünüz, 'A New Mor- ning', adına da uygun olarak po- zitif bir albüm mü? Ve kayrt aşa- masından biraz söz eder misi- niz? OSMAN - Evet oldukça pozitif bir albüm. Bir önceki albüm, Neil'ın hastalığı ve grubun mo- ralinin bu yüzden bozuk olması nedeniyle fark- lı olmuştu. 'A New Morning' ise geleceğe umut- la bakan bir albüm. Albümün kayıt aşamasın- da yaşananlarsa oldukça garip. Aslında albü- mü geçen yaz kaydetmıştik. Ancak prodüktö- rümüzle yaşadığımız anlaşmazlık nedeniyle tüm kayıtlan bir yana attık ve yeni bir prodük- törle iki ay gıbi kısa bir sürede albümü tamam- ladık. İngiüz pop geleneğini sürdürüyorlar - Albümdeld parçalan yazarken etkitendiği- miz müzisyenler oldu mu? Albümü sabırsızhk- la beldeyen hayranlannız için parçalaria ilgili bi- raz ipucu verir misiniz? OSMAN - Dinlediğimiz müzıklenn bu albü- me fazlaca bir etkisi olmadı. Ancak yine de söylemek gerekırse Neil Young gibi tek bir gitar veya piyano eşliğinde müzik yapabilen sanatçılan dinlemeyı sevıyo- ruz. Albümdeki favori şarkım Streetlife. Al- bümdeki en pop parça ıse Positivity. Hayranla- nmız en çok vSlıen the Rain Falls'u dinlerken şaşıracaklar. Astrogiri tam bir Suede parçası. En ıyi sözler Lonely Giıise ait. - İngiliz pop geleneğinin günümüz mirasçıla- n arasında sayıbyorsunuz. Bu mirası iyi kulla- nıyor musunuz? Muse gibi sınırlan zorladhkla- nnı ileri süren gruplar için ne düşünüyorsunuz? OSMAN -Mirası iyi kullandığımızı düşünü- yorum... Suede, sevdiği geçmişı ihmal etmeden farklı olabilme. bırtakım şeyleri değıştırme ça- bası içinde. Ama bazı gruplar gibi 'farkhotana- ya' taİanış değiliz. Dığer yandan yeni albümü kaydederken birçok parçadan vazgeçtik. Çün- kü geçmişte yaphklanmızla çok fazla benzeşi- yordu. Ilk dönemlerde müzığinizle karşınızda- kini şoke etmeyi. sırurlarda dolaştı|ınızı gös- 1 uede, sevdiği geçmişi ihmal etmeden farklı olabilme, birtakım şeyleri değiştirme çabası içinde. Ama bazı gruplar gibi 'farklı olmaya' takmış değiliz. Müziğimizde duygulara seslenmeyi amaçlıyoruz.' termeyı istiyorsunuz. Ama 10 yıl sonra aynı şeyin yapılabileceğini düşünmüyorum. Biz de müziğimizde duygulara seslenmeyi, çılgınlık yapmadan bu etkiyi bırakmayı amaçlıyoruz. Bu modern sanatta da böyledir. Tuvalin üzerin- de tek bir firça darbesi çok şey anlatır. Muse'la tarzlanmız tamamen farklı. 10 yıl sonra Mu- se'un aynı müziği yapıyor olması beni şaşırtır. - Politik söyleminiz olmadığına iüşkin eleşti- rilere kaünyor musunuz? OSMAN - Bu eleştirilere katılmıyorum. Bir manifestomuz olmayabilir ya da belli bir par- tinin sözcülüğünü yapmıyor olabiliriz. Ama şarkılanmızda yaşama ilışkin mesajlar var. v\ Sabahattin AUKültür Günleri bu yıl da çeşitli etkinlikler ve yoğun katılımla çok renkli geçti 'Kepir 'ndan şarkılar Trompetin ustası Truffaz 'Caz-Fusion Gecesi'nde Kültür Senisi - 9. Lluslararası İstan- bul Caz FestivaB'nde bugün, Cemfl To- puzhı AçıkHava Sahnea'nde saat 20.00'de 'Caz-Fusion Gecesi' yer alacak. İngiliz grup Stereo Mc's'in saat 22.00'de Mas- lak Venue'deki konserinin yanı sıra saat 23.00 te Babylon'da Antibalas ve Rosy de Martin Reiter Trio konserleri de izlene- bilecek. 'Caz-Fusion Gecesi'nde, cazı çağdaş denemelerle buluşturan trompet sanatçı- sı ErikTruffaz, son albümü 'Mantis' ile Istanbullutarla buluşacak. Müziğinde drumn bass'a yaklaşan ritimlerin ve elektronik altyapının yer aldığı Truifaz'ın albümünün konuk sanatçısı ise Mounir Troudi. Konserin ikinci yansında sahne- ye, davul ve vurmalı çalgılarm usta ismi BiDy Cobham ve grubu çıkacak. Sanat- çı festivale 'The ArtofFhe'projesiyle ka- tılıyor. Festival kapsamında izlenebilecek di- ğer bir konser, Ingiltere'nin en başanlı hip hop grubu olarak nitelenen Stereo Mc's. Robert Birch, Nick Hallam. Catherine Coffey, \ngela MurreL Trisha Kelshall ve Owen Rossiter'den oluşan grubun kon- seri öncesınde Dj Style-tst'in breakbeat, old-school ve electro plaklan dinleyici- siyle buluşurken The Freestyiers'ın DJ'le- ri Mat Cantor ve Aston Harvey, Stereo Mc's'ten sonra geceyi sürdürecek. Afrobeat" in, New Yorkluateşli bir mü- zisyenler topluluğu halinde yeniden can- lanışı olarak nitelenen grup Antibalas, Babylon'da buluşacak cazseverlerle. Nevv York'ta yaşayan Latin Amerikalı, Küba- h, Afrika ve Asya kökenli 15 müzisyen- den oluşan grup, Ingilizce, Ispanyolca ve Yoruba dilindeki şarkılannı, bas ve nefeslilerin kuvvetli hnılanyla donatı- yor. Avrupa Caz FestivaBeri BirfiğTnin de- ğişün programı çerçevesinde Roxy'de konserverecek Avusturyah piyanist Mar- tin Reiter ve topluluğu, hem sanatçının özgün bestelerini, hem de unutulmaz caz klasiklerini seslendirecek. ERDOĞAN K\NTÜRER* Sabahattin Ali Kültür Günleri'nin 13,'sügerçek- leştirildi haziran aymda. 1990 yılında sivil kültür girişimi olarak başlayan "Sabahattin AK Günleri" kent ve bölge yaşamına damgasını \iirmustur. 1990 yılında Unal Başkur'un önermesıyle ve "Kırklareli'nde kültür için neler vapıiaJbilir" kay- gısıyla bir araya gelen, daha güzeli arayan bir a\ııç insanın ortak düşüncesi ve ortak girişimi olarak başladı "Sabahattin AB Kültür Günleri". Ilk etkinliğe Öner Yağcı \ e İsa ÇeKk gelebilmiş- lerdi güç bela, daha sonra Mehmet Başaran öğret- menimiz hiç yalnız bırakmadı bizleri. Bu alçakgönüllü etkinliklere katılanlan saygıy- la analım: Rıfat Dgaz, Aziz Nesin, tlhan Selçuk, Sa- miKaraören. ArifDamar,Prof. Dr. FıBz AK, Zefiha Berksov, Prof Dr. Toktamış Ateş, Mustafa Ekmekçi, Rahmi Saltuk, Prof. Dr. Ühan Baş- göz, Prof. Dr. AK Nesin. Konur Er- top, Prof. Dr. Emre Kongar. Rasih Nuri Üeri, Yüdız Sertel, Sadullah Usumi. Prof. Dr. Türkan Smian. Ali Sirmen, Prof. Dr Erdal İnönü. Prof. Dr. Halet ÇambeL Nail V. Ça- kn-han, Kemai Özer, TÜ Rektörü Prof. Dr. Osman tnci, Vecihi Tunu- roğlu, İsmail Gülgeç, Kemal Nebi- oğlu, Prof. Dr. lzzerön Önder, Ke- mal AnadoL Alpay Kabacah, Cihan Demirci, Aydın Engin, "Kepir Tos- pağası" RafetKral.. Ve daha nıce- leri... Ülkemizin bu iyi insanlan resim Sabahattin Ali anısına dii- zenlenen kültür günlerinin bu yıl 13.'sü gerçekleştirildi. sergileri, dıa göstenleri, müzik ve şiir dinletileri, ya- zınsal ve bilimsel söyleşiler. ülke gündemi ile ilgi- li konferanslar gibi kültür etkinlilderi sundular biz- lere. Bu yıl düzenlenen çocuklara yönelik yazın ve şiir yanşmalan ve yazmayı unufmuş olacağım di- ğer etkinlikler ilimiz ve bölgemiz insanlanna su- nulan kazanımlardır. Her zaman iyilik ve güzellik kazanır ama yine de kimi temizler, kimi ortalığı kirletir. Kimi aydınla- tır, kimi yaşamı karartır. Kimi yaşatmak için uğraş verir. kimıleri tam tersi için. Bizler birincileri yeğ- lediğımiz için Başaran öğretmenimiz sözü Orfeus Söylencesi'ne getirerek; "KırkiareK'nin Istranca- laruıda öliisü bulunan bir insanı dirilttiniz'* sözle- riyle değerlendiriyor bu alçakgönüllü çabalan. 13. kültür etkinlikleri, Dupnisa Mağarası doga yü- rüyüşü ile başladı. Bu yıl katılamadığım doğa yü- rüyüşüne cumartesi olmasma karşın 150'ye yakın kişinin katıldığuu ve çok güzel geçtiğini öğrendim. ÇYDD"nin çe\Te konulu yazı ve şiir yanşmasın- da derece alan çocuklan tanımakla umutlarunız arttı. Yazı dalında birinci olan Seval Bügi'nin içten konuşması ve makalesi çok ilgi çekti ve büyükleri kara kara düşündürdü. Şiir birincisi NesBhan Onan ise çevre konusunda "Duygulan olmayan taşlan bile ağlarfınız" diye seslendi. Usta gazeteci Aydın Engin, "TürkiyeGeteceğini Anyorr konferansında çok yönlü ve çok aydınla- tıcı idi. 1979'da Babaeskı 'de KÖY- KOOP olarak düzen- lediğimiz ilk Trakya Köylü Kurultayf na katılan Kepirtepe Köy Enstitüsü çıkışlı Sü- levman Üstün ve Rafet Kral öğret- menlerden duyduğum u Kepir Tos- pağası" sözcükleri ilgimi çekmişti. Geçen gün Rafet öğretmenıme "Ke- pirTospagasTndan Şarkılar'' başhk- lı bir yazı yazmak ıstediğimi söyle- diğimde kızmadı. "».Kepir kınnda birbirimize ö>1e takumük" dedi. "KepirTospağası''ndan dinlediği- miz şarkılar bu yılki etkinliklerde ye- rel bir renk, yerel bir katkı idi, Ke- pirtepe"de yanmaya başlayan ateşle ısındık ve Köy Enstitüleri aydınlı- ğının bütün karşı niyetli çabalara rağmen söndürülemeyeceği gerçe- ğini bir kez daha yaşayarak öğren- dik ve de Köy Enstitüleri'nde veri- len eğitimin sürdürülebilirliğine ta- nık olduk. Çin düşünürü Konfüçyüs şöyle diyor: "Sen ba- na bir yumurta versen, ben sana bir yumurta ver- sem, ikimizin de birer yumurtası olur. Sen bana bir bügi versen, ben sana bir bilgj versem, ikimizin de ikişer bilgisi ohırr Sabahattin Ali Kültür Günleri, bilgilerimizin çoğalmasına, düşüncelerimizin ve külrürümüzün gelişmesine olumlu katkılar sağla- mıştır. Emeği geçenleri, ülkemizin, insanımızm aydın- lığı için çaba gösterenleri saygıyla selamlanm. "Ba- şın öne eğümesin" diyen Sabahattin AB'ye de "se- lam olsun". * Kırklareli Köy-Koop Başkanı YAZIODASI SEIİM tLERİ Ankara Anılan Anılar. birden bire sökün eden anılar. Bazen... Sığınılacak başka hıçbirşey kalmayınca... Günler bir kez daha yaşanabılir. Bellek el verdiğin- ce o günleri yeniden kurabilirsiniz. Işte Ankara'dayım, yıllardan 1977 falan. Her Ge- ce Bodrum Türk Dil Kurumu Roman ödülü'nü ka- zanmış. Sevinçten uçuyorum. O gün törende Cahit Külebi'yle tanışıyoruz. Belki de başka bir zaman dilimi; bellek kandırmaya başla- dı bile. Cahit Bey, TDK'ye üyelik için başvurmamı söylü- yor. Gençlere pek şans tanınmadıgını ileri sürüyo- rum. Tuhaf bir heyecan içindeyim: Türk Dil Kurumu üyesi olmak beni gönendirecek. Cahit Külebi'yle Kral Çiftliği'nde -Kral Çiftliği miy- dı oranın adı?- ögle yemeğindeyiz. Buna inanamıyo- rum: "Hikâye" şairi karşımda oturuyorve benimle bir kadeh rakı içiyor. Saat 17.00 uçağıyla Istanbul'a döneceğim. Küle- bi, "Ben seni havaalanına bırakınm" diyor, "taksipa- rası mı vereceksin?" "Sonbahar Türküsü "nün dizeleri dökülüşüyor içim- den: "Sonbahar geliyor serçe "Yuvanı nereye yapacaksın "Ayva çiçek açmadan önce?" Şiirde, romanda, öyküde böylesine arılaşabilmek... Külebi usta, serçenin rüzgârlarla hırpalanacağını, yağ- murfarla ıslanacağını söylememiş miydi? özlemi ıçimi yakıyor Cahit Bey'in. Bu kez bir pastanedeyim. Yürümek'ten sonra, Ye- nişehır'de Bir Öğle Vakti'nden önce. Genç, deliş- men, hayat dolu Sevgi Soysal. Mavi kadife kumaş- lı koltuklara oturmuşuz. Gülüyoruz. Gülüyormuşuz... Sevgi'yi son defa görüyorum, Ankara'da, galiba yine Kral Çiftliği'nde. Yakında öteceğini hissertiğini söy- lüyor. Yalan bir iyimserlikle itiraz ediyorum. Öysa bo- şuna bir itiraz. Gece, on bir sulannda ayrılıyoruz. Sevgi Soysal ya- rım kalan romanını yazmaya başlayacak sonra, bir ıki ay sonra: Hoş Geldin Ölüm. Bu addakı cesaret beni hep ürpertti. Unutmak istedikçe Dıranas: "Ey unutuş! kapat artık pencereni, "Çoktan derinliğine çekmiş deniz beni; "Çıkmaz artık sular altından o dünya." Oysa Ahmet Muhip Bey, bilgi kitabevi'nden içeri- ye giriyor. Kravatlı, takım elbiseli. Pınar Kür'ün Ası- lacak Kadın romanını kanştıracak... Şu sokaktan Cevdet Kudret geçecek. Akşama Biket ve Atillâ llhan'a yemeğe çağrılıyım. Enis Batur'la Yazı dergisinin yeni sayısını konuşu- yoruz. Ertuğrul Özkök'ün evindeyiz, konyak içiyoruz. Hepsi dağılıp gidiyor ama... Birer ikişer aynşıyor... Emre Kongar'a çaya gitmişiz... Mustafa Şertf Onaran bizı. Nazlı Eray'ı Hasan Bülent Kahraman ı ve beni, Salâh Birsel'lere gö- türmüş. Salâh Beyler Istanbul'a göçme hazırlığı için- de. Kremalı pasta, meyveler bezemiş... Tokat'tan, asker dönüşü, iki gün Ankara'da kalıp Istanbul'a öyle geleceğim. Güz. Çok acıklı bir filmdi seyrettiğimiz, neydi adı, hangi sinemada? Çıkışta bir- den bire ağlamıştım. Füsun Akatiı ve Metin Attok. Piknik'teyiz, bira içi- yoruz, sosis, patates kızartması... Sonra Ankara benden uzaklaştı. Yıllarca gitmedim Ankara'ya. Yalnız geçen mart, hayli soğuk bir gün, TRT'de çekim için. Içim kan ağlıyordu, ama gülüm- süyordum, konuşuyordum, nasıl oluyorsa... Içim kan ağlıyordu. Aynı gün döndüm. Istanbul yağmurluydu. Külebi'nin dizesi: "Şimdi bir rüzgâr geçti bura- dan"... Kasırga yürekte. Üçüncü paket sigarayı açıyorum. • Takvimde îz Bırakan: "Ve uzakta yıldızlaryıldızlar" Oktay Rifat Teminizm Herkes Içindip' • Kültür Servisi - Amerikalı yazar Bell Hooks'un 'Feminizm Herkes Içindir' adlı kitabı Çitlembik Yayınlan'ndan çıktı. Hooks bu kitabı yazarken temel amacırun feministleri 'erkeklerden nefret eden erkeksi kadınlar' imajı yanılsamasmdan kurtarmak olduğunu söylüyor. Yazara göre feminizmin amacı, erkekJeri rahatsız etmek değil ataerkilin temelsiz iktidanm sarsmak ve feminizmin, toplumun cinsel organlanmız üzerinden ürettiği tüm batıl inançlar için bir 'çöpe arma' işlemi olarak kabul edilebileceğini göstermek. K Ü L T Ü R İ Ç t Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I \^\ı^V^
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear