Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
HAZİRAN 2002 CUMA CUMHURİYET SAYFA
IV I J | j I U J \ [email protected] 15
Festivalin 1999'da tanıttığı Alman yönetmenin 'Koş Lola'sı bizce haftanm en iyisi
Lola Rennt /
Yönetmen, senaryo:
Tom Tykwer /
Kamera: Frank
Griebe / Müzik:
Frank Behnke /
Oyuncular: Franka
Potente, Moritz
Bleibtreu, Herbert
Knaup, Armin
Rohde, Nino Petri,
Joachim Krol,
Suzanne Von
Borsody,
Sebastian
Schipper /
Almanya 1999
(New Films)
AYNI HtKAYENİN ÜÇ VERSİYONU- Alman
sinemasının yeni yüzleriııden Moritz Bleibtreu'yla Franka
Potente'nin oynadığı 'Koş Lola','Snding Doors' tan çok
mevsinı başında seyrettiğimiz, Meksika yapum
'Paramparça Aşklar Köpekler' i haürlattı bize.
.Derlin'deyaşamkoşusuKaranlık işler çeviren patronuna
götürdüğü 100 bin markı, polis fobi-
si nedeniyle metroda acemice kaptı-
ran kurye Manni (Moritz Bleibtreu).
korku ve panik içinde telefon ettığı
kızıl saçlı sevgılisi Lola'dan (Franka
Potente) yardım ister. 20 dakıka son-
ra parasını teslim edemediği takdırde,
patronu tarafından öteki dünyaya bı-
İetinin kesıleceği kesındir! Kırmızı
telefonunu kapar kapamaz aşkın itıcı
gücüyle koşmaya başlar fedakâr Lo-
la, çünkü motosikletini çaldırmıştır
sigara ahrken. Bir uzun mesafe koşu-
cusunun dayanıklılığıyla, Berlin so-
kaklannı kat ederken sevgilisini kur-
taracak parayı banka müdürii baba-
sından (Herbert Knaup) sağlamayı
da umarak habire koşar da koşar. Ta-
bancasına davTanıp market soymaya
kalkışmaktan dem \-uran, ölüm kor-
kusu içinde abuk sabuk davranan
Manni'nin yapacağı çılgınhklara en-
gel olmak için soluk soluğa koşusu-
nu sürdürmeye kararlıdır Lola...
Surat şeklındeki grotesk, ahşap bir
saatin kadranındaki kocaman ağzın
içine çekilmemizle ve insanoğlunun
sonu gelmez soru-cevaplarla sürege-
len yaşamına, nerden gelip nereye gıt-
tığine ilişkin, T.S.Etaot'dan alıntı bir
prologla başlayan Lola Rennt- Lola
Koşuyor, alışılmıştan aynlan, farklı
bir sinemacıyı karşımıza getiriyor. Si-
nemaseverlerin 3 yıl önce lstanbul
festivalınde keşfettıği, kendi kendıni
yetiştırmış, korku klasiklenyle Yeni
Dalga'dan, Dogma'cılardan etkilen-
miş, Alman-Amerikan kırması. 1965
doğumlu, Berlınli 'sjnema kuşu' Tom
Tykwer'in şimdiden bir kült fılm say-
gınlığına erişen bu başyapıtı, gecik-
nıiş tarafından da olsa Istanbul'da
gösteriliyor.
Sağlam senaryo, kanşık teknik
Japon çizgi filmlerini andıran,
renkli, naif ve uçan bir animasyon
çabasının ürünü, hoş jenerik bölümü-
r.ün ardından, kısacık bir sürede, im-
kansızı zorlayarak 100 bin mark (51
bin küsur Euro'cuk yapıyor) bulma
derdine düşen Lola'nın öyküsünü, te-
lefon görüşmesini esas alan bir çıkış
roktasından hareket ederek farklı
sonlara bağlanan üç ayn bölümde hi-
kâye ediyor, ilk kez 8-9 yaşın-
da 8 mm.lik kamerayı elıne al-
mış, geleceği parlak senarist-
yönetmen Tom Tykwer. Onca
parayı sağlamak içın sadece 20
dakikalan olan, zamana, kade-
re karşı inanılmaz bir yanşa kalkışan,
perişan âşıklann (Lola-Manni çifti-
nin) öyküsünü eksen alarak geliştik-
çe farklı sonuçlara \aran üç çeşitle-
meden bütünlenen Koş Lola, drama-
tik yapısı ve görselliğiyle şaşırtıcı.
son derece keyifli bir seyirlik, ince
ince ayrıntılandınlmış, sağlam ve
zengin bir deneme.
Kara film türünde, üç versiyonlu
modern bir soluk olarak nitelenebile-
cek filmin bölüm aralanna da, kırmı-
zı fıltreyle çekilmiş, "Beni seviyor
musun?" ve 'Ben ölürsem ne yapar-
sın?' mealinde, malum sevgili geyik-
leri yerleştirmiş yönetmen. Bildik bir
entrikaya dayanan ama yaman bir
enerji ve dinamizm içeren filmde.
SUNGU ÇAPAN
baştan sona koşturan Lola'nın güzer-
gahı, üç hikâyede de aynı.Telefondan
sonra şampuan isteyen alkolik anne-
sıni duymadan sokağa firlayıp aynı
caddelerden geçerek babasmın ban-
kasına yollanan Lola'nın 3 hikâyede
rastladığı tipler de aynı (çocuk araba-
lı geçkince kadın, rahibeler grubu, bi-
sikletini satmak isteyen uyuşturucu
bağımlısı, caddeye çıkmak üzere olan
otomobıl, metroda Manni'nin para
çantasına konan uyanık evsız-kloşar,
vb.) Tykvver, kısa kısa çekimlerle, mü-
dahale ettiği bu yan tiplerin öyküleri-
ne de geriye (ya da geleceğe) dönüş-
lerle yer veriyor.Tipler aynı ama ola-
yın akışı her seferinde degişiyor, ras-
lantılar devreye giriyor ve farklı fi-
naller bekliyor seyirciyi. Birinci
hikâyenin sonunda, Bonnie'yle
Clyde gibi soygun yapan ama kıs-
tınlıp teslim olan çifti saran polis-
lerden birinin kazayla vurduğu
Lola, tıpkı Godard'ın 'Serseri
Aşıklar'ının Belmondo'su gibi arna-
vut kaldınmına düşüp ölüyor. tlcinci
hikâyedeyse metresiyle tartışan baba-
sının bankasından silah zoruyla para-
yı alıp kurtaracağı sevgilısıne ulaşan
Lola, son anda bir arabanın altında
kalıp ezilerek yola yapışan Manni'nin
başında dikılip taş kesiliyor.
Tıkır ükır işleyen fikır fikır fîhn
Manni'nin tesadüfen yolda gordü-
ğü evsız tipten para çantasmı geri al-
dığı, Lola'nınsa zor durumlarda ku-
lak zan patlatan, cam bardak kıran o
canhıraş haykınşıyla casino'dan
epeyce para kazandığı son hikâyenin
finalini mutlu bitirmeyi yeğlemiş
Tykvver.
Üç hikâyedeki tekrarlann aksat-
ılmadan, zekice kullanıldığı, zaman,
kader, aşk, ölüm, yaşam temalan çev-
resinde dönenen, pek es vermeyen
tekno müziklerin eşliğinde, sürükle-
yici temposunu hiç düşürmeyen film,
normal çekimle canlandırma sinema-
sını ve elektronik görüntüleri başa-
nyla harmanlayan, çok parçalı, çok
katmanlı ve karakterli, aynntıh, yeni-
lıkçı, doludizgin bir üslubun özgün
ömeğı. MTV estetiği ya da video-k-
lip stıli denen tarza yakın duran ve de-
neysel tatlar sergileyen, özgün anla-
tımının yanı sıra, fikır fikır görselli-
ği, tıkır tıkır işleyen hummalı tempo-
su. oyunculuğu ve hızlı montajıyla da
göz dolduran bu yeni sinemasal üslup
çabası, merakhsını yer yer uçuruyor
resmen. Demy'nin ya da Fassbin-
der'in Lola'sı değil, Tom Tykwer'in
Lola'sı bu. Koş Lola'yı, sıradışı bir
fılm seyretmenin keyfini özleyenle-
re hararetle öneriririz.
Slnema Yazarları Derneği'nin seçtiği yabancı filmler
Mevsimin en iyisi:
AşkZamanıÇeşitli yayın organlanndan 27 sinema ya-
zan bir araya gelerek geleneksel SİYAD se-
çimlerini yaptı ve mevsimin en iyi yaban-
cı filmlerini belirlediler. Çinli yönetmen
VVongKar-VV'ai'ın 'AşkZamanı' en iyi film
seçildi. SlYAD'ın listesi şöyle:
1 - Aşk Zamanı Wong Kar-Wai, 2- Mıd-
holland Çıkmazı ' David Lynch, 3- Akıl
Defteri' Christopher Nolan, 4- Parampar-
ça Aşklar Köpekler Alejandro Gonzales
Inarritu, 5- Yüzüklerin Efendisi
;
Peter Jack-
son, 6- Ameüe ' Jean-Pierre Jeunet, 7- Pi-
yanist' Michael Haneke. 8- Kırmızı Değir-
men / Baz Luhrmann, 9- Tarafsız Bölge
Danis Tanovic, 10- Diğerleri Alejandro
Amenebar.
Bu filmler 14 Haziran'dan itibaren Istan-
bul'da Beyoğlu. 28 Haziran'dan itibaren
Ankara Kavaklıdere sinemalannda 'Sine-
ma Yazarlannın Seçtikkri' başlığıyla gös-
tenlecek.
Sinema yazarlannın ikincı 10 filmi ise
şöyle:
11- Yapay Zekâ / Steven Spielberg ,
12- Akıl Oyunlan / Ron Howard, 13-
Oğul Odası ' Nanni Moretti, 14- Ce-
hennemden Gelen / Albert Hughes,
15- Yıknz Savaşlan / Klonlann Sal-
dınsı George Lucas, 16- Kesişen
Yoüar / Marc Foster, 17- Karatah-
ta ' Samira Makhmalbaf, 18-
Mahremiyet ' Patrice Chereau,
19- Koş Lola / Tom Tykvver, 20-
Cube ' Vincenzo Natali.
İZLEYİCİ GÖZÜYLE ERDAL ATABEK
Çocuklara savaş dersleri: Düşünme, savaş!
"StarVVars-YıldızSavaşlarr fîlminin ikinci-
ii, "Kktnlann Saldınsı" özellikle çocuklann
ıayal dünyasına sesleniyor. Çocuklar. gençler,
dbette bilimkurgu merakhsı olan herkes bu
îlmlen heyecanla izliyor. Galaksilere yayılrmş
nsanlar, başka canhlar, birlikte yaşamaya çalı-
jyor. Hayal gücünü zorlayan kentler, hava ge-
nılenyle sağlanan yoğun trafik baş döndürü-
-•ü. Ama filmin özünü oluşturan tema "savaş".
3üyük cumhuriyetten aynlmaya çalışanlar var.
3u "avnhkçılar" gizli bir ordu hazırlıyorlar.
üumhunyeti koruyanlar da savaş güçlerinı ha-
ekete geçırerek onlan yenmeyi planhyor. Her
/erde savaş hazırlıklan. Işıkh kıîıçlar, gizli si-
ahlar, büyük sayılarda savaşa hazırlanan klon-
ar. Sadece savaşmak için hazırlanmış mekanik
lygıtlar. Ellerine \erilen silahlarla saldıran ve
uçbir şeyle engellenemeyen ölüm makineleri.
Fılm, Amerika'nın "Yüdu Savaşlan" proje-
ane altyapı hazırlayan ideolojik bir saldın si-
ahı. Izleyenlere şu mesajı veriyor: "lyflerin,
«ani bizim (yani Amerikahlann) kötülere karşı
avaşmaktan başka yolumuz yoktur. Biz (>ani
\merikablar) neden hidir de Ötekiler neden kö-
üdür? Sen bunlan düşünme. Döşûnmen ge-
sknoez. Sen sadece bizim iyi, ötekilerin kötü ol-
Star Wars, ideolojikbirfîhn.Hem de çocuklara, gençjere ve herkese yönetikkaba bir propaganda f3-
mL Ne savaşlaıia ilgili bir soru, ne knnin hakh olduğunaflişkinbir kuşku ne de savaş-banş ikflemivar.
duğunu biL yeter. îşte görüyorsun ki savaşmak
tek doğru yoldur. Sen de bizim sa\-aşmakzorun-
da olduğumuzu biL yaptığımı/ sa\aşm hakh ol-
duğuna inan, sen de bu savaşta bizim yanımız-
daol."
Star Wars, ideolojik bir film. Hem de çocuk-
lara, gençlere ve herkese yönelik kaba bir pro-
paganda filmi. Ne savaşlarla ilgili bir soru, ne
kimin hakh olduğuna ilişkin bir kuşku ne de sa-
vaş-banş ikilemine ilişkin bir tasa taşıyor. Fil-
min böyle bir derdi yok. Her yaştan msana an-
lattığı öykü, hayatta kalmak için ötekilerin yok
edilmesi gereken savaşm kazanılmasının zo-
nmluluğu.
lyiler ve kötüler ikilemine dayalı bir önyar-
gıyı aktanyor. Böylece faşizmin psikolojik te-
meline de hazırlık yapıyor. Hayal gücünün ya-
lınkatlığı ortada. her şey bilgisayar ojoınlanna
dayandınlarak gözboyacılığı yapıhyor. Aslın-
da insan hayalini genişletecek bir felsefesi yok.
Sadece şiddetin ve savaşın övgüsü yapıhyor ve
çocuklann. gençlerin bilinci bir de bu yoldan
sakatlanıyor.
Kanımca bu fıhni gören çocuklarla ve genç-
lerle tartışmah, toplantılar yapılmalı ve şu so-
rular tartışılmalıdır.
Bu fihnde kimler, kimlerle savaşıyor?
Taraflar neden savaşıyor?
Hakh olan neden haklı, haksız olan neden
haksızdır?
Savaş makinesi klonlar yaratmak doğru mu,
yanlış mıdır? Böyle makine yaratıklar konusu
nasıl düşünülmelidir?
Sorunlan çözmek için savaştan başka yollar
var mıdır ve nelerdir? Siz her anlaşmazlığınızı
dö\r
üşerek çözmeyi doğru buluyor musunuz?
Bu filmlerin neden yapıldığı konusunda ne
düşünüyorsunuz?
Doğru bir bilinci korumak kimi zaman sanıl-
dığından daha zor.
KEDİGOZU
VECDİ SAYAR
Benerci'den Mania'ya
Sıkıntlı günleryaşıyoruz. Belirsızlığin, karamsarlığın
egemen olduğu günier. Geleceğımizı tartışıyor bizim
adımıza bırileri. Siyaset sahnesınde bildik oyunlar, alı-
şılmış roller oynanıyor gene. Ama sanki izleyicilerde
bir değişim var gibi... Edilgenlikten sıynlıp, kendi ge-
leceğini tartışma ihtiyacını hissedenlerin sayısı artıyor
her geçen gün. Avrupa Birliği'nden yana ağırlığını ko-
yuyorsivil toplum...
Avrupalı olmanın gerektirdiği koşullara, değerler sis-
temine ne denli uyum sağlayabileceğiz, daha doğru-
su sıyasılenmiz bizim adımıza nasıl bir karar verecek-
ler, hep birlikte göreceğiz. Ama, onlann kararlan ne
yönde olursa olsun, sanat ortamıntn seçımi belli. Ev-
rensel kültür ve sanat rotasından şaşmadan, pupa
yelken ilerlıyor. Zaman zaman engellere takılsa da...
Avrupa Birliği'ne girmeyi amaçlayan sıyasetçilerin
hâlâ kavrayamadıklan bir gerçek var. Kültür ve sanat
alanından Avrupa'ya açılan kapıları kullansalar, şimdi
çok daha ileride bir noktada olurlardı. Sanatçılanmı-
zın, festivallerimizin, kültür sanat kuruluşlanmızın ka-
zandığı uluslararası başanlar, Avrupa ile aramızdaki
duvarlan yıkmakta yararlanacağımız en önemli araç-
lar olabilirdi. Iş dünyasından bunu kavrayanlar var. A-
ma, siyasetin ve bürokrasinin sanatla kurduğu ilişki
korku etrafında odaklandı hep. Öy\e de devam edi-
yor.
Siyaset ortamımızın iyice ısındığı şu günlerde, sa-
nat dünyamız en hareketli günlerini yaşıyor. Uluslara-
rası lstanbul Tiyatro Festivali'ni geride bırakalı birkaç
gün oluyor. Sıra, yeni festivallerde. Bu akşam Ulusla-
rarası Izmir Festivali başlıyor, 'Nâzım'a Ârmağan'\a.
Yann da, Uluslararası lstanbul Müzik Festıvali'nın ve
Antalya'da Aspendos Opera ve Bale Festivalı'nın açı-
tışı var. Iş bu kadarla da kalmıyor; aynı akşam iki les-
tival daha var Istanbul'da; rock, techno ve her türtü al-
ternatif müzik merakhsını tatmin edecek etkinlikler:
Positifin düzenlediğı 'Efes Summer Fest' (Yaz festi-
vali deseler aynı ilgiyi görmeyeceginden korkuyorlar
herhalde) ve Hip Productions'ın 'AlternatifMüzik Fes-
tivali'. Durun daha bitmedi; Yapı Kredi Sanat Festiva-
li'ni, Uluslararası Bursa Festivali'ni de eklemek gere-
kiyor bu tabloya. Yann akşam, kimimiz Aya Irini'deki
'30. Yıl Konseri'ne gidecek, kimimiz MaslakVenue'de
Arto Tunçboyaciyan'ın 'Armenian Navy Band'\, ki-
mi de Kilyos'ta Demırciköy Plajı'nda David Byrne'ı
dinleyecek. Pazartesi akşamı gene Aya Irinı'de, 6u-
enos Aireslı fahişe Maria'nın öyküsünü izleyeceğiz
Gideon Kremer ve Kremarata Musica topluluğun-
dan... Bu denli zengin bir sanatsal ortama sahip kaç
kent var dünyamızda?
Sanatçılarımız açısından da aynı şansa sahibız. Ti-
yatro Festivali'nde izleyebildiğim birkaç önemli oyun
oldu: Amerikan Wooster T7yatrosu'nun '8u Atış Sa-
na Birdie'si, Alman Schaubühne 77yafrasu'nun 'Se-
den/er'ı gibi. Ikisinde de müthiş bir enerji, müthiş bir
teknik ustalık, estetik bütünlük ve 'mükemmeTı yaka-
lama çabası vardı. Ama benim ilk tercihim, Devlet Ti-
yatrosu yapımı, Nâzım Hikmet'in 'Benerci KendiniNi-
çin öldürdü'sü oldu. Yönetmen Mehmet Ulusoy'un
bir tiyatro dehası olduğunu bir kez daha gördük bu
oyunda. Ulusoy, 1980'lerde Paris'te sahnelediği oyu-
nu istanbul seyircisine gene Michel Launay'in o ola-
ğanüstü sahnetasanmı içinde sunuyor. Müziktedebir
başka ustanın adı var: Kudsi Erguner. Devlet Tiyat-
rosu'nun genç oyunculanyla müthiş bir ekip çalışma-
sı gerçekleştirmiş Ulusoy ve Nâzım'ın yapıtından ye-
ni bir şiir yaratmış; hareketi, sesi ve görselliği bir po-
tada enterek... Son yıllann en önemli tiyatro olayı ka-
nımca. Afife JaleÖdülleri'nde En İyi Oyun, Yönetmen,
Dekor ve Müzik ödüllerini almıştı, belleğim beni yanılt-
mryorsa. Bileğinin hakkı ile almış.
Ulkemizin dünyadaki saygınlıgının artması için ya-
sal değişiklikleryetmez. Gerçekleştirdiğimiz kültür sa-
nat etkinliklerinin ve bu etkinlikler çerçevesinde sanat-
çılanmızın verdiği ürünlerin düzeyiyle doâru orantılıdır
bu saygınlık. Otuzuncu yılını kutladığımızlstanbul Kül-
tür ve Sanat Vakfı'nın ve öteki kültür sanat kuruluşla-
nnın, ülkemizi dünya sahnelerinde, festivallerinde, bi-
enallerinde temsil eden sanatçılarımızın emeklerinin
boşa gitmedığine, gıtmeyeceğine inanıyorum.
vecdisayarfa yahoo.com
BUGUN
• CEMÎL TOPUZLU AÇIKHAVA
TİYATROSU'nda 'Yapı Kredi Sanat FestivaM'
kapsamında 21.15'te 'Hevia' konseri.
(0212 252 4700)
M RLTVIELİ HİSARI'nda '2. Rumeühisan
Tîjatro Buluşması' kapsamında 21 OO'de AH
Poyrazoğlu Tlyatrosu'nun 'Ödûnç Yaşamlar'
adlı oyunu. (Bilettc: 216 454 15 55)
• YILDIZ SARAYI'nda 11. Kültür
Etkiıüikieri Haftası' kapsamında 19.00'da
lstanbul Lisesi ile Gürcistan Halk Danslan
Topluluklan, lstanbul Lisesi Dans Grubu nun
gösterileri ve MFÖ'nün konseri.
(0212 51415 70)
• BABYLON'da 23.00'te YeniTürkü'nün
konseri. (0 212 292 73 68)
• PENAR RESTORAN'da 21 OO'de Avni Anıl'ı
anma gecesi. (0 216 441 00 00)
• MARMARA CNİ\TRSİTESt
HASTANESİ'nde saat 12.OO'de Sanat Galerisi
açılışı, Güzel Sanatlar Fakültesi ögrencilerinin
Monotipi Baskı Sergisi. (0 216 3271010)
ÇEVRE FtLMLERİ FtSTİVALt'NDE BUBÖN
• BEYOĞLU SfcVE^\SI'nda 14.30 da
'Ozgürlük', 16.30'da 'Doğa Savaşçıs', 19.00'da
'Havaümızın Yıflan', 21 OO'de 'Doğa Sa\aşçısT
filnilerinin gösterimi. (0 212 251 32 40)
• SİNEMA TÜRSAK'ta 14.30 ve 19.00'da
'Sanam', 16.30 ve 21 .OO'de 'Hayal Şehir'
filmlerinin gösterimi. (0 212 325 43 41)
• ALMAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde
12.00"de 'BeyazBaKna', 14.30'da 'Toprak',
16.30'da 'Tuzun Ö>küsü', 'Bir Damla Bal İçin',
'Başkırdistan', 19 İ5'te 'Çıldır'da Zaman'
filmlerinin gösterimi. (0 212 24912 80)
• İSTANBUL BİLGİ ÜNtVERSİTESİ'nde
12.00'de 'Çöldeki Yüzücüler', 14.30'da
'Annapurna: Bir Fetih Hikâyesi', 'Annapurna',
'Uzak Diyaıiann Kokusu', 16.30'da 'Çiçekçi
Dükkâm', 'Deli Dolu', 19.15'te 'AJT, An ve
Kuruba'lar' filmlerinin gösterimi.
(0212 216 22 22)