Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 7 HAZİRAN 2002 CUMA
14
T
U-K. [email protected]
. Uluslararası İzmir Festivali bugün Kadifekale'de 'Nâzım 'a Armağan 1a başlıyorg ğ y
izmirliler müziğedoyacakİZMİR (Cmnhuriye* Ege Bürosu)-
lzmir Kültüı-Sanat ve Eğitim Vak-
fi'nın(ÎKSE7)düzenledıği 16. Ulus-
lararası Izmr Festivali, bugün tan-
hi Kadıfekale 'de Genoo Erkal'uı Nâ-
zım Hikmet'm şiirlerinden derledi-
ği "INâzun'a ArmağaJi"la başlıyor.
İzmir Büyikşehir B eledıyesi'nin
kentyenıleme projesi kapsamınaal-
dığı Kadifekıle'de ilk kez gerçekleş-
tirilecek gösteride, Genco Erkal'la
birlikte Ayla Algan, Z«liha Berksoy,
Zuhal Olcay. Jühde Kural, Tilbe Sa-
ran, Yıidız Kenter ve Işık Yenersu ıle
balerin Zeyıep Tanr*ay ve şarkıcı
Sema da rol alıyor. Festivaldekı tüm
gösteriler saat 21.30'cia başlayacak.
4 Ağustosa dek sürecek festival-
de. Karadeniz Filarmoni Orkestra-
sı, îspanyol liusal Balesi, Berlin Fi-
larmoni Kemanlan, Jose Carreras,
Efes Gladyatörleri Gösterisi, Vincen-
zo Bellini'nın Norma operası ve
Türk bestecfleri konseri gibi etkın-
lik ve topluluklar yer alacak.
ÎKSEV Başkanı Filiz Eczacıbaşı
Sarper, "İzmirlilerin karşısına sa-
natsal düzeyi yüksek bir programla
çıkmaktan mutluyuz. Festivale bu yıl
300'ü aşkın sanatçı katılacak*" dedi.
Viııcenzo BeUini'nin 'Norma'sı
Kadifekale'deki açılıştan sonra,
11 Hazıran Salı günü Efes Antik Ti-
yatro'da Vincenzo Bellini'nin Nor-
ma'sı sahnelenecek. Efes'te sahne-
lenecek ilk opera olan Norma'nın or-
kestra şefi Roberto Benzi, koro şe-
fi de Hans Joachim Gallus Başrol-
leri Izmir De\ let Opera ve Balesi (IZ-
DOB) Müdürü Hakan Aysev, dev-
let sanatçısı Ayhan Baran. Arses Yıl-
dızca, Ayşe Tek, FiKz Kıratfa ve Hü-
seyin Genç paylaşıyor.
Festivalin üçüncü etkinliği yine
Efes Antik Tiyatro'da, 23 Haziran Pa-
zar günü gerçekleştirilecek olan Tek-
fen Karadeniz Filarmoni Orkestra-
sı'nm (TKFO) 'Üç Denizin Sesi'
konseri olacak. TKFO. şef Saim Ak-
çıl yönetimindeki konserde, Rossi-
ni'nin 'Hırsız Saksağan Uvertürü',
Dr. Nejat Eczacıbaşı Ulusal Beste
Yanşması 2000 yılı birincisi Tevfîk
Akbaşh'nın 'Yeniden Doğuş', 'Şiş-
1) İspanya Ulusal Balesi. 2) Hakan Aysev, 3) Adalet Vezirov, 4) Jose Carreras, 5) 'Nâzım'a Armağan'.
li'de Bir Akşam Vakti', 'Yalnız Yü-
rek', 'Final'; Hacı Hanmemme-
dov'un 'KemançeKonçertosu', Be-
ethovenın '7. Senfoni'si ve La Ma-
jör Op. 92 eserlerini seslendirecek.
TKFO konserinde Adakt Vezirov
ve IZDOB Müdürü Hakan Aysev
solist olarak yer alacak.
Festivalin bir başka konuğu
19^8'de AntonioGades"in sanat yö-
netmenlığinde kurulan İsparrva l lu-
sal Balesi (tUB). Topluluk, 27 Ha-
ziran Perşembe akşamı Kültürpark
Açıkhava Tiyatrosu'nda 'Fuente-
ovejuna' adlı eserle İzmirlilerin kar-
şısına çıkacak.
Kadifekale'de gerçekleştirilecek
ikinci etkinliğin konuğu Berlin Fi-
larmoni Kemanlan 1 Temmuz Pa-
zartesi günü seyirciyle buluşacak.
Orkestra gecede, Pachelbel'ın 'Ka-
non', Bizetnin 'Carmen Suin". Puc-
cini'nin
l
Arien Suiti\ Prokofiev'ın
'Romeove JuBetSura'. Bondonun
'On Keman ve Piyano İçin Fantas-
tik Danslar". Brahms'ın '3 Macar
Dansf ve Enescu'nun 'Romen Rap-
sodisi'nı seslendirecek.
Carreras ve Rey Efes'te
Yunan sanatçı Yannis Markopoulos
3 Temmuz'da Efes Antik Tiyatro'da
vereceği konserde, antik Yunan'ın en
ünlü ozanı Orpheusun 'Sahne Kan-
tatı' ile GeorgeSeferis'in 'Lirve Or-
kestra İçin Konçerto-RapsodF eser-
lerini yorumlayacak.
Ahmet Adnan Saygun, Nevit Ko-
dallı, İlhan Usmanbaş, Muammer
Sun, İlhan Baran,Cenan Akm, Ce-
mal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin ve
Gürer Aykal'ın eserlerinin yorum-
lanacağı Türk Bestecileri Konseri 9
Temmuz'da Efes Celcus Kütüphane-
si'nde. Konsere. ÎDOB genel müdü-
rü bariton Mesut İktu ile Rus piya-
no sanatçısı Sergei Gavrilov solist
olarak katılacaklar.
Festivalin önemli etkinliklerinden
bıri de, tenor Jose Carreras'ın Isa-
bel Rey ıle bırlıkte Efes .Antik Tiyat-
ro'da vereceği konser. Carreras ve
Rey. dünyaca ünlü orkestra şefi Da-
vid Gimenez'in yöneteceği konser-
de. Strauss, Tosti, Costa, Bellini, Ren-
dine, Arditi, Gastaldon, Lehar, Fal-
vo, Acampora, CardiDo, Chapi,Jime-
nez,Rey,CabeUeno ve Lara'nın eser-
lerini seslendirecekler.
Uluslararası tzmir Festivali, 3-4
Ağustos'ta Efes Antik Tiyatro'da
gerçekleştınlecek olan "Efes Glad-
yatörleri-Oğleden Sonra Olüm" özel
göstensiyle sona erecek
Sasha IValtz'm sahneye koyduğu 'Bedenler
y
m ana renklerini yalınlık ve şiddet oluşturuyor
insan bedeni tarihi
'Bedenler' insan bedeninin savaşlann. mitolojinin. işkencenin,
estetik cerrahinin, kentleşmenin ve Yahudi soykınmııun
içinden süzülüp gelcn tarihini irdeliyor.
ImgelerleAYŞE EMEL MESCİ
Schaubühne'yi Alman ve dünya tıyat-
rosunun öncü kurumlanndan biri haline ge-
tiren Peter Stein'ın ünlü bir sözü vardır:
-Hahrlamak. siyasi bir eylemdir."
1999'dan beri Schaubühne'nin dans bö-
lümünü yönetip yeni sanat yönetmenliğı
ekibinin de içinde yer alan Sasha VY'altz" in
sahneye koyup koreografisini yaptığı "Be-
denler" de (Körper), tam anlamıyla bir
"beden tarihi", bedeni hatırlama çabası.
Kendi bedenlerinin öyküsünü anlatmaya
başlayan dansçı/oyuncular, imgeler ve sah-
ne resimleri yoluyla, alabildiğine birey-
sel, hem de o ölçüde toplumsal bir "var-
hk" olan insan bedeninin savaşlann, mi-
tolojinin, işkencenin, estetik cerrahinin,
kentleşmenin ve Yahudi soykınmının için-
den süzülüp gelen tanhini irdeliyorlar.
Cam birvitrin içinde, bir gaz odâsına hap-
sedilmiş gibi sürekli yukan tırmanmaya ça-
balayan, ama durmadan aşağı düşüp üstüste
yığılan ve yeniden devinime başlayan çıp-
lak bedenlerin görüntüsü sanınm uzun sü-
re belleğimden çıkmayacak. Hem hareke-
tin sürekliliğini, hem bedenler arasındaki
ilişki ve enerji akışkanlığını bu derece et-
kın bir bıçimde sağlayıp. böylesine agır bir
devinımle ve daracık bir yerde, üstelik ca-
mın (veya ekranın) ardından izleyiciyle
bu denli yoğun bir ilişki kurulabilmesi ve
şiddet imgesinin bu denli çoğaltılarak ak-
tanlması gerçekten çok çarpıcı. Zaten ya-
lınlık ve şiddet bu gösterinin ana renkle-
siKiıuı 13.ULUSLARARASI
EU
S*NÜT İŞTANBUL
VAKFI TİYATRO FESTİVALİ
rini oluşturuyor. Beyaz tabaklarla omur-
ganın. bedene yapıştmlan fiyat etiketleriy-
le organ nakli ve estetik cerrahinin imlen-
diği, silkelendikçe insan bedeninin aslın-
da suyla dolu olduğunun simgelendiği ya
da bir kadın oyuncunun ikı uzun sopaya
tutturulmuş postişleri çevresinde nöron
hücreleri gibi dönen diğer oyuncularla si-
nir sisteminin anlatıldığı -bu tabii benim
algılamam- daha esprili bölümlerse gös-
teride soluk alınan ara tonlan oluşturuyor.
Zaten bir buçuk saat boyunca bir çağn-
şım bombardımanına tutulduğunuz ve ko-
reografiye eşlik eden ses efektleri de (mü-
zik hiç yok gibi) bu çağnşımlan çoğalttı-
ğı için, sanki her seyirci bu imgeler labi-
rentinde kendi yolculuğunu yapmaya, bi-
reysel bir deneyım yaşayıp, kendi anlam
cümlelerinı bulmaya davet ediliyor.
Yukanda anlattığım % itrin başka bir bö-
lümde temizlikçilerin kullandığı asansö-
re dönüşüyor, sahneyı diyagonal kesen ve
geometrik düzenlemenın ağırlıkta olduğu
koreografiye de yardım eden dev bölme
duvann ansızm yere devrilip, seyirciye
doğru üfürdüğü yel, sahne tozu sarmalı
\e ardında belirheren tek sıra çıplak be-
denlerle sayısız çağnşımın kapısını aralı-
yor. Sanki bizi kendi çıplak gerçeğimizin
aksiyle baş başa bırakıyor. Aklıma takılan
birkaç soru da var. Gösteri. klasik estetiğe
yönelik reddin altını, kalın çızgılerle çizen
bir bildirge niteliğinde sanki.
Mitolojik Kentaur'lan (at- insanlar, ya-
n insan yan hayvan bedeniı yaratıklar)
canlandınrken -belki de gen teknolojisi-
ne mitolojik birgönderme- gösterilen bü-
yük ustahğa, bedenler arası devınım akış-
kanlığındaki yetkinliğe \ e oyunun ilk bö-
lümünde "Biz klasik dansçı değüiz.yere çn>
lak ayak, tüm tabanla ve gürümı çıkararak
basıyoruz" diyen tavra karşın, yerle ilişki,
örneğin bir Karhakali göstensındeki düzey-
de kurulmuyor ve akışkanlık, tek beden-
deki ya da bedenler arasındaki zıthklann.
karşıt hareketlerin, genlımlenn sahnede
çekim odaklan yaratmasıyla desteklenmi-
yor. Bir iki sahne dışında oyuncu. dansçı-
lar seyirciyle yönetmenin sahne resimle-
ri aracılığıyla ilişki kuruyorlar. Biraz so-
ğuk ve mesafeli bir ilişki bu, bizi deyim
yerindeyse karnımızdan yakalamıyor. O za-
man da ortaya fazlasıyla entelektüel bir ürün
çıkıyor. Estetik tercihlenni yetkinlikle sa-
\nnan bir gösteriyi düşünmenin, beyni-
nizde yarattığı imge dızilerini ya da ruhu-
nuzdayarattığı tedirginliğı anlamlandırma-
ya çalışmarun keyfinı çıkanyor. ama dan-
sın o insanı can evinden yakalayıp ortak
bir coşku ve farklı bir var oluşun parçası
kılan duygu bütünleşmesini yakalayamıyor-
sunuz. Bu da sanınm bilinçli bir tercih.
ÎŞTÎSAN Yönetim Kıırulu^ndan açıklama
Kültür Servisi- Geçen günlerde Şükrü Tû-
ren'in tstanbul Büyikşehir Beledıyesi Şe-
hir Tiyatrolan Genel Sınat Yönetmenlıği gö-
revınden alınıp yerire Nurullah Tuncer'in
genrilmesiyle ilgili olarak İstanbul Şehir
Tnatrosu Sanatçılam Derneği (İŞTİSAN)
bir bildin yayımladı.
"88 yıl önce kurulaı \ e bunca zaman için-
de sa\ aşlara, felaketltre ve biitün siyasi çal-
kalanmalara karşın ferdelerini sürekli ola-
rak açık turmayı başarmış olan İstanbul Şe-
hir Tiyatrosu'nda ge<en günlerde ilan tah-
tasındaduyunılma>a )Uegerekdmulmadan
bir yönetim degişikliji yaşanmıştîr._
(Biz) kraaünı projertör ışıklarnun göz ka-
maştıncı avdınlığındls ve sahnede yapma>a
auşmış olan tstanbul Sehir Tiyatrosu sanat-
çılan ve teknik personeli, mesleki açıdan
manoğmı anlamakta güçhık çektigimiz ve ka-
palı kapılar ardında. adeta yangından mal
kaçuır gioi gerçekleştirilen bu değişikliği en
haflf anlatınıla yadırgadık ve' sindiremiyo-
ruz'. („.)
Zaman içinde pekçok müdahaleyle yama-
lı bohçava çevrilen İstanbul Şehir Tiyatrosu
Yönetmeliği, siyasilerin ve bürokratlann is-
tekleri doğrultusunda sokaktan geçen her-
hangi birinin genel sanat yönetmeni olması-
na uygun hale getirilmiş, vekâleten vapılan
atamalar genel sanat yönetmenliğini sürdü-
ren kişileri, meslegin gelişmesi, İstanbul hal-
kına daha ryi hizmet vermekten çok siyasi-
lereve bürokratlara sevünü görünmeye zor-
lamaktadır»
Son yedi yü içinde; bir yıl, iki yıl gibi ara-
hklarla vapılan dört atanıa sonucu belli bir
pJan ve programın u> gulanması imkânsız ha-
le gelmiş, istanbul Şehir Tryatrosu'nun ve-
rimi sürekli olarak olumsuz etkflenmiş ve
moda deyimle içi boşaltılmıştır...
27 Mavıs 2002 tarihinde göreve atanan
mesai arkadaşlanmızın bundan sonra yapa-
caklan çauşmalannda 1 ürkiye'nin en kök-
lü kültür kurumunun yönetiminde oldukla-
nnın bilinciyle, rhatromuzun bürokratik ve
siyasi müdahalelerden uzak tutulması konu-
sunda çok dikkatli hareket etmelerini, İs-
tanbul Şehir Tiyatrosu'nun gerçek sahibi
olan İstanbul halkuun da kendi tryatrolan-
nın özerk yapılanması ile ilgili girişimlerimi-
ze destek olmalannı diUvoruz..."
Bu apartmanda
şenlik var!
Kültür Servisi - Türkiye'nin tek apartman şenliği
olan 'Büyük Sadıkpaşa Aparrmanı Şenliği'nin
ikincisi yarın ve 9 Haziran'da Galata Kulesı'nin
hemen yanında bulunan Sadıkpaşa Apartmanı'nda
yapılacak. Alrı katlı apartmanın sergi mekânı
olarak kullanıldığı, ilki 23 Haziran 2001 'de
düzenlenen ve resim, seramik, fotoğraf,
enstalasyon çalışmalannın yer aldığı şenlikte
apartmanın girişı. merdivenleri, apartmanda yer
alan atölyeler ve bazı daıreler sergı mekânı olarak
kullanılacak. Etkinlik kapsamında sergilerin yanı
sıra dinletiler, 'çay-kahve sohbetleri" ve sürprizler
de olacak. Büyük Sadıkpaşa Apartmanı sakinlen
tüm sanatseverleri misafirliğe davet edıyor.
YAZIODASI
SELİM İLERİ
Cihat Burak (1)
Argos'un eski bir sayısı. "Sanat" bölümünde Ci-
hat Burak'ın yapıtlan. Büyülenerek bakıyorum...
Türk resminin büyük ustası Cihat Burak, benim
için, göz kamaştıncı öyküler yazarıdır bir yandan da.
Kimbilır kaç yıl önce... Halil Ibrahim Bahar'ın So-
yut dergisi. Soyut'un bizım kuşağa kucak açışı nasıl
unırtulur! Hepimizin şiiıien, öyküleri, denemeleri onun
sayfalarında.
Cihat Burak'ın, o zamanların Soyut dergisinde ya-
yımlanmış, istanbul'dan. anılardan, anılara karışmış
İstanbul kişilerinden söz açan öykülerini haz duya-
rak okumuştum.
Proust'u, Abdülhak Şinasi yi. Tanpınar ı hem
çağrıştıran, hem de onlara hüzünlü bir ironi katan bir
hikâyecı kimliğindeydi Cihat Bey. Resminde de hü-
zünlü ironi yol alıp durur.
Sonra Ada Yayınlan arasında Cihat Burak imzalı Car-
donlar yayımlandı. O güzelim Ada Yayınları! Ferit
Edgü'nün alabildiğine ince beğenisi her yeni krtap-
ta bir kez daha duyumsanırdı...
'Cardon': Sözlüklerde bulamadığım sözcük.
•Cardonlar, edebiyatımızın gızli kalmış nice güzel-
liği arasındadır. Gerçekçilikle düşselcilik bu kitapta kay-
naşır.
Cihat Burak dılde şaşırtıcı bir kıvraklığa erişmişti.
Eski sözcüklerle yeni sözcükler öylesine ustaca kul-
lanılmıştı ki, bir dil sarmaşığı çiçekler açmaya koyul-
muştu.
Cardonlar'ın korku ve sevgiden örülmüş dünyası,
ustanın tuvalinde eşsız resımlere dönüşür. Elbette
'kedi'ter... Kedilerle birlikte bambaşka incelikler de...
Örnekse şu yaprt:
Grotesk bir içki sofrası. çalgıcılar; şarkıcı kadın,
Tevfik Fikret'in unutulmaz "Han-ı Yağma "sını yeni
döneme açıvermiş. Bir yandan da devrik mezar taş-
ları, Istiklâl Harbi madalyalı yaşlı adamlar. tarihîyapı-
lar, böylesi kederlı, bitkin kişiler, nesneler... Ama vur
patlasın çal oynasın ortamda!
Cihat Burak yaşadığı ortamı ve zamanı söylüyor-
du.
Argos'un sayfaları arasına Plastik Sanatlar Bülte-
ni Anons'un Haziran 1991 tarihlı sayısını koymuşum.
Önce şaşırdım, anlam veremedim. Bülteni kanştınn-
ca kavradım.
Anons'ta Ipek Tekil. Cihat Burak'la bir söyleşi yap-
mış. Üstelik bu söyleşi. 1989'da gerçekleştirilmiş.
1989'u düşünmeye, anımsamaya çalıştım. Nerdey-
dim. neleryapıyordum?..
Sonra söyleşıyi okudum, 1989 aklımdan çıktı. Eş-
siz bir söyleşi. Cihat Burak gibi alçakgönüllü. öyle ko-
nuşulmuş, öyle kaleme getirilmış. Ipek Tekil ustaca
kâğıda dökmüş.
Cihat Bey'ın suskularla, duruşlar, duraksayışlarla
sürüp giden konuşması yıllar ötesınden bana yanst-
dıkça; günün kıbirlı, bilmış, küstah 'sanafç/'sıyla, bir
önceki kuşağın sanatçıları arasındaki aynmı, uçuru-
mu ahmladım.
Hepi topu birkaç sözcükle, aslında zehirgibi bir alay-
la, şu toplumsal ortamda yalnızlığın bedelini açıkla-
mış Cihat Burak:
"Felâket tek başına gelmez. Gözlüğümü kaybet-
tım. Su borusu patladı. Buzdolabı bozuldu."
Birdeniz kabuğundan dınlergibıyim. Sanki oraday-
dım.
öyledir: Durup dururken su borusu patlar, tesisat-
çıya haber vermeyi siz günlerce unutursunuz; gün-
ler sonra haber verdığinizde de günlerce tesisatçı
gelmez... Yalnızlık öyledir, derbederdir.
"Biraz durgunlaştı..." diye yazmış Ipek Tekil.
Sonra yaşamak çıkagelıyor. Ama 'yaşamak', Cihat
Burak'ın duyariıdünyasındaki'yasamak'gelecekya-
zımın konusu.
Takvimde tz Bırakan;
"Ikigündürkarşı apartımandaki kadının intiharet-
mesini bekliyorum." Sevim Burak, Yanık Saraylar
("Pencere"), 1965.
CineCîty'den gençlere kamp tatili
• Kültür Servisi - CineCity Sinemalan,
"CineGenç uygulaması' başlıgı altında 14
Haziran'a kadar Etıler CineCity, Yeşilköy
CineCity. Zeytinburnu CineCity, îzmir
CineCity. SİIKTİ CineCity, Tekirdağ CineCity
sinemalannda CineCitizen Junior Kart ile en
çok film izleyen 12 gence. 1 Temmuz - 31
Ağustos tarihleri arasında Wattabe Outdoor
Sports Club'ın Akent 2000 tesislerinde 1 hafta
boyunca kamp tatili sunuyor.
(H-MVV. cinecity: com. tr)
K Ü L T Ü R I Ç İ Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I