22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 HAZİRAN 2002 ÇARŞAMBA 14 KULTUR kultur(S cumhuriyet.com.tr Dral Çalışlar son kitabmda göz ardı edilen bir kitlenin haklannı büyüteç altma alıyor Kadınlarbiradım öner3/ alışlar, kitabında adınlann özgürleşme ve şitlik hareketinde ve Bücadelesinde ilk tepki ve ryanı tenklemesi anlamında j'minizmm fikri katktsından, jönetim kademelerin de görev Jan kadın sayısının (rtmasınm önemine; £>syalizmin gelişmesinden tadının yaratabilecegi büyük vmeye, dinin kadın üzerinde cluşturduğu baskı nekanizmasına değin birçok tonuya açıkhk geîiriyor. CAMZE AKDEMİR Gendaş Yayınlan'ndan çıkan 'Ka- anlara Dair' adlı kitabı Oral Çataş- hr'ın kadın konusu üzerine daha ön- ce yayımlanmış yazılanndan oluşu- jor. Kadınlan destekJeyen alışılmış er- Vek söyleminin ötesinde, hatta za- nan zaman kadınlarla bile çatışacak roktalarda radikal bir kitap 'Kadın- uraDair. - Kadın ile erkek arasuıda, eşirüğin de ötesinde her alanda mutlak bir iş- buüğirün önemine işaret ediyor yazı- fcurmız. ORAL ÇALIŞLAR - Erkek ege- nen dünyanın değişmesmi istiyor- sak, bu dünyanın yalnızca kadınlara değil, erkeklere de zarar verdiğini ka- bul ediyorsak o zaman yaklaşımlann değişmesi gerekiyor. Bunun için de öncelikle inisiyatif kadınlardan gel- meli. Kadın-erkek ilişkisinde de er- kek egemenliği esas olduğçuna göre er- keklerin bu ilişkide kadınlar lehine ik- tidarlannı bırakmalan düşünülemez. - Bu inisiyatifi ele almayı körükle- yen feminizmin amacını aşüğını dü- şünenler de oldu. ÇALIŞLAR- Kadrnlann özgürleş- me hareketinde ilk tepki ve isyanı te- tiklemesi anlamında feminizmin fik- ri katkısı olduğu bir gerçek. Özellik- le değişmeye açık erkekler de femi- nizmden etkilendiler. Türkiye'de l980Terin başında ilk feminist hare- ketler ortaya çıkınca kadınlar erkek- lerle olan iİşkilerini sorgulamaya baş- ladılar. Bu sorgulama, erkek dünya- sı tarafindan başlangıçta "Dudağı bo- yaİL tırnağı cilalı bu kadınJar genel kadın ktttesini tenısil etmiyoriar" şek- linde yorumlandı. Ama hıç de öyle ol- madığı görüldü. Tabıi ki ilk önce ka- dınlann öncülen ortaya çıkacaktı. Bunlar da feminist kadmlardı. - Eşitsizliklerin temeli dine mi da- yanıyor? ÇALIŞLAR- Din aslında kültürel bir motif. Toplumun genel tepkileri- ni din bir ölçüde ideolojik temelde ifa- de edıyor. Dinlerin, kadın üzerinde- kı hegemonyayı güçlendirdiğini dü- şünüyorum. - Kadnun ekonomik bağmsıdığı el- de etmesinin bu sancılı süreçteki ro- lünü nasıl değerlendiriyorsunuz? ÇALIŞLAR - Türkiye'de kadınlar maalesef ekonomide erkeğe bağım- lılar. 0 zaman sosyal ve kültürel alan- da da bir bağrmhlık oluşuyor. Kadın- lann yönetim mekanizmalannda güç- lenmeleri ve sayılannın artması şart. Erkeksi olmayan bir sosyalizm - Tepki ve baskı mekanizmalannın •namus' kavramı ileörtüştürütmesi ka- dın mücadelesini ükanuyor mu? ÇALIŞLAR-Tam bir çifte standart söz konusu. Evli bir erkek başka bir kadınla birlikte olduğunda bu hoşgö- rülebiliyor ama aynısını kadın yapın- ca 'fahişe' damgası yapıştınlıyor. Bu çarpıkhğa hangi kültürden olursa ol- sun doğru yaklaşan bir erkekle kar- şılaşmadım. - "Sosyalizm, insanın üzerindeki baskılan kaldınrken aşkın önündeki engelleri aşma>ı da hedeflryor. Devrim. aşkın önündeki engelleri de kaldıra- cakür'*sÖ2İerinizdenyolaçıkaraksos- yalizmin cinsiyeti kadın olacakür di- yebiür miyiz?_ ÇALIŞLAR- Biz sosyalizm altın- da kadın-erkek eşitliğinin de doğru- dan gerçekleşeceğini ıddia ediyor- duk ama sosyalist ülkelerdeki tecrü- belerle gözüktü ki bu oralarda da ko- lay olmayacak. Kadınlar mücadele- ye katılmadan. cıddi bir özgürleşme kavgası olmadan sosyalizm de doğ- ru dürüst gelişmeyecek. Eşitlik kav- gasında kadın ağırhğı olmadan, ka- dınsı bir etki olmadan hiçbir zaman bu konu halledilemez. 1989 yılında bir söyleşide nasıl bir sosyalizm so- rusuna erkeklikle iktidar ve baskı ara- sında büyük bir bağ olduğunu vurgu- lamak için erkeksi olmayan bir sos- yalizm demiştim. Bazı sosyalistler buna tepki göstermişti. Devrimlerin dahi çözemediğL.. - Kadm konusu,devrimlerin tam an- lamıyla çözümteyemediği konulann başında geüyor. ÇALIŞLAR- Evet, tıpkı demokra- si, eşitlik, ekonomi meselesinde ol- duğu gibi. Kadınlann sosyalist ülke- lerde Türkiye gibı ülkelere kıyasla daha bağımsız bir kımlik kazandık- lan görülse de bu, konunun halledil- diği anlamına gelmiyor. - Kadm konusuna sağve sohın yak- laşımlannı nasıl değerlendiriyorsu- nuz? ÇALIŞLAR - Dini motiflerin ve geri toplumlardan gelen kültürlerin et- kileriyle muhafazakâr kesımlerde ka- dın konusunda çok daha geri tavırlar ve önyargılar var. Sola doğru açıldık- ça biraz daha hoşgörü. bıraz daha ka- dma demokrasi çabası görülse de so- nuç olarak erkek dünyası, erkek dün- yasıdır ve erkek dünyasının tüm ege- men anlayışlan sağ ve sol içinde var- lığını sürdürüyor. - Kadın haklannın tam anlamıyla elde edilebilmesi konusunda gerçek- çi olmakla birlikte iyimser olmadığı- nıa söyleyebiür miyiz? ÇALIŞLAR-Demokrası konusun- da nasıl fazla ıyimser değilsem kadın konusunda da çok fazla iyımser değilim. İçinde yaşadığımız top- lumsal ilişkiler hep erkeklerin ege- menlik ihtiyacını üretiyor. Türki- ye'nin yakın zamanda kuvvetli bir iç çatışmadan geçmiş olması. siya- si Islamın gücü. demokrasi külrü- rünün yaygın olmaması, Türki- ye'nin ekonomik olarak genliyor olması gibi konular en fazla kadın- lar üzerinde olumsuz etki yapıyor. Etkinlik, çevre sorunlarmı kültürel bir platformda gündeme getirmeyi amaçlıyor ' 6. Uluslararası Çevre Filmleri Festivali'Kûltür Servisi - Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜR- SAK) tarafmdan düzenlenen '6. Uluslararası Çevre Filmleri Festiva- li' (5-13 Haziran), bu akşam Aya Irini'de düzenlenen bir açılış töre- niyle başlayacak. Sunuculuğunu sinema oyuncusu Meltem Cumbul'un yapacağı ge- cede, TC Kültür Bakanlığı Izmir Devlet Opera ve Balesi 'nin 6 dans- çısından oluşan topluluk, koreog- rafısini Beyhan A. Murphy'nın. müziklerini ise Mercan Dede'nin yaptığı, yozlaşan ve giderek doğal dengelerini yitiren bir dünyada var olabilmeyi sevgi ve birbirini anla- maya çalışma kavramlanyla örtüş- türerek dansla anlatan 'Temas' isim- li eserden bir bölüm sunacak. Çevre sorunlarını kültürel bir platformda gündeme getirmeyi ve çevre bilincinin yaygınlaştınlma- sına sinemanm etkili diliyle katkı- da bulunmayı hedefleyen festival- de, dünyanın çeşitli ülkelerinden seçilen uzun metraj ve belgesel 60'dan fazla film izleyiciyle bulu- şacak. Bu yılki teması 'Dağlar ve Ekoturizm' olan festival için FUiz Vural tarafmdan tasarlanan 'Diony- sosÖdülü' heykelciği bronz sarmal film şeridi ile doğa Tannsı Diony- sos'un simgesinden yola çıkarak oluşturulmuş. Uzun metrajda 10 ülke, 14 film '6. Uluslararası Çevre Fumleri Festhah', üç ana başlık altında ger- çekleştirilecek: 'Film Gösterimle- ri', panel, sergi, söyleşı gibi etkın- liklerin yer aldığı 'Paralel Etkin- Hkler' ve 'Sosyal Etkinlikler' Sekiz ana başlıkta toplanacak 'Film Gösterimleri'nde yer alan bölümler ana hatlanyla şu şekilde sıralanıyor: • Uluslararası UzunMetraj Film Yanşması: Son üç yılda yapılmış 'çevre' te- malı filmlerin sunulacağı bölüm- de 10 ülkeden bağımsız ve ortak toplam 10 uzun metraj film yer alacak: 'Bir Kıriangıçla da Bahar Gelir' (Fransa Belçika Christi- an Carion), "Hayatınuzın Yülan' (Italya Daniele Gaglianone), 'Sa- nam' (Iran / Rafî Pits), 'Özgürlük' (Arjantin Lisandro Alanso), 'Sam- sara' (Almanya - Hindistan / Pan Nalin). 'Köpeğin Günü' (Hindis- de 12 ülkeden 13 film yer alıyor: 'MacaheF (Türkiye / Kemal Öner), 'Ayı, An ve Kurubalar' (Hindis- tan Vlnod Raja), 'Rençberler ve Köylü Kızı' (Fransa Agnes Var- da), 'Köye Dönüş' (Fransa - Al- manya / Jean Marie Teno), 'Bulut- lar' (Belçika , Marion Hansel), 'Buzul Çağı Aü' (îzlanda Palli Steingrimsson), 'Çatıdaki Kuşlar' (Litv anya / Maris Maskalans, An- dis Miziss). 'Martin'in Ormam' (Fransa' DaphneBeauvais), *Cuz- co 1999' (Peru - ABD - Irlanda, Do- nal O'Ceillechair), 'Yürü-me' (Al- manya / Thomas Struck), 'Bir Da- ğm Ağnsı' (Türkiye Handan Tür- keli), 'Çöldeki Yüzücüler' (Avus- belgesel film sunulacak. Bu yılki usta Pavol Barabas • Bir Ustaya Saygı: Bu yılki us- ta, çok sayıda reklam ve promos- yon filmlerinin yanı sıra zor doğa koşullanna karşı mücadele eden insanlan konu alan dağ filmleriy- le tanınan Slovak yönetmen Pavol Barabas. Bölümde yönetmenin 'Mustang', 'Gizemli Mamberamo' ve'Buzullarda 118 Gün' adlı film- leri sunulacak. Film Gösterimleri bölümünde yer alan diğer bölümler ıse kent ve çevre sorunlarına, dünyanın farklı kentlerinden bakan 4 filmın gösterileceği 'Kent Öyküleri'; • Dünyanın çeşitli ülkelerinden seçilen 60'tan fazla uzun metraj ve belgesel filmin izleyiciyle buluşacağı etkinlik, üç ana başlıkta toplanıyor: 'Film Gösterimleri'; panel, sergi, söyleşi gibi etkinliklerin yer aldığı 'Paralel Etkinlikler' ve 'Sosyal Etkinlikler'. Festivalin 'Uluslararası Uzun Metraj Film Yanşması' bölümüne 10 ülkeden bağımsız ve ortak toplam 10 uzun metraj film katılırken son üç yılda yapılmış belgesel yapımlara açık 'Uluslararası Belgesel Film Yanşması' bölümünde ise 12 ülkeden 13 film yanşıyor. tan / Murali Nair), 'Sfl Baştan' (Ka- nada / Andrew Currie), 'Sihirli Par- maklar' (ABD , Joel Hershman) ve 'Ingiltere!' (Almanya / Achim Von Borries). Uzun Metraj Film Yanşması jü- ri üyeleri: Kurt Mayer, Daphne Be- auvais, Muriel Labrousse, Thomas Struck, Fridrik Thor Fridrikson, Ye- şim V staoğlu • Uluslararası Belgesel Film Ya- nşması: Son üç yılda yapılmış bel- gesel yapumlann katıldığı bölüm- turya / Kurt Mayer) ve 'Deli Do- lu' (Norveç Knud Eric Jensen). Belgesel Film Yanşması jüri üye- leri: Pavol Barabas (Jüri Başkanı), Christian Carion. Rosemarie Shat- ter, Fatih Orbay, Alisa Lebow. • Dağlar ve Ekoturizm: 'Avru- pa'yaYolculuk' (îsviçre Stephan Wfcld - Karin Gemperle), 'Bir Da- ^n Anılan' (Fransa / Julkn Riglet). 'Salikvan YaylaŞenlikleri' (Türki- ye / Ahmet Okur) gibi 'Da^ar ve Ekoturizm' konulu, 4 ülkeden 9 küreselleşen dünyada toprak in- sanlannın sonınlannı görselleşti- ren belgesellerin yanı sıra yeni dünya düzeninde toprak ve insan ilişkisinı sorgulayan 4 yapımın su- nulacağı 'Topraktnsanlan'; 14 ya- pımın sunulacağı 'Doğaya Saygı' ve Handan Türkeli'ne ait, 1998 ile 2001 yıllan arasında gerçekleştı- rilmiş 'Son Göç', 'Tuzun Öyküsü', 'Bir Damla Bal Için'ın de aralann- da bulunduğu 7 yapımın sunulaca- ğı Keşifler Atlası. Örneğin işten önce kadınlar çı- kanhyor. Aydın olduğunu düşün- düğümüz çevrelerde bile hâlâ er- kek egemenliği görüyorum ve mo- ralim bozuluyor. Bu mücadele et- meyeceğimiz anlamına gelmiyor. Nüfusun yansı kadın ve kadınlar eğer bu erkek düzene kafa tutarlar- sa ve bunun gereklerini yerine ge- tirecek bir mücadele yürütürlerse büyük yol katedılecek, buna ina- nıvorum. • Paralel EtkinliklerTURSAK Vakfi, düzenledıği tüm tematik fes- tivallerde olduğu gibı ıçerdiği 'çev- re' temasını, film gösterimlerinin yanı sıra, üretime yönelik kısa film yanşması, sergi. panel ve söyleşi vb. etkinliklerle destekliyor. • Halikamas Balıkçısı Film Ma- ratonu: İstanbul Bilgı Üniversite- si'nin işbirliğiyle gerçekleştirilen Halikarnas Balıkçısı Film Mara- tonu. çekimlen ve kurgusu bir fes- tival kapsamında gerçekleştirile- rek, aynı festivalde izleyiciye su- nulması açısından dünyadaki tek film maratonu olma özelliği taşı- yor. Tüm üniversite ve yüksekokul öğrencılerinin katılımına açık olan etkınliğın bu yılki teması 'Doğa ileİletişimV • Ersin Alok: 'Dağ\« Sanat' baş- lıklı fotoğraf sergisi: Festi\ al ana temasına uygun olarak, Garanti Bankası Sanat Galerisi'ndeErsin Alok'un arşivinden derlenen fo- toğraflann yer aldığı 'Dağ ve Sa- nat' isimli bir sergi. • Dia Gösterisi: Aylık coğrafy a ve keşif dergisi Atlas. festivalin kapanış gecesinde 'Bambaşkabir gezegen: Himalayalar' adlı Dün- ya'nın çatısmdan çekilen yaklaşık 120 fotoğrafı müzık eşliğinde su- nacak. Festi\al kapsamında Beyoğlu Si- neması, Levent Sinema TURSAK, Fransız Kültür Merkezi, Alman Kültür Merkezi ve İstanbul Bilgi Ümversitesi salonlanndaki 12.30ve 14.30 seanslanyla kültür merkez- lerinde yapılan tüm göstenmler ücretsiz izlenebilecek. (0 212 233 22 38) DEFNE GOLGESİ TURGAY FİŞEKÇt Nail V. Çakırhan'ın Mektupları TÜSTAV (Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vak- fı), kuruluş amacını, "Ülkemiz işçi ve sol hare- ketinin tahhini eksiksiz biçimde kucaklamayı, bu tarihin belge ve canlı tanıklıklannı toplama- yı, bu alana yönelikaraştırmalan özendirmeyi ken- dine görev biliyor" biçiminde açıklamış. Bu yolda giriştikleri yayın etkinliklerinden biri de Nail V. Çakırhan'ın cezaevi mektuplarını bir araya getiren, Canım Halet'çiğim - Üç Hapis- haneden Mektuplar adını taşıyor. Kimileri tarih- siz olan mektuplardaki tarihlerden 1947-1950 ara- sında Harbiye, Sultanahmet ve Aydın cezaevle- rinden yazıldıklannı anlıyoruz. Nail V Çakırhan (d. 1910), adını ilk kez 1930'da Nâzım Hikmet'le birlikte yayımladıkları 1 + 1= Bir adlı şiir kitabıyla duyurmuştu. 1932'de Nâ- zım Hikmet'le birlikte tutuklanmışlar, Cumhuri- yetin 10. yılı nedeniyle çıkarılan afla serbest bı- rakılmışlardı. 1934'te Sovyetler Birliği'ne gide- rek Moskova Doğu Halkları Üniversitesi'nde (KUTV) üç yıl ekonomi politik okudu. Dönüşün- de Tan gazetesinde çalıştı. 1946'da kurucuları arasında yer aldığı Türkiye Sosyalist Emekçi Köylü Partisi'nin kapatılması üzerine tutuklandı. 1950 affından yararlanarak serbest bırakıldı. Bu tarihten sonra şiirden uzaklaşarak mimar- lık ile ilgilendi. Doğduğu yer olan Muğla'nın Ula ilçesindekı geleneksel Turk evlerini yeniden yo- rumladığı çok sayıda yapı gerçekleştirdi. Bugün Akyaka"da onun yaratıcılığının egemen olduğu gelenekselle çağdaşlığın buluştuğu mimari bir doku oluştu. Burada yaptığı kendi evine 1983 Ağa Han Mimarlık ödülü verildi. 1997'de de İstan- bul Mimarlar Odası Onur ödülü'nü aldı. Mektupların yazıldığı eşi, Halet Çambel (d. 1916) ise ülkemizin önde gelen kazıbilimcilerin- den. Çok sayıda önemli çalışması arasında özel- lıkle Adana'nın Kadirli ilçesindeki lö 7. yüzyıla ait Karatepe-Aslantaş yerleşimini saptaması, buradaki kazıları uzun yıllar sürdürerek Türki- ye'nin ilk açıkhava müzesi olarak düzenlenme- si; DıyarbakırÇayönü'ndeki kazılardagünümüz- den dokuz bin yıl öncesine tarihlenen en eski köy yerleşim yerini ortaya çıkarması özellikle öne çı- kıyor. Mektupların benim için ilk dikkat çeken yanı alışılmadık biçemleri oldu: Kişisel sorunların ar- kaya itildiği, mektup yazılan kişiye yaşanılan çevre ya da yanında olsa anlatılmak istenecek birtakım şeylerin söylendiği mektuplar bunlar. Hapishaneden yazılmalanna karşın yakınma çok az. Hep bir anlatma, tanımlama, iletme kaygısı egemen. Odaların, avlulann, insanların durum- ları, düşler. kurallar, duygular... Köy, kasaba, yol betimlemelerL.Hapishanedekifalakavedayak uygulamaları bile sanki başa gelmiş bir olay gi- bi degil de bir işin kurallannı tanımlar gibi anla- tılıyor. Böyle olunca da yazılanlar bir mektuptan çok öykü biçemine benziyor. Doğrusu bu mektup- ları okuyunca Nail V. Çakırhan'ın öykü türünü de- nememiş olmasına üzüldüm. Kitapta okurları bekleyen güzellikler mektup- tarla sınırlı değil: Önceden yayımlanmamış fotoğ- raflar: Abidin Dino, Faris Erkman ve Jak Ih- rnalyan'ın desen ve portreleri de kitaba ayrı bir zenginlik katıyor. Kitapta gördüğüm kimi eksikliklere de bura- da deginmek isterim. Kitap yalnızca mektupla- rın dizilip kitap haline getirilmesinden oluşmuş. Oysa bugünün yeni okur kuşakları mektupları ya- zan Nail V. Çakırhan'ı ve yazılan Halet Çambel'i tanımayabilir. Bunlar üstüne bilgi verilmesi ya- rarlı olurdu. Aynca yazarı hapse düşüren olay ya da neden- ler üstüne bilgi verilse, özel tarihle toplumsal ta- rih arasında da koşutluk sağlanarak daha bütün- lüklü alımlamalara açık bir okuma sağlanabilir- di. Kitabın giriş yazısında tarih olmaması da bu yazının ne zaman yazıldığı konusunda okura bir fikir yeremiyor. TÜSTAV'ın süreceğine inandığım yayın etkin- liklerinde gelecekte bu gibi sorunları da dikka- te almasını dilerim. tfisekciıı hotmail.com R Ü L T Ü R İ Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear