Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA
+
CUMHURİYET 8 MAYIS 2002 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
AO
MUMTAZ SOYSAL
YeniSentezi
ESKİ Roma kâhinlerinin fala bakışı ilginçti:
önlerindeki toprağa diklemesine bir çizgi çizip
iki yanına darı serperler ve güvercinin hangi ya-
na konduğuna bakariardı. Çizginin sağına kon-
muşsa iyi haber demekti; sola konuş hayra ala-
met sayılmazdı. Öyle olduğu içindir ki, Latince-
deki "sol" sözübugünkü Italyancada da "sinist-
ra" olarak vardır; ama Latinceden türeyen baş-
ka dillerin çoğunda "meş'um", "felaket haber-
cisi" falan gibi anlamları ifade etmeye yarar.
Solun bu alın yazısı tektanrılı dinlerde de de-
vam etmiştir: İyi melekler sağdadır, kötüler sol-
da.
Fransız Ihtilali'yle birlikte alın yazısı değişmi-
şe benzer: Tam 175 yıllık aradan sonra Kral'ın
topladığı ilk mecliste mutlakiyete, eski düzene,
ruhbanın ve aristokrasinin egemenliğine karşı
çıkıp durumlarının değişmesini isteyenler hü-
kümdara göre salonun solunda otururlar, tutu-
cular sağında. Sol, o çağdan beri değişerek iler-
lemenin, düzen değişikliğinin, iyiye ve doğruya
gidişin timsalidir.
Ama, bu gidişi istemeyip insanlığın eriştiği yü-
ce değerleri tersine çevirme peşinde olanlar so-
lu sık sık eski Roma'daki ünüyle karalamaktan
çekınmediler. Ylrmincı yüzyılda bile faşizm ve
Nazizm "sol tehlike" öcüsünü kullanmıştır.
Sözcüklerin serüveni, in san aklının doğruyu
arayışına engel olmamalıdır elbet. Yakın ta-
rihinsıyasalmücadelelerindegenellikle bir "sağ"
ideoloji sayılmış olan milliyetçiliği, o mücadele-
lerin başlangıç yılları yahut Türkiye'nin bugün-
kü durumu açısından tutuculuk ya da ilerleme
düşmanlığı olarak tanımlayabilir misıniz? Fran-
sız Ihtilali'ni yapanların istibdadı sona erdirip
egemenliği halka aktarmak için "ulus" kavramı-
nı yaratmış olmalarını ya da Mustafa Kemal'in
"ulusalcı" çıkışını gericilik saymak mümkün mü-
dür?
Şimdi de, neyi niçin istediğı artık iyice belli ol-
muş bir Brüksel bürokrasisinin Türkiye'ye kabul
ettirmeye çalıştığı bazı "ölçüt"lere ulusalcı göz-
le bakmayı kendine yakıştırmayıp Avrupalılık uğ-
runa cumhuriyetin bütünlüğünü tehlikeye atmak
mıdır ilericilik? Evrensellik iddiası taşıyan bir
IMF'nin reçetelerini kendi ulusunun çıkarlan açı-
sından eleştirmek çağdaşlığa yakışmayan bir
büyük ayıp mıdır?
İ talya, Avusturya, Fransa ve Hollanda'daki
I son gelişmelerden sonra gitgide eski sağın
en kötü ve dar kafalı örneklerine doğru kaymak-
ta olan bir Avrupa karşısında, Türkiye'deki ulu-
salcılık ile solculuğun tam tersine bir çağdaş
senteze varması gerekiyor: Kendi halkının çı-
karlannı her şeyin üstünde tutan, bunun ekono-
mik ve sosyal gereklerini yeni bir "stratejik plan-
lama" anlayışıyla ortaya koyan, o anlayışın ge-
reği olarak da ülkenin kamusal ve özel kaynak-
lannı seferber etmeyi amaçlayan bir sentez.
Anadolu Aydmlanmasında Okullaşma...
Ali DUNDAR
S
evgili ve değerli öğret-
menlerimizden Prof. Dr.
Enver Ziya Karal'ın
"Türklerin dünya uy-
gaıiığına yapüğı tek öz-
gün katkT dediği Köy Enstitüleri
olgusu, kaynağını Ulusal Bağımsız-
lık Savaşımı'ndan alan yüreklice
tasarlanmış bir toplumsal kirizma
devinimıydı. Yüce Atatürk ün de-
ğerlendirmesıyle; "\ediyüzyıklan
beri cihanın dört bir köşesine sav-
rularak kanlan aJoülan, kemikleri
yabancı topraklannda bıraküan ve
yedi yüz yıldan beri emekleri eDe-
rinden ahnarak savnılan; ülkenin
f^rçeksahibiveefeadisigerçeküre-
tkiolan köyKL." toplumundan, eğı-
timöğretım yoluyla, yeni bir Tür-
kıye yaratmaktı Köy Enstitüleri" nin
temel felsefesi. 0nun için Köy Ens-
titüleri birer öğretmen okulu değil.
kuruluş yasasının 1. maddesinde
açıklandığı gibi; "Köyöğretmenive
köveyarayanbaşkameskkerbabı-
nı da yetiştirmek-." ereğıyle kurul-
muş, çok amaçlı eğıtim öğretim ku-
rumlanydı
Onun için adına okul denılmedi;
özellikle bedenseL anlaksal devmim-
leri ve yaratıcı etkınliklen karşıla-
yan işlevsel bir sözcük, enstitü söz-
cügü yeğlendi.
Atatürk başta olmak üzere, dev-
nm önderleri, Osmanlı'dan devral-
dıklan çöküntü içinde, yanmış yı-
kılmış bir ülkeyi ve anadilini büe
yazılı konuşamayan bin bir yok-
luklar, yoksunluklar içinde çırpı-
nan bir toplumu dipten dalgalandır-
mak ve onun, dipten doruğa, ken-
di kendini derneştirerek örgütlen-
mesini, örgenleşmesini amaçhyor-
lardı. Onun için Atatürk. "Türİdye
Cumhuriyeti'ııin temed küttünhV
dedi, onun için öğretmenlere, eğit-
menlere "Sizden fîkri hür, vtedanı
hür. irfanı hür kuşaklar yetiştirme-
nia bekliyorum_r
diye seslendi.
Atatürk "enstitü" sözcüğünü seslet-
medı ama yaşamının son dakikala-
nna değin dil devriminın ve Türk
abecesinin çiftçiye, çobana, ülkenin
en uç yerlerındekı ınsanlara en kı-
sa sürede öğretilmesi gerektığıru
usundan çıkarmadı: "Bir ülkede ya-
şayanlann yüzde sekseni, doksanı
okuma yazma bilmez. insan olan-
lann bundan utanmalan gerekir_n
sözünün hep arkasında durdu. Çün-
kü o bıliyordu ki, Osmanlfdan dev-
ralınan uyutulmuş, uyuşturulmuş
bu ülke ve insanlan, eğitim öğre-
tim yoluyla canlandınlarak. bayın-
dır ülke, kitaplı toplum yoluna ağ-
dırılmadıkça; onca savaşım ve dö-
külen şehit kanlan pahasına elde
edilen Ulusal Bağımsızlık Savaşı-
mı utkusu tamamlanmış olmaya-
caktı; onun için, Izmir'de düşmanı
denıze döktüğü gün kendısıne "Sa-
vaşbitti, şimdineyapmak istersiniz''
dıye soranlara; "Hayır.Savaşbiüııe-
di, asıl savaş yeni başbyor. Asü düş-
man, insanlanmızın kafasını bir
cendere içinde sıkışürmış olan bfl-
gisizlik ve bilisizfiktir. Asıl onu yen-
riiğimİ7 gün esenüğe çıkmış olaca-
ğız...r
yanıtmı verecektir. Ulusal
Bağımsızlık Savaşımı'nın süreği
bağlammda Köy Enstitüleri, ülke-
de, özellikle de kırsal kesimde, ın-
sanm ve doğanın yeniden keşfi an-
lamına geliyordu.
Onun için Köy Enstitüleri'nde
eğitim öğretim uygulaması iki bi-
limsel temel üstüne oturtulmaya
çalışıldı: 1. Doğal ve yaşamsal ko-
şuOar içindeöğrencinin gerekB eğit-
biümsel birikimi ı nosyonu) elde et-
mesLdüşünselyöntenıİerfe\çözgür-
ce neden/sonuç ilişkfleri kurabünıe-
si 1 Tutumbüimsd (ekonorruk) bir-
takım davramşlar kazanarak, bu
kazannnlarınınbirey,snufvetophım
için ne anlama geldiği hakmda bi-
ÜDçsel yetkinlik elde eünesL.
Kemalizmi, Ulusal Bağımsızlık
Savaşımı ile elde edilen utkunun
anlamını iyi kavTayan, doğru algı-
layan iki büyük insan, HasanÂI Yü-
cdve İsmaiH- Tonguç. yazılan, ya-
pıtlan ve uygulama süresince gös-
terdikleri olağanüstü çalışma ve ça-
balanyla iki önemli işlevini'iletisi-
ni açımlamaya, ulusal geleceğimiz.
toplumsal varhğımız için önemini
anlatmaya, vurgulamaya çalıştılar.
Ama kimseye ya anlatamadılar ya
da duyanlar, görenler, halkın uyan-
masını çıkarlannaaykıngörenler an-
lamazdan geldiler. Bin bir emek ve
bilimsel, sağduyusal çaba ve yak-
laşımlarla ortaya çıkanlan, bütün
dünya eğitbüim ve tutumbilim çev-
relerininhayranlıkla karşıladığı Tür-
kiye'de Köy Enstitüleri denemesi-
nin bilimsel yanı görmezden ge-
lindi, siyasal bir ortama çekildi ve
birtakım toprak ağalannm, dere-
beylerinin, sıyaset bezirgânlannm
emellerine kurban edıldi.
Ne diyordu Atatürk1
Onu değer-
li öğretmenimiz Sabahattin Eyu-
boğhı söylesın: "Gelin dostlar bir
olahm. diyordu Atatürk: hep birden
Türkije halkı olahm; bu jnrdu, bü-
tün geçmişi ve geleceğiyle, değişik,
kanşık, karmaşık insanlan ile be-
nimseyefim: hor görülmüş çoğun-
hığumuzun adı. Türkadı hepimizin
adı olsun. Aynhk gaynhk. Müslü-
manhk,SunniKk.Şiüikkalksın ara-
dan. DiHmiz çoğunluğuınuzun diü
olsun; tarihimiz. top raklanmızdan
çıkan en eski uygarhk kafanalany-
la başlasm. CoğrafV'amızın sınıria-
n yeni Türkiye'nin smırlan olsun.
\ûrdumuzda \e düm ada savaşlara
karşı çıkalım. banştan yana ola-
tan-" (Mavi ve Kara. s. 19)
Bugün hâlâ kimı konuşmacı ve
yazarlann, özünü kavTayamadık-
lanndan, takım rutar gibi tuttukla-
n Köy Ensütülen, 1923 De\Tİmi'nin
doğal sonucu olan Anadolu aydın-
lanmasının okullaşma, eğıtimleş-
me ve ekınleşme ayağıydı.
Bir Devrimci: Mahmut Esat Bozkurt
ReiHZİ DEMİRReşadiye Cumhuriyet Savcısı
BAŞSAGLIGI
Çalışma arkadaşımız
HASAN EREN'in kayınvalidesı
EMİNEÖZER
vefat etmiştir. Arkadaşımıza, ailesine ve
yakınlarına başsağlığı dileriz.
CUMHURİYET ÇALIŞANLARI
TARSUS 1. ASIİYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
EsasNo: 200267
Davaci Akıfe Efe vekili Av. Bednye Gül Özen tara-
fından mahkememızde açılan gaıplik davasının açık
yargılamasında venlen ara karan gereğince.
tçel ili. Tarsus ilçesi. Müftü Mahallesi. Cilt No: 28,
Hane No: 94"te nüfiısa kayıtlı Hüseyin ve Düriye'den
olma 01.12.1956 d.lu Azmı Efe hakkında bılgısi olan-
lann veya yerinı bılenlerin 6 ay içerisinde mahkeme-
mize bılei vermeleri ılan olunur. 29.03.2002
Basırı: 21475
~m j r ahmut
|\ l\ Esat Boz-
I \ / I kurt, Ata-
X. T A türk'ün
Adalet Bakanı olarak
kendisinden ne bekleni-
yorsa öyle davranmış, ta-
rihtekı önemli kişilikler
arasındaki yerini almış-
tır. Yayılmacı güçlerle,
bunlann yerli işbirlikçi-
leri tarafından \Tİama uğ-
ratılmış bir imparatorlu-
ğun küllerinden ulusal,
demokratik ve laik bir
cumhuriyet kurulmasın-
da, Ozgürlük ve bağım-
sızhk benim karakterim-
dir, diyen Büyük Dev-
rimci'nin yarunda onun-
la omuz omuza savaşım
veren büyük bir devlet
adamıdır. Genç yaşta Ik-
tisat Bakanı, daha sonra
Adalet Bakanı olarak gö-
rev yapan Bozkurt, yal-
nızca milletv ekili. bakan
olarak görev yapmış bir
siyasetçi değil, gerçek
anlamda bir halk ve dev-
let adamıdır.
1892 yılında, kendi ta-
nıtışıyla, Kuşadalı Ha-
san Be>" ın oğlu Mahmut
Esat olarak doğmuştur.
Her türden insan yetiştir-
mede üretken olan yur-
dumuzda, "Bütüncihan
bir yana, / Mifletim, mil-
liyetim bir yana..." diyen
bu anıt insan" ın, daha Is-
viçre'nin Firiburg Ens-
titüsü'ndeki hukuk dok-
torası öğrenciliği sırasın-
da savunduğu tez "Kapi-
tülasyonlaruı Türkler ta-
rafindan tek taraflı ola-
rak kakünhnası hukuka
aykın değüdir" tezidir.
Böyle bir ulusal tezi ateş-
li biçimde savunduğu
için Cenevre'deki baş-
konsolos tarafindan "Uy-
sal bir öğrenci değildir,
devrimcidir" gerekçe-
siyle yakınılan Mahmut
Esat Bey, yurdun saldı-
nya uğradığını duyunca
Ulusal Kurtuluş Sava-
şı'nda çalışmak üzere,
sonradan başbakan da
olan Rüştü Saracoğlu ile
birlikte yurda gelir ve
efelerle birlikte savaşa
katılır. tstese öbür mon-
şer'ler gibi, Batı'dakent-
soylu (burjuva) yaşantı-
sı sürerek, memleket üs-
tüne derin fanteziler üre-
tebilirdi.
Kuvayı Milliye (Ulusal
Güç) önderlerinden ola-
rak 23 Nisan 1920'de açı-
lan Türkiye Büyük Mil-
let Meclisi'nde milletve-
kili olarak başlayan dev-
let adamlığında, başta
Atatürk olmak üzere, Fet-
hi Bey'in ve Ismet Pa-
şa'nın Bakanlar Kuru-
lu'nda önce iktisat, son-
ra da adalet bakanhğı gö-
revlerinde bulunmuştur.
Adalet Bakanlığı sırasın-
da cumhuriyet savcılan-
na olan şu seslenişi unu-
tulabilirmi: "Cumhuri-
yet savcılan! Meriç kryı-
sında çabşan Türk köy-
lüsünün sabanından tu-
tunuz da, bu \-atanda ya-
şayanlann uğra> acakla-
n en ufak bir haksızhk-
tan, Bingöl dağlanrun ıs-
sa kuytulannda nafaka-
brmı bekfcjçn oksüzlerin
gözvaşiarmdansizfcr me-
sulsünüz."
Bir vapur gezisi sıra-
srnda uğradığı Alanya'da,
kendisini karşılayanlar
arasında olmadığı için,
kulağına fısıldanan yar-
gıçlan kastederek: "On-
lar yargıçür, biz onlann
avağuıa gjderiz" diyerek
yargmın siyasetten ann-
dınlması ve yargı bağım-
sızlığı hakkında yazıl-
mış ve yazılabilecek cilt-
ler dolusu kitapsal bilgi-
nin karşılığı olarak de-
ğerlendirilebilecek yanı-
tı, ekmek ve ozgürlük ka-
dar gerekirliği tartışü-
mazbir gereksinim olan
adalet sanaünın incelik-
leri arasındadır.
2 Ağustos 1926 tari-
hinde Adalar Denizi 'nin
(Ege) Sığn açıklannda
Bozkurt adlı Türk vapu-
ru ile Fransız Lorüs ge-
misinin çarpışması, Boz-
kurt'un batışı ve sekiz
Türk yurttaşının ölümüy-
le sonuçlanmıştır. Her iki
vapurun kaptanlan hak-
kında Türk adli makam-
lannca cezai kovuştur-
maya başlamr.
Fransızlar, belki de ka-
pirülasyonlardan kalma
alışkanlıktan da olsa ge-
rek, Türk adli makamla-
nnın kovuşturma yetki-
sinın olmadığuıı, bu du-
rumun uluslararası hu-
kuka uymadığını bildi-
rir. Konu La Hey Adalet
Divanf nın önüne geldi-
ğinde Türkiye 'yi aynı za-
manda Adalet Bakanı da
olan Mahmut Esat Boz-
kurt savunur. Savunma-
smda, ince zekâsuıı kul-
lanarak. divana "Türki-
ye, Fransız kaptam tu-
tuklamakla uluslararası
hukuka uygun hareket
etmiş midir?
r
' sorusunu
"Türkiye, Fransız kap-
tam rutuklamakla ulus-
lararası hukuka aykın
hareket etmiş nıidir?"
şeklinde yönelterek is-
pat yükünü karşı tarafa
yüklemiştir. Fransız pro-
fesörler bütün uğraşıla-
nna karşm, savlannı ka-
nıtlayamadılar ve genç
Adalet Bakanı, Bozkurt-
Lorüs davasıyla Lozan
Antlaşması'nı kuru bir
kâğıt parçası olmaktan
çıkararak, ulusal onurun
bir göstergesi olarak uy-
gulayıma dökmüş, ken-
disine Bozkurt soyadı ve-
rilmiştir. Yaüıızca Boz-
kurt-Lotüs davasını ka-
zanmakla kalmayan bu
hukuk adamı, bakanlık-
tan ayrıldıktan sonra
1937 yılında Türkiye de-
ki Fransız Tramvay Şır-
keti'nin deviedeştirilme-
si üzerine Fransızların
kendisine önerdiği yük-
lü vekillik ücretini kabul
ermeyerek aynı davada
Türkiye Cumhuriyeti'ni
savıındu. Bu davayı ve
Birinci Dünya Sava-
şı'ndan önce ısmarlanan
torpidolan savaş zama-
nında teslim etmeyen
Fransız şirketinin bize
karşı açtığı alacak dava-
sını da ülkemize kazan-
duTîiıştır.
Kazandığı bu ulusal
davalann yanı sıra. Is-
viçre'den ülkemizin ger-
çeklerine göre başanyla
uyarlanan Türk Yurttaş-
lar Yasası'nın gerekçe-
sinde yer verdiği laik gö-
rüşlerle bıle, kabineleri-
nin bakanı olduğu Ata-
türk ve Inönü gibi, bulun-
dugu anı aşan bir dev-
rimci düşün adamıdır.
Ona göre Atatürk'ün sos-
yal devletçiliği, insanın
insan tarafmdan sömü-
rülmesinin önüne geçe-
cek olan tüm önlemlerin
devlet tarafından alınma-
sıdır... Diyanet îşleri Baş-
kanlığı'nın Hazine'den
aldığı paranın, devlet ha-
zinesi dışında bir kay-
naktan karşılanması ge-
rektiğini de yıllar önce
söyleyen Mahmut Esat
Bozkurt, ülkesine yal-
nızca ulusal güç önderi,
milletvekili, Atatürk'ün
iktisat ve adalet bakanı,
Yurttaşlar Yasası'nın mi-
man, devletimizin ulus-
lararası mahkemelerde
gönüllü sa\r
unmanı, üni-
versitede anayasa huku-
ku ve devletler hukuku
hocası. yazar olarak hiz-
met etmemiştir. O, aynı
zamanda kendisinden
sonra gelecek kuşaklara
aydınlık yolu gösteren
bir düşün adamıdır, ger-
çek bir devlet adamıdır.
Tank Zafer Tunaya,
boşuna söylemedi!..
"Devlet adamı gelecek
kuşaklan düşünür—"
PENCERE
Solcu Geri Zekâlı mı?..
Fransızlar iki turlu seçim sonunda Chirac'ı yüz-
de 82 oyla cumhurbaşkanı seçtilerya...
Çılgınlaştılar..
Televizyonlardan yansıyan sevinç inanılacak gi-
bi değil...
Sanki bayram!..
Yalnız Chirac yandaşlan bayram etseler diyecek
birşey yok...
Meydanlarda, caddelerde, sokaklarda, bayrak-
larla, dövizlerie, alkışlarla, kahkahalarla gösteri ya-
panlar arasında solculara da maşallah!..
Faşist, ırkçı, aşın sağcı, yabancı düşmanı Le
Pen'in önü kesildi ya, bizimkilerseviniyoriar, hep-
sinin başı sanki göge erdi...
Ancak bu durumda ortaya ilginç bir soru çıkıyon
Fransa'da solcular geri zekâlı mı?..
Kafayı mı yediler?..
•
Fransız solu cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bi-
rinci turunda parça parça oldu...
Kaç parçaya bölündü sol?..
Ayrıntıya girmeye gerek yok..
Troçkistler bile üç aday gösterip ne akıllı kişiler
olduklarını kanıtladılar.
Yeşiller bir ayrı âlem!..
Sol; sosyalisti, komünisti, Troçkisti ve daha bil-
mem nesiyle paramparça olunca Le Pen'in ekme-
ğine yağ sürdü, Jospin ile Chevenement bile kar-
şı karşıya geldi; sensin bensin davasında birbiri-
nin gözünü oydu, dilim dilim bölününce sandıkta
ayvayı yedi...
Tehlikeyi en sonunda gördü:
- Eyvah faşizm geliyor!..
Sol bu kez sağla birleşip Chirac'a oy vermek zo-
runda kaldı...
Akılakıl..
Gel de Fransız solunun burnuna takıl!..
Sol kendisini sandıkta Chirac'a bağladıktan son-
ra şimdi Le Pen'i engelledim diye meydanlara dö-
külüp bir de bayram etmez mi!.. Ben yalnız Türki-
ye'deki solu geri zekâlı sanırdım, Fransız da biz-
den aşağı kalmıyor, üstelik bir de düğün bayram
ediyor...
•
Arkadaşımız Banş Doster önceki gün yazdı:
"Türkiye'de olası bir seçimde solun 10'u aşkın
siyasi partiyle temsil edileceği vurgulanarak bu
kulvardaki oluşumların partileşmesi durumunda,
soldaki parti sayısının 757 geçeceği belirtildi..."
(Cumhuriyet 6 Mayıs 2002).
Bızim sol da paramparça!..
Neden?..
Solcuda insan sevgisi vardır.
Solcu sevgisi yoktur!..
Solcunun en çok kızdığı kişi ne sağcıdır, ne fa-
şisttir, ne dincidir..
Solcu en çok solcudan nefret eder..
Ünlü özdeyiş "İnsan insanın kurdudur" der.
Yok canım..
Solcu solcunun kurdudur!..
Türkiye'de sol paramparça oldu; her birtakımın
solcusu şimdi "bizim takımı tutmuyor" diye Cum-
huriyet'e bir kızıyor, bir kızıyor ki sormayın!..
Biz bu kafayla gidersek askere...
Adres: Selanik Cad. SSK Işhanı A Blok Kat 8 No: 511
06420 Yenişehir / Ankara
Tel-Faks: (0.312) 433 12 83 Posta Çeki: 524 189
Yılhk Abone Bedeli: 15.000.000 TL.
Cumhuriyet
Hürriyet
Milliyet
Radikal
Sabah
Aktüel
Istanbul Life
Tempo
Time Out
ATV
CNBC-e
CNN TÜRK
KANAL D
NTV
TV8
Açık Radyo
NTV Radyo
Radio Mydonose
Radio Oxi-gen FM 95.9
Radyo Eksen 96.2
Radyo Foreks
Digitürk
Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı,
21. Uluslararası Istanbul Film Festivali
Medya Sponsorları'na teşekkür ediyor.
Festıval Sponsoru Kurumsal Sponsorlar www.istfest. org
K0Ç8ANK
TURKCELL
Bu ıtan
CLmhunyet Gazetesı'nır
katkılanyia yaynlanmıştır.
Cumhurtyei
MENKULÜN AÇIK AKTIRMA ÎLANI
PATNOSICRA DAİRESt
DosvaNo: 2000-45 Tal.
Bir borçtan dolajı hacizli ve aşağıda cıns, miktar ve kıvmet-
leri yazılı mallar satışa çıkanlmıştır.
Birinci artınna 4.6.2002 günü saat 11.00 - 11.10da Hükü-
met konağı bahçesınde yapılacak ve o günü kı\metlerinin
%75"ine isteklı bulunmadığı takdirde 5.6.2002 günü aynı yer
ve saatte 2. artırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki. artırma
bedelının malın tahniin edilen kıymetının °o40'ını bulmasmm
ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklının toplamın-
dan fazla olmasmın \e bundan başka paraya çe\irme ve payia-
nn paylaştırma masraflarmı geçmesinin şart olduğu, mahcuzun
satış bedeli üzennden % 1 oranuıda KDV'nin alıcıya ait olaca-
ğı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görûlebileceği. mas-
rafi \erildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gön-
derilebileceğı, fazla bılgi almak ısteyenlerin \iakanda yazılı
dosya numarasıyla Dairemize başvTirmalan ilan olunur.
Sluhammen kıymeti Lira: 6.000.000.000-TL
Adedi: 1
Cinsi (Mahiyeti ve önemli niteliklcri): 34 VE 5676
plakah gri renkte 2000 raodel ACCENT 1.5 GLS KLM
HYUNDA1 marka araç, eski kasa hususi otomobil.
Borçlu Ali Güneş Gür: Sahrayıcedit Çelik Sok. No: 1110
Kozyatağı - tstanbul. işbu menkul satış ilanı ilanen tebliğ olu-
nur. ' Basın: 26006
BEYOĞLU 2. SULH HUKUK
HÂKtMLİĞt'NDEN
2002-132
Mahkememizin 30.4.2002 tarih ve 2002283 sayılı kara-
nyia Beyoğlu, Bereketzade Mah. cilt 4 hane 565'te nüfusa
kayıtlı Ali Abdüssettar oglu Selma Hayri'den olma
18.7.1957 doğumlu Ahmet Safa Orhan IkseFin orta derece-
de zekâ geriliği nedeniyle \esayet altma alınmasma. adı ge-
çene Hüseyin Ahmet Altar'ın vası tayin edilmesine karar
venlmıştir.'llan olunur. 2.5.2002 Basın: 26551
TÜRKİYE - AVRUPA VAKFI & MALTEPE ÜNİVERSİTESİ
TÜRKİYE
SUNl Ş KOM ŞMASI
PA\EL
\ÖNETİCt
KOMŞ.VUCILAR
llhan SELÇUK
Prof. Dr.
AyselÇELtKEL
Rıfat HİSARCIKLIOĞLU
SâleymaBÇELEBİ
HıfzıTOPUZ
Prof.Dr.FarukŞEN
YER
SAAT
9 MAYIS 2002
AVRUPA GÜNÜ'NDE
VE AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ
P A N E L
PROGRAM
Ziy» MÛEZZİNOĞLl'
ÜterTİ'RKMEN
Cumhunyet Gazetesi Imtiyaz Sahibi
ve Yayuı Kurulu Başkanı
YÖK Yönetim Kurulu Cyesi, Maltepe
Cniversitesi Hukuk Fakûltesi ÖJretım Cyesı,
Türkiye A\Tupa \akfi Ycnetım Kurulu Cyesi
Türkiye Tıcaret, Sanayı, Denız Tıcaret Odalan
ve Tıcaret Borsaları Birlıgi TOBBI
Yönetim Kurulu Başkanı
Devnmcı tşçı Sendikalan Konfederasyonu
(DlSKlGenel Başkanı
Yazar. Iletişira Araştırmalan Derneğı Başkaıu
Türkiye Araştırmalar Merkezi Dırektörû
tstanbul / Lütfü Kırdar Kongre Merkezi
10.30-13.00
Türkiye-Avrtıp» \'akfı
YÖDetim Kurulu Başkaıı
Eski Dışişleri Bıkanı
Avdınlaıms \e Avnıp«
Demokratikleşne ve
Avrupa Birliği Cyesi
İ; Dünyası
ve A«Tupa Birliği
Çalışma Dûn\ası
ve Avrupa Birliği
Kûltür Açısmdan Türki>e
ve Avrupa Birliği
Avnıpa'daki Tûrkiye