Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA
+
CUMHURİYET 3 MAYIS 2002 CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGUN
MA SİRMEN
JM ve Gaf Soruları
Ağlanacak halımıze gülmemiz, aldırmazlığımı-
zır alglama yetenegimize galebe çalmasından
mdır, yoksa aklımızı kurtarmak için onu geri çe-
*cip kendimiz1
ironi ileşapşallığa karşı koruma in-
siyakımızdar mıdır?
Affın harıgı toplumsal gereksinime yanıt getir-
öiĞisorusunahangi izan sahibi tutariı biryanıt ve-
rebilir ki?
lrraa:ını. "sindi, sinmedi" diye papatya falı aça-
rak sürdüren. sonunda da bize dönüp garip, se-
nil oir gjlücükle, sinse de yaptım, sinmese de di-
ye açıklarna yapan kişinin af dün içine niye sin-
rniyordu, bugün niye siniyor?
Cumhurbaşkanı'nın veto ettiği metin ile şimdi
aynıyla kabul edilen metin arasında sindirim sis-
temi üzerinde iki ters etki yaratacak hangi deği-
şiklik vardır?
Melih Aşık'ın da belirttiği gibi, Hüseyin Baş "Tür-
kiye hiç bu kadar sindirim sistemiyle yönetilme-
Ttişti" derken ve Ecevit'e sinderella adını takar-
ken, haksız mıydı?
• • •
Bu yasanın özel af yasası olmadığını, bir şartlı
tahliye yasası olduğunu söyleyen Adalet Bakanı
Hikmet Sami Türk, önceki günkü açıklamasın-
da, "Aslında genel kurvlda 5/3 çoğunluk gerek-
i" derken gerçekte bir gün evvel reddettiği özel
af yasası olma niteliğini bir gün sonra kabul etmiş
almuyor mu?
Bu durumda, bu metnin olduğu gibi Cumhur-
Daşkanlığına gönderilmesi anayasa krizi dogur-
nayacak mı?
Cumhurbaşkanı'nın elinde başka olanak bu-
unmadığı için yasayı onaylayıp Anayasa Mahke-
nesi'ne başvurması neyi çözecek?
Anayasa Mahkemesi kararlan geriye işlemedi-
ğine göre, arada tahliye edilenlehn durumu ne
olacak ve kaos nasıl çözülecek?
Meclis Başkanı izgi neden mahkûmlardan af di-
iyor, o konumdaki bir kişi öldürülenlerin yakınla-
nndan, birtüriü çözülemeyen krizin mağdurian iş-
sizlerden, açlardan özür dileyecekken özür için ne-
den yanlış adrese başvuruyor?
Haluk Kırcı ve Isa Armağan'ın eytemlerini des-
tekleyen ve böylelikleTCK 312 suçu işleyen, ama
dokunulmazlık zırhıyla korunan MHP Trabzon Mil-
letvekili Ortıan Bıçakçıoğlu, daha önce de (1976)
ruhsatsız silah ile adam öldürmeye tam teşebbüs-
ten biri 12, diğeri 1 yıllık iki hapis cezasına çarp-
tnlmadı mı? (Bakınız, Oktay Ekşi, "Milletvekili ola-
maz ki", Hürriyet 2 Mayıs 2002 Perşembe.)
Şimdi Ortian Bıçakçıoğlu, "Taksirli suçlarhariç
toplam biryıl hapis veya ağır hapis cezasına hü-
küm giymiş olanlar....affa uğramış bile olsalar
milletvekili seçilemezler" diyen Anayasa'nın 76.
maddesine karşın nasıl parlamentoda bulunabi-
liyor?
• • •
Görüyorsunuz Rahşan Ecevit'in rikkatinden
yola çıkılarak hazırlanan af nasıl yanıtsız sorular
ve kaos yaratıyor.
Neyse biz bunları bırakalım biryana da, birfık-
rayla bağlayalım sözümüzü.
Bahar gelmiş, adam yetişkin oğluyla hersabah
saat beşte, fariarı biraz bozuk arabasıyla ava çı-
kıyormuş, kentin ışıklan ile idare ediyor, karanlık
yola geldiğinde gün ışıdığından sorunsuz gidi-
yoriarmış.
Her sabah 4.45'te çalarsaat çalar, onlar da ale-
lacele yola koyulurlarmış.
Bir gün adamın karısı demiş ki,
- Her sabah saati cangır cangır öttürmeyin, kız
da korkuyla uyanıyor. Ben zaten saat 4.45'te çi-
şe kalkıyorum. sizi uyandınrım.
öyle yapmışlar, ertesi sabah kadın bunlan uyan-
dırmış, apar topar kalkıp yola koyulmuşlar.
Gitmişlergitmişler, ışıklı caddelerbitmiş, dağ yo-
luna girmişler, hâlâ hava aydınlanmıyor, farlar da
zayıf, biraz ilerledikten sonra yolu iyi göremedik-
leri için şarampole yuvarlanmışlar.
Adam kendine geldikten sonra oğluna seslen-
miş, onun da durumu iyi, zar zor arabadan çık-
mışlar, adam ters dönmüş arabanın bagajından
el fenerini çıkarmış binbir güçlükle, yakıp bir sa-
atine bakmış ki, 2.30. O sırada oglu sormuş:
- Ne oldu baba, demiş, nedir bu başımıza ge-
len?
Adam hırsla başını sallamış,
- Ne olacak demiş, ananın çişine güvenerek
yola çıkarsan olacağı budur işte.
Ben bu fıkranın af ile ilgisini bulamadım, onun
için de içime sindiremedim, ama sinse de sinmese
de yazdım.
Ne dersiniz?
Avrupa Konseyi:
DEP'lileryeniden
yargılanmalı
STRASBOURG(AA)
- Avrupa Konseyi Ba-
kanlar Komitesi, Türki-
ye'ye, Anayasa Mahke-
mesi tarafindan kapatı-
lan DEP'in cezaevinde
bulunan 4 eski milletve-
kilinin yeniden yargılan-
ması için gerekli düzen-
lemeyi yapması çağn-
sında bulundu.
A\Tupa Konseyi Ba-
kanlar Komitesi adına
büyükelçiler seviyesin-
de toplanan delegeler ko-
mitesi. maddi tazminat
ödemenin dışında, Tür-
kiye'nin. cezaevinde tu-
tulanlann tekrar yargı-
lanmasına olanak sağ-
layan bir düzenleme yap-
masını istedi. Kapatılan
DEP'in 4 eski milletve-
kili Leyla Zana, Setim
Sadak, Hatip Dicle ve
Orhan Doğan, 1994 yı-
lında 15 yıl hapis ceza-
sma çarptınlmıştı.
Cezaevinde bulunan
eski milletvekülerı, 1996
yılında AÎHM'ye yap-
tıklan başvuruda, Avru-
pa tnsan Haklan Sözleş-
mesi'nin ifade özgürlü-
ğü. örgütlenme hakkı,
aynmcılığın yasaklan-
ması ve adil yargılanma
hakkı ile ilgili maddele-
rınin Türkiye tarafindan
ihlal edildiğini ileri sür-
müşlerdi. AÎHM, DEP
millervekillerini yargı-
layan DGM 'nin tarafsız
ve bağımsız olmadığı
gerekçesiyle AÎHS"nin
6'ncı maddesinin Tür-
kiye tarafindan ihlal edil-
diği görüşüne varmıştı.
Liderler, AB'nin olumlu karanna karşılık ölüm cezası ve kültürel haklarda adım atmayı konuştu
Cem: ABiçinfirsatdoğduANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- ABnin PKK ve DHKP-Cyı terör
örgütleri listesine alması, Türİdye'ye
ölüm cezası ve kültürel haklar ala-
nında adım atmak için güven verdi.
Dışişleri Bakanı İsmailCem ın dün
toplanan liderlerzirvesinde, AB'nin
karannın önemli bir firsat yarattığı-
na işaret ederek gelecek 2-3 ayda
atılacak adımlann Türkiye'ye müza-
kerelere başlamarun yolunu açabi-
leceğini söylediği öğrenildi. Başba-
kan Bülent Ecevit, zirvenin ardın-
dan yaptığı açıklamada, üyelik sü-
recinde önemli gelişmeler olduğu-
nu vurgulayarak "AB ile müzakere-
lerin başlaması söz konusu" dedi.
AB'nin genişleme sürecinde kri-
• Liderler zirvesine katılan Dışişleri Bakanı îsmail Cem, AB'nin PKK ve DHKP-C
örgütleri hakkında aldığı karann güvenlik ve üyelik süreci açısından önemli bir
firsat yarattığını belirterek 2-3 ayda atılacak adımlann Türkiye'ye müzakerelere
başlama yolunu açabileceğini söyledi.
tik kararlar alacağı hazirandaki Se-
villa ve aralıktaki Kopenhag zirve-
leri öncesınde Türkiye'nin izleye-
ceği strateji, dünkü liderler zirve-
sinde masaya yatınldı. TBMM'de
RTÜK Yasası görüşmeleri nedenıy-
Ie bir saat gecikme ile başlayan top-
lantıya, Ecevit, yardımcılan Devlet
Bahçeti, Mesut Yıbnaz, Hüsamettin
Ozkan. Dışişleri Bakanı îsmail Cem,
Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Uğur
Ziyal ve AB'den sorumlu Müsteşar
Yardımcısı Akın Alpruna katıldı.
Edinilen bilgilere göre Dışişleri
Bakanı Cem, AB'nin PKK ve
DHKP-C'yi terör listesine alma ka-
rannın önemini vurgularken bunun
hem "güvenlik'' hem de "üyetik sü-
reci" açısından önemli fırsatlar ya-
rattığına işaret etti. Ölüm cezasının
kaldınlması durumunda, terör ör-
gütü üyelerinin Türkiye'ye ıadesinin
yolunun açılacağına işaret eden Cem.
bunun tam üyelik müzakerelerine
yıl sonuna kadar başlama hedefinı
de güçlendireceğini vurguladı.
Cemin. ABnin son karannın kül-
türel haklar konusuna da yeni bir
bakış gerektirdiği yönündeki fikir-
leri, ANAP lideri Mesut Yılmaz ta-
rafindan da büyük destek gördü. Hü-
kümet ortaklan, yeni bir çalışma
başlatma amacıyla anlaşırken bu ko-
nuda hazırlıklar için Dışişleri Ba-
kanlığı ve AB Genel Sekreterliği
görevlendırildi.
Yaklaşık 1.5 saat süren zirvenin ar-
dından açıklama yapan Ecevit, AB
ile tam üyelik müzakerelerinin baş-
lamasının söz konusu olduğuna işa-
ret etti. Ecevit, "AB ile ilişkilerde
önemli gelişmeler var. Sayın Dışişle-
ri Bakanımız, AB ile ilişkilerimiziıı
son aşamalan ve bu konudaki bek-
lentüerie ilgili aynnüb bilgi verdi. So-
rular soruldu, bilgiler ahndı" diye
konuştu.
Ecevit, müzakerelerle ilgili bir tak-
vimin olup olmadığının sorulması
üzerine, "Hayır, herhangi bir tak-
vim söz konusu değü" yanıtını ver-
di. Ecevit, "Kürtçe yayın ve idam
konusunda MecKs'e bir paket gele-
cek mi" sorusu üzerine, "Bazıhazır-
lıklann yapıbnası gerekiyor. O ko-
nudaki hanrlıklan arkadaşlanmız
yapıp gedreceklern
diye konuştu.
Mecüs^te RTUK kavgası• Baştarafı 1. Sayfada
Genel kurul, TBMM Baş-
kamekili Murat Sökmenoğ-
lu ile Başbakan Yardımcısı
Hüsamettin Ozkan arasında
önceki günden kalan tartış-
manıngerüimiyleaçıldı. Sök-
menoğlu, Özkan'ın "Genel
kurulu açın" diyerek elıyle
müdahalede bulunduğunu söy-
leyerek dünkü oturumu yö-
netmeyi reddetti. "Sineimflle-
te dönüp gddigimizin farkın-
da değfller. Ben gerekirse kür-
süden de giderim, befld de bt-
rakmm koltuğu" diyen Sök-
menoğlu, "Yüriitme organı
yasama\a hükmedemez. Pi-
lodar uçağı bir tek şekilde bı-
rakır: moraDeri bozulduğu za-
nıan. tncindûn, kmknm'' gö-
rüşünü dıle getirdi.
Hüsamettin Özkan ise "Sa-
yın Sökmenoghı en son kıra-
cak ve gücendireceğim bir in-
sandır. Herhalde yanlış anla-
ma okfu" açıklamasını yaptı.
AKP Genel Sekreteri Ertuğrul Yalçmbayır, ANAP'lı Cavit Kavak'uı kendisine "dangalak" dediğini ileri sü-
rerek Kavak'uı üzerine yürüdü. ANAP'h İdare Amiri Erkan Kemaloğlu'nun da (gözlüklü) araya girmesiyie
büyüyen tarûşma, kavgaya dönüştü. Millervekilkri arasmdaki arbede sırasuıda Kemaloğlu yere düştü. (A A)
'Dangalak' tarüşması
Genel kurulda gergin başlayan
görüşmeler, daha sonra kavgaya
dönüştü. Hükümet temsilcisi ve ko-
misyonun, muhalefetin önergele-
rine "kankhğffii" söyleyerek söz
hakkını önlemesıni, muhalefet par-
tileri su^ kapaklanna vurarak pro-
testo etti. Muhalefetin "Içtüzüğü
istismar ediyorsunuz, muhalefeti
susrurmak istiyorsıuıuz" sözlerine
karşı, oturumu yöneten Yüksel Ya-
lova, "Elektronik sistem zarar gö-
riiyor" diyerek müdahale etti.
Bu sırada AKP Genel Sekreten
Ertuğrul Yalçmbayır, komisyon sı-
rasında oturan ANAP'lı Cavit Ka-
\"ak"ın üzerine yürüyerek "Kime
dangalak diye bağmyorsun" dedi.
ANAP'h Idare Amin Erkan Ke-
maloğhı'un katılımıyla olay kav-
gaya dönüşürken SP ve AKP'liler
ile ANAP'lı milletvekilleri birbiri-
ne girdi. SP'li Şeref Malkoç, yere
düşen Erkan Kemaloğlu'nu kucak-
layarak kavgadan uzaklaştırdı.
Verilen aranın ardından AKP
Grup Başkan\ ekili MelunetAB Şa-
hin, "dangalak" sözcüğü için Ka-
vak'ın özür dilemesini istedi. Yalo-
va tutanaklan isterken AKP Genel
Başkan Yardımcısı AlCoşkun "Ku-
lagmıla duydurru özür dflesin" di-
yerek komisyon sıralanna yürüdü.
Daha sonra söz alan Erkan Ke-
maloğlu'nun "İdare amiriolarakgö-
revimi yapmak iizere ontya gittim.
20 kişinin birden bir kişrve hücüm
ermesi mertlige sıgmaz, bu namert-
Bktir" sözleriyle yeniden kavga baş-
ladı. AKP'liler ANAP sıralarına
yürürken muhalefet partileri pro-
testoda bulundu.
Kürsüye çıkan AKP Grup Baş-
kanı Bülent Annç, "Uzlaşma Ko-
misyonu'ndan partimizi çekiyoruz.
Kendileri çahp kendileri o> nasın-
lar" diyerek hükümete misilleme ya-
pacaklannı açıkladı. DYP Grup
Başkanvekili Ali Rıza Gönül de
hükümeti protesto ederek grubuy-
la salonu terk etti.
Gürkan'dan yasaya eleştiri
Genel kurulda tasanyla ilgili ko-
nuşma yapmamayı yeğleyen Dev-
let Bakanı Yılmaz Karakovunlu,
sorulan da yazılı yamtlayacağını
söyledi. Tasanya muhalefetin yanı
smı iktidar milletvekillennden de
tepki geldi. DSP Ankara Milletve-
kili Uluç Gürkan, konuşmasında
"Bugün burada ateşk oynuyoruz.si-
yaseti köleleştiriyonız, demokrasi-
yi dinamirihoruz. TBMM için öta-
nazi hakkını kuflanrvoruz*' görüşü-
nü dile getirdi. Meclis'in kendi eliy-
le siyaset kurumu ve halka tepeden
bakan bir "büjiik biraderi" yarat-
maya çalıştığım savunan Gürkan.
"Bu tasanyla getirilmekistenen ya-
pu çağdaş demokrasilerde ttalya dı-
şında tek örnegi olmayan bir yasa-
dır. Medya. kanıu ihaielerinde rakip-
lerini sindirecekkonuma getirflme-
melidir. Medya. bireysel çıkartann
odağmda ticaretleştirilmemelidir.
Bu tasarıyı çıkanrsanız, AB'\i.
demokrasrvi bile ağzmıza alma hak-
knuz otaıaz" diye konuştu.
SOSYAL DEMOKRAT HALK PARTİSİ
Karayalçın gün sayıyor
İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Solda partileşme
çalışmaJanna hız veren Murat
Karayalçın, yeni partinin
kuruluş dilekçesini bu ay Içişleri
Bakanhğı'na vereceklerini
söyledi. Karayalçın, genel istek
üzerine parti adının "Sos\^al
Demokrat Halk Partisi""
olacağını bildirdi. Murat
Karayalçın, önümüzdeki yıl
ilkbaharda seçün olacak şekilde
çalışmalannı sürdürdükJerini
belirterek "Seçimlerden 6 a>
r
önce Türkhe'nin 41 ilinde
örgütknmemizi tamamlamak
istiyoruz" dedi. Partı programı
ve örgütlenme çalışmalannın
sürdüğünü kaydeden
Karayalçın. "Türkiye'nin
yeniden yapılanması gerekiyor.
O nedenle yeni parti annişlan
var. Sol yenflenerek başama
ulaşacakur" dedi.
ORTAK HAREKET ETME KARARI
Özden ve Soysalbirleşiyor
ANKARA (Cumhurhet
Bürosu) - Bağımsız Cumhuriyet
Hareketi (BCH) lideri Prof. Dr.
Mümtaz Soysal ile eski Anayasa
Mahkemesi Başkanı Yekta
Güngör Özden partileşme
çalışmalannda güçbirliği karan
aldılar. Yekta Güngör Özden,
Atatürkçülüğü, tekellerine
ahnadrklannı ancak birbirini
tanıyan, birbirine güvenen ve
birbirine inanan Atatürkçüleri
bir araya getirmek üzere bir
parti kurmaya çalıştıklannı
söyledi. Özden, "Bizim gibi
düşünenlere de kapunız açık
olacak şekilde ortak hareket
etme karan aldık" dedi.
BCH'nin de kendilerinin de
program ve tüzüklerinin hazır
olduğunu anımsatan Özden,
oluşturulacak komisyonlann
çalışmalanyla, bunlann
birleştirileceğini söyledi.
3 Mayıs Diinya Basın
ÖzgüHüğü Günü
Basınınilk
talebi hâlâ
ozgurluk
İstanbul Haber Servisi - Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti'nden (TGC)
yapılan açıklamada, Dünya Basın
Özgürlüğu Günü'nde Türk basınının,
özgürlükleri daha da sınırlayan bir yasa
girişimiyle karşı karşıya bulunduğu
belirtilerek "Bu yasayla yasal sınırlar
içindeki bir eleştiri bile, açılacak
tazminat davalanyta gazeteciler üzerinde
baskı kurulması sonunu doğuracakar"
denildi. TGC, 3 Mayıs Dünya Basın
Özgürlüğu günü nedeniyle yaptığı
açıklamada, radyo, televizyon, basın ve
internet konusunda kapsamı belirsiz
kurallar eklenmek istendiğini vurguladı.
"Özeflilde yerel, bölgesel rad>o ve
tdevizyonlaria gazeteJere öngörülen para
cezalan. iktişün organlaruun
yaşamlarmı sürdürmelermi tebükeye
düşürecek tutarlar öngörmektedir"
denilen açıklamada şu görüşlere yer
verildi: "KişUik haklanna saldın
gazeteciük adına savaınulamaz. Kurallar
aşüdığuıda, yarguun görevini başlarması
da doğaldır. Ancak haksız fni Oe
yaponmı arasında Yargttav'ın ilke
kararlan ile oluşan denge, bu yasa ile
tümü>1e bozulmak istenmektedir. Yasal
sınırlar içindeki bir eleştiri için bile
açılacak tazminat davalanyla gazeteciler
üzerinde baskı kurulması olanagının
yaraülması "halkın gerçekleri öğrenme
hakkını' ortadan kaldıracak bir sonuç
yaratacakür." Dünya Basın Konseyleri
Birliği Başkanı Oktay Ekşj ise yaptığı
yazılı açıklamada "2002 yınnda
karşumza çıkan asıl vBhim gerçek,
demokratikrejimleyönerilen ve iletişim
özgürlüğu şampiyonu geçinen ülkeler
kamuoyunun bile, resmi makamlar ile
medyanm işbirüği sonucu, tek yönlü ve
tek doğruhı şekilde ohışturulduklaruuıı
ortaya çıkmasıdır'' dedi.
RSF'nin raponı
Sınır Tanımayan Gazeteciler
Örgütü'nün fRSF) toplam 150 ülkede
basının durumunu inceleyen 704
sayfalık Dünya Basın Özgürlüğu
raporuna göre, 2001 "de 31 gazeteci
haber izlerken öldürüldü. 1 Ocak 2002
itibanyla dünyada 110 gazeteci
cezaevine girdi; 489 gazeteci gözaltına
alındı, 716 gazeteci tehdit ve saldınya
uğradı, 378 de sansür olayı yaşandı.
Raporda, 2001 yılında tüm dünyada
basın özgürlüğünün durumunda açık bir
genleme yaşandığı belırtüdi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Sevda Demirel'i tanırsınız. Ülke-
mizin bilinen insanları içinde yer alır.
Zaman zaman adı çeşitli skandallara
kanştığı için ilgimizi çeker. Kendisini çe-
şitli tele-vole programlarında izleriz.
Daha önce bir kere "fuhuş" yaptığı
iddiasıyla polis tarafindan gözaltına
alınmıştı. Sonra Emniyet Müdürünün
elini öptü ve "masum" olduğu anla-
şıldı.
Polis, bazı kadınları fuhuş yaptığı
gerekçesiyle neden gözaltına alır bir
türlü anlayamam. Çünkü, Türkiye'de
ve dünyanın birçok geri kalmış ülke-
sinde "fuhuş" önemli bir ekonomik
sektördür. Sektör güvenlik güçlerinin
koruyup kollaması olmadan icra-i fa-
aliyet edemez. Bu evrensel kuraldır.
"Fuhuş" iddiasıyla biriieri gözaltına
alınınca şüpheye düşerim. düşünü-
rüm. Acaba, zincirin neresinde bir kı-
rılma oldu, sorusu kafamı işgal eder.
Sevda Demirel olayında da benzer bir
şüphe içine düşmüş ve o yönde bir de
yazı yazmıştım.
Hande mi Sevda mı?
•••
Hande Ataizi'nin Sevda Demırel'e
birTVçekimi sırasında bu olayı hatır-
latması ve sataşmada bulunması, Sev-
da'nın ona "o....u" diye saldırmasıy-
la skandaladönüşmüş. Sevda Demi-
rel de Hande'yi herkesin önünde do-
nunu çıkarmaklasuçlamış. Bu olayın
günümüz kültürü açısından ilginç bo-
yutları olduğunu kabul etmek gereki-
yor. Hande Ataizi, muhtemelen hazır-
ladığı TV programına konuk ettiği Sev-
da Demirel'le böyle konuşarak, seyir-
cinin ilgisini çekmek niyetindeydi.
TV programlarında bu türden atış-
malar, sataşmalar ilgi çekiyor. Sıyasi
içerikli programlar bile "horoz dövü-
şü" mantığı içinde gerçekleştıriliyor.
Hande, Sevda'ya "Sen fuhuş muya-
pıyordun bakiim!" diyecek. Sevda ona
gülerek cevap verecek, tatlı tatlı bir atış-
ma olacak, yurttaş da bu kültür dü-
zeyi yüksek(!) tartışmayı heyecanla iz-
leyecekti. Sonra gelsin reytingler, ar-
dından paralar diyecekti Hande.
• • •
Hande, hesabını böyle yapmış ama
gel gör kı Sevda biraz fazla sinirlen-
miş ve öfke içinde Hande'yetokadı pat-
latmış. Bu nedenle Sevda'lı program
çekilememiş. Sevda Demirel çekim-
leri terk etmiş, belki de programdan
çıkarılmış.
Iş bu kadarla kalsa belki gözlerden
kaçardı. Ancak ülkemizin en çok sa-
tan gazetesi, bu büyük toplumsal ola-
yı kaçırmayıp haber yapmış. Gazete-
nin birinci sayfasında tokat anında çe-
kilmiş fotoğrafla birlikte kocaman bir
haber yer almış. Zaten böyle bir ha-
beri kaçırmak bir eksiklik olurdu. Ben
bu yazıyı yazarken sanırım, bütün
önemli TV kanallan harekete geçmiş-
tir.
Bu yazıyı Stockholm'e gıden bir
uçakta yazdığım için, söz konusu
önemli gelişmeleri ne yazık ki izleye-
meyeceğim. Benim tahminim, Sev-
da'yı ya da Hande'yi ük kez Reha
Muhtar ana haber bültenine konuk
eder. Ondan bunu beklerim. Reha ta-
rafindan ayrıntılanyla ele alınacak bu
program bence izleme rekorlarını da
altüst eder. Sonra da "itiraf" etmele-
ri üzerine onları çağınr ve sorun daha
derinlemesine ele alınabilir.
•••
En büyük gazetemizin yazdığına
göre aynı programın erkekleri de atış-
mış, ama onlar kavga etmedikleri için
sahneyi terk etmemişler. İyi de olmuş,
yoksa Hande'nin "İkiKere Kiki"s\ teh-
likeye girerdi. Dünyanın her yerinde,
bulvar gazeteleri vardır. Çıplak kadın
fotoğrafları, cinayet haberleri ve sos-
yete dedıkodularıyla dolu olan bu ga-
zeteler çok da satariar. Ancak, geliş-
miş ülkelerin bulvar gazeteleriyle ha-
ber gazeteleri ve siyasi gazeteler bir-
birine kanşmaz. Bir gazete ya siyasi
haber ağırlıklıdırve kimliğini öyle gös-
terir, ya da bulvar gazetesidir.
Bizde durum karışık. En büyük ga-
zetemiz dahil gazetelerimizin çoğu-
nun bulvar gazetesi mi, haber gaze-
tesi mi olduğunu anlamaktagüçlük çe-
kersiniz. Bizde hepsi bir aradadır. Bi-
rinci sayfalann yansı en ciddi siyasi ha-
berlerle kaplıdır, öbür yansı ise güzel-
lerle ve onların maceralanyla. Iç say-
falarda da durum farklı değildir.
Bana sorarsanız, bir estetik görün-
tüsü olmayan sevimsiz politikacılann
laf yarıştırmasını ve otoriter sistem
meraklısı erkek köşe yazarlannı izle-
mektense, Hande Ataızi'ni izlemeyi
bile kabul edebilirim. Arada hiç ol-
mazsa bir estetik fark var. Bazan kav-
ga ederler ona da razı oluruz, olur
biter.