01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
MAYIS 20O2 SAJJ CUMHURİYET SAYFA ROPORTAJ Sosyo-kültürel kalkmmayı amaçlayan ÇATOM'lann sayısı Siverek'teki açıhşla 23'e çıktı Öğrenme isteğiyle dola olan Hedhe Alp, bflgisayann başına geçtiğinde çocuklar gjbi heyecanlamyor. Ve ÇATOM'daki kurslara kablan kadınlar birey olnıaıun gururm la iotoğraf çektiriyorlar. GAP kadınıbirey oluyor• Çok Amaçlı Toplum Merkezleri (ÇTATOM) GAP bolgesindeki 14-50 yaş grubundaki kadmlann yaşam kalitesini yükseltmeyi, cinsiyet dengeli kalkınmayı sağlamayı amaçlıyor. Merkezlerdeki çahşmalara katılan kadınlar, kendilerinin ve evlerinin hijyeninden doğum kontrolüne, sağlıklı beslenmeye, okuma yazmadan dikiş-nakışa. bilgisayara kadar pek çok konuda eğitim alabiliyor. SEVİM EKTEMUR SİVEREK-Güneydoğu'da kadın olmak... Aşiretlerin ağır baskısı altında, törelerin göl- gesinde yaşamak... Töreler ki Güneydogu'da kınlamayan ka- ra yazgı. O yazgının çileli kadınlan... Nâ- znn'ın deyimiyle sofradaki yeri öküzümüz- den sonragelen kadınlar. bizim kadınlaruruz- dı... Işte bu kadınlar. GAP Kalkınma îdare- si önderliğınde gönüllü lcuruluşlann da yar- dımıyla toplumdaki yerini bulmaya çalışıyor- lar. Onlar mutlular, onlar sevinçliler. Kırma- ya çahşıyorlar baskılan.. Elleriyle, kara yaz- gılan üzenne dogan aydınlığı yakalamaya ça- hşıyorlar. Onlar için bir zamanlar düş olan umuda sanhyorlar... Güneydoğu kadının bu düşlerini, umutla- nnı, 1995 yıhndan itibaren kentlerin gece- kondumahallelennde ve merkezi nitelikli köy yerleşimlerinde kurulan Çok Amaçlı Toplum Merkezleri (ÇATOM) gerçekleştiriyor ar- tık. Eğitim ve sosyal-kültürel etkileşim yo- luyla GAP bolgesindeki 14-50 yaş grubun- daki kadınlann yaşam kalitesini yükseltme- yi, cinsiyet dengeli kalkınmayı sağlamayı amaçlayan bumerkezlerdeki çahşmalara ka- tılan kadınlar, kendilerinin ve evlerinin hij- yeninden doğum kontrolüne, sağlıkh beslen- meye, okuma yazmadan dikiş-nakışa, bilgi- sayara kadar pek çok konuda eğitim alabi- liyor. Bölgedeki 8 ilde faaliyet gösteren ÇA- TOM'lann 23'üncüsü de hafta sonu Şanlı- urfa'nın Siverek ilçesinde açıldı. GAP Böl- ge Kalkınma Idaresi önderliğinde ACE'nin katkılarıyla hizmete giren Siverek ACE ÇA- TOM'un açılış törenine kadınlardan çok er- keklerin ilgi göstermesi dikkat çekiyordu... Meydanı alabildiğine doldurmuşlardı. Çatı- lardan, evlerin camlanndan yaşananlan ses- sizce izliyorlardı. Gözlerinden ne düşün- düklerini anlamak olanaksızdı... Siverek'e ilk girdiğinizde tek bir kadın bi- le görememenin verdiği şaşkınlık, Çarşı içe- risindekı ACE ÇATOM'un binasına girildi- ğinde, gülen ve meraklı gözlerle bakan ka- dınlarla az da olsa dağıhyordu. sayann başındaydı. "Çok öğrenmek istho- rum* diyordu: "Burada bize para venniyorlar. Bizde mec- buren Karadeniz'e, Ege'ye gidryoruz. Ora- nın şartlan dahaKi,paramızıverryorlar. Ge- çen yıl ilk kez kardeşlerimden aynhp babam veiki laz kardeşimle Karadeniz'e gittiğimiz- de çokzordu. Onlan yazmışüm, şimdi bilgi- 40yaşında öğreniyor... ÇATOM, yürekleri her şeyi öğrenme iste- ğiyle dolu kadınlara bir güneş gibi doğmuş- tu... Erkeklerin düşüncelerini iki kızını da bir şeyler öğrensinler diye ÇATOM'a gönderen Gülçin Çakmak özetliyordu: "Alışıyorlar, alışacaklar..." Genç kızlar bılgısayar odasını doldurmuş- lardı... "TeknolojKi öğrenmek lazun"diyor- lardı. Ahbir de işbulabilselerdi... Bir ailenin 10 çocuğundan bıri olan ve ba- basıyla her yıl çeşitli bölgelere ırgatlığa gi- den 19 yaşındaki Gül Azat, bir elinde daha önceden karakalem yazdığı anılanyla bilgi- Siverek ÇATOM'da okuma yazma sımfında kucağmda bir erkek çocuğu, hemen solunda yine bir erkek ve sağında da iki hz çocuğuyla deftere yazı yazmaya çalışan bir kadın... tsmi Hatice Arpacak. Henüz 40 yaştnda ama 50-60 gösteriyor. 17'sinde evlenmiş, dokuz çocuğu var. Kucağındaki oğlu huysuzlanıyor ama o oralıdeğil. Urfa aksamyla "Biri 2.5, diğeri 5yaşında evde bıraksam bakan yok, eviyakariar. Mecburum yammda getirmeye " diyor gözlerini defterinden ayırmadan. Azimli, kalemini bastıra bastıra yazmaya çalışıyor, kucağındaki çocuk mışılmışıluyumaya başlıyor. Dördüncû günü olmasına rağmen ısmini yazabiîiyor. Üç hafta önce 12 yaşındaki hzı Perihan gelmiş okuma yazma öğrenmeye, ondan görüp o da başlamış. "Köyde okulyoktu, okuyamadım. Çocuklar da bu yûzden okuyamadı" diyor. Kocası ve iki oğlu tstanbul 'a çalışmaya gitmiş. O ise Siverek'te ÇATOM'un açılmasının ve okuma yazma öğrenmenin mutluluğunu yaşıyor. sayarda da vazacağım... Güneydoğu'da ya- şam zor. İnşallah daha iyi olur. Diğer bölge- lere gittiğimde her şey çok daha iyi Kardeş- lerim ilkokulda okuyor. Onlar için zaten gi- dryonızçahşnıava.Babanıdaokuınalanıuçok istiyor." Bölge kadını İçin şans Açıhşta konuşan ve merkezle ilgili yazdı- ğı şiiri okuyan bilgisayar ve nakış kurslan öğrencisi Nurten Kalender de ÇATOM'la- nn Güneydoğu kadını için bir şans olduğu- nu vurguluyordu. Çevrenin etkisiyle lise 2'den aynlmak zorunda kaldığını belirten Kalender, sözlerini şöyle sürdürüyordu: "Bölgede kızlann, kadınlann genelde ha- yata küs, eve kapanmış, bilgiden yoksun hal- İerini görûrûz. Ailem bana güveıüyor, ben dilediğim gibi hareket ediyorunı. Yani daha şanshyım ama benim gibi şansh ohnayanlar var. Onlar için de buralar kurtuluşyeri. ÇA- TOM gibi yerlere gelerek kendilerini aydın- laûyorlar, hayata bakışlan farkhlaşıyor." Kadını topluma kazandırıyor Umudun kınldığı yerde doğan ÇATOM sa- yesinde elde ettiği becerilerin, kendisine olan güvenini artürdığinı anlatanNurten Ka- lender, merkezin bölge kadınını topluma ka- zandırdığına dikkat çekiyordu: "Boş zamanlanmızda arûk oturup plan- lar yapıyoruz dahane yapabiliriz diye. Gele- ceğjn kadınlanm, anneleriniyetiştiriyonız™" Kalender, "Bir ışıkdaha döğdu,adetapar- üyor, gelecegi aydınlaüyor. Sanki umut kay- nağı, insam hayata bağhyor" diyordu. Procter&Gamble AŞ Dış Ilişkiler Koordi- natörü Dr. Hayrünnisa AKgil de konuşmasın- da, merkezın kadınlann sorunlanna çözüm arayıp toplumun aktif üyesi haline getirme- yi amaçladığına dikkat çekiyordu. Aligil, Si- verek ÇATOM'da diğer merkezlerden fark- lı olarak ACE'nin katkılanyla 8 bilgisayar ve internet donanımı bulunduğunu, kadın- lar ve genç kızlann bu sayede modern dün- yayla bağlantı sağlayabileceklerini vurgulu- yordu. GAP Bölge Kalkınma Idaresi Başkanı Dr. OlcayÜnver ıse amaçlanna ulaştıklannı gör- menin mutluluğunu yaşadıklannı ifade ede- rek bu çahşmalannı toplumun tüm kesim- lerinde sürdüreceklerinin müjdesini veriyor- du. Pansiyonlu llköğretim Okulu'nun açılı- şında Milli Eğitim görevlilerinin köyleri do- laştığını, ancak öğrenci bulmakta zorluk çek- tiğini anlatan Kaymakam tbrahim Hayrul- lah Sun da artık umutluydu. Bu işe gönül ve- renlere. "Bugün diyorum ki isteyin benden ne isterseniz" diye seslenıyordu. FıratNehri'nin GAP'labirliktekalkınma- yı getirdiği Güneydoğu'da, ÇATOM'lar çok önemli bir işlev üstleniyor. Kalkınmanın lokomotifi olan kadınlar birey olmayı öğ- reniyor. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Uçüncü Yılını Dolduran Koalisyon Ecevft hükümetinin üçüncü yılını doldurması, Tür- kiye'dekı koalisyon geleneğinde de bir ilki günde- me getiriyor. "Milliyetçisağ ve ulusala so/"un ara- sındaki uzlaşmanın sonucu olan Ecevit hüküme- ti, böylelikle ülkenin en uzun koalisyon hükümeti olma niteliğini kazan/yor. Kendi doğum günlerine ilgi duymadığını bildiğim Ecevit için Başkent Hastanesi'nden aynlış gibi, her insan için yaşamında elbette dönüm noktası sayılabilecek birtarih ile, yaş ve 57. hükümetin ku- ruluş günlerinin örtüşmesı, öyle sanıyorum ki ça- lışma azmini kamçılayacak birer etken oluyor. Sadece Başbakan için mi? Tann'nın günü, isti- fasını isteyenlerden hastalığı ile ilgili tele-tahmin- lere kadar bin türlü uğraş içinde olanlara yanıt ver- mek ıstercesine borsa ve dövizdekı dünkü tablo, 57. hükümetin sürmesıni isteyenler için somut müttefikler olarak seslerini duyuruyorlar. Gerçı Başbakan, bugün düzenleyecegı bir ba- sın toplantısı ile başkanlık ettiği hükümetin 27 ay- lık icraatını kamuoyuna açıklayacak; ama etdeki bil- gilersatırbaşlan ile de olsa, DSP-MHP-ANAP ko- alisyonunun mesela bankacılık, telekom yasalan- nı çıkarttığını, etkin devlet ve vergi reformu, bölge müdürlüklerinin kaldınlması gibi devlette küçül- meyi amaçlayan reform önlemlerinin alındığını ve en önemlisı dönemine rastlayan ekonomik kriz burgacından, kazasız belasız geçmeyi başarma umudunun arttığını gösteriyor. Tekstilde, yüzde 207'lik bir yatınm artışının gö- rüldüğü haberi, daha birkaç gün öncesine kadar bu sektördeki fabrikalann Bulgaristan'a göçece- ği yolundaki sıkıntılı duyumların yerini alıyor. Kim- ya alanında 7, turizmde ise yüzde 175'lik bir ya- tınm artışının gerçekleşmekte olduğu, öylelikle 46 bin kişiye yeni ış kapıları açılacağı belirtiliyor. Bu pembe işaretlere rağmen, hükümetin önün- dekı en önemli sorunun AB ile ilgilı tartışmalann gelecegi olması elbette bilıniyor. Birisi idam, ana- dilde eğitim gibi iç hukukumuzda yapmamız ge- reken düzenlemeler için MHP'nın gösterdiği diren- cin yumuşatılmasına yönelik gırişimler daha da önem kazanıyor. Dorukla ilişkiler Ecevit'ın birkaç gün önce bir gazete aracılığı ile ortağına ılettiğı dilek-mesajın yanı sıra Çankaya'da düzenlenecek AB doruğunun, bu alanda tarihsel bir dönemeç olacağı gerçeği ortaya çıkıyor. Ecevit hükümetinin üçüncü yıldönümünde, ka- yıtlara geçinlmesi gereken bir başka önemli olgu da Çankaya ile Başbakanlık arasındaki tatsız ger- ginliğin yen'ni uygar ilişkilenn almış olması. Ecevit'in rahatsızlığı karşısında Sezer'in birisi geçmiş olsun ziyareti olmak üzere telefonla yapılan karşılıklı gö- rüşmeler, elbette önem taşıyor. Ozellıkle Tayyip Erdoğan gibi, kendi gündem- lerini saptırmak amacı ile de olsa Başbakan 'ın sağ- lık sorununu sık sık eleştiri aracı yapanlann bulun- duğu bir ülke kamuoyu için Çankaya'nın tutumu- nun eğitsel yönü de öne çıkıyor. Üçüncü yılını bugün arkada bırakacak olan hü- kümet, öyle anlaşılıyor ki kendi rekorunu 2003 yı- lı son bahannda yapılması beklenilen seçimlere ka- dar sürdürmeye çalışacak. Peki, sabah akşam hem hükümetin hem de onu oluşturan koalisyon partilerinin kaderi için ortaya atılan varsayımlar, yapıldığı bıldirilen kamuoyu araştırmalan, baraj aşamama iddialan... Onlar ne âlemde? Ankara Ticaret Odası'nın kendi üyelen arasın- dan 3 bin 150 denek ile yaptığı bir anket, galiba herkesten daha çok odanın Sinan Aygün'ün de- meçlerine de ışık tutacak yönde. Zira bugün birse- çim olsa, Ankaralı işadamlarının yüzde 54.6'sı ki- me oy vereceğıni düşünmedığini söylüyor. Sandı- ğa gitmeyeceğini ileri sürenlerin yüzdesi ise 30.5. Elli yıllık politık deneyımim, ufukta seçım görün- meden, seçmenin "Yann seçim olsa şöyle yapa- cağım" dedığini kendi görüşlerine dayanak yap- mak isteyenlerın, acemı sihirbaz heveslileri oldu- ğunu ortaya koyar. Yani anlayacağımız, seçmenin kafası henüz ka- rışık. Bu doğal kanşıklık, iktıdardakı partilerin ekme- ğıne yağ sürer. önlerindeki bir yıllık süre içinde, ken- dilerine çekidüzen vermeyı, AB ile olan surtüşme- lerini gidermelerinı ve izledıkleri ekonomik politi- kadan ödün vermemeyi başarabıldikleri ölçüde, ka- muoyunun özellikle sıyasal partiler ve seçim ya- sasındakı değişiklik beklentilerini yanıtlamalannın da kaçınılmaz olduğunu öne çıkartır. Faks: 0212- 677 07 62 obirgrtfa e-kolay.net enterj ENTERNET /MEHMETSUCU mehmetCgcumhuriyet.com.tr \.net Kim Daha Yasadışı? MEHMKT SliCU İnternet za- man zaman kor- kuvenenpekçok şeyin kaynağı olarak nitelendiriliyor. Gelişme çağın- daki çocuklann olumsuz etkilenebilece- ği bin bir çeşit kötülüğün. her isteyenin ulaşabüeceğı pornografinin, bir inanç sistemi mi yoksa sapkın bir örgüt mü ol- duğu bilinmeyen satanizmin harta kimi zaman terörist örgütlenmenin kaynağı olduğu öne sürülüyor. Gencecik bir çocuğun intihannın ar- dından gazetelerimiz internetten salgın halinde yayılan satanizmden söz ediyor- lar Aradan 15-20 gün geçmeden terö- ristterin internet üzerinden yolladıklan me- sajlarla haberleştiklerini öğrenıyoruz. Bazı metropollerde internet polisi bı- nmleri kuruluyor ve internet cafelere baskınlardüzenleniyor. 13-15 yaşında- ki çocuklar televızyon ekranlannda "ya- kalanan suçlular" gibi boy gösteriyor. Örnekleri çoğaltmak olası. Sonuçta geldiğimiz nokta şu: Biraz anlamamaktan ve yenıliklere kapalı olmaktan, çokça cehaletten kay- naklanan internet korkusu, Türkiye'yi bu yeni mecrayı kontrol altına almaya çalışmak gibipekdemümkün olmayan arayışlara itti. RTÜK Yasası da işte bu göoişlerin doğrudan bir uzantısı. Herhalde bu yasa ve oluşturulan in- ternet polisleri ile her şeyin düzeleceği- ni sanıyorlar. Yok eğer bu fikırde değil- seler, yasayı çıkarmalarrıın bir anlamı kal- mıyor. Unutulmaması gereken, internetin gezginler açısından pek çok yayının sa- tıldığı bir gazete bayisinden ve kütüp- hane karışımından pek farklı olmadığı- dır. Bu öyle bir yer ki, evinizde bilgisa- yann düğmesini açıp intemete bağlan- dığınız anda buradaki her şeye ulaşa- bılirsiniz. Hatta siz de yayınlamak iste- diğiniz dergiyi bir rafa bırakabilirsiniz. bürokrasi yok. kırtasıye yok, sınırlama yok, ulke sınırı da yok. Işte gerçek ba- sın özgüriuğü. Böylesi büyük ve karmaşık bir gaze- te bayisi ve kütüphaneye giden insan- lara, "Aman raflarda duran şu dergile- re bakma" diyemezsiniz. Belki dersi- niz, ama kontrol edemezsiniz. Hele he- le "Raflara koyacağın dergılerin şu şu özellikleri olacak. Aynca benden de izin alacaksın" derseniz komik duruma dü- şersıniz. Yasakladığınız insan içeri gir- diğı anda elındeki yayını Türkiye rafla- nna değil Isviçre'nin raflanna veya baş- ka bir ülkenin raflanna bırakabilir. Çünkü orası ınsanlığın kolektif bilgi hazinesidir ve buraya sınır koyamazsı- nız. İnternetin kendi kendine geliştirdi- ği kurallan tabii ki var. Ama bu kuralla- nn hiçbirisi devletler, hukukçular veya uluslararası şirketler tarafından konul- madı ve konulmayacak. Sanal dünya- da var olan kurallan kullanıcılar koydu. İnternet ahlakını ise çokça hacker adı verilen kullanıcılar yerleştirdi. Şimdı ise devletler ve uluslararası şir- ketler, hacker'leri bilgi hırsızı ve terörist olmakla suçluyor. Onlar ise yaptıklarının yasadışı olma- dığını savunuyor. Bilgiye ulaşmak istemenin suç oldu- ğunu düşünmek bile garip geliyor as- lında. O zaman hacker'leri suçlamak niye? Tüm dunyayı dinlediği ve izlediği ar- tık açıkça bilinen CIA'in dosyalarını ele geçirdikleri için mi? Ya da telefonlannı dinledikleri hac- ker'lenn evlerine baskın yapıp onlann bil- gisayarlannı kullanarak arkadaşlannı da yakalayan FBI'ın bilgisayar sistemini çökerttikleri için mi? Yoksa ürettikleri cep telefonları ile etrafı dinleyebilen şir- ketlerin bilgisayar kodlannı çalıp inter- nette dağıttıkları için mi? Belki de hacker Emmanual Golds- tein'in dediği gibi hacker'leri yasadışı- lıkla suçlayanlann ve intemeti zaptu- rapt altına almak isteyenlerin ne kadar legal olduklannı sorgulamak gerekiyor. 'dbe-com.tr' DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü web sitesi "www.dbe.com.tr" 15 Mayıs 2002 Çarşamba tarihinden itibaren bireylerin ve kurumlann ziyaretıne açıldı. Site ziyaretçilere, DBE'nin temel hizmetleri hakkında bitgilerin yanı sıra, 'psikolojik yardım' ve 'insan kaynaklan yönetimi' alanlanndaki sektörel ve akademik gelişimleri de kapsayan bir içerik sunuyor. DBE'nin amacı 'www.dbe.com.tr' aracılığıyta anne, baba, çiftler, aileter, mestektaşlar ve profesyoneller için bu alanlarda ihtiyaç duyabilecekleri her türlü bilgi ve hizmet için bir kaynak oluşturmak. DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü web sitesi "www.dbe.com.tr"; psikolojik hizmetler, kurumsal danışmanlık, eğitim, araştırma ana bölümlerinden oluşuyor. Bu bölümlerde enstitünün 'Çocuk ve Genç','Yetişkin ve Aile' ve 'Kurumsal Danışmanlık Merkezleri'nin hizmetleri ve hizmetlerden nasıl faydalanılabiieceği ile ilgili bilgiler yer alıyor. Aynca her bölümde, o bölümle ilgifi ilginç 'makaleler' ve 'araştırma sonuçlan' da göfülebiliyor. 'Anket' bölümünde her ay, iş dünyasında ve psikoiojik danışmanlık alanında gündemi oluşturan konulara yer veriliyor. Bu ayki anket konusu 'iyimseriik'; iyjmserfiğin öğrenilen bir beceri olup olmadığı ve iş perfoımansına etkisi ele alınıyor. DBE uzman psikofoglan ve kurumsal danışmanlan tarafından yürütülen 'grup çalışmalan' da aynntılı olarak 'ajanda' ve 'eğitim' bölümlerinde yer alıyor. 'www.dbe.com.tr'de, çalışmalara katılmak isteyenler için elektronik ortamdan kayıt yaptırma kolayhğı da sağlanmış. Penguenlerin şenliği 1. Türkiye Linux ve öz- gür Yazılım Şenliği bekle- nenin üzerinde bir katılım ve ilgiyle, 16-19 Mayıs tarih- leri arasında Ankara Tando- ğan'da, Ankara Üniversi- tesı Eczacılık Fakultesi'nde yapıldı. Şenlik sırasıyla, Linux Kullanıcılan Dernegi Baş- kanı Sayın Doç. Dr. Mus- tafa Akgül, Ankara Üniver- sıtesi Rektör Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Ömer L. Gebizlioğlu ve DSP Istan- bul Milletvekili, TBMM Bil- gi Grubu Başkanı Sayın Prof. Dr. Ziya Aktaş'ın bi- rer konuşması ile başladı. Gelişimini büyük bir hızla sürdüren Linux ile ilgili Tür- kiye'deki en kapsamlı et- kinliğe büyük oranda ka- tılım gerçekleşti. Türki- ye'nin birçokyerinden yak- laşık 1500 kişi Ankara'da bir araya geldi. Heryıl tekrarlanacak şen- lik dizisinde son kullanıcı- lara, KOBI'lere, kamuya ve okullara yönelik etkinlikle- reağıriık verildi. Şenlik, hiç bılmeyenin, az bilenin, ev kullanıcısının, iş dünyası- nın ve Linux'a destek ve- ren firmalann buluşma nok- tasıydı. Çoğunlukla4 para- lel salonda yapılan etkinlik- lerde en derin felsefi soh- betlerden ileri derecede teknik seminerlere kadar çok çeşitli konulan bulmak mümkün oldu. Şenlik sonunda LKD Yı- lın Penguenleri ödülleri de sahiplerini buldu. Sonuçlar şöyle: - En iyi kurumsal kullanı- cı, Inönü Üniversitesi ile Mustafa Karakaplan. - En iyi özgür yazılım, Ba- sılix ile Murat Aslan. - En başarılı ünux proje- si, Gelecek Linux. - En başarılı yerelleştiri- cı, Deniz Akkuş Kança ve Görkem Çetin. - En çalışkan penguen, Gezici seminerler çalışma ekıbi (Devrim Gündüz, Doruk Fişek, Fatih Özav- cı) ve Görkem Çetin.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear