Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 28 MAYIS 2002 S/
4 HABERLER
Dİ1NYADA BUGUN
AIİ SİRMEN
Yanlış Soru: Tayyip'e
fctidaı* l/erilecek mf?'
Seçimler iyice yaklaşmadan yapılan kamuoyu
yoklamalanmn aldatıcı olduğunu, siyaset ile uğ-
raşanlar çok iyı bilirfer.
Seçmen, sand/k ufukta görünmeden, tepkisini
daha yüksek sesle dile getirir.
Sandığa grtmezamanı yaklaştıkça, uçiardaki eği-
linler ortaya doğru seyretmeye başlar.
Hemen hemen tüm ülkeler için geçerli olan bu
gerçek göz önünde bulundurulunca, Tayyip Er-
doğan'n lideriiğindeki AKP'nin biraz da kendile-
ri tarafından beslenen, "uzak ara ile birinci parti
olduğu, gümbür gümbür iktidara geldiği" dü-
şüncesine biraz daha sakınımlf yaklaşmanın da-
h a doğru olduğu görülür.
Nitekim, bu kesimin uzman gözlemcisi Ruşen
Çakır da görüştekı abartma payını son dizisinde
dile getirdi.
Kuşku yok. Tayyip yükse/işte. Bu yükselişte,
bütün denenmişlerin fos çıkmış olmasının büyük
payı var.
Ancak gönünen o ki şu an ıçin yükseliş senar-
yolannın dozu biraz abartılmıştır.
••*
Bu durumda, ortaya atılan yanlış bir soru, ka-
falan daha da çok kanştınyor.
"Büyük oranda oyalsa bile, acaba Tayyip'e ik-
tidan veririer mi?"
Hemen belirtmek gerekir ki bu soru yanlıştjr ve
yanlış sorulardan doğru cevap çıkamaz.
Bu ülkede, Erbakan'a da iktidar verdıler, yerel
yönetimlerde Tayyip'e de.
Yaşananlar "Bunlara iktidar veririer mi" soru-
sunun geçersizliğini ortaya koymuştur.
Asıl sorulması gereken soru, "Tayyip Erdoğan
bir demokraside iktidar olabilir mi" sorusudur ve
bu yalnızca Türkiye'ye özgü değ/l, evrensel birso-
rudur.
Tayyip Erdoğan, kişisel servetinin ve siyaseti-
ninfinansmanınınkaynağını birtürlü açıklamamak-
ta veya açıklayamamaktadır.
Tayyip Bey'in, biri evli olmak üzere üç çocuğu-
nun ABD'de okuduğu biliniyor. Bugün ABD'de
dört nüfusu beslemek için insanın acaba ayda kaç
para harcaması gerekir?
Bırakınız kamu hizmetinde çalışmış bir kişiyi, or-
ta çaplı bir işadamının böyle bir kriz ortamında,
böylesine bir yükü kaldıracak kazancı ve birikimi
olabilir mi?
Tayyip Bey köşeyesıkıştığını hissedince, iyi kâr
getiren iki şirkette ortaklığı olduğunu söylüyor.
Bunlar hangi şirketlerdir ve acaba kârlan Tay-
yip Erdoğan'ın bir zamanlar başında bulunduğu
Istanbul BüyükşehirBelediyesi'nden alınan işler-
den mi gelmektedir?
Bu konuda en ufak bir açıklama yok.
• • •
Tayyip Erdoğan konusunda, şu anda 400 say-
falık dosyasını Candan Eren'in hazırfadığı İG-
DAŞ-Albayrak soruşturması EyüpAğır Ceza Mah-
kemesi'nde görülüyor.
Buna eski CHP ll Başkanı Mehmet Bölük'ün
yeni suç duyurusu eklendi. Söz konusu soruştur-
madaki yolsuzJuk iddiasının toplamı 192 trilyon.
Ikinci soruşturma Akbil ile ilgili; buradaki yolsuz-
luk miktannın 2.6 trilyon olduğu belirtilmekte.
Yargrtay Başsavcısı Kanadoğlu'nun, 12 Mül-
kiye müfettişinin hazıriadığı raporlara dayanarak
Istanbul Cumhuriyet Savalığı'na intikal ettirdiği dos-
yadaki iddialarla ilgili olarak 204 kişi ifade verdi
şimdiye kadar.
Yine Mülkiye başmüfettişlerinin, Büyükşehir BfT
ve İSKl'deki yolsuzluklar hakkında hazırfadıklan
raporiar da gündemde.
Bütün bunlar soruşturulmadan, Tayyip Erdo-
ğan bunlardan aklanmadan, hiçbirşekilde iktidar
olamaz.
Bu kural Türkiye'ye özgü değil.
Hiçbir demokraside bunun aksi olamaz.
Siyasetin finansmanında açıklık, demokrasile-
rin temel kurallanndan biri.
Unutmayalım. ABD'nin ünlü başkanı Nixon, si-
yasetinin finansmanı konusunda açıklık kuralına
uymadığı için istifa etmek zorunda kaldı. Kimse
de bu durumdan dolayı Amerikan demokrasisini
sorgulamadı; tam tersine...
Haram para ile helal siyaset mavraso kimi sap-
lantılı seçmen yutsa da demokrasi ilkeleri buna
izin vermez.
Olay bundan ibaret.
Balgat katliamı hükümlüsü ülkücünün idamı önce 10 yıla çevrildi, yetmedi gasp suçu da affedildi
îsaArmağan'açifteafANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Balgat katliammdan mahkûm ol-
duğu öJüm cezası 1991 yıluıda 10 yı-
la indınlen tsa Armağan'ın gasp
suçlan da af kapsamına alınınca
ikinci kez affedildi. Balgat semtin-
de 1978 yılında silahla taradığı kah-
vehanede 5 kişiyi öldürmek ve 12 ki-
şiyi de yaralamak suçundan idama
mahkûm olan Armağan'ın, gasp suç-
lanndan aldığı 18 yıl 9 aylık ceza-
sına ikinci af uygulandı.
DSP Genel Başkanı Rahşan Ece-
vit'in cezaevinde annesiyle birlikte
• Ankara'nın Balgat semtinde 1978 yılında silahla taradığı kahvehanede 5 kişiyi öldürmek
ve 12 kişiyi de yaralamak suçundan idama mahkûm olan Armağan'ın, gasp suçlanndan
aldığı 18 yıl 9 aylık cezasına ikinci af uygulandı.
kalan bir kız çocuguna "ûziilmesij-
le" gündeme gelen, katillere de afyo-
lunu açan ve siyasilerin sahiplen-
medigi yasa, artık katliam hüküm-
lülerini de kapsamaya başladı.
Isa Armağan, Türldye Şeriatçı Ko-
mando Ordusu örgütünün liderliği-
ni yapmak ve devlet düzenini şeri-
atçı bir düzen için değiştirmeye ça-
hşmak suçlanndanMustafa Pehliva-
noğlu ile birlikte ölüm cezasına mah-
kûm edilmişti.
12 Eylül öncesi ülkücülerinden
îsa Armağan'ın mahkûm edildiği
ölüm cezası Milli Güvenlik Konse-
yi tarafindan onandı. Ancak Arma-
ğan, katliama katılan Mustafa Peh-
livanoğlu'yla birlikte tutuklu kaldı-
ğı Mamak Askeri Cezaevi'nden 26
Temmuz 1980'de kaçınldı.
Denizli'nin Çal ilçesinde yakala-
nan Mustafa PehJivanoğlu'nun ölüm
cezası infaz edildi. Katliamın asli
faili olan Îsa Armağan ise lran"a
kaçtı. Uzun süre Devrim Muhafız-
lığı yapan Armağan, Iran'dan gitti-
ği Aİmanya'da 1992 yılında yakalan-
dı. Armağan, 1992 yılında Alman-
ya tarafından Türkiye'ye iade edil-
di. îsa Armağan'ın Balgat katliamı
nedeniyle mahkûm olduğu ölüm ce
zası, 1991 yılındaki Terörle Müca
dele Yasası uyannca 10 yıla indiril-
di. Edinilen bilgiye göre îsa Arma-
ğan, 10 yıllık cezasını 6 Nisan 2002
tarihinde tamamladı. Bu tarihten
sonra gasp suçlanndan mahkûm ol-
duğu 18 yıl 9 aylık cezasını çekme-
ye başladı. Ancak tartışmalann oda-
ğtndaki af yasasıyla, Armağan'ın
gasptan mahkûm edildiği cezası da
affedilerek çifte af uygulandı. Arma-
ğan, önceki gün kaldığı Bandırma
Cezaevi'nden tahliye edildi.
BBP ve ATP'ye, kongre sürecinde yeni transferlerin olması bekleniyor
Küskün ülkücülere çengel• Ceylan'ın ardından 3
milletvekilinin daha
BBP'yegeçmesi
bekleniyor. Abdülhaluk
Çay'ın da ATP yolunda
olduğu belirtildi.
ANKARA (Cumhurfyet Bü-
rosu) - BBP ve ATP, 2 Hazi-
ran'da yapılacak kongreleri ön-
cesinde milletvelali transferine
yönelik çahşmalannı hızlan-
dııdı. MHP'den ıstifâ eden Meto-
metCeylan'ın BBP'ye geçme-
sinin ardından 3 milletvekilinin
daha bu partiye katılması bek-
leniyor. BBP'nin MHP, AKP,
SP ve DYP'den 12 milletveki-
liyle temasta olduğu, ATP'nin
de MHP içindeki küskünlerin
karar vermesini beklediği kay-
dedildi.
BBP ve ATP, kongre süre-
cinde milletvekili kapma yan-
şına girdi. Öci partüıin kongre-
sinin de 2 Haziran'da yapılacak
olması, yanşı daha da hızlan-
dırdı. MHP'denistifa eden Meh-
met Ceylan'ın BBP'ye katıl-
masıyla bu parti, TBMM'de
temsil edilen 8. parti konumu-
na geldı. BBP'nin MHP için-
deki muhalifler, AKP, SP ve
DYP'li olmak üzere bu partiye
sıcakbakan 12 milletvekili ile
görüşmeler yaptığı öğrenildi.
BBP kaynaklan, Ceylan'uı ar-
dından 3 milletvekilinin daha
kanlımını beklediklerini, diğer
milletvekillerinin ise karar ver-
mek için süre istediklerini be-
ürttiler.
MHP içindeki yaklaşık 20 ka-
dar muhalifmilletvekili ise par-
ti içinde mücadele vermek ile is-
tifa ederek birbaşka partiyegeç-
mek arasındakararsızhkyaşıyor.
Parti yönetimiyle ipleri kopa-
ran eski devletbakanlan Abdul-
halukÇay ve Sadi Somuncuoğ-
lu ile Kahramanmaraş Millet-
vekili Edip Özbaş istifa tarihi
için uygun zamanı bekliyor. Çay,
Somuncuoğlu ve Özbaş'ın par-
ti yönetimine yönelik bazı çı-
kışlardan sonra istifa edebile-
cekleri belirtilirken Çay'ın
ATP'ye, Özbaş'ın ise BBP'ye
geçebileceği ileri sürüldü.
Bahçeli, Çin Seddi'nigezdi
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet
Bahçeli Çin ziyanetinuı ikinci gününde tarihi Çin
Seddi'ni gezdi. Çin Seddi'nin dünyanın en harika
eserlerinden biri olduğunu vç Çin halkınm bununla
gurur dmduğunu söyleyen Bahçeli. "Dünyanın her
tarafından gelen turistier, özeflikle Çin Seddi'ni
ziyaret etmek istiror. Ben de bura\ı görmeyi hep arzu
edh ordum, Cenabn Allah bugünü nasip etti. Herkese
görmesini tavsiye ederim" dne konuştu. Bahçeli,
gazetecilerin Başbakan Bülent Ece\it'in AB ile ilgili
açıklamasını arumsatarak "Savin Ecevrt'in dedigi gjbi
cesur adımlar atacak nusuuz" şekündeki sorusunu ise
"Şimdi Çin Seddi'ndeyiz'' dherek yanıtlanıadı. Çin
Seddi'ni gezerken karşılaşoğı Fiji Başbakanı ile de
kLsa süre sohbet eden Bahçeti, daha sonra
beraberindekilerle Türkhe'nin Pekin
Bü\ ükelçttiği'ne gittL BüvükelçUikte Tiirk heveti için
bilğilendinne toplanösı düzenJendi (Fotoğraf: AA)
ErdaJ İnönühalkın beğendiği partivi iktidaryapacağmı söyledi
Türkiye AB'ye girmeli
Inönö. soldaki par-
çalanmakonusunda
yorum yapmadı.
tstanbul Haber Servisi -
Kabataş Erkek Lisesi'nin
geleneksel olarak düzenle-
diği kültür etkinliklerine
katılan Prof. Erdal Inönü.
siyasete girmeyi düşün-
mediğini belirterek "Solda-
ki parcalanma konusunda
yonım sapma>agerekyok.
Böyle şeyler olabilir. Halk
hangisini beğeniyorsa ona
iktidar \apacaktir" dedi.
Kabataş EıkekLisesi 12.
Kültür Etkinlikleri'nin
dünkü konugu Erdal Inö-
nü'ydü. Inönü, soldaki par-
çalanma konusunda yo-
rum yapmaktan kaçınarak
"Halk kimi beğeniyorsa
onuseçecektir" dedi. Tür-
kiye'nin AB'ye girmesi
gerektiğini voırgula>'an Inö-
nü, "Atatürk yaşasaydı
AB'ye girmemiz için çâba
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Türk solunun en büyük başa-
nyı 1970'li yıllarda 12 Mart 1971
askeri darbesinden çıkış sıra-
sındayaşadığını dünkü yazım-
da ifade etmiştim. Bu konuyu
sürdürmek istiyorum. Çünkü,
bu ülke solu geçmişte siyasi
yaşamda önemli roller oyna-
mıştı.
Türk solunun son yıllarda en
büyük açmazı milliyetçilik kar-
şısında başarısızlığa uğraması-
dır. Kürt sorununun bir demok-
rasi sorunu olarak değil de bir
"terör sorunu" olarak kabul
edilmesi, bütün sol geleneği
derinden etkiledi. Emekli Ko-
ramiral Atilla Kıyat, Neşe Dü-
zel'le Radikal gazetesindeki
söyleşisinde ilginç bir noktaya
dikkatçekmişti. Kıyat, 1970'li yıl-
larda Kürt sorununun, bir asa-
yişsorunu olarak gündeme alın-
dığını ve bu saptama üzerine ku-
rulan siyasetlerin ülkenin gele-
ceğini belirlediğini söylemişti.
• • •
Kıyat'ın saptaması, bir dev-
let siyasetini ifade ediyordu. 12
Eylül askeri darbesinin de arka-
sındaki gelişmeleri dikkatealır-
sak bunun ülkeyi nasıl bir ka-
osa sürüklediğini de açıklaya-
biliriz. Bu stratejiyi geçmişe dö-
Türk Solu Neden Açmazda?
nerek bugün açısından yeni-
den değerlendirdiğimizde, de-
mokrasi ve özgürlüklere karşı di-
rencin oluşum sürecini de an-
layabifiriz.
Işte bu noktada solun nasıl
adım adım milliyetçilik karşı-
sında âciz kaldığını da tartışa-
bil/riz. Türk solu, 196O'lı yıllar-
da özgüriük talebinin öncüsü
olarak ortaya çıktı. CHP'deki
ortanın solu hareketi, Türkiye Iş-
çi Partisi'nin 15 milletvekiliyle
Meclis'e girmesi o dönemin
önemli iki etkeniydi. Aynı dö-
nemde devrimci gençlik hare-
ketinin yükselmesini de bu ge-
lişmeler içinde değerlendirmek
gerekir.
1965'lerden itibaren, Türk ay-
dınları sol hareket içinde yeral-
dılar. Bir kısmı TİP, bir kısmı
CHP'nin ortanın solu çizgisin-
de, bir kısmı ise devrimci genç-
lerle beraberdiler. "Milliyetçi
Gençler" adı verilen saldırgan
topluluklarla solun tanışması
da bu dönemde oldu. Bu mil-
liyetçiler mitinglere, toplantıla-
ra saldınyorlar, cinayetler işliyor-
lardı.
Sol o dönemde önemli bir
aydın kitlesine sahipti. Ardın-
dan gerçekJeşen iki askeri dar-
be, solu cezaevine atıp idam-
lar ve ağır cezalarla susturma-
ya çalışırken onlarla birlikte ha-
reket eden aydınlara da baskı
yaptı. Bu baskı, fiziki baskının
ötesinde düşünsel baskıyı da
içinde taşıyordu. Öğretim üye-
leri üniversrtelerden, öğretmen-
ler okullardan, memurlar dev-
let dairelerinden çıkanldılar. Tam
bir sindirme çizgisi izlendi.
•••
Bu baskılar 12 Eylül döne-
minde daha da arttı. YÖK sis-
temiyle birlikte üniversiteler
özerkliklerini yitirdiler, devletin
ve siyasi iktidann etkisi altına
alındılar. Kürt sorunu, bir de-
mokrasi ve özgüriük sorunu ol-
maktan çıkıp bir çatışmaya dö-
nüşünce Türk solunun işi iyice
zortaştı. Çünkü Kürt hareketi,
Türk milliyetçiliğini tetikledi. Mil-
liyetçilik bütün toplumu etkile-
yen bir güç kazandı.
Türk solu, bu milliyetçi dalga-
yı göğüsleyemedi. Adım ad/m
kopuşlar başladı. Bir süre son-
ra solun bir kesimiyle milliyet-
çi hareket arasındaki buzlar eri-
di. Milliyetçilik, yalnızca Kürt
sorununda değil, demokrasi
sorununda da solun bir kesimi-
ni etkisi altına aldı. Milliyetçiler,
demokrasıyi Türkiye için tertli-
keli görüyordu. özgüriükleri teh-
likeli görüyordu. Askeri çözüm-
leri destekliyordu.
"Yasevya terket'slogarn, mil-
liyetçilerin içerideki muhalefeti
yok etmeyi amaçlayan baskıcı
tezini ifade ediyordu. "Türk'ün
Türk'tenbaşka dostuyoktur"te-
zi ise dış politikada saldırganlı-
ğı. Azınlıklara düşmanlık, her
türlü kötülüğü farklı dinlerde,
farklı inançlarda, farklı mezhep-
lerde, farklı düşüncelerde gören
bu akım, solun çeşitli kesimle-
rini dalga dalga ve farklı düzey-
lerde etkisi altına aldı. Dış poli-
tikada ise bütün komşularia ge-
rilim, milliyetçiliği iyice azdırdı.
Solun önemli kesimleri bir
kimlik bunahmı içıne girdiler.
"Vatansevertik", "Vatan hainli-
ği" eskiden dinci-milliyetçi ke-
simlerin temel saldırı tezi iken,
bu tezler solun bir kesimi tara-
fından da kullanılmaya başlan-
dı. Bu tepkiler solun bir kesimi
tarafından kullanılmasına rağ-
men daha da acı olanı bu slo-
ganları kullanmayan kesimleri
bile psıkolojik baskı altına aldı.
Bir başka önemli nokta ise
solun bir kesiminde hep var olan
otoriter modernleşme anlayışı
idi. Cumhuriyetin kuruluş yılla-
rında, hatta Osmanlı'n/n son
döneminde de uygulanan bu
modernleşme çizgisi başlan-
gıçta önemli değişimlerin ger-
çekleşmesine yaradı. Ancak
aradan geçen zaman içinde bu
çizgide ısrar edilmesi halkla mo-
dernleşmeci güçlerin arasının
açılmasına neden oldu.
1960'lar halkla modemleş-
meci güçlerin ilk buluşmasıydı.
1970'ler ise bu biriikteliğin zir-
vesi idi. Şimdi farklı bir nokta-
dayız. Solun bir kesimi, halktan
ciddi bir kopuş yaşıyor. Bu ne-
denle demokrasıyi de bir tehli-
ke olarak görüyor. Işte en bü-
yük sıkıntı burada yaşanıyor.
Halka güvenmeyen bir solun
demokrasıyi, özgüriükleri sa-
vunması mümkün değil.
Sorun, halkla sol arasındaki
bir ayrılığın nasıl giderileceğin-
de düğümleniyor.
gösterirdi Şimdüdshaset-
çüerstesedeisternesedebir
gün mutiaka .AB'ye gire-
ceğiz.Bizlertarih coğrafVa
ve kültür bakmundan za-
ten AvTupa'nm bir parça-
ayız''dedi. Öğrenciler ta-
rafindan hazırlanan resim
sergisinin açılışuıı yapan
Inönü, daha sonra etkMi-
ğin sponsorlanndan Doğu
Akdeniz Üniversitesi ve
BÎL Öğretim Kurumla-
n'nın tanıhm programını
izledi. Program sonunda
Kabataş Erkek Lisesi ve
Yıldız Teknik Üniversite-
si (YTÜ) Modern Dans
Grubu bir gösteri sundu.
Kültür etkinlikleri çer-
çevesinde düzenlenecek
panelin bugünkü konuğu
HflmiYavuz. Panellere çar-
şamba günü Metin Uca,
perşembe günü AydmBoy-
san, cuma günü de Erol
Manisalı katılacak.
Son karara itiraz
Sabancı ailesinin
avukaü Schmitz
Yargıtay'a başvurdu
BRÜKSEL (AA) - Sabancı ailesinüı
avukatı Fernand Schmitz. Belçika
adaletinin terönst Fehriye Erdal'a ilişkin
son karanna itiraz amacıyla dün sabah
Yargıtay'a başvurdu. Sabancı suikastı
faillerinden terörist Fehriye Erdal'ın
"Türkive'de işlediği suçiar nedeniyie
Beiçika'da yarguanmasma'' ilişkin adli
süreç devam ederken Brüksel Temyiz
Mahkemesi, iki hafta önce, bu konuda
karan, Erdal'uı Belçika'daki suçlanndan
dolayı yargılanmasnıın sürdüğü Bruges
Mahkemesi'ne bırakmıştı.
Avukat Schmitz, Yargıtay'a başvurarak bu
karara itiraz ettiğini. teröristin
"Belçika'da işlediği diğer suçlardan
bağunsızolarak'', Brüksel'de
yargılanmasuıı istediklerini bildirdi.
Ülkenin Flaman kesimindeki Bruges ve
Gand mahkemeleri, daha önce, Fehriye
Erdal'ın Türkiye'ye iadesine karşı göriiş
bildırmişler, "İerorizme Karşı Mücadele
SözleşmesTnin bu alanda geçerli
olmayacağı görüşüne önceük vermişlerdi.
Schmitz, Avrupa Terorizme Karşı "•
Mücadele Sözleşmesi çerçevesinde
yargılama isterken sanık avukatlan,
"otomatik silah kuDanan teröristierin" bu
sözleşme kapsamına girdıklerini, oysa
Sabancı suikastında otomatik silah
kullanılmadığını savunuyorlar. Sabancı
Holding Otomotiv Grubu Başkanı
Özdemir Sabancı, Toyota-Sa Genel
Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Nflgün
Hasefe'nin 9 Ocak 1996 tarihinde
öldürülmesi olayuun zanlıianndan olan
Fehriye Erdal, 26 Eylül 1999'da,
Belçika'da, Neşe Ytfdmm adına düzenlenen
sahte pasaportla yakalanmıştı. Belçika,
Türkiye'nin iade talebini, ölüm cezasının
yasalardaki varhğı nedeniyle reddetmiş ve
bu arada teröristin siyasi sığınma
başvurusunu da geri çevirmişti. Erdal, bir
yıl kadar hapis yatöktan sonra bir evde
gözaltına aündı ve Belçika'da işlediği
suçlardan yargılanmasuıı bekliyor. Bu
suçiar arasında silah taşunak, suç örgütü
faaliyetlerine kahlmak, sahte kimlik
kullanmak gibi unsurlar bulunuyor.
Sabancı ailesinin adli girişimleri sonunda
Brüksel mahkemesi, geçen yıl, sanığın
Türkiye'deki suçlanndan dolayı Belçika'da
yargılanabileceğini kararlaştırmıştı.
Erdal'ın, Sabancı suikastı bağlantıh
ithamlaria adalet önüne çıkanlmasnun
kararlaştınlması üzerine sanık avukatlan,
bu karara karşı temyize gitmişlerdi.
Brüksel Temyiz Mahkemesi, Fehriye Erdal
dosyalannın Bruges Mahkemesi'nde
buluşturulmasını, sanığın Türkiye'deki
suçlardan dolayı Belçika'da yargılanıp
yargılanmayacağına da bu mahkemenin
karar vermesini kararlaşürdığını
bildirmişti. Sanık avukatlan, Temyiz
Mahkemesi'nin bu karannı memnuniyetle
karşıladıklannı açıklamışlardı. Sabancı
Ailesi'nin avukatı Schmitz, Brüksel
Temyiz Mahkemesi'nin kararuun, Fehriye
Erdal'uı Türkiye'deki suçlanndan dolayı
Belçika'da yaı^ılanması olasılığını
reddetmediğini, adli sürecin devam ettiğini
söylemekle yetinmişti.
ÖKilerkî bir gün gömülür
İçimizdeki ölüler, dışımızdaki ölüler
İnsan yaşıyorken özgürdür
İnsan
yaşıyorken
özgürdür.
Edip Cansever'i
onalîıncı ölüm yıldönümünde
sevgiyle, özlemle anıyoruz.