23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28NİSAN2002PAZAR 10 PAZAR YAZILARI Dördüncü leyleğimiz de geldi... 135Dünyada Daniımarkalılar kadar, sabahtan akşama kadar harvadan bahseden bir başka millet daha yoktmır. Ingilizce öğrendiğim yıllarda okuduğıam bir kitapçıkta, "Tanımadığuuz -bir İngiliz ile sohbet başlatmak isterseniz Bugün hava ne kadar güzel değil mi' cüyebüirsiııiz" diye bir nasihat okumuştum. 14yıl öncegeldiğim Kopenhag'da aymı taktiği Danimarkalılar üzerinde denedirn. Işe yaradı, ancak çok geçmeden böyle bir soru sorarak girişilen sohbetlerin hava hakkında yanm saat kadar sürebileceğini faı*k ettim. Gerçekten Danimarkalılar g^ünlük ilişkilerinde laf olsun diye havadan bahsetmiyorlar, havadan konuşmak için hava ile lafa giriyorlar. Çıplak gözle herkesin gördüğü havanın durumunu birbirlerine onaylatıp duruyorlar. sorarsanız "Neyapıyorsunuz" diye, "Konuşuyoruz" cevabıru ahyorsunuz. Aslında Danimarkalılar masum. Zira bu ülkede TV haberlerinin ardından 15 dakika kadar süren hava dıırumu programlan yayımlanıyor. Hani gören de BBC ya da CNN'de yerkürenin hava durumu veriliyor sanacak. Topu topu toprakları Ankara ve Konya vilayetleri kadar yüzölçümüne sahip Danimarka'da herkes ertesi günün havasını merak ediyor doğal olarak. Hatta bu hava durumunu sunan kişilere bile "hava pe>gamberleri" adı veriliyor TV istasyonlan tarafuıdan. Ancak bu peygamberlikte biraz sorun var, zira "Yann hava yağmurhı olacak" dediklen zaman kehanetlennin doğru çıkma ihtımali yüzde 80. Bu konuya dikkatimi oğlum çekmişti. "Baba nasdsa yann yağmur yağacak, bu adam ne diye KOPENHAC SADÎ TEKELİOĞLU konuşuyor orada" diye sormuştu. Işte hava ile bu kadar içli dışlı Danimarka halkı için son yıllarda bahar gelince en heyecanla beklenen şeylerden biri, leyleklerin gelip gelmeyeceği. Her yıl nisan, mayıs aylan geldi mi gazetelerin ön sayfalannda -geldilerse eğer- resimaltı kısa bir haberle leyleklerin geldiği halka duyurulur. TV haberleri ilk gelen leyleğin teşrifi görünrüleri ile son bulur (Şimdi aslında bu son paragrafta anlatılanlann Danimarka medyasının yurt haberleri sıkıntısı çekmesiyle de çok yakından bir ilişkisi daha var. ama o başka bir yazı konusu). Bundan iki yıl önce Jutland Berlin'in sanşın, esmer, kumral biralan "Prost". 23 Nisan Alman Bira Günü, Berlın'de de bol bol bira içilerek kutlandı. Charlottenburg semtinde, Luısen-Brau'dayız. Biralanmız geliyor. Sanşın, kumral, esmer, birbirinden farklı biralar bize doğru yaklaşıyor. Luisen-Brau hem 250 kişilik bir restoran-bar hem de bir bira üretimevi. Eski yöntemlerle üretilen bıra süzülmüyor, doğal posası içinde kaldıgından, vitamin kaybına uğramıyor. 1987'den beri üç çeşit biranın üretildiği Luisen'in ûretimevı, randevu alınarak gruplar halinde gezilebilir. Bakır bira borulannın dışında, içerinin aşın kahverengi dekoru benim kışuı buraya takıhnamı engelliyor, ama baharda her yeri çiçek açan Berlin'in kafe ve barlan kaldınmlara taşınca durum değişiyor tabii. Ostelik manzara da fena sayılmaz. Karşımızda Charlottenburg Sarayı. Her yeri saran parlak çimler, öbek öbek lale, menekşe ve gelincikleriyle, temiz, bakımlı ve güzel. Güneş, Prenses Charlotte'nin yatak odasının çatısında batarken masamız kalabalıldaşıyor ve ıkinci biralar, bireysel takılmayı seven Almanlann, nadiren edindikleri grup bilincine yol açıyor. "1 metre" birası ısmarlıyoruz. Termometreyi andıran 1 metrelik tahta tepside on iki bardak bira geliyor. 11 biraalana, 12. bira barmenden bedava.Birahanelerin "100'ün özerinde bira çeşidi" 1 sloganlan sizi _ _ _ _ _ _ şaşırtmasın. Bu bir alışhrma. Almanya'da 5 binin ûzerinde farklı bira var. Gözlerinizin önüne, Bayvera folklor kostümlü, tüylü şapkalı, elinde kulplu bira bardağı olan sanşın, göbekli bir Hans resmı geldi mi? Almanya'da bir bardak bira, iş görüşmeleri dahil, sıradan bir öğle yemeğinin bile bir parçası. Üstelik, 2 bin yıldan fazla bir geçmişi var. Almanlar için İsa'dan daha yaşlı olan bira, Keltlerden öğrenilmiş bir miras. En son duraklan trlanda olan Keltler, Anadolu'da da yaşamış bir göçer toplumdu. Paralı askerliğin belki de öncüleri olan Keltler, ilk olarak Bızans Imparatorluğu için para karşıhğı savaşhlar. Yoksa Ingiltere Krallığı'na karşı maddi nedenlerden dolayı mı bağımsızlrk istediler? Ve amaçlanna ulaşamadıklanndan mı bu kadar çok bira içiyorlar? Olabilir, Avrupa'nın en çok bira tüketen halkı, yılda kişi başına 126 lt. ile Irlandalılar. Onlan Çekler ve ariından Almanlar takip ediyor. A\Tupa, Amerika ve tüm dünyaya yayılan birayı, Almanlar Keltlerden öğrendi. Peki ya Keltler? ilk birayı kinler yudumlamıştı? Sümerler. Mezopotamya... Bu Avrupalılar da ne kadar çok şey çalmışlar Yunan, BERLİN Anadolu ve Mezopotamya uygarlıklanndan. Sümerler birayı bulduklannda, Musa bile dünyaya gelmemişti. MÖ 3500-3000 yıllan arasuıda bulduklan tahmin ediliyor. Keltlerse, MÖ 300 yıllannda bira yapımına başlıyorlar. Herhalde Anadolu da, Bizans için savaşıp yorulduklannda, bir Mezopotamya banna gidip biraz stres atmışlardır. AvTupalılar için Isa'nın abisi sayılacak bira, nasıl bu kadar cazip hale geldi? Günümüzün Molla Ömer'lerini, Avrupa ortaçağda yaşamıştı. Ne de olsa, Hıristiyanlık ve Müslümanlık arasında, 600 yıl var. Ortaçağda kıymete binen bira, bir besin maddesi kıvamnıdaydı. Koleranın vücut gezdiği, mikroplann neredeyse mikroskopsuz da görülebilecek hal aldığı dönemlerde, Avrupa sadece engizisyon mahkemeleri tarafindan kınlmıyordu. Kaynatılmış suyla üretilen bira içmek sağhklıydı. Kocakan ilaçlan dediğimiz şifalı otlarla yapılmış ilk biralar. Bin yıl öncesine kadar ormanlarda yaşayan Germanlar, şifalı otlara ve yeşilliklere her zaman önem vermişler, ama uyuşturucu etkisi olan otlarla yapılmış birayı içip ertesi gün uyanamaz olunca durum değişmiş. Tüm kitaplı dinlerin peygamberlerinin erkek olmasının, ataerkil düzende bir tesadüf sayılamayacağı kesin. Nedense dinlerin — — — — yaşadığı karanlık dönemler de kaduılann başına patlıyor hep. Kadınlar, cadı diye yakıldıktan sonra, bira yapımmı Hıristiyan Mönçleri devralmış. Ahnanya'da 23 Nisan 1516'da çıkanlan RafineriJer Vasası, biranın sadece arpa, maya, şerbetçi otu, malt ve sudan üretilmesini şart koşan, dünyanın ilk yiyecek-içecek yasası. Ithal biralar. kimyasal madde katkılı olduklanndan, piyasada yüzde 3'lük bir oranı kapsayabiliyor. AB sınırları içindeki 1600'ünüzerindeki bira üretimevinin 1300'ü Almanya'da. Araştırmacılar, Alman gençliğinin, vücutlannı formda tutnıak için kilo yapan biradan uzaklaştığını saptamışlar. Enerji içecekleri. rejim ve spor yapanlar için biraya rest çektirtiyor. Peki bira kilo yapıyor mu? Yanm lirre sütte 304 kalori var, aynı orandaki bira 210 kalori içeriyor. Sorun şu: Hazmı kolaylaştıran bira, birkaç bardak içildiğinde acıktınyor. Biramn yanında cips, çerez, patlamış mısır gibi yiyeceklerin tüketimi kilo yapıyor. bira değil. Almanlarsa biranın yannıda sosis yiyor. Bahann gelmesiyle canlanan bira bahçeleri, ızgara sosis kokulan ve sifonlardan aralıksız akan biralarla Berlüı'de bahar başkadır. Prost. BANU BtKTEK SARIYERSULHHÜKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo:20O2 183 Mahkememızin 12.04.2002 tarih. 2002'183 esas, 2002'398 karar sayılı ilamı ile Şışli. Mecidıyeköy, cilt 22, hane 231'de nüfusa kayıtlı Anf ile Kamile Muzaffer'den olma 1941 d.lu Erdem Erbakan'a eşi Fatma Erbakan'ın vası atandığı hususu ilan olu- nur. Basm: 25055 M4ZGİKT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2001^65 Davacılar Bako Annak. AIi Hambayat ve arkadaşlan vekili Av. Hasan Özcan larafından davalılar Hazine ve Akyünlü köy muhtarlığı aleyhine açılan senetsiz- jen tescil davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan uyannca; Davacılar, Mazgirt ilçesi, Akyünlü köyü Arpabük mevkiinde bulunan doğusu 16 nolu Bako Annak parseli. 15 nolu Hasan Hambayat ve müşterekleri parseli. 9 ıolu Mehmet Ali Annak parseli, 7 nolu Bako Annak parseli. 8 nolu Hasan Annak Darseli, 5 nolu Hüseyin Annak parseli, 10 nolu Hasan Hambayat ve müşterekleri jarseli, 2 nolu Hasan Hambayat ve müşterekleri parseli, 20 nolu Hasan Hambayat /e müştereklen parseli. 19 nolu Ali Hıdır Hambayat parseli. 18 nolu Hasan Ham- bayat ve müşterekleri parseli, 17 nolu Hüseyin Annak parseli, 23 nolu Hasan -lambayat ve müşterekleri parseli, 22 nolu Hasan Annak parseli, 21 nolu Mehmet \li Annak parseli \e 1 nolu Ali Hıdır Hambayat parseli, batısı, kuzeyi ve güneyi vlunzurçayı ile çevrili 13121.52 m2'lik taşınmazın tescilini istemişler olup. sınır- an belirtilen taşınmaz hakkında hak iddiasında bulunanlann ilan tarihinden itiba- -en 3 ay içinde tüm delil ve belgeleri ile birlikte mahkememızin 2001/65 Esas sa- .ılı dosyasına müracaat etmeleri ilan olunur. 11.04.2002 Basın: 24054 Gazetedözgüriüğünekavuştu Filipinler'in güneyinde3 av önce Müshıman mifitaniar- ca kaçırdan televizyon muliabiri serbest bıraküdı. Net 25 televizvonu için çalışan 32 yaşındaki AriVn de la Cnız,Is- lamcı Ebu Seyyaf militanlarryla söyteşi yapmaya giderken Moro Uhısal Kurtuluş Cephesi'nden a>nlan bir grup militan tara- findan kaçınbnıştu SenatörLoren Legarda'nıngirişimJerinin ardından serbest bırakılan Cnıziçinfidyeödendiği bildirüdL (AP) yarımadasuıda bulunan, Avrupa'nın en eski ve en güzel şehri Ribe'de dolaşırken şehir meydarunda sessız bir kalabalık dikkatimi çekmişri. Herkes kilisenin yanındaki adliye binasının çatısındaki bacaya bakıyordu taşlaşmış olarak. Birine yaklaşıp "Neye baJayorsıınaz" diye sorduğumda, hayatımda gördüğüm en hiddetli yüz ifadelennden biri ile karşılaşmıştım. "Leyieklere bakryonız tabii, gönnfiyor musun" demişti yaşlı adam. Adamın ses tonundan ve yüz ifadesinden ulusal onurlannı zedelemek üzere olduğumu anladun. Leyleklere bakmaya başladım ben de. Sorup soruşturduğumda, yaz aylannı geçirmek için Danimarka'yı tercih eden leylek sayısunn son yıllarda bir elin parmaklan ile sayılabilecek kadar azaldığını, hatta bundan iki yıl önce hiç gelmediklerini öğrendim. Öğrendiklenm arasında, Danimarka'ya yazlamaya gelen leyleklerin rahatı için çahşıp onlann tekrar gelmelenni sağlayacak bir dernek bile kurulduğu vardı. Çocukluğumun Antalya sında leylek takırtılan ile sabah uyanıp üniversite yıllanmda da yaptığım sayısız Antalya-Ankara otobüs yolculuklannda, özellikle Ankara'ya yaklaşırken yol kenanndaki ağaçlara rünemiş yüzlerce leyleği otobüs camından izlemiş olmamı harırlayınca, bunun ne büyük bir nimet olduğunu düşünüp Danimarkahlara acıdım. Kolay değil; bahar, yaz ve köy, kasaba sıcaklığının en güzel sembollerinden biri, bu ülkeye gebniyordu artık. Yazımızın başhğım da bu yüzden Danimarka devlet televizyonu TV2'nin 135. teletekst sayfasında yer alan habenn başlığından seçtim. Bu yıl Danimarkalılann yüzü gülüyor, zira siz bu yazıyı okuduğunuz zamana kadar yeni gelenler ohnazsa, halihazırda dört leylek Danimarka'ya gelmiş durumda. Bu da bu yıl da Danimarka'da yaz mevsimi yaşanacağını gösteriyor. Ancak Leylek Derneği yönetici ve üyeleri ile ornitologlan üzen bir nokta var ki o üzüntüye de katılmamak elde değil; gelen leylekler bu yıl eşlerini yanlannda getirmemişler, bunun Dancası ise Danimarkahlar bu yıl yavru leylek göremeyecekler. Balıklarla yanşmanın tadıDaha çok kitaplarda okuduğumuz balta girmemiş ormanlar ve uçsuz bucaksız çöllerle kaplı Afrika topraklan zamanla çok değişmiş. Bir an hayal kınklığına bile uğruyorsunuz "Aa Afrika bu mu?" diye Eski efendileri bol bol teknoloji getirmiş aslında ve tabii kendi yaşam tarzlan. dilleri ve büyük ölçüde kültürlerini de ekleyerek. Özellikle Senegal'de Avrupa ya da Amerikan tarzı yaşam biçimiyle karşılaşmak şaşuiıyor insanı. Başkent Dakar'da kent yaşamının tüm özellıklerini görmek mümkün. Avrupalılar kendi ülkelerindeymişçesine rahat ve her türlü toplumsal etldnliklerini devam ettirebiliyorlar. Üniversiteler. spor salonlan, sinema, tiyatro. sanat galerileri, eğitim merkezleri gibi kentli olmanın gereklerini yerine getirebilecek imkânlar sunuluyor ama bunlardan faydalanabilmek için beyaz ya da zengin olmak şart. Dakar dışına, doğuya doğru gittikçe kentler de köyleşmeye başlıyor. Ama güneydeki Mbour kenri tamamen turisrik bir kent. Saly ise ülkedeki hemen hemen tüm tatil köylerinin bulunduğu bölge. Enfes kıyılarda çok sayıda turistik tesis kurulu ve bunlardan birinin sahibi bir Türk. Saly'den sonra doğuya doğru gittikçe, sadece ülkemizde değil, neredeyse tüm ülkelerin doğu bölgelerinin kaderi Afrika'da da çıkıyor karşımıza ve Afrika gerçekleriyle yüz yüze gelmeye başlıyorsunuz. Düzenli yapılar yerini. saz kulübelerden oluşan köylere bırakıyor. Kentten uzaklaştükça yabani hayvanlarla karşılaşma olasılığınız da artıyor. Sömürge döneminde Afrika'ya özgü hayvanlar da nasibini almış beyaz adamdan. Filler gemilerle Avrupa ya da Amerika'ya götürülmüş. Bu yüzden Senegal'de tek bir fil yok. Genişçe bir ormana topladıklan geyik, ceylan, yabandomuzu, timsah, maymun, gergedan ve çeşitli kuş WL .,% HtL^A türlennı sonradan § B ~ ^ " * A r u ' V j A - ^ oluşturduklan bu doğal ANTUNES parkta korumaya çalışıyorlar. Biraz daha _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ doğuda Kaolack kenti DAKAR var. Yağmurlardan bozulmuş yollan, çarpık yapılaşması yanında bir işsizler ordusu kenti Kaolack. Ama, safari meraklılan ve beyaz turistler için yapılmış rahat edebileceğiniz u bir adet" yüzme havuzlu otel bulabilirsiniz. Suada Tambacounda kenti var. Artık iyice Afrika'nnı içlerine doğru uzandığımız ve gerçek Afrika'yı hıssetmeye başladığımız bir nokta Tambacounda. Aslında tüm kentler birbirine benziyor ama kültürel açıdan derin farklılıklar söz konusu. Afrika içlerine kendi kültürlerini hiç yerleştirememiş Batıhlar. Sadece bir tane geniş cadde ve birkaç eski bina, tozlu ve bozuk yollar her yerde karşımıza çıkan Afrika kenti tanımlamalan. Yol boyunca rastladığımız sayısız köyde de yaşam hep aynı. Tek odalı sazdan evler, işsızlikten kapı önlerinde oturup yoldan geçenleri seyreden köylüler, kucağrndaki çıplak, ağlayan bebeğini susturmaya çalışan çoğu zaman üstsüz anneler ve beyazlardan sürekli bir şeyler ahnak isteyen çocuklar. Bu manzara eşliginde kuzeydeki Saint Louis kentine ulaşıyonız. Fransızlann ilk sömürge başkenti burası. Denizin yol açtığı dehlizler, kocaman umaklar ve bataklıklara Fransızlar yaptıklan köprüler ve güzel binalarla biraz daha farİdı bir görünüm vermişler. Senegallilerin de medan ıftihan Saint Louis kenti. Dakar'dan sonra bir kente benzeyen tek yerleşım bölgesi. Burada yılın belli zamanlannda müzik fesrivalleri bile düzenleniyor ve dünyanın birçok yerinden turistler Saint Louis'deki tarihi eserleri görmek için geliyorlar. Senegal'deki iki üniversiteden biri de Saint Louis'de. Her türlü kültür-sanat etkinliğinin rahatça yerine getirildiği kent. modern yapılaşmaya da imkân veren ve aynı zamanda doğa harikası bir yerleşim bölgesi. Senegal turisrik adalar açısından da şanslı. Ama Dakar yakınlannda çok sayıdaki küçük adacıktan biri olan ile Des Madeleines Adası henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş. Denizyoluyla kente 3 kilometre mesafedekı bu ada, doğal bir akvaryum. Adaya ulaşım küçük botlarla yapılıyor. Mesafe kısa ohnasuıa rağmen botlaruı kraterin içine girebibnesi için dalgalarla boğuşmak gerekiyor. Adanın ıssızlığı karşısında şaşınyorsunuz, çünkü turistik açılıma pek izin vermeyen bir yapısı var adanın. Eski bir yanardağın kraterinin içine dolan deniz suyu burayı eşsiz bir gölete çevirmiş. tçilebilecek temizlikteki bu deniz suyunda v-üzmek ve dahnak serbest ama balıklara dokunmak yasak. Balık dolu bu deniz gölü koruma altuıda. Adada bazı düşüncelere kapılıyor insan; sözgelimi, yıllar önce Fransızlar Ingilizlerle birlikte buraya gelip esir ticareti ile zenginliklerine zenginlik kahp bu işten vazgeçtikten sonra (ya da tükettikten), şimdi turist olarak ziyaret ediyor, kendi ülkelerine kar yağarken bu eşsiz sularda yüzüp balıklarla yanşıyorlar. MALTEPE BELEDhT BAŞKANXIĞI'NDAN İLANE1V TEBLİGAT Muhatabı: Çetın Çatalyürek Adresi: Bılınmıyor. Imarın 12 pafta. 5267 parseli üzerınde ruhsatsız yapılan yapı ıçın düzenlenen 06.11.2001 tarıb, 4843 sayılı tespit zaptına ıstınaden belediye encümenının 21.11.2001 tanh 1001 sayılı karan ile hüküm altma alınmış olup bahse konu karar teblığ edılmek üzere adresınıze göndenlmiş ise de mevcut adresınızde buîunamama- nız ve teblıgata elverişlı başka adresinızın de tespit edılememesi nedenıyle anılan ka- rann tarafınıza teblıgı mümkün olamamıştır. Bu durumda belediye encümenince ıtıhazolunan 21.11.2001 tarih 1001 sayılı karar 7201 sayılı Teblıgat Yasasfnın ilgıli maddelen geregınce tebliğ yerine kaim olmak üzere tarafınıza ilanen teblıö olunur. Basm: 22280 ZEYTÎNBURNUSULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2002 101 Karar No: 2002 310 Hâkim: Kemal Güzel. 20998 Kâtip: Zanf Nalbantoğlu Hüküm Özetı: Mahkememıze a» 2002 101 esas. 2002 310 karar sayılı 27.03. 2002 tanhlı ılam ile Ahmet Turgut ve Vahıde'den olma 1958 d.lu Turgay Özdoğu yesayet alnna alınarak kendısme Vahıde ve Ahmet Turgut"tan olma 1956 d.lu Sema Özdogu vası tayın edilmiştir. 27.03.2002 Basın: 25246 R4MUKOVA ASLİYE HUKUK ttÂKİMLrĞİ'NDEN 2001,143 Davacı Pamukova ilçesinden Hatice Harmancı vekılı Av. Mehmet Camogiu tarafin- dan daialı Pamukova ilçesi Yenıce Mahallesi nüfusuna kayıtlı bulunan Hüseyin oğlu Nazmıye'den olma 1949 d.lu Hüseyin Harmancı aleyhıne açtığı boşanma davasının yapılan açık duruşmasında alman ara karan geregınce; Davalı Hüseyin Harmancrnm açık adresi yapılan savcılık arastırmalan. zabıta araş- tırmalanna rağmen tespit edılmedığinden davalı adına gazete ılanına karar venlmiş ol- duğundan duruşma günü olan 21/5/2002 günü saat 10.00'da bızzat mahkememızde hazır bulunması veya kendısını vekıl ile temsıl ettıımesı gelmediğı veya kendısını ve- kıl ile temsıl ettırmedığı takdirde duruşmaya gıyabında devam olunacağına karar ven- leceği hususu teblıgata kaım olmak üzere ilan olunur. Basın: 289 GEBZE 1. İCRA İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ'NDENDÜZELTME İLAN1 DosyaNo: 2001/1383 Tal. Gebze 1. fcra Müdürlüğü'nün 2001/1383 Tal. sayılı dosyasından vapılan 17 Nisan 2002 tarihli Cumhunyet gazetesınde ilan edilen gaynmenkul satış ılanında 1. satış gü- nü 31.05.2002 Cuma günü olması gerekırken gazete ilanında 31.06.2002 olarak ilan edildiğınden gaynmenkulün binncı satış gününün 31.05.2002 olarak düzeltılerek tas- hihen ilan olunur. 26.04.2002 Basın: 25313 BAKIRKÖY 6. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 2001'639 Davacılar Necla Güçlü. Deniz Güçlü ve Berrin Güçlü tarafindan mahkememızde açılan gaıplik davasında, Güngören ilçesi, A. Nafiz Gürman Mahallesi, Cılt No: 001 07. Aile Sıra No: 785"te nüfusa kayıtlı Ahmet ile Fatma'dan olma Bogaz 09.09.1939 doğumlu ve Güngören. Merter, Sırpsındığı Sokak, Asil Sitesı B Blok No:15 18 adresınde mukım Mehmet Güçlü'nün gaıpligı talep edildiğınden, Adı geçe- ni bilen ve görenlerin hayat ve mematından bılgilerı olanların mahkememızin 2001639 esas sayılı dava dosyasına ilan tarihinden ıtıbaren 6 ay içinde bıldırmeleri, aksi takdirde adı geçenın MK'nın 35. maddesi geregınce gaıplığıne karar venleceği hususu ilan olunur. 24.04.2002 Basın: 25224
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear