23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYTA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 2002 PAZAR • • • • 8 HABERLERIN DEVAMI G U N C E L CCNEYTARCAYTREK I Bdiştarafı 1. Sayfada gam!Varsayoksa312 ve159. maddeler...Sonun- da uyum yasalarının rnart ayına kadar askıya alın- masryla sona eren ANAP ile MHP arasındaki ağız dalaşı. Ecevit'in es pes/kavgayı kes demesinin zama- nıydı. Kolay mı kardeşim; hükümette uyumdur önennli olan, uyum! Başbakan her şeye rıza gösterebilir. Ne ki; IM- F'nin, ABD'nin, Dünya Bankası'nın dayatmaları- na karşı çıkmaz, çıkamaz. Amma hükümetteki uyurnun sarsıldığını gördü mü, yooo işte buna izin veremez efendim, veremezzz! Böyle biline. Iki gün dinlenip düşündükten; yüksek perfor- mansinı sağlayan, on beş günde yanaklarını tom- bullaştıran -eşinin söylediğine göre- öğle yemek- lerinde balık yedikten, yeni gelen ilaçlarını düzen- li biçimde aldıktan sonra önceki gün (mübarek cu- ma giinü) birden malum politikayı uygulamaya başladı. Ola ki; herkesten ve her şeyden önce, Başba- kan başkentte yokken de, varken de her türden sorunu, konuyu incelemek, hatta kimilerini çöz- mekle görevli yardımcısı Hüsamettin Özkan'ı dinledi. Uygulamada 1. aşama! özkan'dan açık kapalı bilgileri aldıktan sonra, telefonun başına geçti. Uygulamada 2. aşama! Basınla telefon muhabbetini Turgut Özal icat etti. Yöntemi Süleyman Demirel sürdürdü. Şim- dilerde de Ecevit daha degişik biçimlerde uygu- luyor. özal zamanında basındaki kimi yazılar, "telefon çaldı, açtım aaa karşımda Cumhurbaşkanı özal. Ona dedim ki veya dedi ki" diye başlardı. Ecevit döneminde ise; Başbakanım siyasal yaptınmlannda "aracı kesim"gibi kullandığı med- ya kanalıyla "biryertere habersalmak, uyumu sür- dürmek gereği ortakfanna yaptlmasını istedikleri- niduyurmak" istediği gün kimi gazetecileri arıyor. Ne diyor son uyumun uyumsuzluğunu ortaya koyan sorun için? öncelikle, 312 ve 159. mad- delerde yapılacak değişiklikler üzerinde yaşanan tartışmanın "çoA'fats/zö//'noWaya"geldiginisöy- lüyor. Bir baba şefkatiyle olayı "çok üzücü bir durum" diye niteliyor. 3. aşama! Lütfen sonrasını dinleyin Bu saptamalar duyuracaklarının altyapısı. Son- ra? 96 saat mi desem, 100 küsur saat mi bilemi- yorum, uygulamadaki gecikmeye hayret verici bir açıklama getiriyor. Uyum tasarılarının mart ayına kadar askıya alındığını dün (önceki) sabah öğren- diğini gazeteciye duyuruyor. Ecevit'e göre neymiş ANAP'la MHP arasında- ki çatışmanın özü, özeti: "Iki sayın genel başka- nın polemik üslubundan kaynaklanan tatsız bir süreç "miş. İşte bu kadar... Ortada ne AB Genel Sekreter- liği'nden gelen metin, nebu metniMeclis'evehü- kümete getiren Mesut Yılmaz'ın aymazlığı, ne de Bakanlar Kurulu'nun imzasından tek sözcüğü de- ğişmeden geçen tasarı... Yok! Eeee ne var? "Iki genel başkanın polemik üslubundan kaynaklanan tatsız bir süreç!" 4. aşama! "Henüz karar vermemiş ama, hafta başında /;'- derler zirvesinde sorunu masaya yatıracağını cu- martesiden Başbakanım basın aracılığıyla ele gü- ne dosta düşmana duyuruverdi. Cumartesi ve pazar, özkan aracılığıyla koalis- yon kulisinde gerekenleri ANAP'a ve MHP'ye ilet- tikten sonra... Zirvede çözüm! 5. aşama! Ecevit'in özeti: Olan olmuş, boşver. Alttarafı bir iki sözcüğün değiştirilmesi, değil mi? örneğin 312'deki "kamu düzenini bozma teh- likesi" yerine "mevcut ve açık tehlike" sözcükle- rinin konuluvermesi. 6. aşama! Bu dört sözcük yasanın uygulanmasında bireyleri nerelere götü- rür nereden getirir, düşündü mü, belli değil. Ama muhalefet, ANAP, hatta başlarda MHP böyle bir değişikliğeyatkın olduklarını (EcevitimtaaBulga- ristan'da iken) açıklamışlardı. ötesi var mı: kaptı mı Ecevit bu boşluğu, koyar önlerine. Uyum bir kezdaha kurtarılır kurdun ağzından... Herkes mutlu... İşte es pes/kavgayı kes politi- kasının erdemi! Simon Peres'le görüstü Cem: Ortadoğu 'da durum iç açıcı değil NEVV YORK (Cum- hnriyet) - Israil Dışişle- ri Bakanı Şimon Pe- res'le bir araya gelen Dı- şişleri Bakanı Ismail Cem. Ortadoğu'da banş sürecinin gelişmediğini belirterek "Durum pek iç acıcı değil" dedi. Dünya Ekonomik Fo- rumu toplantılan için ABD'nin NewYork ken- tinde bulunan îsmail Cem ve Şimon Peres dün yaklaşık yanm saat sü- ren bir göriişme yaptılar. Görüşmenin ardından gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Cem. "İsrail ile görüşmelerimiz iyi gidiyor, fakat Ortado- ğu'da durum pek iç acı- cı değil. Ortadoğu ba- rış süreci bir yere doğ- ru geüşmiyor. Biz de o- nun gelişmesini istiyo- ruz"' dedi. Diplomatik kaynaklar, Bakan Cem'in Peres'e görüşlerini aktanrken "îsraiUilerie Filisrinli- ler arasında diyalog başlatılması konusu- nun, şiddetin durması koşuluna bağlanma- ması gerektiğini" \iır- guladığını söylediler. Cem, bir gazetecinin Peres'in göriişme öncesi yaptığı "Tavsiye alaca- ğım" açıklamasını hatır- latarak sorduğu '*Kendi- sine neler tavsiye etti- niz" sorusunu ise yanıt- sız bıraktı. Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papand- reu ile kısa bir göriişme yapan fsmail Cem'in toplantılar bitmeden Pa- pandreu ile yeniden bira- raya geleceği öğrenildi. Sayısal'dan rekor ikramiye Bir kişiye 1 trilyon 736 milyar lira Haber Merkezi - Sayısal Loto'nun bu haftaki çe- kilişinde. kuponunda 1,8,20,30,36 ve 38 rakam- lannı işaretleyen bir kişi, 1 trilyon 736 milyar 771 milyon 360 bin lira ikramiye kazandı. Çekilişte, 5 bilenler 1 milyar 526 milyon 645'er bin lira, 4 bilenler 12 milyon 1 lO'ar bin lira, 3 bi- lenler ise 1 milyon 215'er bin lira almaya hak ka- zandı. Rekor ikramiyeyi kazanan talihlinin kupo- nunu Izmir'den yatırdığı bildirildi. Breztfya'da toplanan küresetteşme karşıûan, kapitaUzmin kontrolaltına alınmasını istedi Savaşsız dünya mümkünPORTOALEGRE (AA) - Bre- zilya'nın Porto Alegre kentinde toplanan küreselleşme aleyhtarla- nnın alternatif forumunda. kapita- lizmin kontrol edilmemesi halin- de. enerji, su, zengin-yokstıl savaş- lan ve çatışmalannın çıkacağı bil- dirildi. Dünya Ekonomik Forumu'na al- ternatif olarak düzenlenen forum- da. ABD'de 11 Eylül'deki terörist saldınlann dünyayı nasıl değiştir- diği ele alınırken ABD'nin Afga- nistan'daki savaşının haklı ya da yerinde olup olmadığı hususunda anlaşmaya vanlamadı. Forumun düzenleyicileri. dün- yanın bir yandan terorizme, diğer yandan savaşa yöneldiğini. bunla- nn sürekli birbirini beslediğini, petrol savaşlanndan sonra gelecek- te su. sonra da gıda için savaş çıka- cağrnı söylediler. Önlenebilir has- talıklar nedeniyle her gün beş yaş altı 30 bin çocuğun öldüğünü, bu- nun bedelinin yedi tane Dünya Ti- caret Merkezi ettiğini. kimsenin bunu gazetelerin manşetlerine çı- karmadığını belirten forum yetki- lileri, bunun yapıldığı gün dünya- nın kurtanlacağını belirtti. Katı- hmcılar. ekonomik küreselleşme dizginlenmediği sürece dünyanın güvenlikten uzak kalacağını kay- detti. ABD'li ünlü düşünür Noam Chomsky, savaşsız bir dünyanın mümkün olabileceğini anlatan se- minerler dizisini açarken dizgin- lenmemiş global kapitalizmin dün- yanın servetinin giderek daha az ellerde toplanmasına neden oldu- ğunu anlartı. Chomsky. zengin. sa- nayileşmiş 'Kuzey'in, özellikle ABD'nin; küreselleşmenin ürete- ceği giderek büyüyen mülksüzleri. yoksullan hedefleyen. anmda kit- lesel yıkım silahlannı bir gün kul- lanabileceklerini söyledi. Chom- sky. en fazla ABD'nin uzayı silah- landırma planlanndan endişelen- diğini, bu girişimin hayatta kalma- ya büyük tehdit olduğunu belirtti. Forumda. zengin ülkelerin Dün- ya Ticaret Örgütü çerçevesinde, uluslararası tıcarette oluşturacak- lan daha zorlayıcı ve sıkı kurallar- la yoksul ülkeleri daha da fakirliş- tireceğinden duyulan endişe dile getirildi. Küreselleşme karşıüarı yürüdü NEVVYORK (Cumhuriyet) - ABD'nin New York kentinde devam eden Dünya Ekonomik Forumu'nu protesto eden on binlerce küresel- leşme karşıtı New York sokakJannda yürüyüş düzenledi. Geniş güvenlik önlemlerinin alındı- ğı yürüyüş sırasında bir kişi gözaltına alınırken arbede çıktı. Küreselleşme karşıtı on binlerce kişi, dün öğ- le satlerinden itibaren Central Park'ta toplanma- ya başladı. Daha sonra Lexıngton Avenue Bul- van üzerinden başlayarak yürüyüşe geçen gös- tericiler, üzerlerinde "Savtşı durdurun. ırkçı- lığa son; Başka bir dünya mümkün, onu ya- ratacağız; Amerikan komandoları Kolombi- yadan, Irak'tan Küba'dan. Filipinler'den, Japonya'dan, Kore'den çıksın; Bush ve Cha- ney suçlu; Kapitalizme son; Modern Dönem- lerin Kölesi olmayacağız; Savaş kârlı iş, oğ- lunuzu yatırın; Küreselleşme: Baskı" yazılı pankartlar taşıdılar. Yürüyüş sırasında gösterilerin yapıldığı yer ile Dünya Ekonomik Forumu'nun düzenlendi- ği Waldorf Astoria Oteli arasındaki bütün yol- lar, güvenlik görevlilerince barikatlarla kapatıl- dı. New York semalarında sürekli helikopterli devriyeler gezerken çok sıkı güvenlik önlemle- ri alındı Gösteriler sürerken polis bir eylemci- yi gözaltına aldı. Bu sırada kısa süreli bir arbe- de yaşandı ve göstericiler barikatlan yıkmaya çalıştı. Bunun üzerine New- York emniyeti atlı polisleri devreye sokru. Öte yandan DEF'i protesto amacıyla yapıla- ması beklenen gösteriler, polisin aldığı yoğun güvenlik önlemleri ve hava muhalefeti nedeniy- le, görüşmelerin ikinci gününde de önceden dü- şünüldüğü kadar etkilı olamadı. Forum toplan- tılannın başladığı ilk gün Waldorf Astoria ote- linden 300 metre uzaklıkta toplanan Çin Falun Gong hareketıne üye bazı eylemciler, protesto gösterilerini sessiz bir şekilde yaparken, New York sokaklannda protestocu yokluğunu pro- testo ediyorum şeklinde taşınan pankartlar dikkat çekti. Aynca, DEF Küresel Sağlık Giri- şimi. iş dünyasının önde gelen. kurum ve ku- ruluşlanna, AIDS, verem ve sıtma gibı hasta- lıklarla mücadeleye daha fazla kaynak ayırma çağnsında bulundu. New York'ta yapılan Dünya Ekonomik Forumu'nu protesto eden küreselleşme karşıtları sa- vaşların durdurulmasını istedi. Gösteri sırasında 1 kişi gözaltına alındı. (AP) Masada Türkiye ekonomisi var ALPER BALLI NEVV YORK-Türkiye. ekonomisi. özelleştirme takvimi ve dış politikasıy- la, New York'ta devam e- den Dünya Ekonomik Fo- rumu (DEF)çerçevesinde düzenlenen özel toplantı- da masaya yatınlacak. "Türİdye'nin Görünü- mü" konulu toplantı bu akşam VValdorf Astoria otelinde yapılacak. Bankacı, yatınmcı. araş- tırmacı. işadamı. Kongre üyesi ve lobicilerin katıla- caklan toplantıda Dışişle- ri Bakanı Îsmail Cem'in Türk dış politikası ve AB adaylığı konusunda konu- şacağı öğrenildi. Devlet Bakanı Kemal Derviş'in de toplantıya ka- tılarak, Türkiye'nin ekono- mik reform programı, ya- tınm hedefleri ve yabancı yatınmcıyı çekmek ama- cıyla aldığı önlemler hak- kında bilgi vereceği ifade edildı. Toplantıda, Ozelleş- tirme fdaresi Başkanı Uğur Bayar da, özelleştir- me alanındaki çalışmalar ve öngöriilen hedeflerhak- kında açıklamada buluna- cak. Toplantıya, ABD Ha- zine Bakan Yardımcısı John Taylor'un da katıla- cağı belirtildi. Anantin'de Anayasa Mahkemesi'nin bankalar- dan para çekmeye getirilen kısıtlamayı Anayasa'ya ay- kın bulması ülkede yeni bir dizi karann alınmasına yol açtı. Ciddi gelişmelerin beklendiği Arjantin'de Devlet Başkanı Eduardo Duhalde bir basın toplan- tısıyla yeni ekonomik pla- nın kısa bir süre içinde ha- zırlanacağını duyururken, ekonomik temsilcileri DEF'deki katılımlan iptal etti. Ekonomi Bakanı Jorge Remes Lenicov. Dünya Ekonomik Forumu'nun NewYork'taki toplantısına katılımını ıptal ederken. Merkez Bankası Başkanı Mario Blejer Arjantin'e geri döndü. Arjantin'de Anayasa Mahkemesinin, bankalar- dan para çekmeye getirilen kısıtlamalann Anayasa'ya aykın olduğuna karar ver- mesi, ekonomiyi yeniden canlandırma planına son şeldini vermekte olan Dev- let Başkanı Eduardo Du- halde'yi bu planı rafa kal- dırmaya zorladı. Yasak kaldırıldı Arjantin Anayasa Mah- kemesi, yayımladığı bildi- ride, halkın özgürce para- sına ulaşabilmesini engel- leyen hükümet kararlannı iptal ettiğini belirtti. Ana- yasa Mahkemesi, ülkede yaklaşık 2 aydır yürürlük- te olan ve corralito adı \ r e- rilen para çekme yasağmın kaldırılması için vatandaş- larca yapılan başvuruyu incelemeye almıştı. Duhalde, düzenlediği basın toplantısında, Ana- yasa Mahkemesi'nin bu çok ciddi karannın süpriz olduğunu, canlanma pla- nını daha sonraki bir tarih- te açıklayacağını duyurdu. Arjantin'deki bazı ban- kacılık uzmanlan. Anaya- sa Mahkemesiınin kararı- nın bir felakete yolaçabi- leceğini, herkesin parasını bankadan aynı anda çek- meye kalkışması halinde, para kalmayacağını ve yo- ğun banka iflaslannın ya- şanabileceğini belirtiyor. Latin Amerika borç stra- tejisi uzmanı biri de, Ar- jantin krizinde henüz dibe vurulmadığinı, bunun yeni bir örnek olduğunu, ban- kacılık sisteminin tahrip olabileceğini ve hüküme- tin Anayasa Mahkemesi karannı aşmak için bir yol bulması gerektiğini kay- detti. Reform şart ABD Hazine Bakanı Pa- ul O'Neill, Arjantin'deki ekonomik sorunlann, dün- yanın. uluslararası mali krizlerle başetme jolunu reformdan geçirme ihtiya- cını ön plana çıkardığını söyledi. O'Neill. Uluslararası Para Fonu'nda (IMF) ha- len işlemekte olan ülkele- rin de borç ödeyemez hale gelmeleri halinde, şirketle- rin konkordadoya başvur- ması gibi. işlerini benzer şekilde halletmeleri esnek- liği tanıyan sürecin yara- tılmasını onayladığını bil- dirdi. Olkeler için de ifias sü- recinin yaratılması için ciddi görüşmelerin başla- tıldığını belirten O'Neill, bu sistemin uygulamaya konulabilmesi için birçok aynntınm çözülmesi ge- rektiğini, fakat, bu fîkrin kesinlikle yerinde olduğu- nu söyledi. O'Neill, Dünya Ekono- mik Forumu için hazırla- nan konuşmasmda. bu ko- nuda mümkün olduğu ka- dar çabuk ilerletilmesi ge- rektiğini söyledi. O'Neill, diğer kalkın- makta olan ülkelerin de Arjantin'in hatalanndan ders alması ve kendilerine azami esneklik tanımak için gelecekteki borç yü- kümlülüklerini yapılandır- malannı istedi. IMF istediğiııi yaptırıyor BANU SALMAN ANKARA - Yeni stand-by an- laşması için liderlerin ardından Bakanlar Kurulu düzeyinde de IMF'ye istediği güvenceler veril- di. IMF'nın. bazı önkoşullann ye- rine getinlmemesi durumunda Ic- ra Kurulu'nun yine ertelenebile- ceğine ilişkin tehdidini Dış Ilişki- ler Direktörü Tom Dawson un açıklamasının ardından önceki gün alelacele iki düzenleme "prensip kararı" adı altında ba- kanlann imzasından geçirildi. "Türkiye "deYatırım Ortamının tyileştirilmesi Reform Progra- mı" ile "Vergi Sisteminin Geliş- ririlmesi" adlı iki prensip karan, Resmi Gazete'de yayımlanmadı. IMF'nin dayatması üzerine. ön- ceki gün Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu bankalara akta- rım yasasına yönelik yönetmelik- leri, Bakanlar Kurulu da kamu bankalarının yapılandınlmasına ilişkin karan Resmi Gazete'de ya- yımladılar. IMF'nin ön koşulu olan bu düzenlemelerin yanı sıra bakanlar düzeyinde güvence de yatınm ortamının iyileştirilmesi, 16 milyar dolarlık kredi onaylanacak Haber Merkezi - IMF Icra Direktörleri Kuru- lu'nun Türkiye'nin yeni niyet mektubu ve stand-by düzenlemesini ele alacağı 4 Şubat'taki toplantısı ke- sinleşti. Toplantıda 16 milyar dolarlık kredininonay- lanacağına kesin gözüyle bakılıyor. Dünya Ekono- mik Forumu'na katılan ekonomiden sorumlu Dev- let Bakanı Kemal Derviş, bunalımlı günlerin geri- de kaldığı, Türkiye'de yeni birkriz beklemediği, an- cak yine de 2002'nin zor bir geçiş yılı olacağı de- ğerlendirmesini yaptı. 2004 yılı sonuna kadar sürecek olan yeni stand- by döneminde. Türkiye'ye IMF'den toplam 16 mil- yar dolan aşkın dış kaynak sağlanması öngörülüyor. Dünya Bankası, Türkiye ile yürütülen Kamu ve Mali Sektör Özel Uyum kredisiyle ilgili görüşme- lerin tamamlandığını açıkladı. 1.35 milyar dolarlık kredinin ana hedefı, Türk ekonomisindeki canlan- mada kilit roldeki kamu ve mali sektör programla- nnın desteklenmesi olarak görülüyor. DünyaBankası'ndan yapılan açıklamada, krediy- le ilgili aynntılann mart ayı başında yapılacak top- lantıda ele alınacağı bildirildi. Bu krediyle destek- lenecek bankacılık reformuyla bankacılık sektörün- deki iyileşmenin tamamlanması, kamu bankalarının yeniden yapılanması ve özelleştirilmesine devam edilmesi öngörülüyor. Kamu sektörü reformuyla ise ihale yasasıyla devlet ihaleleri işlemlerinde iyileş- melerin sağlanması, kamu yatınm programlannuı rasyonalize edilmesi, vergi sistemini iyileştirme stra- tejisinin uygulanması bekleniyor. vergi sisteminin geliştirilmesi baş- lıklan altmda iki prensip karany- la verildi. Vergi sisteminin geliştirilmesine ilişkin prensip karannda Gelirler Genel Müdürlüğü personelinin eğitim ve niteliğini arttırmaya yö- nelik taahhütler yer alıyor. Bu çer- çevede Hazine. SPK. BDDK gibi Gelirler Genel Müdürlüğü'nün uz- man istihdam edebilmesi, >xırtdı- şında personel eğitimi sağlaması öngörülüyor. Özel Tüketim Vergi- si. nisan ayı sonuna kadar çıkan- lacağı belirtilirken faiz, repo. dev- let tahvili gibi finansal araçlar üze- rindeki vergi yüklerinin uyumlu- laştırılması, yatınm indiriminin gözden geçirilmesi de taahhüt edi- liyor. "Gelir Vergisi tarifesinin değiştirilmesi, temetrü gelirleri üzerindeki vergi yükü. finansal kiralamada vergi uygulaması. kurum kazançlarının vergilen- dirilmesi, yatırım indirimi. ser- best bölge teşvikleri vergi isrisna ve muaflıklarının" gözden geçi- rileceği bildiriliyor. Prensip karannda, belli büyük- lüğü geçmeyenlerin KDV beyan- name verme yükümlülüğünün kal- dınlması, Özel Tüketim Vergi- si "nin çıkanlması. beyan sının ve istisna kazanç tutarlannın tek tutar olarak belirlenmesinin de yer aldı- ğı belirtildi. GUNDEM MUSTAFA B.\LBAY I Baştarafı 1. Sayfada Bizim iktidarın yok muhalefete gereksinmesi, Bu kez biraz zor uzlaşmanın içe sinmesi. Girelim konuya, uzatmayalım peşrevi, Son kriz, AB'ye girişin türevi... Ortaklar anayasayı değiştirdiler sonbaharda, Kışa da uyum çıkar dediler, Zor olsa da yağmurda, karda... Düşünceyle hakaretin ayrılmasıydı En büyük sorun... Dışandan kolay gibi görünüyor ama, Onu bir de ortaklara sorun... Bir de ormansal eşitlik adam gibi olmalıydı, Öyle ya, orman herkesin malıydı. Kimse kimseye üstünlük taslamamalıydı. Bunu zedeleyeni içeri tıkmalıydı. Önce ortak bir metin çıktı, Ayrıntılara girince işin suyu çıktı. Aldı an: "Böyle demokratikleşme mi olur, İşte bunu savunanlar içimizdeki ur. AB'nin yolu demokratikleşmeden geçer, Uygar insan bu yolu seçer... Anmda değişmeli bu maddeler, AB'ye girememe sancısı midemizi deler..." Aldı kurt: "önce anlaştık, sonra niye değiştiriyoruz, Üstümüze gelmeyin kendimizi geliştiriyoruz. Seviyesiz, saldırgan, çarpık kafalıdır, llle de bu maddeleri değiştirmeliyiz diyen, Orda burda değil, yüzümüze konuşsun, Bu haltı yiyen..." Konu hakaretin sının olduğu için Taraflar bunu kendilerinde deniyordu, Kırıp döktükten sonra anlaşmaya Bizim ormanda uyum deniyordu. AB'ye girmek yerine birbirine giren kurt-an, Bizim güvercini biraz yordu. Güvercin tartışmayı önce hayra yordu, Zira ikisi de 'sonuçta anlaşınz' diyordu. İş uzayınca güvercine düştü yine, Kurt-arıcılık, Uyum için şarttı, kurtarıcılık. Hukuk kuşu da girdi devreye, Konu hukuk olunca... "Orman rahatlar" dedi, "özgürlük sınıhan geniş olunca". Ormanda bir şeyi değiştirmek zordu, Taraflar hemen şu rolü kapıyordu: "Evet biz de değişimden yanayız, Biz hariç her şey değişmeli, Böylece demokrasi gelişmeli..." Herkes hertürlü değişimi istiyordu, Kendisi hariç, Bunun için her türlü bedel ödenirdi, Önemli değildi rayiç! Demokratikleşme ülkeye gelmeliydi, Ama partilere gelmemeliydi. Hiçbir kanun, kural, gelenek, Genel başkanlık duvannı delmemeliydi. Yeşil Ördeklerdi. Demokrasiyi en çok ağzına alan. Eşitlik, özgürlük, falan filan. Verip veriştiriyorlardı, kurda arıya: "Sizden demokrasi olmaz, çıkın dışarıya, Memleketi çevirdiniz zindana, Sizden daha demokrattır dana..." Ama asıl zindan onlann tüzükleriydi. ~ : '- f Genel başkanı eleştirmek yassak... . . . Parti politikalarını eleştirmek yassak... Aslında yoktu birbirlerinden farkı, At, ördek, an, kurt, işte demokrasi parkı. Her lider kendisini tüzükle koruyordu, Yeni oluşumlar da partiyi böyle kuruyordu. Her lider için tek çare vardı: Kendisi, kendisi, kendisi... Onlar tüzüklerin efendisi... ankcum@ttnet.net.tr AL GÖZÜJVI SEYRETLE/IŞIL ÖZGENTÜRK Çınaraltı Hâlâ Bizim • BaştarafıArka Sayfada hep böyle iyilik doludur. "Ama Işü, hiç acıma" dedik. "Onlar şimdi or- ta yaşlı olgun erkekler oldular, biz kocakan sa- yüıyoruz." Öteki Işıl da bizi onay- ladı. O sırada çaylar geldi. Jülide, "Biliyor musu- nuz çocuklar" diye söze başladı "12 Mart sonra- sı ben Ayşe'lerde yaka- lanmışhnı. Başka birisi için gelmişler, benim Fahri'nin nişanlısı oldu- ğumu öğrendiler ve pek bir sevindiler. Bırakırlar mı, 'hadi yürü" dediler. O gün Ayşe'nin yüzün- deki üzüntüyü hiç unut- madım." "Peki" dedi Dilruba, "Adana Cezaevi'ne Yfi- cel'le birlikte seni gör- meye geldiğimiz günü hatırlıyor musun? Yücel beni kolumdan turruğu gibi Adana Cezaevi'ne götürmüşrü." Jülide, "Hatırlamaz olur muyum" dedi ve bir kahkahaattı. "Kızı bize göstrecekti. Olurumuzu almadan evlenmek olur mu? Sen de pek bir gü- zeldin." Anılar bastırmıştı. Da- yanamadık, sözleşmiş gi- bi birden sustuk. Veli'yle Ayşe koşturarak yanıbaşı- mızdan geçtiler. Koştura- rak diyorum ikisi de dur durak bibneden koşturur- lardı. Birinin her zaman okunacak yazılan vardı, güzelim iki çocuğu, sü- rekli girip çıkması gere- ken davalan vardı, öteki- nin örgütlemeye çahştığı dosyalan. Havada bahar kokusu vardı ve o gün biz dört ka- dın Çınaraltı'nda her za- man bizim olan kahve- mizde uzun oturduk. Her şeyden konuştuk. Aşktan, çocuklardan, en çok da eski günlerden. Son sözü birimız söyledi şimdi ha- tırlamıyorum, ama şöy- leydi: "Birer ikişer bu dün- yayı terk edeceğiz. Ama geride yaşanmış hayat- lar bırakacağız. Ve en önemlisi dürüst çocuk- lar." "Hadi", dedik "adla- nnı sayalım"'; "Başak, Ulaş, Ayşe- can, Dünya,Ash, Kerem ve daha pek çok ad." Veli ve Ayşe yaptığınız her şey için, yaşadığınız her gün için sağolun ve hoşçakalın. seyreyieisil" yahoo.com Aldığımızı veriyoruz' • tstanbul Haber Servisi - Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek, sendikamn Istanbul şubesinin Şirinevler'de inşa edilecek yeni hizmet binasının temel atma töreninde yaptığı konuşmada; işçiden aldığını sosyal hizmet olarak işçiye geri döndüren, Türkiye'nin önder sendikalanndan biri olduklanm söyledi. Özbek, Türk Metal Sendikası'nın, Türkiye'de, bilgi çağı sendikacılığma en yakın sendika olduğunu ifade etti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear