Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 2002 PAZAR
HABERLER
DÜNTADA BUGUN
ALlStRMEN
Aykut Barka Yok Artık
Sevgili,
Aykut Barka'nın ölümüne içtenlikle üzül-
düğümü anlatmama gerek yok, çünkü sanı-
nm yalnız sen değil, çevrendeki çok kişi, bel-
ki de hemen hemen herkes bu ölümle sarsıl-
dı.
Oysa çok değil, daha iki buçuk yıl önce, onun
varlığını bile bilmiyorduk.
Bu mavi gözlü adamı bize böylesine yak-
laştıran, böylesine sevdiren niteliği ya da ni-
telikleri neydi?
Bilim adamlığı mı?
Başka bilim adamlan da tanıdı toplum, ama
ne varlıklarına aldırdı, ne de ölümlerine...
Alçakgönüllülüğü mü?
Gerçekten üslubu ile alçakgönüllüydü, üs-
lubu beyan aynıyla insan olduğuna göre, özel
yaşamında da öyleydi herhalde.
Ama, Cenap Şahabettin'i, "Sakın müte-
vazı olma, insanlar aptaldırlar sonra sahi sa-
nırlar" dedirtecek kadar çileden çıkaran bir
toplumda, alçakgönüllülüğün erdem olduğu-
nu sanmak ve "ben neymişim be abi!" diye-
rek sürekli kendini pazarlayanlann günümüz-
de baştacı edildiğini görmemek mümkün
mü?
Onu bize böylesine sevdiren, bilim adam-
lığı ve alçakgönüllülüğü değilse ne?
Yakışıklılığı mı?
Sanmam, çünkü Aykut Barka'nın yakışık-
lılığı, insanın gözüne batmayan, altı çizilme-
miş müeddep bir yakışıklılıktı.
• • •
Sanırım îşe onun niteliklerinden başlar-
sak, sonuca varamayacağız. Onu böylesi-
ne benimsememizin nedenini, onda oldu-
ğu kadar, hatta daha büyük bir ölçüde ken-
dimizde aramalıyız.
Aykut Barka'yı bize tanrtan ve sevdiren, ya-
şadığımız en büyük felaketlerden biri olan
17 Ağustos depremi oldu.
Depremin şoku, Ahmet Mete Işıkara, Ay-
kut Barka ve Celal Şengör gibi o ana ka-
dar varlıklarından bile haberdarolmadığımız
insanları, evimizin içine soktu, ailenin birey-
lerinden biri, hatta bir süre en önemlisi ha-
line getirdi bir süre için.
Ernest Renan, bir ulusu oluşturan, birey-
leri birbirine perçinleyen etkenlerin arasın-
da, ortak zaferler kadar, hatta ondan da da-
ha çok ortak acıların bulunduğunu söyler.
17 Ağustos'ta biz bu gözlemin gerçekli-
ğini yalnız ulusal düzeyde değil, komşumuz
Yunanistan ile birlikte uluslararası alanda
da yaşadık.
Işte Aykut Barka'yı bize böylesine sevdi-
ren, onun büyük biracı anındatoplumsal bi-
lincimizin, dayanışma duygumuzun bir par-
çası haline gelmiş olmasıdır. Tıpkı Ahmet
Mete Işıkara gibi...
• • •
Sürekli "bişşiiy olmaz abiii!" s\ogan\n\ düs-
tur edinmiş bir toplum, "bişşiiy olduğun-
da", "aman idare et abiii" aşamasına ge-
çip bilime sarıldı.
Aslında bilimden beklenen, bir daha se-
fere bişşiy olmayacağını ya da olacaksa bi-
le bu denli ağır olmayacağını söyleyip, bize
umut vermesiydi.
Aykut Barka sevecen ve sakin yaklaşı-
mıyla, ne korkutma ne de umut venme yo-
lunu tuttu, Ahmet Mete Işıkara gibi...
Biz onun uluslararası çapta bir bilim ada-
mı olduğunu o zaman öğrendik ve sakin
tavrını sevdik.
Cumhuriyet Bilim Teknik'teki yazılarını bü-
yük bir zevkle okuduğum, bilim adamlığı
kadar, Batılı entelektüel yanı da güçlü olan
Celal Şengör'ü toplumun Barka kadar sev-
diğini sanmıyorum. Çünkü Şengör, topluma
gerçekleri anlatırken, onun "bişiiiy olmaz
abiii!"c\ yanını eleştirerek vurgulayan birta-
vır içindeydi ve bence de haklıydı.
Evet, Aykut Barka ulusun bilincini oluştu-
ran sosyal dayanışmamızın bir parçası ol-
du 17 Ağustos depremi ile birlikte.
Onu yitirmekten bu yüzden bu denli ha-
yıflanıyoruz.
Anısı sanırım, içimizde hep yaşayacaktır.
Adalet Bakanı Türk:
Bayrampaşa uzun
vadede taşınacak
tstanbnl Haber Ser-
visi - Adalet Bakanı
Hikmet Sami Türk,
Bayrampaşa Cezaevi'ni
uzun vadede taşımayı
düşündüklerini belirte-
rek "Çünkii burasının
yerine en az 10 tane ce-
zaeviinşa etmekgerek"
diye konuştu.
Adalet Bakanı Türk,
dün Istanbul 'da bazı ad-
liyeler ve Bayrampaşa
Cezaevi'nde inceleme-
lerde bulundu. Ceza-
evinde ek hizmet bina
inşaatlan, tiyatro salo-
nu, kütüphane ile ders-
likleri gezerek bilgi alan
Türk, daha sonra mah-
kûmlann bulunduğu B
Blok'a geçerek burada
basına kapalı olarak
mahkûmlarla görüştü.
"Hayata Dönüş Ope-
rasyonu"nun gerçek-
leştirildiğiCBlok'tada
incelemelerde bulunan
Türk, basın mensupla-
nna tavan ile koğuş ka-
pılannda bulunan kur-
şun deliklerini göster-
di. Bayrampaşa Ceza-
evi'nın de oda sistemi-
ne dönüştürüleceğini
anlatan Türk, ihalenin
önümüzdeki aylarda
yapılacağını açıkladı.
Türk, "Bayrampaşa Ce-
zaevi, uzun vadede ta-
şımayı düşündüğümüz
bircezaevi. Burası Ana-
dolu'daki birçok ilçe-
den daha fazla niifusu
olan bir cezaevi" diye
konuştu.
'PKK ve DHKP-C sizin için de ciddi tehdit'
Cem, Avrupa'yı uyardı
İsmaflCem
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Dışişlen Bakanı
İsmail Cem, PKK ve DHKP-
C'nin sadece Türkiye için
değil. Avrupa ülkeleri içüı de
tehdit oluşturduğunu
belirterek bu nedenle
AB'nin hazırladığı terör
örgütleri listesine alınmalan
gerektiğini bildirdi. Cem,
örgütlerin listeye alınması
için diplomatik çabalann
sürdüğünü kaydetti.
Cem, DYP'li milletvekilleri
KemalÇetikveSaffet
Ankan Bedükün soru
önergelerine verdiği yanıtta,
AB'nin terorizmle mücadele
konusunda nıhayet ciddi
adımlar atmaya başladığını,
bunun memnuniyet verici
olduğunu söyledi. Cem, "AB
ilgili kunımlanmn
oluştunnakta olduğu terörist
örgütier listeJerinde PKK ve
DHKP-C gÜM terör
örgütkrinin de yer alması, bu
örgüüerin sadece Türidye'ye
karşı değil, kendüeri için de
tehdit oluşrurmakta olmalan
baknnından önem
taşımaktadır'" dedi.
Aydın Menderes: Derviş tehditleyasa çıkanyor
GündemiIMF belirliyor
Aydın Menderes
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -DYP Istanbul
Milletvekili Aydın Menderes,
Türkiye'nin en önenüi
sorununun mevcut
hükümetten kurtulmak
olduğunu sa\ımdu.
Hükümetin gündemini
IMF'nin belirlediğini,
ortaklar arasında bir uzlaşma
olmadığını beürten
Menderes, Devlet Bakanı
Kemal Derviş'in tehditle yasa
çıkarttırdığını bildirdi.
MendeTes, partisinin genel
merkezinde düzenlediği basın
toplantısında, hükümetin
ülkeyi idare edemediğini,
iradesiz, inançsız olduğunu,
Ban'nın rüzgânna kapıhp
giden bir heyet olduğunu
söyledi. Ortaklar arasında bir
uzlaşma olmadığını savunan
Menderes, Derviş'in "Bu
yasalar çıkmazsa, veto
ederseniz veya Anayasa
Mahkemesi bozarsa IMF bu
paralan vermez, yeniden kriz
ohır" diyerek hükümeti,
Meclis'i ve
Cumhurbaşkanı'nı tehdit
ettiğini savundu.
Terörün mali desteğini önleme zorlaştı. Mahkemeler, hesaplan dondurmak için Maliye'den izin isteyecek
Hükümetten yanlış kararnameİLHANTAŞCI
ANKARA - Hükümetin terör örgütkrinin pa-
rasal desteklerinin önlenmesine ilişkin 30 Aralık
2001 tarihli kararnamesinin, yasalardaki düzen-
lemeler göz ardı edilerek hazırlanması nedeniy-
le amacına ulaşamayacak nitelikte olduğu ve el
koyma işlemlerini bile zorlaştırdığı ortaya çıktı.
Karamame; Amme Alacaklan, Kara Paranın Ak-
lanmasının Önlenmesine ilişkin yasalarla adli ve
idari mercilere verilen "doğalyetkhi'" kısıtladı. Te-
rörü destekleyenlerin hesaplarının dondurulabil-
mesi için Maliye Bakanlığı'nın izin prosedürü
uygulanacak. Mahkemelerin tedbir karan alma-
dan önce bakanlıktan izin alması zorunluluğu da
yargının bağımsızlığı ılkesıyle çelişiyor.
Hükümetin 11 Eylül olaylannın ardından te-
rorizmle uluslararası mücadele kapsamında
BM'nin Güvenlik Konseyi kararlan doğrultu-
sunda çıkardığı 30 Aralık 2001 tarihli kararna-
me, terörün finansmanına ilişkin mücadeleyi iş-
levsiz kılabılecek unsurlar içeriyor.
Tedbir. haciz ve dondurma işlemleri başta ol-
mak üzere terörü destekleyen fınans hareketle-
rine yönelik her türlü gınşim için Maliye Bakan-
lığı'ndan izin alınacak. Buna göre, idari ve adli
merciiere yasalarla tanınan yetki bir yana bıra-
lolarak olası bir tedbir, haciz, dondurma kararla-
n için de Maliye Bakanlığı 'nın izni aranacak. Bu
durumun iki sonuca yol açacağı değerlendirili-
yor:
1. Bu durum, terörün parasal hareketine en kı-
sa sürede müdahaleyi zorlaşhracak. Çünkü mah-
kemenin durumu inceleyip karannı vermeden
önce Maliye'den izin alma yoluna gitmesi süre-
ci uzatacak. Maliye'den izin alınana kadar para
transferinin çoktan gerçekleşmış olması büyük
bir olasılık olarak görülüyor.
2. Adli ve idari mercilerin, durumun aciliyeti
üzerine Maliye Bakanlığı 'ndan izin almaksızın
yasalann kendine tanıdığı yetkiyi kullanarak ted-
bir karan aldırması Türkiye'yi uluslararası plat-
formda sıkınhyı sokabilir. Malına tedbir konan
kişi hükümetin kararnamesini gündeme getire-
rek ulusal ve uluslararası yargı yoluna başvura-
bilecek.
6183 Sayılı AmmeAlacaklan Tahsili Yasası uya-
nnca haciz karan, illerde vali, ilçelerde kayma-
kamın karanyla alınabiliyordu. Örneğin, karar-
namenin ekinde bulunan listede adı geçen ve te-
rörü desteldedigi savlanan Yasrn Abduflah EIKa-
dı'nın Türkiye'deki mal varlığının 3 trilyon lira-
lık bölümüne, Amme Alacaklan Yasası uyann-
ca, Kasım 2001 tarihinde Istanbul Valisi'nın ka-
ranyla haciz konulmuştu. 4208 sayılı Kara Para-
nın Aklanmasının Önlenmesi Yasası da hazırlık
soruşturması sırasında sulh ceza hâkimine, yar-
gılama sırasında ise mahkemeye tedbir karan
yetkisı veriyor. Yasalarla yetkili her birim herhan-
gi bir yerden izin almaksızın yasadan kaynakla-
nan "doğal yetkisr ışığında karar alabilirken ba-
kanlığın ıznıne bağlanmasıyla yasalarda belirle-
nen yetkilen kısıtlanmış oldu.
Kararname ekinde yer alan 131 terör örgütle-
ri ve isimlerden, El Kaide. Islamı Cihat, Usame
bin Ladin, Özbekistan Islam Hareketi, Libya Is-
lami Mücadele Grubu, Yasin El Kadı, Rabita
Trust, Ai-Barakat Finans Grubu dikkat çekiyor.
Bakana 'Üç
KapıÜçKüit'
mektubu
İnsan Haklan Derneği (İHD) Kaduı
Çahşma Grubu. Ozgür Kaduı DergisL
Yeni Demokrat KadınJar,
Halkevlerinden Kaduüar, Istanbul
Feminist Grup gibi oiuşumlara üye
yaklaşık 30 kaduı, Galatasaray
Postanesi'nden Adalet Bakanı Hikmet
Sami Türk'e mekrup gönderdi. Kaduüar
Adalet Bakanı Türk'e gönderdikleri
mektupta, "Cç Kapı Üç Kilif" önerisinin.
bakanlıkça kâbul edilmesi halinde 1
yüdan fazladır süren ölüm oruçlanndaki
can kayıplannın önleneceğini betirttikr.
Postane çüaşuıda gazetecilere kısa bir
açıklama yapan kadınlar. polisin uyansı
üzerine sessizce dağüdılar.
(Fotograf: ALPER ÎZBUL)
Eti Holding'in özkaynaklanyla yaptığı Eskişehir fabrikası yakında açılacak
Stratejik bora yeni yaürmı
SEKIAÇEŞ
ANKARA- Türkiye dünya bor
rezervlerinin yüzde 63 'ünü ba-
nndınrken, bu alanda tekel olan
Eti Holding. yeni yatınmlannı
öz kaynaklanyla sürdürüyor.
Özelleştirme kapsamından da çı-
kanlan Eti Holding, Eskişehir de
inşa ettiği yeni fabrikasını önü-
müzdeki dönemde hizmete acma-
yı planlıyor.
Kütahya Emet'te yapımı sür-
dürülen Borik Asit Tesisleri'nin
en geç 2003 yıhndaüretime geç-
mesi bekleniıken bu tesisteki üre-
tim için gerekli olan sülfirik asit
için de Balıkesir Bandmna'da
yapımı planlanan fabrikaıun te-
meli atılacak. Eti Holding, bu
yatınmlan ile ihracatım 100 mil-
yon dolar arttırmayı hedefliyor.
Holding'e bağlı olan Seydişehir
AJüminyum Tesisleri'nin ise mo-
dernizasyonunun artık kaçınıl-
maz olduğu, esld teknolojiye kar-
şm 100-120 milyon dolarlık dö-
viz ikamesi sağladığma dikkat
çekildi.
Devlet Bakanı Şükrii Sina Gü-
rd" e sunulan birraporda, Eti Hol-
ding'in son durumu, süren ve
planlanan yatınmlan hakkında
bilgi verildi. Raporda, 1970'li
>ıllarm Sovyet teknolojisiyle in-
şa edilen Seydişehir AJüminyum
Tesisleri'nin ekonomik ömrünü
hızla doldurduğuna dikkat çeki-
lerek modemizasyonçalışmala-
nnın zaman yitirilmeden başla-
tılması gerektiği vurgulandı. Sı-
vı alüminyum üretimi yapan tek
tesis olan Seydişehir Işletme-
si'ninbütün olumsuzluklarakar-
şın ülke ihtiyacımn üçte birini
karşıladığı, yüda 100-120 milyon
dolarlık bir döviz ikamesi sağla-
dığı vurgulandı. Tesisin Eti Hol-
ding'in özkaynaklanndan yapı-
lacak yatınmlarla, ürün karşılı-
ğı finansman temini gibi model-
lerle modernize edilebileceği ve
yeni yannm yapılabileceğine dik-
kat çekilen raporda şöye dendi:
"Ülkemizin tek entegre alü-
mimıım tesisleri olan Seydişehir
Alüminyuın Tesisleri'ninvarolan
fızibüite etüdü esas ahnarak mo-
dernize edilmesi ve kapasite art-
tmlması kaçınıhnaz görühnek-
tednf
Bor yatınmlan sûriiyor
Eti Holdmg'in bor alanındaki
yannmlan da sürüyor. Holdingin
Eskişehir'deki bor madenlerini
işletmek ve kapasiteyi arttırmak
amacıyla ınşa ettiği tesisler ta-
mamlandı. Deneme üretimi sü-
ren Bor Türevleri Fabrikası'nın
önümüzdeki günlerde hizmete
açılması planlamyor.
Brosiir krizi
Türkiye'den
îsveç'e tepki
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu)- Tür-
kiye, Izmir'deki Isveç
îş Kültürü toplantısı
sırasında dağıtılan
"Türkiye ve Isveç"
başlıklı broşürde yer
alan ifadelerden duy-
duğu tepki ve rahat-
sızhğı îsveç'e diplo-
matik bir girişimle
iletti.
EgeSerbestBölge-
si'nde düzenlenen Is-
veç Iş Kültürü Gü-
nü'nde dağıtılan bro-
şür, Türkiye ile tsveç
arasuıdaki diploma-
tik bunalıma neden
oldu. Broşürle ilgili
haberlerin ardından
harekete geçen Dışiş-
leri Bakanlığı, Isveç
Büyükelçiliği Müste-
şan'nı bakanlığa ça-
ğırarak konuyla ilgi-
li bilgi istedi. Bakan-
lıktan yapılan yazılı
açıklamada "Konu-
nun bizim açınuzdan
taşıdığı önem ve bro-
şürün içeriğinin ka-
bul edilemez niteliği
Mirgulanarak broşür
veİzmirtopiannsında
dağrtınuyia ilgili ola-
rak tarminkâr bir
açıklama istenmiştir.
Aynca, keyfîyeti dik-
katle ve yakmdan iz-
lemeyi sürdüreceği-
mizveAnkara'\a dö-
nüşünde büyükelçi-
nin de Sa\m Müsteşa-
nmız tarafindan ba-
kanbğa çağrılacağı,
buna ilaveten Stock-
holm Büyükelçih'ği-
mizin de başkentle-
rinde bu geüşmeyi ta-
kipedeceğisöyienıniş-
tir" denildi."
Müsteşann broşür-
le ilgili savunmasın-
da, broşürü hazu-la-
yan enstitünün ba-
ğımsız bir kurum ol-
duğunu, kitabın ba-
şmda görüşlerin kişi-
yi bağladığuıa ilişkin
ifadenin yer aldığını
ilettiğikaydedildi. Ki-
tabın önsözünde yer
alan yazının Isveç
Başbakanı Göran
Persson tarafindan
AB'ye üye ve aday
27 ülkeye hitaben ya-
zıldığını behYten müs-
teşann, ülkelerin tari-
hi konusunda Isveç
resmi makamlannın
herhangi bir tutumla-
n olmadığını vurgu-
ladığı belirtildi.
Dışişlen Bakanlığı
Müsteşan Büyükelçi
Uğur Ziyal'in hafta
içinde İsveç Büyükel-
çisi Anne Disnıorr'u
makamına çağırarak
konuyla ilgili görüş-
lerin yineleneceği
vurgulandı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Fransız yazar Taine, Jeanne de To-
urbey için şunları yazmıştı: "Altesle-
rinin ayaklanna kapanıyorum, daha
yukan çıkmak umudu olmaksızın." Bu
ateşli satırlar, 186O'lı yıllann Parisi'nın
ünlü kadını Tourbey'e ithaf edilmişti.
"Kamelyalı Kadın" romanının yazarı
Gustave Raubert de aynı kadına âşık-
tı ve o da şunlan kaleme alarak hay-
ranlığını dile getirmişti: "Sevgili Jean-
ne, bırakın ellerinizı öpeyim ta omuz-
lannıza kadar, ayaklarınızı da dilediği-
nizyere kadar.(...) Gustave Flauberti-
nizden kucak dolusu sahicı sevgiler."
Jeanne de Tourbey'in âşıkları bu iki
ünlü yazarla sınırlı değildi. Fransız im-
paratorunun kuzenı Prens Napole-
on'la da evlenen Tourbey'in bir sev-
gılisi de Paris'teki ünlü Osmanlı paşa-
sı Halil Şerif Paşa'ydı. Enis Batur'un
geçen günlerde toplatılan kıtabının bir
nedeni de bu Osmanlı paşasıydı. Ba-
tur'un "Elma" kitabına aldığı Fransız
ressam Courbet'nin "Dünyanın Kay-
nağı" adli ünlü tablosu toplatmanın
gerekçesiydi.
• • •
Halil Şerif Paşa. 19. yüzyıl Fransa-
Courbet'nin 'DünyanınKaynağı' Tablosu
sı'nın ünlü tablo koleksiyoncuların-
dandı. Courbet'ye bu ünlu tabtoyu da
Halil Paşa ısmarlamıştı. 1868 yıhnda
bir müzayede ile satılana kadar "Dün-
yanın Kaynağı"tablosu onaaitti. Ha-
lil Paşa, yalnızca bir koleksiyoncu de-
ğildi. Diplomattı, keyfine düşkün bir
Osmanlı asılzadesiydi. Gustave Fla-
ubert'lerin, oğul Atexandre Dumas'nın
ve daha nice ünlü sanatçının dostu-
dur. Onlarla Paris'in renkli dünyası için-
de zengin bir hayat yaşamıştı.
Halil Şerif Paşa'nın keşfedilmesı
yakın zamanda oldu. Courbet'nin
tablosunun gün yüzüne çıkması ve tar-
tışmaya açılmasıyla Halil Paşa'nın da
adı gündeme geldı. Hakkında yapıl-
mış araştırmalar, yaşamı uzerıne ya-
zılmışmakaleleryayımlandı. Bunlar-
dan birisi de Michele Haddad isım-
li araştırmacının yazdıklanydı. 2000
yıhnda Fransa'da yayımlanan Had-
dad'ın "HalilŞerifPaşa, Bir İnsan, Bir
Koleksiyon" kıtabı Türkçeye de çev-
rildi."P Kitaplığı"nın dilimize kazan-
dırdığı bu kitap Halil Paşa üzerine ya-
pılmış en kapsamlı araştırma.
Bu konuda daha önce bir kitap
yazmış olan Ingiliz araştırmacı Fran-
cis Haskell, kitaba yazdığı önsözde
bu ilginç Osmanlı paşasını şöyle an-
latıyor: "...yalnızca önemli bir sanat
koleksiyoncusu ve hayat adamı de-
ğil, aynı zamanda pariak bir siyaset-
çi ve diplomat olan Halil Bey, hiç
kuşkusuz, daha saygılı ve özenli bir
yaklaşımı hak ediyor. Birkaç yıl ön-
ce ona hayran kalmış ve 19. yüzyıl
Parisi'nın öbür sanat tutkunlanyla
birlikte -çok kısaca ve deneme nite-
lığınde- onu da incelemeye çalış-
mıştım."
Haddad'ın kitabında Halil Paşa'nın
1831 yılında divan üyesi ve saltanat
ailesinden bir babanın oğlu olarak
Mısır'da doğduğu anlatılır. Mehmed
Şerif Paşa, oğlunu Fransız tarzı bir
eğitim alması için on üç yaşındayken
Paris'e gönderir. Genç Halil Bey,
1843'ten 1849'a kadar Paris'te kalır.
Daha sonra Mısır'a döner Hıdiv Ab-
bas Paşa'nın ikinci sekreterlığıne
atanır. Bir başka nedenle yine bir gö-
revle Paris'e döner. Kırım Savaşı son-
rası 1856 yılında ımzalanan Paris an-
laşmasında Osmanlı diplomatlan için-
de yer alır.
Haddad onun bu dönemini şöyle
aktann "Halil Bey, Paris 'te çok kez bu-
lundu, ama özellikle 1865-1868 yıl-
lan arasında, yaşamının bu olağan-
dışı dönemınde, her tür resmi görev-
den kurtulmuş, sosyetede ve kıbar
fahişeler çevresinde gördüğü rağ-
betten sarhoş olmuş birhalde, ken-
dini tam bir 'Bulvardaki Türk' olma-
ya adadı."
•••
"Bulvardaki Türk"ün asıl ünlenme-
sine ve günümüzde de tanınmasına
neden olan yaşamı ve yaptıkları bu
döneme aitti. Halil Şerif Paşa bu dö-
nemde yüzlercetabloyu koleksıyonu-
na kattı. Ingres'ın "Türk Hamamı"
ve "Urbino Venüsü" Courbet'nin,
Delacroix'nın çok sayıda tablosunu
satın aldı.
Bu tabloiarın ressamlarıyla dost ol-
du. Sanat tartışmalarına katıldı. On-
larla kumar oynadı. davetler verdi.
Ünlü yazarlarla arkadaşlık etti. Son-
ra bütün parasını kumarda kaybe-
dince, tabloları satışa çıkardı. Hep-
sini satıp Istanbul'a döndü. Işte bu ko-
leksyinonun satışı ve bu koleksiyonun
tablolar onu günümüze taşıdı.
Halil Paşa daha sonra Osmanlı'da-
ki reform hareketlerinde yer aldı. Mit-
hat Paşa ile birlikte Tanzımat anaya-
sasını hazıriayanlar arasında da onun
adı vardı. Namık Kemal'ın dostuydu.
Yaşamının son yıllarında yeniden Pa-
ris bûyükelçisi oldu. Ancak eskı ünün-
den ve etkisinden çok uzaktı. Tablo-
laria bir daha buluşamadan öldü.
• • • .
Iz bırakan bir Osmanlfydı Halil Şe-
rif Paşa. Paris sanat çevrelerı hâlâ
onun yaşamının gizli yönlerini keşfet-
meye çalışıyorlar.