23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3ŞUBAT2002PAZAR CUMHURİYET SAYFA 17 , Kbtye npon: "UeHett ft torptbatnyopl" | DesaabB ĞerteO a Kul hakkı Balıkesir Bigadiç'ten Sedat Ulus, Bakanlar Kunılu ya da Diyanet # lşleri Başkanlı- ğı'ndanbiryet- kiliden yanıt bekliyor: "Yüz- de 99'u Müslü- man olan bir ülkede, nasıl oluyor da bunca vurgunculuk, yolsuz- luk ve hortumculuk ya- şanıyor; bu kadar çok kul hakkı ve haram ye- niyor?" Açlık hali Istanbul'dan • Akif Kökçe hem soruyor ve hem de yanıtlıyor: "Durumu Türkiye'den daha iyi olan Arjan- tin'de halk her gün pro- testolarla sokakları doldururken bizde niye tık yok? Çünkü halkın açlıktan sokağa çıka- cak hali yok da ondan." Bektronik posta: denizsom©cumhuriyetconı.tr 0.212,512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Sivas katliamcılanna AJmanya kucak açmış... "Kimleri kucağa oturtacaklanm ivibiliyoriari* amu Bankalan Ortak Yönetim Kurulu Başka- nı Vural Akışık. kamu bankası yöneticileri- nin özel hukuk hükümlerine tabi olması yo- lundaki duzenlemeyi Meclis'e geri gönderen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i birilerinin ya- nılttığını buyurmuşlar... Vural Akışık'ın buyurduğuna göre, kamu bankası yöneticilerinin özel hukuk hükümlerine tabi olmaları halinde haklarında savcılık doğrudan kovuşturma ya- pabilecekmiş... Boylece soruşturma için Bakanın izin vermemesi halinde savcının elinin kolunun bağlı olma- sı durumu da ortadan kalkacakmış... Kamu bankalarının ortak yönetiminden sorumlu Vu- ral Akışık'a bakarsanız, Cumhurbaşkanı bu güzel ve çok özel duzenlemeyi geri göndermekle sanki soruş- turmaların önünü tıkayarak kamu bankalarındaki hor- tumlamaya destek vermişe benziyor! Halkın güvendiği birtek Cumhurbaşkanı vardı... Ama Vural Akışık'ın buyurduklan karşısında anlaşı- Ozel hukuk lıyor kı halkın güvendiği dağlara da kar yağmakta... Ne oluyor diye konunun uzmanı bir hukukçuya, Prof. Dr. Aydın Aybay'a sorduk. Meğer neler oluyormuş da haberimiz yokmuş! Mal- tepe Univers/tesi Hukuk Faküttesi Dekanı Aybay: "Kamu görevlisinin görevi nedeniyle yaptığı iş ve eylemlerden doğan hukuk ve ceza sorumluluğu ile aynı zatın özel hukuk çerçevesindeki sorumluluğu başka başka kurallara bağlıdır. Hele ceza sorumlulu- ğu alanındaki kurallar bambaşkadır. Akışık'ın öğreni- mini bilmiyorum; ama hukuk okumuş, biraz da deney- den geçmiş sıradan bir hukukçu bunu bilir. Anayasa Mahkemesi Başkanlığı yapmış bir hukukçu ise, doğal olarak, çok iyi bilir. Akışık'a pratik bir tavsiye: Kurum kitaplığında varsa bir Türk Ceza Yasası getirtsin ve ör- neğin 202 ve dığer maddeleri içeren bölümüne bak- sın! Özel hukuk ve buna bağlı ceza hukuku sorumlulu- ğunatabi olan kişilerin yargısal işlerdeki kovuşturma- sını kural olarak savo re'sen yapmaz. Böyle birsorum- luluk hali varsa, bunu, herhalde Akışık ve halefi 'tah- kik' edecektir. Yani bu kez Bakan yerine başka bir bü- rokrat engelinden geçilecektir! Akışık'ın aklına, bunca lafyerine. neden Bakanın soruşturmaya onay verme- si yöntemi kaldırılsın' demek gelmiyor? Böylece 'kamu yönetimi' sistemini altüst eden ucu- be bir çözüm yerine, devletin hakkını 'kamu adına' iz- leyen cumhuriyet savcılarımızın işini kolaylaştıran bir düzene geçmek daha akıllıca ve namusluca olmaz mı?" Olmaz! Zaten Meclis, Çankaya'nın gönderdiği mad- deleri aynen onaylayıp bir kez daha kabul etti... Sezer de ne yapsın aynen imzaladı... Filmin bundan sonrasını ise hep birfikte izleyeceğiz! Koltuk Istanbul'dan Tü- lay Çellek diyor ki: "Bazılannın koltuklan vardır,' kendileri yoktur. Bazılannın ise kol- tuklan yoktur, kendile- ri vardır." SESSİZSEDASIZC) NVRİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı erdincırtku a yahoo.com Aperatif olarak yaşıyoruz hayatı. Sanki asıl yemek olarak daha iyi yannlan bekler gibi bir halimiz var. Derse çalışmak ya da çalışmamak^ Ankara Universitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü üçüncü sınıf öğrencilerinin girdiği bir ara sınavda, öğretim üyesinin sınav kâğıdına düş- tüğü uyarı notu: "Eğer derslere devam etmiş, oku- ma, yazma ve çalışma sorumluluğunu- zu yerine getırmişseniz, cevaplannızı yazmaya başlamadan önce planlayı- nız. Bunun için yeterince düşününüz. Bildiğim kadanylaşu ana kadar i hiç kimse düşündüğü için fizyo- lojikzarargörmemiştir. Hattadü- şünmenin haz verici bir insan eylemi olduğu da söylenmektedir. Eğer ders- lere girmemişseniz, okuma ve çalışma sorumluluğunuzu yerine getirmemiş- seniz, Allah yardımcınız olsun. Inşallah babanız ve/veya potansiyel kayınpe- deriniz zengindir." Demiryolu işçileri Haydarpaşa Gan'nın önünde toplan- mış, alın teri ile işlettikleri trenlerdeki ücretsiz ve indirim- li yolculuk haklannın geri alınmasını protesto ediyordu... O sıra iskeleye Şehir Hatlan'nın gemisi yanaştı... Deniz emekçileri deaynı durumasokulmuştu... Kap- tan, garın önündeki protestoyu görünce destek için geminin düdüğüne asıldı; Kadıköy inlemeye başladı... Gemi az sonra Kadıköy iskelesine yanaştığında, De- nizyollan'nın iskeledeki sorumlusu kaptana niye uzun uzun düdük çaldığını sor- du... Kaptan lombozdan başını uzatarak anlattı... Yetkili "İyi yapmışsın" dedi... ÇED KOŞESÎ OKTAY EKİNCİ İzmir'e 'Tarihsel' Olanak(2) Aynı başlıktaki önceki yazım- da (1) rakamı yoktu... Çünkü, "yeterlT gibiydi... (20 Ocak 2002) Izmir'in geleceğini belirleye- cek en önemli kararlardan birini "en geniş kabhmla" verebilmek için, Körfez'ı çevreleyen Alsan- cak-Bayrakhkıyı kuşağında açı- lan "uluslararasıfikirprojesiya- nşnıasının" yarattığı u düşünce zengbüiği'*. bu karann eşiğinde- ki Izmir'e eşi bulunmaz bır "şans" degil miydi 11 .. Ne \-arki yanşmanın "ödül tö- renT günü (30 Ocak 2002) tanık olduğum "yerel tardşmalar", aynı başlığuı yinelenmesini ka- çınılmazkıldı... Çünkü hemen her sözleri ba- sında yer alacak kadar "etidlT olduklan anlaşılan kimi çevreler, bu büyük şansı değerlendirmek yerine adeta "tepmek" için ya- nşa girmişler... Dahası, Büyük- şehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina'ya da dünyanın her kı- tasından mımarlann ve şehırci- lerin îzmir için düşünüp fikir üretmelerini sağlamasından ötü- rii "teşekkör" etmelen gerekır- ken: "Neden bu yanşmayı dü- zenkdin?»" dercesine eleştiri yö- neltıyorlar... , Pekı. karşı çıktıklan nedir?.. namayacağınr savunuyorlar... Işin garibi, Mimariar Odası tzmirŞubesinın bülteninde (O- cak 2002), yenıden anımsatılan ve bütün bir 199O'lı yıllar boyun- ca süregelen kamusal ve bilim- sel hazırlıklardaki "fimanın ta- şmmasT gerekçelerini de *yok" sayıyoriar... Eryadageç-. Bu yanşma olmasaydı bıle, Alsancak'taki yük limanuun er ya da geç kentten ve "körfez- den" dışan çıkartüması gereke- ceğini "kaçınılmaz" kılan ne- denler, yanşmanın bınncisi AJ- man mimar Jocben Brandi tara- findan da şöyle özetleniyor: 1 - Bu konu, dünyadakı tüm li- man kentlerinde de günceldir... Hamburg bile "varhk nedeni" olan yük lımanından vazgeçti... 2-21. yüzyıl denız taşımacılı- ğının egemenleri artık dev "koo- teyner" gemıleridır... Bunlar, ya- kın gelecekte Alsancak'a yanaş- mak bir yana, Körfez'e bile zor girebileceklerdir... 3- Böylesi bir lıman, kentle deniz arasında artık kurulması gereken yaşam ve kullanım ilış- kisini engelliyor. Oysa, çağın kenti artık sadece 'İfcarete tut- sakkenfdeğildır... "İznir'i düşünenler^, Ahmet Piriştina'dan ödüflerini aldılan. Dünyanın tüm kıtalanndan ve Türtiye'den katılan 140 proje grutunun mimarlan \e plancıla- n, Lmir için "kötiUük" mü dü- şünnüşler?.. t Lman sevdahlan' G;çen yıl, yanşmanın daha başlıngıcındaykenbile,u Bunca pars. ne çıkacağı belbolmayan fi- lorltre harcanır mı?_" diye so- ranlın geçiyorum... Eğer, fıkir ve dişüncenın "en değerii zen- gûük" olduğunu ka\Tayabilsey- dilc imdı bu duruma düşer miy- dık-;. tknci ve daha yaygıngrup ise •'Boan sev dahlan".. Öaceki yıllarda yeni liman ıçin ^andariı'nın belirlenmesıy- le dha da cıddileşen; "jük b- manmn Alsancak'tan kaldınl- hedefi. şimdı bu yanş- a^ a da öne çıkınca, yıllann tartıması yeniden alevlendı... ICiıilen doğrudan "iş bağla- n" \izünden, ldmileri de sözde "sosoekDnomikgerekçelerrvie'" (!) yık ümanının Izmir'den " ah- 4- Yük yerine gelişkin bir 'Ş'ofcu Kmaıu". Izmirüı "özfe- mini" çektiği "turizmle'' buluş- masının da gerekli şartıdır... Bu- nun "ekonomikgetirisT ise yük- ten az olmadığı gıbı, "bütün kente"dır... 5- Kent merkezindekı yük li- manı, kent içı ulaşımın da enge- lidir. Bundan doğan zararlar ise aynı engel var olduğu sürece "katianarak" artacaktır... Işte Izmir, bütün bu nedenler- le yük limamndan boşalacak alanda "ne yapacağına" karar verebilmek için de bu yanşmay- la kendisine şimdiden sunulan "tarihsel olanağı'' kucaklıyor... Kımılen ise bu armağanı "an- lamak" ve ömeğin birinci proje- de "düşlenen" gökdelenler için "daha uygun fUdrter" de geliş- tirmek yerine, yanşmayı "sor- gulama>^- kafa yoruyor... O rant koşullanması ıçindekı "bej-in- cikiere" bıle yazık, günah değil Oekinci;" cumhuriyet.com.tr. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(S turk.net ÇİZGtLİK KÂMİL MASARİCI BULUT BEBEK SURAYÇIFTÇİ bulutbebekn hotmail.com TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 3 Şubat KAMERALAR KUCULUYOR.. 1912 'PE &UGÛN KÛÇÜK TİPTE gıg FOFOĞRAF MA- REKLAMI FRAUSIZ SACrHlNPA YAYIM- (826 'OA gig FIB4MSIZ OL4N JOSEPH NIEPCE'İN 'LKEL KOŞUUAePA S4f>rXDfĞ> FOTOĞ- fi4Fr/IN SONRA, SU KONÜDAM GELİŞMELEIZ İ»Cİ TEMEL BÖLÜMDE TVPLAKIABİLİS • FOTVİ&AFÇ/- LltÇ TEKNrĞIHDgKİ VE FOTV6BAF SAUATINDA- Kİ İLeRL£M£l£R... 1B8O 'LESoe YAPlMINA 8AŞ- LANAH IduÇÜK. /UAKİNELe/Z/BİZAZ DA VARUK.- LARlhil ÜULO UAUNE SEriRİLEN FİIMLSR£ BOGÇtUYDU. l'ÇTB, YANPA Sö/ZÛLEfJ, Ü LÜ, AÇIL/P KAPANABtlEfJ MOPEC MAKİMESİ DE 8U GEÜŞMENİN SOMUCUY&U. OSTEK.TİFİN Ö/JÜMÜ AÇAAJ K4PAK SÜRÜUJfJCB, VİZÖe O&TAYA ÇtKAJAKrAYO/ Yaşam, kalbin iki vuruşu arasındaki zamandır. Kalbinizi koruyun. 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/tSTANBUL Te(: (0212) 212 07 07 (pbx) • Faks:(0212)212 6835 Intemet http://www.tkv.org.tr e-mail: gen.sekreterdtkv.org.tr • koordinator6tkv.org.tr TÜRKKALPVAKFI EFSANE devam ediyor! TÜM GAZETE BAYİLERİNDE Memleket meseleleri ile ilgilenenlerin yeni ıntemet adresı İnadİna.COIH PANO DENtZ KAVUKÇUO6LU Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olmak!'(1) Her şey Barış Davası sanıklanndan saygın ve inançlı bir edebiyat öğretmeni olan Şefik Asan'ın oğlunun, annesinin niçın Pontosça bildiğini merak edip araştırmaya koyulmasıyla başlamıştı. Ömer Asan Trabzon yörelerinde kırk köy dolaşmış, in- sanlaria konuşmuş, sonunda da bulgu ve izlenim- lerini "Pontos Kültürü" adını verdiği kitabındatop- lamıştı. Aslında bir yerel dil ve folklor araştırması olan, 1996 yılında da Belge Yayınlan tarafından yayımlanan ve ikinci basımı 2000 yılı Nisanı'nda ya- pılan kıtap, geçen ay Hulki Cevizoğlu'nun atv'de sunduğu "Cewz Kabuğu" programında sözü edi- lene kadar kimsenin pek dikkatini çekmemişti. İki hafta arka arkaya yayımlanan programa stüd- yo konuğu olarak katılan konuşmacılar gibi tele- fonla canlı yayına bağlanarak çarpıcı eleştirilerde bulunan tartışmacılar da sözü edilen kitabı okuma- mışlardı. Kitabı baştan sona okuyan tek kişi olan Hulki Cevizoğlu ise kitabın ömer Asan tarafından kaleme alınan 418 sayfalık bölümünde, programın ana konusu olan "Karadeniz'deki Pontosçulukfa- aliyetleri"ne ışık tutacak "kayda değer" bir şey bu- lamamış olmalıydı ki, bir Yunan profesörün yazdı- ğı "önsöz"den aldığı bir paragrafı tartışmaya aç- mıştı. Prof. Dr. Neoklis Sarris. bu paragrafa, "Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun 'a ayak bas- masının resmi sebebi (abç) bir hafta öncesi İz- mir'e çıkan Yunan askerinin çıkışının resmi sebe- binin (abç) aynısıdır..." diyerek giriyor, son cümle- de de, "Resmi (abç) görevi 'çetecilerden' eziyet çeken Karadenizli Rumlan korumak ve asayişi sağlamak idi" diyordu. Bu cümlenin dipnotunda Doğan Avcıoğlu'nun Istanbul 1974 basımlı Milli Kurtuluş Tarihi'nin 3. cildinin 1189'uncu sayfasın- da yer aian satıriarı kaynak olarak gösteriyordu. Bu satırlarda, "Osman Ağa, Karadeniz kıyılannda Rum çetelerini, kurduğu kuvvetle temizlemeye çalışırken Ordu Müfettişi Mustafa Kemal, Rumla- n bu Türk çetelerinden korumak ve bu çeteleriyok etmekgöreviyle Samsun'a çıkartılır!" deniyordu. • • • Yunan profesörün önsözünde yer alan ve Doğan Avcıoğlu'nun satırlannda ifadesini bulan "resmi" sözcüğü nedense dikkate alınmamıştı. "Milli his- leri" kabaran, "galeyan"a gelen tartışmacılar, mal bulmuş Mağribi gibi kitaba ve yazanna saldırma- ya başlamışlardı. Konu büyümüş, giderek bir ya- nıyla acıklı, bir yanıyla da gülünç boyutlar kazan- mıştı. Kitap, ilk basımından altı yıl sonra mahkeme karanyla toplatılırken bir futbol yorumcusu, Trab- zonspor'un son maçlardaki başarısızlığını veyan- daşlannın "tribünlerin koltuklannı parçalayan" tep- kilerini, bu kitabın Trabzon'da ve Trabzonsporlu- lar üzerinde yol açtığı moral bozukluğuna bağlıyor- du. Oysa bilinen şeylerdi bunlar... Bir iki "paranoyak" dışında, Yunan ordusunun İzmir'e çıkmasının da, Atatürk'ün Samsun'a ayak basmasının da "asıl" nedenlerini bu ülkede yaşayan herkes biliyordu. Atatürk, 16 Mayıs 1919 günü Bandırma vapuruy- la Samsun'a hareket etmeden önce kafasında ne- ler tasariadığını yakınlanna söylemişti: "Hâkimiye- ti milliyeye müstenit, müstakil yeni bir Türk dev- leti kurmak!" Atatürk'ün o murtteşem "Kurtuluş Savaşı ve bağımsız Türkiye Cumhun'yeti" projesi- ni kısacık bir cümlede özetlediği bu sözleri, aftına söylendiği tarih de not düşülerek Anıtkabir'in du- vanna çakılmıştı. Bunu, doktorasını Istanbul Üni- versitesi'nde tamamlayan Prof. Sarris de biliyor- du kuşkusuz. Fakat kitapta sözünü ettiği, herkes- çe bilinen bu "asıl" nedenler değil, yine herkesçe bilinmesi gereken "resmi" nedenlerdi. Bunların şaşılacak, hayret edilecek, insanı heyecanlandınp galeyana getirecek hiçbiryanı yoktu. Zahmet edip biraz kitap kanştırmak gerekiyordu, o kadar... Ne var ki benim bu güzel yurdumda insanlar sevgili Uğur Mumcu'nun söylediği gibi "bilgi sa- hibi olmadan fikirsahibi" oluyoriardı. Bizede "tem- citpilavı" gibi bilinen şeyleri bir daha, bir daha yi- nelemek kalıyordu. Istemeye, istemeye de olsa... (Faks:0212-723 84 97) (e-posta: dkavukcuoglu(g superonline.com) B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Hindular'da dinsel önder ya da öğret- men... Bir işte yeterli ve yet- kili olan. 2/ Dört Hali- fe'nin ikinci- si... Tibet'in başkenti. 3/ Rusça'da "evef... Bır- 9 1 2 3 4 5 6 7 8 çok örgensel maddeyi eritmekte kullanılan, eter kokusunda bir sı- vı.4/Birişiyaptırabil- „ me gücü... Yerinde duramayan kimse. 5/ Kum falı. 6/ Yûksel- me, yücelme... Üstün bir yetkinin gücünü simgeleyendeğnek. 7/ Filika büyüklüğunde 9 bir tür deniz teknesi... Müstahkem yer. 8^"— Kustu- rica": Bosnaü sinema yönetmeni... Eskiden Karagöz oynatdan kahvelere verüen ad. 9/Dört Incil'den üçün- cüsünün yazan... Kan emici bir sinek. YUKARIDAiN AŞAĞIYA: 1/Kısa boylu ve şişman kimse... Bir ilimiz. 2/Çı- kar yol, çare... Cehennem. 3/Bir nota... Eleştiri. 4/ Sınır nişanı... Jüpiter gezegeninin bir uydusu. 5/ Türlü ekinlerin taneleri aynldıktan sonra kalan sap- lan. 6/ Genellıkle sevecen ve hüzünlü bir konu iş- leyen küçük lirik şiiri... "—çıkınca ortaya mazi si- linmeli" (Tevfik Fikret). 7/Artvin ilinde, ulusal park kapsamına alınmış bir vadi... Tuzağa düşürü- İen şey. 8/ Halk dilınde kırmızı pul bibere verilen ad... Bir tür et ya da ciğer yemeği. 9/" Yuva" anla- mında eski sözcük... Divan şiirinin ölçüsü.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear