Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 2002 PA2AR
DtZt
Hepimizin 'yaşam değerleri' vardır, bilincinde olmasak da yaşamımıza bu değerler yön gösterir
Duygusal zekâ eğitimiverilmeli
Gençleriıniz,aileleruesorunlar.
G
ünümüzün
gençliğinin yaşam
değerlerinde
'tüketim toplumunun
değerleri' ağırbasıyor.
Oysa, geçmiş dönem
gençlerinin yaşam
değerlerinde "üretim
toplumunun değerleri'
ağır basmaktaydı. Böyle
bir değişim olunca da
'yaşam değerleri', daha
çok şeye sahip olmak,
daha çok şeyi elde
etmeye yöneldi.
Tl T e için yaşıyoruz? Bu sorunun ya-
l \ l mtınıaçık olarak düşünmeyiz, ama
J. V soru hepimız içın çok önemlidır.
Gerçekten de "neiçinyaşıyoruz"? Bilmem.
dünyaya gelmişiz bir kere. yaşayıp gidiyo-
ruz.
Insan niçin mi yaşar° Hayatını kazanır,
evlenir. çocuklan olur. onlar içın yaşar.
Ben e\ latlanm ıçin yaşıyorum. Cnlü olmak
istiyorum. Televızyonlara çıkayım. herkes
beni tanısın. Amerika'da yaşamak istiyo-
rum. Hedefim bu. Çok param olsun. Ra-
hat yaşayaytm. her şeyim lüks olsun iste-
rim. Başkasına muhtaç olmadan yaşamak
benim tek isteğım. Hedeflerim var, onlar
için yaşamak istiyorum. Hiç düşünmedim.
însan yaşarken bunu düşünür mü?
• • •
Hepimizin "yaşam değerierT vardır, bi-
lincinde olmasak da yaşamımıza bu değer-
ler yön verir. anlam katar. Bu değerler her
toplumun yaşam kültürüyle oluşur. bu kül-
türün değişimiyle de değişir. "Hayanmız
TESTMAKİNESİÖĞRENCÎLER- tlköğretimdenbaşlayarakKsesonuna kadar 'testmakineleri' durumuna
getirilen öğrenciler, küçük yaşlardan itibaren üstkrine yüklenen stresi göğüslenıeye çalışmaktadır.
ve Değerlerimiz" adlı kitabımda bu kunu-
yu ıncelemıştim. Bir nokta konumuzla çok
ilgilıdir. Günümüzün gençliğinin yaşam
değerlerinde "tüketim toplumunun değer-
leri" ağır basıyor Oysa. geçmiş dönem
gençlennin yaşam değerlerinde "üretinı
toplumunun değerleri" ağır basmaktaydı.
Ne yolla olursa olsun basarmak
Böyle bir değişim olunca da "yaşam de-
ğerleri". daha çok şeye sahip olmak, daha
çok şeyı elde etmeye yöneldi. Bu da "ne
volla olursa olsun başarmak" hedefini ön
sıraya koydu.
- Bunun önemi nerede?
- Okullann en çok onem verdiği başan
ölçütü. -sına\iardaenyüksekbaşarr\ısağ-
lamak" oldu. Ilkögretim okullannda "lise
giriş sınavlarr, liselerde "üniversite giriş
sınavlan" okullardaki eğıtimın en büyuk
başan ölçütü oldu. Öğrenciler de ılköğre-
tımden başlayarak lise sonuna kadar "test
makineleri" durumuna getirildiler.
- Bunun yanlışı ne kı?
- Bunun yanlışı, eğitimin bu tek hedefe
yönelerek asıl eğitimin amacının göz ardı
edilmesidir. Eğitimin asıl amacı, "Bflgh/i
gereken yerde ve zamanda kullanabifcn.
düşünce gücü artıruş, duygu dünyası ol-
gunlaşmış, sosyal becerileri gefişmiş, sorun-
lannı çözme yetisi kazannuş insan yetiştir-
mek"tir. Kâğıt üstünde bu amaçlann ya-
zılı olmasına karşın en ıyi okullar bile bu
amansız yarışa katılmaktan başka yol bu-
lamamışlardır. Öğrenciler de durumu kav-
rayınca ya bu yanşa katılarak o stresi gö-
ğüslemeye çalışmakta ya da "aroknasılolur-
sa" diyerek kadere boyun eğmektedirler.
Karakter ve klsillk oellslml
Ama asıl önemli nokta bu hayhuy için-
de "karakter ve kişilik eğitimi"nin bir ya-
na bırakılmış olmasıdır. Okullar öğrenci-
lerinin "kanuttervekişflikgelişimi" ile uğ-
raşmamaktadır. Öğrenci \ehleri de okul-
lardan böyle bir şey bekJememektedir. An-
cak bir sorun çıkarsa veliler ayağa kalka-
rak "Okulda neler yapıhyor" diye sormak-
tadırlar. Yoksa, öğrenci anne babalannın
okullardan beklediği en önemli hedef. "ken-
di çocuklarmın en üstün başanva ulaşma-
a"dır.
- Peki. okullar ne \apabılır°
- Okullar tek kulvarda yanşmaktan v az-
geçmekzorundadır. Öğrencileri lise sınav-
lan için, üniversite sına\ lan için hazırla-
nırken onlan "düşünselve duygusal olgun-
laşma" alanında da yetiştırmelıdırler. Bu
da "duygusalzekâ" eğitimi ile yapılabilır.
Akademlk zekâ veterli değll
- Yani. öğrencilere "duygusal zekâ" eği-
timi yapılmasını mı önenyorsunuz'
1
- Evet. Okullanmızda sadece "akademik
zekâ" hedefli eğıtim > apıyoruz. o da ya-
nm yamalak. Akademik zekâ eğitimi sa-
yısal ve sözel alan eğitimidır. Oysa "duy-
gusal zekâ" eğitiminın programında şu ko-
nular yer alacaktır:
YÖRET VAKFI
4 özel okul
psikolojik
destek istedi
/
ntihar olaylanyla gündeme
gelen Alman Lisesi ve Üsküdar
Amerikan Lisesi ile önleyici
çalışma yapmak isteyen ttalyan ve
St. Joseph liseleri, YÖRET
Vakfı'ndan uzman desteği alacak.
FtGEN ATALAY
lstanburdaki okullarda. son iki yılda 25 intihar ya da
intihar girişimi. 18 şiddet olayı, 40 hastalık ve ölüm
yaşandı. YÖRET Vakfı. okullarda yaşanan krizlerin
etkilerinin en aza indirilmesi için "Okullarda Acil
Durum Psikolojik Destek Projesi"ni oluşturdu.
Vakıf. ilk aşamada Alman Lisesi, Üsküdar
Amerikan Lisesi, İtalyan Lisesi ve St. Joseph
Lisesi'ne uzman desteğinde bulunacak. Vakıf
yetkilileri, Istanbul tl Milli Eğitim Müdürlüğü,
ulusal ve uluslararası sivil toplum örgütlen \e
üniversitelerle işbırliğinde hazn"lanan projenin
gerekçesini şöyle açıkladılar: "Okullarda acil
durumlar doğal afetlerle sınırü değildir. İstanbul
ilinde son iki yılda vaknmıza ulasan. okullarda
yaşanan acil durumlar olarak sıralaşabileceğimiz 25
intihar ya da intihar girişimi, 18 şiddet olayu 40
hastalık ve ölüm ohnuştur. Ciddi bir araştırma
yapıldığı takdirde, olaylann bu rakamın çok üstünde
olduğu görühîr. Okulda yangm çıkmasL, bir öğrenci
ya da öğretmenin ölümü, öğrencikrin doğnıdan
maruz kaldığı ya da şahit olduğu şiddet olavlan da
insanlan duygusal olarak yoğun bir şekikle
etküemekte ve acil dunımlara özel psikolojik destek
çahşmalanna ihtiyaç duyulmaktadir."
13 okulda krlz
YÖRET Vakfı'ndan Nazan Ürkmez'in verdiği
bilgilere göre. 2000-2001 öğretim yılında 13
okulda knz yaşandı. Bu olaylann içinde, şiddet,
kuduz, intihar, intihar ginşimi, doğal
ölüm ve kaza bulunuyor. Okullardaki bu tür
olaylara hazırlıklı olmak amacıyla oluşturulan
-Okullarda Acil Durum Psikolojik Destek Projesi"
çerçevesmde rehber araştınna merkezlennde
görevli 40 psikolojik damşman eğitıldi. Bu
uzmanlar, kendı bölgelenndeki okullarda herhangi
bir knz yaşandığmda hemen destek vermeye
gidecekler.
SATANİZM YtNE GÜNDEMDE -1999 yıtanda Ortaköy'de bir gcnç lazm şeytana kurban edümeshle
gûndemegelen satanizmAlmanLisesiöğrencisiLaraFalay'mintiharetmesinin ardındanyinetartişılıyor.
Giyim ve tarzlan nedeniyle polis tarafından gözaltına alındılar
Gençler hedef olduALPERTURGUT
Lise öğrencisi Lara Falaym inti-
hannın satanizmle ilişkilendirilme-
si ve olayın medyada geniş yer bul-
ması, giyim ve tarzlan nedeniyle
insanlann "hedeP haline gelmesi-
ne yol açtı. Polis operasyonlan so-
nucu gözaltına alman çok
sayıda kişi "satanist" ol-
madıklan için serbest bı-
rakılırken, iletişim uz-
manlan. medyadayeralan
haberlerin "yüaa" değil
"yapKi" olması gerekti-
ğini belirttiler.
Kadıköy. Bakırköy, Or-
taköy. Taksim ve Beşiktaş gibi genç-
lerin yoğun ilgi gösterdiği cafeler
ve barlar. kolej öğrencisi Lara Fa-
lay'ın intihanndan sonra "satanist
operasyonlan" adı akında basılma-
yabaşlandı. 1999 yılında Ortaköy'de
bir genç kızın "şeytana kurban edü-
mesinin" ardından da benzeri ope-
rasyonlar yaşanmıştı. Siyah giyi-
nen, uzun saçlı, dövmeli. piercing
takan, sakallı gençler, satanist olduk-
lan iddiasıyla gözaltrna alınıp "gü-
nah keçisi" ılan edibnişlerdi.
Satanistleri yakalamak adı altın-
da yapılan operasyonlar nedeniyle
• Satanistleri yakalamak adı altmda
yapılan operasyonlar nedeniyle
rockerler, heavy metalciler, black
metalciler, death metalciler, punkçular ve
anarşistler hedef haline geldi.
rockerler, heavy metalciler, black
metalciler, death metalciler, punk-
çular ve anarşistlerin hedef haline
geldiğini belirten 16 yaşındaki ko-
lej öğrencisi KJS., "Medyabizinıar-
jinal insanlar olaraktanıtrvor. Sata-
nizmle uzaktan vakından alakamız
olmadığı halde giyimlerimiz ve tar-
zunız nedeniyle suçlanıyoruz" diye
konuşuyor.
Sadece lstanbul"da binlerce FRP
oyuncusu olduğunu belirten üni-
versite öğrencisi Zafer Tokmak.
son intihar olayından sonra "FRP-
satanizm-tntihar" üçgeni kuruhna-
sının kendilerini zan altında bu:ak-
tığmı söyledi. Satanist ar-
kadaşlannın olduğunu,
ancak onlann "intihar et-
mek" veya "kurban tö-
renidüzenlemek" gibi gi-
rişımlerinin bulunmadı-
ğını öne süren Y.K. ise
şöyle konuşuyor:
"Suçlu ^e\ a suçsuz nasıl ayırt edi-
lecek. Bir insanın satanist olduğu
nasıl anlaşılacak.Şe\1an, 13. Cuma,
BlairCadısı, Kötü Ruh, Omen, Stig-
mata gibi filmlerin vcd'lerini ve
dvd'krini evlerinde bulunduranlar
ve korku filmlerine gidenler gözal-
üna mı alınacak?"
• Duygulanrun farkında olmak.
• Empatikyaklaşım. (Başkalarınınne dü-
şündüğünü, ne duyduğunu anlamak.)
• İletişim kurma becerisi.
• Kendini kontrol edebilme.
• Grup çalışması yapabilme.
• Yanlışını kabul edebilme, kendine nes-
nel bakabilme.
• Sevgiyı. saygıyı bilme.
• Sorumluluk taşıma yetisi kazanma.
• Sorun çözme becerisi kazanma.
Yanılışı kabul etme ekslkllfll
Görüldüğü gibi "duygusal zekâ" eğiti-
minde amaçlanan hedefler. hem kendimiz-
de hem de çocuk ve gençlerimızde eksik-
lığini en çok duyduğumuz konularda ulaş-
mak istediğimiz hedeflerdir.
Gözlemlerim. bizim toplumumuzda
"akademikzekâ" eksikliği olmadığıru, an-
cak "du\gusal zekâ"da çok önemli eksik-
likler olduğunu gösteriyor. Bir örnek ver-
mek gerekirse. toplumumuzda "yanhşını
kabul edebilme, özür dileme, yanİışını bir
daha yapmama"nın çok eksik olduğunu.
çok zor yapılabildiğini. bunu yapmamak
içın de insanlann kendisinden başka her-
kesi suçladığını görmemiz yeterlidır. Onun
içın de böyle bir eğitim toplumumuz içın
yaşamsal önemdedir.
Erlşklnlerln efllttlmesl
- Yalnız çocuklar ve gençler mi? Eriş-
kınlerin de eğitilmesi gerekmiyor mu?
- Elbette ve özellikle toplumumuzdaki
erişkinlerin de bu konularda eğitilmesi çok
önemli. Şu son olaylara bakınız. Hiç kim-
se kendisinde. kendi kurumunda eksıklik-
ler olduğunu, yanlış yapmış olabileceğini
kabul etmıyor. Başkalannı çok rahat. çok
kolay eleştinyoruz. ama iş kendi yanlışını
görmeye gelınce orada duruyoruz. Yanlı-
şımızı kabul etmeyi kendimızin aşağılan-
ması gibi algılıyoruz. Bu. çok önemli bir
\anlıştır. Gerçeklenn üzeri de böylece ör-
tülmüş oluyor.
- Okullar başka neler yapabilir?
- Okullar öncelikle etkin bir "sağhkbi-
rinü" kurmalıdır. "okul hekünKği" ka\Ta-
mı ülkemızde bilinmiyor. "Okul hekimi'',
öğrencilerin bedensel ve ruhsal sağlıklan
ile yakından uğraşan bir hekimlik dalıdır.
"Rehberlikve psikolojik daruşmanhk" ser-
visi de önemi anlaşılmaya başlanmış bir hiz-
mettırve okullanmızda kurulmaktadır. An-
cak daha etkin çalışmalar yapılması gere-
kiyor. Özellikle de okullann velılerle da-
ha yakın çalışma yapmalan doğrudur.
Ebevevnlerin yaklaşımı
- Ebevenlerin yaklaşunı nasıl olmalı
0
- Bu konu çok önemli. Anneler babalar
çelişkili duygular içinde kalıyorlar. Bir
yandan sorunlanyla karşı karşıya gelmek-
ten çekiniyorlar. hem suçluluk dujoıyorlar.
hem de yalnız kalıyor. ne yapacaklannı bi-
lemiyorlar. "Sorunlu çocuk"lan olmayı
kabul etmek istemiyorlar. çünkü bu du-
nımdan suçlanmaktan çekinıyorlar. öte
yandan karşılaşabilecekleri durumlardan
korkuyorlar.
Öfke duyuyorlar, çünkü beklentilennin
boşa çıkmasına kızıyorlar. Bu karmaşık
durum da nesnel olmalannı engelliyor. As-
lında aileler de çaresiz ve onlara yardım edil-
mesi gerekiyor. Bu yardımı da yetkili ku-
rumlann organize etmesi gerekiyor. Clke-
mizde "sosyal destekkurumlan" bu konu-
larda hiç etkin değıl. Okullar da "aik eği-
timi"programlan ile velilerine yardımcı ola-
bilirler %e bunu yapan okullanmız \'ar. An-
cak bu çalışmalar sistemli değil ve yeterin-
ce etkin olamıyor.
Medyanın durumu
- Medyanın rolü de önemli değil mi?
- Çok önemli. Son olaylarda da bu rol
ortaya çıktı. Medyada çok farklı tutumla-
ra rastlanıyor, ancak baskın tutum. olayla-
n haber ağırlıklı ve reyiing kaygısının ağır
bastığı bir sansasyon yayıncılığı olarak gö-
rünüyor. Her olayda "özel haber bulma"
ve "obyın bflinnıeyen yanı"nı açıklama ça-
bası gazetecilik etiğinin çiğnendiği bir ya-
nşa dönüşüyor. Yetennce incelenmeden
ve araştınlmadan yapılan yayınlarda kişi-
sel haklar çiğneniyor. yapılan yorumlarda
kişiler. kurumlar, aileler suçlanıyor. Yayı-
nın arkasından hiçbir şeyin düzeltilme ola-
nağı yok, suçlanan suçlandığıyla kalıyor.
Klşlsel hakların çlğnenmesl
- Ne yapılabilır
0
- Konunun yetkili kurumlarca incelen-
mesi gerekir. Bu haberlerin yayınuıda ko-
nuyla bir uzmanm denetimi koşulu kona-
bilır. yanıt ve açıklama hakkı gündeme ge-
lebilir. Kişısel haklann çiğnenmesinden
daha önemhsi bu yayınlann toplum üze-
rindeki etkısidir. Çünkü bu tür yayınlar in-
sanlan etkileyerek olaylann genişlemesi-
ne de yol açabilir.
- Son söz nedir
0
- Birbirimizı anlamak. birbirimizle ya-
şamayı öğrenmek. birbırimize destek ol-
mayı bilmek. Doğru yaşama kültürünü bul-
mak ve bunu bilinçle paylaşmak. Keşke ya-
pabilsek.
BİTTİ
TARTIŞILAN OKUL
Alman
LisesVnde
öğrencilik
yapmak
A lman Lisesi'nin
/ l Türkiye'deki
- / J L geneleğitim
sisteminden farklı bir
sistemi olduğunu ifade
eden eski mezunlardan
Ö., okulun intiharlarla
direkt değil, ancak
dolaylı yoldan ilgisi
olabileceğini söylüyor.
İPEK YEZDANt/ÖZKAN GÜ\
r
EN
Alman Lısesi'nde önceki yıl intihar
eden Ceylan Konuk'la bir süre
önce intihar eden Üsküdar
Amerikan Lisesi öğrencisi Lara
Fatay olayında "küit isinT olduğu
iddia edilen E.T'nin yakın arkadaşı
ve Alman Lisesi mezunu Ö..
lisesine yöneltilen eleştirilerin
"haksız" olduğunu düşünüyor. Ö..
Ceylan Konuk'un intihannın
ardından E.T"nin çok üzüldüğünü
ve kendisıne sanlıp ağladığını
anlatıyor. Ö. E.Tnin kendisine,
Ceylan'ın intihan uzun zamandır
düşündüğünü \e kendisinin bunu
en fazla "geciktirebildiğini"
söylediğini belirtiyor.
'Boşluğa düşûyorlar'
Alman Lisesi'nin Türkiye'deki
genel eğitim sisteminden farklı bir
sistemi olduğunu ifade eden Ö.,
okulun intiharlarla direkt değil
ancak dolaylı yoldan ilgisi
olabileceğini söylüyor. Lisede
öğrencilere "Deriniemesine
sorgulamanın %e irdeiemenin
öğretildiğini" ifade eden Ö.,
"Kendikrinde \e> a ailelerinde
sonınlan olan bazı gençler bu
şekilde hayatı da çok deriniemesine
sorgulavıp boşluğa düşebilivorlar.
Ama sonuçta bu okulla ilgili değiL
kişinin kendisinde bitecek bir
olajdu-'' diyor. Ö.. Ceylan'ı lise
üçüncü sımftayken tanıdığını.
ancak samimi olmadığmı söylüyor.
Ceylan'ın belli sorunlan olduğunu
ve tedavi gördüğünü bildiğini
belirten Ö., Ceylan'ın intihanyla
ilgili "satanizm" iddialanyla ilgili
ise "Satanizm nedir ben
bilmi\ttrum. Ceylan'ın da satanist
falan olduğunu sanmıyorurn. bu
iddiayı bizim okuUa sadece medya
bağdaştırdı" diye konuştu.
Bir annenln mesajı
Alman Lisesi'nde öğrenim gören
bir anne. intihar eden Ceylan
Konuk'un ailesine yazdığı mesajda
şöyle diyor: "Lara Falay'ın
ölümünden sonra çocuklanmızın
neden böyle bir \olu seçtikleri
üzerine çok düşündüm. Benim
okulda okuduğum dönemde bir
grup öğrenci, bugünün bu
altkültürüne çok benzeyen bir soyut
OTende yaşıyordu. Zararsız gibi
gözüken "joint", hap içmeler. sonra
bazüarının buna ek olarak LSD'yi
denemesL. Okul yöneriminin
bundan hiç haberi yoktu. O zaman
ne bilgisayar vartü. ne de chat
Ama Alman Lisesi bir adaydı
adeta! Bugün bakınca en
tehlikelisinin başıboşluk, 'Ben
kimim? Hayartan ne bekliyorum?
Yerim ne olacak? Hayaftn anlamı
nedir?' gibi sorulaıia yapayalnız
olma hali olduğunu görüyorum.
Şimdi ben oghımu 'en i\i' şekilde
büyütmeye çahşırken özellikle bir
devlet okulunda okutmorum.
Çünkü bu özel okul
dejenerasvonuna girmesin, kafası
allak bullak olmasın. sorunlanm
bizimle pa>1aşsın isti>orum.
Gençlerdeki boşluk duygusu
inanıhnaz yoğunlaştı. Bugün
pozitif, anlamJı bir hedef bulmak
kola> mı? Gençlerin gittikleri
barlaruı atmosferi ne kadar
karanhk \e negatif enerji dolu.
Belki gerçekten şehir dışmda
yaşamahyız arhk. Doğada, temiz
havada, basit ama dürüst, adam
gibi uısanlarla."