25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 ŞUBAT 2002 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yanşmalara çftte kovuşturma • TRABZON(AA)- Bayram tatilıni geçırmek üzere Trabzon'da buiunan Adalet Bakanı Hikmet Sanu Türk, yerel bır televizyon kanalına yaptığı açıkiamada, A\Tupa Birlıği Türidye Temsilcisi Karen Fogg"un yazışmalannın yayımlanması konusıında IstanbuJ Cumhunyet Başsavcılığı ve DGM Savcılığı tarafindan kovuşturma başlatıldığını söyledi. Kürtçe eğitim konusuna da değinen Türk. "Kürtçeninbir eğitim diJi olarak kullanılması, anayasa hükümleri çerçevesinde söz konusu değildır" dedi. Meclis'in zorlu gündenıj • ANKARA (Cumhuriyet)-TBMM, bayramın ardmdan yoğun birmesai dönemine giriyor. Adalet Bakanlığı tarafindan hazırlanan ceza mfaz kurumlan ve tutukevleri personeli eğitim merkezleri tasansı ile ölürn oruçlannı teşvik edenlereağırhapis cezalan öngören tasan genel kurul gündeminde yer alıyor. Zorunlu deprem sigortasının süresinin uzatılmasma ilişkin tasan da gündemde bekliyor. Bayramdan sonra, yerel yönetimler, iş güvencesi ve tiiketici haklan gibi tartışmalı tasanlar da TBMM gündemine geliyor. Kılıç'm torunu tutuklandı • İstanbul Haber Servisi - Bir işadamını sılahla tehdit ederek haraç ıstediği gerekçesiyle gözaltına alınan Diindar Kılıç'ın torunu îsmail Onur Özbizerdik tutukJandı. Özbizerdik dün tstanbul Organıze Suçlar Şube Müdürlüğü'ndeki sorgusunun ardından DGM'ye sevk edıldı. Özbizerdik nöbetçi DGM'ceturuklanarak cezaevine gönderilırken adamlan olduğu belirtilen 3 kişi serbest bırakıldı. Fatih'te ses bombası • İstanbul Haber Servisi - Fatih'te sokağa atılan bır ses bombası paniğe yol açtı. Süleymaniye Kanuni Medresesı Sokak girişine, kimlığı henüz belirlenemeyen bir kişi tarafindan bomba atıldı. Bombanın patlaması sonucu ölen ya da yaralanan olmazken bayram nedeniyle Süleymaniye Camii'ne giden çok sayıda kişi panik yaşadı. Yapılan incelemede, bombanın ses bombası olduğu açıklanırken olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor. Çalışan nüfus yaşlamyor • ANKARA (AA)- İşgücü pıyasalanndaki yaşlı ışçılerin oranının artrığı, genç ışçilerin oranınınsa azaldığı bildirildi. ILO tarafindan yayımlanan "Değişen îşgücü Pıyasasında Kamu tstihdam Hizmeti" adlı kitapta, dünya nüfusunun jugün 6 milyara »aklaştığına işaret edilerek ^ünümüzdeki nüfus :ğilimlerinin en önemli izelliklerinden birinin, lünya nüfusunun yaş 'apısında ortaya çıktığı aydediliyor. TDP Genel Başkanı Pişkiıısüt solu çürütenleıie bir arada olnıa\acakJannı söyledi Seçim barajı düşürülsünANKARA (CumhumetBü- rosu)-Toplumcu Değişim Par- tısi (TDP) Genel Başkaıu Se- ma Pişkinsüt, bayramdan son- ra Aydın il örgütünü açacakJa- nnı, kurultaylannı da 28 Mart'ta yapacaklarıru söyledi. Pişkinsüt, solda yeni oluşum arayışlan konusunda, "Kz bir adresortaya koyduk. Solu çürü- tenlerle, müteahhit ttişkileriyle güvensiztikyaratanJaria birara- da olmayız, bunun dışmda solla işbirliğine açığız" değerlendir- mesını yapü. "Baraj besaplany- la değişim hedeflenemez" diyen Pişkinsüt, demokrasi adına ba- rajın düşürülmesini ıstedikleri- ni söyledi. TDP, kurultaya dek 41 ilde • îlk kurultayını 28 Mart'ta yapacak olan Toplumcu Değişim Partisi (TDP), bayramdan sonra Pişkinsüt'ün seçim bölgesi Aydın'da il örgütünü açacak. TDP, kurultaya kadar 41 ilde örgütlenmeyi hedefliyor. örgütlenmeyi hedefliyor. Ör- gütlenme çalışmalan Pişkin- süt'ün seçim bölgesi Aydın'dan başlatılacak. Pişkinsüt henüz örgütler oluşrurulmadığı için genel merkezde üye kaydı ya- pıldığını, çoğunluğu bugüne dekbaşka partilerde çalışmamış, iyi niyetli yurttaşların kendile- nne büyük ilgi gösterdiğini söy- ledi. Pişkınsüt, "Hazme'den yar- dını almakiçin parti kurduğu" savlanna "41 fldeörgüüenmek lazun. Hangi babayiğit varsa. çıksın kursun. Siyasi partüeri program ve ilke düzeyinde ko- nuşnıak lazun" yanıtını verdi. Pişkinsüt, "Solda çok sayıda parti kurma hazırlığı yürütü- lûyor. Bu parçalanmış görüntü seçim sonuçianna nasılyansır" sorusuna da şu karşılığı verdi: "Seneterden beri solda bir- leşme adına bir şey yapma- yanlara bunu sormak lazun. Solda yeni oluşumlar kendüi- ğinden oimuyor. Mevcut sol yapüar ne kadar programla- nna uygun davranmış, ne ka- dar sağa yönehnişler bunlan tarbşmak lazun. Biz, demok- ratik bir seçenek sunuyoruz. Solu çürüten, müteahhit flişki- leriyle güvensiznk yaratanlar- la bir arada olamayız. Bunun dışındaki soDa işbiıüğine açı- ğız. Biz bir adres ortaya koy- duk. Birleşmelerveişbuüği gi- rişünleri seçim dönemJerinde- ki açıhmlaria olur. Ancak, bu bir seçim işbirliği anlanuna gehniyor. Biz bir partiyiz. Her- kes oyunu alır, ondan sonra partamentoda koaKsyonlarko- nuşulurken dünya görüşleri birbirineyakmolanlarbirara- ya gelebiÜr." Pişkinsüt, baraj tartışmalan konusunda da, "Baraj hesapla- nyla değişim hedeflenemez. Oy kaybeden iktidar partileri bu kaygryia barajın düşürülmesini isteyebüir. Biz, demokrasi adına, daha demokratik temsil adına barajın düşürülmesini isteriz" değerlendirmesını yaptı. Insan haklan ve demokrasi alanında atılması gereken adımlar bu- lunduğunu, bu kapsamda ölüm cezasının kaldırılması gerekti- ğini bildiren Pişkinsüt, "Buko- nu referanduma sunulamaz. Si- yası sonımluluğu abr, gerekeni yaparsınız. Deviet intikam al- maz" dedi. Dısisleri Bakanı Cem: Parti rozeti kisisel tercüı ANKAR4 (Cumhu- nyet Bürosu) - Dışişle- ri Bakanı İsmail Cem, DSP rozetini hiç çıkar- mamasının, kamuoyun- da DSP Genel Başkan- lığı'na hazırlık olarak deferlendirildiği sav- lanna, "Parti rozetini takmak bürün siyaset- çiler, mületvekilleri ve bakanlar açısmdan ki- şisel bir tercihtir" ya- nıtını verdi. Dışişleri Bakanı Cem, İstanbul Bagım- sız Millervekıli Azmi Ateş'in, "Parti rozetini uluslararası platform- larda da takıyor olnıa- nız, uhısal bir anlayışla yapılması gereken dış politika açısmdan sa- kıncalı oimuyor mu" şeklindeki yazılı soru önergesine ilginç bir yanıt verdi. Cem, ulusal polirika- lann oluşmasında siya- si yaklaşımlann rolü ve öneminin yadsınama- yacağını vurgularken, "Ancak dış politika gi- bi salt ulusal çıkariar etrafinda betirlenen uy- gulamalarda siyasiyak- laşımlaruı rol oynaya- cağuu söyletnek kaiıa- atimceyanıracıolacak- ör" dedi. Kamuojn desteği cesaretlendiriyor Dış politika uygula- malannda "ulusal de- ğerierden" güç aldığma işaret eden Dışişleri Bakanı îsmaif Cem, "Dış ifişküerimizde bizi cesaretlendiren, arka- mızdaki kamuoyu des- teğidir. Dışişleri Bakanı olarak bu tabJo içinde üstlendiğinı görevve so- nımiuluklar ise taşKb- ğım en önemli sembol- dür. Partisinin rozetini takmak ise bürün siya- setçOer, mfiletvekiDerive bakanlar açBindankişi- sel bir tercihtir" görü- şünü ifade etti. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART m.kart@ superonline.com.tr tÇEL EMNİYET MÜDÜRÜ MERKEZE ALINDI Yücelen olaya elkoydu MERSlN (Cumhuriyet) - îçişleri Bakanı Rüştü Kâzun \ ücelen, bir sü- re önce oğluna trafık cezası yazan polislerin görev yerini değiştiren Içel Emniyet Müdürü Turgay Pamuk'u merkeze aldı. Yücelen, "Cumhur- başkanı, Başbakaa, Bakan, Emniyet Müdürü, köyde vaşavan Hasan ağa- nın oğhı da dahil Türkhe'de vaşayan herkes eşit haklara sahiptir" dedi. Yücelen, Içel Emniyet Müdürü Tur- gay Pamuk'un, oğluna trafık cezası yazan polislere telsizden "Şerefsiz''di- ye bağırması olayına el koydu. Bakan Yücelen, ANAP Içel fl Örgütü'nde yaptığı açıklamada, 16 Şubat'ta oğ- îunun içinde buJunduğu ve VaJi Aldf T^'ın oğlunun kullandığı otomobile trafık cezası yazılmasıyla ilgih mü- dahalade bulunduğu gerekçesiyle hak- kında müfettiş soruşturması başlatı- lan Emniyet Müdürü Pamuk'un mer- keze alındığım belirtti. Tığ ve Pamuk ile valilikte lasa süre görüştüğünü ifa- de eden Yücelen şöyle konuştu: "Yapbğunız görüşmede, emniyet müdürümüz polislerle kendi çocuğu- nun bir faria olmadığnu,polisJiğın bir disipün mesJeği olduğunu. hiçbir po- Kse hakaret kastryla bir söz sövieme- diğini ifade etti. Ancak, oğlunun ters yönegidenbirarabada bulunması do- İavısryla polislerle yaptığı münakaşa- yı hoş karşılamadığını da kaydetti. Ve kendisi emniyet müdürlüğü görevin- den afl&nı talep etti. Kabul ettim." SENDtKA BAŞKANI ÖLÜMLE TEHDÎT EDtLDt Çay'da kavga büyüyor ÖMERŞAN RİZE-Çay-Kur'un özelleştirilme- sine karşı çıkmasıyla tanınan, çay üre- ticisi ve işçilerin desteğini alan Tek Gı- da-tş Sendikası Rize Bölge Başkanı İsmail Topçu, ölümle tehdit edıldığı- ni söyledi. Topçu, sendikanın Rize şubesinde düzenlediği basın toplantısında Çay Sanayicileri Derneği "ni (ÇAYStAD) eleştu^di. Derneğe üye olanlann ger- çek çay sanayicisi olmadığını, sade- ce lcuru çaypaketlemesi yaparak rant sağladıklarmı ifade eden Topçu, "Bun- iarÇayiaır'unözeleştirihnesiniistivOT. Biz bu sinsi planın hayata geçirilme- sine izin vermeyeceğiz. Bunu Diklikle- ri için baa odaklar tarafindan tehdit edfliyorum." dedi. Derneğe üye işadamlannın yurtdı- şından aldıklan ucuz ve kalitesiz çay- lan iç piyasada satmayı amaçladığı- nı savunan Topçu,"Türkiye yılhk200 bintonhıkkunı çayrtiketimnte\aban- asermayeninağzınısulandıranbüvük bir pazannr. ÇAYSL\D, gümrükler- de kunı çaydan ahnan vergileri sıfira indirmevi istiyor. BunundaTürkçay- ahğuıınsonu demektir" diye konuştu. Rize Tıcaret ve Sanayi Odası Başka- nı Ayhan Haafazboğlu ile Rize Tıca- ret Borsası Başkanı Tahsin Sancak yaptıklan açıklamada "Çaykur'un özeUeştirilmesinin sonuna kadarkar- şısında olacağtz" dedıler IRMIKIAYDIIV ENGİN aengirva doruk.net.tr Bır gazetede bir haber okur, özetini bir yerlere yazarsınız; bır okur bir not yollar. bır tanıdık bir belge postalar, hiç tanıma- dığınız biri bir e-mektupla gö- zünüzden kaçmış bır noktayı anımsatır. Önemsediyseniz bıl- gısayarın bellegınde kolay ula- şılabılir bir yerlere koyar, "Bir gün bunuyazanm" dersiniz. Sonra, güntük yazının bu- naltıcı temposu içinde unutur- sunuz. Kimi güncelliğini yitir- miştir, ıster istemez çöp sepe- tini boylar; kimı "belkibirgün" hesabı ile bellekteki uykusuna devam eder. Unutulup gitme tehdidi altın- daki bir iki notu, şu bayram ta- tili durgunluğunu fırsat bilip okura taşımak niyetindeyim. Hani en azından unutulmasın, toplumsal belleğin bir yerleri- ne yerleşsin diye... • • • Biri çok uzun, çok dolambaç- lı bir yargı sürecinin sonunda, hiç olmazsa "tetikçilerin" ce- zaevıni boylamalarıylasonuç- lanan "Susurluk Çetesi" üs- tüne. Susurluk tetikçilerinin hapis cezasını kesinleştiren Yargıtay En Azmdan Unutulmasın Diye... kararındaTürkiye için yaşam- sal önemde paragraflar vardı. Herkes tetikçilerin kaç yıl ye- diğinı, daha yukarıdaki eleba- şılann "kaç yılyemediğini" kur- calar, konuşurken Yargıtay ka- ranndaki o paragraflargözden kaçtı. Eğer Mehmet Altan 26 Ocak günü Sabaft'taki köşe- sinde yazıp altını çizmeseydi, bir ara (ve nâlâ) Susurluk'la bozmuş olan ben bile gözden kaçıracaktım. Bakın Yargrtay, Susurluk Çe- tesi'ni mahkûm eden mahke- menin kararını "isabetli" bulur- ken ne dedi: "... Terörle mücadele adı al- tında da olsa, birhukuk dışı ör- güttenmeyle, devletin meşru güçleri gibi güç kullanarak, yürürlükteki yasalar yerine, kendi güç ve kurallan ile söz- de yasalaroluşturmak, devle- tı hukuk devleti olmaktan çı- kartr. Bu koşullarda da güçlünün sözünün geçtiğı, neredebaş- layıp nerede sona ereceği bel- li olmayan, her türlü yasadışı- lığın egemen olduğu bir sis- tem oluşur, hukuk kurallan ye- nne korku ve kaygı geçerii olur. Bu durum bir anayasa ve yasa ihlalinin ötesinde tam hukuk ihlali nitelıği taşır, hu- kuk devletinın bütünüyle orta- dan kalkması sonucunu doğu- racağı göz önüne alındığında da mahkemenın sanıklan TCK 313'e göre mahkûm etmesin- de bir isabetsizlik yoktur." Buraya kadan, Yargıtay'ın bir "hukuk anıtı" niteliğı taşı- yan onama karannda Susur- luk'un "hukuk dışı" nitelığini sergiliyor. Yargrtay kararında bir de Su- surluk Çetesi'nin tetikçilerden ibaret olmadığını somutlayan bir bölüm var. Bir de ona göz atalım: "... Susurlukkazasındaölen Mehmet Özbay sahte kımlik- li şahsın, yurtdışında uyuştu- rucudan mahkûm, yurtıçinde ise katlıam sanığı olarak ara- nan Abdullah Çatlı olduğunun anlaşılması, aracı kullananın emniyet görevlisi, araç sahibi- nin de milletvekili olması kar- şısında, söz konusu kazanın ilk değerlendirme de dahil, olayın derınlığine devlet içini de kapsayacak şekilde çok yönlü araştırılmasını gerekli kılmıştır. Bu bağlamda yapılan soruşturmalar, ulaşılan bilgi ve belgeler, olayın arkasındaki bilgilerin çözülmesinın güç, karmaşık ve duyariı makam- ları ve görevlileri de kapsa- yacak ölçüde olduğunu orta- ya çıkarmıştır. Mahkûmiyet venlen sanıklar dışındaki kimi görevliler ile bunlara yardım edenlerin yar- gı önüne çıkarılmalan görevi, devletinyetkiliorganlanndadır." Yargıtay kararının aktardığı- mız bölümünün son paragra- fını bir kez daha okur musunuz? Orada, yazılmadığı halde Meh- met Ağar, Sedat Bucak, MİT yöneticıleri Mehmet Eymür ve Duran Fırat, Jandarma Tuğ- generalı Veli Küçük adlarını görmüyor musunuz? Bunları aktarmakla yetine- lim. Hani en azından unutulma- sın diye... • • • Bır kısa not daha var. Şanar Yurdatapan bana yollamış. Yollarken yorum morum ekle- memiş. Ben de "yorum mo- rum" eklemeden sıze aktara- cağım. Zaten "yoruma moru- ma" gerek bırakmayacak ka- dar açık. Kısa bir not bu. Lozan Ant- laşması'nın 39. maddesınden ibaret: "Herhangı bir Türkyurttaşı- nın gerek özelya da ticari iliş- kilerinde, gerek din, basın ya da her türlü yayın konusunda ve gerek toplantılarda, her- hangi bir dilin serbestçe kul- lanılmasına karşı hiçbir sınır konulmayacaktır. Resmi dilin varlığı kuşkusuz olmakla bir- likte. Türkçeden başka dit ko- nuşan Türk yurttaşlanna yar- gıçlar önünde kendi dıllerini sözlü olarak kullanabilmeleri için gerekli kolaylıklar göste- rilecektır." Ne dersiniz? Yoruma mo- ruma gerek var mı? Yoksa Lozan Antlaşması'nı da çöpe mı atıyoruz? POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Aşk Şarkıları... Geniş biravluda oynayan çocuklara ba- kıyorum... Sen o saatlerde balkonda kahvaltını yapıp denizi seyrediyorsun!.. Hani ilkyazdı, yağmur yağıyordu ve sen uzak mevsimlerin içindeydin... Kaçıp gitmiştin, dönmemek üzere!.. Ben, günlerce Vasko Popa'nın dizeleriy- le avunmuştum... "Avuçlannda senin güneş suyu içer kuş- lar; oralarda tek bir avcı yoksa, kuşlar mavi boz, çıkıp uçarlargözlerimizden..." Sen, bu sesi duymazdın!.. Güneşin battığı yere gitmek isterken bi- le benim çığlığımı duymazdın... Blaga Dimrtrova'nın dolaştığı ormanlar- da kördüğüm olmuş ağaçlann dallarında kar- şıma çıkardın... Sesim, soluğum kesilirdi... Boğazım düğümlenirdi... Sonra kesik bir haykırış duyulurdu Vasko Popa'nın oturduğu yerden... "Senin gözlerin olmasa gökyüzü inmez ıssız evimize hiç Senin gülüşün olmasa duvarlar yaşanmaz gözlerinde hiç Senin kuşun olmasa salkımsöğüt geçmez eşiğimizden hiç Senin ellerin olmasa güneş gecelemez düşlerimizde hiç" Eskiden başımı kaldınp bakardım gök- yüzüne o sesi duymak için... Yorgun sokaklardan geçerdin, ırmaklar için- den karlı öpüşler getirirdin... Şimdi sokaklar yine yorgun ve sokaklar eski aşk şarkılarıyla avunuyor... Sense kaybolup gitmişsin bir akşam yıl- dızı gibi... • • • Denizin uçurumu üstünde bir alev gibi ya- nıyor bulutların sürüsü... Sokaklarda sen yoksun!.. Inanmayacaksın ama Gina Bissau'da ve Yeşil Burun Adalan'ndaağlıyorrüzgâr, pal- miye korularında yeşil bir rüzgâr kaldırarak... Ben, zamanın saatlerini durdurdum!.. Eğer sen git dersen kuşlara, bilesin ki dön- mez güz kuşları... Senin için her şeyi yapanm... Göğsüne, zenginligini günün ekerim, ta- ze çamları bakışlarına sererim... Kentlerinde sensizliği gezerim, kirpiklerin- de çiyleri dererim... Gece kilitienmiş ince be/ine, kıranm; acıy- la dolu günü damlarından silerim... Senin bakışlarından bir yoksun dereyim kıyıları bırakılmış... BubirçığhktırL Bu bir isyandır!.. Bu biryalvarmadır!.. Vasko Popa'nın sesidir, güneşletutuşan... "Senin bakışlarından yoksun bir dereyim, kıyılan bırakılmış..." Dinle son çağrıdır bu!.. "Dudaklarındır bunlar geri veriyorum boynuna senin Benim ayışığımdır bu alıyorum omuzlanndan senin Yitik kuytu ormanlannda karşılaşınca Avuçlarımda benim doğar dağılır senin elmacıkların" hikmet.cetinkaya(« cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Hikmet ÇETİNKAYA •• . •• IRTICANIN KARA YUZU Tüm Oağıtımlarda ve Kitapçılarda G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k Tel: 0212—512 42 19 Faks: 512 11 72
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear