Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 24 ŞUBAT 2002 PAZAR
HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Tınmayan Ahali,
Görmeyen Vali
Sevgili,
Kimi gerçeklerin kabulü zordur, kimi gerçek-
lerin de söylenmesi sevimsiz ama zorunludur.
Önce bir noktayı belirtmek isterim. Bu yıl da
Kurban Bayramı'nın ilk gününde, ülkenin en
büyük metropolünde, "memleketimden hay-
van manzaralan" yaşandı.
Ibadet adına, hayvanlara gâvur eziyeti ya-
pıldı, Istanbul'un Avrupa'dan gelen otoyolu-
nun kıyılan, salhaneye dönüştürüldü.
Bu arada 1500 dolayında keriz de kurban
keserken, kendilerini de kestiler. Kiminin bur-
nuna boynuz girdi, kimi kendi elini kolunu
kesti.
Bütün bu sahneler yannın umudu çocuk-
lanmızın gözleri önünde cereyan etti.
Kurban vecibesinin nasıl yerine getirilece-
ği dinen de belirtilmiştir, buna birde izinli yer-
lerin dışında kurban kesilmemesi yönünde, VI-
layet ile Belediye'nin getirdiği yasaklamaJar
eklendi.
Bu yıl Türkiye'nin en büyük kentinde, gö-
zünü kan bürümüş, angut ve ilkel birtoplum
görüntüsü sergilenmemesi isteniyordu.
Ama toplum öyle bir toplumdu ve kendi
gerçek görüntüsünü sergiledi.
Yasaklar kondu, ama iplemedi, tınmadı aha-
li.
Ve duymadı Başkan, görmedi Vali.
Duyup görmeleri için ne olması gerekiyor-
du acaba?
•••
Dünkü gazeteler, vahşet, kerazet ve ikellik
fotogralarıyla doluydu.
Ahali cezayı göze aldığını söylüyordu, hoş
ortada ceza meza verecek kimse de yoktu.
Sıkı mıydı, kural dışına çıkana ceza vermek.
Belediye Başkanı ve adamları yapamazlar-
dı. Çünkü, Istanbul'un yazgısını zaten kural
dışı oianlar saptıyorlardı.
Devletin Istanbul'daki temsilcisi Vali birşey
görmemişti; zaten görecek ne vardı ki?
Adamlaryazı mı yazıyorlardı? Siyasal eleş-
tiri mi yapıyorlardı? Alevi derneği mi kuruyor-
lardı ki ortada görecek bir şey olsundu?
Taleban gazetecinin gırtlağını kesiyordu, bi-
zim gariban da sille tekmeyle itelediği koyun-
lann, keçilerin, develerin gırtlağını körbıçak-
la kesmeye uğraşıyordu.
Taleban ile bizim gariban arasındaki fark
bu kadardı.
Bunda görecek, duyacak, kızacak, cezalan-
dıracak ne vardı?
Belediye zabıtalan ne yapsınlardı?
Kendini bile kesecek kadar gözü dönmüş
eli bıçaklılann üstüne varmak kolay mıydı?
Sonraalimallah bu garibanın elinden birka-
za çıkmaz mıydı?
•••
Bu yaratıklarla biriikte yaşamayı istememek
gibi bir seçeneğim yok, burası benim yur-
dum. Burada yaşamaya mecburum.
AmaAvrupalı benimleaynı konumdadeğil.
O, bu insanlarla bir arada yaşamak isteme-
mek seçeneğine sahip.
Ve o bu insanlarla bir arada yaşamak iste-
mez ise kimsenin onu kınayacak hali yok.
Çünkü bizim ülkemizde, çağdaş dünyada
serbest olan her şey yasak, yasak olan her
şey ise serbest.
"Ben bu türbir toplumu kendi bünyemde
istemem, orada dileyen dilediğiniyapıyorve
düşünceye karşı ceberrut olan sistem bun-
lara hiçbir şey yapmayıp, cart curt ortada
dolaşıyor" diyenlere, hangi izan sahibi insa-
nın verebilecek makul bir yanıtı olabilir?
Avrupalılara kurban müfettişi gönderdikle-
ri için kızanlar, ki ben de onlardan biriydim,
şimdi özür dilemelidirier.
Yılmaz'a mektup
Yargı kararları
uygulansın
Istanbul Haber Servi-
9- Bır Cumhuriyet oku-
ru, Başbakan Yardımcı-
sı MesutYılmaz'a gön-
derdiği mektupta, yar-
gı kararlannı uygula-
mayan idarecilere ce-
zai sorumluluk getiren
DSP milletvekili AIi
Arabaa'nın hazırladığı
yasa teklifinin bir an
önce yasalaşmasını is-
tedi. Okur, 1999yılın-
da hazırlanan yasa tek-
lifinin, TBMM Genel
Kurulu gündeminin
191. sırasma ahndığı-
na da dikkat çekti.
Milletvekili Ali Ara-
bacı'nın, "Idari Yargı-
lama Usulü Kanu-
no'nda Değisiklik Ya-
ııhnaana TlkLnn Kaımn
TeHifîw
nde, idarenin,
işine gelmeyen yargı
kararlannı uygulama-
raasının, bağimsız yar-
gıya en büyük darbeyi
vuracağı, toplumun yar-
gıya olan güvenini yok
edeceği vurgulandı.
Idarenin, mahkeme
kararlanna uymak zo-
runda olduğu ve bun-
lann yerine getirilmesi-
ni geciktiremeyecekle-
rinin belirtildiği yasa
teklifinde şöyle devam
edildi:
"2577SayıkîdariYar-
gılama Yasasf nda da
yargı kararlannı yeri-
ne getirmeven idare ve
kamu görevüsi aleyhi-
ne tazminat davası açı-
labfleceği betirüTmiş, an-
cak cezai müeyyide dü-
zeflJenmenüştir. Bu ko-
nudakiyasa hükümleri,
yeterti ve caydıncı yap-
tinmlarayervermenıiş-
tir."
Yasa teklifinde, uy-
gulamada söz konusu
eksikliğin yargı karar-
lanyla giderilmeye ça-
hşıldığına dikkat çeki-
lerek, yargı kararlannı
kasten yerine getirme-
yen kamu görevlileri-
nin, TCK"nin çeşitli
maddeleri uyannca 6
aydan 3 yıla dek ceza-
landınldığı belirtildi.
OrtakJanflearasındaki anlaşmazhğa son olarakölüm cezasıdaeklenenMHPüderisertçıkh:
Koalisyon gözdengeçirilirANKARA (Cumhnriyet Bürosu) -
MHP Genel Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı De\1et Bahçeli, terör suç-
larının ölüm cezası kapsamından çı-
kanlması yönündeki bir düzenleme-
ye partisinin taraftar olmadığını söy-
ledi. Orta vadeli öncelikler arasında
yer alan ölüm cezasının Kürtçe eği-
timle birlikte gündeme getirilmesi-
nın nedeninin açıklanmasını isteyen
Bahçeli, ortağı Mesut Yıhnaz'a yük-
lendi.
Bahçeli, Meclis'te MHP dışlana-
rak yeni oluşumlara gidilmesi ve bu-
nun sıkça tekrar edilmesi durumun-
da hükümetin de ona göre şekillene-
ceği uyansında bulundu.
MHP lideri ve Başbakan Yardım-
cısı Bahçeli, dün partililerle ve gaze-
tecilerle bayramlaştı. Bayramlaşma-
ya gelen partililere, genel merkez
önünde, "Sen neymişsin Rahşan Tey-
ze" manşetini taşıyan 'Büge Adam'
adlı bir gazete dağıtıldı. DSP Genel
Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevh'in
"SosyaKstlerin anası" olduğu savu-
nulan gazetede şu ifadelere yer veril-
di: "Rahşan Ecevit, güya gizli kalnıak
kaydryta gazetecilere MHPve ülkücü-
ler hakkmda aüp tutmuş. EDerinden
gelse deviet kadrolanndan aüp. nnn-
cılara da taümat verip, ülkücülere ek-
mek bile satnroıayacaklar."
MHP lideri Bahçeli ise gazetenin
partiyle bir ilişkisi ohnadığını söyle-
di. Partililerle bayramlaşmasının ar-
dınan sorulan yanıtlayan Bahçeli, ka-
muoyunda ölüm cezasının kaldınl-
ması yönünde bir istek oluştuğunu
söyledi. Anayasanın 38. maddesinde
ölüm cezasının venlebileceği suçla-
nn sınırlandınldığını, 1984 yılından
beri ölüm cezasının fıilen uygulanma-
dıgını anımsatan Bahçeli. "Bunlar
Türkiye Cumhumeti devletinin, ida-
nıın kaldmfanası Oeflgffikatettiği aşa-
madır ve bu iyi aşamadır" dedi.
Son günlerde ölüm cezası ile Kürt-
çe eğitimin aynı anda gündeme taşın-
dığını belirten Bahçeli, anayasa de-
ğişikliğinin arkasında Meclıs irade-
sinin bulunduğunu anımsattı. Bah-
çeli, "4.5 ay geçmeden tamamen ida-
nun kaldırilnıasını gündeme taşımak
ne anlama gebnektedir. bunu iyi açık-
lamak durumundayız. Kısa vade dol-
madan orta \adedeki bir konuyu Tür-
kiye'nin gündeminegetirebilmek için
Blz oy vermeyiz
Başbakan Yardımcısı
Bahçeli, terör suçlulannın
Ölüm cezası kapsa
mından çıkanlmasına
karşı tutumunu
yinelerken ortağı
Yılmaz'a yüklendi.
Bahçeli, orta vadeli
öncelikler arasında yer
alan ölüm cezasının
kaldınlmasının Kürtçe
eğitimle birlikte gündeme
getirilmesindeki nedenin
açıklanmasını istedi.
hangi amaç güdühnektedir.. Bunun
kamuoyu tarafindan iyi anlaşılması
gerekh*kanaatindeyiın" diye konuş-
tu.
PKK'nin siyasallaşma süreci hız-
la devam ederken. terör suçlannın
ölüm cezası kapsamından çıkanbna-
sının tartışılmasını doğru bulmadık-
lannı anlatan Bahçeli, "MHP olarak
terör suçlannda idamın kakhnlması
yönünde olumlu oy kullanmayaca-
ğE" dedi.
Bahçeli, liderler zirvesinde uzlaş-
Koalisyon ortaklan dışındaki işbirliğinde sının aşmamak gerektiğini söyledi
Ecevit: Bahçeli haklı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Bü-
lent Ecevit, Meclis'te
MHP dışında muhalefet
partileriyle işbirliği yap-
malannın, ancak çok nadir
durumlarda olabüeceğini be-
lirterek "Sayın Deviet Bahçeli.
î; bu konuda dile getirdiği sözler-
ssft de hakhdır, Ben de aynı duyarb-
hğıkoruyorum" dedi. Ecevit, AB re-
formlan ile ölüm cezasının kaldınl-
ması konusunda bu yola başvurulup
başvurulmayacağının sorulması üzeri-
ne de "İşte bunun snunnı aşmamak
gereldr" diye konuştu.
Başbakan Ecevit, dün DSP Ge-
nel Merkezi 'nde partililer ve va-
tandaşlarla bayramlaştı. Parti bi-
nasına gelişinde alkışlar ve "Halkçı
Ecevit" sloganlan ile karşılanan Ece-
vit'e partililer tarafindan bir "nazar
boncuğu" takıldı. Kalabalık arasında
kendisinden imza isteyen birçocuğu ge-
ri çevirmeyen Ecevit, davulculara da
20'şer mih/on lira verdi.
Bu bayramın dzeffiği var
Başbakan Ecevit, bayramın Türk ulu-
su ve bütün insanlığa hayırlı olmasını
dıledı. Ecevit, bu bayramın bir özelli-
ğinin Türk askerlerinin Afganistan'da
bayramı kutlaması olduğunu, bir baş-
ka özelliğinin de Afyon'daki deprem-
den zarar gören vatandaşlann birço-
ğunun evlerinden, barklanndan ayrı
olarak bayrama girmeleri olduğunu di-
le getırdı. Ecevit, "Tabibu Alah'mtak-
diridir. Ama a>ıu zamaoda çarpık ya-
pılanmanuı da bir sonucudur" dedi.
Gazetecilenn sorulanm da yanıtla-
yan Ecevit, Bahçeli'nin "Bundan son-
ra Mecfiste MHP dışlanarak yeni otu-
şumlara gidilmesi ve bunun sıkça tek-
rar edilmesi dunımunda hükümet de
ona göre şeküTenir" ıfadelerinın anım-
satılması üzerine. "KoaBsyon dışmda
muhakfet partUeri arasında uyıım sağ-
laıunası ancak çok nadir durumlarda
knHanılahüecek bir süreçtir. O bakım-
dan Saym BahçeB'nin söyledikleri hak-
hdır. Ben de aynı duyarhhgı koruyo-
rum" dedi. "ABsürecindeyapiacakde-
ğişiktikleri belki bir anlamda dışanda
tutuyorsunuz" şeklındeki ifadeler üze-
rine ise Ecevit, "tşte bunun snunnı aş-
nuunakgerekir'' dedi.
ma sağlanamayan konularda istikra-
nn bozuhnaması amacıyla muhalefet
partileriyle yapılan işbirliğine ters
yaklaşmadıklannı belirtti.
Bahçeli, anlaşmazlık konulannın
artmasının ardından hükümeti ye-
niden değerlendirip değerlendirme-
yecekleri yönündeki soru üzerine,
"Her konu bu şekle dönüştüğü tak-
dirde» o zaman koalisyonun bu şek-
le paralel olarak bir şekO alması da
tabii ohır" dedi
Yılmaz'a *dokundurma?
Bahçeli, açıklamalaruıın ardından
gazetecilerin bayramını kutlayarak
sohbet etti. Sohbet sırasında hükü-
met ortağı MesutYdmaz'a da gönder-
meleryapan Bahçeli, şu değerlendir-
meyi yaptı: "Uhısalprogramıyokfar-
zederek birtakım davranışlanı gimıe-
nin anlamıyok. Bötücübaşı Öcalan'm
elindeki kozları airyoruz demek de
doğru değfl. Onlarui elindeki kozlar
çok. Tesirsiz hale getimoruz demek,
onlann hedefe yaklaşmasını sağla-
makür. Tophımdaki süreci bir sinema
şeridi gibi yeniden başa sanp izkme
imkânı yok, oba deneyeüm."
PKK'nin siyasallaşma yolu ile Tür-
kiye'nin AB yolunun örtüşmesi du-
rumuna dikkat etmek gerektiğini an-
latan Bahçeli. "Hiç kimse AB
r
ye kar-
şı değiL MHP de değü. Ancak bir çiz-
gi var, dikkat edilnıelL PKK başlan-
gıç hedefınden sapmadı. Bağimsız
Künfistan hülyalanndan%azgecmiş de-
gildir. Hassasiyetinıiz buradan gen-
yor" dedi.
Bahçeli, Yılmaz'ın, "Tam üyeük
müzakerelerine bir an önce başlamak
için idamı hemen çözmek isthoruz"
şeklindeki yaklaşımına. "Bu kadar
aceleye gerek yok" diye karşılık ver-
di. DSP ve ANAP'ın, MHP dışında
muhalefetle işbirliği yapmasının or-
taklık ruhuna aykın olmayacağını sa-
\oınan Bahçeli, "MHP'detahammül
çok" diye konuştu.
AvTupa tnsan Haklan Mahkeme-
si'nin (AÎHM) Abdulah Öcalan hak-
kuıdakı karannı açıklamasının ardın-
dan Başbakanlık'ta bekletilen dosya-
sının işleme konulup konulmayaca-
ğına ilişkin soruya Bahçeli. "ÜçKde-
rin imzaladığı biracıklama var. Bu bel-
genin bir anlamı kalmamışsa Türki-
ye'deçokşeyigözden geçirmek lazım.
Türkhe'deki srvaseti, siyaset kurum-
lannı gözden geçirmek lazım" yanı-
tını verdı.
CHP GENEL BAŞKANI DENÎZ BAYKAL
MHP inandıncı değil
ANKARA (Cumhurhet Bü-
rosu)-CHP Genel Başkanı De-
niz Baykal, ölüm cezasına ko-
nunun özüyle değil siyasi kay-
gılarla yaklaşıldığını belirterek
anlamsız bir çekişıne ortamı >
r
a-
ratıldığını söyledi. Baykal.
"İdanı ceza değil, umutsuzhı-
ğunvetesBmrnetinhâkinıgelme-
si demektir" dedi.
Kurban bayramını Ankara 'da
geçiren Baykal, dün CHP Ge-
nel Merkezi'nde örgüt ve par-
tililerle bayramlaştı. Bayram-
Iaşmanın ardından gazetecilerin
sorulanm yanıtlayan Baykal,
koalisyon partilerinin arasuıda
ölüm cezası hakkındaki çelişki-
li açıklamalanna ilişkin bir so-
ru üzerine. "konuyasiyasiamaç-
larda kullanümak için yaklaşı-
hyor" dedi. Baykal, ^fHP'nin
ölüm cezasının kaldınhnasma
karşı olumlu oy kullanmayaca-
ğını belirtmesine rağmen "Ben
yokum, sorunu kendi başmıza
çözün" şeklinde tavır takınma-
sını da eleştirdi. MHP'nin tav-
nnın inandıncı ve samimi olma-
dığını dile getiren Baykal, "Eğer
idamm kaDanasmm Türkht'nin
yararma olduğuna inannuyor-
sa bunu açıkça söylemeü ve sa-
vunmakdn-" diye konuştu. Mec-
lis'te diğer partilerin de konu-
ya kendi siyasi hesaplan ile yak-
İaştıgını ileri süren Baykal, ölüm
cezasının özünden saptınlarak
bir pazarlık konusu haline ge-
tirilmek istendiğüıi söyledi.
CHP'nin ölüm cezasına iliş-
kin tavnnı çok önceden ortaya
koyduğunu belirten Baykal,
ölüm cezasının Çağdaş Ceza
Hukuku'nda önemini yitirdiği-
ni ve bu ceza ile adaletin yeri-
ne getirildiğinin doğru bir dü-
şünce ohnadığını söyledi.
ANAP LÎDERİ MESUT YILMAZ
Türkiye'nin geleceği parlak
tstanbul Haber Servfai - Dev-
iet Bakanı ve Başbakan Yardım-
cısı Mesut Yıhnaz, Türkiye'nin
geleceğinin parlak olduğunu ifa-
de ederek *Zaman zaman yaşa-
dığumz bazı siyasi çekişmeler,
bazı kısır kavgalar hiçbirinizin
akhnı çehnesin. Türkrve o par-
lak geleceğe muuaka bizimle ula-
şacakûr" dedi.
Yılmaz, Deviet Bakanı Yü-
mazKarakoyunlu ve Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar
Okuyan ile birlikte Beyoglu'nda-
ki ANAP Istanbul H'Başkanlı-
ğı'nda partüilerin bayramını kut-
ladı. ANAP'lılann yoğun ilgi
gösterdiğı bayramlaşma öncesi
bir sandalyenin üzerine çıkarak
konuşma yapan Mesut Yıhnaz,
tek başına ANAP iktidanndan
bu yana geçen 10 yıl içerisinde
Türkiye'de çok sonınlar yaşan-
dığını, yıllar boyu bölücü terör-
le savaşıldığını ve art arda do-
ğal afetlerin geldiğini anlattı.
Yılmaz, "Maalesef şu anda bir
ekonomik krizle boğuşuyoruz.
Bütün bu sıkmüh >ıllarda çokza-
rar gördük, çok kurban verdik.
Ama bu 10 yıbn bize bir fayda-
sı oldu: ülke olarak bize eksik-
hklerimLri gösterdi. Neleri de-
ğiştirmemiz gerektiğini bugün
daha i\i bOiyoruz" diye konuştu.
AB'ye üyelik için ilan edilen
Ulusal Program ve uygulanan
ekonomik programın Türki-
ye'nin en önemli değişim pro-
jeleri olduğunu vurgulayan Yıl-
maz, bu değişim projelerini ba-
şanya ulaştırmada en büyük so-
rumluluğun ANAP'lılara düş-
tüğünü söyledi. Yıhnaz, "ANAP
olarak Türkiye'ye daha verecek
çokhizmederimizvar.Önümüz-
dekihedef, ANAP'ı tek başına
iktidara getirmektir" dedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
"Beklediğimiz gibi oldu " diyor ga-
zeteler. Latif Demirci'nin bayram ön-
cesi yaptığı karikatürün gerçek oldu-
ğundan söz ediyorlar. Demirci'nin ka-
nkatüründe koyunlararalannda konu-
şuyorlardı. Bir koyun şöyle diyordu:
"Vb/cabi, kesinlikle öyle gelişigüzel ke-
semezler, acaip cezası var." Diğer
koyun cevap veriyordu: "Hade lan, bu-
rası Türkiye oğlum, kim takar?"
Ikinci koyunun dediği oldu. Sokak-
laryine kan gölüne döndü. Bu arada
AB müfettişleri de raporlannı yazdı-
lar. "Yazsalar ne yazar" diyebiliriz.
Gazetenin biri, "Kurban sınavını kıl
payı geçtik" diye başlık atmış, duru-
mu kurtarmak için. Hemen ardından
ise asıl gerçeği dile getirmiş: "Avru-
pa yolu zaten buradan geçiyor" baş-
lığının altına şunları eklemiş: "Kural-
lan ve sağlıklannı hiçe sayanlar, Tür-
kiye'yi Avrupa'ya bağlayan TEM'in
kenannda yine bildiklerini okudu.
Parkları kan gölüne çevirenler ise
'Belediye çok geç kesıyor' diye sa-
vunma yaptı."
Ikinci Koyunun Dediği Oldu
•••
Bir gazete, bir yıl arayla aynı yerde
çekilen iki fotoğrafı yayımlamış. Ben-
zer bir katliam görüntüsü. "Arada ne
fark var" diye sormuş ve cevabını
kendisivermiş. "Tek fark, ikifotoğra-
fın bıreryıl arayla çekilmiş olması."
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Bu
Kurban bayramında da benzer katli-
amlan çocuklanmızın gözleri önünde,
ortalığı kan gölüne çevirerek gerçek-
leştirdik. Bu görüntünün ıçinde ya-
şadığımız uygarlık düzeyiyle bir iliş-
kisi olduğunu kabul etmeliyiz. Gaze-
telere yansıyan bir fotoğrafta 10 ya-
şındakı çocuk, elindeki kanlı bıçakla
bır koyunu boğazlıyordu. Işte bu re-
sim, bir kültürün, bir ilkelliğin yansı-
ması.
Bu manzaranın dini inançla ne ka-
dar ilişkisi olduğunu tartışabiliriz. Top-
lumsal durumumuz mu dini uygula-
malarımıza yansıyor, dini inançlan-
_
mız mı toplumsal durumumuzu yan-
sıtıyor" sorusuna cevap arayabilinz.
Belki de bunu psikologlara, sosyolog-
lara havale etmemiz gerekir.
•••
Bütün bu sorulann ötesınde, baş-
ka bir gerçekle yüz yüzeyiz: Toplum-
sal kavrayışımız, kurallara uymama-
yı esas alıyor. Bu bayramdan önce ilk
kez, sokakta kurban kesilmemesi ko-
nusunda bir kararalındı. Bu kararher-
kese duyuruldu. Ancak yine birço-
ğumuz biliyorduk ki, bu toplum kü-
rallara uymaz, kendi bildiğini okur.
öyle de oldu.
Dünyanın en güçlü devletlerinden
ve en kuvvetli ordulanndan birisine sa-
hip olmakla övünüyoruz. Deviet iste-
se sokaklarda kurban kesmeye kal-
kanları durdurabilir. Ama yapmadı;
yapmayacağını da biliyorduk. Çünkü
kuralsızlık yalnızca yurttaşla sınırlı de-
ğil ki, deviet görevlileri de kurallann
çok önemli olmadığını düşünürler.
Böylece kurallara uymama bir gele-
nek haline dönüşür.
Belediye görevlilerini beklemeden
sokak katliamı yapanlann gerekçele-
rinden birisi, "Belediye çok geç ke-
siyor" şeklindeydi. Zamanını hiçbir
şekilde ekonomik kullanmayanlann,
böyle bir gerekçeye sığınması belki
de bir ironi. Almanlar, kendi yaşam fel-
sefelerini anlatan ve çok tekrarladık-
ları bir sözde şöyle derler: "Langsam
aber sicher", yani "Yavaş fakat gü-
venli." Bu anlayış, aynı zamanda ku-
rallara uymanın da önemini içinde
banndınr.
•••
AB'ye giden yolun üzerinde, kural-
lan dinlemeden katliama girişmek ne
anlama geliyor? AB ile ilişkileri de bu
anlayış beliriemiyormu? Bizölüm ce-
zasından vazgeçemeyiz, Ceza Ka-
nunu'nda düşünceyi cezalandıran
maddelen kaldıramayız, kitaplanya-
saklanz, azınlık vakıflannın mallanna
el koyarız, işkenceye devam ederiz"
denmiyor mu?
AB temsilcileri, "Kardeşim, bu ku-
rumun bazı kurallan var, şunlan de-
ğiştirmelisiniz" deyince, onlann Tür-
kiye'yi bölmek istediklerini söyleyip,
gizli haberleşmelerine girer ve onlan
rezil ederiz. "Çünkü bizim kurallara uy-
mamakgibi biralışkanlığımız, birkey-
filiğimiz var. Bizi almak mı istiyorsu-
nuz, o zaman bizi kendi ilkelliğimiz-
le kabul edeceksiniz."
Kurban bayramında Avrupa'ya uza-
nan TEM otoyolunun kenannda koyun
boğazlamak, ortalığı kana boyamak
bir tutumu gözler önüne seriyor. Biz
bu tür ilkel alışkanlıklanmızdan kolay
vazgeçemeyiz. Biz kuraJlara kolay ko-
lay uyamayız. "Böyle davranırsanız,
yoksul ve geri bir ülke olarak yaşama-
ya mahkûm olursunuz" diyenlere de
cevabımız hazır: "Siz bizi bölmek is-
tiyorsunuz, kahrolun! Türk'ün Türk'ten
başka dostu yoktur..."