01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 ŞUBAT 2002 PAZARTESİ HABERLER Kazada 4 asker şeNtokfu • BATMAN (Cumhriyet) - Batman'dan Siirt'e giden yüzbaşı Nezih Büyükcek'in kullandığı otomobil, Ikiköprü beldesı çıkışında aşın hız ve dikkatîizlik sonucu yol kenanndaki elektnk direğme çarptı. Kazada, araçta bulunan Siirt 3. Komando Tugay Komutanhğı'nda görevli yüzbaşı Büyücek, astsubaylar Hakan Köse \e Zeki Demirel ile uzman çavuş Tarkan Duruak olay yerinde yaşamıru yitirdi. Kazayla ilgili soruşturma sürdürülüyor. İP'ten suçlamatar • ANKARA (Cumhuriyet) - Işçi Partisi (IP), elde ettikleri AB Komisyonu Türkiye temsilcisi Karen Fogg'un e-postalanyla çeşitli kesimlere yönelik suçlamalannı sürdürdü. Dün basın toplantısı yapan IP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın, Fogg'un AB'yi eleştiren Türk-Iş'e karşı DÎSK, KESK ve Hak- Iş'le gizli faaliyet yüriittüğünü, bunun sonucunda sendikalann genel başkanlannın Türk-Iş"i Avrupa tşçi Sendikalan Konfederasyonu'na şikâyet ettiklerini ileri sürdü. CHP Gençlüc Kolları toplantısı • ANKARA (AA)- CHP Ankara II Gençlik Kolu'nun düzenledigi ve 71 ilden gelen gençlik kollan başkanları ile üyelerinin katıldığı ü gençlik kollan başkanian toplantısı, Yenimahalle Belediyesi Dört Mevsim Tiyatro Salonu'nda yapıldı. Toplantıda, CHP gençlik kollannın yapması gereken çalışmalar, örgütlenme biçimleri ve yaklaşan gençlik kongreleri tartışıldı. Okuyan: SSK'ler katfteyi yakaladı • SOMA(AA)- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, SSK'nin 36 milyon vatandaşa 24 saat sağhk ve sigorta hizmeti veren önemJi bir kuruluş olduğunu, verdiği sağlık hizmetiyle de "mucize gercekleştirdiğini" bilordi. Okuyan, Maıisa'nın Soma ilçesindeki SSK Hastanesi'ne ISO-9002 kalrre belgesi verilmesi nedmiyle düzenlenen töraıde yaptığı koruşmada, toplam kake yönetimi çalı>ması sonunda, SSK hasanelerinin "kaliteli bir dzgiyi" yakaladığını belrtti. İstanbuTun zemin haritası yok. Okulların, hastanelerin veyollaraı durumu belli değfl Deprem iki kez vuracakÖZLEMGÜVEMLİ Jeofizik Mühendisleri Oda- sı Istanbul Şubesi BaşkanJı- ğı'na yeniden seçilen Oğuz Gündoğdu, 30yıJ içinde olma- sı beklenen Marmara Depre- mi'nin büyüklüğünün 7'nin üzerinde olacağını belirterek "Avcılar ve Kiiçükçekmece olasıbirdepremdekmlmanın yanındakalacak. Kınbna do- ğu-baü yönünde olacağından Anadolu vakasında hasar da- ha çok olacak" dedi. Jeofizik Mühendisleri Oda- sı Istanbul Şubesi'niri 7. Ge- nel Kurulu'nda yeniden baş- kanlığa seçilen Oğuz Gün- doğdu, odanın çalışmalannı ve Marmara'da bekJenen dep- remi gazetemize değerlendir- di. Gündoğdu, bekJenen Mar- mara depreminde sürekJi îs- tanbul'un ön plana çıkanlma- sındanyakınarak Gölcük, Ya- • Olası Marmara depreminde Anadolu yakasında hasann daha fazla olacağını savunan Jeofizik Mühendisleri Odası Istanbul Şubesi Başkanı Oğuz Gündoğdu, hasarlı ya da güçsüz olan tüm binalann yıkılıp yeniden yapılması gerektiğini söyledi. lova ve Adapazan'nın da bu depremden etkileneceğini söy- ledi. Gündoğdu, 17 Ağustos depreminden sonra arama- kurtarma çalışmalan açısın- dan önemli bir yol kat edildi- ğini, ancak mühendislık ala- nında çok kötüdunımda olun- duğunu vurguladı. Güçler birteştirflmeli Istanbul'un depreme hazır olabilmesi için radikal karar- lar öneren Gündoğdu, Istan- bul'da hasarlı ya da güçsüz olan tüm binalann yıkıhp ye- rineyenisininyapılması gerek- tiğini söyledi. îstanbul'un hâ- lâbir zemin haritasının olma- dığına dikkat çeken Gündoğ- du, Istanbul için sadece bi- limsel dayanağı olmayan je- olojik birim haritalan yapıldı- ğını söyledi. Gündoğdu, vali- liğin deprem senaryolannın içinin doldurulması gerekti- ğini ifade ederek ''Hastane- lerin, okullann, yoflann du- rumu belli değiLOnceokulve hastaneler kontrol edJJip sağ- lamlastınlmah. Sivil toplum örgtitierinin, üniversitelerin, vailik vebeJediyeJerin ortakse- nanolar içinde güçierini bir- leştirmesi gerekfyor. Ama bir- leştiremiyorlar, bu bizeçokpa- hairya mal olacak" diye ko- nuşru. Gündoğdu, oda olarak Dev- let Su Işleri'nin kuyulannı ta- kipettiklerini, yeraltı sulanrun ısısını, kimyasmı, manyetik alanı, radon gazını ve küçük depremleri takip ettiklerini an- latarak, "Depremi 3-4 saat ya da 2-3 gün önceden tahmin edebiliyoruz. Emin olursak devietinIflgfli birimkrinehaber vcreceğiz.Çaresîzkahrsak hal- ka duyuracağE" dedi. Zemin etiidü Odanın 17 Ağustos'tan ön- ce deprem tehJikesine dikkat çekmeye çalıştığınj ifade eden Gündoğdu, "lyanlanmız, 17 Ağustos 1999depreminekadar tüç dikkat ahnmadı. Ancak depremden sonraflgiarrû. Ze- min etüdü yapan firma sayısı 15-20iken 17Ağustostan son- ra bu sayı 100'ü aştı" dedi. Toplumun can güvenliği sağ- lamak için ülke çıkarlan adı- na uyarmaya devam edecek- ierini belirten Gündoğdu,je- ofizikçilere gereken önemin verilmediğini, her yerel yö- netim bünyesinde bir jeofi- zikçi.jeolog olmasi gerektiği- ni söyledi. SENARYOLAR FARKLI Herkes başka şey söylüyor tstanbul Haber Servisi -17 Ağustos 1999 depreminden sonra olası Marmara depremiyle ilgili birçok senaryo üretildi. Deprem uzmanlan, depremin ne zaman olacağı, fayın kaç parçalı kınlacağı, "tsunami"nin (dev dalgalar) oluşup oluşmayacağı. depremin Istanbul'da en çok hangi bölgede hasar yaratacağı konulannı hâlâ tartışıyorlar. Deprem uzmanlannın, beklenen Marmara depremiyle ilgili senaryolan şöyle: ITÜ Genel Jeoloji Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. CeJal Şengör: Marmara'daki fay tek parçahdır ve yaratacağı deprem çok yıkıcı oiacak. Marmara Denizi'nin kuzeyinden geçen tek parça fayın dışındaki güneyde, Çınarcık- Armutlu arasında aşağı yukan hareket eden faylar da tsunamiye yol açabilir. Jeofizik Mühendisleri Odası Genel Başkanı Prof. Dr.Ahmet Ercan: Kınlma iki parçalı olacak. Kınlmanm biri Sivriada yakınJannda 6.3 ~J~ T . büyüklüğünde, diğeri de / / Tekirdağ açıkJannda 7.2 V_/ zmanlar, büyüklüğünde olabilir. Marmara Deprem 8-12 kilometre depremininne derinlıkte meydanar gelecek. Istanbul un zaman büyükbirkısmı olacağı, fayın kaç parçalı kınlacağı, tsunami oluşup oluşmayacağı konulannı hâlâ tartlŞiyor. beklediği deprem 14 yıl sonra olacak. Marmara'da gaz volkardan faaliyete geçti ve heyelanlar oluşuyor. Marmara'da büyuklüğü 7 ve üzerinde oluşabilecek deprem, Marmara'nin güneyinde tsunami olusturabilir. Istanbul için en tehlikeli fay, orta Marmara sırtıyla Tekirdağ çukuru arasındaki 110 kilometrelik kınk. Denize doğrudan giren Anadolu Fay Hattı'mnkuzeyindekigaz volkanlan faaliyette ve çeşitli sıcak mineral su ve gaz fışkırtıyor. 1999-2000 y\\\sn arasında Marmara'daki faylarda aşın derecede gaz çıkışlan ohnuştu. Jeofizik Mühendisleri ODTU Inşaat Mühendisliği Bölümü Deniz Mühendisliği Araştırma Merkezi Başkam Doç. AnnıetCevdet Yalçmer: Marmara'da 6.8 büyüklüğündekı bir deprem sonrası oluşacak tsunami, can ve mal kaybına neden olacaktır. 5 dakikada karaya ulaşacak dalgalann yüksekliği 4 metreye kadar ulaşabilir. tstanbul Halkata'daJd baa toplu konutiarda proje>e aykın beton sınıfj kullanıbmş. Projeye aykın olarak düşük kalite beton kullanıldığı belirlendi Toplukonuta risk uyansı sarsınrıya az duyarlı. En sağlam bölge Anadolu ve AvTupa yakasımn iç kesimlen. Kuzey ve güney bölgeler riskli. TÜBITAK Marmara Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Nad Görür: îstanbul'un EMtVE K.4PL4N ANKARA - Marmara ve Düzce depremlennin ardından konutlarm depreme dayanıldı yapılması içinya- sal düzenlemelere gidilirken TO- Kl'nin 2001 yılında sahiplerine tes- lim ettiği Eryaman5. etap xe Istan- bul Halkalı'daki bazı konutiarda projeye aykın olarak basınç daya- nımı daha düşük beton sınıfinın kullanıldığı or- tayaçıktı. Başbakanlık Yüksek Denetleme Ku- rulu (YDK), TOKl'ye "Yapüann yönetmefik vestandarrJaragöregü- venlikte olduğu deney ve hesaplana kanıtlan- mafa" uyansındabulun- bin 444konutyapımını kapsayan 5. kısım konut bölgesi için yaptınlan mimari ve betonarme projelerle bunlara ilişkin hesaplardiğer 6 ko- nut bölgesi için de uygulanmışrtr. Mimari projeler idarece onaylan- dığı halde, betonarmeprojelerle he- saplan onaylanmamıştır. Betonar- me hesaplan BS20 beton sımfi (ka- rakteristık basınçdayanımı 20 MPa) • TOKl'nin 2001 yılında sahiplerine teslim ettiği Eryaman 5. etap ve tstanbul Halkalı'daki bazı konutiarda basınç dayanımı daha düşük beton sınıfinın kullanıldığını ortaya çıkaran Yüksek Denetleme Kurulu, yapılann güvenlikte olduğunun deney ve hesaplarla kanıtlanması uyansnıda bulundu. du. YDKAnkara, tstanbul, Samsun ve Kars konutlannın 7.4 trilyon li- rahk kusurlu ve eksik işe rağmen tes- lün alındığını belirledi. YDK'nin TOKl'yle ilgili 2000 yılı raporu, TOKl'nin yapımına 1998 yılında başladığı ve geçen yıl sahiplerine teslim edilmeye başla- nan bazı konutlann inşaatmda pro- jeye aykın olarak değişiklikler ya- pıldığını ortaya koydu. YDK'nin raporunda şu tespitlere yer verildi: - Ankara-Eryaman'da toplam 3 dikkate ahnarak yapıldığı halde, betonarmehesaplan revize edilme- den beton sımfi B225 (BS18) ola- rak değiştirilmişrir. Proje üzerinde yapılan değişiklik, değişikliği ya- pan teknikelemanterafındanimza- lanmamıştır. "Betonarme Yapda- nn Tasanm ve Yapun Kuralkn \e AfetBöJgeJerinde Yapılacak Yapılar HakkmdaYönetmeKk"e göre böy- le bir değişiklik yapılması müm- kün görülmemektedir Yapılann yö- netmelik vestandartlaragöregüven- lik olduğunun deney ve hesaplarla kanıtlanması temenni edilmiştir. Bu temenniye, idare tarafindan yanıt verilmemiştir. - Istanbul Halkalı 3. kısmı Bl bölgesinde 560 konutluk inşaatta, Müşavir Yüksel Proje tarafindan yükleniciye 1999 yüının ocak, şu- bat ve mart aylannda gönderilen yazılarda, bazı beton imalatlannın "™"™~"^~"• yeterli mukavemeti sağlamadığının gö- rüldüğünü, mukave- metleri yeterli olma- yan imalatlann şart- name veyönetmelik- lergereği bilinen me- tot ve deneylerle risk yaratmayacağının gösterilmesi isten- miştir. Konu ile ilgili olarak Müşa- vir Yüksel Proje tarafindan TO- Kl'ye gönderilen yazıda. ıTÜ tnşa- at Fakültesi Anabilim Dalı yetkili- leri tarafindan söz konusu mahal- lerden karot örnekleri aünarak tes- te tabi tutulduğu, hazırlanan sonuç raporlanndan bilgi edinildiği ifa- desi yer almıştır. Ancak raporun müşavir firma tarafindan teknik de- ğerlendirmesi yapılmadığı için be- ton imalatlarda teknik sonınlann olup ohnadığı anlaşılamamıştır. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Njam Chomsky üzerine çok şey- ler yazjJjp söylendi. Onun ABD yöne- timireve medyasına serî eteştiriler yö- neltığıni ve bundan ABD'deki statü- koc. güçlerin memnun olmadığını biliyyuz. ABD'deki egemen güçlerin Chcnsky'nin sesinin duyulmaması- nı is3dikleri de birgerçek. Chomsky, ken:ı ülkesindeki sistemi eleştirdiği gibi xınyanın dört biryanındaki hak- sızMara da aynı kararlılıkla karşı çı- kıyo Comsky'nin konuşmalarını din- lerkeıya da yazdıklannı okurken ken- di ülemizaçısından kendikendime karşaştırmalar yaptım. Chomsky, bir t'k bilim adamı olsaydı ve böy- lesir?sert eleştirileri Türk polttikası- na \:ieltseydi neler olurdu? Yani YÖ("5Stemi içinde Chomsky var ola- bılirnydi? Her şeyden önce profe- si>r cabilir miydi? • • * Vtk Kanunu'na göre, bir bılim in- saniDrofesörolması, onun bil/msel yeteıiğinden çok yönetimi mem- nLJ.n£nesine bağlı. Çünkü YÖK Ka- 20. maddesine göre pro- Noam Chomsky ve Bizim Üniversiteler fesörfüğe başvuran adayın dosyası- nı değerlendirecekjüri, üniversite yö- netim kurulunca seçiliyor. Üniversi- te yönetim kurulunun başkanı rektör. Bu kurul ise üniversite rektörü tara- findan atanan dekanlar ve senato ta- rafindan seçilmiş üç üyeden oluşu- yor. Senatonun çoğunluğu da rektör tarafindan atanıyor. Chomsky, profesör olarak örneğin Marmara Universitesi'ne ya da Ts- tanbul Üniversitesi'ne başvurmuş ol- saydı nelerle karşılaşırdı: Bu üniver- srtelerin rektörlerı, Chomsky'yi pro- fesör olarak görmek istemediklerini söylerler ve oy verecek kurul üyele- rini yanlanna çağınrlardı. Zaten bü- yük çoğunluğu kendileri tarafindan atanan bu üyeleri, Chomsky'yi pro- fesör yapacak oylamada olumsuz oy kullanmalan konusunda uyanrtardı. Bu uyarı da etkisinı gösterir Chomsky bilimsel açından ne kadar uygun olur- sa olsun rektör istemediği için bu un- vanı alamazdı. Chomsky'ye rektörler isterlerse kürsü de vermezler. isterlerse ders de verdirmezlerdi. Yurtdışına çıkmasına bile izin vermezlerdi. Çünkü, YÖK Kanunu'na göre bir bilim insanının uluslararası toplantıya katılması rek- törün iznine bağlıdır. Bu önemli bir top- lantı olmuş, toplantıya katılacak bi- lim insanı önemli bir tebliğ verecek- miş bunun hiçbirönemiyoktur. Rek- tör bey veya rektör hanım istemedı- ği an kapılar kapanır. Çünkü, Türki- ye'deki YÖK sisteminde rektör sicil amiridir. Hoşuna gitmeyen öğretim üyeleri hakkında olumsuz siciller ve- rebilir. Chomsky'nin kürsüsünü de ister- se birrektöranında yok edebilir. Onun ders veremeyecek hale getirilmesini sağlayabilir. YÖK Kanunu bütün bu olanaklan rektörtere tanıyor. YÖK Ka- nunu'ndaki despotik hükümleri bır- çok üniversite yöneticisi yeni yeni keşfediyor. Üniversitede 12 Eylül asıl şimdi uygulanıyor. Yalnız rektörler değil, YÖK Başka- nı Kemal Gürüz, bu işin asıl kompe- tanı. O da istemediği rektöre "PKK'li- lerin adamı" diyecek kadar fütursuz davranabiliyor. İstemediği rektöre kadro vermiyor, onlara yeni kürsüler açtırmıyor, üniversitenin bilimsel ola- rak gelişmesini engelleyecek yaptı- nmlar uyguluyor. ••• Istanbul ve Marmara Üniversite- sı'nden gençler, geçen gün başları- na gelenleri anlattılar. Gençler son günlerdekı gelışmeleri şöyle özetle- diler: "Teröriemücadele şubesinin ve özel güvenlik birimlerinin tanıklık ve direktifleriyle solcu öğrenciler hak- kında soruşturmalaraçılıyor. Yönet- melikte, 'öğrencı hal ve hareketleri- ne uygun olmayan davranışlar' tanı- mından yola çıkarak cezalar veriliyor. Okuldan uzaklaştırmalar, ihtartariti- razeden birçok gencıngeleceğinika- rartıyor. YOK Kanunu'nun devamı olanyönetmelik, idarecilere istediği öğrenciye ağır cezalar verecek yet- kiler tanıyor. Rektör ve dekanlar, öğ- rencilerin yaratıcılıklannıgeliştirmek yerine, gençleri susturmayı amaç- layanyetkilerinikullanmaktan keyrfalı- yorlar. • • • Chomsky, Türkiye'de yaşasa ha- yatı nasıl gelişirdi sorusunun cevabı şöyle olabilirdi: Henüz öğrenci iken, YOK Kanunu'na göre "öğrencihal ve hareketlerine" aykın davrandığı için üniversiteden uzaklaştırılırdı. Bu ne- denle öyle bir bilim adamı ortaya çık- mazdı. YÖK sistemi bıze bir gerçeği gös- ten'yor: Bu ülkede yaratıcı bilim insa- nı çıkamaz. Ya öğrenciliğinde ya da akademik kariyerinin hemen başın- da hesabı görü/ür. Ya da yükselebil- mek için yaratıcılığını ve itirazını içi- ne gömer ve sıradan bir insana dö- nüşür. Bu ülkede dünya çapında bi- lim insanı çıkmıyorsa, bunun sorum- lusu YÖK sistemini eleştiren ve bilim- de özgürlüğü savunan "yabancı güç- ler" ve onların ajanları mı? Ya da Chomsky mi? 2000TJ YILLARDA ERPAL ATABEK Kurban... Kurban, tarihin her döneminde "Tann'ya (ya da Tannlar"a) sunularak onun korumasını dilemenin yolu olmuştur. llk insan topluluklanndan günümüze kadar sü- ren bu gelenek, insan dileklerinin gerçekleşmesı için etkili bir "sunuş"tur... "Ben veriyorvm, sen de ver." İnsan kurban edilmiştir, hayvan kurban edilmiş- tir, ilk hasat, ilk av, buğday, bal, meyve kurban edil- miştir. Hepsinde de aynı kültür yinelenmektedir. Tan- n'dan gerçekleşmesi istenen dilekler, bu dilekle- rin olabilmesi için de kula düşen "özverili ver- me"nin gerçekleşmesi. "Biz, burada toplanan kullar, senyüce Tannmı- za en değerli olanı veriyoruz, sen de bize acı, bi- zi konı, kötülükleri bizden uzaklaştır, avımızı be- reketli kıl, çocuklanmızı esirge, yuvamızın bereke- tini arttır." llk insan her korktuğu doğa olayının bir Tann ol- duğunu düşünmüş, onatapmış, ona kurbanlar ve- rerek gazabını yatıştırmaya çalışmıştır. Şimşekler, yıldınmlar, fırtınalar, seller, yaban hayvanlan, onu korkutan her şey. Sonra çoktannlı dinler, tek tan- rılı dinlergelmiştir, kurban geleneği bu dinlerle sür- müştür. Günümüzün kurbanlan ise sadece belirli günler- de kurban edilen koçlar, boğalar değildir. Günü- müzün kurbanlan "insanlar"dır. Hem de yılın her gününde kurban edilen, ama kurban edildiğini bil- meyen, özel törenler yapılmayan, kurban edildiği Tann'yı bilmeyen, neden kurban edildiğini anla- mayan kurbanlardır bu insanlar. Günümüzün milyonlarca "işsiz") bu kurbanlar- dandır. "Para politikalan" denilen yeni bir din adı- na kurban ediimişlerdir. "Kapitalizm"denilen yeni Tann için kurban ediimişlerdir. Kansız kurbanlar olduğuna bakmamak gerekir, ara sıra çıldınp ken- di kanlannı ya da başkalannın kanını dökmekte- dirler. Ara sıra oraya buraya başvurup iş aramak da bu yeni dinin ibadeti yerine geçmektedir. "Töre kurbanlan", Güneydoğulu kadınlardır. Ai- lelerin sıkı sıkıya bağlı olduğu geleneklerin oJuştur- duğu kuralların dışına çıkan ya da çıkmak zorun- da kalan kadınlann kurban edilmelerinin öyküsü- dür bu. Aileler de, başlannı önlerine eğdiren utanç- tan kurtulmak için bu kurbanlan vermek zorunda- dırlar. Bu "fö're"dir, din kadar güçlü, yaşatmak için kesin itaat isteyen bir Tann kadar egemen. Büyük kentlerin milyonlarca genç insanı da ye- ni Tannlann, yeni dinlerin yeni kurbanlandır. En ge- lişmiş ülkelerin, Amerika'nın, Avrupa'nın büyük kentlerindeki gençler "uyuşturucu Tannsı"mn kur- banlandır. Teknolojik gelişmelerin peşinde sürük- lenerek hedeflerini ve değerlerini kaybetme suçu- nun bedeli olarak "kurban edilmişler"dir. Toplum- lannın sürüklendiği hedef kaybı, değer kaybı, ne- den yaşadığını bilememenin yeni kurbanlan ol- maktadıriar. Bu toplumlar bu konudaki bütün mü- cadeleyi kaybetmeye mahkûmdurlar. Çünkü mü- cadele yanlış bir stratetijye dayanmaktadır. Gene bu gençler "Şiddet Tannsı"nm kurbanla- n olmaktadır. Artık hayatlannın anlamını kaybetmiş, bu anlamı nerede bulacağını bilemeyen genç in- sanlar, öfkelerini "kör şiddet Tannsı"nm emrine vererek şiddete başvurmaktadırfar. "Kapitalizm" denilen yeni Tanrı, erişkin ve yaşlı ınsanlann her şeylerini (emeklerini, umutlannı, ya- pabileceklerini, beklentilerini) sonuna kadar sö- mürerek en kısa zamanda "işeyaramaz" duruma getirerek yeni kurbanlar yaratmaktadır. Miryonlar- ca insan "hiçbirişeyaramadan" ortalarda dolaş- maya, gezinmeye, kendilerini avutmaya çalışmak- ta, yeni bir ceza türüyle cezalandınlmaktadır. "Hiç- bir işe yaramama cezası", bu yeni Tann'nın verdi- ği bircezadır ve kurbanlara çektirilmektedir. "Kur- ban ", kendisinin bir zamanlar işe yaradığını düşü- nerek avunmak, boş zamanı olduğunu sanarak sevinmek zorundadır. Asıl ceza ise farkına bile va- ramadığı "boşunayaşadığı" duygusudur. Kimıle- ri bu cezaya dayanamayarak kendilerini öldürmek- te, buna da "işsiz veyaşlı intihariarı" denilerek sa- dece istatistiklerde yer verilmektedir. Yeni Tannlardan birisi de "sağlık vegüzellik Tan- nsı" olup zamanımızın büyük Zeus'u olan "kapi- talizm Tannsı "nin yanında yer almaktadır. Bu "sağ- lık ve güzellik Tannsı" her yaşta kadına "çirkinlik ve hastalık cezası" vererek kendine tapmaya zor- lamaktadır. Bu yeni kurbanlar da saçlanndan ayak parmaklanna kadar her yerlerini yoldurarak, oğdu- rarak, gerdirerek, deldirerek "kendilerini kurban etme" cezalarını ödemektedirler. İşin ert rıoş yanı da, bu kurbanlann "gönüllü kur- banlar" olması, bu işlemler için ödenecek parala- n kazanmak için de sabahtan akşama koşuştur- malandır. Yeni Tannlar ve yeni kurbanlar. Binyıllar boyun- ca değişen bir şey yok. e-mail: erdalatak « superonline.com Faks: 0212 - 513 90 98 Afyon'da 7 bin bina ağırhasarlı Yiırt Haberleri Servisi - Afyon'da iki hafta önce yaşanan 6 büyüklüğündeki depremde 7 binden fazla binada ağır hasar meydanageldiği belirlendi. Afyon Valisi Ahmet Ozyurt, 6 bin 180'i ağır, 1804'ü orta, 12 bin 566'sı az hasarlı olmak üzere toplam 20 bin 550 konutun, 317'si ağu", 221'i orta, 3 bin212'si az hasarlı olmak üzere 850 işyerinin, 103 cami, 86 okul, 31 sağlık tesisi, 4 hükümet konağı, defterdarlık ve vergi dairesi hizmet binalan ohnak üzere 226 resmi binanın hasar tespit çalışmasının tamamlandığını belirtti. Iran sallandı TAHRAN(AA)-îran'm güneyinde Richteröl- çeğine göre 5.2 büyüklüğünde bir deprem mey- dana geldi. Iran devlet radyosu, başkentTahran'ın yakiaşık 750 kilometre güneyinde Buşehr ve Fars bölgeleri arasmda yer alan Daşti köyünde mey- dana gelen depremde. bir kişinin öldüğünü, 30 kişinin yaralandığuu duyurdu. Haberde, köyde- ki 120 evin yıkıldığı da bildirildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear