01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 «ŞUBAT 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HiJVl_/iı\J IVJjl / [email protected] 11 Tiecel yabancıya ucuz • JVKARA(AA)- Yîurdışına dö\iz olarak d a l ı düşük fiyata ihraç ecİifcn Tekel ürünlerinin fıyaı. içeride vergiler nedtniyle artıyor ve fırkar oluşuyor. Tekel, yuurtfışına Türk Lırası karşLğı 772 bın 500 liraya ihraç ettiği 70 cl. votkıyı yurtiçinde 5 milyjn 800 bin liraya, 92 7 5İn liraya ihraç ettig Hoşbağ şarabı ise 5 miyon liraya satıyor. Msl&pe ve Samsun sigaasında ihraç fıyatan ise yurtiçi fiyatann sadece yüzde 21 * irde kalıyor. Tekel 20O0sigarasımn yurtiçi satış fiyatı 1 milyon 600 bin lirayı bulurken ihracıtta 685 bin liradan alıcı bulabiliyor. Türkiye rekabette geri • ANKARA (A.NKA) - Merkez Bankası'mn uluslararası piyasalardaki rekabet gücünün gelişimi araştırması. Türkiye'nin Euro'va geçen Avrupa Birliğı ülkelerine karşı yıllardır önemli ölçüde rekabet gücünü kaybettiğini gösterdi. Merkez Bankası Araştırma Genel Müdürlüğü'nden Zelal Kotan tarafından hazırlanan çalışmada, döviz kurunun fiyat endekslerine oranlanmasıyla bulunan "nispi pozisyon" açısından Türkiye'nin 13 iilke içerisinde sadece ABD ve tngiltere'ye karşı rekabet gücünü arttırabildiği belirtildi. Finans sıkıntısı yaşayan şirketlerin bankalarla yapacağı çerçeve anlaşmasında sorun çıktı Uzlaşmasağlanamıyor• TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, fînansal darboğaz yaşayan şirketlerin kurtanlması için şirketlerin bankalarla yapacağı çerçeve anlaşmasında sorun yaşandığını söyledi. Hisarcıklıoğlu, bankalann anlaşmaya yanaşmadığını kaydetti. ANKARA (ANKA)- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı RifatHisarakboğlu, fînansal darboğaz yaşayan şirketlerin kurtanlması için şirketlerin bankalarla yapacağı çerçeve anlaşmasında sorun yaşandığını söyle- di. Bankacılık sektörünü kurtarma ya- sası olarak anılsa da mali sektöre olan borçlann yeniden yapılandınlmasını öngören yasanın yüriirlüğe girmesini kriz mağduru şirketler dört gözle bek- Hyordu. Yasaya göre finansal darboğaz Hangi firmalar anlaşma imzalayabilecek? Bankalara sorunlu hale gelmiş ya da yeniden yapılandınlmamalan ha- linde sorunlu duruma dönüşmesi ka- çınılmaz olan kredi borçlan bulunan, gerekli destek verüdiği takdirde ön- görülen süre içinde borçlannı geri ödeme kabiliyeti kazanacağı düsünü- len firmalar anlaşma kapsamına alı- nıyor. Uygulamada, 2001 yılı sonunda, "bûnyesindeenazlOOkişiviâgortah olarakisrihdanıeden,yıflıkihracaü 15 müyon doian, ydhk cirosu 25 trflyon Hrayı aşan, en az 15 irOyon lira aktif yaşayan şirketlerle yapılacak çerçeve anlaşmasıyla firmalann 3 yıl içinde kurtanlması hedefleniyordu. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, an- laşmalarda sorun yaşandığını bildirdi. Reel sektörle bankacılık sektörü ara- büyüklüğe sahip" knterlerinden en az ikisine sahip, toplam 10 milyon dolan aşan nakdi veya gayri nakdi riski bulunan şirketler büyük ölçekli firmalar olarak değerlendirilecek. Bunlar dışmda kalanlar da orta ve küçük ölçekli fırmalar adı altında an- laşmanın tüm maddelerinden yarar- landınlacaklar. Sadece pazariama amaçlı tican faaliyeti bulunan, ser- mayesinin yüzde 50'si kamuya ait ve- ya mali sektörde faaliyet gösteren fîr- malara fînansal yeniden yapılandır- ma programı uygulanamayacak. sında yeni birkrizin kapıda olduğu sin- yallerini veren Hisarcıklıoğlu, "Birhaf- ta,en geç 10gün içinde durum befli ohır diyorlar. Ancak özel bankalar, anlaşma taslağının istedikleri gibi çıknuubğnu gerekçe gösterip anlaşmaya yanaşmı- yorbr'' dedi. Finansal yeniden yapılan- dırma programı çerçeve anlaşmasını, Türkiye Bankalar Birliği (TBB), ban- kalar, özel finans kurumlan ve TMSF alacaklı kuruluşlar, TOBB, TÜSlAD, Merkez Bankası ile BDDK ve TBB de destekleyen kuruluşlar olarak imzala- dı. Anlaşmayla finansal darboğazda olup yeniden yapılandırma yoluyla ya- şaması olası, ekonomiye önemli ölçü- de katma değer yaratan üretici firma- lara, faaliyetlerini verimli bir şekilde sürdürebilecekleri bir ortanun sağlan- ması amaçlamyor. Öte yandan çerçeve anlaşmasında ayncayürürlülük koşulu olarak Merkez Bankası tarafından ilgili fırmaya özgü finansal yeniden yapılandırma progra- mını içeren sözleşmede öngörülen fa- iz oranlanyla hesaplanacak reeskont değerleri üzerinden ve ilgili bankalann risk bakiyeleri ile smırlı olmak kaydıy- la sözleşme süresi boyunca reeskont sağlanması isteniyor. Linn çiftçiyeparayı sordu ANTALYA (AA) - Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Johanness Lmn, "Çiftçiye Doğ- radan GeBr Desteği Projesi''nin Türkiye'de başanyla uygulandığını vurgularken, Dünya Bankası'nm Türkiye'de üretilecek ürünlerin seçiminde yönlendirici olmayacağım bildir- di. Johanness Linn dün Antalya'da, Dünya Bankası'mn kredi ile desteklediği "Çiftçiye Doğrudan Gefir Desteği ProjesPnin uygula- ma alanlannda incelemelerde bulundu. Ge- zileri sırasında, 120 bin kayıtlı çiftçi bulunan AntaJya'da projeden yararlanmak için 38 bin kişinin başvurduğunu öğrenen Linn, bu sa- yıyı az bulduğunu söyledi. Serik îlçesi'nin Belkıs Beldesi'ne de giderek, burada çiftçi- lerle görüşen ve çiftçilerin projeden beklen- rilerini öğrenen Linn, daha sonra gazetecile- rin sorulannı yanıtladı. "Bu proje için Dün- ya Bankası olarak 600 milyon dolar destek kredisl venök. Aynca teknik vardımda bulo- nacağız" diyen Linn, "Benım dışımda da, ekipterimiz sürekli gezerek uygutamalaıia il- gili denetiemeyapıyoriar. Onceükle. çiftçilerin hak ettiği paralan abp almadığını anlamaya çanşıyoruz. Gördüğümüz kadanyla projenin uygulaması sağhkh gidiyor. Bazı teknik yeter- siztikler olsa da bunlann da giderilecegine inanryonım. Şu anda tek sorun. çiftçinin pa- rasıru ne zaman alacağıdır. Tanm ve Köyişk- ri Bakanhğı ile görüşüp, bu konuda bügi edî- necegH" diye konuştu. Linn, proje için verilen kredinin arttınlma- sınm şimdilik sözkonusu olmadığını, ancak yeni iki proje üzerinde çalışüklannı, bunla- nn sulama ve hava kirliliği ile mücadele ko- nulannı içerdiğini ifade etti. Linn, çiftçiye dekar başına verilen 10 milyon lira krediıun arttınlabileceğini kaydetti. Linn, öğte yemeğinde kendisine ikram edilen gözlemeyi yedi, ayran içti. BeMe muhtan Hfiseyin Küçükmacar'a bir faks maJdnesi hediye etti. (AA) DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ /ERGIN YILDIZOĞLU LONDRA Bush terorizme karşı başlattığı "Haçlı Seferi"r\\n Asya ayağını koor- dine etmek için Japonya, Güney Ko- re ve Çin'i kapsayan bir geziye başla- dı. Bugün de Japonya Başbakanı Ko- izumi ile görüşüyor. Bu gezi, ABD'nin küresel hegemon- yasının kırılganlığına ilişkin, bir ölçüde de ironik iki gelişmeyi gözler önüne serdi. Birincisi, ABD, 11 Eylül saldın- sının hemen arkasından yayımladığı Dört Yıllık Savunma Raporu'nda, en sorunlu alan olarak Güneydoğu Asya'yı ve özellikle de Çin'i saptıyor- du. Terorizme karşı savaşta, "şerek- seni" kavramı uygulamaya konduk- tan sonra, ABD'nin geleneksel ve en yakın müttefiki Avrupa ile arasının açılmaya başladığı, Güney Kore'de huzursuzluğun arttığı, buna karşılık Çin'in terorizme karşı savaşa destek verd$i ve ABD ile ilişkilerini geliştirme- ye çabaladığı görülüyor. Ikincisi bu gezi dolayısıyla gözler bir kez daha bölgeye dönünce ortaya çıktı ki bu gün ABD hegemonyasına, uluslara- rası istikrara yönelik en büyük tehlike, bir a.uç Müslüman fanatikten ya da bir "şer e/csen/"nden değil, esas ola- rak Japon ekonomisinin, derinleşme- si giderek ivme kazanan krizinden kaynaklanıyor. Kronlk depresyon Jasonya'da tüketici fiyatları iki yıl- dır her ay düşüyor. Perakende satış- lar üçyıldır sürekli geriliyor. Bu gerile- me a-alıkta yıllık yüzde 6'ya ulaştı. 20O1 /ılında Japonya'da çoğu orta ve küçü'. ölçekli, büyüklere yan sanayi olara\ çalışan 19.000 işletme battı. Bu aada işsizlik yüzde 5.6 gibi rekor bir dızeye çıktı (The Economist). İş- sizlik 15-25 yaş diliminde yüzde 12.4'e kadar yükseliyor ...-,, (Ekonomisuto, 25.12.2001, aktaran New Left Revievv Ocak/Şubat 2002). Depresyon intiharlara da yansımış: 1997-2000 arasında günde ortalama 100 intihar gerçekleşmiş (Asahi Shimbun 4/01/2002). Japonya'da derinieşme süreci iv- me kazanan krizin ikinci bileşeni ban- kaların ve özel sektörün batık alacak- ları. Bu batık alacakların çapını tam olarak kestirmek zor, ancak resmi ve- riler 240 milyar doları işaret ediyor; IMF'nin hesaplan 840 milyar dolar di- yor. Ekonomic Intelligence Unit'e gö- re batıklar 1.8 trilyon gibi devasa bir düzeye ulaşmış olabilir. Her an kop- mayı bekleyen bu borç-alacak zinci- rinin arkasında ilk aşamada kronik deflasyon, şirket iflaslan ve 1990'da- ki 40.000 düzeyinden bu günlerde 10.000'e gerileyen ve 10 trilyon dolar silinen borsa var. Borçlara karşılık gösterilen kâğıtlann değeri düştükçe toplam batık aiacak sorunu da büyü- meye devam etmiş. Denlz hızla bltlyor Bu sürecin sonuna gelindiğine, cid- di bir krizin patlamak üzere olduğuna ilişkin göstergeler hızla birikmeye baş- ladı. Asahi Shimbun un geçen hafta yayımladığı "Japonya'nın Ufkunda Bir Mart Krizi mi Var" (15/02) başlık- lı yoruma bakılırsa oiası bir krizin tari- hi bile belirginleşmeye başladı. Mali yılın bitmesiyle biriikte mart sonunda bankalann ve işletmelerin gerçek za- rarian ortaya dökülecek. Bu resmile- şecek olan görüntü borsaya yansırsa bankalann, ellerindeki kâğıtlardan do- layı oluşan "gerçekleşmemiş zararla- n" daha da büyüyecek. Shimbun un Bush Asya'da yorumuna göre, 8 Şubat itibarıyla 15 büyük bankanın, "gerçekleşmemiş zararlan" 4.7 trilyon yeni (132 y=1 do- lar) geçiyordu. Nikkei endeksinde her 1000 puan gerileme 2.5 trilyon yen ek zarar getiriyor. 1 Nisan'dan itibaren devreye gire- cek olan iki yeni uygulama, banka sektörünü uçurumdan aşağı itebilir. Yeni yasaya göre bankalar ellerinde- ki kâğrtları carifiyatlardanyeniden de- ğerlendirecekler. Ikincisi, banka mev- duatlanna verilen devlet garantisi en büyük mevduatlar için kaldınlıyor (The Economist). Bir taraftan bankalara güvenin sarsılması, diğer taraftan bu güvensizliğin borsaya yansıması. ko- laylıkla bir fasit daire yaratabilir ve tüm sistemi karaya oturtabilir. Denizin bittiğinin bir diğer gösterge- si de kamu sektörü yükümlülükleri. Japon federal hükümetinin toplam borcunun GSMH'ye oranının 2003 yı- lına kadaryüzde 130'dan yüzde 140'a yükselmesi bekleniyor (Stratfor 8/02). Kamu borcunu özel sektörünki- ne ekleyince de ortaya Goldman Sachs'ın bir hesaplamasına göre 30 trilyon dolar gibi bir büyüklük çıkıyor. Dünya Bankası'mn, global ekonomi- nin büyüklüğünü 32 trilyon dolar ola- rak hesapladığı düşünülürse durumun vahameti daha iyi anlaşılır. Giderek sürdürülmesi imkânsızlaşan bu borç, dünya borç piyasalannın da yüzde 20'sini oluşturuyor. Bu zincir bir kopar- sa... Japonya krfzl bulaşır mı? Japonya'nın bu krizden, mart so- nunda patlamadığı takdirde, çıkarak genişleme sürecıne girmesi çok zor. Bir taraftan batık şirketler ve banka- lar devlet eliyle tasfiye edilirken diğer taraftan parasal genışlemeyle eko- nominin teşvik edilmesinden başka bir çare yok. Böylece, hem krizin arkasında ya- tan esas sorun, aşın üretim/yatınm, hızlandırılmış bir "yapıcı yıkım" yo- luyla temizlenebilir, hem talep des- teklenerek üretim arttınlabilir. Daha doğrusu teorik olarak bu böyle. Ger- çek çok daha karmaşık, birincisi bu yaratıcı yıkımın siyasi faturasını poli- tikacılar üstlenmeye niyetli değiller. Halk ise kendinden kaynaklanma- yan bu krizin yükünü üstlenmek is- temiyor. Bu arada, Tokyo Valisi Shin- taro Ishikara gibi aşın milliyetçi po- litıkacılar "establishment"\n iflas et- mesinden sonra, iktidar sırasının kendilerine gelmesini bekliyorlar. Diğer taraftan parasal genişleme yenin daha da zayıflamasıyla biriikte Japonya'nın ihracat kapasitesini art- tırarak büyümeye geçişini kolaylaştı- erginy(« tr.net rabilirdi. Ne ki yenin gerilemesiyle bir- iikte Asya bölgesinde büyük bir ba- sınç oluşmaya ve rekabetçi devalü- asyonlar gündeme gelmeye başlıyor. Daha şimdiden Çin'den ve Malez- ya'dan homurdanmalar yükselmeye başladı bile. Strait Times'a göre Ma- lezya için dolar=140 yen sıntn geçil- diğinde bir devalüasyon gündeme geliyor. Çin için bu sınır 150 yen (16/02). Halbuki Japonya'nın geniş- lemeye başlaması için kimi hesapla- ra göre yenin, dolar=200 yen düze- yine gerilemesi gerekiyor. Ancak ye- nin bu düzeylere gerilemeye başla- masıyla biriikte Japonya'dan bir ser- maye kaçışı başlarsa yenin daha da düşmesi olasılığı var. Bu noktada Japonya'nın faizleri yükselterek yeni desteklemesi eko- nomisi için, yeni kendi haJine bırak- ması da Asya ekonomileri için büyük birfelaket anlamına gelebilir. Tabii bu da teorik olarak böyle... Japon hükü- metinin 400 milyar dolar döviz rezer- vi var. Japon Merkez Bankası'nın geçmişte olduğu gibi 15-20 milyariık bir operasyonla yenin yönünü değiş- tirmesi hiç de olanaksız değil... özetle Japon ekonomisinin ne ta- rafa gideceği henüz belli değil. Ama, bir yol ayrımına geldiği kesin. Japon- ya'nın, ağır aksak toparlanmaya çalı- şan dünya ekonomisine kötü birsürp- riz yapma olasılığı giderek artıyor. An- cak, Far Eastern Economic Revi- ew'un bu haftaki yorumunda işaret edildiği gibi bir endişe daha var: Böy- le bir krizle biriikte Japonya'nın bölge- de Çin'in doldurmasına uygun bir boşluk yaratabilir. El Kaide, "şer ek- seni" filan derken ABD hegemonya- sına en büyük tehdit, sanırım en ya- kın müttefikinden kaynaklanıyor. Diya- lektik işte... EYÜP 2. ASIİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Dosya\o:200l 57 Esas Javacı Seyilali Ünlü tarafindan. davalı Nazmi Hatipoğlu aleyhine açılan sözleşme- nir ptali da\asının yapılan duruşmasında, verilen ara karar uyannca. Ia\alı Nazmi Hatipoğlu'nun Altıntepsi Mah. Mete Sok. No: 77 Bayrampaşa adre- sin.e iken. bu adresten aynldığınm ve yeni adresinin bilinmedigi ve da\"a dilekçesinin tebığ edılemedıği anlaşılmakla, 7201 sayılı kanunun 28-29. maddeleri hükümlerine bînen dava dilekçesinin ilanen teblıgine karar verilmiştir. lavalı Nazmi Hatipoğlu'nun duruşma giinii olan 19.03.2002 günii saat 10.00'da maıkememizde hazır olması, belli edilen gün ve saatte kendisinin gelmesi veya ken- dîsıı bir vekille temsıl ettirmesi. gelmediği takdirde, HUMK. 213-375. maddeleri gerŞince. yargılamanın >okluğunda yapılacağı ve hüküm kurulacağı, dava dilekçesi- nir ebliği yerine geçerli olmak üzere ılan olunur. ;bu ilanın yayımlandığı taribten 15 gün sonra tebligat yapılmış sayılacaktır. (M 2.2002 " Basın:8216 BAKIRKÖY 5. SULH HUKUK MAHKEMESt'NDEN Esas No: 2001' 1056 Karar No: 2002/55 } ahkememizde ikame olunan vasi tayini davasının yapılan açık yargılaması so- Iı\anın kabulü ile Istanbul. Fatih ılçesi. L'zunyusuf Mahallesi. Cilt:67, Hane: 8J2r la kayıtlı Ali ve lclal'den olma 25.07.1983 d.lu Ayşen Yeter'in kısıtlanmasına. i aynı yerde nüfusa kayıtlı Hasan ve Gülsüm'den 18.03.1956 d.lu tstanbul, y, Kartaltepe, Terakki Cad. 5 1 i adresınde mukim annesi lclal Yeter'in veia- y^taltına konulmasına. 31.1.2002 tarihlı celsede karar verilmiştir. ilan olunur. 4,2:002 Basın:833I PENDlK 2. İCRA DAİRESİ'NDEN MENKULÜN AÇIK AKITIRMA İLANI DosyaNo: 2001,1421 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıjTnetleri yazılı mallar satışa çıkanlmıştır. Birinci arttırma 11.03.2002 günü saat 11.50- 12.00'de Ipek Sokak Erdem Otoparkı Pendik'te yapı- lacak ve o günü kıymetlerin yüzde 75'ine istekli bu- lunmadığı takdirde 12.03.2002 günü aynı yer ve saat- te 2. arttırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki, arttır- ma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde kırkmı bulmasınm ve satış isteyenin alacağına rüçha- nı olan aJacaklının toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve paylann paylaştırma masraflanm geçmesınin şart olduğu. mahcuzun satış bedeli üzerinde yüzde oranında KDV'nin alıcıya aıt olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında gö- rülebileceği, masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir ömeğinin isteyene gönderilebileceği. fazla bilgi almak ısteyenlerin yukanda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmalan ilan olunur. 05.02.2002 Muhammen kı>Tneti lira: 5.000.000.000 Adedi: 1 Cinsi (Mahiyeti ve önemli nitelikleri): 34 ZP 6846 pla- kah 2001 model Renault Clio Symbol RNA 1.4 AC hu- susi otomobil. Basın: 8375 PENDİK 2. İCRA DAİRESİ'NDEN MENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI DosyaNo: 200M421 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkanlmıştır. Birinci arttırma 11.03.2002 günü saat 11.20- 11.30'da Ipek Sokak Erdem Otoparkı Pendik'te yapı- lacak ve o günü kıymetlerin yüzde 75'ine istekli bu- lunmadığı takdirde 12.03.2002 günü aynı yer ve saat- te 2. arttırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki. arttır- ma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde kırkını bulmasınm ve satış isteyenin alacağına rüçha- nı olan alacaklının toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve paylann paylaştırma masraflanm geçmesınin şart olduğu. mahcuzun satış bedeli üzerinde yüzde oranında KDV'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında gö- rülebileceği, masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukanda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmalan ilan olunur. 05.02.2002 Muhammen kıymeti lira: 8.000.000.000 Adedi: 1 Cinsi (Mahiyeti ve önemli nitelikleri) 34 ZP 6844 plakalı 2001 model Renault Megane RTE 1.6 VAC hususi oto- mobil. Basın; 8372 ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK 'Dosf Kültürü Ezmek Ülkeyi yönetenler, düşünce ve kültür konu- larında örgütlenmelerden korkuyor; yasakçılıktan birtürlü kurtulamıyor; 12 Eylül'ün yarattığı karanlıktan çıkamıyor. Yargı, kimi za- man aynı konuda farklı kararlar verebiliyor. Böyle olunca da yurttaşın düşüncesinde hak ve hukuk kavramlan aşınıyor; belirsiz, biçimsiz bir duruma geliyor. Belirsizlik, özellikle, özel alan ile kamu alanı aynmındayaşanıyor. Oysa birtoplumsal yapının hukuk açısından durumu, yalnız ve ancak, nelerin özel yaşamın dokunulmazlığı konusu olduğu, nelerin de kamu yaran adına düzenlen- mesı gerektiğine açıklık kazandırmadaki başansıyla saptanabilir. Bu nokta yaşamsaldır. Çünkü, toplumda bu temel konuda açıklık sağlanamazsa, özgürlüğün sınırları çizilemez. Hak ve özgürlüklerin sınıriannın açık bir biçimde çizilmemesi ya da bu aynmın başanlamaması, yıllardır, bu toplumun yaşadığı, en temel, birincil hukuk sorunudur. Bu konudaki geri kalmışlığın en son örneği, Alevi-Bektaşi Kuruluşları Birliği Kültür Derneği'nin yargı kararıyla kapatılmasıdır. Yalnızca adına bakılarak bir kültür derneğinin ka- patılması, günümüz koşullannda akıl almaz bir hukuk ayıbıdır. • • • Cumhuriyet'te llhan Taşcı'nın haberi (16 Şubat) başta olmak üzere, basın bu karan, "Diyanet Kapattırdı" başlığıyla verdi. Diyanet Işleri Başkanlığı'na bu konuda görüş sorulması yanlış olduğu gibi, bu kamu kuruluşunun kendi- ni bilirkişi yerine koyup "yasalan uygulayın" biçi- minde görüş bildirmesi de daha büyük bir yanlıştır. 2002 yılının bütçesi, Diyanet Işleri Başkanlığı'na bütçeden 533 trilyon 364.2 milyar lira ödenek aynlmasını öngörüyor. Yani devlet, Islam dini için bütçeden bu parayı ayınyor. An- cak bu paradan Alevi-Bektaşi kuruJuşlan hiçbir biçimde yararlandırılmıyor. Yıllardır, hükümet edenler, tek yönlü yapının düzeltilmesini sağlamıyor, sağlayamıyor. Oysa, örneğin 2002 yılı bütçesinden Diyanet Işleri Başkanlığı'na aynlan ödenek, devlet bakanlıkları dışmda kalan 17 bakanlıktan 13'ünün ödeneğinden daha fazladır. Diyanet'in bu yılın bütçesinden aldığı pay, Tanm ve Köyişleri Bakanhğı 'nın bütçe ödeneğinden 23 trilyon daha çoktur; Kültür Bakanhğı bütçesinin yaklaşık iki katıdır; Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı bütçe ödeneğinin iki katından çoktur, Ulaştırma Bakanhğı ödeneğinin 3.6 katı; Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ödeneğinin de 4.7 katıdır. Türkiye, başlıca yatınm bakanhklanna ayırdığı kaynağın birkaç katını Diyanet'e ayırmaktadır. Yatırımların durdurulduğu, esnafın sokağa döküldüğü, memurun, işçinin aç bırakıldığı, işsizliğin ikiye katlandığı ağır bir ekonomik bunalım döneminde, bütçeden kendisine bu kadar çok kaynak aynlan bir kamu kuruluşu, herşeyden önce kendi işine bakmalıdır. Ülkemizde, Alevi-Bektaşilik dışmda olan pek çok Islamcı akım, devleti ele geçirmeye, kamu alanına karışmaya, burayı şeriat kurallarıyla biçimlendirmeye kalkıyor; islamı siyasallaştırmaya çalışıyor. Bu süreçten uzak duran tek kesim Alevi ve Bektaşilerdir. Diyanet Işleri Başkanlığı'nın asıl görevi, eğitimden siyasete, yargıdan ekonomiye dek, kamu alanını dinin etkisinden uzak tutmaktır. önemli bir nokta daha var. Türkiye din işlerine bütçeden kaynak ayıracaksa bunun kullanımını da şimdiki duruma göre çok daha hakça bir dağıtım yapısına kavuşturmalıdır. • • • Anadolu'ya özgü olan Alevilik ve Bektaşilik kültürü, her şeyden önce insana değer veren özüyle yücedir; hoşgörü ve dayanışmayı esas alır; dostluk bu kültürün en çok benimsediği, benimsemek de ne söz, özdeşleştiği bir kavramdır. Bu kültür, "cfosf, dost... "diye inler. Bu anlayışı taşıyan bir demeğin kapatılması, yalnız ve ancak bu büyük evrensel değerlerin zede- lenmesine neden olur; yanlıştır. Çünkü, ceza verilen, kökenleri yüzyıllaröncesine dayanan bir yaşam biçimidir; bir kürrürdür Anadolu kültürü bu niteliğiyle ulusal biıiiğin sağlanmasında ve Cumhuriyet aydınlanmasının kalıcı kılınmasında çok büyük bir işlev görmüş, yıllarca her türiü terörün baskısı altında ezilen bu toplum, Alevilik- Bektaşilik kültürünün o gerçekten eşsiz hoş görüsüyle, terör depreminin üstesinden gelebil- miştir. Bize de Banaz'da Pir Sultan derler Bizi de kem kişi bellemesinler Paşa hademine tenbih eylesin Kolum çekip elim bağlamasınlar. [email protected] PENDİK 2. İCRA DAİRESİ'NDEN MENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI DosyaNo: 2001 1421 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkanlmıştır. Birinci arttırma 11.03.2002 günü saat 11.40- 11.50'te îpek Sokak Erdem Otoparkı Pendik'te yapı- lacak ve o günü kıymetlerin yüzde 75'ine istekJi bu- lunmadığı takdirde 12.03.2002 günü aynı yer ve saat- te 2. arttırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki, arttır- ma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde kırkını bulmasınm ve satış isteyenin alacağına riiçha- nı olan alacaklının toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve paylann payiaştırma masraflanm geçmesınin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinde yüzde oranında KDV'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında gö- rülebileceği. masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği. fazla bilgi almak isteyenlerin yukanda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmalan ilan olunur. 05.02.2002 Muhammen kıymeti lira: 5.000.000.000 Adedi: I Cinsi (Mahiyeti ve önemli nitelikleri): 34 ZP 6845 pla- kalı 2001 model Renault Clio Symbol RNA 1.4 AC hu- susi otomobil. Basın: 8373
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear