Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA
4-
CUMHURİYET 2 ARALIK 2002 PAZARTEi
4 HABERLER
THeclis bayramda
çalışabilir'
• ANKARA(A\KA)-
Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardırncısı Ertu|rul
Yalçınbayır, Meclis'in,
demokratikleşme paketini
12 Aralık Kopenhag
zirvesine yetiştinnek için
Şeker Bayramı'nda da
çalışması önerisinin 3 Aralık
Salı günü yapılacak olan
Bakanlar KuruiıTnda
görüşüleceğini söyledi.
YaJçınbayır,
"Demokratikleşme en
büyük çağdaşlaşma projesi,
gerekirse bayramdan
fedakârlık edebiliriz" dedi.
IVobele aday
ofabiffrler'
• ATtNA (AA) - Norveç
Nobel Enstitüsü Müdürii
Geir Lundestad. Kıbns'ta
çözüm sağlanması
durumunda, KKTC
Curnhurtoaşkanı Rauf
Denktaş ve Rum Yönetimi
lideri Glafkos Kleridis'in
Nobel Banş Ödülü'ne aday
gösterilebileceklerini
söyledi. Türk-Yunan
ilişkilerüıdeki gelişmeleri
yakından izlediklerini
belirten Lundestad,
"Türkiye'yi ve Yunanisian'ı
ziyaret ettim. Iki ülke
arastndaki ilişkilerde
düzelme görülmesi ümit
vericidir"' diye konuştu.
•Eski dosyalapı
kapışüpmayn'
• tstanbul HaberServisi -
Kocaeli 1 No'lu F Tipi
Cezaevfnden tahliye
edildikten sonra gözaltuıda
tutulduğu Istanbul Asayiş
Şube Müdürlüğü'nden
önceki gece geç saatlerde
serbest bırakılan Alaattin
Çakıcı, annesinin
Gültepe'deki evine gitti.
Çakıcı yurtdışına çıkmayı
düşündüğünü. aksi takdirde
46'ncı gün yargılama
sürecinin başlayacağını
vurguladı. "Türkiye'ye geri
dönüp dönmeyeceğine"
ilişkin bir soruyu "Şartlar ne
gerektirir bilinmez ki" diye
yanıtlayan Çakıcı. bir soru
üzerine de, "Türkiye"de yeni
bir sayfa açılmış. Eski
dosyalan kanştınnamak
lazım" diye konuştu.
MFheyeti
Ankara'da
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Uluslararası Para
Fonu (IMF) Avrupa Birinci
Bölge Direktörü Michael
Deppler ile Türkiye Masası
Şefi Juha Kahkonen,
hükümet yetkilileri ile
görüşmek üzere Ankara'ya
geldı. Deppler. Esenboğa
Havaalanfnda yaptığı kısa
açıklamada, hemen
çahşmalara başlayacaklaruıı
ve muhtemelen yann
aynlmadan önce bir basın
açıklaması yapacağuu
söyledi.
Sevinç gösterilerinin yanında ekonomik sıkıntılann yarattığı beklentilerde öne çıktı
OHALbitti ama...MAHMUTORAL
DÎYARBAKER - Diyarba-
kır'da 15 yıl sonra olağanüs-
tü halin son bulmasını halay-
larla kutlayan yurttaşlar, yeni
yaşama hazırlanıyorlar. Hu-
kukçular ve ekonomi çevre-
leri ise bölgedeki sonınlann
çözümü için bazı düzenleme-
leryapılması gerektiğini vur-
guluyorlar.
Sıkıyönetimle birlikte23 yı-
lı bulan olağanüsrü yaşam ön-
ceki gün saat 17.30'da son bul-
du. DiyarbaJar Ofis Sanat So-
kağı'nda OHAL'in sona er-
mesini kutlayan yaklaşık bin
kişi, tef çalarak halay çekti.
Maytaplaryakan yurttaşlar sık
sık "Yaşasmdemokratik cum-
huriyet", "Selam selam,İmra-
b'ya bin seJam,seninJeyiz Öca-
lan", "Güneşindoğuşuengel-
lenemez" sloganları attılar.
Yıllardır şehirdeki her türlü
Cezaevi firarisi
• Diyarbakır'da Olağanüstü Hal'in kaldmlmasını hateylarla kutlayan
yurttaşlar yeni yaşama hazırlanıyor. Bölgedeki sivil toplum örgütleri
temsilcileri ise OHAL'i yaratan nedenlerin ortadan kalkması için hızla
ekonomik tedbirlerin uygulamaya konulması gerektiği görüşünde.
eylememüdahaJe eden güven-
lüc güçleri ise bu kez seyret-
mekle yetindi.
Dicle Üniversitesi'nde bir
grup kız ögrenci ise dün Sa-
nat Sokağı'nda yöresel giysi-
ler içinde karanfil dağıttı. 23
yıllık süreçte başta kadınlar
olmak üzere bölge insanının
çok acı çektiğinedeğinengenç
kızlar, "OHAL'in kaJdınJdığı
bu ilk günde biz bunu kutia-
mak, hem de insanlan sevin-
dirmekiçin kaımfîl dagıüyo-
ruz" dedıler.
Diyarbakırlılar yeni yaşa-
ma alışmaya çahşırlarken böl-
gede beklentiler de artıyor.
Hukukçular, OHAL mağdur-
lan için yeni yasal düzenle-
meler yapılması gerektiğini
vurgularlarken iş ve ekonomi
çevreleriyeni dönemde bölge-
nin ekonomikkalkınma açısın-
dan düzene sokulmasını iste-
diler.
'Kabcıiaştı'
Diyarbakır Barosu Başka-
nı Sezgüı Tannkulu, bölgede
geçici olarak uygulamaya kc-
nulan OHAL'in 15 yıldır «ka-
bolaşüğma" dikkat çekti.
Uygulamaya son verilme-
siyle birlikte günlük yaşam-
da çok fazla bir şey değişme-
yeceğini ifade eden Tannku-
lu, şöyle konuştu."Zîra 5442
Sayın Mahaffi İdareler Yasa-
s'yla ü vaJilert bölgevalileri-
nin sahip olduğa birçok yet-
Idye sahip oldular. Ancak >i-
ne de bölgede bazı şeyler de-
ğişecek. Orneğin işkence ve
körü muamelekarşısındasav -
cıbJdar soruşturma yapmak
için izin abyordu, arük bu iz-
ne gerek kâlma\acak. Bunun
dışında bölgede birçokkarau
çafaşanınmmağdurolmaJan-
na yol açan sürgün uygula-
malanolmayacak. Gözalüna
aJmdıktan sonra turukJanan
sanıkiar OHAL talebiyle ce-
zaevüıden çıkanlarak yeni-
den sorgulanamayacak Gö-
zaltı süresi de düşecek."
Aloğlu
yakalandı
FERİTDEMtR
TUNCELİ - Tunceli 'de, TKP-ML
TÎKKO davasında hapse mahkûm
olan ve getirildiği cezaevinden ilk
günde firar eden Kenan Aloğlu 10
gün sonra yakalandı. îstanbuTda
yakalanan Aloğlu, Malatya DGM'ce,
TKP-ML TÎKKO örgüfüne üye
olmak ve örgüt adına faaliyetlerde
bulunmaktan 12 yıl 6 ay hapis
cezasına çarpnnldı. Aloğlu,
Tunceli 'nin Ovacık ilçesindeki kapalı
cezaevinde tek Jdşilik koğuşa
konuldu ancak ilk gece gardiyan ve
jandarmaian atlatarak firar erti. 10
gündür aranan Aloğlu dün Tunceli-
Elazığ sınınndaki Elmalık Jandarma
Karakolu yakınında kontroller
sırasında yakalandı. Aloğlu'nun
cezae\inden nasıl kaçhğı henüz
belirlenemezken, araştırmalann
devam ettiği belirtiidi.
öğrenci dün Sanat Sokağı'nda yöresel giysileriçinde karanfil dağıttı. 23 yıl içinde başta kadınlar
olmak üzere bölge insanının çok acı çektiğine değinen genç kcdar, "OHAL'in kaldnîkfağı bu ilk
günde biz bunu kuüamak, hem de insanlan se\indirnıekiçin karanfil dağiDyonız" dedüer.
Tannkulu, uygulamalarne-
deniyle mağdur olanlar için
yasal düzenlemeler yapılma-
• sı gerektiğini de vurguladı.
Ekonomik Olağanüstü
Halkurulsun
Güneydoğu Sanayjci ve Işa-
damlanDemeği (GÜNSİAD)
Genel Başkanı Bedrettin Ka-
raboğaise OHAL'inkuruluşu-
na neden olan ekonomik ve
sosyal etkenlerin hızla belir-
lenerek yeni bir "Ekonomik
Olağanüstü Hal" sıstemi ku-
ruJması gerektiğini ifade erti.
Ekonomik olağanüstü hal
ilan edilmediği takdirde 15
yıl önce uygulamanın ilanına
neden olan bir tablo ile karşı-
laşma riski doğabileceğine
işareteden Bedrettin Karabo-
ğa, yeni yapının eylem plan-
lanyla donahlması gerektiği-
ni söyledi.
Akbaş: Teşvik yasası
değişmeti
DiyarbaJar Sanayici ve
Işadamlan Derneği (Dî-
SÎAD) Başkanı Şeyhmus
Akbaşda hükümet prog-
ramında OHAL sonrası
dönem ve süresi dolan
4325 Sayıh Teşvik Yasa-
sı 'na hiç değüıilmemesi-
ni eleştirdi. Akbaş, "Böl-
geierarasıekonomik den-
gesizliğeacilençözüm bu-
lunmasıgerekir.Bölgede-
ki kaynaklann işletilme-
siiçin bürokratikengeller
kaldınlmalıdır" dedi.
ArzurBölgeye
yannm desteklenmeh'
Diyarbakır Ticaret ve
Sanayi Odası Başkanı
Kutbettin Arzu ise yılla-
nn birikimi olan işsizliğin
diğer bölgelere göre çok
daha ciddi boyutlarda ol-
duğunaişaret ederek "Va-
Dnmcılann bölgeye gel-
mesbıisağiamakiçin des-
tekkAİci nıe\/uatdeğişik-
Kklerinin yapıonası şart-
ür" diye konuştu.
ÜNİVERSİTEYE KAYDINI YAPTIRAMIYOR
Pmar Çefik^i Danıştay
bile kuıtaramadı
ÖZGÜRBURAK ÖZTÜRK
EskişehirAnadoluÜniversitesi'nde,
YÖK'üprotesto eylemi nedeniyle ve-
rilen cezalan protesto eden ve bu ey-
iemi gerekçe gösterilerek mmmmmmmmm
okuldan arılan Hukuk Fa-
kültesi öğrencisi PlnarÇe-
Hk, Danıştay'ın yürütmeyi
durdurma karanna karşın
okulunageri dönemiyor. 6
Kasım 2001 tarihinde dü-
zenlenen YÖK'ü protesto
eylemi nedeniyle verilen
cezalan 25 Ocak 2002'de
rektörlüğünönündeağızla-
nnı ve gözlerini bantlayıp
• YÖK
protestosu
nedeniyle
okulundan atılan
PınarÇelik
Danıştay karanna
karşın okıüuna
dönemiyor.
oturma eylemiyleprotesto edenöğren-
ciler bu nedenle de ceza aldı.
Izinsiz gösteri düzenledikleri ge-
, rekçesiylePınar Çelik'in de aralann-
da bulunduğu 5 kişi okuldan atıldı, 2
kişi ise 1 yıl uzaklaşnrma cezası aldı.
Kamuoyunu uzun süremeşgul eden ce-
zalarlaügili olarakÇelik, "Bundanön^*•
ceYÖICe,IMr\eha}Trded@miziçin
hakkimızdasoruşrurmalar
aç]kh,ağırcezalarakfak,Bu
kez sadece ağızlanmıa
banrJayaraksessizceorur-
duk. 'IMF'ye, YÖK'e,
Savaş'a, Parah Eğitime
Evet' yazıh dövizlertaşı-
dık. Duyarsızhğı vurgu-
iamakiçin önde kaval ça-
lan bir arkadaşımızın ar-
kasmdan koyun sürüsü
gibiyürfidük, Yanibugü-
ne kadaryapüklanmızın tam tersi-
ni yapük. Ancak yinede ünhersite
yönedminin cezalanndan kurrula-
madık" dedi.
FERtDUN YOCEL BATU YAŞAMINI YlTlRDf
OHim orucuna bir
kurban daha
fstanbnl Haber Servisi - F tipi
cezaevlerine ve tecride karşı baş-
latılan ölüm orucu eyleminin 552.
- gününde Buca Kınklar F Tipi Ce-
zaevi'nde kalan Feridun Yücel Ba-
tu (33) yaşamını yitirdi.
Batu'nun ölümüyle
birlikte F tiplerine karşı
başlatılan eylem süre-
cinde yaşamını yitirenle-
rin sayısı 101 'e yüksel-
di. Zetiha Ertürk'ün de
önceki gün yaşamını yi-
tirmesi, ruruklu ve hü-
kümlü yakınlannda
"ölümlerin hızkazanaca-
ğı" endişesine neden oldu.
F tipi cezaevlerine karşı başla-
tılan ve 9 ayn ekibinkatıldığı ölüm
orucunda, eyleme 8 ay önce baş-
• Batu'nun
ölümüyle
birlikte eylem
sürecinde
yaşamını
yitirenlerin
sayısı 101'e
yükseldi.
layan Feridun Yücel Batu, duru-
munun af trlaşması üzerine kaldı-
nldığı Atatürk Eğitim ve Araştır-
ma Hastanesi'nde dün sabah ya-
şammı yitirdi.
Ölüm orucu eylemi sı-
rasında durumunun ağır-
laşması üzerine kaldınl-
dığı Şişli Etfal Hastane-
si'nde önceki gün yaşa-
mını yitiren Zeliha Er-
türk'ün cenazesi bugün
toprağa verilecek.
Ertürk'ün cenazesi Ad-
li Tıp'tan alınarak öğle
saatlerinde Gazi Ceme-
vi'ne getirilecek. Cenaze burada
düzenlenecek törenin ardından
Cebeci Mezarlığı'nda toprağa
verilecek.
ı
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@mynet.com oralcalislar@yahoo.corr
Bu kez de öğretmenler Antalya'nın
Serik ilçesinin karakolunda kafalan-
nı duvara vurup kendilerini yarala-
mışlar. Türkiye, karakolda kendisine
zarar veren insanlann ülkesi olarak ün
yaptı. Karakola giden ne yapıp edip,
polisimızi zordurumda bırakmak için
mutlakabir şeyleryapıyor. Bu yüzden
de Türkiye'nin AB ile başı derde gi-
riyor. AB ile diyorum, çünkü milleti-
miz, bunun işkence olmadığını, ka-
za olduğunu bildiği için, Batılılar gibi
"Bu ülkede işkence var" diye sokak-
lara dökülmüyor.
Kafalannı karakol duvarlanna çar-
panlar ülkemize büyük bir zarar veri-
yortar. Içeriye girdiklerinde biraz dik-
katediporayaburayaçarpmasalar ol-
mazmış gibi, ille de biryere çarpıyor-
lar. Bunu yapanlar da genellikle "va-
tanhaini" denen takımdan. Yoksa sı-
radanyurttaşbu konuda dikkatli. Ken-
disini oraya buraya çarpıp, sonra da
"Dayakyedim, işkence yaptılar" di-
ye ortalığadökülmüyor. Bundan ülke-
ye zarar gelebılecegjni biliyor.
Tayyip Erdoğan ülke ülke dolaşıp
Kafasını Karakolda Duvara Vuranlar
bir daha yapmayacağız diyor. Fakat
gelingörün ki hain yurttaşlanmız, ka-
rakola girer girmez ya kendini pen-
cereden atıyor ya da kafasını duva-
ra vuruyor.
Şimdi gelin elin gâvuruna durumu
anlatın: Onlar dıyecekler ki sizin ül-
kenizde karakolda dayak var, işken-
ce var. Polis yetkilileri kibar davran-
malan için sürekli polisleri uyardıkla-
nnı, dünyanın çeşitli yerlerinden egi-
tidler getirdiklerini söylüyorlar. Ga-
zeteciler de bu konuda ülkemizın
aleyhine çaiışıyorlar. Bundan bir sü-
re önceAnkara'da bir üniversrteli gen-
cin dayak yediğini iddia eden görün-
tüler ne yazık ki TV kanallannda ya-
yınlandı. Bütün dünyaya rezil olduk.
Genç, bir depoyagötürüldü ve çık-
tığında eli yüzü tanınmaz haldeydi.
Devlet ne yapsın, hemen müfettışle-
re görev verdi, araştırma yapmasını
söyledi. Araştırmalar yapıldı, sonuç-
larortaya çıktı. Polislerin gencino du-
rumundan hiçbir sorumluluklan yok-
muş. 0 genç de tıpkı Antalya'daki
öğretmenlergibi Türk polisini zordu-
ruma düşürmek amacıyla kendisini
yerden yereatmış, kafasını gözünü kır-
mış. Polisin masumiyeti artık müfet-
tiş raporlanyla da kanıtlanmış oldu.
Şimdi koca devletin müfettişine mi
güveneceksiniz, yoksa ne idüğü be-
lirsiz bir muhabirin görüntülerine mi?
Montaj olmadığı nereden belli.
Ben eminim, şimdi Serik Kayma-
kamlıgı da öğretmenlerin iddialarını
araştıracak ve gerçek ortaya çıka-
cak. Benim önen'mAnkara'daki araş-
tırmayı yapan müfettişlerin Antal-
ya'daki araştırmaya da gönderilme-
leri. Depoda eli yüzu parçalanmış
gençle ilgilı yaptıkları araştırmada
epeycetecrübeedindiklerinı sanıyo-
rum.
• • •
Aslında, biz millet olarak kafayı du-
varavurmaya alışmışız. örneğin Meh-
rnet Ağar, şimdi Susurluk'tan yargı-
lanıyor ya... Çeşitli faili meçhul cina-
yetierkonusundahakkında iddialarvar
ya... Onu en yüksek oyla mılletvekili
seçiyoruz. Bence DYP Genel Baş-
kanlığı için de en uygun adayo. DYP'li-
lere önerim çalışıp çabalayıp Meh-
met Ağar'ı genel başkan yapsınlar.
Onun Emniyet Genel Müdürü olduğu
dönem, yurttaşlann karakolda kendi-
lerini en çok öldürdükleri ve kafalan-
nıduvarlaravurcluklan dönemdi.Adam
bu yüzden az çekmedi.
Düşünüyorum, daha başka kimle-
ri başımıza geçirebiliriz diye... Hani şu
Manisa'dagençlere işkenceyapmak-
tan yargılanan vemahkûm edilmele-
rıne rağmen hâlâ o ilde görev yapan
polisler var ya, onlan neden bir par-
tıden mılletvekili yapmıyoruz ki! Mah-
kûmiyet kararlan mı, ona fazlatakma-
yın sonunda boyle giderse zamana-
şımından ceza almayacaklar. Zaten
o çocuklarda kendi kendilerine işken-
ce yapmamışlar mıydı?
•••
Kafayı duvara vurmak milli bir has-
letimiz. örneğin Millet Meclisi Başka-
nımız Bülent Arınç, "Göreve geldi-
ğim gün inadına sözcüğünü kullan-
masaydım, bu tartışmalar kesilmiş
olacaktı" diyor. Önce kafaları duva-
ra vurup sonra suçu başkalanna atı-
yoruz. Kafalan oraya burayavura vu-
ra, buralara kadar geldik. Daha dün
bizden yoksul olan Bulgaristan gibi
ülkeler, şimdi bizden daha ileri bir
ekonomik vesiyasi düzenesahip ha-
le geldiler.
Kıbns örneği ortada. 28 yıldır Kıb-
ns konusunda kafayı duvarlara vuru-
yoruz. Hervuruşumuzdan sonra Kıb-
nslı Türklerin de, Türkiye'nin de du-
rumu zora gıriyor. Kofi Annan birra-
por hazırlıyor. Iki toplumun eşitliğini
ve güvenliğini garanti altına alan bir
teklifle karşımıza geliyor. "Hayır" di-
ye bağırarak kafamızı duvartara vur-
mayı tercih ediyoruz.
Böyle giderse tarihe, kafayı duva-
ra vuran millet olarak geçeceğiz.
20009
LIYILLARDA
ERDAL ATABEK
Görmek İçin Çok
Beklemedik...
AKP yöneticileri seçim öncesinde "Biz değiştik,
eskisi gibi değiliz, göreceksiniz, bu ülkenin umu-
du olacağız" diyorlardı. Pek çok kişi de bu söyle-
min bilerek yapılan bir taktik olduğunu, değişme-
nin söz konusu olmayacağını söylüyordu. Işın doğ-
rusu, her zaman olduğu gibi, söylenene değil ya-
pılana bakılarak karar verilmesiydi. Biz de bu açık
söylemin yanında bir de yakın yandaşlara ne söy-
lendiğinin bilinmediğini, bu söylemin ancak görü-
lerek değerlendirileceğini düşünüyorduk.
özellikle düşünülmesi gereken söz bugün AKP
Başkanı olan RecepTayyip Erdoğan'ın "Referan-
sım Islamdır" sözüdür. Erdoğan sonradan "refe-
ransım Islam değildir" demış midir, ben okuma-
dım, duymadım, böyte bir şeysöyleyeceğini de san-
mıyorum. Çünkü, bir insan dinsel inancını dünya-
daki yaşamı için temel ilke kabul ederse, artık ona
göre yaşamak, ona göre davranmak zorunluluğu-
nu da taşır. Buna kimsenin diyeceği bir şey ola-
maz, böyle yaşamak insanın en doğal hakları ara-
sındadır. Ancak, topfumsal yaşamı da kendi inan-
cına göre düzenlemek için toplumu yönetmek is-
ter, bunun için örgütlenir, bunun için iktidar müca-
delesi yaparsa, bunun adı "siyasal Islam"dır. Si-
yasal Islam için, temel yaşam biçimi Islam dininin
kurallandır. Laik yaşam biçimi ise toplum kuralla-
nnın din esaslı değil, din dışı esaslı olmasıdır. Top-
lum yaşamı dinsel kurallara göredeğil, din dışı ku-
rallara göredüzenlenmiştir, ınsanlar kendi yaşam-
lannı istedikleri gibi düzenleyebilirler, bunada kim-
se karışamaz. Laik vedemokratik yaşam biçimi de
budur.
Şimdi, görünüşte, AKP din esaslı bir toplum ya-
şamı düzenlemesi yapma peşinde olmadığını açık-
lamaya çalışmaktadır. Ancak, çok kısa zamanda
kuşku verici girişimler hemen ortaya çıkmıştır.
Meclis Başkanlığı'na seçilen Bülent Arınç, bu
görevi "inatla"istediğıniaçıklamış, eşınin Cumhur-
başkanı ve eşini uğurlayışında türbanla gelişini bir
meydan okuma olarak gerçekleştirmiştir. Bu tavır,
"Ben söylediğimiyaparım, siz de görün bakalım"
anlamınıtaşımaktadır. Mesaj açıktır, nettir, ılkadım-
da çatışma göze alınmış, erken bir zafer kazanıl-
mak istenmiştir.
Bu tavnn AKP Başkanı'nı da, Başbakan'ı da bi-
raz rahatsız ettiği izlenimi alınmaktadır. Onlar he-
men acele etmemek, önce kendi çalışmalarını or-
taya koyarak kabul ettirmek, sonra da adım adım
"asılplanı" uygulamaya koymak gibi birstrateji dü-
şünmüş olmalıdır. Ancak olaylar böyle gelişme-
mektedir.
Avrupa Topluluğu'na katılmanın bu denli gayre-
tinin de "Avrupalı olmak"la ilgisi bulunmadığını
düşünmek daha doğrudur. Asıl hedef Avrupa'nın
desteğini, "ordununsiyasetekanşmaması"tema-
sı üzerinden alabilmektir. Avrupa Topluluğu, ken-
di ilkeleri arasında olan askerlerin politika üzerin-
de söz sahibi olmamasını destekleyince laiklik il-
kesi kolayca tartışmaya açılacak, Cumhuriyetin
temel ilkeleri üzerinde "demokratik değişiklikleri"
yapılabilecektir. Sjyasal Islam, Avrupa Topluluğu yo- *
luyla kendisine çıkış yolu aramaktadır. Uzun vade- .
li strateji büyük olasılıkla budur.
Içerde iki ana tutum da bu yolun taşlannı döşe-
yecek biçimde düzenlenmektedir.
Birincisi, kadrolaşma yoluyla görüş vedüşünce-
lerini yönetimin her kademesine yerleştirmektir.
Milli Eğitim, Içişleri, Sağlık, Sosyal Güvenlık baş-
ta olmak üzere en üstten başlayarak derece de-
rece aşağıya inerek yapılacak kadro değişıkliği,
"söylemleri koruyarak ve görünüşte tepki uyan-
dıracak bir şeyyapmadan" istenenleri yapma fır-
satları yaratacaktır.
Ikincisi de imam-hatiplilerin üniversiteye girme
yolu açılarak her düzeydeki kadrolaşmanın bu
okullar kökenli olması sağlanacaktır.
Bu iki yolla, görünürde pek fazla değişiklik yap-
madan istenen her amacı gerçekleştirme yolunda
geri dönülmesi çok güç adımlar atılmış olacaktır.
Bu çalışmalar, "Türban neredeolsun, nerede ol-
masın?" tartışmalanndan çok daha önemlidir ve
Cumhuriyetin geleceğiyle yakmdan ilgilidir.
Çok beklemeden ortaya çıkan tutum ve davra-
nışlann gösterdiğiodurki, "Erbakan Hoca"nın iz-
leyicilerindedeğişen hiçbirşeyyoktur. Hoca'nın uz-
laşmaz ve inatçı tavıriannın başarısızlığından alı-
nan derslerin de pek bir şeyi değiştirmediğı kısa
sürede ortaya çıkmıştır.
'Mesela Dedik'te yazdığımız "körebe oyunu"
gözlerdeki bağın çıkması ile sonuçlanacağa ben-
zemektedir.
AKP, seçim öncesi söylemlerini yaptıklanyla or-
tadan kaldırmaya başlamıştır. Böyleceeline geçir-
diği fırsatı da erkenden harcamaya başlamıştır.
Erken hüküm vermedik, bekledik, baktık vegö-
rüyoruz. Olan biten budur.
Gözlerdeki bağ çözülünce oyun da biter.
• • •
Mefih CevdetAnday, uluslararası çapta birsa-
natçıdır, bir aydındır.
Bülent Tanör, büyük bir hukukçu, büyük bir ay-
dındır.
Insanlığa verdikleri, ülkemize kattıklan ile son-
suza dek yaşayacaklardır.
Kimileri işte böyle öldükten sonra da yaşar.
Kimileri de, ne yazık ki, yaşarken ölmüşlerdir.
e-mail: erdalataka superonline.com
faks:0212-513 90 98
Kapalı Cezaevi nde kavga
2 mahkûm
yaşamını yitirdi
AKSARAY(Cumhu-
riyet Bürosu) - Aksaray
Kapalı Cezaevi'nde
mahkûmlar arasında çı-
kan kavgada 2 ruruklu
yaşamııu yitirdi.
Alınan bilgiye göre.
300 kişilik cezaevinde,
gasp ve cinayet suçlu-
larının kaldıgı 5. ko-
ğuştaki mahkûmlar ara-
suıda kavga çıktı.
Kavgada bıçaklanan
AbdullahAktürk ve Bt-
lal Ateş adlı mahkûmlar
yaşamlannı yitirirken,
yaralanan BilaJGençad-
lı tutuklu Aksaray Dev-
JetHastanesi 'nde tedavi
altına alındı.
Ola>ın ardından jan-
darma tarafindan cezaevi
ve çevresinde geniş gü-
venlik önlemleri alındı.