Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16 ARALIK 2002 PAZARTESİ
8 HABERLERIN DEVAMI
Ekonomi öne çıkıyor
Türkiye iç
gündemine
dönüyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Kopenhag zirvesinden sonra
Türkiye "iç" gündemine dönüyor.
Hükümetin öncelikli konulan
arasında bu hafta işçi emeklileri ile
memurlara zam, geçici bütçe, mali
milat, IMF ile pazarlıklar öne
çıkacak. Siirt seçimlerinin
yenilenmesi sürecinde, Tayyip
Erdoğan'ın aday olabilmesi ve
seçilmesi durumunda yeni hükümet
kunılması da gündeme gelecek.
Önümüzdeki sürecin en önemli iç
gündem maddeleri ana başhldanyla
şöyle:
Erdoğan ve Sllrt: sürtte
yenilenecek seçimler siyasal
gündemin başına yerleşiyor.
TBMM AKP lideri Tayyip
Erdoğan'a adaylık yolunu açacak
anayasa değişikliğini kabul
ederken, gözler Çankaya'ya
çevrildi. Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'in paketi onaylaması
durumunda, Erdoğan'a adaylık yolu
açüacak. Erdoğan'ın aday olması
ve seçilmesi durumunda, 59.
hükümetin kunılması gündeme
gelecek.
Uyum paketlerl: Turban
tartışmalannuı odağında yer alan
uyum paketi, Milli Eğitim
Komisyonu'nda bekliyor. Alt
komisyonun çalışmalannı
tamarnlamasının ardından öğrenci
affinın kapsamının genişletilmesine
yönelik gelişmeler bekleniyor.
IMF İle görüşmeler: Ekonomi
yönetiminin IMF ile sürdürdüğü 4.
gözden geçirme çalışmalarının bu
hafta içinde hız kazanması
bekleniyor. 1.6 milyar dolarlık IMF
kaynağının serbest bırakılması için
tamamlanması gereken 4. gözden
geçirmede 4 önkoşul eksik
bulunuyor. Buna göre; hükümetin
ocak ayına dek TEKEL'in
özelleştirme stratejisini belirlemesi,
icra iflas yasa taslağı ve vergi
reform paketini hazırlaması ve atıl
istihdamda IMF'nin istediği
rakamlara ulaşması gerekiyor.
CeÇİCİ bütçe: Geçici bütçe,
IMF'nin 4. gözden geçirme
çalışmalan sırasında şekillenecek.
35.4 katrilyon lira olması tasarlanan
geçici bütçeye son şeklinin
verilebilmesi için memur
maaşlanna yapılacak zammın
belirlenmesi gerekiyor. Bakanlar
Kurulu'nun memurlara 2003
yılında yapılacak zam oranlannı
netleştirmesinden sonra geçici
bütçe çalışmalan da tamamlanmış
olacak..
İ$çl emeklilerlne zam:
Hükümetin seçim öncesinde
çıkardığı kararname doğrultusunda
işçi emeklilerine arahk ayı sonunda
yapıhnası gereken zam oranının da
bu hafta içerisinde netleşmesi
bekleniyor. Kaynak bulunamaması
durumunda zammın bir başka
bahara kalabileceğine dikkat
çekiliyor.
Mall mllat: Hükümetin kayıt dışı
ekonomiyi harekete geçirici
uyanlanna karşuı kaldmnayı
öngördüğü mali milada ilişkin yasa
tasansı bu hafta Meclis gündemine
geliyor. IMF ile hükümet arasındaki
püruzlü konulardan birini oluşturan
mali milat yasa tasansı, özerk
kurullann gelirlerinin bütçeye
aktanlmasını da öngörüyor.
Vergl afft: Hükümetin "vergi
banşı" projesi bu ay içerisinde
yaşama geçirilecek. Maliye
Bakanlığı'nda çalışmalan
sürdürülen yasa taslağuıa göre,
vergi borcu bulunanlann birikmiş
faiz ve gecikme zamlannın yüzde
60-80" i affedilecek.
İhale YasaSI: ÜıaleYasasrna
ilişkin belirsizliğin de bu hafta
içinde giderilmesi bekleniyor.
Hükümet mevzuatın hazır
olmadığı gerekçesiyle yürürlük
tarihini bir yıl ertelemeyi
düşünüyor. Yasa
ile kamudaki ihaleler herkese
açılırken davetiye usulü ihale
sistemi de kaldüılıyor. Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Abdüllatif Şener, yasanın
ertelenmesi yönünde kesin bir
iradenin oluşmadığuıı, konuyu bu
haftakı bakanlar Kurulu'nda
değerlendirceklerini söyledi.
Lojman ve araçlar:
Lojmanlardan sonra makam aracı
kullanım alanını da daraltmak
isteyen hükümet, eski Bakan ve
bürokratlara tahsis edilen araçlan
ahnaya hazırlanıyor. Başbakanlık
bu çerçevede Taşıt Yönetmeliği'ni
değiştirmek için hazırlıklara
başladı.
Yasalarda, örgütlenme özgürlüğünü engelleyen birçok hüküm bulunduğuna işaret edildi
Basında sendikaAB kriteriANKARA (AA) - Avrupa Birli-
ği'nin Kopenhag Zirvesi'nde, Tür-
kiye'nin "gerekli kriterleri" yeri-
ne getirmesi halinde Arahk 2004'te
tam üyelik müzakerelerine başlan-
masuıın değerlendirileceği karan
alınırken Türk medyası hakkındaki
raporlarda, tam üyelik için aranan
kriterler arasında çalışanlann sen-
dikal haklan da gündeme getirildi.
Avrupa Birliği tarafindan yayım-
lanan Türkiye hakkındaki son tler-
leme Raporu'nda, "Örgütlü bir
basın sendikasımn yokluğu, bası-
nın bağımsızlığını zayıflatmakta-
dır" ifadesine yer verildi.
Uluslararası Gazetecüer Federas-
yonu (FIJ) ve Avrupa Gazeteciler
Federasyonu (EFJ) tarafindan Türk
medyasına ilişkin olarak hazırlanan
raporda ise "işyerlerinde-
ki haklar ve özgürlükle-
rin, demokrasinin köşeta-
şını oluşturduğu" belirti-
lerek "Medya sahipleri,
Türkiye'de demokrasi is-
tediklerini (özellikle
AB'ye giriş olasılığından
dolayı) iddia etmekle bir-
likte; kendi ticari çıkarla-
nyla çeliştiği zaman bu
hevesleri süratle yok ol-
maktadır" denildi.
Merkezi Brüksel'de bulu-
nan FIJ ve EFJ'nin oluştur-
duğu bir heyetin, Türkiye
Gazeteciler Sendikası'nın
(TGS) organizasyonuyla Türkiye'de
gerçekleştirdiği incelemelerin ar-
dından hazırlanan, "Türkiye'nin
Gazetecilik ve tnsan Haklan Mü-
cadelesi: Sendikal Haklar ve Ba-
sın Özgürlüğünün Gündeme
Alınması" başlıklı rapor yayımlan-
dı.
Türkiye'nin basın ve ifade özgür-
lüğü ile temel hak ve özgürlüklerin
kullanımındaki eksikliklerinin yanı
sıra medya çalışanlannın sendikal
haklardan yoksunluğuna da dikkat
çekilen raporda, emeğe ve bireysel
haklara saygının güç bela var oldu-
ğu bir toplumda, yasalarla tarunmış
birkaç temel insan hakkının uygula-
mada herhangi bir anlamının olma-
dığı kaydedildi. Raporda, "demok-
ratik bir toplumun ihtiyaçlannı
karşılayabilmek için hâlâ uzun bir
yol bulunduğu" bildirildi.
Raporun, "Basın Özgürlüğü ve
Mesleki Haklar" başlıklı bölü-
münde, Türk yasa ve yönetmelikle-
rinde ıfade, dın, dil ve örgütlenme
özgürlüğünü engelleyen 300'den
fazla hüküm bulunduğuna işaret
edildi. Basın özgürlüğü üzerindeki
diğer bir kısrtlamanın medyadaki te-
kelleşmeden kaynaklandığına işaret
edilen raporda, "medyanın kendi
kendine sansür uyguladığı" belir-
tildi. Raporda,u
Yasal kısıtlamalar
kadar, bazı medya yöneticileri de
medya sahipleri lehine haberlerin
veriliş biçimini süzgeçten geçir-
mekte, şirketin ticari çıkarlanyla
çelişebilen herhangi bir haberin
yazüışında gazetecileri güçsüzleş-
KESK'in düzenlediği sempozyum sona erdi
Toplumsalmhalefet örgüûmmdi
tstanbul Haber Servisi - Kamu
Emekçileri Sendikalan Konfederasyo-
nu'nun(KESK) KadırgaKültür Merke-
zi'nde iki gündürdevam eden "Banş ve
Demokrasi Sempozyumu" dün sona
erdi. Sempozyumun son gününde Türki-
ye'de banş ve demokrasi kavramlan tar-
tışıldı. Türkiye tnsan Haklan Vakfi Baş-
kanı Yavuz Önen, "Anayasa maddele-
ri ni değiştirerek ya da değiştirir gibi
görünerek demokratikleşilmez. Önce
bu temel yaklaşım değişmeli. AB uyum
sürecinden ayrı olarak Türkiye'nin
buna ihtiyacı var. Toplumsal muhaie-
fetin yeniden örgütlenmesi gerekiyor"
diye konuştu.
tinnektedir" denildi.
Raporun, "Sosyal ve Sendikal
Haklar" başlıklı bölümünde ise
şöyle denildi: "TGS'nin bakış açı-
sına göre son dûzenlemeler, Batı
Avrupa standartlannda demok-
ratik bir toplumun yaratılması
için yeterli değildir. Gazeteciler
bakımından. sermaye yapısı ve
medya sahipligindeki yoğunlaşma
ile medya çalışanlannın çoğunlu-
ğunun içinde bulunduğu çalışma
koşulları ve iş güvencesinin eksik-
liği: basın ve ifade özgürlüğü ile
insan haklannın kuUanılmasının
önünde önemli ölçüde engel oluş-
turmaktadır."
Raporun, U
TGS Eylem Progra-
mı" başlıklı bölümünde ise TGS ta-
rafindan verilen bilgiler doğrultu-
sunda, "Türkiye'de gaze-
teciliğin durumunun aci-
len ve her yönüyle ele alın-
ması", "basın özgürlüğü
için yasal korumalann ye-
rine getirilmesi", "ekono-
mik, sosyal ve mesleki açı-
dan gazetecilerin duru-
munun; medya sahipleri-
nin gücü karşısında kuv-
vetlendirilmesi", "gazete-
cilerin, sendikal örgütlen-
mede özgür olması" ve
"medya çalışanlannın,
yasayla korunan iş hakla-
nna sahip olması" gerek-
tiği ifade edildi.j
TÜRKİYE YAYINCILAR BlRLtĞİ
Noam Chomsky'ye
banş ödülü
Kültür Ser\isi - CNR
Uluslararası Fuarçıhk ve
Türkiye Yayıncılar Birliği
(TYB) tarafindan düzenlenen
" 1 . Istanbul Uluslararası
Kitap Fuan" kapsamında
ünlü düşünür Noam Chom-
sky'ye "2002 Türkiye Yayın-
cılar Birliği Banş Ödülü"
dün törenle verildi. Chomsky,
savaşın konuşulduğu bugün-
lerde kendisine "banş" ödü-
lü verihnesini çok anlamlı
bulduğunu ifade etti.
Yeşilköy'deki CNR Fuar
Merkezi'ndeki törenin son-
rasında ünlü dilbilimcinin
konuşmacı olarak katıldığı
"Banş ve Yayınlama Öz-
gürlüğü' konulu bir söyleşi
yapıldı.
Banşa bir şans verin
Scala Yayıncılık ve Sosyal
Araştırmalar Vakfi' run giri-
şimiyle gerçekleşen ödül tö-
reninin açıhş konuşmasını ya-
pan TYB yönetim kurulu üye-
si Hakan Feyyat, savaş tarih-
lerinin belirlendiği bu dönem-
de "Banş" temalı bir fuann
önemli bir mesaj içerdiğini ve
John Lennon'un "Banşa
bir şans verin" sözünü ken-
dilerine slogan olarak benim-
sediklerini belirtti. Feyyat'ın
konuşmasının ardından TYB
Başkanı Çetin Tüzüner, sa-
vaş karşıtı düşünce ve yazıla-
nyla banşın temsilcisi olan
Chomsky'ye "2002 Türkiye
Yazarlar Birliği Banş Ödü-
lü"nü verdi.
Ünlü düşünür ise aldığı bu
ödülden duyduğu onuru anla-
tacak sözcük bulamadığını,
yaşadığımız bugünlerde bu
ödülün daha özel bir anlam ta-
şıdığını belirtti.
ABD'li muhalif yazar
Chomsky, ödülünü aldıktan
sonra yaptığı konuşmada, ya-
zar Yaşar Kemal, yazar Dr.
tsmail Beşikçi ve kapatılan
DEP milletvekili Leyla Za-
na'nm Türkiye'de konuşma
ve düşünme özgürlüğü için
mücadele veren isimlerden
olduğunu kaydetti.
Uysal anarşist
Ödül töreninin ardından
düzenlenen söyleşide Ameri-
kalı muhalif, "Sorun,
Irak'taki savaş ve Türki-
ye'nin Amerika'nın basın-
cına karşı ne yapacağıdır"
dedi. tran-Irak savaşı sırasın-
da kitle imha silahlan yaratıl-
masma izin verildiğini iddia
eden Chomsky, ABD'nin
uzaya silah yerleştirmek iste-
diğini savundu.
Chomsky, büyük imha ka-
pasitesine sahip bu silahlann
yok edici gücünün çok oldu-
ğunun da altını çizdi. Kendi-
ni "çağımızın uysal anarşis-
ti" olarak tanımlayan Noam
Chomsky, sözlerini düşünce
özgürlüğüne ilişkin yorum-
larla sürdürdü.
Papa'yaAB mektubu
Nevşehir'de 14 yaşındaki ilköğretim okulu öğrencisi Aysel Samur, Papa II.
Jean Paul'e mektup yazarak AB konusunda Türkiye'ye destek olmasını is-
tedi. Türkiye'de Müslüman,Yahudi ve Hıristiyan toplumların bir arada ya-
şadığına dikkat çeken Samur, "Güçler birleştirilerek, banş, dostluk ve sev-
giye dayalı bir dünya neden yaratılmasın" diye sordu. Ürgüp ilçesindeki Me-
miş Aksoy İlköğretim Okulu 7. sınıf öğrencisi Aysel Samur, Papa Jean Pa-
ul'e yazdığı mektubnnda, Türkiye'nin coğrafi ve stratejik bakımdan dün-
yada saygın bir konumda olduğuna dikkati çekerek, AB konusunda haksız-
îık yapılmaması gerektiğini belirtti. (SELAHATTÎN ŞAHÎN)
BAZI TÜRK FÎRMALARIZAN ALTINDA
Rusya'dan tarikatçı
casus suçlaması
MOSKOVA (AA) - Rusya iç
istihbarat servisi FSB'nin Baş-
kam Nikolay Patruşev, bu yıl
içindeki karşı casusluk çahş-
malarma ilişkin değerlendir-
mesinde, ABD'ye ve bazı Türk
kuruluşlanna yönelik suçlama-
larda bulundu. Patruşev, Rus
basm kuruluşlannın temsilcile-
rine verdiği brifingde, "Tûrki-
ye'den bir tarikatın" Rus-
ya'da kurduğu iki firma ve üç
vakıf aracılığıyla etkinlik gös-
terdiğini, istihbarat servisleri-
nin de bu kuruluşlan kullandık-
larmı iddîa etti.
Bu firma ve vakıflann, ya-
bancı istihbaratçılann çalışma-
lanna önemli katkı sağladıkla-
rmı iddia eden Patruşev, şöyle
devam etti: "Bu tarikat, Ku-
zey Kafkasy a'daki gelişmeler
bakkında bilgi topluyor, Rus
gençleri arasında Pan-Tür-
kizm ve Pan-tslamizm çalış-
malan yapryor, Rusya'nın çe-
şitli bölgelerinde yerel yöne-
tim organlannda.Türkiye'yi
destekleyen lobilerin kurul-
ması için belirli kişiler üze-
rinde çalışıyor. Bu teşkilatın
temsilcilerinin, Çeçenis-
tan'daki militanlan destekle-
yen Türkiye'deki bazı kuru-
İuşlarla yakın temas halinde
olduklarına ilişkin olarak da
elimizde bilgi var."
Patruşev, bu örgütün Rus-
ya'mn Başkırt, Dağıstan ve Ka-
raçay-Çerkes cumhuriyetlerin-
de faaliyette bulunan temsilci-
lerinden 50'sinin çalışmalannı,
2002 ydı içinde engelledikleri-
ni belirtti. Patruşev, Mosko-
va'daki ABD Büyükelçili-
ği'nde görevli bir diplomatm
da Amerikan Merkezi Haberal-
ma Örgütü (CIA) adma çalışa-
rak casusluk yapmasından ötü-
rü smırdışı edildiğini söyledi.
TBB BAŞKANI ÖZDEMİR ÖZOK:
Türkiye'nin önünde
sıkmtılı bir yol var
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye Barolar Bir-
liği Başkanı Özdemir Özok,
Türkiye'nin önünde AB üyeli-
ği için sıkmtılı ve çetin bir yol
olduğunu söyledi. 58. hüküme-
tin uzmanlardan görüş ahnadan
kendi bildiği gibi anayasa deği-
şiklikleri yaptığını vurgulayan
Ozok, laik ve demokratik hu-
kuk devletinin gerekleri konu-
sunda ise hiçbir çahşmamn ya-
pılmadığına dikkat çekti. Özok,
"ABD'nin son zamanlarda
Türkiye'ye sanki bayrağın-
daki yildûdardan biriymiş gi-
bi inanılmaz önerilerde bu-
lunduğu nun" da altını çizdi.
Türkiye Barolar Birliği'nin
"4. Baro Başkanları Toplan-
üsı" dün yapıldı. Avııkatlık Ya-
sası ve uygulamasından kay-
naklanan sorunlann değerlen-
dirildiği toplantıda, Kopenhag
zirvesinin sonuç bildirgesine
de değinildi. Türkiye Barolar
Birliği Başkanı Özdemir Özok,
hem seçim bildirgelerinde hem
de acil eylem paketinde konu-
nun uzmanlanndan görüş alı-
nacağı belirtilmesine karşın hü-
kümetin kendi bildiği ölçüler
içinde anayasa değişiklikleri
yaptığını vurguladı.
AB konusunda attığı çağdaş
adımlar ve uyum yasalan konu-
sunda 57. hükümete teşekkür
borçlu olduklannı aktaran Ö-
zok, Kopenhag büdirgesiyle il-
gili olarak da şu değeriendir-
meyi yaptı:
"Türkiye'nin önünde çok
sıkmtılı ve çok çetin bir yol
görünüyor. Atatürk ve arka-
daşlannın başlatmış olduğu,
muasır medeniyet seviyesine
ulaşmak,Avrupa medeniyeti-
ne yûzü dönük bir ülke ya-
ratmak insanlığın ortak kül-
tür mirasıdır."
G U N D E M MUOTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
yoksa, sonuç bildirisine eklenen yeni tümceleri
uzata uzata ip yap, salıncak kur, keyfince sallan.
Gelinen noktada elde bir tek şu var:
Rotamız değişmeyecek!
Bunun temel nedeni, Türk toplumunun nasıl ve
hangi koşullarda olduğunu da pek sorgulamadan,
daha iyi bir yaşam istemesi. Devlet kadrolarından
beklenen, bu rotayı, gemiyi hasara uğratmadan, il-
le de oraya ulaşacağız diye olmadık bataklara gir-
meden sürdürülmesi.
Hükümetten beklenen de "milli irade" türküsü-
nün arasına, "AB böyle istiyor" nakaratı yerieştirip,
sistemle oynamaya ve AKP'nin kemık tabanının is-
temlerini yaşama geçirmeye kalkmaması!
Bunun izlerini gördüğümüz için vurgulama gere-
ği duyuyoruz...
Bu hafta gözümüz, AB'den çok içeride olacak.
Kopenhag Zirvesi'nin önüydü arkasıydı derken, çö-
zümlenmesi gereken iç konular giderek kabarıyor.
IMF heyeti Ankara'ya postu serdi, hükümette
dostu kim, onlara bakıyor. Geçen hafta bürokrat-
larla teknik düzeyde çalışma yaptılar. Bu hafta on-
lar için 2002'nin son çalışma haftası. Hükümetin,
toplumun hemen her kesimiyle olduğu gibi IMF ile
de pembe günleri devam ediyor. IMF, yeni hükü-
metin de kendisiyle çalışmasından memnun, hü-
kümet IMF'nin olağanüstü bir dayatma içinde gö-
rünmemesinden memnun. Ancak, hükümetin söz
verdiği kimi konulara IMF'nin'hayır dediği biliniyor.
Bunlan hafta içinde yeri geldikçe işleyeceğiz.
Birinci ay
Bu haftanın bir başka özelliği de hükümetin bi-
rinci ayını resmen dolduruyor olması. Arkadaşlar fi-
ili olarak 4 Kasım sabahı işbaşı yaptı ama. hükü-
metin ilanı 18 Kasım'dı,
Pembe günlerin sürmesinin bir yansıması olarak.
özellikle iş âleminden hükümete şöyle bir bakış var:
Ne yapıyorsa dogrudur!
Bunun iki temel nedeni olduğunu düşünüyoruz:
1 - lyimser havanın sürmesiyle piyasa dengeleri-
nin olumlu yönde seyretmesi.
2- Hükümete istedikleri düzenlemeleri yaptırma
beklentisi.
Birinci şık özellikle ekonominin dengeleri açısın-
dan önemli. Ikinci şıkkı ise henüz tam olarak için-
den çıkamadığımız ekonomik krizin faturasının her-
kese dengelı dağıtılması açısından dikkatle izliyo-
ruz. Zira bizde "fedakâriık" paylaştırılırken şöyle
davranılır:
"Feda"sı bir kesime "kâriık" kısmı başka kesime!
Bunun göstergelerinden biri, kamu çalışanlarına
maaş zammı ile KDV oranlarındaki düzenleme ola-
cak. Hükümet işbaşına gelirken vatandaşı devlet-
le barıştıracağını söylemiş, bunu da "vergi affına"
oturtmuştu.
Ekonomi bürokratları, her zamanki gibi maaş
zammıyla ilgili çok seçenekli dûzenlemeler yapıp
hükümete sunacaklardı ama, kabui görmedi. Hü-
kümet, "Onu bize bırakın" dedi.
Birinci ayın Meclis'teki görünümü ise şu oldu:
Erdoğan'ın ve AKP'nin önündeki engelleri kal-
dırmaya yönelik yasa ve anayasa değişiklikleri,
bunların etrafına birkaç farklı madde eklenerek
Meclıs'ten geçirildi.
Yani hükümet ilk bir ayda kendisine çalıştı.
Ikinci bir ayda da mali miladı kaldırarak, İhale Ya-
sası'nın yürürlük tarihini bir yıl daha ileriye atarak,
kayıt altına girmek istemeyen çevrelere ve ihale
düzeninin aynen devam etmesini isteyen müteah-
hitlere hızmet edeceği anlaşılıyor.
Bakalım dargelirli kesimlere, çiftçiye, esnafa ne
zaman sıra gelecek!
Erdoğan, Istanbul'a dönüşte, Kopenhag'dan çı-
kan karar için, "elhamdülillah" dedi. Elhamdülillah
AB yolundayız ama, çözüm sadece AKP damgalı
yasalar çıkarmak değil, ekonomiyi de AB standar-
dına yaklaştırmak.
[email protected]
Türkiye 800 bin tonla 1. sırada
Toryum
zenginiyiz• Baştarafı 1. Sayfada
cak. Dünyada toplam 1
milyon 71 bin ton tor-
yum rezervi içinde 800
bin ton ile Türkiye bi-
rinci sırada.
Toryum, başka bir
deyişle Türkiye'nin en
az 100 yıllık enerji ih-
tiyacım karşılayabile-
cek, 100 bin kişilik is-
tihdam potansiyeline
sahip ekonomik bir
zenginlik. Ancak tor-
yuma dayalı bir santra-
lm kuruhnasımn mali-
yeti yaklaşık 100 mil-
yar dolar gibi ciddi bir
rakam. Türkiye Fizik
Derneği 2. Başkanı
Prof. Dr. Engin Ank,
gazetemize yaptığı de-
ğerlendirmede, Türki-
ye'nin elindeki önemli
kaynaklardan biri olan
toryumu iyi değerlen-
direbilmek için bir an
önce bilim ve teknolo-
jiye yatınm yapıhnası-
nın kaçmıhnaz olduğu-
nu söyledi.
ABD, toryuma daya-
lı enerji üretimi konu-
sundaki çalışmalannı
tek başına sürdürürken
Avrupa, Cenevre'de
1954 yılında 12 üüce-
nüı birleşerek kurduğu
dünyanın en büyük
hızlandıncı laboratu-
vannda (CERN Labo-
ratuvan-Avrupa Parça-
cık Fiziği Araştırma
Merkezi) araştırmalar
yapıyor. Toryum re-
zervlerine sahip olma-
yan Yunanistan, bu 12
ülke arasında yer alır-
kenTürkiye ne yazık ki
bu laboratuvar çalış-
malanndan yararlana-
mıyor.
CERN'de ön araştu"-
malar tamamlanmış
durumda. Avrupa' nın
ilk prototip toryumlu
nükleer santralı 2005
yılında gerçekleştiril-
miş olacak.
Türkiye'nin de katıl-
dığı Avrupa Birliği 6.
Cerçeve Programı çer-
çevesinde toryumla il-
gili çalışmalar yapıla-
bilmesi amcıyla 3 yıl
için 600 milyon Euro
aynlmış durumda. Do-
layısıyla Türkiye'nin
önünde hâlâ ciddi fir-
satlar bulunuyor.
Ank'm değerlendir-
mesine göre, toryuma
dayalı enerji üretmek
için Türkiye'de önce-
likle bir ekıbin oluştu-
rubnası gerekiyor.
"Türkiye'nin yerin
altındaki toryumu
2015 yılından itiba-
ren kullanabilmesi
için öncelikte bilim
insanına yatınm ya-
pılmalı" diyen Ank,
2010 yılında nükleer
fizik konulannda Tür-
kiye'de 1200 bilim ada-
mının çalışıyor ohnası-
nın şart olduğunu vur-
guluyor. Ancak bugün
bu alanda çalışan sayı-
sı son derece smırlı.