01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 AFtAUK 2002 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ROPORTAJ İNSANIN SERÜVENİ TURHAN SELÇUK K Î M K A W $ , H l Dü'PJST TA3İA-LI ÎSTAN3UL MEYİ VE ADE errî; BcyiS O İ _ M A M (Şrı fe... A3DCLCAN3AZ1 HAPİ-KÜLAD2 MACSHALAHI TSKMİLİ 3İPDEN Urgüp, tüfkayalara oyulmuş gizemiyle kendi efsaneleriniyaşatıyor veyaratıyor EsatAğa'nınahın -wr -w- erkesin hayatı yaza- ^ ^ nnı bekleyen bir ro- ^ ^ ^ w mandır. Xe var ki ro- m m manlannçoğundahiç -A- . ^ L yaşamamış insanla- nn hayatlan vardır. Herkesin haya- tı bir roman ise de yazarlar kendi kahramanlarını yaratmayı yeğler. Böylesi kahramanlar, nedense in- sanlan daha çok etkiler. Bazen de top- lum, romanı yazılmasa bıle etkilen- diği insanlann hayatını belleğinde tutar, zaman içinde efsaneye dönüş- türür. Aslolan insandır... Ürgüp'ün volkanik tüf kayalanna sanki iğne ile kazıhp oya gıbi işlen- miş evlerinde işte böylesi hayal ile gerçek ve roman ile efsane arasın- da, birbirinden habersiz iki farklı ha- yatın izleri var... Bın hiç yaşanmadığı halde yaşa- nıyormuşçasına toplumu etkiliyor... Öteki, çoktan bittiği halde yaşan- dığı mekânıyla efsanesini sürdürü- yor... Mekânlar insanlar içindir. Insanlar yaşadıkça romanlar hep yazılacak.. ama çağımız ınsanına te- levizyona taşınan öyküler daha ya- kın geliyor. Daha kolay... Daha ra- hat... Daha eğlenceli... Daha tembel işi... Fuat Hoca ile Esat Afla Bir televızyon dizisine ev sahipli- ği yapan ve adma "Asmah" denmiş, ama kimsenin bir salkım üzüm ko- garttığı görülmeyen bir konak var Urgüp'ün yanıbaşı Mustafapaşa bel- desinde... tki katlı binanın önünde uzak yollardan gelmiş insanlar sıra- ya diziliyor; müzeye girer gibi para verip içeri geçiyor... Her şey dizide- ki kahramanlann yaşadığı mekânın havasını solumak için, eşyalanna dokunmak için. înanılır gibi değil ama soyut bir dünyayı, somut bir mekânda yaşama dönüştürmeye çahşıyor insanlar... Oysa bu binamn da kendi öyküsü var... 1887 yılında yapılmış... Bir Rum'uneviymiş.. Kapadokya'dan Rumlar gıdince 1938'de öğretmen Fuat Öztiirk sa- tın almış evi... "FuatHoca'nmEyi" olmuş adı... Yörede turizm gelışin- ce 1992'de pansiyona çevrilmiş ev; evin resmi adı "OztürkOtel'', kapı- daki adı ise "Rum Evi" olmuş. Baş- ladığı yere dönen bir öykü... Kim bilir ne hayatlar yaşandı bu evde... Fakat kimin umurunda... Çünkü önemli olan, öyküdeki kah- lamanlara ev sahipliği yapması... însanlar kedilere hiç benzemiyor! Kediler, sahiplerini değil mekân- annı ararmış... Konağın sahibi, çekim için televiz- /onculardan daha çok para isteyin- :e konağı sanal dünyada yakıverdi- er. Kimse itıraz etmedi. Seyirciler .eyretmekle yetindı... Hayal kahra- nanlannı başka bir eve taşıdılar... nsanlar şimdi televizyon dizisinde- d a ağaw nın yeni mekânını tavaf edi- fOT. Kapadokya'dan göçen Rumlann ;albi ise "Esat Ağa"nın evinde... Esat Ağa'nın evı, Urgüp'ün eskı mahallesi Kayakapı'da; Crgüp Ça- yı'na tepeden bakan bir yamaçta... Kayakapı'da evler tüf kayalardan ke- silen taşlarla yapılmış ya da kayala- nn içlerine oyulmuş... Sonra terk edilmiş... Şimdilerde eski mahalle aynen onanlıp büyük bir turistik te- sise dönüştürülecekmiş... Esat Ağa'nın evi, taştan yontma. Bodrumuyla üç katlı evın bir kısmı kayanın içine oyma... Bugün metruk... Katlar arası tahtalar çoktan çürüyüp çökmüş... Alt katta bir ahır... Ahınn arkasında döşek konup yatılan taş- tan bir seki... Sekiye taka da deniyor... Rumlann gönlü tam burada, taş du- varda, bel hizasında bir döşek kona- cakkadardüzlükolansekide... Çün- kü burası Mıannis'ın yaşadığı mekân. Efsaneleri insanlar yaratır. Yuannis'in yaşamı hem roman hem de tam bir efsane... Ahırın dlblnde bir döşek 1711 yılında Türklerle Ruslar Kı- run'da savaşırken, 21 yaşında Yuan- nis adında bir genç, Tatarlar tarafın- dan esir alınır ve köle olarak Os- manlı'ya satılır. Yuannis'i Ürgüp'ün zenginlerinden Esat Ağa alır... Ağa, seyis olarak görevlendirdiği yeni kö- lesine, evinin yanındaki kayanın içi- ne şömineli güzel bir oda yaptınr. Fa- kat genç adam, zengınliğin insan ru- hunu fakirleştireceğini söyleyerek kendisine verilen odada kalmaz, ahı- nn en dibine yatacak bir yer oydu- rarak orada kalır. O yer, bugün yerli yerinde duru- yor. lakin içerisi zifiri karanlık. Bir el feneri gerek... Bu arada çevTesindekiler, Yuan- nis'i sıJaştınp Müslüman olmasını is- ter... Bir gün Yuannis, "Ağam, bana dinimi değiştirmenı için baskı yapıl- mazsa işkrinizi daha gönül nzasrv- la yapanm r> der. Yuannis Ortodoks Hınstıyan olarak kalır ve ağanın zen- ginliği artar da artar. Derken, ağa hacca gider. Aradan birkaç ay geçmıştir. Evde mantı pi- şirilır. Ağanın annesi, Yuannis'e "Se- nin efendin mantryı çok seventi" der. Yuannis, "Bir tas manü ver, ben gö- türeyim" karşılığıru verir. Gülerler ama ahırda kendisinın yiyeceğini düşünerek bir tas mantı verirler. Yu- annis, ahırda dua eder, bir melek ge- lir ve mantı tasını alıp Mekke'ye gö- türür. Ağa, hac dönüşü boş tası ge- tinnce Hıristiyanı ve Müslümanıy- la bütün Ürgüp halkı Yuannis'in Tan- n'nın çok sevgıli bir kulu olduğunu anlar. Yuannis, 27 Mayıs 1730'da, ahırın dibindekı sekide ölür. Gömüldük- ten bir buçuk yıl sonra mezanna gök- ten bir ışık iner. Papazlar mezan açar; Yuannis'in bedeninin çürüme- diği, misler gibi koktuğu görülür. Yuannis, Aziz Yuannis olmuştur... Efsaneler insanlann rüyalannda sürer. Azız Yuannis, rüyasına girdi- ği insanlara gelecekten haberler ve- rgüp'te Fuat Hoca'nın evi, televizyonda adına "Asmalı" denen bir konağa dönüşünce ünlendi... Aziz Yuannis'in yaşadığı Esat Ağa'nın evi ise onanlacağı günü bekliyor... rir, onlan kötülüklerden korur... Ölü- münden 160 yıl sonra Aziz Yuan- nis'in mezanrun bulunduğu yere bü- yük bir kılise yaphnlır. Kilisenin ya- pımı altı yıl sürer... Ortodoks Rus- lar da inşaata para yardımında bulu- nur. Ancak paraya karşıhk Yuan- nis'in başını isterler, Rumlar ise sol kolunu vermeye razı olur. Kilisenin açıhşını dönemin tstanbul Patriği VIIL Neofitos yapar... Tarih 1950'yi gösterdiğinde, yani yapılışından 60 yıl sonra kilise yıkı- lır... Yerini Kız Meslek Lisesi alır. Ki- lisenin balgami mermerden görkem- li kapısı, Urgüp Belediyesi'nin ka- pısı olur... Kiliseden kala kala kita- besinin bir bölümü kalmıştır, o da Ür- güp Müzesi'ne kaldınlır... Kilise yıkıhr, ama Aziz Yuannis'in Ürgüp'teki mezannda artık cesedi yoktur. Yuannis Yunanlstan'da Sol kolu 19. yüzyılın sonunda Rus- ya'ya gönderilen Aziz Yuannis'in serçe parmağı Yunanistan'ın Larisa kentinde, cesedinin geri kalanı da Yunanistan'ın Eviva Adası'ndaki Prokopı köyündedir... Cesedin "dağılıın''ı. herhangi bir efsane ile ilgisi ohnaksızın gerçeğin takendısidir. Çünkü 1924'teki büyük mübadele sırasında Ürgüp'ten giden Rumlar, girdiği yere hayır ve zengin- lik getiren Aziz Yuannis'in cesedi- ni de yanlannda götürmüştür... Yu- annis'i adada kurduklan köye gö- mer ve yeni bir Aziz Yuannis Kili- sesi yaparlar... Bugün Ürgüp'te Yuannis' in yaşa- dığı ve öldüğü Esat Ağa'nın ahınn- daher27 Mayıs'ta bir grup Ortodoks ayin yapıyor; mum yakıyor, dua edi- yor. Ortodokslar Esat Ağa'nın evi- ni unutmuyor... Esat Ağa'nın evi ve ahın, Kaya- kapı mahallesinin uzun yıllar sonra anca bitecek büyük turİ2m projesi içi- ne girmeden bir an önce onanlma- yı bekliyor. Ürgüp, kayalara oyulmuş ve çoğu boş evlerinin her birinde sayısız in- sanın öyküsünü saklarken Esat Ağa'nın zifiri karanlık ahın, hiç ol- mazsa bir lambanın ışığını bekliyor. insanlar yarattıklan efsanelere ina- nır. Yuannis 'in duası üzerine melek- lerin Mekke'ye götürdüğü mantı ta- sının bugün Ürgüplü yaşh bir bak- kalda bulunduğuna manıldığı gibi. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAIN ERİNÇ Trajikomik Bîr Gerçek Neredeyse bir hafta içinde, Antalya, Manisa ve Erzurum'da meslektaşlanmla birlikte oldum. An- talya'da yerel medya ödüllerinde başarılı olmuş, Manisa'da Ege bölgesinden, Erzurum'da da Do- ğu Anadolu'dan gelen meslektaşlarım vardı. Gazetecıler; sahipleriyle, yayın yöneticileriyle, mu- habıriyle, foto muhabinyle, kameramanıyla, ya- zarianyla ve çizerleriyle bir aradaydı. Doğal olarak üzerinde en çok durulan ve tepki gösterilen konu, üçlü koalisyon döneminde yapı- lan yasa değişikliği ile medyaya getırilen "öldürû- cü" para cezalan oldu. Bu köşenin okurlan, 14 Haziran 2000 tarihinde Meclis'e sunulan tasarının daha taslak aşama- sındayken yapılan eleştirileri ve para cezalannın "caydıncılık" yerine "öldürûcülük" nitelıği taşıdı- ğının dile getırilişinı anımsayacaklardır. Yasanın önce Sayın Cumhurbaşkanı tarafından iadeedildiği, ancak kimi pazarlıklarsonrasında vir- gülüne bile dokunulmadan yeniden yasalaştınldı- ğı da unutulmamıştır. Unutulmayan bir başka yön de Sayın Cumhur- başkanı'nın zorunlu olarak yayınladığı yasanın, para cezalanna ilişkin maddenin de yer aldığı bir grup maddesi için Anayasa Mahkemesı'ne iptal davası açmasıdır. Hem de vakit geçirmeden ve ya- sanın yürürtüğe girdiği gün. • • • Enflasyonun yıl sonunda yüzde 30 dolayında ola- cağı söylenirken Maliye Bakanlığı'nın yenıden de- ğeriendirme oranını yüzde 59 olarak belirlemesi anlaşılır şey değıldi. "Hazineye para lazım" man- tığı yerel ve bağımsız medyayı daha da ateşe at- tı. Bu oranda artacak ağır para cezalannın ust sı- nırlan gazeteler için 2003 yılında şu tutarlarda uy- gulanacak: • Yayına başlarken beyannameyi süresınde ver- memek: 47 milyar 700 milyon lira, • Sahip değışiklığıni süresinde bildirmemek: 95 milyar 400 milyon lira, • Gerçeğe aykın olduğu ileri sürülen beyanna- me vermek: 79 milyar 500 milyon lira, • 2 adet gazeteyi 24 saat içinde cumhuriyet savcısı ile en büyük mülki amire vermemek: 159 milyar lira, • Ceza davalannda iddianame ve diğer belge- leri duruşmada okunmadan önce açıklamak ya da mahkeme karan kesinleşmeden mutalaa yayım- lamak: 159 milyar lira. Radyo ve televizyonlarla ilgili para cezalannın alt sının 15 milyar 900 milyon lira, üst sının da 397 milyar 500 milyon lira olacak. AKP'nin Maliye Bakanı da, hiçbir değertendir- me yapmadan sanki gerçek enflasyon oranını göstenyormuş gibi aynı oranı sahipleniverdi. Hoş sahiplenmeseydı de para cezalan öldürü- cülükten kurtulmayacaktı ama, AKP ıktidan daha ilk adımda kendi içinde çelişmeyecekti. Çünkü Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, aynı döneme ilişkin enflasyon oranının yüzde 31.6 olduğunu 14 Ara- lık günlü Resmı Gazete'deki bir yönetmelik deği- şikliği ile açıkladı ve tutarların 2003 yılı için bu oranda arttınldığını duyurdu. (Hürriyet 15.12.2002) Çelişkiyi vurgulayıp konumuza dönelim. • • • Datça'da gazete yayımlayan Sinan Kara'nın başı yerel yöneticılerie derde girdi. 9 Ekim 2000 günü yayımladığı gazetenin iki nüshasını Cumhu- riyet Savcılığı'na vermiş olsa bile alındı belgesı al- madığı için hakkında kamu davası açıldı. 2001 yı- lında yürürlükte olan yasa maddesıne göre 3 ay hapis ve 91 küsur milyon lira para cezasına mah- kûm edildi. Ancak arada yapılan değışıklıkle mad- dedeki hapis cezası kaldınldı. Mahkeme de kara- nnı değiştirip yeni maddeyi uyguladı: 30 milyar li- ra para cezası. Kara, her yerel gazeteci gibi 30 mil- yar lırayı rüyasında bile görmemişti. Para cezası süresinde ödenmeyince Infaz Yasası gündeme geldı. Cumhuriyet Savcısı baktı kı 90 gün hapis- ten hafif sayılarak verilen, ama ödenmeyen para cezasının karşılığı 2750 gün hapse denk geliyor. Yasadaki sınıra göre de 1095 güne ınıyor. Yeniden mahkemeye başvurdu. Datça Asliye Ceza Mah- kemesi de durumun, "hakkaniyet veadalete" ay- kın olduğu gerekçesiyle eskı cezanın uygulanma- sına karar verdı. Kara, 91 küsur milyon lirayı da ödeyemedıği için 3 aya 8 gün daha eklendi. Sinan Kara, "Hapis cezasını kaldırdık" diye övü- nürken yasa koyuculuğu yüzüne gözüne bulaştı- ran üçlü koalisyon yüzünden bugün hapse giri- yor. Umuyoruz ki AKP iktıdan. bu trajikomik örneği dikkate alarak yasayı değıştirmek için harekete ge- çecek, CHP de soru önergesi vermekle yetinme- yip değışikliğe katkı sağlayacaktır. ••• Hukukumuzun anıt insanlarından, yazarımız Avukat Halit Çelenk dün 80'incı doğum gününü kutladı. Çelenk'e hukuka katkılarının süreceğı ni- ce yıllar diliyorum. oerinc(acumhuriyet.com.tr DENİZ SOM TEPETEPE İSTANBUL, DENİZ SOM DERETEPE ANADOLU Herhangi Bir Yerde-1 Herhangi Bir Yerde-2 GÖNİZİ YAYİNCILIK Tel.: 0.212 512 42 19
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear