23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18 KASIM 2002 PAZARTESİ ÎNCELEME Eski Istanbul Belediye Başkanı Ahmet isvan, kitabında DP iktidarından 12 Eylül'e uzanan sürece ışık tutuyor Başkent GölgesindeIstanbul MtYASE tLKNUR Anılann» kitaplaştıran devlet adamı, bürokrat ve politikacı kervanına Ahmet tsvan da katıldı. Aslında Ahmet Isvan, yayımlanan anı kitaplannın pek çoğu daha piyasaya çıkmadan anılanm yazmaya başlamıştı. Ancak gerek çiftçilik gibi meşakatli bir işe kendini adaması, gerekse Yalova'daki tanm alanlanna, hatta insanlara zarar veren bır fabrikaya karşı giriştiği hukuk mücadelesi nedenıyle kitabın okurlara ulaşması gecikti. Isvan'uı Iletişim Yayınlan'ndan yayımlanan kitabının adı "Başkent Gölgesinde istanbuT. Doğal olarak kıtapta tsvan'ın belediye başkanhğı dönemine ilişkin anılar ağırlıkta. Bu anılann birçoğunu bizzat kendı ağzından dinlediğimizden olsa gerek kitapta ilk kez okuduğumuz DP dönemi ve İsmet Paşa'lı yıllar, hele hele tnönü-Ecevit mücadelesinde yaşanan olaylar oldukça ilginç geldi. Ismet Paşa'nuı 12 Mart dönemine bakış açısı ve duyduğu kaygılara ilişkin açıklamalan ile tsvan'ın belediye başkanhğında sergilediği yöneticilik anlayışı bugünün yönetici, devlet adamı ve politikacılanna ders verir nitelikte. Kitabın önsözden sonra gelen ve "Öncea" başlığıyla başlayan bölümde lsvan'ın, oy kullanma hakkını kazandığı dönemden belediye başkanhğı seçilişine kadar olan süreç anlatılıyor. "İşbaşı" başlığı taşıyan bölümden itibaren de başkanlık günlerine ilişkin çarpıcı olaylara yer verilmiş. Bu olaylar arasmda Taksim'deki parkın büyük oteller tarafından bahçe olarak kullanımı, Migros Türk'ün örtülü ödeneği, Fahrettin Aslan'ın CHP'nin mallamıa el konuldu• "Belleğimde o günün bıraktığı en derin iz, karşı kaldınmda ellerinde eşyalarla bekleyen partililerin oluşturduğu olağanüstü sessiz ve hareketsiz kalabalıktı. Karşı kaldınmda çok sayıda CHP'li ellerinde partiye bağışlayacaklan eşyalarla bekliyorlardı. Sandalyeler, masalar, dolaplar, sehpalar, halılar, Atatürk ve Inönü fotoğraflanyla oyalı örtüler, perdeler partililerin elinde karşı kaldınmda büyük bir göç hazırhğını çağnştıran bir görûntü oluşturuyordu." 7950 seçimlerinde, tahsilimi ve askerliğimi bitirmiş, çiftliğim- de işe başlamış, evlilik hazırlık- lanmı tamamlamış genç bir seçmen- dım. tlk oyumu "Yeter Söz MiDetin- dff!" diye'n Demokrat Parti'ye (DP) verdim. DP, demokrasi özlemi taşı- yan bizleri kısa zamanda düş kınklı- ğına uğratarak, bir çoğunluk diktator- yası kurmaya yöneldi ve yaygın bi- çimde partizan uygulamalarda bu- lunmaya başladı. Muhalefete oy vermiş olan vatan- daşlar düşman sayılıyor, devlet ola- naklanndan yoksun bırakıhyor, hat- ta vatan haini sayıhyor, valiler. kay- makamlar ve her dereceden kamu gö- revlisi DP militanı gibi da\Tanmaya zorlanıyordu. Yurttaşlar ikiye aynbruştı. Devlet, DP'nin malı gibi sayılıyor, muhalif- lere hayat hakkı tanınmıyordu. Bu gidişın sonunda nihayet 1952"de CHP'nin mallanna devletçe el kon- ması kanunu çıkartılınca, CHP'yi desteklemeye başladım. CHP'nin mallanmn alınması önem- li ve dramatik bir olaydı. Bu tarihi ola- ya Yalova'da CHP yandaşlanyla bir- likte tanık oldum ve çok etkilendim. Mal müdürüyle anlaşma yapılmışh; Kitabmda Türkiye'nin yakm geçmişine ışık tutan Ahmet tsvan,eşi Refaa tsvan 0e Metris Cezaevi'nde açıkgonışme sırasında görülüyor. (CUMHURİYET ARŞtVt) müdür, gelip partinin mallannı dev- let adına teslim alacak ve zabıt tuta- caktı. CHP Yalova llçe Merkezi, ze- min katında mütevazı. tek gözlü bir dükkândı. Mevcut bütün eşya, bir toplantı masası. sandalyeler, bir dos- ya dolabı ve bir daktilo masasından ibaretti. Hallm Efendi ve daktilosu Partinin yararlandığı daktilo. par- tiye hizmet veren arzuhalci Halim Efendi'nın şahsi malıydı. Halim Efen- di parti binasından yararlanır, arzu- halcilik yapar, partiden çok cüzi bır ücret alır ve maîdnesiyle partinin ya- zılannı yazardı. Belleğimde o günün bıraktığı en derin iz, karşı kaldınmda ellerinde eşyalarla bekleyen partililerin oluş- turduğu olağanüstü sessiz ve hare- ketsiz kalabalıktı. Karşı kaldınmda çok sayıda CHP'li ellerinde partiye bağışlayacaklan eş- yalarla bekliyorlardı. Sandalyeler, masalar. dolaplar, sehpalar, halılar, Atatürk ve tnönü fotoğraflanyla oya- lı örtüler, perdeler partililerin elinde karşı kaldınmda büyük bir göç hazır- lığını çağnştıran bir görüntü oluştu- ruyordu. Herkes mal müdürünü bek- hyordu. Beklenen an geldi. Mal müdürü, zabıt kâtibi, hizmetliler ve kamyon, parti binasının önünde durdu. Devle- ti temsil eden mal müdürü ve CHP'yi temsil eden ilçe yöneticileri birlikte içeriye girdiler. CHP'nin az sayıda olan eşyası zapta geçirilerek kamyo- na taşındı. îş zaptın taraflarca imzalanmasına gelince, ilçe başkanı Rahnıi Üstel, parti yöneticileri zaptı imzalamak- tan imtina ettiler. "Bu testiyi de ala- caksuı" diye, Halim Efendi'nin kul- landığı ağzı kınk testiyi gösterdiler. Aflzı kırık testfnln öyküsü Mal müdürü bu kınk testiye dev- letçe el konmasının kendilerini küçük düşüreceğini anlamış, o kınk testiyi almamakta ısrar edıyordu. Tartışma- lar büyüdü ve bizirnkiler, "Bu testi CHP'nin mahdır. Bütün mallanmızı almakla görevtisin, bu testiyi de ala- caksm! r> diye bastırdılar. Yasadaki ifadeye göre, CHP'liler ta- mamen haklıydılar. Zavalh mal mü- dürü öyle bir eziklik içindeydı ki. bir süre dırenmeye çalıştıktan sonra tes- lim oldu ve zapta ilave etti: "1 adet ağzı kınk, tek kulphı toprak testi." Ağzı kınk testi de diğer mallann ya- nında kamyona yüklendı. Kamyonun hareket etmesiyle birlikte, karşı kal- dınmda sessiz bekleyen partililer, el- lerinde eşyalar ve yüreklerinde karar- lı bir hırs, içeriye doluştular. Eskisinden çok daha fazla ve de- ğerli eşya getirilmişti. Beni o gün partiye kaydettiler ve tü- züğe göre nasıl oldu bilmiyorum, ama hemen ilçe yönetim kurulu üyesı yap- tılar. İSMET PAŞA VALİYİ KOVUYOR P'nin asıl hedefi, mu- halefeti ayakta tutan Is- met Paşa'ydı. Ona kar- şı da, hep yasadışı yöntemler- le sonuç almaya çalıştılar. ama alamadılar. Örneğin birgün Pa- şa, Kayseri'ye gidecekti. Hükü- met, Paşa'run bu seyahatine ya- sak koymaya kalktı. Ismet Pa- şa ise, böyle bir yasağı, huku- ki dayanağı ohnadığı için tanı- madığmı açıkladı, biletini ahp trene bindi. Tren kalktı. Tren bir tüıiü kalkamıyor Ne yapacağını şaşıran hükü- met, tren içindeki yolcularla birlikte Kayseri'ye yakın Him- metdede istasyonunda, önünü askerle keserek durdurdu. Tren bir türlü kalkmıyor, ne olacağı • "Saati gelince polis, basın mensuplannın Paşa'nın evine doluşmasını engelleyemedi. tstanbul Valisi'ni yasağı uygulatmak amacıyla Paşa'nın evine yolladılar. Paşa, kolunu kaldınp işaret parmağını valinin yüzüne doğru uzatarak, bütün basının önünde 'Çık dışanya, burası benim evim, ben seni çağırmadım!' diyerek valiyi kovdu. Ve vali süklüm püklüm evi terk etti." da büinmiyordu. Epey bekledik- ten sonra Paşa, trenin pencere- sine çıktı ve treni durdurmuş olan askeri birliğin komutanı- nı çağırdı, "Binbaşı,buradabir kanşıkhk var. Ne olduğunu öğ- renip bana bildiriniz" dedi ve içeri girdi. Bunun üzerine tren kalktı ve Kayseri'ye gitti. Birbaşka olay, îsmet Paşa'nın Istanbul Taşkışla'daki evinde düzenlediği basın toplantısına yasak konmasıyla ilgiliydi. Ta- bii yine hükümetin böyle bir yasak koyma yetkisi yoktu. Ama iktidarda olmarun ken- dilerine sonsuz yetkiler verdi- ğini sanan, yetkilerinin sınırlı ol- duğunu kabul edemeyen DP'li- ler yasağı koyup radyoda da açıkladılar. Saati gelince polis basın mensuplannın Paşa'nın _ evine doluşmasını engel- leyemedi. • Türkiye'nin yakın geçmişine ışık tutan Ahmet îsvan, 'Başkent Gölgesinde tstanbul' adlı kitabında, 12 Eylül darbesine uzanan sürece ilişkin birçok olayı aktanyor, yakın geçmişimize ışık tutuyor. Özellikle CHP içinde Înönü-Ecevit aynlığının perde arkası ile belediye başkanı olduğu dönemde yaşadıklan günümüz politikacı ve devlet adamlanna ders verir nitelikte. DEVLETİ AYAKTA TUTAN NAMUSLU BÜROKRATLAR Basına yansıdı Bunun üzenne Istanbul Valisi'ni yasağı uygulat- mak amacıyla Paşa'nm evi- ne yolladılar. Paşa. kolunu kaldınp işaret parmağını valinin yüzüne doğru uza- tarak, bütün basının önün- de "Çıkdışanya, burası be- nim evim,ben seniçağırma- dım!*' diyerek vahyi kov- du. Ve vali süklüm pük- lüm evi terk etti. Bu olayın çok etkileyici fotoğraflan gazetelerde çıktı. Kitap, İsvan'uı 12 Eytül'de gözaltına almıp DİSK davası sa- nığı yapılmasuun öyküsü ve mahkemede yapüğı savunma ile nöktalanıyor. (FÖtoğraf: CUMHURİYET ARŞlVl) A ralıkl973'tegöre- / • ve başlamıştun. İlk JLM. günlerdeki kutla- malarneredeyse bütün gü- nümü aldığı halde, araya birkaç önemli işi sıkıştı- rabilmiştim. Bunlardan bı- risi, belediyeye ait arsala- ra bazı güçlü kişiler tara- fından el konduğu yolun- daki genel inançla ilgiliy- di. Emlak istimlak müdü- rünü çağırdım ve kendi- sinden, elimizdeki bütün arsalann, ilçeler itibanyla bir dökümünü ve halen na- sıl kullamhnakta oldukla- nnı gösteren bir rapor ha- zırlamasını istedim. Emlak istimlak müdü- rünün, orta yaşını geçmiş, tok sözlü, ciddi ve güven veren bir görünümü vardı. Tedirgindi, korku içinde görünüyordu. Istedikleri- mi, disiplinli bir bürokra- tın en katı ifadeleriyle. "Emredersmiz" sözcükle- nyle karşılamıştı ama, açıkça gördüğüm durak- saması, bu emirden hiç de hoşnut olmadığını, bütün resmi davranışlanna rağ- men ortaya koyuyordu. Bir hafla kadar sonra em- lak istimlak müdürü geldi. Koltuklannın altında dört- beş kalın klasör ve hiç abartmadan söylüyorum gözlerinde yaş vardı. "Bu raponı emrettiniz hazuiadım. Bugüne kadar böyle bir dosya haarian- mamıştır, çünkü hazuian- ması sakuıcabdır. Beledi- yemizin hiçbir zaman öde- yemeyeeeğimiz kadar bü- yiik borçlan vardır. Bu ar- salanmızuı ada parsel bil- gileri aJacakhlannuzm eli- ne geçerse. hepsi haciz yo- luyla ve düşük bedelle eü- mizden çıkar. Bugüne ka- dar ben bu bilgikri kendi memurianmKdanbilesak- lardım. Şündi siz emretti- niz, dosyalan hazuiadım. Size tavsiyem, bu dosyala- n kimse görmesin" dedi. Müdürün gözleri yaşlı Müdürün gözleri ger- çekten yaşlıydı ve son cümlesi çok anlamlıydı. Emri ilk verdiğim sırada, benden çekındiği için böy- le bir çalışmanm tehJike- sini anlatmamış, ama gö- rev anlayışı sonucu, istene- ni yapmıştı. Yine de, olay- lann içyüzünü bilmeyen birisi tarafından belediye- nın çıkarlarmın yok edil- mesine içi elvermiyordu. Dosyalan kasaya kilitle- dim ve kendisine bu bilgi- leri kimseye vermeyece- ğime dair teminat %erdim. kanunsuz binasmın yıkımı, belediye grevi, Halk Ekmek Fabrikasf nın kuruluş öyküsü, Florya Köşkü'nün yapımı ve Kanlı 1 Mayıs olaylannm perde arkası anlatılıyor Kitap, Isvanın belediye başkan adaylığmı önleme adına parti içinde çevrilen oyunlar. 12 Eylül'de gözaltına alınıp DlSK davası sanığı yapılmasının öyküsü ve mahkemede yaptığı savunma ile nöktalanıyor. ECEVIT KENDISINI YALNIZLAŞTIRDI C HP, ortanın solundaolduğunu açıkladıktan sonra çok önemli bir şeyin değıştiğini gördüm. O da partimize olan ilginin artmasıydı. Aleyhimize söylenen sözler ve yürütülen kampanyalar, parti içindeki dalgalanmalar. bizi kamuoyunun ilgi alanına daha çok sokmaya yanyor, sonuçta biz kazançlı çıkıyorduk. Bu kadar yoğun ve ciddi suçlamalar, hücumlar karşısında halkta "Neymiş bu ortanın sohı" merakı uyanıyor, bize açıklama nrsatı veriliyor ve asıl. daha dikkatli dinleniyorduk. Ece\it'in inanmışhğı, üstün hitabet gücü ve etrafindaki değerli ve özvenli kadro ile Türkiye'de sol kavramına kazandırdığı saygmhğın, ülkemiz için çok büyük bir kazanç olduğuna inanınm. Çok değer verdiğim ve yakından izlediğim bu ugraş sürecinde Ecevit'in kendisine destek veren kadrolann başandaki payını küçümsediğini gördüm. Çok sayıda değerli kişinin Ece\ıt'ın çevresınden katkı yaptıktan kısa bir süre sonra dışlandığına tanık oldum. Bu insan harcama modeli gittikçe ivme kazandı ve Ecevıt -belki de Ecevitler demek lazım- yalnızlaştı, taşıdığı potansiyele göre etkisizleşti. 'BÜLENT BANA İSTİFA EHİ BEN KİME EDEYİM1 -W 971 yılı 12 Martı'nda ordu bir m muhtıra ile rejime müdahale etti. J~ Partisiz bir reform hükümeri istiyorlardı. Demirel hükümeti istifa etti. CHP Genel Başkanı Inönü ve Genel Sekreter Bülent Ecevit, ilkin müdahaleye karşı çıkmaya, ordu destekli bir hükümete bakan vermemeye karar verdiler. Ordu, CHP'nin bu karanna karşı ısrarlannı arttırdı. Ismet Paşa, verilen müşterek karardan vazgeçip CHP'den istifa ederek sözde bağımsız hale gelen Nihat Erim hükümerine bakan vermeye razı oldu. Yükselen ortanın solunun lideri ve "Karaoğlan'' konumuna gelmiş olan Ece\it. Inönü"nün kendisini toplantıya beklediği bir sırada, genel sekreterlikten istifa etti ve 12 Mart darbesinin kendisine ve ortanın soluna karşı yapıldığını açıkladı. tnönü ve Ecevit birbirlerine tamamen ters düşmüşlerdi. Kuvvetle Ecevitçi olan parti meclisi, Ecevitçi Kâmfl Kmkoğhı'nu genel sekreterliğe getirdı. Paşa sıkıştınlmıştı. genel başkanlık yetkisini kullanarak olağanüstü kurultay çağnsı yaptı. Paşa, kurultayın yeni delegelerle değil eski delegelerle yapılmasını sa\-undu. Biz de Paşa'yla ters düşmüştük. AH Topuz'la birlikte Arikara'ya gittik. Arabuluculuk yapmaya çalıştık. Paşa, Ecevit'i sorumsuzlukla suçluyor, "Biz onu toplantıya bekKyoruz o evinde basm toplanüsıvla istifa ediyor. Benim çok emeğim vardır Büknt'in üsründe" diyordu. Paşa hırslı bir ifadeyle, "Ne zannedrvor bunlar. devlet adanu büyük adam, bir kerede mi doğru karar verir? Doğru karar on defa karar değiştirilerek veriür. Atatürk de böyle yapardı'" dedi. Bu sözler beni etkiliyordu ama asıl, olayın başka yüzü olduğunu, Paşa'nın şu sözleriyle gördüm: "Bülent bana istifa etti, ben kime istifa edeyim? Tarihe karşı sorumluyum. Bülent tarihte yoktur, o sonra gelecek. Baktinı askeıier agır basıyor; parlamentoyu kapatacaklar. Kaç yü için? Bülent bunu biliyor nıu? Bir daha pariamento nasıl açılacak? Ne zaman? Söyleyin bakayom, Bülent bana istifa etti, ben de istifa etseydim ne olurdunuz?" • "Yükselen ortanın solunun lideri ve 'Karaoğlan' konumuna gelmiş olan Ecevit, tnönü'nen kendisini toplantıya beklediği bir sırada, genel sekreterlikten istifa etti ve 12 Mart darbesinin kendisine ve ortanın soluna karşı yapıldığını açıkladı. tnönü ve Ecevit birbirlerine ters düşmüşlerdi."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear